Powered By Blogger

14 Nisan 2018 Cumartesi

ÇÖPÇÜLER KRALI (1977)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: Umur Bugay
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film/Ertem Eğilmez, Nahit Ataman

Kamera Asistanı: Ertunç Şenkay, Yönetmen Yardımcıları: Ahmet Sezerel, Erbil Altınay, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Erkan Esenboğa, Montaj-Senkron: İsmail Kalkan, Demirhan Ersunar, Negatif Montaj: Mahmut Eskisi, Laboratuvar: Selahattin Kaya, İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Kamil Kutay, Set: İnci Ersen, Aziz Kıskanç, Ercan Akyıldırım, Yılmaz Şengörlü, Işık Şefi: Süleyman Çekiç, Işık Yardımcıları: Teoman Sayın, Kadir Çil, Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, (Yeni stüdya laboratuarında hazırlanmıştır)

 Oyuncular: Kemal Sunal, Şener Şen, Ayşen Gruda, İhsan Yüce, Türker Tekin, Erdal Özyağcılar, Nejat Gürçen, İlyas Salman, İhsan Bilsev, Selim Naşit, Nermin Hoşses, Muadelet Tibet, Necdet Doğan, Hikmet Gül, Zühal Üstüntaş, Ali İnce, Ertuğrul Bilda, Özkan Bölge, Remzi Ek-mekçi, Salih Sarıkaya

Konu: Çöpçü Abdi, zabıta Naci temizlik-çi Hacer arasında geçen, ilişkileri anlatır. İstanbul'un kenar mahallerinden birinin çöpçüsü Apdi, temizlikçi kız Hacer'e aşıktır. Ancak Hacer'in düşüncesi bir çöpçü ile evlenmek yerine evini temizlediği belediye zabıtası Naci ile evlenip temizlikçilikten kurtulmaktır. "Sırtı devlete dayalı bir memurla" evlenerek evinin hanımı olacaktır. Naci ile Hacer arasındaki tek engel bir hizmetçi gelin almak istemeyen Naci'nin anasıdır. Zaman içinde Nati anasını ikna eder ve Hacer ile nişanlanır. Bu arada Apdi, bir geceliğine şarkıcı olarak çıktığı gazinoda sürekli çalışmaya' başlar. Apdi'nin çok para kazanacak olması üzerine Hacer ve ailesi nişanı atarlar. Apdi ile Hacer nişanlanır. Ne var ki, kısa' sürede şöhret olan Apdi, kısa sürede de gözden düşüp çöpçülüğe geri döner. Bu gelişme nişanın da atılıp Naci ile yapılmasına neden olur. Sonuçta Naci ile Hacer evlenir, ama Hacer hem kocasına hem de kaynanasına aşırı kaba ve saygısız/sevgisiz davranır. Kendini Allah'ın sevgili kulu sayan Apdi de bir başka temizlikçi kızın peşinden koşar.

Film orta haIli kesimlerin günlük yaşamlarına ve insan tiplerine ilişkin gerçekçi bir bakış açısı taşımaktadır. Toplumda sık görülen ilişkiler olaylar filmde mizahi bir dille anlatır. Hizmetçi olduğu için kayna-nanın Hacer'i gelin olarak kabul etmemesi, Hacer'in ve ailesinin para nerede ise oraya gitmeleri, Hacer'in evliliği temizlikçilikten kurtulmanın aracı olarak görmesi, Apdi ile Naci'nin aynı kızı sevmelerinden dolayı birbirlerine karşı düşmanca davranışları, Hacer'in evlendikten sonra hem Naci'yi hem de kaynanasını bıktıran "hanımefendilik" . davranışarı, toplumsal yapımızIa denklik gösteren, temelini ekonomik sıkıntıların, eğitimsizliğin, bilinçsizliğin ve sevgisizliğin oluşturduğu olumsuzluklardır. “Soner Derse, “Türk Sinemasındsa Aşk”

► "Kapıcılar Kralı"nın kazandığı sınırlı başarı üstüne yönetmen Zeki Ökten senaryo yazarı Umur Bugay ikilisi bir "Çöpçüler "Kralı" ortaya çıkarmışlardır. Belediye temizlik işlerinde görevli Apti Şakrak'ın öyküsü bu... Apti'nin amiriyle aynı kızı sevme yüzünden takışması, mahalle halkıyla kurduğu ilişkiler, sonunda bir gecelik gazinoda türkücülük serüve-ni, vs ...

