Senaryo ve Yönetmen: Zeki Ökten
Foto Direktörü: Erdoğan Engin , Çetin Tunca
Yapım: Arzu Film / Nahit
Ataman
Set Amiri: Erdil Demirbağ, Set
Elemanları: Cengiz Ökten, Aziz Kıskanç, Doğan Ataklı, Işık Şefi: Yaşar
Alışkan, Kamera Asistanı: Galip Kızılova, Nusret Özer, Ses Uzmanı: F.
Türker Tekin, Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan
Örnek, İsmet Tomaçgil, Selahaddin Kaya, Abdullah Akdeniz, Montaj Amiri: Mustafa
Gürsel, Montaj-Senkron: İsmail kalkan, Negatif Montaj: Sezai
Elmaskaya, Reji Asistanı: Sami Güçlü, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz
Kanat, Prodüktör: Orhan Barkan, (Yeni Stüdyoda renklendirilmiş ve
seslendirilmişti)
r
Oyuncular:
Tarık Akan, Selma Güneri, Reha Yurdakul,
Hüseyin Kutman, kadir Savun, Metin Çekmez, Reha Kral, Turgut Boralı, Hasan
Ceylan, Senar Seven, Gülden Akıncı, Teoman Akıncı,
Konu: Yurt dışına baz morfin kaçıran bir
kaçakçının oğlu ile bir genç kızın aşk öyküsü.'
" Bir
zamanlar Rita Hayworth-Glenn Ford'u üne kavuşturan "Gilda" filminin
bir uyarlaması "Boş Ver Arkadaş..... Kirli işlerle uğraşan zengin
akrabasının, bir zamanlar kendi sevgilisi olan güzel karısı tarafından baştan
çıkarılmaya Çalışılan bir gencin, ve bu "yasak aşk"ın öyküsü... Konu,
kuşkusuz bizim toplumumuzIa pek uyum göstermiyor, "yabancı"
kokuyor... Ancak, tiyatrodan gelme Engin Orbey'in senaryosu, değişik olmaya
basma kalıplıktan kurtulmaya çalışan bir çalışmanın ürünü... Diyaloglar düzgün,
giderek inandırıcı…
Ancak
senaryonun bir yerden sonra, tam bir tekdüzeliğe düşmesi, sonunda ise bu
tekdüzeliği gidermek istermişçesine mantık dışı bir sıçrama yapması, dramatik
yapıyı zedeliyor... Öze ilişkin bu kusurların yanı sıra, "Boş Ver
Arkadaş", çekim açısından yaman bir sürpriz, Zeki Ökten hesabına... Biçim
olarak son derece olgun, son derece yüksek düzeyde bir film bu... Mizansen
araştırmasıyla, çerçevelemeleri, renk düzeniyle, ve -özenli bir çekim-sonrası
çalışmasını gösteren kurgusuyla, çarpıcı bir film... "Kurgu"nun bir
filme kazandırdıklarını sinemacılarımızın "Boş Ver Arkadaş"ı
seyrettikten sonra hatırlayacakları umulur. Sanırım bunda, şimdilerde kurgu
amiri olarak çalışmakta olan. fakat ilerde yönetmenliğe geçeceği kuşkusuz olan
bir genç arkadaşın Mustafa Gürsel'in payı büyük olsa gerektir... Gürsel'i de
ona bu fırsatı verenleri de kut1amak gerekir... Film, aynı zamanda, Zeki
Ökten'in, öyküye ısındığı zaman neler yapabileceğini de gösteriyor. Aynı ekibin
daha sağlam, güçlü, gerçek bir öyküye yaslanarak verebileceklerini insan umutla
beklemezlik edemiyor... (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 126)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder