Powered By Blogger

21 Mart 2018 Çarşamba

DAMGALI ADAM (1974)


Yönetmen: Necat Okçugil
Senaryo: Safa Önal
Foto Direktörü: Salih Dikişçi
Yapım: İstanbul Ticaret / Necat Okçugil

. Reji Asistanı: Nilgün Karagüler, Kamera Asistanı: Ahmet Demir, Işık Şefi: Aydın Yurderi (Ender Işık Servisi,), Jenerik: Refik Onubil, Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Senkron Necdet Tok, Montaj: Mehmet Tezgahtar, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Aslan Tektaş, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz,
Kunt Film stüdyosunda seslendirilmiş ve Ören Renkli laboratuarlarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Serdar Gökhan (Ahmet), Bahar Erdeniz (Süheyla), Beyza Başar (pavyon şarkıcısı), Ekrem Gökkaya (Kel Hüsnü), Kudret Karadağ (Kör Rıfat), Tarık Şimşek (Ziya), İbrahim Kurt (Fuat), Dündar Aydınlı (Ustabaşı), Yalçın Boratap, Ali Ekdal, Yaşar Güçlü, Zeki Tüney, Ekrem Dümer, Ali Demir, Zeki Sezer, Nermin Hoşses, Yılmaz Kurt, Mustafa Yavuz, Cengiz Karabulut, Deniz Gülten, Sönmez Yıkılmaz, Masist Güçlü, Zeki Işık, Nihat Cerit,

Konu: Hapisten çıkan bir kabadayının öyküsü

DADAŞ RIFAT (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Birsen Kaya
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Yonca Film / Alaettin Perveroğlu

Prodüksiyon Amiri: Yunus Yakışıklı, Laboratuar Şefi: Sabahattin Hoşsöz, Asistanı: Ata Kundakçı, Negatif Montaj: Ziya Kuşdoğan, Sesleri Alan: Marko Buduris, (İpek Film Stüdyosunda renklendirilmiş ve Yıldız Film stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Aytekin Akaya, Gönül Hancı, Hayati Hamzaoğlu, Turgut Özatay, Atilla Ergün, Mürvet Sim, Doğan Tamer, Songül Karaca, Turgut Özonur, Dündar Aydınlı, Yılmaz Kurt, Bedri Aydın, Yusuf Çağatay, M. Ali, Güngör, Ali Ateş,

Konu: Çok yıllar sonra karşılaşan kabadayı oğul ile babasının öyküsü.

ÇİRKİN DÜNYA (1974)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo Safa Önal, Ahmet Üstel,
Erdoğan Tünaş
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Akün Film/İrfan Ünal

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Savaş Başar, Doğan Bavli, Oktar Durukan, Bülent Kayabaş, İsmail Hakkı Şen, Günfer Feray, Danyal Topatan, Osman Alyanak

Konu: Hapisten kaçan üç mahkumun zengin bir kişinin evine gizlice girdikten, silah tehdidi ile kadına, kocasına ve çocuğuna türlü anormal davranışlarda bulunduktan sonra, kocasının ve çocuğunun öldürülmesiyle çıldıran kadının yıllar sonra bir rastlantıyla tanıdığı katillerden intikam alışını öyküsü

