Powered By Blogger

23 Şubat 2018 Cuma

BALIKÇI OSMAN (1973)


Yönetmen: Necat Okçugil
Senaryo: Safa Önal
Foto Direktörü: Nedim Akanlar
Yapım: İstanbul Ticaret /Nejat Okçugil Ender Işık Servisi, Şef: Aydın Yurderi, Jenerik Refik Onubil, Reji Asistranı: Nilgün Karagüler, Kamera Asistanı: Himmet Arı, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, (Acar Film Renkli laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Sadri Alışık, Freri Cansel, Muzaffer Tema, Benan Öz, Kayhan Yıldızoğlu, Mualla Sürer, Ali Ekdal, Nubar Terziyan, Renan Fosforoğlu, Kudret Karadağ, Özden Sayın, Oktay Yavuz, Osman Han, Rıza Genç, Ekrem Dümer, Cemal Ertokuş , Ali Demir, Naci Fidan, Semih Gürbüz, Cevat Uz, Meziyet Nakkaş, Nermin Özses, Zeki Sezer,

►‘Ambarlı Köyünden Balıkçı Osman. Ayaklarında bazen lastik çizme bazen arkasına basılı pabuçlar. Üzerinde soba borusu gibi pantolon. Belde ucu sarkık kuşak. Yaka bağır açık gömlek (Sadri Alışık, keşke, sağ bileğindeki altın künyeyi çıkarsaydı). Bazen de çok ‘lüks’ gözüken yağmurluk. Ama içinde, o yıllar için ‘lüks’ olmayan ‘umut’. Sevgilisi ‘ve de aynı zamanda’ Zücaciyeci Sabri’nin kızı Mualla’yı tren raylarının oraya gezmeye götürdüğü bir gün şunları anlatmıştı; “..Bütün dava bir kayıkta. Bir kayık satın aldım mı tamamdır. Kira kayığıyla balıkçılık pek fazla kâr bırakmıyor son günlerde..Bin iki yüz lira istiyorlar. Benimse ancak 130 lira birikmişim var. Ama üzülme be Konca Mualla, bin iki yüz lira dediğin para sayılmaz bizler için. Biriktirmesi bir sene bile sürmez. Hem kendim balık tutacağım hem de saati 2 buçuk liradan kiraya vereceğim..Yevmiye kazancım 50 lirayı buldu mu dayanacağım babanın kapısına ‘pek muhterem Zücaciyeci (o, ‘züccaciyeci’ diyor) Sabri bey abimiz Allah’ın emri ve de peygamberin kavliyle kızınız Mualla’nın desti izdivacına talibim’ diyeceğim.” Tuttuğu balıkları mahalledeki Fethullah abisine satıyor. Arada bir de, arkadaşlarıyla deniz kenarındaki Akıncı Gazinosunda kafa çekiyorlar. Evlere şenlik, her an öfkeli (adını öğrenmediğimiz) bir anası ve bir de varsıl mı varsıl (Osman bilmiyor ama kaçakçı) üvey abisi var. Sustuğunu görmediğimiz anne, filmin sonlarına doğru Meral’e “Ben rahmetli iki kocamı da el pençe divan durdurmuş, ağızlarına gözlerine kilit vurdurmuş kadınım. Sen kim oluyorsun a çöplük civcivi” diyor. Kayık için gerekli parayı ‘borç olarak’ alacağı umuduyla gittiği Zekeriya’nın evinde pek hoş karşılanmaz.

Osman; “Çok iyiyim de abiciğim, benim ayrıca bir maruzatım var. Demek istiyorum ki yani her sabah vakti 20 lira kayık kirası dokunuyor biraz. Bizim Tacettin Abi ile konuştum, birkaç tane teknesi vardır, dedi ki ‘oğlum bin iki yüz elli lirayı peşin bastır hangi tekneyi istersen al git’ dedi yani bana. Bilmem..”

