Powered By Blogger

15 Mart 2018 Perşembe

ZALİM AVCI (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Kemal Kan
Kamera: Suat Kapkı
Yapım: Hayat Film / Şevki Tosun

Oyuncular: Müşerref Tezcan, Atakan Çelik, Ahmet Mekin, Ali Şen, Mine Sun, Şefik Döğen, Selahattin Ersoy, Reşit Çıldam, Faik Coşkun, Arap Celal, Sabahat Işık, Mustafa Özkaya, Yılmaz Kurt, Ali Demir

Konu: Aynı kızı seven iki talihsiz arkadaşın öyküsü.

ZALİM (1973)


Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: İrfan Atasoy
 Foto Direktörü: Kenan Kurt
Yapım: Heper Film

Oyuncular: İrfan Atasoy, Fatma Belgen, Yıldırım Gencer, Süleyman Turan, Bilal İnci, Hamit Yıldırım, Aynur Aydan, Ceyhan Cem, Faruk Panter, Hüseyin Zan, Süheyl Eğriboz

Konu: Yeşilçam sinemasında sıkça işlenen yurdumuzun özellikle kırsal kesimlerde süregelen bir kan davasının öyküsü.

YUNUS EMRE DESTANI (1973)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Mehmet Köz
Kamera: İzzet Akay
Müzik: Nedim Otyam
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız

Oyuncular: İhsan baysal, Defne Dilek, Reha Yurdakul, Asuman Arsan, Enver Dönmez, Türker Tekin

► Yunus Emre (1238-1321). Türk milletinin yetiştirdiği en büyük tasavvuf erlerinden ve Türk dili ve edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri olan Yunus Emre'nin hayatı ve kimliğine dair hemen hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Yunus'un bazı mısralarından, 1273'de Konya'da ölen, tasavvuf edebiyatının büyük ustası Mevlana Celalettin Rumî ile karşılaştığı anlaşılmaktadır; buradan da Yunus'un 1240'larda ya da daha geç bir tarihte doğduğu sonucu çıkarılabilir. Bilinen hususlar onun Risalet-ün-Nushiyye adlı eserini H.707 (M.1308) yılında yazmış olması ve H.720 (1321) tarihinde vefat etmesidir. Böylece H.638 (M.1240-1241) yılında doğduğu anlaşılan Yunus Emre XIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır. Bu çağ, Selçukluların sonu ile Osman Gazi devrelerine rastlamaktadır. Yunus Emre'nin şiirlerinde bu tarihlerin doğru olduğunu gösteren ipuçları bulunmakta; şair, çağdaş olarak Mevlana Celaleddin,Ahmet Fakıh, Geyikli Baba ve Seydi Balum'dan bahsetmektedir.

Sarıköylü ve Karamanlı oluşu meselesi hala belli değildir. Yüzyıllardan beri halk arasında yaşayan inanca göre O, Sivrihisar yakınında Sarıköy'de doğmuş, çiftçilikle meşgul olmuş, Taptuk Emre adlı bir şeyhe intisap etmiş, tekkelerde yaşamış ve veliliğe erişmiştir. Anadolu'da on ayrı yerde mezarı (daha doğrusu makamı) olduğu ileri sürülen Yunus Emre,halk arasındaki inanca ve bazı tarihi kaynaklara göre Sarıköy'de ölmüştür. Orada yatmaktadır. Bugün, Eskisehir-Ankara yolu üzerindeki Sariköy istasyonu yakınında, Yunus Emre'nin türbesi ve bir müze bulunmaktadır. Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmuştur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yaşadığı devrin değil, çağımız ve gelecek yüzyılların da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça değerini koruyacaktır. Yunus Emre'nin amacı, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanların, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır. Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürünü tanıyıp seven herkes için bir şeyler ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır.

