Powered By Blogger

10 Şubat 2018 Cumartesi

BATTAL GAZİ'NİN İNTİKAMI (1972)

Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Duygu Sağıroğlu, Natuk Baytan
Fotoğraf Direktörü: Cahit Engin
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün

Sesleri Alan Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Ar Direktör: Güven Öktem, Prodüktör Yardımcıları: Erdil Demirbağ, Necip Koçak, Set Ekibi: Mustafa Buvan, Mustafa Höyük, Mehmet Aslan, İlyas Kürtüm, Süleyman Kıncı, Işık Direktörü: Erol Batıbeki, Işık Yardımcısı: Ömer Ekmekçi, Yönetmen Asistanları: Namık Karakılıç, Zafer Par, Prodüksiyon Sorumlusu: Sabri Aslankara, Prodüksiyon Asisitanları: Feyzi Barlas, Ahmet Çelikel, (Acar film renkli laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Fikret Hakan; Meral Zeren, Bilal İnci, Reha Yurdakul, Hikmet Taşdemir, Oktay Yavuz, Atıf Kaptan, Behçet Nacar, Necdet Kökeş, Serkan Acar, Nevin Nuray, İbrahim Kurt, İhsan Gedik, İsmet Erten, Yusuf Sezer, Oktay Yavuz, Hikmet Taşdemir, Necdet Kökeş, Aydın Haberdar, Kadir Kök, Mehmet Şahiner, Giray Alpan, Erol Alkaya, Ufuk Sönmez, Mustafa Özkaya,

Konu: Karısı öldürülüp, çocuğu kaçırılan Battal Gazi’nin Bizanslılara karşı verdiği mücadelenin öyküsü.





BATIDA ÖLÜM VAR (1972)

Senaryo ve Yönetmen: İlhan Engin
Kamera: Nedim Akanlar
Yapım: Star Film / Aziz Sarıkaya

Oyuncular: Yıldırım Gencer, Seyyal Taner, Yeşim Yükselen, Kudret Karadağ, Hasan Ceylan, İbrahim Uğurlu, Hakkı Kurt, İbrahim Kurt, Haydar Karaer, Nejat Özbek, Ali Seyhan, Mehmet Tozkoparan


Konu: fidye için kaçırılan çiftlik sahibinin güzel kızını, haydutların elinden kurtarmak için para için tutulan bir kovboyun macera öyküsü. 

BASTIR BEHÇET BASTIR (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Saba Film/İ. Necil Ozon

Oyuncular: Behçet Nacar, Tufan Giray, Nur Ay, Diler Saraç, Semra Engin, Süheyl Eğriboz, İhsan Gedik, Oktar Durukan,


Konu: Bir stadyumun soyan kasa hırsızları ve onların peşindeki bir polis film Behçet serisi filmlerin ilkidir 

BASKIN (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Operatör: Ali Yaver
Yapım: Bozdoğan Film/ Mehmet Bozdoğan

Oyuncular: Kadir İnanır, Ahmet Mekin, Ülkü Özen, Erol Taş, Yıldırım Önal, Hayati Hamzaoğlu, Suzan Avcı, Ali Şen, Hüseyin Zan, Ali Seyhan, Leman Akçatepe, Süheyl Eğriboz


Konu: Öldürülen Emniyet Müdürü babasının intikamını alan bir gencin öyküsü konu edilmekte. 

BARİKAT (1972)

 Yönetmen İzzet Koray
Senaryo Enis Ayyıldız
Görüntü Yönetmeni Yılmaz Ceylan

Oyuncular: Süleyman Bolat elek Görgün, Bilal İnci , Özkan Altuğ, Nazan Ece, Baki Tamer,Danyal Topatan ,Yaşar Güçlü ,Oktar Durukan, Enver Dönmez ,Ateş Osman, Sabri Kaytan


BALIKÇI KIZ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Temel Gürsu
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Renk Film / Ünsel Aybek

Oyuncular: Melek Görgün, Tufan Giray, Sami Hazinses, Atlan Günbay, Turgut Savaş, Faik Coşkun, Ahmet Turgutlu, Sırrı Elitaş, Ahmet Şenses, Sedef Ecer

Konu: Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan bir kız ile hasımları tarafından aranan balıkçı kızın yanına sığınan bir delikanlının hikayesi.


