Powered By Blogger

18 Nisan 2018 Çarşamba

KAYBOLAN YILLAR (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Foto Direktörü: Erhan Canan
Yapım: Yavuz Film/Yavuz Işıklar

Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Laboratuvar: Hikmet Kuyucu, Laboratuvar Şefi: Aslan Tektaş, Negatif Montaj: Mehmet Tezgâhtar, Jenerik: Bülent Eryılmaz, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Reji Asistanı: Yılmaz Koç, Kamera Asistanı: Hüsnü Karcı, Set Teknisyeni: Hacı Fidan, Mehmet Cengiz, Prodüksiyon Amiri: Ahmet Akdoğan, (Kunt Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Müjde Ar, Mahmut Hekimoğlu, Zerrin Egeliler, Eşref Kolçak, Nejat Özbek, Diler Saraç, Renan Fosforoğlu,

Konu: Bir ailenin dramatik öyküsü. Bir çiftlik sahibi, karısını kaybettikten sonra tek başına yaşar. Bazı kere kızı ve da-madı ziyaret için çiftliğe gelirler. Ve günün birinde çiftlik sahibi kâhyanın akrabası bir genç kızla evlenir. Bir süre sonra ise yaş farkı nedeniyle aralarında geçimsizlik başlar. Bu ara çiftliğe bir genç gelir ve olaylar gelişir

KAPLANLAR AĞLAMAZ (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Kalkavan Film/Deniz Kalkavan

Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Laboratuvar: : Hikmet Kuycu, Laboratuvar Şefi: Aslan Tektaş, Negatif Montaj: Mehmet Tezgâhtar, Jenerik: Bülent Eryılmaz, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Reji Asistanı: Yılmaz Koç, Kamera Asistanı: Hüsnü Karcı, Ser Teknisyeni: Hacı Fidan, Mehmet Cengiz, Prodüksiyon Amiri: Ahmet Akdoğan, Yardımcı Yönetmen: Muzaffer Hiçdurmaz, Montaj-Senkron: Necdet Tok, Laboratuvar: Hikmet Kuyucu, Aslan Tektaş, Prodüksiyon Temsilcisi: Hasan Baykara, (Kunt Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Canpolat), İnci Engin, Romalı Perihan (Peri), Ahmet Mekin (Adem), Macit Flordun, İnci Engin, Oflaz Onur (Oflaz), Ateş Osman, Halit Vurgun, Kudret Karadağ, Remzi Jöntürk, Aydın Haberdar, Yılmaz Kurt, Yusuf Çetin, Oktar Durukan, Zeki Tüney, Osman F. Seden,

Konu: Canpolat şimdiki Polatlardan çok farklı çok yİğit kahraman yıkılmaz dost vefakar ve acımasız filmdeki Hasret yani adem (Ahmet Mekin) kızı evlenmek üzereyken bir tuzak kurulur ve ateşi Canpolat yakar odaya girip Hasret’i göremez ancak yaktığı ateşte Hasret diri diri yanmıştır. Film Destan filmindeki diğer Hasret sahnesini akla getirir orada da nişan alıp vurmuştu. Önce amcayı sonra babayı tek tek avlar Ancak en sonda elinde güvercinle öldürülür Canpolat. Son sözü ise “.kader diyelim gitsin” olur.. Kaplanlar ağlamaz , aşırı doz uyuşturucudan ölen genç bir adamın ağabeyi, onu uyuştu-rucuya alıştıran çeteye karşı savaş açar. Bu esnada uyuşturucunun neden olduğu bir çok yıkıma şahitlik eder.

KANAL (1978)


Yönetmen: Erden Kıral
Senaryo : İhsan Yüce, Tuncel Kurtiz, Erden Kıral
Görüntü Yönetmeni : Salih Dikişçi
Yapım: Irmak Film/Erden Kıral

Optik İşlemler: Erkan Aktaş, Müzik: Arif Erkin, Kurgu: İsmail Kalkan, Senkron: Mevlüt Koçak, Yapım Yönetmeni: Rauf Ozangil, Aydınlatma: Rıdvan Varol, Ses: Erkan Esenboğa, Negatif Kurgu: Ömer Sevinç, Renk Ayrımı: Hasan Örnek, Laboratuvar Şefi: Hayrettin Çakmak, Laboratuvar: Selahattin Kaya, İsmet Karslı, Yardımcı Yönetmen: Ali Kıvırcık, Işık Şefi: Rıdvan Varol, (Yeni Stüdyoda Hazırlanmıştır).

Oyuncular: Tarık Akan (Kaymakam), Kamran Usluer (Haşim Ağa), Meral Orhonsay (Dr.Zeynep), Tuncel Kurtiz (Abuzer Dayı), Necmettin Çobanoğlu, Ali Demir (Kâtip Tahsin), Menderes Samancılar, (Ahmet), Baki Tamer, Kaplan Tarsuslu, Yusuf Çetin, Yılmaz Kurt, Ali Demir, Ahmet Gün, Mehmet Coşkun, Ahmet Aslan, Orhan Özcan, Rauf Ozangil,

Ödül

* 1978 yılında SİYAD değerlendirmesinde En İyi Erkek Oyuncu “Tarık Akan”

Konu: Film Çukurova'daki çeltik ağalarına karşı köylülerin yanında mücadele eden kaymakamın hikayesini anlatmaktadır. Kaymakam Mehmet Özer (Tarık akan) yeni atandığı görevinde çeltik işiyle geçinen toprak ağaları ile ağaların önlem almamasından dolayı çeltik sulamasından kaynaklanan sorunlarla boğuşan köylülerin mücadelesinin ortasına düşer. Başlangıçta sorunu ve bölgeyi tam bilmemesinden dolayı ağalara suyu kiraya veren Kaymakam yörenin idealist, aydın kadın doktoru Zeynep'in (Meral Orhonsay) desteğiyle problemi kavramaya başlar. Gerekli önlemler alındıktan sonra sulamaya izin verilmesi gerektiğini söyleyen Zeynep'in önerisiyle çeltik ağalarıyla yapılan anlaşmayı bozar. Bu durum üzerine ağalar türlü yollarla düzenlerini eskisi gibi yürütmeye çalışırlar. Kanalları açmalarını engelleyen ve toprağını onlara satmayan köylü Abuzer'i öldürtürler. Köyleri insansiz gibi gösterip istediklerini yapabilmek için köylülerden toprakları satın almaya başlarlar. Ancak Abuzer'in ölümüyle köylüler, Kaymakamın yanında yer alırlar. Ağalar Ankara'ya bir dilekçe gönderip kaymakamın vatan haini ve komünist olduğunu aynı zamanda da doktorla ilişki kurduğunu ihbar ederler. Kaymakam sürgün edilir ancak yöreden ayrılırken halk büyük bir sevgiyle Kaymakamı uğurlar.

► "Kanal", çeltik köylülerinin iki ayaklan. üstünde yaylanarak kendilerine özgü bir hareketle çalışmalarını gösteren görüntülerle başlar. Arif Erkin'in müziği, bu değişik hareketin ritmini kapmış ve müziğe dönüştürmüştür. Böylece daha baştan filmin temposu belirir: "Kanal" "allegro - moderato" temposunda bir film olacaktır.

"Kanal", Çukurova'nın bitmez sorunlarından biri olan çeltik sorununu ele alır. Çeltik konusundaki çelişki çok yerde olduğu gibi, azınlıkla çoğunluğun (köylünün) çıkarlarının ters düşmesinden doğmaktadır. 

..Çukurova'nın elverişli iklimi ve verimli toprağında en çok kâr getiren ekimlerden biridir pirinc. Ancak bol su gerektirmektedir. Bu suyu sağlayacak ve kimi kamu elinde olan arklar açıldığında ise çevredeki köyleri su basmakta, başta sıtma, çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.

Köye yeni atanan kaymakam çevreyi ve sorunları bilemez. Daha önceleri çeltik ağalarına bedelsiz verilen suyu kiralayarak kamuya gelir sağlamak, bununla da kasabanın eksikgediğini tamamlamak ister. Ama köylü tarafından uyarılır. Gerçeği anlar, suyu durdurur. Ancak çıkarları zedelenen çeltik ağaları, kaymakamı usanmaksızın Ankara'ya şikayet ederler, tehdit ederler, kurşunlarlar ... Direnişe önder alan yaşlı Abuzer'i öldürürler... 

Ve sonunda kaymakamın başka yere atanmasını sağ-larlar... Kaymakam, köylülerden, iyilik ettiği insanlardan, kendisine gerçekleri öğrenmede yardımcı olan kadın doktor Zeynep'ten ayrılırken umutsuz değildir, başlanmış bir savaşın sonu gelecektir ...