YUNUS EMRE (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Özdemir Birsel
Kamera: Salih Dikişçi
Müzik Direktörü elmi Andak
Yapım: Elvan Film Cahit Uçuk, Özdemir Birsel

Eser: İhsan Yüce, Prodüksiyon Amirleri: Adil Kıbıcı, Necmi Ataman, Dekorlar: Güler Peyman, Yüksel Tanık, Adil Kıbıcı, Jenerik: Refik Onubil, Kostümler: İlhan Denizeri, Makyaj: Zeki Alpan, Ahmet Kos, Şükrü İlter, Funda Işık Servisi, Şef: İsmet Yurteri, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Sesleri Alan: Faruk Özar, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Montaj: Osman Koşkan, Senkron: Süleyman Karakaya Negatif Montaj: Bayram Türkkan, Reji Asistanı: Korhan Yurtsever, Kamera Asistanı: Sedat Ülker,
Ören Film renkli Laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Hakan Balamir (Yunus Emre), Tülin Örsek (Bacım Sultan), Altan Bozkurt (Uluğ Bey), Müfit Kiper (Taptuk Emre), Şükriye Atav, Rıza Tüzün, Atıf Kaptan, Ali Şen, Feridun Çölgeçen, Süheyl Eğriboz, Ali Seyhan, Aydın Tezel, Ahmet Turgutlu, Adil Kıbıcı, Ali Ekdal, Hüseyin Salıcı, Ahmet Şenses, Ata Saka, İsmail Tosun, Etem Tamburacı, İsmail Önen, Muzaffer Mozaik, Zeki Alpan, Mustafa Yavuz, Kamer Sadık, Reşat Ateş, Gani baba, İsmet Yurteri, Abbas bağıroğlu, Ali Öncül, Necmi Ataman, İhsan Özenç,

Konu: Yorucu bir yolculuktan sonra amacına ulaşıp, Taptuk Emre dergâhını bulan ve bu arada da birbirini seven iki gence yardım eden Yunus Emre'nin öyküsü.

ÖDÜL:
11. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde (1974)

► Hakan Balamir “en başarılı oyuncu”
Bir tarihsel kişiliği sevmek, onun hayranı veya tutkunu olmak başka şeydir, o kişiliğin sanata yansımasını sevip sevmemek başka şey. Sözgelimi Atatürkçü olmakla, Atatürk'ün Türkiye yüzeyindeki çoğu ne yazık ki son derece zevksiz olan heykellerini beğenmenin hiç. bir ilişkisi olamaz ... "Yunus Emre"ye de her türlü kompleksin ötesinde, bir "sanat olayı" olarak yaklaşmak gerekir. Böyle yapılınca da, Özdemir BirseI'in "Yunus Emre" filmi hakkında söyleyecek olumlu bir şeyler kolay kolay bulunamaz. Özdemir Birsel, Türkiye (ve dünya) üzerindeki milyonlarca insan gibi Yunus Emre hayranı ve tutkunu imiş ... Birsel'in onlardan farkı, sinemacı (yapımcı) olması ve bu filme harcayacak bir milyon lirayı bulmuş olmasıdır. Bizim eleştireceğimiz, BirseI'in Yunus'a yaklaşma, onu ele alma biçimi değildir. Birsel, Yunus'u tamamen mistik yanıyla ele almış ona tasavvuf açısından bakmıştır. Konunun uzmanları, bu yaklaşımı en azından eksik bulabilir, Yunus'un "hümanist" yanının niye bu denli ihmal edildiğini sorabilirler. Biz, uzmanı olmadığımız bir konuda bu tür bir eleştiriye girecek değiliz. Bizim yapacağımız eleştiri sinema açısından olacaktır .