BABANIN ARKADAŞI (1972)

Yönetmen: Frank Agrama. Senaryo: Faruk A. Alat, Foto Direktörü Franco, Prodüktör: Kültür Film / Şakir V. Sözen,  Reji Asistanları: Hicri Akbaşlı, Faruk A. Alatan, Lucia Porfiri, Fotoğraf: Mustafa Kuzu, Dublaj: Özdemir Han, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Fethi Oğuz, Işıklar: Kenan Eryılmaz, Müzik: Fred Bongusto, Kamera: Enrico Bribıcceh, Fotoğraf: Mustafa Kuzu, (Lale Film Stüdyolarında seslendirilmiştir)

Oyuncular: Ayhan Işık, Richard Harrison, Erica Blanch, Krista Nell, Figen Han, Sema Tamer, Renan Fosforoğlu, Suha Doğan, Feridun Çölgeçen Erden Alkan, Olga Harrison, Kayhan Yıldızoğlu, Hülya Sayın, Hüseyin Zan, Oktar Durukan, Muharrem Şen, Cem Cenker, Rüştü Kızıltaş,

Ayhan Işık başrolü genellikle İtalyan filmlerinde oynayan Amerikalı bir aktör olan Richard Harrison'la paylaşıyordu. Frank Agrama'nın yönettiği film, “L'Amico del Padrino” (Babanın Arkadaşları) adıyla İtalya'da gösterime girdi, yıllar sonra ABD'de “Revenge Of The Godfather” (Babanın İntikamı) adıyla video piyasasına da sürülmüştür. Revenge Of The Godfather’ın jeneriğinde “Ian Flynn” ismi Ayhan Işık'ın takma adı olarak kullanılıyor.

Filmin konusu kısaca şöyle:
Mafya adına çalışan bir katil olan Richard, Türkiye'de eski bir arkadaşı (Ayhan Işık) ile karşılaşır. Aslında o da mafya adına çalışmaktadır ama iki eski arkadaşın patronları, rakip mafya babalarıdır.

Filmin Türkçe ve İngilizce versiyonlarının kurgusu oldukça farklı. Öncelikle “Revenge Of The Godfather” daki seks sahneleri Türkçe versiyonunda yok. Hatta “Revenge Of The Godfather” da Ayhan Işık'ın da yer aldığı bir sevişme sahnesi var. Ancak iki dakikadan biraz daha uzun süren bu sahnenin tam boy çıplaklık içeren bazı karelerinde Ayhan Işık'ın mı oynadığını yoksa dublör mü kullanıldığını anlamak zor. Seks sahnelerinin Türkçe versiyonda yer almamasının haklı ya da haksız gerekçesini anlamak olanaklı ama her nedense filme heyecan katan bazı aksiyon sahneleri de “Babanın Arkadaşları”ndan çıkartılmış.

Filmin sonlarına doğru kumsaldaki bir silahlı çatışmadan sonra Richard ve sevgilisi (Erica Blanck) bir tekneye binip kaçıyorlar. Türk kızı Leyla'nın (Krista Nell) da kahramanlarımızın teknesine gizlenmiş olduğunu görüyoruz. Arkalarından da makinalı tüfekli adamların yer aldığı ikinci bir tekne geliyor. Ancak Türkçe versiyonda sahne burada kesiliyor. : “Revenge Of The Godfather” da diğer tekneden ateş açılıyor. Leyla vuruluyor ve sonra ölüyor. “Babanın Arkadaşları” nda ise en son teknede gizlenmiş olarak gördüğümüz Leyla'yı bir daha ne görüyoruz ne de ondan söz ediliyor. Belki de Türk yapımcılar bir Türk kızının ölmesini içlerine sindirememişlerdir, kim bilir...

Revenge Of The Godfather” ın başlarında Ayhan Işık'ın su kayağı yapan bir adamı vurarak öldürdüğü sahne de Türkçe versiyonda neredeyse yok. Bu sahne Babanın Arkadaşları”nın ortalarında kısmen yer alıyor, denizde bir adam su kayağı yaparken Ayhan Işık'ın elinde tüfekle kayalıklarda dolaştığını görüyoruz o kadar. Türk yapımcılar bu kez de Yeşilçam'ın Kralı Ayhan Işık'ın canlandırdığı karakterin soğukkanlılıkla cinayet işlemesini içlerine sindirememiş olabilirler. (Aksiyon Filmleri www.Kamera arkasi.org) 
__________________________________________________________________________-

AYHAN LSİK'M İTALYAN KORKU FİLMLERİ

Kaynak: Kaya Özkaracalar (Geceyarısı Sineması)

Klaus Kinski'nin Türkiye'de film çevirdiğini ilk kez birkaç yıl önce duymuştum. Bir tanesinin yıllar önce televizyonda oynadığını ve Ayhan Işık’ın da (O rol almış olduğunu geçen yıl ögrendiğimde ise kulaklarıma inanamadım ve bu filmleri izleyebilmeyi iyice kafama koydum. Evet, Ayhan Işık gerçekten de Türk-İtalyan ortak yapımı korku filmlerinde Klaus Kinksin ile birlikte oynamıştı. Bu filmlerin yapılış serüvenlerinin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmaksa filmleri bulmaktan daha da zor olacaktı. Simdi burada, paralarını toparlayabildiğim kadarıyla  çözmeye çalıştığım bu büyük bulmacayı. tüm ayrıntılarıyla aktaracağım.

Ayhan Isik, kariyerinin son döneminde uluslararası ortak Yapımlara yönelmişti. İtalya’da yasayan bir Türk iş adamı olan Şakir V. Sözen'in yapımcılığı üstlendiği ve "Frank Araman’ın yönettiği Babanın Arkadaşları / L'Amica del Padrina (1972) adlı filmde Richard Harrison'la başrolleri paylaşıyordu. Daha sonra yine Sözen'in girişimiyle İtalyan sinemacılar bu kez çok daha ünlü bir oyuncu olan Alman asıllı Klaus Kinski’nin de  rol alacağı iki korku filmi çekmek amacıyla İstanbul' a geldiler ve Hidiv Kasrı’nda çekimlere başladılar. Kinksi, Werner Herzog'un Aguirre' sindeki (1972) mükemmel oyunu sayesinde dönemde ününün doruğundaydık. Ancak çok uyumsuz ve geçimsiz bir oyuncu olan Kinski çekimler sırasında sürekli sorun çıkarıyordu; bu yetmezmiş gibi Kinski ve İtalyan sinemacilar bir gün ortadan kaybolarak Türkiye' den apar top ar ayrıldılar. Oynadığı bu Filmleri izlemek 1979'da ölen Ayhan Işık’a hiçbir zaman nasip olamadı. Derken 1986'daYilmaz Duru, bu iki filmden birinin negatiflerini Roma’da görüştüğü Şakir Sözen' den aldı. Duru' nun adını Ölümün Nefesi olarak koyduğu film, göçmen Türk isçileri için yurtdışımda video piyasasına sürüldü ve yurtiçinde~ özel TV kanallarında gösterildi. Ölümün Nefes i, 1 Nisan 1986' da Cumhuriyet gazetesinin kültür-sanat sayfasında "Ayhan Işık’ın yarım kalan filmi 7 yıl sonra tamamlandı" başlıklı bir habere konu oldu.

 "7 yılın" aslında fi1min çekildiği tarihten değil de Ayhan Işık’ın ölümünden itibaren hesaplanmış olması bir yana bu haber çok daha vahim yanlışlar içeriyordu: Haberin bir yerinde, Yilmaz Duru "filmin eksik kalan bölümlerini Hidiv' Köşkü’nde kendisi çekti" deniliyordu. Oysa aslında yabancı sinemacılar Türkiye' den ayrıldıklarında Hidiv Kasrı’mdaki çekimler esas itibariyle tamamlanmış bir asamaya varmıştı. İtalyanlar Roma' da çekilen bazı ek sahnelerle takviye ederek her iki filmi de gösterime hazır hale getirmişler ve 22 Mart 1974'te 64152 ve 64190 numaralarıyla sicile geçirmişlerdi. Böylece İtalya’da 29 Nisan 1974'te gösterime giren La Mano Che Nutre La Morte'nin (Ölüye Hayat Veren EL) ardından Le Amanti del Mostro da (Canavarın Sevgilisi) 28 Mayıs 1974'te bu ülkede gösterime girmişti. bile... Her iki film ayrıca yıllar sonra GVR General Video Realvision sirketi tarafından İtalyan video piyasasına da sürülmüştü. Ölümün Nefessinin La Mano Che Nutre La Morte ile dikkatlice karşılaştırılması, Türkçe versiyonun İtalyan orijinalinden hiçbir fazla sahne içermediğini, hatta tam tersinin söz konusu olduğunu ortaya koyuyor. Yılmaz Duru, doku nakli deneyi gösteren oldukça kanlı sahnelerin bir tanesinden insanin içini en fazla kaldıran yaklaşık bir dakikalık kısmi, ayrıca müfettişin odasındaki bir sohbet sahnesinden de yaklaşık yârim dakikalık kısmi makaslayarak filmi biraz kısaltmıştı. Filmlerin kurgusu da ufak bir farklılık içeriyor: lezbiyen seks sahnesi, Türkçe versiyonda peçeli kadınla karşılaşma sahnesinden sonra, İtalyan orijinalde ise önce yeraliyor (Ilginç olan bir nokta Duru' nun belden aşağı olmasa da oldukça cüretkar sayılabilecek olan bu sahneyi hiç kısaltmamış olması; Ölümün Nefesi televizyonda gösterildiğinde bu sahnenin yer alıp almadığını merak ediyorum). Duru'nun yaptığı asil katkı, Arif Melikov' a film için yeni bir müzik hazırlatmış olması. İtalyan orijinalin özellikle son sahnelerindeki hüzünlü müzik yerini, korku filmlerinin geleneksel müziklerini daha çok andıran ürpertici bir müziğe bırakmış. Dublaj sırasında Ayhan Işık’ın canlandırdığı Alex adli karakter Türkileştirilerek adi Han Bey yapılmış. Ancak bununla da yetinilmeyerek filmdeki diğer karakterlerin adları da neredeyse tamamen değişmiş: filmin konusu çok kisaca söyle:

Alex/Han Bey ve esi Mashai Marta bir araba kazasi geçirerek Nijinsky Marshall’ın yasadığı Hidiv Kasrı’na kaldırılırlar. Nijinsky Marshall, yüzü yanarak deforme olmus karisini eski güzelliğine kavuşturmak için bir deneyle Mashai Marta'nin yüzünden doku nakli gerçekleştirir. Bu arada Vanya  Johnson tarafından içinde iskelet olan bir tabuta kapatılan Alex i Han Bey, Vanya  Johnson'un ırzına geçtigi Eva i Sonya tarafından kurtarılır. Alex/Han Beyin karisinin yerine geçerek onunla birlikte yasamaya niyetlenen Nijinsky i Marshal'in vefasız karisi, kendi asil kocasını öldürmeye yeltenir ama başaramaz. Nijinsky i Marshall, bir yangın çıkararak intikam alir. Film, yüzü kanlar içindeki cesedi gören Alex/Han Bey'in düşüp bayılmasıyla son bulur. Canavarın Sevgilisi Italyanlar'in La Mano Che Nutre La Morte ile es zamanlı olarak hemen hemen ayni oyuncu kadrosuyla çekmeye giriştikleri diğer film olan Le Amanti del Mostro ise ünlü Dr Jekyll Mr Hyde öyküsünden esintiler taşıyor. Film, Klaus Kinski ve Katia Christine'in canlandırdığı bir çift olan Alex (evet, bu kez Ayhan Isik'in degil, Klaus Kinski' nin canlandırdığı karakter bu adi tasiyor!) ve Anna'nin Hidiv Kasri'na gelerek yerleşmeleriyle başlıyor. Filmdeki ilk sahnesinde silindir sapka giyen ve ata binen Ayhan Isik'in canlandırdığı Igor adli karakterle ile Anna arasındaki yakinliği kıskanan Alex, kitaplıkta bulduğu eski bir defterin yardımıyla mahzende gizli bir laboratuvar keşfediyor ve yine defterin yardımıyla burada bir takım deneylere girişiyor. Ölü bir köpeğin iç organlarını kullandığı bir deney sırasında yanlışlıkla çarpılıyor ve böylece geçici olarak vahşi ve saldırgan ikinci bir kişiliğe bürünerek çevrede bazı cinayetler isliyor. Erol Tas'in canlandırdığı, olaylarla ilgisiz zavallı bir serseri bu cinayetlerden sorumlu sanılarak linç ediliyor önce. Sonra da Osiride Pevarello'nun canlandırdığı baska bir serseri yine suçsuz yere idama mahkum ediliyor. Igor, bir aksam ziyaretinin ardından ayrılmak üzereyken içeriden Anna'nin çiğliklerini duyuyor ama içeri girmeyi başaramıyor. Irzına geçtiği Anna'yi öldüren Alex, pişmanlık duyarak suçsuz serserinin idamını önlemeye çalışıyor ama vurularak öldürülüyor. Ayhan Isik, 84 dakikalık bu filmde yalnızca 10-15dakika görülüyor.