Abisinin “Bu aralar elim pek sıkışık. 5–6 işe yüz binlerce lira yatırdım… Kazık kadar adamsın. Borçla, harçla, ianeyle yaşama artık. Çalış para kazan” ve yengesinin “Evimize bir defa da para istemek için gelme” sözlerinden sonra süklüm püklüm oradan ayrılır.İ şler bir kez ters gitmeye görsün. “Sana meyveli bir gazoz, pudra şekerli bir muhallebi ikramı en birinci vazifemdir” dediği Muallasının başka biriyle evleneceğini de Fethullah’dan duyar. Oysa Sabri için ‘ilerde aileye girince daha da samimi olaraktan kendisiyle kadeh bile tokuşturacağını’ söylüyordu

Osman; “Evleniyor muymuş?”
Fethullah; “Duymadın mı?” Osman; “En geç benim gibiler duyarmış, öyle derler.”

Bir gün, evine değil de iş yerine gittiği abisinin, adamlarıyla konuşmasına biçim biri olduğunu anlar; “Rıdvan nalları dikeli bir ay oluyor. O kaçak mal işinden borçlanmıştı. Ödeyemeden vurdular salağı. Kız kardeşiyle kaçtır konuştum, 350 bin lira alacağımı istedim. ‘Abimin borcundan bana ne’ diyor. Adı Meral. Meral Nurdan. Beyaz Gül Gazinosunda şarkıcı. Asıl iş Rıdvan’ın (kardeşine) bıraktığı milyonluk pırlantalı zümrütte. Onu ele geçirdik mi tamamdır.” Neden sonra Osman’ın orada olduğunu anlayan Zekeriya onu kovar. Balıkçının intikamı yumuşak atın çiftesine benzeyecektir; “..Dur, şimdi seyret Osman’ı. Bak neymiş Osman. İbreti âlem için öğreteceğim ben sana.”Önce Meral’i bulur. Onu abisinin adamlarından kaçırıp köyüne getirir. Güzel Meral’i yalnız abisinden değil annesinden de(!) korumak zorunda kalır. Meral ve mücevher kurtulur ama genç kız mutluluğu Osman’da bulacaktır.”(Yazan: Murat Çelenligil, Sinematürk editörü)


BABALARIN GÜNAHI (1973)


Yönetmen: Mehmet Aslan
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez

Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Hayati Akbulut, Sevinç Özkan, Hüseyin Kuğu, Montaj: Aleko Aleksdandru, Senkron: Osman Başkan, Negatif Montaj: Hüsam Eren, Set Amiri: Mustafa Koçyiğit, Set Ekibi: Taci Erşan, Kadir Yılmaz, Mehmet Oğuz, Azmi Yılmaz, Işık Şefi: Mehmet Alışkan, Işıkçılar: Süleyman Çekiç, Mehmet Yıldız Bükey Stüdyosunda seslendirilmiş ve Ören stüdyosunda renklendirilmiştir

Oyuncular: Ferit Şevki, Ekrem Bora, Suna Keskin, Aytaç Arman, Yalçın Gülhan, Semra Sar, Kamuran Usluer, Müfit Kiper, Nihat Ziuyalan

Konu: İki çocuklu bir babanın, şarkıcı bir Kadınla olan ilişkisini konu alan dramatik aşk öyküsü.

AZAP (1973)


Yönetmen: Türkan Şoray
Senaryo: Safa Önal, Bülent Oran (Tamer Yiğit’in bir öyküsünden)
Görüntü Yönetmeni: Mustafa Yılmaz
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Oyuncular: Türkan Şoray (Elif), Ayfer Feray, Nihat Ziyalan (Vedat), Suzan Avcı, Selim Kaya (Murat), Mümtaz Ener (Doktor), İhsan Yüce, Şükriye Atav, Nermin Özses, Remziye Fırtına, Yaşar Şener (dolandırıcı), Muzaffer Civan (dönerci), Ahmet Turgutlu (bekçi), Mustafa Yavuz, Tahsin Koray (Murat), Refik Kemal Arduman, İbrahim Uğurlu, Muzaffer Doğan, Ajlan Aktuğ (sami), Meral Kurtuluş, Feridun Çölgeçen, Orhan Erdamar, Tomris İncer (hemşire)

