Powered By Blogger

15 Mart 2018 Perşembe

YUNUS EMRE (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Özdemir Birsel
Kamera: Salih Dikişçi
Müzik Direktörü elmi Andak
Yapım: Elvan Film Cahit Uçuk, Özdemir Birsel

Eser: İhsan Yüce, Prodüksiyon Amirleri: Adil Kıbıcı, Necmi Ataman, Dekorlar: Güler Peyman, Yüksel Tanık, Adil Kıbıcı, Jenerik: Refik Onubil, Kostümler: İlhan Denizeri, Makyaj: Zeki Alpan, Ahmet Kos, Şükrü İlter, Funda Işık Servisi, Şef: İsmet Yurteri, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Sesleri Alan: Faruk Özar, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Montaj: Osman Koşkan, Senkron: Süleyman Karakaya Negatif Montaj: Bayram Türkkan, Reji Asistanı: Korhan Yurtsever, Kamera Asistanı: Sedat Ülker,
Ören Film renkli Laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Hakan Balamir (Yunus Emre), Tülin Örsek (Bacım Sultan), Altan Bozkurt (Uluğ Bey), Müfit Kiper (Taptuk Emre), Şükriye Atav, Rıza Tüzün, Atıf Kaptan, Ali Şen, Feridun Çölgeçen, Süheyl Eğriboz, Ali Seyhan, Aydın Tezel, Ahmet Turgutlu, Adil Kıbıcı, Ali Ekdal, Hüseyin Salıcı, Ahmet Şenses, Ata Saka, İsmail Tosun, Etem Tamburacı, İsmail Önen, Muzaffer Mozaik, Zeki Alpan, Mustafa Yavuz, Kamer Sadık, Reşat Ateş, Gani baba, İsmet Yurteri, Abbas bağıroğlu, Ali Öncül, Necmi Ataman, İhsan Özenç,

Konu: Yorucu bir yolculuktan sonra amacına ulaşıp, Taptuk Emre dergâhını bulan ve bu arada da birbirini seven iki gence yardım eden Yunus Emre'nin öyküsü.

ÖDÜL:
11. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde (1974)

► Hakan Balamir “en başarılı oyuncu”
Bir tarihsel kişiliği sevmek, onun hayranı veya tutkunu olmak başka şeydir, o kişiliğin sanata yansımasını sevip sevmemek başka şey. Sözgelimi Atatürkçü olmakla, Atatürk'ün Türkiye yüzeyindeki çoğu ne yazık ki son derece zevksiz olan heykellerini beğenmenin hiç. bir ilişkisi olamaz ... "Yunus Emre"ye de her türlü kompleksin ötesinde, bir "sanat olayı" olarak yaklaşmak gerekir. Böyle yapılınca da, Özdemir BirseI'in "Yunus Emre" filmi hakkında söyleyecek olumlu bir şeyler kolay kolay bulunamaz. Özdemir Birsel, Türkiye (ve dünya) üzerindeki milyonlarca insan gibi Yunus Emre hayranı ve tutkunu imiş ... Birsel'in onlardan farkı, sinemacı (yapımcı) olması ve bu filme harcayacak bir milyon lirayı bulmuş olmasıdır. Bizim eleştireceğimiz, BirseI'in Yunus'a yaklaşma, onu ele alma biçimi değildir. Birsel, Yunus'u tamamen mistik yanıyla ele almış ona tasavvuf açısından bakmıştır. Konunun uzmanları, bu yaklaşımı en azından eksik bulabilir, Yunus'un "hümanist" yanının niye bu denli ihmal edildiğini sorabilirler. Biz, uzmanı olmadığımız bir konuda bu tür bir eleştiriye girecek değiliz. Bizim yapacağımız eleştiri sinema açısından olacaktır .

Özdemir Birsel'in büyük yanlışı, ilk senaryoculuk ve yönetmenlik denemesini, "Yunus Emre" gibi büyük, zor ve iddialı bir filmle yapması olmuştur. Birsel, bu büyük lokmanın altından kalkamamıştır. Film, günümüzün sinemasının gerisinde kalmış, durgun, etkisiz, demode bir sinemanın üç saat boyunca seyri zor bir örneği olup çıkmıştır. Birsel, Yunus sevgisinin gözlerini böylesine kamaştırmasına mani olmalı, bu filmin çevrilmesini, en azından, sinema bilgisine güvendiği Yeşilçam ustalarından birine bırakmalıydı. Ortaya çıkan şey meydandadır ve Yunus sevgisi adına bile bunu savunmak kolay değildir. Tiyatrosundan sonra Yunus'un sinema denemesi de ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. B u da Türk tarihinin ve sanatının büyük kişilerine yaklaşmanın hiç de kolay olmadığını, özel ve büyük sanatçı yetenek ve duyarlıkları gerektirdiğini göstermektedir. "Yunus Emre"yi bir dereceye kadar kurtaran sayılı öğelerden biri kuşkusuz Hakan Balamir'in bu yetenekli oyuncunun zaman zaman yalnızca gözleriyle oynamaya varan duyarlı, boyutlu oyunu olmaktadır ... Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf,92

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder