Powered By Blogger

12 Şubat 2018 Pazartesi

DARAĞACI (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Feridun Kete
Kamera: Feridun Kete
Yapım: Kımız Film / Feridun Kete

Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahattin kaya, Şükrü Güzel, Cihad Demir, Montaj Senkron: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: öyküsü Marko Buduris, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Prodüksiyon Amiri: Cihad Karahan, Kamera Asistanı: Onur Özlüer, reji Asistanı: Muzaffer Fırat, Saner Film Renkli stüdyosunda hazırlanmış, Yıldız Film Stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: İrfan Atasoy, Arzu Okay, Nihat Ziyalan, Yaşar Güçlü, Tevfik Şen, Mustafa Özkaya, Muzaffer Fırat, Abdülkerim Kın, Sultan Sayılır, Kemal Aras, Erol yazan, Yaşar Yertutan, Mehmet Ağan, Süleyman Taciroğlu, Mahmut İnanç, Aslan Yıldız, Latif Tümlüer, Önder Şen, Veli Öğüten, Sema haseki, Ali Özsoy, Sami Ekim, Cihat Karahan, İsmail Kündem, Haniş Güldü,

Konu: İdam mahkumunun kaçarak ailesi ile beraber sınırı geçme hikayesi.


DAMDAKİ KEMANCI (1972)

Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo: Merter Fosforoğlu
(Aynı isimli tiyatro oyunundan) 
Görüntü Yönetmeni: Özdemir Öğüt
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Cüneyt Gökçer (Asım), Ayten Gökçer (Reyhan), Cihan Ünal (Muttalip), Engin Çağlar (Boris), Esen Püsküllü (Seyhan), Alev Sezer (Selçuk), Ayşin Atav (Beyhan), Macide Tanır, Renan Fosforoğlu, Sabahat İzgü

Konu: Kafkaslarda 5 kız çocuğu ve karısı ile yaşayan Asım fakirdir, Sürekli Allah’a şikayette bulunur, onunla konuşur. At arabasıyla sütçülük yapmaktadır, halinden memnun değildir. Köy meydanında konuşmaktadırlar. Türklere sürgünden bahsederler. Kırımlı Selçuk gelir, o aslında bir kaçaktır. Öğretmen olduğunu söyler Asım da benim kızlara ders verirsin der ve evine götürür. Asım’ın büyük kızı Reyhan’a talip çıkmıştır kasan istemektedir. Kasap yaşlı ve zengindir Asım başta kasap’a evet der. Selçuk Asım’ın ikinci kızı Seyhan’a aşık olmuştur. Reyhan babasına Kasap ile evlenmek istemediğini söyler, Terzi Müttalip gelir Reyhan’ı istediğini söyler. Asım tamam der. Asım karısına yalan söyleyerek düş gördüğünü kasabın karısının kendisini öldürmek istediğini söyleyerek onu vazgeçirmeye çalışır. Asım’ın kızı Beyhan’a yabancılar saldırmak ister yine yabancı olan Boris onlara engel olur, tanışırlar. Beyhan gider. Müttalip ve Reyhan evlenirler. Düğünde haremlik selamlık uygulanır, Selçuk buna karşı çıkarak aradaki çiti kaldırır ve Seyhan ile dansa başlar. Düğünü askerler basar evleri yakıp yıkarlar. Aradan zaman geçer Selçuk Seyhan’a evlenme teklifi eder, evleneceklerini babasına söyler. Babası izin verir. Selçuk cepheye gider. Selçuk esir düşer, Sibirya da tutulmaktadır. Seyhan yanına giderek orada evlenmek ister, babası onu gönderir. Diğer taraftan Beyhan Boris ile konuşurken babası yakalar. Asım kızını alıp evlerine doğru giderler. Kızına nasihatte bulunur. Beyhan babasına karşı çıkar ve evlenmeye karar verdiklerini söyler. Beyhan babasının üstelemesine peki der ama gizlice kaçarak Boris ile nikah kıyarlar. Asım""ın karısı durumu fark eder kocasına söyler. Köylüler toplanmıştır. Askerler gelir, köylülere evlerini satıp 3 gün içerisinde boşaltmalarını söylerler. Asım ve ailesi toplanırlar. Boris ile Beyhan gelirler, Reyhan ve Muttalip’in de çocukları olmuştur. Beyhan yalvarmalarına rağmen Asım affetmez, Asım düşünceye dalar. Kızının doğumunu ve küçüklüğünü hayal eder, burada kalırsa kızının başına neler gelebileceğini düşünerek kızını affeder ve giderler."

NOT: Türk seyircisi, bu ünlü yapıtı önce Devlet Tiyatroları sahnelerinde izlemiş ve daha sonra da sinemaya yukarıdaki ana tema üzerine kurulu olarak ve yöremize uygulayarak filme almıştır. (y.ö)



 Hollywood tarihinin en görkemli müzikallerinden “Fiddler on the Roof / Damdaki Kemancı”da sütçü Tevye herkesin ezberindeki şarkılarıyla karşımızda. Kaçımız “Bir Zengin Olsam Ben...” şarkısını en az bir kere içten duygularla, kendimizi kaptırarak söylememişizdir ki? Sütçü Tevye’nin meşhur ettiği şarkı Hollywood tarihinin en görkemli, en popüler müzikallerinden birinin, Fiddler on the Roof, yani Damdaki Kemancı’nın şarkısıdır elbette. Ve elbette, sonuçta en büyük zenginliğin insanın cebinde değil yüreğinde yattığını anlatır bize. 1900’lerin başında Ukrayna’da geçen Damdaki Kemancı, Sholem Aleichem’ın öykülerinden hareketle sahnelenen ve uzun bir süre kapalı gişe oynayarak büyük bir başarı elde eden Broadway müzikalinden sinemaya uyarlandı. Sütçü Tevye, karısı Golde ve üç kızları (Hodel, Tzeitel, Chava) etrafında dönen film, Ukrayna’daki Anatevka köyünde geleneklerine sıkı sıkıya bağlı küçük bir Yahudi topluluğunun içinde yaşananları anlatıyor. Tevye her ne kadar geleneklerin öneminden dem vursa da, çağdaş hayatın gereklerine uyan üç kızı ona sormadan birer sevgili edinmişlerdir. Ne var ki Tevye hiçbirini beğenmeyecek ve eşinin tüm uyarılarına rağmen kızlarıyla çekişmeye başlayacaktır. Damdaki Kemancı başta Tevye rolündeki Topol’un olağanüstü yorumu, dillerden yıllardır düşmeyen şarkıları, kimi sahnelerde izleyiciyi coşturacak denli etkileyici koreografisi ve yüreklere seslenen konusuyla kaçırılmayacak bir film. Topol’un yanı sıra Golde’de Norma Crane, çöpçatan Yente’de Eskenazi tiyatro efsanesi Molly Picon ve fakir terzi Motel’de Leonard Frey de dikkati çekiyor. Norman Jewison’ın yönettiği film 1971 yılında sekiz dalda Oscar’a aday olmuş ve bunların üçünde (En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Müzik, En İyi Ses) heykelciği kapmıştı. (www.ekolay.net)





DAĞLAR KIRALI (1972)

Senaryo ve Yönetmen Yavuz Figenli
Kamera Yılmaz Ceylan,
Yapım Topkapı Film / Yaşar Tunalı

Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Prodüksiyon Amiri: Kadir Kök, Laboratuar Yardımcıları: A. Tümay Rızai, Erdoğan Koray, Baki Güneş, Teknik Direktör: Ünal Tunalı, Operatör Asistanı: Ünal Uğur, Reji Asistanı: Çetin İzzet, (Ar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: İrfan Atasoy, Tijen Doray, Süheyl Eğriboz, Ayton Sert, İhsan Gedik, AQrap Celal, Ahmet Kostarika,


Konu: Bir eşkiyanın dağlarda geçen öyküsü 

DADALOĞLU'NUN İNTİKAMI (1972)

Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Recep Filiz
Kameraman Rafet Şiriner
Yapım: Topkapı Film / Yaşar Tunalı -

Prodüksiyon Amiri: Cavit Karakaya, Set Amiri: Nizam Ergüder, Set Yardımcısı: Sezai Nurettin, Reji Asistanı: Erol Erdoğan, Operatör Asistanı: Taci Saraç, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Laboratuar Yardımcıları: Özkan Sevinç, Hayrettin Çakmak, Sesleri Alan: Marko Buduris, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Senkron: Süleyman Karakaya, Teknik Direktör: Ünal Tunalı, Ören Film Stüdyosunda renklendirilmiştir

Oyuncular: Tamer Yiğit, Meral Zeren, Bilal İnci, Süheyl Eğriboz, Nuray, Oktay Yavuz, Kadir Kök, Murat Tok, Küçük Yıldız: Sedef Ecer


Konu: Ağa kızını kaçıran bir gencin öyküsü. 

ÇÖL KARTALI (1972)

Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Bülent Oran, Halit Refiğ, Memduh Ün
Foto Direktörü Cahit Engin
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Negatif Montaj: Recai Karataş, Reji Asistanları Namık Karakılıç, Zafer Par, Kamera Asistanı: Ferhat Bakır, Prodüksiyon Müdürü: Adnan Uygur, Prodüksiyon Amiri: Sabri Aslankara, Işık Direktörü: Erol Batıbeki, Ar Direktör: Güven Öktem, Set Amiri: Mustafa Buvan, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Murat), Bahar Erdeniz (Leyla), Meral Zeren (Hacer), Hayati Hamzaoğlu, Kazım Kartal (Gaffar), Yusuf Sezer (Hamza), Atıf Kaptan (Kâmil Paşa), Süleyman Turan (Faruk), Cemil Can Bıçakçı (El Yakup), Reşit Çıldam (Meyhaneci), Giray Alpan (Kabadayı), Murat Tok (İmam Talha), Nermin Özses, Mustafa Yavuz, Kadir Kök, Sabahat İzgü, İhsan Özenç, Sıdıka Duruer, Ali Demir, Sümer Tilmaç, Agâh Hün

Konu: Aynı kıza aşık olan İki Osmanlı
subayının Yemen Çöllerinde geçen aşk öyküsü.

1913. Balkan Savaşları sonrası. Kamil Paşa, Osmanlı Ordusu’nun iki zabitine madalya takıyor. “… Bulgar komitacılarına karşı yapılan harekâtta gösterdiğiniz büyük kahramanlık ve şecaatten dolayı milletimiz sizlerle iftihar etmektedir.”

Murat ve Faruk Beyler. Ömürleri ‘mahalle mektebinde falaka yemekten Harbiye’ye, Harbiye’den de siperlere kadar omuz omuza beraber geçmiş’. Birbirleri için hayatlarını vermeye hazır iki can yoldaşı. İkisinin de yiğitliğine diyecek yok ama sanki Murat biraz daha etkili. Bir konu dışında aralarından su sızmıyor. Söz dönüp dolaşıp aşka gelince ikisi de dut yemiş bülbül gibi. Ser verip sır vermiyorlar. “Bazen insan yakın dostuna bile açamayacağı durumlar içine giriyor.”

Balkan dağlarında bir yıl süren koşturmadan sonra “Canını sevdiğim Boğaziçi. Kaderde gene sana kavuşmak varmış”. Ancak Faruk’un burada ‘kaybedecek vakti yok’. ‘Ferahfeza Peşrevi’ (Tamburi Cemil Bey). Kamil Paşa’nın kızları Leyla ve Ayla okuldan evlerine dönüyorlar. ‘Şu tesadüfe bakın ki’ kahramanımız da oradan geçiyormuş(!).O geceki toplantıda ‘Yemen vilayetinin hâkimi İmam Talha’nın torunu veliaht Hüseyin Efendi de var. ‘Küçük aslanımız Kuleli Askeri Mektebi’nin en gözde talebelerinden’. Ertesi gün ‘yaz tatilinden bilistifade uzun müddetten beri hasret kaldığı dedesine kavuşmak üzere yola çıkıyormuş’. Kamil Paşa “İstanbul’daki son gecesini kahramanlık destanlarını duyduğu Faruk ve Murat yüzbaşıların yanında geçirmek istedi” diyor.
Davette çok ilginç bir kişi daha var; Alman İstihbarat Teşkilatı’ndan Herr Jacobi. Seyahat konusundaki bir kuşkuya verdiği yanıt sağlam pabuç olmadığını düşündürdü.