Özdemir Birsel'in büyük yanlışı, ilk senaryoculuk ve yönetmenlik denemesini, "Yunus Emre" gibi büyük, zor ve iddialı bir filmle yapması olmuştur. Birsel, bu büyük lokmanın altından kalkamamıştır. Film, günümüzün sinemasının gerisinde kalmış, durgun, etkisiz, demode bir sinemanın üç saat boyunca seyri zor bir örneği olup çıkmıştır. Birsel, Yunus sevgisinin gözlerini böylesine kamaştırmasına mani olmalı, bu filmin çevrilmesini, en azından, sinema bilgisine güvendiği Yeşilçam ustalarından birine bırakmalıydı. Ortaya çıkan şey meydandadır ve Yunus sevgisi adına bile bunu savunmak kolay değildir. Tiyatrosundan sonra Yunus'un sinema denemesi de ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. B u da Türk tarihinin ve sanatının büyük kişilerine yaklaşmanın hiç de kolay olmadığını, özel ve büyük sanatçı yetenek ve duyarlıkları gerektirdiğini göstermektedir. "Yunus Emre"yi bir dereceye kadar kurtaran sayılı öğelerden biri kuşkusuz Hakan Balamir'in bu yetenekli oyuncunun zaman zaman yalnızca gözleriyle oynamaya varan duyarlı, boyutlu oyunu olmaktadır ... Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf,92

YERYÜZÜNDE BİR MELEK (1973)

Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Ahmet Üstel
Foto Direktörü: Orhan Kapkı
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Kurgu :İsmail Kalkan, Yapım Sorumlusu: Mujstafa Eti, Yapım Amiri: Mehmet Ulay, Yapım Asistanı: Bilal Gülcan, Set Amiri: Nejat Buvan, Set Asistanları: Yusuf Yılmazkaya, Yusuf Avcı, Baki Soğukpınar, Reji Ekibi: Sami Güçlü, Nilgün Karagüler, Kamera Asistanı: Süha Kapkı, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuar Şefi: Türker Vatan, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Asistanı: Ekrem Çınaroğlu, Işık: Erol Karaaslan, Ses Kayıt: Yorgı İlyadis, Senkron: İsmail Kalkan Yeni Stüdyo Laboratuarında hazırlanmıştır.

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, (Zehra) Tarık Akan (Ömet Mutlu), Hulusi Kentmen, (Murat Reis) Turgut Boralı (Mustafa Mutlu), Zerrin Arbaş (Meral), Erol Günaydın (Şemsi), Cevat Kurtuluş, Yılmaz Gruda, Yüksel Gözen, İ. Hakkı Şen, Bahar Şen, Ahmet Kostarika, Şeref Çokşeker, Bahar Şen, Muammer Çırak, Muzaffer Mozaik, Salih Kırmızı, Nermin Altınses, Murat Sümer, Haluk Orçun, Hikmet Gül, Yılmaz Şahin

Konu: Zehra’nın (Hülya Koçyiğit) annesi ve babası bir trafik kazasında ölmüştür. Almanya’dan dönüyorlardır ve kazadan kurtulan tek kişi Zehra’dır.Ona Burgaz Ada’da Murat Reis (Hulusi Kentmen) sahip çıkar ve büyütür. Zehra faytonculuk yapmaktadır. Kasabadaki herkes onu tanımakta ve sevmektedir. Berber Şemsi (Erol Günaydın) alkoliktir, Murat Reis fazlasıyla sigara içmekten ciğerleri hasta olmuş yaşlı bir adamdır.Kasabada kendi küçük çevresindeki insanların sağlık sorunları,yaşamla ilgili dertleriyle Zehra fazlasıyla ilgilenmektedir.Berber Şemsi’nin her gün içmesine mani olmak için meyhaneci Şaban’la bile konuşur Zehra.Yeri gelir her gün içmemek üzere söz veren ama gene de içen Şemsi’nin karısı Fikriye’yle arasını yapar,yeri gelir Murat Reis’in ilaçlarını içirir. Kasabanın manavı Mustafa’nın oğlu Ömer (Tarık Akan) kasabanın zenginlerinden birinin kızı Meral’e tutulur. Bir gün aşkına karşılık alamayacağına inandığından intihar etmek üzere kayalıklara gider, geride bıraktığı mektubu Zehra bulur ve yetişip Ömer’i kurtarır. Ömer’i Meral’i tavlaması konusunda ikna eder ve bunu başarır. Ömer ve Meral’i birlikte gördükçe içten içe Ömer’e aşık olur ancak bu durumu herkesten gizler. Bir eylül günü,Zehra’nın doğum gününü kutlamak için toplandıklarında Meral’de gelir. O gün herkes Zehra’ya hediyeler almıştır, Ömer’in hediyesi de bir madalyondur. Sevdiği erkekten bir hediye almak Zehra’yı çok mutlu etmiştir. Ancak Meral’in babası gençleri ayırır. Bunun üzerine Ömer’in yıkıma sürüklendiğini gören Zehra yanına Ömer’in babasını da alarak Meral’in babasıyla konuşmaya gider ve bu konuşma etkili olur. Murat Reis durumu fark eder ancak Zehra aşkını içine gömmekte ve sevdiği adamın mutluluğuyla yetinmekte kararlıdır. Düğün arabası olarak kendi faytonunun kullanılmasını istemiş ve sevdiği adamı Meral’le evlendirmiştir. Düğün günü kendini,daha evvel Ömer’i kurtardığı kayalıklardan aşağı atarak öldürür. Ömer yetişemez,gittiğinde,denizin içinde parıldayan madalyonu görür ve her şeyi çözer.Lakin Zehra artık dönmeyecektir.