► Jean Jacques Rousseau, daha 18. yüzyılda, insanların "doğuştan eşit" olduğunu, onları "iyi" veya "kötü" diye isimlendirmemize neden olan niteliklerini, sonradan, toplum yaşamı içinde edindiklerini ileri sürüyordu. Toplum-bilimi saygın bir bilim dalı haline getiren Durkkheim, "bilgin, sosyal çevrenin insan bilinci üzerinde baskı yapan sosyal olgularını, hukuk, ahlak, din gelenek gibi ortak fikirlerini inceleyerek toplumun ve o toplumun içindeki bireyin gerçeğine varabilir" diyordu. Lise düzeyindeki bu bilgilere sahip olmayan kişi bile, çağdaş dünyamızda etrafına baktığında, toplumda (her toplumda) var olan "kötü"lerin, "kötülük"lerin, önemli ölçüde o toplumda var olan dengesizlik, haksızlık, adaletsizlikten, insanca bir yaşama düzeni kurulamamış olmasından geldiğini görür görmek zorundadır. Toplumda soyutlanmış bir "iyi" veya ''kötü'' anlayışı, günümüzde geçerli değildir. Ne var ki, belli bir düzenin savunmasını yapan, yapmak durumumda olan bir tür sinema yıllar yılı bu gerçeği örtbas etmeye çalışmış, kişiler, bireyler, onların özellikleri üzerinde dönenip durmuş, kollektif olanı toplumsal olanı bireysel olanda, bireyin öyküsünde toplumun ve içerdiği haksızlıkların etkisini göstermemeyi seçmiştir. Onun içindir ki, Batı sinemasında yıllar yılı, örneğin çiftlerin öyküleri (karı-koca-aşık üçgeni, karısını öldürmek isteyen dengesiz koca v.s), altın yürekli, erdemli veya tam tersine kötü, manyak zalim kişilerin, gangsterlerin, haydutların, hırsızların öyküleri anlatılmıştır. Bu açıdan yanlış ve eksik olan, temelsiz bir dünya yaratan şartlandırmalar getiren bu filmler, ancak anlatım açısından içerdikleri yenilikler, sinema dilinin oluşmasına yaptıkları katkılarla saygımızı kazanabilmişlerdir.

Ama günümüzde her şey değişmiştir artık... Birey / toplum ilişkisini hiç ortaya koymayan, veya yanlış biçimde ortaya koyan sinema, bırakınız Türkiye gibi bir ülkeyi, bireyciliğin, bireyci sanatın ve dolayısıyla bireyci sinemanın kalesi olan Amerika gibi bir ülkede bile neredeyse gözden düşmüştür. Bireysel olandan yola çıkmak aslında kolaydır. Dünya üzerinde üç milyar insan yaşamaktadır. Bunlardan en aşağı 1 milyarı, bir insanın kişisel. özelliklerinden yola çıkmayı seçen sinemayı ilgilendirebilecek özelliklere sahip olabilirler. Gerçekten de, aranan her türlü şey bulunabilir bireylerde. Aşık olabilecekleri gibi hırsız da olabilirler, manyak olabilirler, katil, deli, esrar tutkunu, cinsel sapık, eşcinsel, hayvan sevici, röntgenci, poligam veya poliandr, düzenbaz, hileci, soyguncu, casus, v.s. Ve bir film, herhangi bir sanat eseri gibi bunlardan herhangi birini alıp öyküsünü anlatabilir. Ama inandırıcı olmak şartıyla... Bu şarta da, o kişiyi, gökten zembille inmiş gibi değil, belli bir çevrenin, belli bir ortamın, belli toplumsal ekonomik koşulların' içinde ele almak, özellikle {neyse) çevresi ile ilişkili biçimde verilmek suretiyle ulaşılır. Başka türlüsü, uydurmacılıktır. Kolaya kaçmaktır. Bir "kaçış sineması "dır.

"Çirkin Dünya" işte tam bu tür bir sinemanın örneği... Bırakınız, Türkiye'de var olmayan yüzme havuzlu evi ve bunun gibi toplumumuza uyarsızhkları. (Bunlar filme konunun kopyalandığı "Ölüm Misafırleri-Les Intrus" adlı Fransız filminin gereği olarak konmuştur). Ama daha başında, olanca gardarlıkları, kötülükleri, zalimlikleri içinde gösterilen üç manyağın sunuluşuyla başlayan film, bundan sonra, hiç bir temele dayanmayan kötülüklerle "meşru" Bu kişilerden gelecek her hangi bir süprizi bile taşımaz olmaktadır. Yönetmen, "işte size üç adet manyak. Bunlar her şeyi yapabilir. "Hazırlıklı Olun!" demektedir. Ondan sonra da, yapılacak tek şey kalmaktadır: bu kişilerin patolojik kötülüklerinin dozunu artırarak, geride kalan 1,5 saati doldurmaya çalışmak. Ne bir çete etüdü, ne bir toplumsal değinme ne bir sınıfsal konum, ne bütün olup - bitenlere mantıksal bir neden. Ve ne de, kişilerde, öncelikle kabul edilmesi şart koşulan "kötü" veya "iyi" olmalarının yanında herhangi bir diğer kişilik karakter boyutu. Bir kopyacık daha boşa harcanmış, ne sinemamıza ne kimseye birşey kazandıracak bir filme dökülmüş 6-7 yüz bin lira daha .. Yazık ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf,


 Sergio Gobbi (1938) ve Charles Aznnavor’un (1924) senaryolarından Sergio Gobb’nin 1972 yılında filme çektiği “Intrusi Les” (Ölüm Misafirleri” isimli bir İtalyan filminden uyarlama. Bu filmin başlıca rollerini, Charles Aznavour, Marie-Christine Barrault (1944) ve Raymond Pellegrin (1925-2007) oynamışlardır.





ÇILGIN ARZULAR (1974)


Yönetmen Süreyya Duru
Senaryo Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü Ali Uğur
Yapım Murat Film / Süreyya Duru

Dublaj ve Efekt: Sadi Yılmaz, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, kamera Asistanı: İsmet Yurtçu, Set Amiri: Sonay Kanat, Asistanları: Şeref Yılmaz, Ömer Kılınç, Yaşar Davutoğlu, Prodüksiyon Amir: Stefan Melikyan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş,

Oyuncular: Perihan Savaş, Aytaç Arman, Prenses Banu, Yavuz Selekman (Jackson), Anuşka, Baykal Kent, Nurtekin Odabaşı. Hamit Has

Konu: Tarihi eser kaçakçılarına karşı mücadele veren bir polisin hikayesi filmde bir zamanların dans yıldızı prenses Banu'nun dansları görülmeye değer. .

15 Mart 2018 Perşembe

ÇAM SAKIZI (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Hulki Saner
Foto Direktörü Özdemir Öğüt
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Emel Sayın (Mihriban), Engin Çağlar (Adnan), Ceyda Karahan, Hulusi Kentmen, Mete İnselen, Cevat Kurtuluş, , Niyazi Gökdere, Osman Han, Erol Yeşilyaprak, Küçük Yıldız: Işın İşsever

Konu: Yakışıklı ve çapkın bir genç olan Adnan, babası ve uşakları Rıza ile aynı evde yaşamaktadır. Son zamanlarda bu kadroya aile doktorları da eklenmiştir. Çünkü evin beyi hastadır. Doktor son sistem bir tedavi diye adamcağıza iki zeytin tanesi ve birkaç galetadan başka bir şey yedirmemektedir. Oğlu Adnan her hatırını soruşunda babası ölüyorum oğlum, açlıktan ölüyorum, hasta değilim, diye cevaplandırılmaktadır. Bu arada oğlu Adnan’a "artık ölüyorum, torunumu bulun bana" diye ısrar eden yaşlı adamın torununu bulurlar. Torun Tamer Kasımpaşa’da bir pavyonda şarkıcılık yapan teyzesi Mihriban’la yaşmaktadır Mihriban çok güzeldir. İyi kalplidir fakat görgüsüzdür. Tamer de bu muhitte yetişmektedir. Ama teyzesi onu zorla okula da göndermektedir. Sesi çok güzel olan Mihriban’ı Adnan bir gün dinlemeye gider. Maksadı konuşup Tamer’i ondan almaktadır. Bu arada Tamer müşterilerin cüzdanlarını çalıp patrona götürmekte ondan bahşiş almaktadır. Ertesi gün Mihriban’ın mahallesine gelen Adnan evi bulur. Kapıyı açan Mihriban’ın onu görünce ödü patlar. Paralarını yürüttükleri için geldiğini sanmıştır. Halbuki Adnan ailevi bir mesele için geldiğini söyler. Birazcık ağzı bozuk olan Mihriban onun Tamer’i götürmek istediğini duyunca, Adnan’ı evden kovar. Tamer’i okutup büyüttüğünü, vermeyeceğini söyleyince, Tamer’i çağırır ve Adnanl’a konuşur. Tamer bir gün okula giderken bahçe duvarının dibinde Mine’yi ve teyzesinin başına işler açan adamı görür. Konuştuklarını duymuştur. Mine ona para vermektedir. Hemen koşar Adnan’a haber verir. Adnan adamı bulur, itiraf ettirir ve adam akıllı döver. Tamer bu kavgayı Mihriban teyzesine de haber vermiştir. Mihriban dayanamaz kavgaya yetişir. O da dövüşe katılır. Hakikat ortaya çıkmıştır. Adnan Mihriban’ı kucakladığı gibi eve getirir. Artık herkes mutludur."