Ayhan Işık’ın Türk seyircilerin hiçbir zaman hiçbir şekilde izleme olanağını bulmadığı bu görüntüleri söyle: dk. 06.40-07.35 bahçede Kinski (K) ve Christine (C) ile birlikte, 08.08~08.20 salonda K ve C ile birlikte, 16.15-17.50 bahçede C ile birlikte, 52.20flashbackte, 58.15-59.30 yatak odasında K ve C ile birlikte, 59.52-1.01.00 bahçede C ile birlikte, 1.07.28-1.10.06 yemek masasında K ve C ile birlikte, 1.10.16- 1.10.55 odada C ile birlikte, 1.11.37- 1.12.26 C tarafından disari yolcu ediliyor, 1.12.44 ses duyuyor, 1.13.41- 1.15.28 (içerideki tecavüz sahnesinin görüntüleriyle karşılıklı olarak) içeri girmeye çalışıyor, 1.15.44 çaresizlik içinde çöküyor. Bunlara ek olarak 21'nci dakikada başlayan ve her üç oyuncunun balkonda bir arada oldukları sahne Le Mano Che Nutre La Morte / Ölümün Nefesinde de yeriliyor.

Her iki filmin jeneriklerinde de Ayhan Işık’ın ve Erol Tas'in adlari geçmiyor! Hatta Italyanlar, Türk oyunculara takma adlar vermeye bile tenezzül etmemişler... Öte yandan Yılmaz Duru'nun sirketi Tugra Film yapimi olarak sunulan Ölümün Nefesi'nde prodüksiyon amiri olarak "Fuat Coskun", yönetmen ve senarist olarak ise Sergio Garrone degil de, Yılmaz Duru gözüküyor! Ama en azından burada görüntü yönetmeni olarak Emore Galeassi'nin adi ve başrollerdeki yabancı oyuncuların adları jenerikte geçiyor. Oyuncu kadrosunda yabancı adlara ve Ayhan Işık ile Erol Tas'a ek olarak bir de "Gülen Aygün" ve "Turgut Giray" adları yeriliyor. İlginçtir ki Ölümün Nefesinde, İtalyan orijinalinde yer almayan iki yabancı isim, "Eva Curtis" ve "John Collins", oyuncu adları arasında geçiyor... Isin içinden çıkabilirseniz çekin... Düşük bütçeli sinema, araştırılması en heyecan verici ama en zor sinema alarmdır. Çünkü bu konuda hazır yazılı kaynak pek yoktur, genellikle sıfırdan başlamak zorundasınızdır. Hele konunun üzerinden yıllar geçmişse ilgili kişilerin kimisi çoktan ölmüştür, hayatta olanların ise bellegi güvenilmeyecek kadar zayıflamıştır. Hatta bazen gerçeklerin çarpıtılıp çarpıtılmadığımdan ya da gizlenip gizlenmediğinden dahi emin olamazsınız. Bazı kişilerin bazı sırlarla birlikte gömüldüğü ya da gömüleceği hissine kapılırsınız. Bu vakada anahtar kişi olarak gözüken Şakir Sözen' in hayatta olup olmadigini kesin olarak saptamak dahi ne yazik ki henüz mümkün olamadı. Bundan 25yil, yani çeyrek yüzyıl önce bir grup yabanci sinemacının Türk meslektaşlarını neden ortada bıraktıkları ve daha da önemlisi çekilen filmleri nasil olup ta onlardan habersiz gösterime soktuklari belki hiçbir zaman tam olarak öğrenilemeyecek... 