filmi zile


YEMİN (1973)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Nurettin İrişen
Kameraman: Erdoğan Engin
Yapım: Funda Film / Fethi Oğuz

Işıklar: Funda Işık Servisi, Dede Uğurşimşek, İbrahim Sabuncu, Set Ekibi: Ercan Tukan, Enis Özaldın, Hasan Karabulutçu, Prodüksiyon Amiri: Kadir Akgün, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahattin Kaya, Montaj Senkron: İsmail kalkan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Yardımcı Rejisör: Nurettin İrişen, (Yeni Film stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Ünsal Emre, Perihan Savaş, Yalçın Gülhan, Nükhet Duru, Kâzım Kartal, Oktay Yavuz, Hüseyin Zan, Atilla Ergün, Yaşar Güçlü, Leman Akçatepe, Gündüz Akar, Ali Ekdal, Mehmet Yağmur, Tevfik Şen, Osman Han, Mustafa Doğan, Küçük Yıldızlar: Bülent Sarı, Filiz Oğuz

Konu: Köyden kente gelen iki gencin önce mafyaya girmeleri sonrada birbiriyle hesaplaşmaları

YARINI OLMAYANLAR (1973)


Yönetmen: Oğuz Gözen
Senaryo Perihan Abacı
Kamera: Yılmaz Ceylan
Yapım: Erkan Film/Erkan Abacı

Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, Laboratuar: Aslan Tektaş, Hüseyin Yazıcı, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar,

Oyuncular: Bilal İnci, Yılmaz Şerif, Orhan Emir, Pınar Akar, Kazım Kartal, Necati Er, Yaşar Güçlü, Enver Dönmez, Yılmaz Kurt, Muzaffer Aktan

YARASA ADAM (1973)


“BETMEN”/UÇAN ADAM BEDMEN 

Senaryo ve Yönetmen: Günay Kosova
Kamera: Suat Kapkı
Yapım: Nuran Film / Savaş Eşici

Oyuncular: Levent Çakır, Emel Özden, Atlan Günbay, Nalan Çöl, Seyhan Cem, Mehmet Yağmur, Gabriel Merlin, Funda Ege, Hüseyin Sayar, Kadriye Fidan, Mehmet Uğur

Resimli Roman “Badman” isimli çizgi romandan uyarlama fantastik, bilim kurgu türündebir film.

► Batman yeryüzünde yaşayan en yetenekli ve eğitimli savaşçıdır. Yeryüzünde pek az kişi yakın dövüşte Batman’le kıyaslanabilir. Ama Batman’in yetenekleri bunlarla sınırlı değildir. Batman bir kaybolma ustası ayrıca mükemmel bir bilim adamı ve detektif. Gözleme ve takip yetenekleri de efsanevidir.