Konu: Film Şoray'ı felçli yavrusu Murat'ı (Selim Kaya) ne pahasına olursa olsun tedavi ettirmeye kararlı Elif kadın rolünde karşımıza çıkartıyor. Sırtladığı yavrusuyla köyden İstanbul'a inen Elif’in başına gelmedik kalmıyor.

* Türkan Şoray "Dönüş"le yönetmenliğe başarılı bir giriş yapmış, gerek tema zenginliği, gerekse, coşkulu bir duyarlık ve sinema duygusuyla dikkatleri çekmişti. Şoray, çabasını bu kez" Azap"la sürdürüyor.

Tamer Yiğit'in bir öyküsünden alınan ikinci filmi, birincisi gibi yer yer oldukça abartılmış bir melodram yükü getiriyor karşımıza... Kötülerin, kötülüklerin bir antoloji gibi birbirini izlemesi, seyircide inanma duygusunu eksiltiyor gitgide... Gerçi İstanbul'da vardır tüm bu gösterilenler, hepsi olabilir gerçekten... Ama hepsi böyle birbiri ardına, aynı insanın başına gelir mi? Öykü, tüm abartılmışlığına karşın, bir ana çizgiyi, evlat sevgisini ve evladını mutlaka kurtarmak isteyen bir ananın inadını işlediğinden, dramatik gücünü sonuna dek koruyabiliyor. Şoray, yönetmen olarak yine başarıdan uzak değil. Çekimleri, duyarlı, düşünülmüş, yer yer özgün, vurucu buluşlar içeriyor... Benimsediği, sevdiği bir öyküyü anlatmasını biliyor Şoray ve fılminden seziliyor, öyküyü sevdiği, benimsediği... Ismarlama bir iş karşısında olmadığınızı seziyorsunuz. Bu içtenlik bile az şey değil aslında... "Azap''', konu/tema bütünlüğü bakımından nerdeyse "Dönüş" kadar ilginç bile sayılabilir. Ancak melodram yanının aşırı ağır basmasının yanı sıra, oldukça savruk bir teknik çalışma da filmin lehine sonuç vermiyor. (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”, syf, 128)

ATLIHAN (1973)


(ASYA KAPLANI) 

Yönetmen: Naki Yurter,
Senaryo: Recep Filiz,
Foto Direktörü Muzaffer Turan,
Yapım: Hülya Film/ Naki Yurter

Reji Yrd.: Tarık Gür, Erdoğan Ok, Kamera Ast.: Ahmet Derbay, Prodüksiyon Amiri: Mehmet Güler, Işık: Funda Işık Servisi, sesleri Alan: Marko Nuduris, Faruk Özar, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Dekor ve Aksesuar: Ahmet Sert, Handan Altınay, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akduman, Hüseyin Kuzu, Montaj-Senkron: Aleko Aleksandro, kameraman: Ferhat Bakır, (Ören Film Stüdyolarında renklendirilmiştir).

Oyuncular: Aytekin Akaya (Can Bey), Piraye Uzun (Mihriban), Turgut Özatay (Şeyh), Talat Gözbak (Cengiz han), Recep Filiz (Çakır), Turgut Özatay, Abidin Görsev (Wang Yu), Sema Yaprak (Aycan), Ahmet Sert (Bahadır), Kudret Karadağ (Arap haydut), Tevfik Şen (Şeyh), Günay Güner (El Cafer), Zeynep Ramazan, Fatoş Gülay, Arap Celal (Esir Tüccarı), Aydın Haberdar, Yunus Yakışıklı, Giray Alpan, İhsan Bayraktar, Sönmez Yıkılmaz (Eşkıya), Abdi Algül, Ahmet Karatop (Arap haydut), Ali Ardınç, Mehmet Tozkaldıran, Hasan Yıldız (Eşkıya), İbrahim Uğurlu (Arap haydut), Kadir Kök, Oktar Durukan (Arap Kumandan),

Konu: Türk adının nesiller boyu anılması için fetihler peşinde koşan bir bir cengaver olan Atlıhan ile bir kadının aşk hikayesi tarihi ve macera ile karışık bir film.