"Çöpçüler Kralı", Umut Bugay'ın işlek kaleminden çıkmış akıcı, rahat bir senar-yoya yaslanıyor. Apti'yle amirinin çatış-ması, halk adamıyla gereksiz ve sevimsiz. Otoritenin çelişkisi olarak, öykünün belkemiğini, oluşturuyor. Bu, İstanbul orta halli kesimlerinin günlük yaşantısından tipler, olaylar ve güncel bazı değinişlerle (tüpgaz kuyruğu, anarşik olaylar, vb) zenginleştirilmiş. Ayrıca Apti'nin gazino serüveni, içerdiği abartma ve aşırı fantezi öğesine karşılık, toplumumuzdaki bir olguya, gazino sahnesine veya TV ekranına çıkan kişilere karşı gösterilen anormal ilgiye ilişkin ilginç bir taşlama fırsatı gösteriyor.

Zeki Ökten, tüm bu öğeleri destekleyen rahat ve olgun bir anlatımı tutturmuş, hızlı bir çalışmadan gelen bazı teknik kusurların yanısıra (sokak sahneleri yeterince ışık alamıyor örneğin), duyarlı bir çalışma örneği vermiş. Çekim ustalıkları göze çarpıyor yer yer; örneğin Apti ile kızın parktaki salıncakta sallanmaları bölümü güzel bir çekim. Ökten, oyuncu kadrosunu da çok iyi kullanmayı bilmiş, çok 'tiplenmiş' bir oyuncu olan Sunal'dan da, perdedeki en önemli rolünü oynayan Şener Şen'den de aldığı sonuç çok iyi. "Çöpçüler Kralı", bildiğim kadarıyla çok çabuk çekilip hazırlanmasına karşın, Kapıcılar Kralı"ndan daha tutarlı seviyeli bir çalışma... Bir güldürünün kaçınımaz belli kalıpları içinde bile, toplumsal bazı gerçeklere yaklaşma fırsatını kaçırmayan dürüst bir film... Zeki Ökten ise, kuşağının kendi içinde en tutarlı, en ödülsüz yönetmeni olduğunu bu filmle kesin biçimde kanıtlıyor. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf , 219




ÇİFTE NİKAH (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Kameraman: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film / Erdoğan Tilav

Oyuncular: Tamer Yiğit, İlkay Gün, Mine Eren, Tarık Şimşek, Tevhit Bilge, Aysel, Ali Sururi, Hamit Has, Alev Altın, Nizam Ergüden

Konu: Film, bir benzincide çalışan Erol’un hayatını konu edinir. Erol, gasp ve adam yaralamaktan tutuklanacağı sırada yardımına yetişen patronu Remzi tarafından kurtarılır. Rüşvet ile Erol’u polislerden kurtaran Remzi, yaptığı iyiliğe karşılık Erol’un milyarder Tacettin Bey’i kaçırmasını ister. Erol ve arkadaşı Hasan, Tacettin Bey’i ararken yaşlı bir adamı ölümden kurtarır. Yaşlı adamın hâline üzülerek onu evlerine götürür. Yaşlı adam, aslında aradıkları Tacettin Bey’dir. Fakat Erol ve Hasan buna ihtimal vermez. Ancak beklemedikleri bir anda gerçeği öğreneceklerdir. (Aslan Erdem)

ÇIRILÇIPLAK (1977)




Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Hüseyin Ererez
Yapım: Mine Film / Kadri Yurdatap

Oyuncular: Arzu Okay, Cemal Gencer, Samim Çakır, Hilkmet Taşdemir, Bahar Öztan, Pervin Par, Özcan Özgür

Konu: Sokaklarda şarkıcılık yaparak ge-çimini sağlayan bir kız ile onu bu ya-şamdan kurtaracağını söyleyip iğfal eden bir gazino patronu ve şarkıcı kızın aşık olduğu bir gencin hikayesi.

ÇEŞME (1977)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Hulki Saner
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Reji Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Ferhat Bakır, Set Amiri: Necip Koçak, Set Elemanları: Mustafa Kıtır, Mansur Kırık, Işık Şefi: Ergun Şimşek, Prodüksiyon Asista-nı: Ergin Demirçubuk, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Laboratuvar: Hasan Örnek, İsmet Karslı, Ab-dullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Ali Kundakçı, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak,
(Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Pervin Par, Erol Taş, Renan Fosforoğlu, Lamia Yal, Mahmure Handan, Cevdet Arıkan, Cem Sertesen, Güven Baydar, Seda Bayazıt,

