Senaryo ve Yönetmen: Aykut
Düz
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Barlık Film / Necdet
Barlık
Oyuncular:
Serdar Gökhan, Meral Orhonsay, Ali Şen,
Güzin Özipek, Oktar Durukan, Aliye Rona
Konu: Güneydoğu köylerimizden birinde geçen
bir kan davası öyküsü üzerine kurulu...Çocukluğunda ailesinin zoru ile cinayet
işleyen genç adam 18 yıl sonra hapisten çıkar. Fakat bu kez annesi başka bir
hasmını öldürmesi için oğlunu zorlar. Ramazan kabul etmez. Annesi ise çatışmada
ölür. Ramazan katili vurmaya gider. Fakat yaralı olarak bulur ve öldürmekten
vazgeçer. Köyde sevdiği kızla evlenip yuva kurar. Karısı hamiledir. Doğum için
kasabaya hastaneye götürürse de anne doğumda ölür , genç adam çocuğuyla tek
başına kalır....
►
"Vur be Ramazan", daha önce birkaç film yapmış olan Aykut Düz'ün sanırım
ilk dikkate değer filmi... Film, Güneydoğu köylerimizden birinde geçen bir kan
davası öyküsü üzerine kurulu ... Ancak bilinen yönde gelişmiyor öykü ...
Çocukken bilinçsiz olarak kendisine işletilen bir cinayet yüzünden yıllarca
hapiste yattıktan sonra çıkan bir delikanlı, yaşlı anasının ve düşmanlarının
tüm kışkırtmalarına karşın, elini yeniden kana bulamak istemiyor. Alıyor
sevdiği kadını başka yere göç ediyor. Filmin ikinci bölümü; bu yolculuğun ve
genç adamın, hamile karısını kurtarmak için çabasının öyküsü ... Aykut Düz'ün
senaryosu, öncelikle köy filmlerimizin bilinen kalıplarının dışına taşan
özellikler içeriyor. Bir kez, hareket noktası kan davası olmasına karşın, baş
kişinin bu davayı sürdürmeye yanaşmaması, filme, kolay şiddetin, vuruculuğun göz
boyacılığından sıyrıImış, gerçek,
içten bir insancılık barışçı
bir tutum kazandırıyor. Bir diğer ilginç nokta da, filmin ikinci yarıda mekan
ve çevre değiştirmesi ... Bizim filmlerimiz, genellikle Yunan tragedyasının üç
kuralının en az ikisine sıkı /sıkıya bağlıdırlar. Zaman olarak 24 saati aşsalar
bile, "mekan" ve "tema" değiştirmezler. Oysa insanoğlu,
özellikle zorlayıcı koşullar karısında, bir "hayat-memat" sorunu
olduğunda, çevresini, köyünü, kasabasını da değiştirebilir, yaşamının amacını
da ... Onun için, "Vur be Ramazanda, kahramanın (Serdar Gökhan), bir
yerde, Türk filini kahramanlarının bir türlü yapamadıkları bir şeyi yapması,
karısını aldığı gibi köyünü terketmesi, bize çok daha gerçekçi ve üzerinde
durulacak denli önemli bir tutum olarak gözüktü. Düz'ün anlatımıyla da öykünün
getirdiği bu yenilikleri desteklediği söylenebilir. Ne yazık ki, Düz, sonunda,
filmini, gereksiz bir güldürü atmosferinin altını çizerek vurgulamakla, filmin
bütünlüğünü zedelemiş. Buna karşın "Vur be Ramazan", sinemamızda yeni
bir yönetmeni haberleyen, haftanın en ilginç yerli filmi... “Atilla Dorsay,
“Sinemamızın Umut Yılları” syf, 129”