Yönetmen: Günay
Kosova
Senaryo: Recep
Filiz
Kamera: Salih
Dikişçi
Yapım: Günay
Film/Günay Kosova, Hasan Esergin
Montaj ve Senkron:
Selahattin K. Çeken, Ses Mühendisi:
Erkan Esenboğa, Ar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır
Oyuncular: Bülent Kayabaş, Zerrin Do-ğan, Ünsal Emre, Elif Pektaş, Tugay
Toksöz, Tülin Tan, Funda Gürkan, Baki Tamer, Recep Filiz, Ehat Aliçe, Ali
Sururi, Zühal Üstüntaş, Gündüz Akar, Birsen Akbulut, Meral Barlas, Cevdet
Balıkçı, Necdet Kökeş, Serpil Belik, İbrahim Kurt, Neval Seval,
Konu: Böbreklerinden
rahatsız olan erkek kardeşini tedavi ettirmek için hırsızlık yapan bir kızla,
aşık olduğu gencin öyküsü.
► Maçta 89. dakika. Şevki sağdan kayıyor, sağdan kayıyor,
topu Cemil'e uzattı, Cemil gole gidiyor... Radyodan maç dinleyen ihtiyar,
hizmetçinin kıçına bakmaktadır, birden hizmetçi ye saldırır, eteğini kaldırır,
tombul kıçını bize gösterir, sonra arkadan yaslanır. Hizmetçi umursamaz. Sadece
"Gol oldu" der. "Boş ver, biz kendi golümüze bakalım" diye
cevap verir ihtiyar.
Bülent Kayabaş sahneye girer. Başı bela-dadır, amcası yakında
buraya gelecek-miş.. Burası pansiyonmuş meğer. Amca-sına doktor olduğunu
söylemiş, üstelik de onu okutan amcasıymış. Okulu bitireme-diği için de doktor
olamamış.
Şimdi burayı klinik haline getirip amcayı kandırmaları
gerekiyormuş... Duvarlara iskelet, iç organları görünen adam resmi asarlar,
beyaz önlükler... oldu sana klinik. Her şey tamam.
Arabalı vapur Kabataş iskelesine yanaşıyor. Baki Tamer ve köylü
kızı rolündeki Zerrin Doğan vapurdan iniyorlar. Bütün kalabalık film çeken
ekibe bakıyor gülü-yor, tabii Zerrin bacıyı tanıyorlar. (İlk por-no
yıldızımız.), Sahne değişiyor, Dolma-bahçe'deyiz köylü taklidi yaparak adres
arıyorlar. Birileri tarif ediyor. (EI kol hareketleri.) Bülent Kayabaş’ı
arıyorlar. Funda Gürkan bir Amerikan arabasının penceresinden bunlara bakıyor
ve "Bizim kart zampara yeni bir sevgili bulmuş" diyor.
Funda Gürkan arabanın penceresinden bakıyor. Bütün dünya
orospularının sura-tındaki o ifade onda da var. Ne olduğunu anlatamam. Tuhaf
bir ışık, mavimsi bir gölge. Çok bakarsan görürsün. Funda Gürkan şimdi
kimsesizler mezarlığında yatıyor. Uyuşturucudan öldüğünde ailesi red etmişti…
Dönelim filme... Filmde neler oluyor? Hiçbir şey olmuyor...
Merak edecek hiçbir şey yok. Yalandan traş bunlar; bizi kandırıyorlar,
sevişiyormuş gibi yapıyorlar .. Film komedi niyetine çekildiğinden komik değil
zaten. Gülmek için ciddi şeyler seyretmeli... Ama Yeşilçam'ın kavgacı kötü
adamı İbrahim Kurt'un bir sahnesi var ki işersiniz. Pansiyona bir kadınla
geliyor. Sevişme sahneleri var, baba epeydir açmış meğer... Saldırıyor aynı
Serengeti Doğal Parkı'ndaki sırtlan gibi avına, parçalıyor adeta. Kadına acıdım
. En komik sahne bu. (Kyn: Osman Cavcı)