Konu: Adana’nın ıssız bucaksız çiftliklerinden birinin sahibi olan Cabbar ağa, ismi gibi sert ve gaddardır. Cabbar ağanın çiftliği kuraklıktan ötürü istediği gibi verim vermemektedir. Bu bakımdan Cabbar ağa tek kızı olan Ceylan’ı bir ziraat mühendisi ile evlendirmeyi ve böylesi kendi çiftliğinin gelişmesini sağlamayı planlamaktadır. Diğer taraftan Ceylan çocukluğundan beri beraber büyüdükleri Kemal’e aşıktır. Kemal çiftlikteki Kahya Nizami’nin oğlu olup o da Cabbar ağanın emrinde ve ayak işlerinde çalışmaktadır. Kemal için de dünyada bir tek Ceylan vardır. Daha çocukken her zaman oynadıkları nehir kenarında küçük bir akarsu bulmuş ve oraya bir çeşme yapmışlardır. O çeşmeden su aktıkça birbirlerinden ayrılmayacaklarına söz vermişlerdir. Kemal babasına durumu açar, Gidip Ceylan’ kendisine istemesini teklif eder. Nizami biraz tereddütlüdür. Ama oğlunu kıramaz gidip kızı ister. Cabbar’ın tutumu tahminlerden de sert olur. Çünkü o kızını o sıralarda çiftliğe gelen mühendis Murat beye vermeye kararlıdır. Ceylan’a sevgisini şarkılarıyla ve şiirleriyle göstermeye alışmış ve hassas bir insan olan Kemal’in onuru kırılmıştır. Artık o çiftlikte duramayacağını söyleyip, anasına babasına ve Ceylan’a veda edip İstanbul’a gider. Kemal İstanbul’da meşhur bir şarkıcı olmuştur. Ama Ceylan’a ulaşmak çaba-ları boşa çıkar. O kadar ki Cabbar Kemal’in başkasıyla evlendiğine inandırır ve Ceylan’ mühendisle evlendirir. Başka bir aşkın kendisi için mümkün olmadığını anlayan Ceylan sonunda intihar eder. Bu haberi alan Kemal ölmek üzere olan sevgilisi son kez görmek için çiftliğe gelir ve Ceylan’ın son arzusunu yerine getirmek için kendisine hala atmakta olan çeşmeden bir bardak su içirir. Ceylan ölür. Kemal, sevdiğine öbür dünyada kavuşacaktır."


ÇAKAL AVI (1977)


Yönetmen: Mehmet Aslan
Senaryo: Cemil Selim
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Hayat Film/Şevki Tosunoğlu

Oyuncular: Tanju Korel, Sevda Karaca, Yıldırım Gencer, Meral Deniz, Turgut Özatay, Kayhan Yıldızoğlu, Hüseyin Zan, Baki Tamer, Gönül Eren, Süheyl Eğriboz, Gündüz Akar, Adnan Mersinli,

Konu: Film, mafyayla mücadele eden polis memuru Aras’ın hikâyesini anlatır. Aras, silâh kullanmadaki becerisi ve hızı ile mafyanın korkulu rüyası hâline gelmiş bir polis memurudur. Babasını yıllar önce kaybeden ve kardeşi ile ayrı düşen Aras, en büyük mücadelesini amcasına karşı yürütmektedir. Bu iki düşman arasındaki akrabalık ilişkisinden kimsenin haberi yoktur. Her şey, ikiye bölünmüş bir fotoğrafın birleşmesiyle ortaya çıkacaktır. (Aslan Erdem)


CESUR YABANCI (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Feridun Kete
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Kımız Film/Feridun Kete

Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, Senkron , Montaj: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar, Renk uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuvar: Aslan Tektaş, Hüseyin yazıcı, Işık Şefi: Kazım Dersan, Reji Asistanı: Fikret Tınaz, Prodüksiyon Amiri: Nihat Çerit, Kamera Asistanı: Bedii Ener, (Kunt Film Stüdyolarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Ünsal Emre, Ceyda Karahan, Sami Tunç, Perihan Ateş, Baki Tamer, Nilgün Ceylan, Süheyl Eğriboz, İhsan Gedik, İbrahim Kurt, Yılmaz Kurt, Yusuf Çetin, Ata Saka,

Konu: Birbirine benzeyen iki adamın öyküsü.


CENNETİN ÇOCUKLARI (1977)


Yönetmen: Kartal Tibet
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Arzu Film/Nahit Ataman

Yönetmen Yardımcısı: Erdoğan Avcı, Negatif Montaj: Mahmut Eskci, Kâzım Çakırman, Müzik: Melih Kibar, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Asistanı: Erkan Esenbo-ğa, Montaj-Senkron: İsmail Kalkan, Set Ekibi: İsmail Kündem, Aziz Kıskap, Taci Erşan, Ar Direktör: Hasan Nurdan, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Laboratuvar: Hasan Örnek, İsmet Karslı, İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Ata Kundakçı, Mehmet Doğan, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kanat, Yardımcısı: Zeki Tezcan, Işıklandırma: Veli Özşahin, Tayfun Çınar, Kamera Asistanı: Ertunç Şenkay, (Yeni Stüdyo Laboratuvarlarında hazırlanmıştır. )