Fiziksel etkisini artırmak için Batman özel eşyalar tasarlamıştır. Mesela yarasa şekilli bumerang Batarang, duman bombaları maymuncuklar gibi pek çok ekipmanı vardır. Ekipmanını karşılaşacağını tahmin ettiği tehlikelere göre düzenler ve bu ekipmanı genellikle kemerinde taşır. Kostümü kurşun geçirmez ve aleve dayanıklıdır. Ayrıca oldukça azaltır. Pelerinini ise düşmanlarının gözünü yanıltıp atışı kendinden ziyade pelerine yönlendirmek için kullanır.
Batman ulaşım için Batmobilei kullanır, araç normalde 360 kilometre yapıyor ancak arkasındaki uçak motorunu kullanmaya başladığında 525 kilometreye kadar çıkabiliyor ve buun üstünde kurşun geçirmez ekipmanı üstündeyken yapabiliyor. Batman’in araçları, silahları, çalışma atölyesi, laboratuarı Wayne Malikanesinin altındaki mağara sisteminde bulunur.

YANAŞMA (1973)


 İKİ ATEŞ ARASINDA 

Senaryo ve Yönetmen: Duygu Sağıroğlu
Foto Direktörü: Orhan Kapkı, Kaya Ererez
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Mehmet), Meral Zeren (Cano), Turgut Özatay (Derviş Ağa), Hayati Hamzaoğlu (Kara Ali), Haydar Karaer (Müslim Ağa), İbrahim Uğurlu (Dursun), Gönül Tansel Sabahat Işık (Mehmet annesi)

Konu: Ağa evine yanaşma olan yakışıklı ve genç Mehmet'e bütün kızlar vurgundur. Ağanın kızı Cano da Mehmet'e aşıktır. Cano başka bir ağa ile evlenecekken düğünden kaçar ve Mehmet'e gider. Fakat Mehmet, ağaya olan minnet duygusu yüzünden Cano'yu geri göndermek zorunda kalır.

YALANCI YARİM (1973)


Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil
Foto Direktörü: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film

Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Hayati Akbulut, Montaj, Senkron: Alfred Aleksandru, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Set Amiri: Fahri Sezer, Setçiler: Ahmet Ballıbaba, Nurettin Akgül, Cengiz Öktem, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Kamera Asistanı: Selçuk Topçuoğlu, Prodüksiyon asistanı: Nihat Cerit, Asistan Rejisör: Muzaffer Hiçdurmaz, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kanat,
Ören Film stüdyolarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Emel Sayın, Tarık Akan, Münir Özkul, Kemal Sunal, Hulusi Kentmen, Metin Akpınar, Suzan Ustan, Zeki Alaysa, Halit Akçatepe, Mürüvvet Sim, Necdet Yakın, Turgut Boralı, Nubar Terziyan, Tülin Akçatepe, Metin Çekmez,, Ahmet Kostarika, İlhan Hemşeri, Alâattin Şensoy,

KONU: Yoksul bir kız olan Alev, zengin bir iş adamının çapkın kardeşine aşıktır. Eline bir fırsat geçer ve Ferdi'nin nişanlısı rolünü oynar. Bu oyunda bütün mahalleli ona yardım eder.


YALANCI (1973)


 “Çok Yalnızım” 

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Kriton İliadis
Müzik: Ömür Göksel
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku

Reji Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Ar Direktör: Stavro Yuanidis, Işıklar: Yusuf Tümen, Yardımcılar: Ahmet Yıldız, Teoman Erzurumlu, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Ast: Faik Hiçyılmaz, Set Ekibi: Hacı Fidan, İsmet Özçınar, Doğan Atakan, Prodüksiyon Direktörü: Semih Sarıoğlu,

Oyuncular: Türkan Şoray (Zeynep), Aytaç Arman (Orhan), Orçun Sonat (Ekrem), Tufan Giray (Ahmet), Uğur Kıvılcım (Ayşe), Semih Sezerli (Kuyumcu Aziz), Zafer Önen (Feridun), Mustafa Yavuz (Şoför), Zeki Sezer (Kuyumcu), Ali Demir (Polis), Hamit Haskabal, Nezihe Güler (Şaziye), Muazzez Doğan, Gülten Ceylan, Özen Tutucu, Faik Coşkun, Muzaffer Yenen, Orhan Çoban (Garson), Erdoğan Üçkaya, Ömür Göksel, Nermin Özses,