CİCİ KIZ (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Fotoğraf Direktörü: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, İsmail Karataş, Ar Direktör: Semih Sezerli

Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu, Aytaç Arman, Hulusi Kentmen, Zafer Önen, Ali Şen, İlhan Daner, Semih Sezerli, Müşerref Çapın, Ertuğrul Bilda, Asuman Arsan, İlhan Hemşeri, Dinçer Çekmez, Renan Fosforoğlu,Zuhal Üstüntaş, İsmail Varol, Vahit Volkan,

Konu: Aysun hasta ve yetişkin bir genç kızdır. Asım Bey bir gece genç kızı evinin önünde oynarken bulur. Evdeki hizmetkarların ısrarlarıyla kızı doktora götürürler. Asım bey kıza çok acır ve sever. Aysun artık o evde yaşamaktadır. Çok cimri olan Asım bey kız için para harcamaktan çekinmez. Aysun yüzünden de başları dertten kurtulmaz.

CEZA (1974)



Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Hüseyin Özşahin
Yapım: Melek Film / Şahan Haki

Yönetmen Yardımcısı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Özer Korkmazlar, Laboratuar Şefi: Recai Karakaş, Laboratuar: Altan Sertesen, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Asistanlar: Teoman Sayın, Mehmet Tümen, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Prodüksiyon Amiri: Recai Karataş, Prod.Ast.: Erol Deniz, Set Ekibi: Arif Yalabık, Selahattin Day, Mevlüt Şahin,

Oyuncular: Kadir İnanır (Ali), Hale Soygazi (Alev), Yıldırım Önal (Hıfsı baba), Tülin Örsek (Tülin), Metin Serezli (Kenan), Yalçın Özden (Yalçın), Uğur Salman (Öztürk), A. Cengiz Aydoğdu, Beyza Özen, Raci Gömeç, Nuri Şencer, Necla Soylu, Tarık Şimşek, Kamer Sadık, Recai Döneç, Yalçın Sivrisinek, Ali Demir, İbrahim Kurt, Tevfik Şen, Cemil Paskap (kovboy Niyazi), Vahit Volkan (soysuz Rıza), Zeki Sezer (Av. Zeki), Orhan Çoban, Cevdet Balıkçı, İhsan bayraktar, Bedri Uğur, Nermin Özses

Konu: Bir atom mühendisinin babasının ölümüne yol açan zengin ve kumarbaz bir işadamına karşı verdiği amansız mücadele anlatılıyor. Ali bu mücadeleyi kazanabilmesi için mesleğinin dışında da hile ile ilgili tüm konularda uzmanlaşmalıdır. İşte o zaman babasının intikamını almış olacaktır.


CAFER’İN NARGİLESİ (1974)


Yönetmen: T. Fikret Uçak
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Topkapı Film / Yaşar Tunalı

Oyuncular: Nejat Uygur, Seyyal Taner, Elif Pektaş, Mürvet Sim, Senar Seven, Muharrem Gürses, özcan Bilge

Konu: Başlık parası için İstanbul'a çalışmaya gelen bir köylünün macerası.