FİLMİ İZLE




AZAD KUŞU (1972)

Yönetmen: Orhan Elmas
Hikaye ve Senaryo: Vural Pakel
Foto Direktörü: Çetin Tunca
Yapım: Özer Film / Enver Özer, M. Vural
Pakel

Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karakaş, Sesleri Çeken: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz, Rejisör Asistanı: Nurettin İrişen, Kamera Asistanı: Tosun Bayrı, Işık Direktörü: Haydar Asian,
(Acar Film Renklı Laboratuarlarında hazırlanmıştır..

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Melek), Tarık Akan (Hakan), Yıldırım Önal (Selim Bey), Ömercik (Tayfun), Nazan Berk (Perihan), Şükriye Atav (Hanife), Handan Adalı (Semra), Orhan Elmas (Tahir), Muammer Gözalan (doktor), Muzaffer Yenen, Kubilay hakan (Uşak), Sıdıka Duruer (komşu), Tanju Şarman (Doktor), Kamer Baba (kuşçu), Ali Demir (hakim), Nazan Berk

Konu: Kocasının ölümüyle birlikte çocuğu ile yalnız kalan fabrika işçisi kızla, zengin bir iş adamının öyküsü.





AYYAŞ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Karagöz Film / Ülkü Erakalın

Oyuncular: Sadri Alışık, Gönül Yazar, Muhterem Nur, Yalçın Gülhan, Renan Fosforoğlu, Senih Okran, Çolpan İlhan, , Ekrem Bora


Konu: Üzerinde kötü etkiler yaptığı ayyaş bir adamın acılarla dolu öyküsü 

9 Şubat 2018 Cuma

AYRILIK (1972)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer (Erdoğan Tünaş’ın eserinden)
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Yön. Yrd: Nezih Tunar, Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop, Kam.Ast: Hüseyin Karındoyuran, Şarkılar: İnci Çayırlı, Danslar: Sait Sökmen, Devlet Tiyatrosu Bale Topluluğu, Işık Şefi: Ender Işık Servisi Şevket Yılmaz, Dublaj Yönetmeni: Kemal Bilici, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Teknik Yönetmen: Sohban Koloğlu, Montaj: Metin Miroğlu, Negatif Montaj: Ziya Kuşdoğan, Renk Uzmanı: Selahattin Erbil, Sebahattin Hoşsöz, (İpek Film), Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş,

Oyuncular : Filiz Akın, Ediz Hun, Ekrem Bora, Yeşim Yükselen, Süha Doğan, Selahattin Güçlü, Ahmet Şenses, Halit Vurgun, Oktay Yavuz,


Konu: Suna (Filiz Akın) bir gece kulübünde şarkıcı olarak çalışır. Gazinonun yıldızıdır. Patronu Vural (Ekrem Bora) karanlık bir adamdır. Suna’yı delicesine sevmekte ve kendisiyle birlikte olması için zorlamaktadır. Vural üstüne fazla düşünce Suna kaçmaya karar verir. Murat (Ediz Hun) ise hızlı bir kumarbazdır. Bir başka gece kulübü sahibi tarafından aranmaktadır. Bir iskambil oyununda hile yaparak adamın çok parasını almıştır. Kaçarken tesadüfen Suna ile tanışır ve onun yardımıyla kurtulmayı başarır. İki kaçak birlikte Yunanistan’a giderler. Aralarındaki ilişki gelişir ve birbirlerine iyice bağlanırlar. Fakat patronu Vural Suna’dan vazgeçmez. O’nu Murat’ı öldürmekle tehdit ederek zorla evliliğe razı eder. Murat, Vural’ın gazinosunda kumar oynayıp devamlı kazanarak dikkat çekince Vural, Murat’ı gazino müdürü olarak işe alır. Bu arada Suna yeniden sahneye çıkmaya başlamıştır. Vural, karısı Suna’yı Murat’la tanıştırır. Vural, Murat’ın elinde tek bir zar görmüştür. Ve zarın diğer tekinin sevdiği kızda olduğunu öğrenmiştir. Rastlantı sonucu zarın tekinin Suna’nın odasında bulunca gerçeği anlar. Suna ile Murat aşklarını Vural’a anlatırlar. Vural değişmiş gibi davranır ve Suna’dan boşanmaya söz verir. Suna ile son kez yemeğe çıktıklarında Vural’ın adamları Murat’ı öldürmüştür bile. Vural da Suna’yı Murat’ a götürüp teslim edeceğini söyleyerek arabaya bindirir. Gittikçe hızı artan araba çılgın Vural’ın ikisini birden uçuruma sürüklemesiyle Suna’nın da mezarı olacaktır… 

AYNI YOLUN YOLCUSU (1972)


Yönetmen: Turgut N. Demirağ ([1])
Fotoğraf Direktörü Kriton İlyadis
Müzik: Metin Bükey
Yapım: And Film / Turgut Demirağ

Ar Direktör: Stavro Yuanidis, Reji Asistanı: Arif Erhuş, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Makyaj: Alp Günay, Set Amiri: İsmail Kündem, Yardımcıları: Ahmet Torbalı, Mehmet Gülerman, Mustafa Albayrak, Prodüksiyon Yönetmeni: Haluk Keskingil, Prodüksiyon Müdürü: Yavuz Işıklar, Montaj Kısım Şefi: Özdemir Arıtan, Montaj senkron: Cevat Sezer, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Film Müziği Direktörü: Turgut N. Demirağ, Şarkılar: Belkıs Özener, İlahilerin Besteleri: Dr. Revet Kayserilioğlu, Koro İdaresi: Hakkı Özkan ve 5 Basamak
Acar Film Renkli Laboratuarlarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Sadri Alışık, Nebahat Çehre, Ahu Tuğbay, Erdoğan Vatan, Ali Şen, Atıf Kaptan, Mualla Sürer, Feridun Çölgeçen, Kamuran Yüce, Mürüvvet Sim, Sinan Ecer, Zafer Önen, Haydar Karaer, Engin İşsever, Talat Görgün, Yaşar Şener, Zeki Tüney, İhsan Bayraktar, Ali Seyhan, Ali Demir, Mustafa Yavuz, Cevat Uz, Nazif Kündem,
Konu: Fikirleri birbirine zıt düşen, biri aydın diğeri de yobaz olan iki hocanın öyküsü.



[1]  Amerikalı yazar ve yönetmen, Leo Mc Carey’in bir hikayesinden Franc Butler’in senaryolaştırdığı ve yönetmenliğini 1944 yılında Leo Mac Carey’in (1898-1969) yaptığı, başlıca rollerini Bing Crosby (Father Chuck O'Malley), Barry Fitzgerald (Father Fitzgibbon), Frank Mc Hugh (Father Timothy O'Dowd), James Brown .(Ted Haines Jr.) ın oynadığı “Going My Way” isimli filminden uyarlama. (Agah Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü” ve www.imdb.com) tiyatro korosu,

AY AMAN OF (1972)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Ahmet Üstel
Foto Direktörü: Kriton İliadis
Kameraman: Abdullah Gürek
Yapım: Metro Film/Aram Gülyüz

