Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Orhan Aksoy Halit
Refiğ
Eser: Halide Edip Adıvar
Kamera Ali Yaver
Yapım: Erman Film / Hürrem
Erman
Rejisör Yardımcıları: Yılmaz
Korkut, Muzaffer Hiçdurmaz, Berrin Giz, Ar Direktör: Muharrem Gürses,
Dekor Yapımı: Adil Kıbıcı, Şener Gezgen, Kostümler Niyazi Er, Talip
Okçu, Muzaffer Çakmak, Set Amiri: Sabri Sezer, Set Ekibi: İlyaS
Akarsu, Necmi Ataman, Ethem Açıkgöz, Mustafa Kıtır, Işık Şefi: Rıdvan
Varol, Işık Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Ekrem Çınaroğlu, Kamera
Yardımcısı: Umur Özlüer, Makyaj: Celal Gonca, Laboratuar Şefi: Türker
Vatan, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Montaj: İsmail Kalkan,
Prodüksiyon Amiri: Avni Turan
Prodüksiyon İdaresi: İzzettin
Yılmaz, (Yeni Stüdyo laboratuarında hazırlanmış Uğur Film Stüdyosunda
seslendirilmiştir)
Oyuncular:
Hale Soygazi, Tugay Toksöz, Tanju Gürsu,
Muharrem Gürses, Kamuran Usluer, Atıf Kaptan, Turgut Savaş, Fatih Deveci
,Selçuk Özer, Diler Saraç, Erdoğan Seren, Cevat Uz, Hakkı Kurt, Günay Günek,
Yaşar Çekirdek, Mahmure Handan,
KONU: Film, Cumhuriyetin 50.yılı dolayısıyla
üçüncü kez sinemaya aktarılıyor. Burada Aksoy / Refiğ ikilisi mümkün olabilen
en basma kalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor. Ancak anlatımı
düzgün, özenle çekildiği belli, fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim
yönünden aksamayan bu yeni "Vurun Kahpeye" bizce sinemamıza en küçük
bir katkıda bile bulunamıyor. (Atilla Dorsay, 1973, Çeyrek yüzyılda 3.kez)
► Bu
filmde Halit Refiğ, Adnan Saygun’un “Üçüncü Senfoni ve “Piyano Konçertosu”ndan
ve Ulvi Cemal erkin’den bazı parçaları fon müziği olarak kullanmıştır.
► Erman
Film, kendi kuruluş öyküsünün başlangıcı olan ünlü "Vurun Kahpeye"
filmini, Cumhuriyetin 50. yılı dolayısıyla üçüncü kez perdeye getiriyor. Halide
Edip'in ünlü romanını; 1949’dan beri, üçüncü kez sinemaya aktarmak gerekli
miydi? Bu romanın bugünkü seyircimize vereceği önemli bir şey var mı? Ve
yeniden çevrimlerde gerekli olan bir yenileme, yeni yorum getirme var mı, bu
üçüncü "Vurun Kahpeye"de? İlk sorulara vereceğimiz cevabın olumlu
olması zor. Yeni yorum konusunda ise söylenecek pek bır şey yok ...
Aksoy/Refiğ
ikilisinin senaryosu, Adıvar'ın romanından çıkarılabilmesi mümkün olan en
basmakalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor Refiğ'in (kendince)
ustalıkla filme yerleştirdiği tek önemli değişiklik, romanın vatan sevgisi
üstüne kurulu ulusallık yanını dinsel! milliyetçiliğe, yani Halide Edib'i
Mehmet Akife doğru kaydırmak, Hacı Fettah'ı olabildiğince kötüleştirip
patolojik, bir niteliğe bürürken, öykünün temeline iyi, doğru, güzel yanlarıyla
Islam diinini yerleştirmeye çalışmak... Ama Aliye öğretmeni "dini
bütün"leştirip filme mevlit sahnesi yerleştirmekle bu kolay kolay olmuyor
... Refiğ, bu tür bir kaç değişiklikle, Kemal Tahir’le hiç mı hiç bağdaşmayan
bir Halide Edib'i uyarlamanın günahından kendisini kurtulmuş hissediyorsa,
mesele yok tabii. Sonuç olarak, anlatımı düzgün, özenle çekildiği belli,
fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim yönünden aksamayan bu yeni
"Vurun Kahpeye" bizce Refiğ'in davasına da, sinemamıza da en küçük
bir katkıda bile bulunmuyor. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 66
”