"Kanal"ın öyküsünde akla takılan belli sorular var. ..Çeltik ağaları, evet, ama pirinç ekimi yalnız onlara mı yararlı? Bunun onca emekçisi var. Gerçi doktor Zeynep, en iyi yolu söylüyor filmde: Arkları açmak, evet, ama gerekli önlemleri aldıktan, sağlık: koşullarını yarattıktan sonra açmak Evet, "Kanal" turn bu sorulan da akla getiriyor. Ne var ki bazı sorunları ortaya atıp, sergileyip, kati ve kesin çözümler önermemek, bu filmin başlıca özelliği... Çizdiği, geri kalmış bölgelerdeki sömürüyü ele alan filmlerimize kıyasla daha çağdaş, daha kur-naz, bir ölçüde daha "insancıl" ağa tipinin belirtilmesinde olduğu gibi, "Kanal" genelde anlattığı olayları, çizdiği tipleri, ak ile karanın karşıtlığı içinde değil, göl-geli yanlarıyla da veren, bu açıdan, temelde belli ve doğru bir politik tavrı içermekle birlikte, katı bir kuramcılıktan ve slogan ucuzluğundan sıyrılmış bir film… Tarafları ve insanları kalın ve kesin çizgilerle ortaya koymamak, yaşamdaki dramla mizahı belli ölçüde dengeleyerek vermek, Erden Kral'ın bir özelliği...Bu açıdan, Kamran Usluer'in olağanüstü güzel bir oyunla çizdiği Haşim Ağa, söz gelimi "Sürü"deki Hamo Ağa'dan ne kadar farklı ... Hamo'nun katlılığına karşı, Haşim Ağa, çok daha çağdaş, modern, yaşlı Abuzer'in öldürülmesi de olmasa, nerdeyse pek 0 denli kotü olmayan, çıkarlarını savunmaktan başka suçu bulunmayan ve gereğinde pek ala oturup anlaşılabilecek biri olarak çizilmiş. Ağalığın günümüzdeki görünümüne belki daha uygun bu yaklaşım, "Kanal"ın temel tavrını belirliyor. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf 245

► "Kanal"ın bütününde kitle kullanımının ön plana çıkarıldığı yalın, duru ve açık-seçik bir anlatım göze çarpıyor. Yeşilçam tiplemelerinden apayrı kişileri canlandıran oyuncu kadrosunda baştan sona değin filmi sürükleyen Kamuran Usluer kusursuz Haşim Ağa, "Jön"lükten istifa ederek kendine yeni bir yön vermek çabasındaki Tarık Akan da insancıl sevgi dolu bir kaymakam. (Sungu Çapan - Milliyet Sanat Dergisi: Sayı. 314, 12.3.1979

► Olaylara hiçbir dramatik "ek" yapma-dan, ödün vermeden, her çeşit göstermelik şeylerden ve tecimsel endişelerden uzak kalarak yapıyor bunu...Düz bir öyküyü kamera oyunlarına başvurmadan, karmaşık bir kurguya yer vermeden, dürüstçe ve dikkatli yalın bir biçimde perdeye getiriyor. (Giovanni Scognamillo- Hey)

► "Kanal" su baskınındaki çekim yetersizliği gibi belli birkaç teknik zayıflık dışında ustaca çekilmiş, rahatlıkla anlatılmış, şaşılacak bir ritme ulaşan, mutlaka siyasal bir bildiriyi vermek konusunda savlı gözükmeyen,, ancak anlattığı önemli şeyleri alçakgönüllü bir tavırla anlatarak etkili olan bir film. (Atilla Dorsay, Cumhuriyet, 16 Mart 1979)

►Erden Kral Sinema dilinin işlekliği, kıvraklığı doğallığı, güzel görüntüler yakalamakta rahatlığı, filmine aksamayan bir akış sağlaması, kalabalıkları yönetmekteki başarısı genel olarak bütün malzemesine, hakimiyeti ile son yıllarda sinemamızda çıkış yapan genç yönetmenlerin en yeteneklisi. (Halit Refiğ, Milliyet

KALP KALBE KARŞIDIR (1978)


Yönetmen: T. Fikret Uçak
Senaryo: Engin Temizer
Kameraman Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Reji Asistanları: Engin Temizer, Ahmet Kılıç, Prodüksiyon Amiri: Özdemir Akın, Kamera Asistanı: Uğur Döndür, Teknik Ekip: Engin Dağdeviren, Cevdet Yener, Çetin Uzun, İsmail Alar, İlyas Akarsu, Işıklar: Gaye Işık Servisi, Şef: Ergun Şimşek, Renk uzmanı: Türker Vatan, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil,

Oyuncular: Figen Han, Alev Sezer, Tarık Şimşek, Gülseren Yaprak, Tevhid Bilge, Nilgün Ceylan, Zeki Sezer, İhsan Gedik

Konu: Bir soyguncuyla, aşık olduğu kadının dramatik öyküsü.

KADINLAR KOĞUŞU (1978)


Reji ve Senaryo: Ülkü Erakalın
Kameraman: Mükremin Şumlu
Yapım Osmanlı Film/Mehmet Karahafız Kamera Asistanı: Hüseyin Arlı, Renk Uzmanı: Hikmet Kuyucu, Aslan Tektaş, Yüksel Akça, Montaj: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar, Seslendiren: Kunt Tulgar, Prodüksiyon Müdürü: Mehmet Güler, (Kunt Film Stdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Yalçın Gülhan, Esen Püsküllü, Melek Görgün, Meral Deniz, Enver Çokgör, Macit Flordun, Aliye Rona, Turgut Özatay, Nubar Terziyan, Ali Berge,

Konu: Film, yolları hapishanede kesişen üç kadının hikâyesini anlatır. Ayşe, öğretmen olma hayali kuran bir öğrencidir. Evli bir adam tarafından evlilik vaadiyle iğfal edilir. Cahide, annesini kaybeder ve üvey babası ile kalır. Üvey babasının saldırısı sonucu evden kaçar. Tanıştığı taksici Selim ile mutlu bir yuva hayali kurar. Ancak kısa bir süre sonra kendisini kötü yola düşmüş bir hâlde bulur. Zehra ise, kan davalılarının tehdidi sonucu oğlunu Almanya'ya yollar. Ancak gelini Zaliha düşmanlarınca kaçırılır. Ahmet'in dönmesi ile birlikte intikam alınır. Ancak ana oğul hapse düşerler. Farklı hayatlar yaşayan üç kadının yolu hapishanede kesişecektir. (İbrahim Yavuz Özer)

KADINLAR HAMAMI (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kameraman: Mükremin Şumlu
Yapım: Esendağ Film/Sungur Esendağ

Kamera Asistanı: Hüseyin Arlı, Negatif Montaj Senkron: Osman Koşkan, Seslendiren: Türk Haber Ajansı, Prodüksiyon Müdürü: Mehmet Güler,(Kaya Ören Stüdyosunda renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Hadi Çaman, Necla Fide, Karaca Kaan, Meral Deniz, Yüksel Gözen, Mürvet Sim, Enver Çokgör, Sami Hazinses, Yüksel Gözen, Funda Gürkan, Tevhid Bilge, Aylin Berkay, Iraz Atlıer, Kamer Sadık, Nehir Aker, Ali Demi

Konu: Masaj salonu adı altında gizli işler yapılan bir yere Hadi masör olarak alınır. O işe girince işler de inanılmaz derece de bir artma olur. Ancak Polis burada olup bitenleri öğrenmek istemektedir. Bayan bir gizli polis buraya görevli olarak gelir. O nun gelmesi ile işler karışır.

KABADAYI BÖYLE SEVER (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Rimel Film/Ali Barlı

Oyuncular: Bülent Kayabaş, Zerrin Egeliler, Turgut Özatay, Şeref Çokşeker, Ayşe Gül, Ata Saka, Baki Tamer, Handan Adalı, Nizam Ergüden, Mehmet Uğur

Konu: Bir kabadayı ile zengin bir kızın aşk öyküsü.

İYİ AİLE ÇOCUĞU (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Gülşah Film/Selim Soydan

Yardımcı Yönetmen: Muzaffer Hiçdurmaz, İkinci Asistan: Aziz Ya-zan, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Set Teknisyenleri: Bedri Uğur, Ekrem Ülgey, İlyas Akarsu, Mecit Polat, Işık Yönetmeni: İbrahim Sabuncu, Seslendirme: Erkan Esenboğa, Kurgu-Eşleme: İsmail Kalkan, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Laboratuvar: Selahattin Kaya, İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Etem Yalçın, Pro-düksiyon Müdürü: Selahattin Koca,
(Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Kemal Sunal. Harika Avcı, Sevil Üstekin, Saadet Gürses, Yavuz Karakaş, Nejat Gürçen, Açelya Aytaç, Ayben Aysu, Renan Fosforoğlu, Macit Flordun, Ali Şen, Nubar Terziyan, Çetin Başaran,

Konu: Tek yumurta ikizi olan kardeşler birbirlerini görmeden yıllarca ayrı dün-yalarda yaşamlarını sürdürürler. Biri etra-fında terör estiren acımasız bir gangster, diğeri ise mütevazi bir banka memuru olan Kemal ve Cemal kardeşler (Kemal Sunal) in yolları gelişen olaylar sonucu bir noktada kesişir...

İŞTE BİZİM HİKAYEMİZ (1978)


Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Erdoğan Tünaş, , Fuat Özlüer
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Müzik: Coşkun Sabah
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Şarkılar: Bülent Ersoy, Yönetmen Yardımcısı: Nurettin İrişen, