Powered By Blogger

15 Mart 2018 Perşembe

VURUN KAHPEYE (1973)


Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Orhan Aksoy Halit Refiğ
Eser: Halide Edip Adıvar
Kamera Ali Yaver
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Rejisör Yardımcıları: Yılmaz Korkut, Muzaffer Hiçdurmaz, Berrin Giz, Ar Direktör: Muharrem Gürses, Dekor Yapımı: Adil Kıbıcı, Şener Gezgen, Kostümler Niyazi Er, Talip Okçu, Muzaffer Çakmak, Set Amiri: Sabri Sezer, Set Ekibi: İlyaS Akarsu, Necmi Ataman, Ethem Açıkgöz, Mustafa Kıtır, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Işık Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Ekrem Çınaroğlu, Kamera Yardımcısı: Umur Özlüer, Makyaj: Celal Gonca, Laboratuar Şefi: Türker Vatan, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Montaj: İsmail Kalkan, Prodüksiyon Amiri: Avni Turan
Prodüksiyon İdaresi: İzzettin Yılmaz, (Yeni Stüdyo laboratuarında hazırlanmış Uğur Film Stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Hale Soygazi, Tugay Toksöz, Tanju Gürsu, Muharrem Gürses, Kamuran Usluer, Atıf Kaptan, Turgut Savaş, Fatih Deveci ,Selçuk Özer, Diler Saraç, Erdoğan Seren, Cevat Uz, Hakkı Kurt, Günay Günek, Yaşar Çekirdek, Mahmure Handan,

KONU: Film, Cumhuriyetin 50.yılı dolayısıyla üçüncü kez sinemaya aktarılıyor. Burada Aksoy / Refiğ ikilisi mümkün olabilen en basma kalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor. Ancak anlatımı düzgün, özenle çekildiği belli, fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim yönünden aksamayan bu yeni "Vurun Kahpeye" bizce sinemamıza en küçük bir katkıda bile bulunamıyor. (Atilla Dorsay, 1973, Çeyrek yüzyılda 3.kez)

► Bu filmde Halit Refiğ, Adnan Saygun’un “Üçüncü Senfoni ve “Piyano Konçertosu”ndan ve Ulvi Cemal erkin’den bazı parçaları fon müziği olarak kullanmıştır.

► Erman Film, kendi kuruluş öyküsünün başlangıcı olan ünlü "Vurun Kahpeye" filmini, Cumhuriyetin 50. yılı dolayısıyla üçüncü kez perdeye getiriyor. Halide Edip'in ünlü romanını; 1949’dan beri, üçüncü kez sinemaya aktarmak gerekli miydi? Bu romanın bugünkü seyircimize vereceği önemli bir şey var mı? Ve yeniden çevrimlerde gerekli olan bir yenileme, yeni yorum getirme var mı, bu üçüncü "Vurun Kahpeye"de? İlk sorulara vereceğimiz cevabın olumlu olması zor. Yeni yorum konusunda ise söylenecek pek bır şey yok ...

Aksoy/Refiğ ikilisinin senaryosu, Adıvar'ın romanından çıkarılabilmesi mümkün olan en basmakalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor Refiğ'in (kendince) ustalıkla filme yerleştirdiği tek önemli değişiklik, romanın vatan sevgisi üstüne kurulu ulusallık yanını dinsel! milliyetçiliğe, yani Halide Edib'i Mehmet Akife doğru kaydırmak, Hacı Fettah'ı olabildiğince kötüleştirip patolojik, bir niteliğe bürürken, öykünün temeline iyi, doğru, güzel yanlarıyla Islam diinini yerleştirmeye çalışmak... Ama Aliye öğretmeni "dini bütün"leştirip filme mevlit sahnesi yerleştirmekle bu kolay kolay olmuyor ... Refiğ, bu tür bir kaç değişiklikle, Kemal Tahir’le hiç mı hiç bağdaşmayan bir Halide Edib'i uyarlamanın günahından kendisini kurtulmuş hissediyorsa, mesele yok tabii. Sonuç olarak, anlatımı düzgün, özenle çekildiği belli, fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim yönünden aksamayan bu yeni "Vurun Kahpeye" bizce Refiğ'in davasına da, sinemamıza da en küçük bir katkıda bile bulunmuyor. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 66 ”




VUR EMRİ (1973)


Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Barlık Film / Necdet Barlık

Oyuncular: Serdar Gökhan, Aysun Güven, Melda Sözen, Yalçın Gülhan, Bilâl İnci, Turgut Özatay, Yeşim Tan, Kaya Erdaş

Konu: Hapiste idam edilmeyi beklerken kaçan bir idam mahkumu ve sevdiği kızın hikayesi

VURGUN (1973)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: Fuat Özlüer 
Müzik: Metin Bükey
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Şarkılar : Gönül Yazar
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Kazanova Mehmet), Gönül Yazar (Gönül), Turgut Özatay, Hulusi Kentmen (Rıza dayı), Kayhan Yıldızoğlu (Fırıldak Ömer), Ali Seyhan, Süha Doğan (Gazinocu), Nubar Terziyan (Gazino patronu), Sami Hazinses, Cengiz Coşkuner, Mine Soley, Yeşim Yükselen (Yeşim)i Faik Coşkun (Meyhaneci), Mahmure Handan (Rıza’nın karısı)

KONU: Gönül (Gönül Yazar) ünlü ve çok zengin bir şarkıcıdır. Onun zenginliğinde görü olan patronu Zekeriya, parasına el koymak için bir plan yapar. O sırada hapisten çıkmış olan ve işi olmayan Mehmet’le (Cüneyt Arkın) görüşür ve onu ikna eder. Plana göre Mehmet, Gönül’ü kendisine aşık edecek ve bir şekilde paralarını çalacaktır. Mehmet istemeyerek de olsa, Rıza Dayı’nın torununu ameliyat ettirebilmek için bu işi bu kabul eder. Kendisini Ertuğrul adıyla tanıtıp Gönül’ün kaldığı otele yerleşir. Yakışıklılığı ile Gönül’ü etkilemeyi başarır. İlişkileri bir aşka dönüştüğü sırada Gönül, Ertuğrul’un gerçek kimliğini öğrenir. Onu denemek için bir oyuna başvurur. Tüm parasını bir iş için ona vermek ister. Mehmet bu teklifi kabul etmez ve Gönül’e doğruyu anlatır. Mehmet’in arkadaşları ise, onun bu işe girme nedeninin küçük bir çocuğun ameliyatı olduğunu açıklarlar Gönül’e. Genç kadın daha bir içten bağlanır Mehmet’e. Ama bu arada Zekeriya hala para hırsından vazgeçmemiştir. Son koz olarak adamları ile Mehmet’i kaçırır ve canına karşılık Gönül’ün paralarını ister. Gönül parayı hazırlar. Mehmet ise tutulduğu yerden kaçar ve Gönül’ün Zekeriya ile buluşacağı yeri öğrenir. Zekeriya’nın amacı parayı alınca Gönül’ü de öldürmektir. Mehmet buluşma yerine ulaştığında çatışma başlar. Genç adam Gönül’ü kurtarırsa da, arkadaşı Rıza Dayı kurşunlara hedef olup yaşamını yitirir. Polis Zekeriya’yı yakalar. Mehmet’le Gönül ise mutlu bir yaşam sürmek için geleceğe artık umutla bakmaktadırlar

► Uzun yıllar Atif Yılmaz'ın asistanlığını yapmış olan Zeki Ökten, sinemaya yönetmen olarak geçmiş bulunuyor filminde büyük oyuncularla çalışma olanağı bulmuş Ökten ... Yıllar sonra sinemaya dönüş yapan Gönül Yazar'ın Cüneyt Arkın'la birlikte bir çift teşkil etmesi, magazin açısından ilginç... Ne var ki sinemamızın en kötü senaryocularından biri olan Özlüer'in elinden çıkan diyaloglarla konuşulan kişilerin bulunduğu bir film, yönetmene yapılacak pek bir şeyler bırakmıyor.Ökten de bu çıkmazdan kurtulamamış, elindekini resimlemekle yetinmiş. Yüzü kandan görülmez bir hale gelmiş sevgilisini (Cüneyt Arkın) gangsterIerin elinde görünce normal (ve seven) her kadın gibi bayılacağı veya sevgilisine doğru koşacağı yerde gangsterlere dönüp "nedir bu, açıklar mısınız?" tarzında bir cümle sarf eden Gönül yazar'ı düşünebiliyor musunuz? Bizim senaryocularımızı okula gönderip elemanter psikoloji dersleri aldırmadan, bu gibi filmlere yatırılan yüz binlerce liraya yazık olmakta devam edecek ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 114 ”


  Jean Boyer’in senaryosundan ve Raoul Ploquin ile beraber 1936 yılında çektiği ve 1938 yılında gösterime giren “Un Mauvais Garçon” isimli filmden uyarlama.


VE ONU VURDULAR (1973)


Yönetmen: Ahmet Ündağ
Senaryo: Himmet Arı
Foto Direktörü: Şener Işık
Yapım: İraz Film

Oyuncular: Aytaç Arman, Melek Görgün, Ahmet Ündağ, Yaşar Güçlü, İhsan Yüce, Yaşar Tekin, Ayşen Tekin, Mehmet Yağmur, Nesrin Kaptan, Hasan Yıldız, Ahmet Karatop, Alaattin Seyhan, Okan Güney

VAHŞET (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt, Ali Uğur
Yapım: Kemal Film/Osman F. Seden

Renk Uzmanı: Turgut Ören, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Montaj Senkron: Aleko Aleksandru, Süleyman Karakaya, (Ören film stüdyolarında renklendirilmiştir )

Oyuncular: Seyyal Taner, Meral Zeren, Yalçın Gülhan, Tanju Gürsu, Hayati Hamzaoğlu, Turgut Özatay, Reha Yurdakul, Gökçe Güven, Benan Öz, İhsan Gedik, Zeki Tüney, Hakkı Kıvanç, Oktay Yavuz, Mete Sezer, Ahmet Karaca, Bedri Aydın,

Konu: Onların aşkı, bir ölüm acısını paylaştıkları gün başlamıştı. Bekir karısını yitirmişti. Zeynep ortak oldu Bekir’in acısına, “Yalnız değilsin” dedi Bekir’e. Öleme kadar yanındayım, oğluna analık edeceğim. Zaman acıları sildi yok etti. Yerine, mutlulukları sevinçleri getirdi pırıl pırıl. Haydar ağanın güzellikte dillere destan kızı Zeynep, karısı veremden ölmüş kâhya Bekir’i çok sevdi. Aşkları; dağlara, çiçeklere, kuşlara sulara türkü oldu buram buram. Haydar ağadan biricik kızı Zeynep’i isteme cesaretini buldu. Tabi Haydar ağa Bekir’i kovdu kapısından, Bekir de Zeynep de yandılar ta yüreklerinden, Sonunda kaçmaya karar verdiler.

NOT: Sansür kurulunun 10 Mayıs 1974 tarih ve 93 sayılı kararı ile film sansüre uğramış, ancak sansür kalktıktan sonra bir yıl sonra 1973’de gösterime girmiştir. Bugün ise bu film kayıplar listesindedir.


ÜÇ SÜPER ADAM – Bknz: ÇILGIN KIZ VE ÜÇ SÜPER ADAM (1973)


ÜÇ DEV ADAM (1973)


Yönetmen: T. Fikret Uçak
Senaryo : Doğan Tamer (Joe Simon ve Jack Kirby'nin Captain America, Stan Lee ile Steve Ditko'nun Spiderman çizgi romanları ve Meksika yapımı filmlerinden)
Operatör Orhan Kapkı
Yapım : Yerli Film / Rıdvan Tual

Prodüksiyon Amiri: Orhan Başkan, Kamera Asistanı: Süha Kapkı, Işıklar: Atacan Boran, Set Amiri: Erol Karaşir, Set Ekibi: Nihat Cerit, Yaşar Davutoğlu, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Montaj Senkron: ve Reji Asistanı: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Hüsamettin Üren, Ses Mühendisi: Marko Buduris, Faruk Özar, (Ören Renkli Laboratuarında hazırlanmış ve Yıldız Film Stüdyosunda seslendirilmiştir )

Oyuncular: Aytekin Akkaya, Deniz Erkanat, Yavuz Selekman, Tevfik Şen, Doğan Tamer, Mine Sun, Altan Günbay, Ersun Kazançel, Hasan Ceylan, Osman Han, Ayşen Taşkın, Mahmut Gülay, Ali Ekdal, Niyazi Vanlı, Alev Bora, Cengiz Karabulut, Sönmez Yıkılmaz, Nilgün Ceylan, İhsan Baysal, Meziyet Nakkaş, Mehmet Yağmur, Mustafa Özkaya

Konu: Uzak Doğu'da üstlenen uluslararası suç örgütü "Örümcek Çetesi", tarihi eser kaçakçılığı için Türkiye'ye yerleşmiştir. Daha önce çalıp sattığı antikaları sahte dolar basarak geri alan çetenin faaliyetlerini izleyen ABD ve Meksika hükümetleri, kendi adamlarını Türk polisiyle işbirliği yapıp çeteyi çökertmek üzere İstanbul'a gönderirler. ABD'den gelen yüzbaşı Amerika (Aytekin Alkaya) ve Meksika'dan maskeli pankreas güreşçisi El Santo (Yavuz Selekman) Türk Emniyetinden komiser Orhan (Doğan Tamer) ile buluşup bir dizi kanlı cinayet işlemiş Örümcek Adam (Tevfik Şen) ve sevgilisi (Nadya'ya) (Mine Sun) karşı harekete geçerler. Örümcek Adam'ı durdurmak isteyen başkaları da vardır, bir çok adamını ona kurban veren mafya gibi, Zaman gelir, Üç Dev Adam, Örümcek'i sıkıştırırlar; fakat birden örümcek kostümlü adamların saldırısına uğrarlar. Kanlı bir mücadeleden sonra, bir biçme makinasıyla Örümcek'i öldürmeyi başarırlar. Çete çökertilir, tarihi eserler kurtarılır ve yabancı kahramanlar memleketlerine dönerler.

ÜÇ BALIKÇI KIZ (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Murat Akovalıgil
Kamera: Fehmi Eryılmaz
Yapım: Nilgün Film

Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Senkron Montaj: Süleyman Karakaya, Aleko Aleksandru,

Oyuncular: Erdo Vatan, Beyza Başar, Aylin, Hülya Şengül, Osman Alyanak, Sadettin Düzgün, Necip Tekçe, Mümtaz Alpaslan, Nazan Gürsoy, Bülent Dağıstanlı, Hüseyin Zan, Enver Dönmez, Tanju Okan, Boncuk Ömer

Konu: Yaşlı bir balıkçı ve üç kızı ve adaya gelen bir adamın öyküsü.

UMUT DÜNYASI (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Sesleri Alan: Faruk Özar, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Özkan Sevinç, Montaj: Aleko Aleksandru, Senkron: Osman Koşkan, Selahattin Karakaya, Negatif Montaj: B. Tümkan, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Set Amiri: Sonay Kanat, Set Ekibi, Hakan Akyol, Kemal Konyalı, Mustafa Bozkurt, Reji Asistanı: Yılmaz Koç, Kamera Asistanı: Nusret Öz, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tunçel, Montaj: Şerif Gören, (Yıldız Film Stüdyosunda seslendirilmiş ve Ören Film Renkli Laboratuarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Tarık Akan, Necla Nazır “1973 yılı “Ses Mecmuası Birincisi” , Halit Akçatepe, Atıf Kaptan, Bülent Kayabaş, Şükriye Atav, Mine Sun, Faik Coşkun, Çetin Tolbos, Nermin Hoşses, Hamit Has, Yaşar Şener, Kenan Karagöz,

Konu: Ahmet, Cağaloğlu'nda bir matbaada çalışmakta, Zeytinburnu'nda da oturmaktadır. Ancak işçi olarak Almanya'ya gitmek istemektedir. Bunun için de para biriktirmektedir. Bir gün evinin önünde hasta bir kızla tanışır. Kız çalışmakta olduğu terzinin kendisine emanet edilen parasını düşürmüş ve utancından oradan kaçmıştır. Ahmet bu kıza ister istemez yakınlaşmak zorunda kalır.

Ödül:
 11.Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Eylül 1974 )
► “En Başarılı 3. Film”

Jüri Üyeleri: Dr. Alyanak, Recai Akçaoğlu, Melih Başar, Atilla Dorsay, Berker İnanoğlu, Prof. Dr. Alim Şerif Onaran, M. Tali Öngören, Sami Şekeroğlu, Semih Tuğrul.

UĞRAŞ (1973)


 "Ölümden Ötesi Yok "

Senaryo ve Yönetmen: Hidayet Pelit
Kamera: Yılmaz Ceylan
Yapım: Pelit Film / Hidayet Pelit

Oyuncular: Hidayet Pelit, Mihrican Bahar, Gül Tener, Ateş Osman, Hüseyin Zan, Sevda Seven, Sevgi Kaya, Aşık Mecnuni, Faika Tuna, Halil Erem, Ömer Hergül, Aşık Ali Taş, Sabahattin Arpacı, Cahit Dündar, Cenap Ata Akyüz, Konuk Sanatçılar: Oya Pelit, Bülent Pelit, Yaşar Güçlü, Hüseyin Zan

TUZAK (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Erdoğan Tokatlı
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Ozon Film/Necil Ozon

Oyuncular: Tamer Yiğit, Deniz Erkanat, Kazım Kartal, Yeşim Yükselen, Oktar Durukan, Özdemir Akın, Necati Er, Elif Ozangil “Anuşka”

Konu: Hapisten kaçan sapık bir canini

TURİST ÖMER UZAY YOLUNDA (1973)


Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo: Ferdi Merter
Görüntü Yönetmeni: Özdemir Öğüt, Çetin Gürtop
Yapım : Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Sadri Alışık (Turist Ömer), Cemil Şahbaz (Kaptan Kırk), Erol Amaç (mr. Spak), Ferdi Merter (Dr Mc Coy), Kayhan Yıldızoğlu (Profesör), Elif Pektaş (Jenice), Füsun Olgaç (Uhura), Şule Tınaz (Nancy), Oytun Şenal (Green), Nevhila (Mary)l, Necip Koçak, Nermin Altınses, Yılmaz Şahin (Scoty), Yılmaz Suiller (Zenci), Neslihan Özgür (tayfa), Sönmez Yıkılmaz, Yadigar Kırmızıgül, Kazım Oğuz, Altın Kızlar: Ayten Engin, Emel Yolaç, Serpil Köseoğlu, Zeynep Ramazanoğlu,

Konu: Orein gezegeninin yörüngesine giren Atılgan uzay gemisinde doktor, bütün personelin gezegene inebilmesi ve dışarı çıktıklarında şartlara uyum gösterebilmeleri için testler yapmaktadır. İnecekleri gezegende profesör ve karısı robotlarla yaşamaktadır. Işınlanan 4 kişi Doktor Mc coy, Mr. Spark ve 2 tayfa gezegene inerler. Gezegenin gerçek yüzünü pek bilmedikleri için dikkatli hareket etmektedirler. Profesörün karısı Naney onları karşılar. Naney, Doktor Mc Coy’un eski nişanlısıdır. Bu ekip onların yaşamlarını, deneylerini ve sağlıklarını kontrole gelmiştir. Profesör hayatından memnun olduğunu anlatır. Tek eksikleri tuzdur. Çünkü gezegende hava kurudur. Bu sırada dışarıdan gelen çığlıklar koşarlar. Tayfanın biri kırmızı lekeler içinde yerde yatmaktadır. Ölmüştür. Naney onun Borfiya bitkisinden ısırdığı için öldüğünü söyler. Personel bunu bir cinayet olabileceğini belirtir. Profesör karısına onun yanında sen vardın, seni kurtarmak için eski çağlardan buraya bir canlı yani bir katil çekeceğim deyip zaman makinesini ayarlar. O sırada dünyada Turist Ömer, bir komploya kurban gitmiştir. Zorla hamile ve çirkin bir kadınla evlendirilmek üzeredir. Allahım bir mucize göster ve beni buradan yok et der. O sırada gezegendeki zaman makinesi çalışmış ve Turist Orein gezegenine ışınlanmıştır. Profesör işin kötüye gittiğinin farkındadır ona bir kurban gereklidir ki o da Turisttir. Turist Ömer’i katil diye onlara teslim eder. Turist Ömer atılgan gemisindedir. Oradaki kızların robot mu insan mı olduğunu bir türlü anlayamaz. Altın tozuna bulanmış güzel kızları elleyip durur. Doktor ile Spark onun vücudunu incelemeye alırlar. Diğer gezegende ölen tayfa Atılgana ışınlanmıştır. Çiçek bahçesinde Turist arkasında tayfa Gren’i görür. Tayfa hemen onun elini yakalayıp başlar. Turist kızar, tayfa kaçar. Bu olanlardan Turist sıkılmıştır. Yanlarına Doktoru da alarak Orein gezegenine ışınlanırlar. Profesör onlarla konuşmak istemez, saklanır. Üzerlerine bir canavar saldırtır. Canavarı yok ederler. Profesörü bulan Kaptan ve Spark, ondan karısının öldüğünü öğrenirler. Profesör de canavardan bahseder. Doktorun kılığındaki canavar, Profesörü de öldürür. Naney kılığına girer. Uzay gemisinden acilen ışınlanan hakiki Mc Coy""un karşısına çıkar. Doktor Mc Coy da hakikati anlamıştır. Bu Naney değildir. Çünkü orada bir silik de olsa yerini canavara bırakmaktadır. Doktor onu vurur. Canavarın sonu gelmiştir. Bu gezegende işleri bitmiştir hep beraber Atılgana dönerler, Turist Ömer""i yerine geri göndereceklerdir. Turist’le Spark da dost olmuşlardır. Belki farkında bile olmadan şakalaşırlarken Turist Dünyaya nikah masasına döner. Herkes kulaklarına bakmaktadır. Turist’in kulakları aynen Spark’ınki gibi uzamıştır. Etraftakiler kaçışmaya başlarlar. Turist’in kuvveti de Spark’a benzer. Omuzlarına dokunduğu insanları çökertir. Turist çok memnundur. "Sağ olasın Spark abi" diye çığlıklar atar. Atılgan da yankılanan bu sese hepsi çok gülerler. Ve ışık hızıyla Atılgan yeni gezegenlere doğru hareket eder




TOPRAK ANA (1973)


Yönetmen : Memduh Ün,
Senaryo: Duygu Sağıroğlu “Çocuklar İçin” isimli bir Hint filminden
Görüntü Yönetmeni Cahit Engin,
Yapım : Uğur Film Memduh Ün

 Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu, Türküler: Seha Okuş, Müzik: Yalçın Tura,

Oyuncular : Fatma Girik, Tamer Yiğit, Talat Gözbak, Suphi Tekniker, Yavuz Selekman, Zerrin Arbaş, Emel Özden, Talât Gözbak, Muazzez Kurtoğlu, Sema Tüzün, Hikmet Taşdemir, Gülten Ceylan, Çoxuk Oyuncular: Cenk Erdier, İbrahim Peker, Koray Yazgan, Apo Dilber

Konu: Sevdiği adamla evlenen ve mutlu bir yuvası olan bir kadının yaşamı, kocası köy ağası tarafından öldürülünce tam bir trajediye döner. İki oğlu ile yapayalnız ve çaresiz ortada kalan kadın, çocukları için hayatını feda eder. Çocukları büyür, mert birer delikanlı olurlar. Artık evlenme çağları gelmiştir. Toprak Ana, oğlu Ali’yi evlendirebilmek için Kazım Ağa'ya borçlanır. Ama ağa onu kandırır. Ali'yle annesinin elde ettiği mahsulün neredeyse dörtte üçünü alır. Ali bundan kendini sorumlu tutar, eşiyle birlikte çalışmaya başlar. Kazım Efendi’nin kızı Kezban, boş durmayarak Murat’a inat bilezikleri gösterip büyük kavgaların çıkmasına sebep olur. Murat uzun bir süre köyden uzaklaşır. Kin dolu yüreğiyle Kazım Efendi’ yi öldürmek üzere geri döner. Zeliha yine Murat’ın peşine düşer. Kavgalar, tatsız olaylar peşi sıra devam eder durur... Evlatlarının başı belaya girmesin diye Toprak Ana canını ortaya koyar.

*  Memduh Ün, "Toprak Ana’nın 20 yıllık acılı yaşamını veriyor filminde ... Genç bir kız iken evlenmesi, kocasının, zalim ağanın yüzünden sakat kalışı ve yitişi, dört çocuğunu sefalet içinde büyütürken ikisini yitirmesi, yıllar sonra birer delikanlı olan oğullarından birini, serseriliği ve köyün namusu yüzünden kendi eliyle vurup öldürmesi... Filmin öykü çizgisinde tutarsızlıklar, çelişkiler, özellikle melodramı belirleyen abartmalar var …

Memduh Ün Anlatıyor:
İzmir işletmecim Mustafa Özgen bana hasılat rekorları kıran bir Hint filminden söz etmişti. Kopyası da bulunuyordu kendisinde, gönderdi, izledim. Çocuklarım için adını taşıyordu film. Ben de beğendim konuyu;' ticari şansı olabileceğini düşündüm. Duygu Sağıroğlu da oturdu bundan yeni bir senaryo üretti.

Filmin çekimi için çok yer aradık Duygu Sağıroğlu Antakya'ya kadar gitti, ama uygun bir yer bulamadan döndü. Sonra ben de kendisine katıldım. Ege bölgesinde birçok yeri birlikte dolaştık Ama bir türlü düşündüğümüz mekanı bulamadık En sonunda, yolumuz Eskişehir'e uzandı. Orada tam benim düşündüğüm, tam senaryonun anlattığı gibi bir köy bulduk.

Filmi, Eskişehir'de, 35 gün gibi uzunca bir sürede çektim. Filmi seviyorum, ama senaryodan gelen birçok eksiklik görüyorum yeniden izlediğimde. Ayrıca fazlalıklar ve abartılar da var. Hep senaryo ... hep senaryo filmin temeli senaryo. Filmin ticari başarısı, ocuklarım için kadar olmadı. 7,5 civarında iş yaptı. Seyirciyi bunaltıcak bir film çekmişiz diye düşünüyorum bugün. Nedenine gelince; Filmde biraz nefes alacak bir pay bırakmamışız. Özellikle başlarda facialar ardı ardına geliyor. Seyirci filmin daha yarısına vardığında, tanık olduğu acıklı olaylarla doygunluk noktasına ulaşıyor. Bu nedenle ikinci yandaki dramatik olaylardan etkilenemiyor. Oysa nefes payları Hint filminde vardı. Bir de Fatma'nın Tamer Yiğit'i sopayla dövdüğü sahneyi Hintliler çok güzel, üstelik de gülmece duygusu katarak çekmişlerdi. Bense biraz sadistçe çekmişim. Ayrıca filmde 'köyün namusu' sözünün lafta kaldığım düşünüyorum. Bu nedenle Fatma'nın filmin sonunda Oğlunu öldürdüğü sahneyi seyirci muhakkak yadırgıyor olmalı. Duygu da, ben de köyün namus kavramını seyirciyi inandıracak Eksik kalmış. Yani seyirci Fatma oğlunu öldürdüğü zaman, evet, bu kadın başka bir şey yapamazdı, öldürmekten başka çaresi yoktu demeliydi. Bütün bunlara rağmen filmi seviyorum, kahramanlar çok sahici çünkü; özenle de çekmişim, işçiliği çok iyi. Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor” Kabalcı yayınları Ağustos 2009- İstanbul”



FİLMİ İZLE 


13 Mart 2018 Salı

TOPAL (1973)


Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: İrfan Atasoy,
Kamera: Muzaffer Turan,
Yapım: İrfan Film İrfan Atasoy

Set: Nizam Ergüden (şef), Ercan Akyıldırım, Mehmet Gülmez, Kamera Asistanı: Ferhat Bakır, Reji Asistanı: Semih Selvidal, Işık: Dede Şimşek, Abdullah Kilisli, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar: Türker Vatan, Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İhsan Tomaçgil, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Montaj: Mevlut Koçak, Senkron: İsmail Kalkan, Yeni Stüdyoda Seslendirilmiştir

Oyuncular: İrfan Atasoy, Meral Orhonsay, Eşref Kolçak, Yıldırım Gencer, Bilâl İnci, Altan Günbay, İhsan Gedik, Eşref Kolçak, Bekir Molu, Şevket Alemdaroğlu, Muammer Yankı, Nermin Özses,

Konu: Yiğitliği ve cesaretiyle tanınan Müslüm’ün sevdiğini başkasına kaptırmaya niyeti yoktur. Birlikte kaçan iki sevdalının peşine ağanın adamları düşmekte gecikmez. Müslüm ve Zühre hayatlarını yoluna koyduklarında acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalırlar. Ağanın adamları izlerini bulmuştur ve bekledikleri bebeğin mutluluğunu yaşayamadan zorlu bir kaçışın içinde bulurlar kendilerini. Gözü kanlı, yüreği öfkeli ve beli silahlı takipçilerinden kaçmak zorundadırlar. Nefes kesen takip sahneleriyle dolu kaçma kovalamanın sonunda onu yakalarlar. Ve karısının yerini söyletmek için korkunç bir yola başvururlar.

TESLİM OL BABA (1973)


Yönetmen : Temel Gürsu,
Foto Direktörü Sertaç Karan,
Yapım: Renk Film/ Ünsal Aybek

Oyuncular: Yıldırım Önal (Kenan Aydın), Fatma Belgen (Filiz), Renan Fosforoğlu (Patron), Muzaffer Yenen, Doktor) Aytaç Arman :((Komiser Murat), Hülya Şengül (Alev), Hamit Yıldırım (Kom.Mv. Ahmet), Çocuk Oyuncu: Kahraman Kral

Konu: Zor şartlarda para kazanıp çocuğuna ve kendisine bakan bir adam hasta olduğu için çalıştığı fabrikadan atılır. Hem kendisi hem de hasta çocuğunun tedavisi için paraya ihtiyacı olan baba, bu parayı denkleştirmek için bir fabrikanın veznesinde çalışan genç kızı tehdit eder. Fakat işler istediği gibi gitmez ve amansız bir kaçış başlar.