Murat; “Yüksek müsaadelerinizle şunu arz etmek isterim Paşam. Arap Yarımadası’nda İngilizlerle İtalyanların bazı çöl kabilelerini devletimize karşı kışkırttıkları bir sırada böyle bir yolculuk muhterem misafirimiz için tehlikeli olabilir.” Jacobi; “Murat Bey’in endişeleri çok yerinde. Fakat muhterem veliahdın geçeceği yol güzergâhından haberi olan yok aşiretler arasında.” Askeri erkânın bile bilmediği bir konuda bu denli kesin konuşması kimsenin dikkatini çekmiyor.
‘Bu unutulmaz gecenin şerefine, Paşa’nın kızları bizzat kendi elleriyle şekerleme ve şerbet hazırlamışlar’. İkram sırasında Faruk’un bir şeyler anlaması gerekirdi. Çünkü Leyla şerbet tepsisi ile önüne geldiğinde yalnızca 2 saniye duruyor. Oysa Murat’a bardağını verirken bu süre 10 saniye. Sonraki sahnede Murat ve Leyla’nın birbirlerine nasıl sevdiklerine tanık oluyoruz. Şimdi beraberler ama genç kız ‘şu bir yılı her tanrının günü ölüm korkusuyla kahrolarak; Her saniye Onsuzluğun acısıyla eriye eriye” geçirmiş.“Ben kalender meşrebim güzel çirkin aramam//Gönlüme bir eğlence isterim olsun//Saçları samur, gözleri mahmur//Biraz da şirin olsun.” Kantodaki hoş çelişme Faruk’ta da var. Meyhanede Suzan Bizimer’in sesiyle şarkı söyleyen sanatçıyı dinleyeceğine Leyla’ya bir şeyler yazıyor. Sarhoş rolündeki Giray Alpan, meyhaneci Reşit Çildam’ı ittirince dökülen İçki mektubu mahveder. ‘Şehnaz Longa’ (Santuri Ethem Bey). Çıkan kavgaya Murat da katılıyor. Dövülmedik adam kalmaz. Ancak hâlâ birbirlerine gönüllerini açmamışlar.

“Bir gün bu yüzüğü sevdiğim ve hayatı boyunca bana bağlanacağına inandığım bir kızın parmağına takacağım.” Murat’ın sevdiği ile ilgili olarak söylediği yalnızca bu kadar. Faruk ise “Senin kalemin kuvvetlidir. Mektepte de tahrirden iyi not alırdın hep” diyerek ‘oturaklı (‘tumturaklı’ demek istediler galiba) bir mektup’ yazdırır. “Sevda ummanlarının biricik ilahesi” diye başlayan mektuba Leyla yanıt vermiyor bile.

‘Seyit İdris ve adamlarının Veliaht Hüseyin’i götüren kervana saldırısı ‘Lawrence of Arabia’daki melodi ile. İşin ilginç yanı Jacobi de haydutların arasındaydı. İdris “Osmanlı’yı kuyruğundan ateşe verdik. Başını da yakmamız yakındır” diye zafer çığlıkları atıyor. Veliahdın hayatına karşılık olarak istedikleri şey Türklerin Yemen’den çıkması. Kamil Paşa, tahmin edileceği gibi, ‘Hüseyin’i İdris eşkıyasının pençesinden kurtarma görevini kahramanlarımıza verir’. ‘Padişahtan ferman çıktığı an’ gidecekler. İstanbul ve Leyla’dan uzak olmak çok zor.Balkan dağlarından Yemen çöllerine. “Günlerdir sadece kum, kum, kum. Bir de kahrolası güneş.” Faruk ve Murat, İmam Talha’nın torununu arıyorlar. Leyla da sevdiğinin hasreti ile yataklara düşmüş. ‘Alay Marşı’ duyulurken yüzüğü öpüyordu; “İçimde garip bir his var. Sanki bir felaket olacakmış gibi.”