AŞKIN ZAFERİ (1973)


Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: Burhan Bolan
Görüntü Yönetmeni: Mustafa Yılmaz
Yapım: Cem Film / Deniz Kalkavan

Kurgu: Aleko Aleksandru, Sanat Yönetmeni: Niyazi Er, Yönetmen yardımcıları: Semih Servidal, Ahmet Servidsal, Negatif Kurgu: Bayram Türkkan, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Renk Düzenleme Ast.: Zihniye Ören, Turgut Ören, Dekor: Yüksel Tanık, Ses Mühendisi: Faruk Özar, Prodüksiyon Amiri: Yavuz Işıklar, Asistanı: İsmail Sarıkaya, Set Ekibi: Tevfik Atılgan, Mehmet Söğüt, Talip Okçu, Ercan Akyıldız, Seslendirme Yönetmeni: Sadettin Erbil, Işık: Funda Film (Ören Film Laboratuarında renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Oya öğr.), Aytaç Arman (Yanık Bekir), Kenan Pars (İngiliz Komutan), Tülin Örsek, Önder Somer (Yzb. Ceksın), Hulusi Kentmen (Bnb. Pala Suat), Ali Şen (Muhtar), Mine Sun (Ayşe), Altan Bozkurt (Vedat), Kayhan Yıldızoğlu (Barni), Renan Fosforoğlu, Erol Yeşilyaprak, Yavuz Işıklar, Ahmet Servidal, İhsan Bayraktar, Cemal Konca, Mahmure Handan, Mustafa Yavuz, Nubar Terziyan (Hıdır Çavuş), Yeşim Soydan, Kadri Ögelman, Ercan Akyıldız, Ayten Kayalı, Arap Celal (arabacı) Kadir Topçu, Semih Servidal, Şarkılar: Hümeyra Akbay, Misafir Oyuncu: Yeşim Soydan, Ekrem Gökkaya (Onbaşı)

“Kurtuluş Savaşı sırasında bir öğretmenin aşk ve fedakarlık öyküsü.

BİTİRİMLER SOSYETEDE (1973)


Yönetmen: Zeki Ökten
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Kameraman: Hüseyin Karındoyuran
Senaryo:Fuat Özlüer, Erdoğan Tünaş
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Asistan Rejisör: Samim Utku, Işık Direktörü: Şevket Yılmaz, Set Direktörü: Sohban Koloğlu, Dublajı İdare eden: Kemal Bilici, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Metin Miroğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karata, Prodüksiyon Asistanları: Necati Şimşek, Mustafa Boğan, Ahmet Akgün, Mehmet Aslan, Mehmet Ekinci, Prodüksiyon Direktörü: Memduh Karakaş, (Acar Film Stüdyosu’nda renklendirilip seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Kartal Tibet, Kadir İnanır, Gülşen Gülşah (Bubikoğlu), Atıf Kaptan, Ali Şen, Sami Hazinses, Mürüvvet Sim, Necdet Tosun, Seyhan Gümüş, Kayhan Yıldızoğlu, Gülten Ceylan, Hasan Ceylan, Kudret Karadağ, Oktay Yavuz, Osman Han,

KONU: Veli (Kartal Tibet) ile Ali (Kadir İnanır) birbirlerinden tümüyle farklı karakterlere sahip iki kardeştir. Fırıldak Ali çapkınlık, hırsızlık ve dolandırıcılıkla gününü gün ederken, Veli ise hamallık yaparak gece-gündüz demeden çalışıp, sevdiği kızla evlenebilmek için başlık parası biriktirmektedir. Küçük yaşta ayrıldıkları için birbirlerini tanımayan bu iki zıt kardeşten Ali, kendisini bir çetenin önemli adamı gibi gösterip sağdan soldan haraç toplamaktadır. Fırıldak Ali, annesi ile birlikte bir otel lobisinde tanıştığı Peri (Gülşen Bubikoğlu) ve babası Nurullah Bey’e kendilerini zengin gibi tanıtırlar. Amaçları para sızdırmaktır. Bu arada oyununu anlayan çeteden kaçarken Veli ile çarpışır. Ona yemek ısmarlar. Öyküsünü öğrenir. Veli’ye çok zengin biri olduğunu söyler ve elindeki birikmiş başlık parasını alır. Daha sonra dolandırıldığını anlayan Veli, Ali’nin peşine düşer. Evini bulur. Evde kavga esnasında kendi babasının resmini görür. Fırıldak’ın aslında öz kardeşi olduğunu anlar. Ali kendini affettirmek için Elif’in babasından Veli’ye kızını ister, ama ikna edemez. Bu sırada çetenin başı Ali’yi bulmak için sevgilisi Peri’yi kaçırır. Ali ile Veli Peri’yi kurtarmak için baskına gider. Çeteyle çatışır ve yaralanırlar. Polis yetişir, çete başı ve adamları tutuklanır. Bu badireyi atlatan bitirim kardeşler, Peri ve Elif’in babalarının yumuşamasıyla sevdiklerine kavuşur ve mutlulukla nikah dairesinin yolunu tutarlar…

22 Şubat 2018 Perşembe

AŞKIMLA OYNAMA (1973)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Yılmaz Korkut
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Melek Film/Şahan Haki

Oyuncular: Ediz Hun, Hale Soygazi, Yeşim Tan, Muzaffer Tema, Hulusi Kentmen, Hakan Tankut, Atıf Kaptan, Nubar Terziyan, Suha Doğan, Ekrem Gökkaya ve Seyhan Gümüş

Konu: Kumar tutkunu bir adam yaşadığı ortamın içinde kaybolacakken aşk onun geleceğe dair beklentilerini değiştirecektir. Yaşadıkları problemlerin karşısında güçsüz kalan ve kumara sarılan insanlara bir örnek olan ana karakter film boyunca sorunlarla savaşmayı öğrenir. olduğu bavullarını kaybeder. Bavulu bulan ve açan Ali ile Veli’nin aklına parlak bir fikir gelir. Adamlarının yerine geçerek aynen yazıldığı gibi Sarraf Mahmut’tan yüklü bir para alıp, onunla Niza Ceylani’den uyuşturucuyu alacaklardır. Ama malı beğenmemiş gibi yapıp, almaktan vazgeçerler. İzlerini süren Abdullah’ın gerçek adamlarına ise kimse inanmaz. Parayla eğlenirler. Veli gazinoda çalışan Okşan’a aşık olur. Ali ise Ayşe’den hoşlanmıştır. Habib Nizamettin ikisinin onu dolandırdığını öğrenince, kendisini ihbar etmesinler diye onları vurdurur. Öldü diye bıraktıkları iki bitirim kardeş sağdır. Ali ile Veli onlara iyi bir ders vermek için Nizamettin ‘in bürosuna gider ve onunla Seyit Abdullah’ı birbirine düşürür. Haydutlar kendi aralarında çarpışırken polise haber verip kendisini yakalatırlar. Parayı da polise verince el elde baş başta kalan bitirimlerden Veli Okşan ile, Ali ise Ayşe ile evlenir…




AŞK MAHKUM(1973)



Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Oyuncular: Salih Güney, Hale Soygazi, Kartal Tibet, Yeşim Tan, Kayhan Yıldızoğlu, Leman Akçatepe, Nubar Terziyan, Şükriye Atav, Atıf Kaptan, Ali Seyhan, Necip Tekçe, Kudret Karadağ, Ekrem Gökkaya, Şener Şen Acar Film Laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

“Şımarık ve çapkın bir delikanlıyla, iğfal ettiği dilsiz bir kızın aşk öyküsü”

ASİYE NASIL KURTULUR (1973)


Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Safa Önal (Vasıf Öngören’in aynı isimli eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Melih Sertesen
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Sanat Yönetmeni: Semih Sezerli, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Asistanı: Turgut Köse,

Oyuncular: Türkan Şoray, Orçun Sonat, Şükriye Atav, Ali Şen, Ahmet Arkan, Hikmet Taşdemir, Feridun Çölgeçen, Nazan Adalı, Muazzez Erdiken, Nedret Ener, Erdoğan Seren, , Ahmet Kostarika, İsmail Varol, Ekrem Dümer, Sedat Demir,

► Agah Özgüç, Nejat Saydam tarafından uyarlanan; Asiye Nasıl Kurtulur'u "düşürülen, ama namusunu sonuna kadar koruyan bir kadının öyküsü" olarak veriyor. Safa Önal'ın senaryosundan filmini çeken Saydam bu uyarlamada, Öngören'in oyununu o günlerde devam etmekte olan Yeşilçam Sineması kalıplarına tamamen oturttuğu gibi Asiye'yi oynayan Türkan Şoray'ın özel sinema kişiliğini de göz ardı etmiyor, kuralları içinde kalıyordu. Böylece epik bir oyun tam bir oyuncu filmi oluyordu. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf; 61





ARAP ABDO (1973)


“İSTANBUL KABADAYILARI” 

Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın (Necmi Onur’un
aynı isimli romanından)
Görüntü Yönetmeni: Enver Burçkin, Ali Yaver
Yapım: Kervan Film/Ümit Utku, Acar Film/Murat Köseoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır (Arap Abdo), Bahar Erdeniz, Salih Güney, Yeşim Tan, Şener Şen, Leman Akçatepe, Nubar Terziyan, Şükriye Atav, Atıf Kaptan, Bilal İnci (Kara Bahri), Fırat Kuba, Yılmaz Gruda, Kayhan Yıldızoğlu (Ressam), Tevfik Şen (Muhittin’in adamı), Yılmaz Gruda (saraylı muhittin), Muazzez Arçay (mama), Oktay Yavuz (Hüseyin), İbrahim Kurt, Sabahat Işık (Abdo’nun annesi), Muharrem Gürses (Molla), Emel Ozan, Sıtkı Akçatepe, Sabahat İzgü, Cemil Can Bıçakçı, Fırat Kuba, Emel Ozan, Süheyl Eğriboz, Abdi Algül, Yadigar Ejder, Kemal İskender, Korkut Korcan, Mehmet Ali Güngör, Nilgün Atılgan (Elif)

Konu: Osmanlı döneminin kabadayılarının anlatıldığı bir film.

ANNELER GÜNÜ (1973)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu

Oyuncular: Zeynep Değirmencioğlu, Ayten Gökçer, Önder Somer, Sami Hazinses, Mualla Sürer, Beyza Başar, Ömercik (Ömer Dönmez), Şükriye Atav, Belkıs Dilligil, Kayhan Yıldızoğlu, Nevzat Okçugil, Benan Öz

Konu: Nevin, yıllardır ayrı olduğu kızını göreceği için çok heyecanlıdır. On yıl önce kocasından ayrılırken kendisine oynanan oyun yüzünden kızından ayrılmak zorunda kalmıştır. Nevin yılların hasretini bir ay boyunca doyasıya çıkarmayı hayal etmektedir. Kızını bağrına basmaya hazırlanırken onun soğuk ve mesafeli tavırları karşısında çaresiz kalır. Ayşe babasının bir kadınla evlenmek için onu uzaklaştırdığından habersizdir. Genç kız sevgi ve şefkatten yoksun geçen yıllarının acısıyla annesine adeta kin kusmaktadır. Onun katı görünüşünün ardındaki şefkate muhtaç ruhunu gören Nevin kızının yüreğine ulaşmaya karar verir

ANADOLU EKSPRESİ (1973)


Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Manasi Filmeridis
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır (Halil Uysal), Semra Özdamar (Zeynep), Hülya Şengül (Selma), Mümtaz Ener (Mahkum), Nubar Terziyan (Osman Reis), Süha Doğan (Selim Gökçe), Şükriye Atav (Şaziye Hanım), İhsan Baysal (Manav Tahsin Ersöz),Hüseyin Zan (Selim Gökçe’nin kardeşi), Ali Şen (Bakkal Faik), Ceyhan Cem (Mehtap), Renan Fosforoğlu (Berber), Ali Ekdal, Faik Coşkun (Meyhaneci), Ahmet Kostarika “Turgutlu” (Kahveci), Cihat Alpan, Necati Gökhan, Osman Han (Şefik), Ekrem Gökkaya (İbrahim), Zeki Sezer (Savcı), Ekrem Dümer (Ağır ceza reisi), Mustafa Yavuz (Gardiyan), Ali Ekdal

Konu: Halil “Yüreğine, bileğine sağlam delikanlıdır.” Kimsesiz. İstanbul Şehremini doğumlu. Ama, Beyoğlu’nda yaşıyor. Manavın karşısındaki sokakta, babadan kalma evi kiraya vermiş. Mahalledekiler, özellikle Şaziye Hanım’ın kızı, Foto Roman meraklısı Selma onu çok seviyor. Yıllar sonra, kızının ölümü için onu suçlayan acılı anneye şunları söyleyecektir. Tek bir suçum var, şuradan ayrılmış olmak. O bile suç değil. Gençtim, cahildim, görmemiştim.” Babası İsmail Reis onun, kendisi gibi bir balıkçı olmasını hiç istememiş. O da, Selim Bey’in kumarhanesinde ve Çağlar Saz Salonunda (sonradan bin pişman olacağı) kabadayılık yapıyor. Bir gece, adamları Şefik ve İbo, Selim Bey’in odasına bir genç kızı, Zeynep’i getirirler. “İşte bu, patron. Dışarıdan gelmiş. Bizim otelde kalıyormuş. Lokum gibi ha.” Genç kız, sazda ve otelde “Bu işler için kahpe olmak lâzım” diyeceği hayata zorlanır. Zeynep’in onca dayak ve gözdağına direndiğini gören Halil, sonunda Selim Bey’e, kendisinden beklediğimiz tepkiyi gösterir : “Bırak gitsin. Zorlama. Belli ki o biçim değil bu kız.” ‘Namusunu ve hayatını’ kurtardığı Zeynep’in anlattıkları “Yabancısıyım İstanbul’un. İş aramaktayım.. Kasabadan da namus belasına kaçtım. Bir abim vardı, ölünce aciz gördüler beni. Evimizi, yolumuzu pusuladılar. Barınamadım.” Halil “Kaybol git, hiç durma. Burası İstanbul’dur, gık demeden 50’yi buldururlar insana” diyor ama genç kız bir fabrikada iş bulup çalışmaya başlayacaktır. Delikanlı da artık orada barınamaz. Tartışarak, üstelik patronu bir güzel döverek işten ayrılır. İntikam için yanıp tutuşan Selim’in eline, daha o gece, bir fırsat geçer. Annesinin, sevmediği biriyle evliliğe zorladığı Selma, Halil’e kaçmak için saz salonuna gelince Selim, ona zorla sahip olur. Genç kız kendini asar. Selim’i öldüren Halil’e, mahkemede 13 yıl ceza verirler. Şaziye Hanım, nedense, kızının ölümünden onu sorumlu tutacaktır. Mahallelinin de ona olan sevgisi azalır. Selim’in kardeşi Oski öç almak için peşinde “Halil’i yaşatırsam namerdim.”