BÜYÜK SIR (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Oğuz Gözen
Kamera: Yılmaz Ceylan
Yapım: Ece Film / Yılmaz Ceylan

Oyuncular: Süleyman Polat, Nazan Ece, Yaşar Güçlü, Erbey Efem, Enver Dönmez, Danyal Topatan, Osman Ateş, Kemal Çapraz, Özkan Altuğ, Yılmaz Kurt, Jerry

BOŞ VER ARKADAŞ (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Zeki Ökten
Foto Direktörü: Erdoğan Engin , Çetin Tunca
Yapım: Arzu Film / Nahit Ataman

 Set Amiri: Erdil Demirbağ, Set Elemanları: Cengiz Ökten, Aziz Kıskanç, Doğan Ataklı, Işık Şefi: Yaşar Alışkan, Kamera Asistanı: Galip Kızılova, Nusret Özer, Ses Uzmanı: F. Türker Tekin, Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, İsmet Tomaçgil, Selahaddin Kaya, Abdullah Akdeniz, Montaj Amiri: Mustafa Gürsel, Montaj-Senkron: İsmail kalkan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Reji Asistanı: Sami Güçlü, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kanat, Prodüktör: Orhan Barkan, (Yeni Stüdyoda renklendirilmiş ve seslendirilmişti)
r
Oyuncular: Tarık Akan, Selma Güneri, Reha Yurdakul, Hüseyin Kutman, kadir Savun, Metin Çekmez, Reha Kral, Turgut Boralı, Hasan Ceylan, Senar Seven, Gülden Akıncı, Teoman Akıncı,

Konu: Yurt dışına baz morfin kaçıran bir kaçakçının oğlu ile bir genç kızın aşk öyküsü.'

" Bir zamanlar Rita Hayworth-Glenn Ford'u üne kavuşturan "Gilda" filminin bir uyarlaması "Boş Ver Arkadaş..... Kirli işlerle uğraşan zengin akrabasının, bir zamanlar kendi sevgilisi olan güzel karısı tarafından baştan çıkarılmaya Çalışılan bir gencin, ve bu "yasak aşk"ın öyküsü... Konu, kuşkusuz bizim toplumumuzIa pek uyum göstermiyor, "yabancı" kokuyor... Ancak, tiyatrodan gelme Engin Orbey'in senaryosu, değişik olmaya basma kalıplıktan kurtulmaya çalışan bir çalışmanın ürünü... Diyaloglar düzgün, giderek inandırıcı…

Ancak senaryonun bir yerden sonra, tam bir tekdüzeliğe düşmesi, sonunda ise bu tekdüzeliği gidermek istermişçesine mantık dışı bir sıçrama yapması, dramatik yapıyı zedeliyor... Öze ilişkin bu kusurların yanı sıra, "Boş Ver Arkadaş", çekim açısından yaman bir sürpriz, Zeki Ökten hesabına... Biçim olarak son derece olgun, son derece yüksek düzeyde bir film bu... Mizansen araştırmasıyla, çerçevelemeleri, renk düzeniyle, ve -özenli bir çekim-sonrası çalışmasını gösteren kurgusuyla, çarpıcı bir film... "Kurgu"nun bir filme kazandırdıklarını sinemacılarımızın "Boş Ver Arkadaş"ı seyrettikten sonra hatırlayacakları umulur. Sanırım bunda, şimdilerde kurgu amiri olarak çalışmakta olan. fakat ilerde yönetmenliğe geçeceği kuşkusuz olan bir genç arkadaşın Mustafa Gürsel'in payı büyük olsa gerektir... Gürsel'i de ona bu fırsatı verenleri de kut1amak gerekir... Film, aynı zamanda, Zeki Ökten'in, öyküye ısındığı zaman neler yapabileceğini de gösteriyor. Aynı ekibin daha sağlam, güçlü, gerçek bir öyküye yaslanarak verebileceklerini insan umutla beklemezlik edemiyor... (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 126)

BİR YABANCI (1974)


Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Ahmet Üstel
Görüntü Yönetmeni: Kaya Ererez
Yapım: Akün Film/İrfan Ünal

Oyuncular: Kadir İnanır, Necla Nazır, Oktar Durukan, Memduh Ünsal, Yavuz Selekman, Aynur Akarsu, Hulusi Kentmen, İhsan Yüce, Danyal Topatan, Ayfer Feray, İhsan Gedik, Osman Han, Ekrem Dümer, Renan Fosforoğlu, Ahmet Kostarika, Arap Celal, Gülten Ceylan, Gazi Yeşilada, Ömer Demirgiller, Orhan Çoban,

Konu: Kötü hayatından kurtulmak isteyen bir genç kadınla, onu kurtarmaya çalışan bir denizcinin öyküsü.


BİR DAMLA KAN UĞRUNA (1974)


Yönetmen Nejat Okçugil
Senaryo Safa Önal
Görüntü Yönetmeni Salih Dikişçi
Yapım: İstanbul Ticaret/ Nejat Okçugil

Oyuncular : Serdar Gökhan (Salih), Fatma Belgen (Binnaz), Kuzey Vargın (Mahmut), Atıf Kaptan, Nevzat Okçugil Arap Celal, Tarık Şimşek, Süheyl Eğriboz (Reşit), Semra Yıldız , Kudret Karadağ (Hurşit), Ali Ekdal (Komiser), Kamer Baba (Meyhaneci), Uğur Salman, Arif Eriş, Zeki Tüney, İbrahim Kurt, Yılmaz Kurt, Osman Han

Konu: Bir oto tamircisi olan serdar ile bir paşa kızı olan fatmaya olan aşkı ve onları ayırmaya çalışan bir adamın hikayesi.

BİR TANEM (1974)


Yönetmen Sırrı Gültekin
Senaryo Nuri Kırgeç
Görüntü Yönetmeni: Suat Kapkı
Yapım Osmanlı Film / Mehmet Karahafız

Oyuncular: Nalan Çöl, Ömercik, Kenan Pars, Atıf Kaptan, Oktar Durukan, Nubar Terziyan, Muazzez Arçay, Rafet Gülerman, Tarık Şimşek

Konu: Dede, torun ve mirasın çevresinde gelişen Maceranın öyküsü.

BİR ANA BİR KIZ (1974)


Senaryo Yönetmen Osman F. Seden
Görüntü Yönetmeni Kenan Kurt
Yapım: Melek Film / Şahan Haki

Kurgu: Arif Özalp, Yönetmen Yardımcısı: Arif Erkuş, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Ses Kayıt: Bican Avşar, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Amiri Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, Prodüksiyon Asistanı: Erol Deniz, Seslendirme Yönetmeni: Zafer Önen,
(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Kenan Pars ( Kemal), Yıldız Kenter (Zeynep), Necla Nazır (Dr. Necla/Demet), Aytaç Arman (Av. İlhan Çağman), Hüseyin Kutman (Dr. Nuri), Memduh Ünsal (Doktor), Hikmet Taşdemir (Nejat), Süleyman Turan (Arif ), Mürüvvet Sim (Fatma), Nubar Terziyan (Bekçi ), Kadir Savun (Muhtar Fehmi ), Zeki Sezer (Doktor ), İhsan Gedik , Renan Fosforoğlu (Berber Hamdi), Muharrem Gürses , Sabahat İzgü , Hakkı Kıvanç (Hulusi ), Niyazi Vanlı , Reşit Çildam (Bekçi), Fadıl Garan

Konu: Bir yandan bir ananın hem iftira hem de kızından ayrı kalması sonucunda çektiği acılarını anlatıp insanı duygulandıran bir yandan da Necla için çırpınan ilhan ve Arif’in kapışmaları Necla ile İlhan arasındaki kavgalar diyaloglar,mahallelinin Necla ile ilgili ermiş kuruntuları ile insanı güldüren bir komedi dram filmi .


BIRAKIN YAŞAYALIM/PUSU (1974)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Safa Önal
Kamera: Çetin Tunca
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Necla Nazır, Yıldırım Gencer, Hüseyin Peyda, Danyal Topatan, Bülent Kayabaş, Hikmet Taşdemir, İhsan Gedik

Konu: Çocuk yaşta anne ve babasının katilinden intikam alan Osman, büyüyünce fakirleri ve çaresizleri koruyan bir kabadayı olur. Günün birinde kendi hayatıyla özdeşleştirdiği küçük bir çocuğun okumasına yardım eder. Küçük çocuğun güzel öğretmeni ile genç kabadayı arasında aşk başlar.