Negatif Montaj: Hüsamettin Üren, Mustafa Karataş, Seslendiren: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Akkaş Ahmet, Asistanı: Faik Hiçyılmaz, Işıklar: Hüseyin Özşahin,


Oyuncular: Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Hülya Tuğlu, Muammer Karaca, Funda Ege, Demir Vural, Cemil V. Akacan, Ayten İnkaya, Semra Özgür, Bedri Aydın

ATMACA MEHMET (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Kenan Kurt
Yapım: Süper Film / Halil Dilmen

Oyuncular: Tanju Korel, Perihan Savaş, Sami Tunç, Gül Taner


Konu: İstanbul’a göç eden bir ailenin yaşantısı. 

AŞKLARIN EN GÜZELİ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Fotoğraf Direktörü: Melih Sertesen
Müzik: Sadettin Öktenay
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Oyuncular: Deniz Gökçer (Sevgi Camcıoğlu,) , Tarık Akan (Ali Yanyalı). Tanju Gürsu, Orçun Sonat, Tunç Oral, Ali Şen (Adil Canbazoğlu), Yıldırım Önal (Atıf Yanyalı), Tufan Giray, Nezihe Güler, Sedat Demir, Zühal Üstüntaş, Asım Nipton, Aynur Aydan, Zeki Alpan, Nil Ahu, Tufan Giray, Orçun Sonat, Dündar Aydınlı, Ekrem Dümer, Nevzat Akduman, Osman Görgeç,


Konu: birbirlerine rakip iki ailenin çocuklarının konyayı ziyareti sonrası ve yakınlaşmaları ve ailelerin bu işi kabul etmemeleri 



AŞKIN KADERiM OLDU (1972)


Yönetmen: Mehmet Bozkuş
Senaryo: Nuri Kırgeç
Kamera: Orhan Çağman
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız, Hasan Çakar

Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Reji Asistanı: Semih Servidal, Kamera Asistanı: Tuna Alper, Prodüksiyon Amiri: Oğuz Çarkçı, Montaj Senkron: Necdet Tok, Negatif Montaj: İhsan Yanık, Ziya Kuşdoğan,
Kunt Film Stüdyosunda seslendirilmiş ve İpek Film Renkli laboratuarlarında hazırlanmıştır

Oyuncular: İzzet Günay (Mimar Serdar), Sezer Güvenirgil (Mine), Hulusi Kentmen, Mine Sun, Altan Bozkurt, Diclehan Baban, Türker Tekin, Gülten Ceylan. Nuri Kırgeç, Mennan Tokay, İbrahim Kurt, Ali Demir, Adnan Mersinli, Küçük Yıldız: Ayşe Özsoy,


Konu: “Mimar Serdar Bey Ebru İnşaat firmasında görevlidir. Kız kardeşi Nermin (Mine Sun) çok hastadır ancak ameliyat olması kaydıyla bu ölümcül hastalıktan kurtulması %75 oranla olasılık dahilindedir. Ne var ki ameliyat masrafları için gereken 25 bin lira Serdar Bey için bulunması imkansız bir paradır. Firmanın patronu olan Hulusi Kentmen’in kızı olan Mine bu paranın kendisi tarafından karşılanabileceğini belirtirse de de, gururlu bir genç olan Serdar buna razı olmaz. Ve sonunda kız kardeş, Mine’nin kollarında can verir. Öte yandan şirketin muhasebecisi ile Mine’nin üvey annesi Diclehan Baban kırıştırmakta, bir yandan da şirketi Ele geçirme planlarıyla beraber, genç sevgilileri ayırmak istemektedirler. Mühendis Serdar beyin dövülmesi üzerine genç zengin kız Mine evini terk eder ve sevdiği adamla evlenir. Kısa bir zaman sonra (9 ay 10 gün) bir bebekleri dünyaya gelir. Bu arada Ebru inşaat firmasının yaptığı bir binanın çökmesi üzerine piyasada itibarını kaybeden patron Hulusi Kentmen oturduğu köşkü ipotek ettirirse de borç batağından kurtulamaz..”