Powered By Blogger

21 Şubat 2018 Çarşamba

YALAN DÜNYA (1972)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: Erdoğan Engin
Yapım: Olgun Film / Olgun Eltan

Reji Asistanı: Sami Güçlü, Kamera Asistanı: Selçuk Topçuoğlu, Prodüksiyon Asistanı: Yücel Türkoğlu, Işık Şefi: Dede Şimşek (Funda Işık Servisi), Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Ar Direktör: Basri Büyükcan, Set Amiri: Baki Soğukpınar, Kostüm: Arif Yalabık, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Amiri: Sedat Demir,
(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Kartal Tibet, Sevda Ferdağ, Tanju Gürsu, Şükriye Atav, Enver Dönmez, Ekrem Gökkaya, Reha Yurdakul, Hamit Yıldırım, Ali Seyhan, Sedat Demir, Mine Soley, Ekrem Dümer, Murat Sümer, Yavuz Turgul, Oktay, Yavuz, Yavuz Turgul, Baha Tunç, Atılay Gülen, Asım Nipton, Faik Coşkun, Kamer Baba, Çocuk Yıldız: Ömercik (Ömer Dönmez - d: 1959)

Konu: Polis şefi olan Murat (Kartal Tibet) gece baskınlarıyla yasa dışı işler yapan gece kulübü, pavyon, randevuevi, kumarhane ne varsa baskın yaparak onları yıldırır. Ama baskınlar sonucunda büyük patronu hiç ·yakalayamaz. Onların yerine hep fedailerini tutuklar. Büyük patronlar ise bu durumdan hiç hoşnut kalmazlar ve güçlerini yitirerek zor duruma düşerler. Sonunda Murat'ı ortadan kaldıracak bir adam arayışı içine girerler ve hapisten yeni çıkmış Kemal'i (Tanju Gürsu) bulurlar. Kemal polis Murat'la baş edecek yüreğe, beceriye sahiptir. Ne var ki bu işi kabullendiği halde yapmak istemez. Çünkü Murat'la geçmişe dayanan bir yakınlığı vardır. Bunu öğrenen patronlar bu kez iki kişiyle birlikte baş etmek zorunda kalarak büyük bir çatışmaya girişirler. Bu çatışma sırasında yeraltı dünyasının tüm kirli çamaşırları ortaya çıkar .


YA SEV YA ÖLDÜR (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Savaş Eşici
Kamera: İzet Akay
Yapım: Boran Film

Oyuncular: Tamer Yiğit, Feri Cansel, Altran Günbay, Erden Alkan, Nur-Ay, Nesrin Kaplan, Tijen Doray, Ayton Sert, Nesrin Nur,

Konu: Köyden kente artist olmak için gelen bir kızla, modellik yaptığı fotoğrafçının öyküsü.


VURMA ZALİM VURMA (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Hüseyin Peyda
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Eydost Film / Hüseyin Peyda

Set Amiri: Nihat Karahan, Set Ekibi: Ali Katrataş, Emin Ekmen, Mehmet Aydoğan, Sesleri Alan: Yorgo İlyadis, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar: Recai Karataş, Türkü ve Mayalar: Mehmet Özbek, Görüntü Direktörü: Suat Kapkı, (Acar Film stüdyosunda renklendirilmiş ve Süperfon stüdtosunda seslendirilmiştir )

Oyuncular: Müşerref Tezcan, Hüseyin Peyda, Levent Çakır, Şadiye Arcıman, Seyhan Gümüş, Baki Tamer, Nalân Çöl, Ersun Kazançel, Nubar Terziyan, Ali Seyhan, Semiha Yağız, Turgut Pekdemir, Sabri Toraman, İsmet Batur, Sema Semir (danslar),

Konu: Güneydoğu'da geçen bir aşk öyküsü.

VURGUN (1972)


Yönetmen: Alev Akakar
Senaryo: Yalçın Erkan
Kamera: Ali Özdemir
Yapım: Kader Film / Alev Akakar

Oyuncular: Nükhet Egeli, Baki Tamer, Alev Akakar, Maritza, Zeki Tüney, Abidin Görsev, Hasan Yıldız, Kemal Çapar

Konu: Vurgun sonrasında ilkel olarak düzenlenmiş basınç odalarında tedavi gören dalgıçların öyküsü.


VUR KIR GEÇ (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Birsen Kaya
Kamera: Yılmaz Ceylan
Yapım: Ufuk Film / Birsen Kaya

Oyuncular: Aytekin Akkaya, Piraye uzun, Necdet Çağlar, Adnan Mersinli, Nesrin Nur

Konu: Mafya ile başı derde giren bir semt kabadayısının macerası.