‘Baskına uğramaları ve Hüseyin’in kurtarılışı bu melodi ile. O karmaşada yaralanan Murat’ı öldü zannediyorlar. Dönüşte Faruk’un göğsüne ikinci madalya takılır. Artık adı ‘Yemen Kahramanı’. Fakat çöllerde bıraktığ “İmam’ın torununu kurtarmak için O kendini feda etti. Şanı şerefi de bana düştü.” Kamil Paşa ‘bu müziç meseleyi kökünden halletmek için Yemen kuvvetlerinin idaresini bizzat üzerine alacak’. ‘Geçirdiği bir takım ruhi sarsıntılar nedeniyle Leyla’nın oralara gitmesi mahzurluymuş’. Konuşmanın tam burasında Faruk “Sıkıntılarına ortak olmak isterdim. Sizden haddim olmayarak kerimeniz hanımefendinin desti izdivacını talep etsem” diyor. Genç kız, Murat’la dolu olmasına karşın sırf ‘zavallı babasının yüreği rahatlasın, Yemen’e giderken gözü arkada kalmasın’ diye razı olur.
Tekrar kızgın çöldeyiz. Öldü zannedilen Murat ağır yaralı. Haydutlardan kaçmış, nereye gittiğini bilmeden oradan oraya sürükleniyor. Kurtuluşu bir ‘mucize’ ve çöl güzeli Hacer sayesinde. ‘Kurutulmuş kaktüs çiçeği ve kaplumbağa kanı ile yaptığı merhem’ yaralarını iyileştirmiş. Belli ki Murat’a âşık. Ancak delikanlı veda bile etmeden kaçar gibi İstanbul’a gidiyor. Leyla ve Faruk’un ‘izdivaç töreni’. Mutluluk ve üzüntü dolu geceyi üç şarkı eşliğinde izliyoruz.

Zifaf odasında seyirciyi rahatlatacak bir şey var. ‘Karısının’ parmağındakini görüp, kalbindekini öğrenen Faruk’un hoşgörüsü az bulunur; “Murat’ın yüzüğünü taşıdıkça, zevcem dahi olsanız sizden uzak duracağım. Münasebetimiz hiçbir vakit dostluk hudutlarını aşmayacak. Çünkü Murat benim için de aziz bir hatıra… Siz O’nun bana mukaddes bir emanetisiniz.”


Murat tekrar Hacer’in yanına dönmüş. Hep sarhoş. Silah kullanmaktaki ustalığı İdris’in dikkatini çeker. Gözlerinin renginden, O’nu İngiliz ajanı zannediyor. Jacobi de orada. Artık adı Él Yakup. Kamil Paşa, nedense, küçük kızını da oralara götürmüş. İdris’in adamlarından Gaffar, gizlice garnizona giriyor. Ayla’nın kafasını kesmesi filmin en sarsıcı sahnelerinden biri. Sonradan bir fırsatını bulan Murat aynı şeyi Gaffar’a yapacaktır. Haberi duyunca Leyla ve Faruk da Yemen’e geliyorlar. Sevdiği adamın gizli aşkını anlayan Hacer’in kıskançlığı; Leyla ve Faruk’un esir düşmeleri; Murat’ın Türk olduğunun anlaşılması; Hacer’in kahramanlarımızı kurtarmak isterken ölmesi; Kanlı çatışma.Bu sırada Faruk ağır yaralanır. Ölmeden önce ‘emaneti sahibine iade ediyor’. Onların ellerini birleştirir. Yemen ise artık hoş bir seda. 