Hapishanede, bir iç hesaplaşma içinde olduğunu görüyoruz; “Zeynep onu hiç yalnız bırakmaz ; “Sayılı gün, nice uzun olsa da biter.” Birkaç yıl sonraki afla mahallesine dönüş. Şaziye Ananın ve mahallelinin sevgilerini tekrar kazanması için Zeynep’in yardımı gerekir. Evlenirler. Aylar sonra “İki canlıyım Halil.” Oski ve adamlarından kurtulmak için Karadeniz Ereğlisi’nde denizcilik yapan arkadaşı Üzeyir’in yanına gitmeye karar verirler. Keşke çocuğunu görecek kadar yaşayabilseydi. Filmin sonunda Haydarpaşa Garı ve Anadolu Ekspresi.. 10 kurşun, Halil’i, üzerinde o yıllarda çok sevilen parkası ile rayların arasına serer.(Yazan: Murat Çelenligil)




ALİ İLE GÜL (1973)


Senaryo ve Yönetmen Ahmet Asaf Tengiz
Kameraman Dinçer Önal

Prodüksiyon Amiri: İbrahim Aydın, Işıklar: Gaye Film Işık Servisi, Yönetmen Asistanı: Ahmet N. Tengiz, Kamera Asistanı: Uğur, Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Montaj Senkron: İsmail Kalkan, Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Süpervizör: Necip Sarıcıoğlu, Yeni Stüdyo Renkli film laboratuarında renklendirilmiştir. Ar Film stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Hülya Darcan, Gülten Ceylan, Atıf Kaptan, Ali Ekdal, Salih Sever, Arap Celal, Ekrem Gökkaya,

ALİ'YE GÖNÜL VERDİK (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Asaf Tengiz
Görüntü Yönetmeni: Dinçer Önal
Yapım: Tengiz Film/Asaf Tengiz

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Hülya Darcan, Atıf Kaptan, Ekrem Gökkaya, Gülten Ceylan, Arap Celal

AĞRI DAĞININ GAZABI (1973)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: İhsan Yüce
Kamera Ali Yaver
Müzik: Mutlu Torun
Yapım: Barlık Film/Necdet Barlık

Oyuncular: Tugay Toksöz, Gönül Hancı, Turgut Özatay, Senar Seven, İhsan Yüce, Ömer Kahraman, Giray Alpan, Necla Soylu, Yusuf Çetin

Konu: Askerden dönen Ali, köyünde sevinçle karşılanır. Süt kardeşi Hasan onu krallar gibi karşılar ve eski günlerdeki dostluklarının devam etmesini ister. Ancak ikisinin de aynı kıza aşık olmaları, dostluklarının bozulmasına neden olur.

Eleştiri:
Zeki Ökten, Ağrı Dağı eteklerindeki iki köy arasında geçen bir aşk öyküsü anlatıyor. Köylerden birinin güzel kızına, diğer köyün hem ağası, hem de askerden yeni dönen ve ağanın arkadaşı olan bir çoban aşık olur. Bu üçlü aşk, kaçınılmaz trajik bir son getirir... "Ağrı Dağının Gazabı", kötü bir film... Senaryoda temel aksaklıklar, var (örneğin film, iki sevgilinin dağa kaçmasıyla bitiyor. Ondan sonra seyredilen, zorlama, yapıştırma bir ikinci filmdir.) Ökten'in çalışması da silik, renksiz... Hiçbir sahnede sinemasal bir değere ulaşamamış Ökten... Hele folklor danslarının kullanılması son derece iğeti kalıyor... "Ağrı Dağının Gazabı", bin bir zahmetle elde edilen mekan olanaklarının, başarısız bir filmi kurtarmaya yetmediğini ortaya koyuyor... Atilla Dorsay, a.g.e. syf, 126 ”