Oyuncular: Münir Özkul (Hasan), Ekrem Bora (Davut Ağa), Itır Esen (Zehra), Ahmet Sezerel (Ahmet), Eriş Akman (Mahmut), Sevda Aktolga (Rüküş Sevda), Cem Şendil (Abdüş), Yılmaz Kurt (Köylü), Salih Eskicioğlu (Davut ağanın adamı), Yusuf Çetin (Davut ağanın adamı), Mehmet Ali Güngör (Davut ağanın adamı), Batı Aldemir (Şerif), Aytekin Yıldırıcı (Ali), Yılmaz Kurt, Abdi Algül,

► "Cennetin çocukları", bir Romeo-Jüliet uyarlamasıymış. Kuşkusuz Shakespeare'in ruhu yerinde kıvranıp dururdu, bu "uyarlama"yı görseydi. Film, gerçekten de "düşman aileler" motifinden yola çıkıyor. Zengin Davud Ağa ile kahyası Hasan, Davud'un kardeşi ve Hasan'ın oğlunun ölümüyle sonuçlanan kanlı bir aşk öyküsünden dolayı düşman olurlar. Yıllar sonra ise, Davud'un kızıyla Hasan'ın diğer oğlu birbirlerine aşık olurlar, ancak Davud ağa bu aşka kesinkes karşı çıkar, vs ...

"Cennetin çocuklan", günümüz Türk sinemasının tüm kusurlarını, eksiklerini kendinde taşıyor. Yine yaşamayan, klişeleşmiş insanların oluşturduğu, yalnızca belli bir eylemin şematik gelişiminin gerektirdiği sahneleri içeren, bunun dışında hiçbir insan gerçekliği yakalayamayan bir sinema bu". Filme dikkat ediniz. Ne Hasan'la oğlu Ahmet, ne Davud Ağa'yla kızı Zehra, ne de filmin "Romeo ile Juliiet"i Ahmet ile Zehra arasında, şöyle belli bir insanca yakınlığı getiren, belli bir karakter boyutu veren hiçbir konuşma, diyalog yok. Konuşmalar, yalnızca ve yalnızca, öykünün şematik gelişimini sağlamak için konmuş, işleysel konuşmalar ... Senaryocuyu da, yönetmeni de, yapınıcıyı da tek ilgilendiren şey şu: Asgari sürede bir filmi (Film, bir saat 20 dakikada bitiyor) aksiyonu (eylemi) en ana çizgileriyle ortaya koya-cak biçimde çekip bitirivermek ve sinemadaki "haftasına" yetiştirmek,;. Sabırsız, "acul", kapıp kaçan bir sinema bu ...

"Oğlan kızı sever, kız oğlamı, Babası iste-mez, oğlan kızı kaçırır" esprisi içinde an-latılan bir öykü. Bizde senaryolar "tretman" aşamasında kalıyor, ondan bir adım ileri gitmiyorsa, filmlere yaşayan insanlar, ruh bilimsel zenginlikler, yaşamsal boyutlar katılamıyorsa, acaba kabahatın çoğu kimin? Suç, senaryosundan yönetmene, yapımcıdan halâ "ilkel kişi" yerine konmayı kabullenen seyirciye, herkeste değil mi?
"Cennetin Çocukları", bunun dışında teknik açıdan özenle çekilmiş, belli bir sinemasal anlatımı tutturmuş bir film ... Yalnız bu açıdan da filmin en zayıf yeri, müziği, Melih Kibar, aldığı parayı hak etmek için olacak, filmi sürekli müziğe boğmuş.

Müziklendirilmemiş sahne yok gibi... Sanki Melih Kibar Karta1 Tibet'in filmine fon müziği yazmamış, Kartal Tibet, Kibar'ın müziğini resimlendirmiş. Kibar, Erol Evgin'e o güzelim şarkıları yazmasının yanı sıra eğer film müzikçisi olarak çalışmayı da sürdürecekse, biraz sinema seyretsin, çağdaş sinemada fon müziğinin ne olup ne olmadığını kavra-maya çabalasın ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf , 255 ”

CEMİL DÖNÜYOR (1977)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: Muzaffer Turan
Yapım: Gülgen Film/Melih Gülgen

Yönetmen Yardımcısı: Samim Utku, Müzik: Cahit Berkay, Turan, Set Ekibi: Ercan Bici, Mehmet Kamalı, Mehmet İnci, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Asistan: Erkan Esenboğa, Montaj-Senkron: İsmail kalkan, (Yeni Stüdyoda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Yalçın Gülhan, Deniz Erkanat, Canan Perver, Ahmet Mekin, Memduh Ün, Turgut Özatay, Tuğrul Meter, Adnan Mersinli, İhsan Gedik, Ayçin Tansel, Süheyl Eğriboz, Yusuf Çağatay, Mustafa Doğan, Hüseyin Kaşif, Ahmet Açan, Renan Fosforoğlu, Küçük Yıldız: Göktürk Tütüncü,

Hemen ertesi yıl çekilen Cemil Dönüyor da ise ülkeyi Amerikalılara satan patron ve politikacılara karşı devrimci gençlerle gerilimli bir işbirliği içinde bulur kendini; gençlere tahriklere kapılmamalarını, yanlış yoldan dönmelerini vaaz eder, gençler de ona karşı önyargılı olmama noktasına gelirler.


CEMAL (1977)




Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Kuzey Film/Yaşar Tunalı

Oyuncular: Tamer Yiğit, Aysun Güven, Kazım Kartal, Oktar Durukan, Canan Candan, Baki Tamer, Sami Tunç,

Konu: Canan bir sinema oyuncusudur bir gün bir kiralık katil tarafından öldürülür olayı gazeci olan Cemal araştırmaya başlar


BİZİM KIZ (1977)


Yönetmen: Türker İnanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Samim Utku, Kamera: Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Senaryo: Fuat Özlüer, Erdoğan Tünaş, Işık Şefi: Erler Film Şevket Yılmaz, Sanat Yönetmeni: Sohban Koloğlu, Teknik Yönetmen; Mehmet Bozkuş, Dublaj Yönetmeni: Sacide Keskin, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Mehmet Bozkuş, Laboratur: Recai Karataş, Altan Sertesen, Prodüksiyon Amiri: Mem-duh Karataş, Prodüksiyon Ekibi: Necip Koçak, Mehmet Soyutoğlu, As-lan Gül Ahmet Akdoğan, (Acar Film Laboratuarlarında hazırlanmıştır. )

Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu (Zeynep), Tarık Akan (Murat), Şemsi İnkaya (Ömer), Mürüvvet Sim (Hacer), Hulusi Kentmen (Adil Bey), Toto Karaca (Cevriye), Hüseyin Baradan (Haydar), Mine Soley, Cevat Kurtuluş, Sami Hazinses, Kayhan Yıldızoğlu, Nubar Terziyan, Kadir Savun, Şaziye Moral, Bilge Zobu, Ayfer Feray, Zeki Alpan, Turgut Özatay, Necdet Yakın, Süheyl Eğriboz, Bülent Avcı, Öztürk Serengil (Tayfur)

KONU: Hacer, Ömer, Tayfur, Haydar ve Cevriye cami avlusunda bir bebek bulurlar. Adını Zeynep koyup kendi çocuklarıymış gibi büyütürler. Zeynep mezuniyet töreninde işadamı Adil Bey’in oğlu Murat’la tanışır. Murat kendini zengin gösteren Zeynep’e evlenme teklif eder. Zeynep, zenginlik yalanından pişmandır ve ayrılmayı düşünür. O sırada Hacer çalıştığı köşkün sahibinin evde olmamasından yararlanıp Murat ve ailesini köşke davet eder. Herkes zenginmiş gibi davranırken köşkün sahibi çıkagelir. Ama o da oyunu bozmaz. Adil’in adamları Murat’la Zeynep’i kaçırıp fidye ister. Adil ve Adalet bu olayı gizli tutar. Adil fidyeyi götürdüğü sırada şoförü, tanık bırakmamak için onu da öldürmek ister. Murat adamı hırpalar ve kurtulurlar. Adil bindiği taksinin şoförünün Rıza olduğunu görünce şaşırır. Aynı zamanda Murat da sigara aldığı kişinin Ömer olduğunu anlar. Yine de kimse bir şey söylemez. Zeynep, Murat’a gerçeği anlatır ve ailesini almak üzere otele gider. Polis de oradadır. O anda Adil Bey gelir ve bir yanlışlık oldu-ğunu söyleyip kendi çekini verir. Nişan başlar…

Aldığı kişinin Ömer olduğunu anlar. Yine de kimse bir şey söylemez. Zeynep, Murat’a gerçeği anlatır ve ailesini almak üzere otele gider. Polis de oradadır. O anda Adil Bey gelir ve bir yanlışlık olduğunu söyleyip kendi çekini verir. Nişan başlar…
" Bizim Kız", tüm bir mahalle halkı tarafın-dan "evlat edilen" bir kızla, zengin bir sanayicinin oğlunun aşkını anlatıyor tüm mahalle halkı, kızı. "zengin" diye tanıt-mak için seferber oluyorlar, yalanlar söyleniyor, dolaplar çevriliyor, sahte evlerde sahte yemekler düzenleniyor... Sonunda "kızla oğlan" mutluluğa kavuşuyorlar, vs...
"Bizi Kız", çeşitli açılardan ilginç bir film... Bir kere, yapımcı Türker İnanoğlu'nun yıllar sonra yönetmenliği dönüşünü haberliyor. Son zamanlarda filmografisinin tüm "değerli" yapıtlarını TV'de üstüste izleme fırsatını bulduğumuz İnanoğlu'nu kutlamak gerekir. Evet, kutlamak gerekir, çünkü İnanoğlu, 10-15 yıl önce anlattıklarından bir adım ileriye gitmemiş!... Bir yönetmende böylesine bir "tematik" birliğine, böylesine bir "konu sadakati "ne zor rastlanır... İnanoğlu, hala Türk sinemasının "ezeli, ebedi" hiç değişmemiş ve (kendisi gibi-leri sağ olsun) hiç de değişmeyecek gibi olan çelişkisini işliyor: Yoksul kız, zengin oğlan çelişkisi. 1977 yılında, bun-ca olup bitenden, toplumda ve sinemada bunca değişimlerden sonra hep aynı öykü... En ufak bir değişime uğra-madan hem de!... Bravo!..

Diğer yandan, "Bizim Kız", film olarak mutlaka arşivlerde saklanması gereken bir fılm... Sinema değeri için değil kuşkusuz, ama toplumbilimsel değeri açısından. çünkü bu filmde, toplumumuzun yaygın bir kitle iletişim araçları uygulaması ve geniş bir alt-kültür harekatı" ile yaşadığı, yaşatıldığı tüm çağdaş ve güncel mitoslar yansıyor. Zengin olma özlemi, sınıf atlama olanakları, "hayallerin prensi"ne kavuşma düşleri, tüketim tutkusu, TV. düşkünlüğü, araba sevdası... Tüm bunlar, İnanoğlu'nun çağdışı masalında bir araya gelmiş. Bugünün Tünaş, Özlüer ve benzerleri önemsiz senaryo yazarlarını veya aynı düzeyde birçok yönetmeni yabana atmayın. Bunların filmleri, Sinema teklere değil ama, toplumbilim ve tarih incelemelerine kalacak. Bizim Kız"ın diğer bir ilginç yanı da çok zengin kadrosu... Bu kadro, bu filme kuşkusuz belli bir önem bile kazandırıyor. Şaziye Moral, Ayfer Feray, Toto Karaca ve Öztürk Serengil'in sinemaya dönüşleri yanında, küçük rollerde gözüken onca sanatçı, yarın bir anı olduklarında bu filmi de belli bir özlemle seyredeceğiz. İşte size "Bizim Kız"ın arşivlere girmesi ve dikkatle saklanması için bir de sinemasal neden! (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 202)

BİR YİĞİT GURBETE GİTSE (1977)



Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo: Sevim Tosunoğlu
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Hayat Film/Şevki Tosunoğlu

Reji Asistanı: Engin Temizer, Müzik ve Okuyanlar: Nuri Sesigüzel, Ömer Şan, Bilge Şan, Laboratuar Şefi: Recai Kartataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Ses Mühendisi: Tuncer Aydınoğlu, (Acar Film renkli laboratuvarlarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Esen Püsküllü, Aysun Güven, Ömer Şan, Ahmet Mekin, Kazım Kartal, Adnan Mersinli, Aydın Haberdar,

Konu: Kan davalı iki aile çocuğunun köyden kente kadar olan başarılı çıkışla-rının öyküsü.

BİR TANEM (1977)


Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Safa Önal (Oyuncakçı Dükkanı
isimli oyundan)
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Mine Film/Kadri Yurdatap

Oyuncular: Arzu Okay, Ünsal Emre, Suphi Tekniker, Alev Sururi, Yüksel Gözen, Aysel Gürel, Sabahat Işık, Muzaffer Civan, İhsan Bayraktar, Ahmet Karaca, Hamza Fidan, Yusuf Çetin, Şeref Gülşeker, Aynur Aydan, Tarık Şimşek

Konu: Filmde, sevgilisi tarafından terk edilen Faruk’un geçirdiği bunalım konu edilir. Faruk sevgilisi Şermin tarafından terk edilince büyük bir yalnızlığın içine düşer. Uzun süre şirketiyle ilgilenemez. Her şeyi bırakıp Londra’ya gitmeye karar verir. Faruk’un iş ortağı Samim, onu bu kararından vazgeçirmek için bir plan yapacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