Konu: Nikah masasında terk edilen Zeynep, düğün için hazırladığı içkileri kendisi içer. Sarhoş olur, sokağa çıkar. Dikkat etmeden yürüdüğü yolda kaza tehlikesi geçirir. Araç Zeynep’e doğru yaklaşır. Zeynep araca biner, araçtaki erkek kendisini “pamuk kralı” olarak tanıtır, Zeynep’e yardım eder. O’nu kaldığı otele götürür. Uğradığı hezeyandan dolayı patronu Zeynep’e izinle birlikte bir miktar para verir. Zeynep bu para ile “pamuk kralı”nın kaldığı otele yerleşir ve kendisini prenses olarak tanıtır. Zeynep zengin bir erkekle evlenerek, nikah masasında zengin bir kadın için terk edilişinin öcünü almak ister. Pamuk kralı Zeynep’e ilgi duyar, sık sık vakit geçirirler. Otelin kemancısı da Zeynep’e ilgi duyar. Zeynep’in gönlü kemancıdan yanadır, fakat kemancı zengin olmadığından “pamuk kralı”yla görüşmeyi sürdürür. Zeynep, pamuk kralıyla evlenmeye karar verir. Nikaha gitmeye hazırlanırken, kemancıdan aldığı mektupla vazgeçer. Bu sırada nikah masasında bekleyen “pamuk kralı”, polis tarafından tevkif edilir. Pamuk kralı aslında bir dolandırıcıdır, Zeynep gibi maddi varlığı yoktur. Zeynep, kemancıya koşar. Zengin olma hayallerinden vazgeçmiştir. Kemancının mektuba yazdığı adrese gider. Kemancı aslında zengindir. Zeynep ise bunu önemsemediğini söyler. Kavuşurlar.


YABANCI (1973)


Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Hüseyin Ererez
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Haydar Film / Mahmut Üçüncüoğlu

Oyuncular: Tamer Yiğit (Duran Ali), Fatma Belgen (Leyla), Süleyman Turan (Ahmet), Gülistan Okan (Necla), Sami Tunç (Sami), Hüseyin Zan, Doğan Tamer, Sönmez Yıkılmaz

Konu: Sami ve Duran Ali bir banka soymuştur, fakat Sami arkadaşını atlatıp paralar ile birlikte kaçar ve bir tatil kasabasına gelir, Aynı zamanda kadınlara karşı ilgi duyan Sami bir elbise mağazasında üstünü değiştiren Leyla’yı görür ve evine kadar takip ederek evine zorla girer tecavüz eder. Leyla ayıldığında Sami’yi mutfakta görür ve onu öldürür arabasıyla birlikte cesedi uçurumdan aşağı atar. Bu arada Duran Ali de kasabaya gelir otelde bir oda tutar ve arkadaşını araştırmaya başlar. Leyla ile tanışan Duran, kuşkulanmaya başlar Leyla’nın gizlice evine girerek Samim’in kanlı elbiselerini bulur olaylar gelişir..


VURUN KAHPEYE (1973)


Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Orhan Aksoy Halit Refiğ
Eser: Halide Edip Adıvar
Kamera Ali Yaver
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Rejisör Yardımcıları: Yılmaz Korkut, Muzaffer Hiçdurmaz, Berrin Giz, Ar Direktör: Muharrem Gürses, Dekor Yapımı: Adil Kıbıcı, Şener Gezgen, Kostümler Niyazi Er, Talip Okçu, Muzaffer Çakmak, Set Amiri: Sabri Sezer, Set Ekibi: İlyaS Akarsu, Necmi Ataman, Ethem Açıkgöz, Mustafa Kıtır, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Işık Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Ekrem Çınaroğlu, Kamera Yardımcısı: Umur Özlüer, Makyaj: Celal Gonca, Laboratuar Şefi: Türker Vatan, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Montaj: İsmail Kalkan, Prodüksiyon Amiri: Avni Turan
Prodüksiyon İdaresi: İzzettin Yılmaz, (Yeni Stüdyo laboratuarında hazırlanmış Uğur Film Stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Hale Soygazi, Tugay Toksöz, Tanju Gürsu, Muharrem Gürses, Kamuran Usluer, Atıf Kaptan, Turgut Savaş, Fatih Deveci ,Selçuk Özer, Diler Saraç, Erdoğan Seren, Cevat Uz, Hakkı Kurt, Günay Günek, Yaşar Çekirdek, Mahmure Handan,