ÇOBAN ALİ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Suat Yusuf
Kamera: Feridun Kete
Yapım: Nurdan Film / Sevgi Nurdan

Oyuncular: Levent Çakır, Sevgi Nurdan, Aliye Rona, Yeşim Yükselen, Kazım Kartal, Enver Dönmez


ÇİLELİ DÜNYA (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Aykut Düz
Kamera: Nihad Çifteoğlu
Yapım: Metin Film/Işık Toroman

Oyuncular: Tanju Gürsu, Zeynep Tedü, Zeki Tüney, Elif Pektaş, Funda Ege, İhsan Baysal, Yüksel Gözen, Dündar Aydınlı, Seyfettin Karadayı, Remziye Fırtına, Orhan Çoban, Doğan Tan


Konu: Fakir ve yoksul olan bir ailenin dramı 

ÇİLE (1972)

Yönetmen: Yücel Çakmaklı,
Senaryo Burhan Bolan,
Dialoglar Bülent Oran
Foto Direktörü: Çetin Tunca
Yapım: Elif Film/ Mahmut Kış
.
Müzik Direktörü: Metin Bükey, Şarkılar: Belkıs Ötener, Lale Belkıs, “Çile” Şarkı Bestesi: Hulki Saner, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj: Özdemir Arıtan, Arif Özalp, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Set Ekibi: Naci Saraç, Mustafa Buvan, Ahmet Uyanık, Aydın Metintaş, Prodüksiyon Amiri: Fethi Oğuz, Asistanı: Kadir Akgün, Reji Asistanı: Atilla Gökbörü, Jenerik: Nokta Reklam, (Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Türkan Şoray, Ediz Hun, Lale Belkıs, Nubar Terziyan, Muazzez Kurtoğlu, Feridun Çölgeçen, Elif Sönmez


Konu: Dermansız bir hastalık yüzünden evini terk eden kocasını (Ediz Hun) bulmak için yollara düşen bir kadının (Türkan Şoray) hikayesi. Aşkı için yollara düşen kadının bu arayışı ilahi aşkı arayışa dönüşür. 



ÇILGINLAR ORDUSU (1972)

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film / Erdoğan Tilav

Prodüksiyon Amiri: Orhan Başkan, Kamera Asistanı: Ünal Uğur, Rejisör Asistanı: Erdoğan Ok, Set Amiri: Necip Koçak, Set Yardımcısı: Hüseyin Bilgiç, Aslan Yazıcı, Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Senkron Montaj: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuar: Hasan Örnek, Selahattin kaya, Abdullah Akdeniz, Şükrü Güzel, Cihat Demir, (Saner Film Renkli laboratuarlarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Arzu Okay, Yavuz Selekman, Oktar Durukan, İhsan Gedik, Nesrin Kaptan, Özdemir Akın, Oktay Yavuz, Sema Gökkanay, Ahmet Şenses, Doğan Argun, Mustafa Doğan,


Konu: Osmanlı Ordusunun çalınan altınlarını kurtarmaya çalışan bir adamın maceralı öyküsü. 

ÇIĞLIK (1972)

Senaryo Ve Yönetmen: Necati Er
Kamera: Hüseyin Özşahin
Müzik Direktörü: Baysan Yüksel
Yapım: Erek Film

Oyuncular: Parla Şenol, Necati Er, Tufan Giray, Sadettin Erbil, Danyal Topatan, Hayati Hamzaoğlu, Sami Hazinses, Kayhan Yıldızoğlu, Gülhan Ayşin Simer, Selma


Konu: Sapık ruhlu bir adamın bir kızı kaçırıp evde alıkoyması ve sevgilisinin kızı kurtarışının hikayesi 

ÇAPKINLAR ŞAHI (1972)

"DON JUAN 72"

Senaryo ve Yönetmen: İlhan Engin
Kameraman: Kaya Ererez
Yapım: İfa Film/Fethi Oğuz

Montaj: Hüsamettin Üren, Negatif Montaj: Osman Koşkan, Jenerik: Bender Reklam
Ören Film Stüdyosunda renklendirilmiş, Süperfon stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: İzzet Günay, Zuhal Aktan, Eva Bender, Mualla Omay, Turgut Özatay, Zafer Önen, Sami Hazinses, Hale Önal, Nazan Adalı, Ali Şen, Funda Ece, Nevin Er, Hayri Caner, Süheyl Eğriboz, Şahap Çolpan, Zerrin Yücel,

Konu: Kadınların evlerine giren çapkınlık yapan sonunda bir kadında karar kılan bir adamın hikayesi




ÇAPKIN HAFİYE (1972)

Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Nuri Kırgeç
Foto Direktörü: Sertaç Karan
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız, Hasan Çakır , Çetin İnanç

Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, Reji Asistanı: Engin Temizel, Kamera Asistanı: İzzet Akay, Ar Direktör: Sungur Esen,

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Arzu Okay, Turgut Özatay, Yıldırım Gencer, Gül Tener, Atilla Ergün, Enver Dönmez, Türker Tekin, Cango Kemal, Gülten Ceylan, Ahmet Kostarika, Yılmaz Kurt, İbrahim Uğurlu, Halil Kartal, Erol Yeşilyaprak, Rıza Genç, Yeşim Yükselen, Arap Celal, Kemal As, İbrahim Uğurlu, Niyazi Gökdere,


Konu: Suçsuzluğunu kanıtlamak için bir hafiye gibi çalışan ve bu arada da önüne çıkan fırsatları değerlendirerek çapkınlık yapan bir adamın öyküsü. 

ÇAPULCULAR (1972)

Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Tuna Polat
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Tekin Film / Çetin Dağdeviren

Oyuncular: Behçet Nacar, Tijen Doray, Danyal Topatan, Altan Günbay, Oktay Yavuz, Kudret Karadağ, Nur-Ay, Oktay Yavuz, Oktar Durukan,

Konu: Karısına tecavüz eden haydutların peşine düşen ve intikamını alan bir adamın hikayesi


CEZANI ÇEKECEKSİN (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Feridun Kete
Kamera: Selahattin Hiçdurmaz
Yapım: Kımız Film / Feridun Kete

Işık Şefi: Mehmet Çakar, (Ender Işık Servisi), Ses Mühendisi: Marko Buduris, Laboratuar: Cemilo Orhon (Şef), Erol Yıldırım, Süleyman Koyuncu, Bayram Güzel, Montaj ve Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Asistan Rejisör: Tarık Gün, (Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Eşref Kolçak, Melek Görgün, Kazım Kartal, Baki Tamer, Mine Sun, Süheyl Eğriboz, Asım Nipton, Osman Han, Gülşen Gürsoy, Giray Alpan, Yaşar Güçlü, Ayla Güler, Mehmet Yağmur, Nurettin Kaygısız


Konu: Bir iftira yüzünden hapse giren bir garaj sahibinin intikam öyküsü. 

CEVRİYENİN KIZLARI (1972)

Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Burhan Bolan
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Renk Film Ünsel Aybek

Reji Asistanı: Engin Temizer, Kamera Asistanı: Taci Saraç, Prodüksiyon Amiri: Bilal Gürcan, Ender Işık Servisi, Afiş Reklam: Eray Ofis, Laboratuar: Aleko Aleksandra, Osman Bilen, Senkron: Hikmet Kuyucu
Ören Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Fikret Hakan, Feri Cansel, Hayati Hamzaoğlu, Handan Adalı, Sedef Ecer, Hamit Yıldırım, Tufan Giray, Ali Poyrazoğlu, Enver Dönmez, Faik Coşkun, Hakan Tung, Ergün Rona, Funda Ece, Turgut Savaş, Ali Seyhan, Eşref Vural,


Konu: Hapisten çıkıp öldürdüğü iş ortağının randevu evine düşen kızını kurtarma çabalarının öyküsü.