Memduh ÜN Anlatıyor:
Bir Tanem de Kadri Yurdatap'ın borçlarını ödemesi için 30 kutu negatif ile 14 günde çektiğim ikinci filmdi. Uyarlama yapıldığı Oyuncakçı Dükkanı'nı da Çarşıkapı Azak Tiyatrosu'nda seyretmiştim. Başrollerini Altan Erbulak'la lzzet Günay oynuyordu galiba.
Filmin niteliği hakkında konuşmamın gereği yok aslında. Jenerikte yönetmen olarak Zafer Par yazıyor. Adımı bile vermekten çekindiğim bir filme elbette üvey çocuğum gibi bakıyorum. Porno filmlerin epey gözde olduğu günlerde çektiğim için baş rolde Arzu Okay'ı oynattık. Açık saçık denebilecek tek sahne içeriyordu, bunu da eski asistanım Oksal Pekmezoğlu çekti.

Film ticari başarı olarak Kadınım'ın gerisinde kaldı. 6 civarında iş yaptı. Şimdi izlediğimde, hiç özenmeden yönetmiş olduğumu gördüm 14 günlük bu filmi. Arzu Okay'ı altmışlı yılların ikinci yarısında tanıdım. Turgut Demirağ tanıştırmıştı beni Yeniköy’de şimdi yıkılmış olan Carlton oteli karşısındaki Kulüp 33 adlı motelde. 15 yaşlarında bir kızdı o sırada.

Ama yaşından büyük gösteriyordu. Seks filmlerinde yıldız olana kadar doğru düzgün filmlerde de oynamıştı. Ben Arzu Okay'ı seks motif olarak düşünmedim, masum bir rolde oynattım. Kendince başarılı olduğumu düşünüyorum. Bence çok yetenekli bir kızdı. Porno filmlerde oynarken bile kendini fazla dağıtmadı. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş”

BİR ADAM YARATMAK (1977)



Senaryo ve Yönetmen Yücel Çakmaklı
Kamera Mustafa Yılmaz
Yapım Ahmet Beyazıt/TRT

Ses Kayıt: Erkan Aktaş, Yardımcı Yönetmen: Aytaç Yörükaslan, Kurgu: İnci Şencan, Eşleme: Ali Ün, Yönetmen Yardımcısı: Ziya Yediyıldız, Faruk Aksoy, Işık Yönetmeni: Kenan Eryılmaz, Eser : Necip Fazıl Kısakürek

Oyuncular: Ahmet Mekin, Şaziye Moral, Sema Koçak, Suna Yıldızoğlu, Süleyman Turan, Turgut Boralı, Kenan Pars, Cevdet Arıkan,

Konu: Filmde, yazdığı tiyatro oyunuyla aynı kaderi yaşayan Hüsrev’in hikâyesi anlatılır. Hüsrev’in babası kendisini evlerinin önündeki incir ağacına asar. Babasının intiharı Hüsrev’de derin bir ölüm korkusuna sebep olur. Yıllar sonra yazdığı tiyatro oyunu da yaşadığı ölüm korkusu ve babasının hikâyesinden oluşur. Bu eser gazetecilerin büyük ilgisini çeker. Hüsrev hakkında her gün asılsız birçok haber çıkar. Bu durum Hüsrev’i ağır bir ruh bunalımına sürükleyecektir. (Meltem İşler Sevindi)

BEYAZ KUŞ (1977)



Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Kameraman Dinçer Önal
Yapım: Erta Film/Tamer Yiğit

Oyuncular: Arzu Okay, Adnan Şenses, İlkay Gün, Demircan Türkdoğan, Tevhid Bilge, Renan Fosforoğlu, Aysel Gürel, İlhan Hemşeri, Nilüfer Yağız, Tarık Şimşek, Nizam Ergüden,

Konu: Denizde yüzerken boğulma tehlikesi geçiren bir adamı iki kız kardeş kurtarırlar. Adam çok ünlü bir şarkıcı çıkar. Kızlar ve adam dost olurlar ancak kızlar kısa sürede adama aşık olurlar. Arzu’nun yüzünde büyük bir leke vardır ve bunun psikolojik ezikliğini yaşamaktadır.