KONU: Film, Cumhuriyetin 50.yılı dolayısıyla üçüncü kez sinemaya aktarılıyor. Burada Aksoy / Refiğ ikilisi mümkün olabilen en basma kalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor. Ancak anlatımı düzgün, özenle çekildiği belli, fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim yönünden aksamayan bu yeni "Vurun Kahpeye" bizce sinemamıza en küçük bir katkıda bile bulunamıyor. (Atilla Dorsay, 1973, Çeyrek yüzyılda 3.kez)

► Bu filmde Halit Refiğ, Adnan Saygun’un “Üçüncü Senfoni ve “Piyano Konçertosu”ndan ve Ulvi Cemal erkin’den bazı parçaları fon müziği olarak kullanmıştır.

► Erman Film, kendi kuruluş öyküsünün başlangıcı olan ünlü "Vurun Kahpeye" filmini, Cumhuriyetin 50. yılı dolayısıyla üçüncü kez perdeye getiriyor. Halide Edip'in ünlü romanını; 1949’dan beri, üçüncü kez sinemaya aktarmak gerekli miydi? Bu romanın bugünkü seyircimize vereceği önemli bir şey var mı? Ve yeniden çevrimlerde gerekli olan bir yenileme, yeni yorum getirme var mı, bu üçüncü "Vurun Kahpeye"de? İlk sorulara vereceğimiz cevabın olumlu olması zor. Yeni yorum konusunda ise söylenecek pek bır şey yok ...

Aksoy/Refiğ ikilisinin senaryosu, Adıvar'ın romanından çıkarılabilmesi mümkün olan en basmakalıp, en klişeleşmiş senaryoyu meydana getiriyor Refiğ'in (kendince) ustalıkla filme yerleştirdiği tek önemli değişiklik, romanın vatan sevgisi üstüne kurulu ulusallık yanını dinsel! milliyetçiliğe, yani Halide Edib'i Mehmet Akife doğru kaydırmak, Hacı Fettah'ı olabildiğince kötüleştirip patolojik, bir niteliğe bürürken, öykünün temeline iyi, doğru, güzel yanlarıyla Islam diinini yerleştirmeye çalışmak... Ama Aliye öğretmeni "dini bütün"leştirip filme mevlit sahnesi yerleştirmekle bu kolay kolay olmuyor ... Refiğ, bu tür bir kaç değişiklikle, Kemal Tahir’le hiç mı hiç bağdaşmayan bir Halide Edib'i uyarlamanın günahından kendisini kurtulmuş hissediyorsa, mesele yok tabii. Sonuç olarak, anlatımı düzgün, özenle çekildiği belli, fotoğrafları genellikle başarılı olan, biçim yönünden aksamayan bu yeni "Vurun Kahpeye" bizce Refiğ'in davasına da, sinemamıza da en küçük bir katkıda bile bulunmuyor. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 66 ”




VUR EMRİ (1973)


Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Barlık Film / Necdet Barlık

Oyuncular: Serdar Gökhan, Aysun Güven, Melda Sözen, Yalçın Gülhan, Bilâl İnci, Turgut Özatay, Yeşim Tan, Kaya Erdaş

Konu: Hapiste idam edilmeyi beklerken kaçan bir idam mahkumu ve sevdiği kızın hikayesi

VURGUN (1973)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: Fuat Özlüer 
Müzik: Metin Bükey
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Şarkılar : Gönül Yazar
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Kazanova Mehmet), Gönül Yazar (Gönül), Turgut Özatay, Hulusi Kentmen (Rıza dayı), Kayhan Yıldızoğlu (Fırıldak Ömer), Ali Seyhan, Süha Doğan (Gazinocu), Nubar Terziyan (Gazino patronu), Sami Hazinses, Cengiz Coşkuner, Mine Soley, Yeşim Yükselen (Yeşim)i Faik Coşkun (Meyhaneci), Mahmure Handan (Rıza’nın karısı)

KONU: Gönül (Gönül Yazar) ünlü ve çok zengin bir şarkıcıdır. Onun zenginliğinde görü olan patronu Zekeriya, parasına el koymak için bir plan yapar. O sırada hapisten çıkmış olan ve işi olmayan Mehmet’le (Cüneyt Arkın) görüşür ve onu ikna eder. Plana göre Mehmet, Gönül’ü kendisine aşık edecek ve bir şekilde paralarını çalacaktır. Mehmet istemeyerek de olsa, Rıza Dayı’nın torununu ameliyat ettirebilmek için bu işi bu kabul eder. Kendisini Ertuğrul adıyla tanıtıp Gönül’ün kaldığı otele yerleşir. Yakışıklılığı ile Gönül’ü etkilemeyi başarır. İlişkileri bir aşka dönüştüğü sırada Gönül, Ertuğrul’un gerçek kimliğini öğrenir. Onu denemek için bir oyuna başvurur. Tüm parasını bir iş için ona vermek ister. Mehmet bu teklifi kabul etmez ve Gönül’e doğruyu anlatır. Mehmet’in arkadaşları ise, onun bu işe girme nedeninin küçük bir çocuğun ameliyatı olduğunu açıklarlar Gönül’e. Genç kadın daha bir içten bağlanır Mehmet’e. Ama bu arada Zekeriya hala para hırsından vazgeçmemiştir. Son koz olarak adamları ile Mehmet’i kaçırır ve canına karşılık Gönül’ün paralarını ister. Gönül parayı hazırlar. Mehmet ise tutulduğu yerden kaçar ve Gönül’ün Zekeriya ile buluşacağı yeri öğrenir. Zekeriya’nın amacı parayı alınca Gönül’ü de öldürmektir. Mehmet buluşma yerine ulaştığında çatışma başlar. Genç adam Gönül’ü kurtarırsa da, arkadaşı Rıza Dayı kurşunlara hedef olup yaşamını yitirir. Polis Zekeriya’yı yakalar. Mehmet’le Gönül ise mutlu bir yaşam sürmek için geleceğe artık umutla bakmaktadırlar

► Uzun yıllar Atif Yılmaz'ın asistanlığını yapmış olan Zeki Ökten, sinemaya yönetmen olarak geçmiş bulunuyor filminde büyük oyuncularla çalışma olanağı bulmuş Ökten ... Yıllar sonra sinemaya dönüş yapan Gönül Yazar'ın Cüneyt Arkın'la birlikte bir çift teşkil etmesi, magazin açısından ilginç... Ne var ki sinemamızın en kötü senaryocularından biri olan Özlüer'in elinden çıkan diyaloglarla konuşulan kişilerin bulunduğu bir film, yönetmene yapılacak pek bir şeyler bırakmıyor.Ökten de bu çıkmazdan kurtulamamış, elindekini resimlemekle yetinmiş. Yüzü kandan görülmez bir hale gelmiş sevgilisini (Cüneyt Arkın) gangsterIerin elinde görünce normal (ve seven) her kadın gibi bayılacağı veya sevgilisine doğru koşacağı yerde gangsterlere dönüp "nedir bu, açıklar mısınız?" tarzında bir cümle sarf eden Gönül yazar'ı düşünebiliyor musunuz? Bizim senaryocularımızı okula gönderip elemanter psikoloji dersleri aldırmadan, bu gibi filmlere yatırılan yüz binlerce liraya yazık olmakta devam edecek ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 114 ”


  Jean Boyer’in senaryosundan ve Raoul Ploquin ile beraber 1936 yılında çektiği ve 1938 yılında gösterime giren “Un Mauvais Garçon” isimli filmden uyarlama.