Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Eser: Celal Uysal
Görüntü Yönetmeni: İzzet Akay
Yapım: Kalkavan Film/Deniz Kalkavan
Yardımcı Yönetmen: Tarık Günlü, Set Teknisyenleri: Erdil Demirbağ,
Halit Dedeoğlu, Bedri Uğur, Aslan Gül, Prodüksiyon Yönetmenleri: Mehmet
Güler, İbrahim Mertoğlu, Asistanlar: Erdoğan Kar, Sedat Ül-ker, Montaj:
Mustafa Kul, Dublaj Zafer Önen, Senkron: İsmail kalkan, Prodüktör:
Hasan Baykara, (Yeni Stüdyo’da hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Cüneyt Arkın (Çakır), Suna Yıldızoğlu (Fatoş), Eşref Kolçak
(Nadir), Levent Çakır (Hayri), Kayhan Yıldızoğlu (Doktor), Memduh Ün (Memduh),
Ma-cit Flordun (Gani), Kemal İskender (Kel Murat), Oflaz Onur (Oflaz), Feridun
Çölgeçen (Edip Arlı), Halit Vurgun, Turgut Özatay (Gazete patronu), Kadir Kök,
Yadigâr Ejder (Mahkum), Yadigâr Dağdeviren, Ateş Osman, Necip Tekçe (Veli),
Mehmet Ali Güngör (Mehmet Ali Ağa), Kudret Karadağ (Fedai Memduh), Kenan
Karagöz (Memduh’un adamı), Muhteşem Durukan, Tervfik Şen, Nuri Tuğ, Şevket
Soyurgal, Kayhan Yıldızoğlu, Rıza Genç, İsmet Atalay, İbrahim Uğurlu, Mehmet
Uğur, İhsan Gedik, Sönmez Yıkılmaz, Arsen Lüpen, Muam-mer Hacıoğlu, Yılmaz Kurt,
Yavuz Özkan, Remzi Jöntürk, Aydın Haberdar, Zeki Alpan, Ribab Işıl, Küçük
yıldızlar: Cemil Ercan, Ali Osman Odabaşı
Konu: Yıkılmayan
Adam bir yıkımla başlar ve yıkımla biter. Büyük olasılıkla ekmek karnesi
günlerinin yaşandığı 19402’lı yılların ilk yarısında dünyaya gelir
"öksüz" Çakır. Daha doğumunda annesini kaybeder. Aslında bu olay bir
cinayettir ve film boyunca canlı tutulacak intikam ve gizem öğesinin de
başlangıcıdır. Aziz bir insan olan demiryolu isçisi Gani Ustanın oğlu Çakır eli
kalem tutmaya başladığı yıllarda ise ikinci yıkımla karşılaşır. Demiryolu
firmasının sahibi "büyük patron" Memduh gecekondularının bulunduğu
bölgeye blok apartmanlar yapmak için orda oturan halkın tamamını evlerinden
zorbalıkla çıkartır. Küçük Çakır’ın umudu okuma isteğinin sembolü elindeki
kitabı ayaklarının altında ezer. Evlerini kaybeden Gani usta ve oğlu bir
kumarhaneye yerleşirler. Babası hem orada çalışmakta hem de oğlunu okutmak için
ezilmeyi sineye çekmektedir. Bir gün kader ağlarını örer ve Çakır babasının ezilmesine
dayanamayarak kumarbazlardan birini öldürür. Çakırın hayatını o andan sonra
değiştirecek kişi çıkar sahneye. Nadir Baba! "Bırak da Çakır senin gibi
ezilmesin kafası kadar yumruğunu da çalıştırsın, hayat üniversi-tesinin arka
kapısından mezun olsun. Tekmeyle!" der ve Yıkılmayan Adam hayata,
ezenlere, sömürenlere karşı doğar. Kore Savaşından itibaren Türkiye’nin çeyrek
asırlık dönemi kesitler şeklinde sunulur ve tarih (muhtemelen 1974 affı dönemi)
kapıyı çaldığında Yıkılmayan Adam hapisten çıkar. Kısa sürede ünü tüm
İstanbul’a yayılan ezilenlerin umudu bir sembol bir halk savaşçısı haline
gelir. Bu mücadele esna-sında filmin başından beri süregelen annesinin
cinayetinin esrarını da çözmek ve intikamını almak için bekler. Sonunda vakit
gelir. Aşık olduğu kızın babası ha-yatını mahveden insandır, intikam vakti
gelmiştir; "Yıkılmayan Adam” derler na-mıma, gerekecek sonunda birimiz
ölecek "
Arkının Sönmez Yıkılmaz ile dövüşürken kameranın 360 derece
dönmesiyle ya-ratılan etki izlenmeye değerdir. İntikam almak için Memduh’un
işyerini basan Çakır ile es zamanlı olarak sevgilisinin gösterilmesi ikisinin
de aynı anda duygusal çöküntüyü yaşaması ve bunun kameranın ilginç açılar ve
planlar kullanılarak seyirciye yansıtılışı birer post modern sinema örneğidir.
Çakır’ın okuduğu kitapların sokaklarda satılması mutlu
azınlığın lüks kitapevlerinden pembe bir dünyayı okumaları. Gerçek dünyayı dört
kelimeyle özetleyen Çakır’ın mağrur duruşu izlenmeye değerdir. Sermaye ve
Halkın zirvesindekilerin, iyi ve kötünün en güçlü adamları olan Çakır ve
Memduh’un ilk kez karşılaştıkları sahnede kullanilan diyaloglar 70 li yılların
Türkiye’si kadar günümüzde de halen geçerliliğini koruyacak kadar güçlüdür. İlk
buluşmanın ardından Arkın’ın sesinin eko verilerek Memduh’un kulaklarında
yankılanması ve seçilen görüntüler yine post modern birer deneydir. Filmin
müzikleri Mikis Theodorakis, Ennio Morricone, Nino Rota ve Lalo Schifrin’in
film müzikleri ile Kerem Güney, Cem Karaca, Edip Akbayram, Nükhet Duru ve Selda
Bağcan’ın dönemin popüler şarkılarının kullanılmasıyla oluşturulmuştur.
Yıkılmayan Adamı yabancı kökenli "duygusuz" kıyıcılığı veren günümüz
filmlerine tamamen bir alternatif ve kesinlikle Mert bir film olarak tüm
sinemaseverlere tavsiye ediyorum. (www.cuneytarkin.com)