BENİM GİBİ SEVENLER (1977)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Ferdi Tayfur, Temel Gürsu, Hulki Saner, Muharrem Gürses
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Itır Esen, Erol Taş, Abdurrahman Palay, Diler Saraç, Sümer Tilmaç, Ayla Oranlı, Muharrem Gürses

Konu: Ferdi Tayfur mahkemede cinayet suçu ile hüküm giymek üzeredir. Acınacak halde ve hiç sesi çıkmamaktadır. Hakim avukatın şahidin müdafaan yok mu diye sordukça Savcı suçlu ki cevap bile vermiyor diye bastırmaktadır. O sırada genç bir Avukat kız müdafaasını ben üstleniyorum deyip Hakimin önüne dosyasını koyar. Ve tanıklığa Mithat Başaranı çağırır. Beni affedin Mithat amca diye müdafaaya başlar tanığa 26 yıl evvel evinde onu çok seven Zehra isimli bir hizmetkarın olduğunu onu Hamile bırakıp terk ettiğini hatırlatır.Mithat bey çok gerilere gitmiş, o günleri hatırlamıştır. Ferdi bir yandan okumakta bir yandan da tamirhanede çalışmaktadır okul arkadaşı Selma ile çok iyi anlaşmakta ve onun hep ben büyüdüğüm zaman Savcı olacağım hayallerini dinlemektedir. Ferdi genç delikanlı olmuştur. Tamirhanede çalışmaya devam etmekte ve para kazanmaktadır. Bir gün vapura koşarken cüzdanını düşüren güzel bir genç kıza cüzdanını verir. Adada bir piknik sırasında yine sarışın güzel gözlü bu kızla karşılaşırlar. Büyük bir yağmur bastırmıştır. Sığındıkları yerde tanışırlar. Bu genç kız Selma’dan başkası değildir. Fakat birbirlerini tanımazlar. Selma eve dönünce Mithat beyin mezuniyetini kutlamak için bir parti vereceğini öğrenir. Kenan isimli bir genç Selma’ya taliptir. Ve Mithat bey ona Selma adına evet cevabını vermiştir. Aslında Kenan’ın Mithat beyin karısı ile münasebeti vardır. Selma’yı parası için istemektedir. Selma bir gün Ferdi’yi tamirhanede görür. Ferdi utanır, uzaklaşmak ister. Selma onu sevdiğini, istediğini ve Mithat amcası ile tanıştırmak istediğini anlatır. Fakat Mithat bey aile önünde Ferdi’ye hakaret eder. Ferdi evden çıkarken duvardaki resme değer ve çerçeve yere düşer kırılır. Resim Selma’nın küçüklük resmidir tanır ve şaşırır bir şey söylemez. Evi terk eder Selam peşinden koşar. Onu çok sevdiğini servetinin ikisine de yeteceğini söyleyince Ferdi çılgına döner. Selma’yı tokatlar Selma onun bir lokma ekmeğine razı olacak kadar çok sevdiğini söyleyince alıp evine getirir. Annesi ile tanıştırır. Bu arada hapis cezası dolan dayısı gelir.

Ferdi’yi bulur ve Selma’nın evini soymaları için baskı yapar ve tehditler eder, Ferdi kabul etmek zorunda kalır. Bir gece Ferdi eve girer kasayı boşaltır ama Selma arkasındadır onu görür. Dayı elindeki mücevherleri alır ve kaçar. Selma Amcasına polise ihbar etmezse Kenan ile evleneceğini söyler. Ferdi her gece kabuslar görmektedir. Şerefini kurtarmak istemektedir. Selma’ya küçük düşmüştür. Dayısından mücevherleri ister kavga ederler. Dayısı onu bıçaklar fakat Ferdi mücevherleri alıp kaçar fakat Dayısı o hırsla annesini döver. Ferdi Selma’nın evine girer mücevherleri yerine koyar. Evde Mithat’ın karısı ve Kenan kavga etmektedir. Ferdi merdiven başında üst kattadır. Her şeyi duyar.

Mithat bey de salon kapısından her şeyi görmektedir. Aniden kadın Kenan’ın başına şamdanla vurur ve onu öldü-rür. Ferdi merdivenlerden düşer bayılır. Kadın şamdanı Ferdi’nin eline verir. O sırada Mithat’ı fark eder. Selma müdafaası için annesine gider. Yardım ister, artık konuşmasının zamanı gelmiştir. Duruşma salonuna dönülmüştür. Selma müdafaya başlamıştır. Mithat her şeyi inkar etmektedir. Tanıklığa Ferdi’nin annesi çağrılır, ona Mithat beyi tanıyıp tanımadığı sorulur. Ferdi’nin annesi onun Ferdi’nin öz babası olduğunu söyler. Ferdi böyle bir adamın babası olamayacağını haykırsa da Mithat bey her şeyi itiraf eder. Hakiki katil tutukla-nır. Ferdi serbesttir. Babası ondan af diler. Kucaklaşırlar. Selma ile Zehra hanım bu sahneyi gözyaşları içinde seyrederler. Babası annesiyle uzaklaşırken Ferdi de Selma ile el ele mutluluğa yürümektedir
(www.digiturkwebtv.com.tr)