VUR VUR KAÇ KAÇ (1972)


Senaryo ve Yönetmen Melih Gülgen
Görüntü Yönetmeni Fevzi Eryılmaz
Yapım Eren Film / Ali Ekdal

Oyuncular: Melek Görgün, Aytekin Akkaya, Yeşim Yükselen, Ali Ekdal, Süheyl Eğriboz, Doğan Tamer, Zeki Tüney, Doğan Argun, Erol Yeşilyaprak, Yaşar Şener, Osman Han, Cemal Ertokuş, Tevfik Şen, Cengiz Karadoğan

Konu: Gizli kalmış bir cinayeti aydınlatan bir polisin öyküsü.


VUR GARDAŞ VUR (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyulu, Hasan Demircan, Laboratuar: İbrahim Üstüner, Şaban Aldemir, Hüseyin Topuz, Matipo: Şeref Mehtap, Fehmi Acar, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Mustafa Kent, Celâl Köse, Negatif Montaj: Ender Teker, Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, (Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmış)

Oyuncular: Tamer Yiğit, Seyyal Taner, Nihat Ziyalan, Tijen Doray, Funda Balcı, Sibel Güç, Altan Günbay, Ali Ekdal, Süheyl Eğriboz, Oktay Yavuz, Osman Han, İbrahim Kurt, Ahmet Karaca, Yılmaz Kurt

Konu: Bir soyguncu çetesiyle, bir serserinin öyküsü.

VUR (1972)


Senaryo ve Yönetmen : Tunç Başaran
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım : Zümrüt Film / Oksal Altınel.

Oyuncular: Kadir İnanır, Seyyal Taner, Tunç Oral, Perihan Savas, Kazım Kartal, Naci Erhun.

Konu: Kötü kişilere mücadele veren iki arkadaşın hikayesi.


VUKUAT VAR (1972)


 “HANIMIN ÇİFTLİĞİ” 

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Bülent Oran
Eser: Orhan Kemal
Operatör: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu


Kurgu: Özdemir Arıtan, Sanat Yönetmeni: Semih Sezerli, Yapım Sorumlusu: Rafet Gülerman, Yönetmen Yardımcısı: Cevat Şahiner, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Dekor Şefi: Bilal Uysal, Dekor: Mustafa Acar, Ses: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Set Amiri: Ahmet Ateş (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Türkan Şoray (Güllü), Kartal Tibet (Muzaffer), Suphi Tekniker (Ramazan), Aytaç Arman (Kemal), Mehmet Büyükgüngör (Cemşir), Erdoğan Seren (Hamza), Özen Tutucu, Aynur Aydan, Handan Adalı (Kemal’in annesi), Nazan Adalı, Sedat Demir, Ali Seyhan (İbrahim), Ekrem Dümer, İlhan Hemşeri (Doktor),Asım Nipton, Zühal Üstüntaş (Güllü’nün annesi), Sedat Demir, Gülten Ceylan Hizmetçi Kız)

Konu; Annesi, üvey babası, üvey ağabeyi ile Çukurova'dan büyük kente göç eden bir genç kızın öyküsü sinemalaştırılırken romandan farklılaşmıştır. Romanın birinci cildini oluşturan “Vukuat Var” 1946-1950 yıllarında Adana'da bir işçi mahallesinde geçer. Güllü bir fabrikada çalışr. Babasının dördüncü karısından olan Güllü'nün başında babası, ağabeyi, aileden sayılan 'emmi' denilen berber Reşat vardır. Güllü'nün fabrika işçisi Kemal'i sevdiğini yalnız annesi bilir. Kemal evlenmek istemektedir ama askerliğini yapmamıştır. Çevredeki Zengin çiftliklerin sahibi Muzaffer Bey'in yeğeni Zaloğlu Ramazan bir içki alemi dön üşür.Güll'yü görüp aşık olur; Güllü'nün babası Kürt Çemşir, berber Reşat'ın da kışkırtması ile Güllü'yü Ramazan'a vermeyi planlar. Fakat Ramazan dayısına açılamaz, Kabak Hafız'ın uydurduğu bir rüya masalı ile dayı Muzaffer Bey evlenmeye razı edilir. Kemal ile ilişkisi duyulan Güllü'nün bin lira başlık parasının yarısının kendisinin olacağını öğrenen berber Reşat, Muzaffer Bey'in çiftliğinde yan gelip yatacağı için bu evlenmeyi bir an önce yapmak ister. Güllü’nün ağabeyi Hamza'yı kışkırtıp Kemal'in üzerine salar. Bu arada Muzaffer Bey'in kahyası başlık parasının yarısını getirmiştir, yarısını da Güllü giderken verilecektir, ama Ramazan ile evlenmek istemeyen Güllü, Kemal'e kaçar Kemal fabrikada iken babasının adamları gelip Güllü’yü geri götürürler, Kemal bunun üzerine evde dövülen Güllü'yü kurtarmak için gittiğinde, Reşit’in kışkırtması ile Hamza tarafından vurulup, öldürülür. Tüm ümitleri bıten Güllü, Muzaffer Bey'in çiftliğıne gider. Muzaffer Bey çapkın bir adamdır, bu nedenle Güllü'yü göstermezler; ama sonunda görür ve yeğeni yerine kendi almak ister.

Güllü artık Serap Hanım olmuştur. Köy halkı Muzaffer Bey'i kınar, kahya çiftliği terk eder. duyan dayısı Muzaffer Bey, çiftliğin ortasında döver ve çiftlikten kovar. Yönetimsiz kalan çiftliği Serap Hanım'ın babası ve berber Reşit yerleşip yönetmeye başlarlar. Habib isimli bir köylü Muzaffer Beye husumet besler, yeni siyasi partinin (Demokrat Parti) sayesinde Muzaffer Bey'in işgalinde ki topraklarını geri alacağını umar. 1954 seçimlerinde Muzaffer Bey de aynı girince umudu kalmaz ve pusu kurup Muzaffer Bey'i vurur. Çiftlik artık Serap'a kalmıştır çevrede, Hanımın Çiftliği olarak anılır. Habib’in suçluluğu ortaya çıkmaz Serap çiftliğin işlerine bakan avukat Erdoğan Bey ile evlenir. Habib ile Erdoğan toprak anlaşmazlığı yüzünden çekişirler. Erdoğan, Habib'in kardeşine hakaret eder, eski kinler alevlenir, bir gece Habib çiftliği yakar, yangından kucağında Muzaffer Bey'in çocuğu ile kaçan Serap'ın hayatını kendini ele vermeyeceği sözünü alarak bağışlar ve kaçar. Hanımın çiftliğinin kundakçısı bulunamaz. Siyasal fonda gelişen, liberalleşmenin başlangıç yıllarını anlatan romandan yapılan film de bu özellikle göz ardı edilerek sevdiği fabrika işçisi öldürüldükten sonra aşkı çiftlik sahibinde bulan kadının (Türkan Şoray) yükseliş serüvenine dönüştürülmüştür. (Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf, 150)

► Fabrika işçisi Güllü… Bir zamanlar anası ile Adana’daki çiftliklerde ırgatlık yapmış. Şimdi İstanbul’dalar ama gözü hâlâ oralarda. Birkaç dönüm toprağı, küçük bir evi, koyunları, tavukları olsun istiyor. İsim bile bulmuş; Hanım’ın Çiftliği. Sırtında elden beter iki üvey; Babası Cemşir ve abisi Hamza. İkisi de işsiz. ‘La Décadanse’ (1971) (Gainsbourg) melodisinin olduğu sahnede haftalığını cebinden zorla alıyorlardı.

Dert bu kadar olsa yine iyi. Bir de her paydosta ona askıntı olan ‘boynu kırık’ var; Zaloğlu Ramazan. Kumarbaz, esrarkeş, alkolik. ‘Dayısı Muzaffer Bey’in parasına yaslanarak kadınlara pençe atıyor’. ‘Kadifeden Kesesi’ türküsünün duyulduğu meyhanede Hamza’ya “Senin üveyine piyangonun büyüğü çarptı” diyerek kız kardeşini istemişti. Cemşir “Güllü’yü Ramazan’a nikâhladıktan sonra Muzaffer Bey ölüvermeli mesela. Emri hak vaki olmalı… Ne yandan baksan tadından yenmez bir iş” diyor. Garip görünse de genç kız ‘Hanımın Çiftliği’ne ‘yol kilimi’ dediği bu yeğen sayesinde ulaşacak. Güllü, şimdilik, bir tek Kemal’le mutlu. Delikanlı bir oto tamirhanesinde işçi. Çukurovalı pamuk tüccarı Muzaffer Bey… O da İstanbul’da. “Buralarda fabrikalar, şirketler. Orada arazi, çiftlik, çubuk. Bankalarda para” sahibi. Kadınlara düşkünlüğü yeğeniyle aynı. Arkadaş toplantılarında konuştuğu tek konu bu. [Romandaki de öyle. “Adana’ya gelen her avrat, önce çiftliği boylar onun tezgâhından geçermiş. Asıl zamparalığı ise Avrupa’da.” Filmde yok ama politikayla da ilgili. Savaş bitmiş ve ‘müttefikimiz’ artık oraya buraya el atıyor. Bizimki de CHP’liyken gidişata uygun olarak ‘Demirkırat’a katılır.

Güllü, Ramazan’la evliliğe karşı çıkınca gelsin üveylerin tekmesi yumruğu. Çünkü bu iş için para almışlar. Daha da gelecek, bırakırlar mı? Kemal, onu kaçırırken ve bıçaklandığınır. Neyse ki yalnızca yaralı ama “O kızdan elini yıka” diyen anasının gözyaşlarına dayanamayıp köyüne dönüyor. Hamza’ya da mahkemede 4 yıl verirler.

Tüm bunların üstüne Meryem’in bakım gerektiren hastalığı de eklenince genç kızın direnci kalmaz. ‘Para, anayı kızdan ayıran para’. Muzaffer Bey’in saray yavrusu evine giderler “Beni zorla, hayvan satar gibi sattılar bu rezile.” Ramazan’dan böyle yakınıyor ama Muzaffer Bey’le kalpleri çoktan tutuşmaya başladı bile. Bahçıvan Zeki Alpan, Muzaffer Bey’in genç kıza aldığı hediyeleri güçlükle taşımıştı. Arada sevgi olunca ‘memleket işi’ lahmacun, çiğ köfte, şalgam ile ‘ beraberliği bile yadırganmıyor.


Bir çocukları olur. Muzaffer hapisten çıkan Hamza’ya para ve iş vermiş. O yapılan yardımı az bulup hapis arkadaşı İbrahim’in de yardımıyla eniştesini öldürmek ister. (Kartal Tibet’e ait) 34 KT 417 plakalı Mercedes arabanın balatalarıyla oynayıp kazaya neden olurlar. Güllü, geçici bir süre sakat kalacak olan kocası ile Çiftliğe gidiyor. Film, Muzaffer Bey’in öldürme girişiminden yaralı olarak kurtulup üstelik yürüyebilmesiyle bitiyor.

► Orhan Kemal'in bir eseri, yıllardan sonra sinemada... Ancak, Kemal'in hacimli romanı "Hanımın Çiftliği"nden alınma "Vukuat Var" da Kemal'den ne kaldığı sorulabilir ... Gerçekten de, filmin yapımcıları, filmdeki aşk öyküsünü korumuşlar, ama öyküye fon oluşturan ve romanın asıl değerini meydana getiren toplumsal temalar, o günlerin Adana'sındaki toprak sahibi-halk-politikacı ilişkilerinden hiçbir şey kalmamış... Kişiler ise Türk sinemasındaki klişeleşmiş tiplere uydurulmuş. Bu açıdan, oyuncuların -özellikle Şoray'ın- kendi çizgisi içinde başarılı olan oyunları, romanın kişilerini vermede yetersiz kalıyor. Buna rağmen, değeri olan bir edebi esere yaslandığı için belli bir düzeye ulaşan ve gerek yönetmeni, gerekse Kemal'in üslubunu koruma çabasını başaran senaryocusu Bülent Oran için aşama sayılabilecek bir çalışma... Müziğin baştan savmacılığına dikkati. çekmek gerekir. İlk yarı boyunca, birbiri ardına günün popüler Batı müziği parçaları, konu Adana'ya gelince ise, gelsin halk müziği!... Ne kolay, değil mi? İstanbul'a Batı müziği, Adana'ya da halk müziği yaraşır diye düşünülmüş herhalde... Fon müziğinin (hem de böylesine iddiayla sunulan bir film için) sinemanın en önemli unsurlarından birini oluşturduğunu yapımcılarımız ne zaman anlayacaklar acaba? Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 85”


FİLMİ İZLE


VER ALLAHIM VER (1972)



Yönetmen: Semih Evin
Operatör: Muzaffer Turan
Senaryo: Nurettin İrişen
Yapım: Özleyiş Film/ Şahin Dilbaz, Mustafa Oğuz

Yardımcı Rejisör: Nurettin İrişen, Ender Işık Servisi, Operatör Asistanı: Himmet Arı, Prodüktör: Üveyis Molu, (Pesen ve Ses Film Stüdyolarında hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Münir Özkul, Ceyda Karahan, Sami Hazinses, Ali Şen, Mürvet Sim, Mualla Sürer, Tevhit Bilge, Cevat Kurtuluş, Şarkılar: Alâaddin Şensoy, Şükran Ay, Handan Kara, Gönül Öner, Gülbin Kılıç, Selçuk ve Rana Alagöz,

VE SİLAHINI ÇEKTİ (1972)


"SİLAHINI ÇEK" 

Yönetmen:Necat Okçugil
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Tuncay Ural
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Arzu Okay, Kuzey Vargın, Yeşim Tan, Altan Günbay, Sadettin Düzgün, İlknur Taçbaş, Ekrem Dümer, Talat Gözbak, Kayhan Yıldızoğlu

Konu: Olayların gelişimi sonucu başı derde giren tövbekar bir kabadayının öyküsü.

VE GÜNEŞE KAN SIÇRADI (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Ahmet Ündağ
Kamera: Paşa Gündoğdu
Yapım : Meriç Film / Samim Meriç
Dekupaj ve Dialo: Remzi Jötürk,

Oyuncular: Melek Görgün, Samim Meriç, Hülya Şengül, Kemal Çapraz, Misafir Oyuncu: Aytaç Arman

Konu: Çiftçiler arasında geçen bir maceranın kovboy öyküsü.

VALİZDEKİ CESET (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Hüseyin Peyda
Kamera: Suat Kapkı
Yapım: Şahin Film / Şahin Koçak

Oyuncular: Yalçın Gülhan, Ceyda Karahan, Oktar Durukan, Asuman Arsan

Konu: Komiserle bir valiz içinden çıkan esrarengiz ceset

VAHŞİ VE GÜZEL (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Saba Prodüksiyon / İ. Necil Ozan

Oyuncular: Yıldırım Gencer, Figen Han, Osman Karahan, Süheyl Eğriboz, Oktay Yavuz, Kudret Karadağ, Osman Han, İbrahim Uğurlu, Mahmut Fırat

Konu: Tımarhaneden kaçan bir kadınla dağlarda yaşayan bir adamın erotik öyküsü


VAHŞİ BİR KIZ SEVDİM (1972)


Yönetmen ve Senaryo: Nejat Saydam
Eser: Esat Mahmut Karakurt (aynı adlı romanından)
Fotoğraf Direktörü: Melih Sertesen
Müzik: Esin Engin
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Şarkılar: Esin Engin, Yasemin Kumral, Ar Direktör: Semih Sezerli, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Momntaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Dekorlar: Bilal Uysal, Mustafa Acar, Özelk Efekt: Ahmet Aktaş, Aksesuar: Hasan Aslan, Reji Asistanları: Yaşar Şiriner, Güngör Ergül, Işık Direktörü: Cengiz Arlı, Makyaj: Cemal Gonca, Prodüksiyon Amiri: Refet Gülerman, Kameraman: Tangör Toydemir,

Oyuncular: Fatma Girik (Kristina), Murat Soydan (Yzb: Adil), Yıldırım Önal (Çete Reisi Nikola), Turgut Özatay (İvan), Tufan Giray (Yorgi), Sedat Demir, Müşerref Çapın, İsmail Varol, Vahit Volkan, Muammer Gözalan, Müslim Ertuhi (Çocuk Oyuncu), Nevzat Akduman, Ekrem Dümer, Muzaffer Civan, Yadigar Ejder, Giray Alpan

Konu:Abdülhamit döneminde Makedonya'da çeteler türeyerek köyleri basıp çevrelerine dehşet saçarlar, Bu durumun ortadan kalkmasını isteyen saray, yüzbaşı Adil'i (Murat Soydan) köylü kılığında bu bölgeye gönderir, Çetelerin başında ise Makedonya Kartalı olarak bilinen Nikola (Yıldırım Önal) ile güzeller güzeli kızı Kristina (Fatma Girik) vardır, Bir köy baskını sırasında yüzbaşı Murat, Boris adıyla çetecilerin arasına sızar ve Kristina ile arkadaşlık kurar, Ve aralarında duygusal bir yakınlaşma da başlar, Bu arada yıllar önce Murat'ın Paris'e kaçması için yardım ettiği çocukluluk arkadaşı Yorgi, bir casus çıkar, Ve Murat'ı tanıdığı için de onu ortadan kaldırmak ister, Ama başaramaz, Kristina yaptığı işin iş olmadığını anlayınca Ayşe adını alıp Müslümanlığa geçer ve Murat'la evlenir, Bu kez birlikte çetelerle savaşmaya başlarlar. (Burçak Evren, “Fatma Girik, İki Ün’lü Kadın” )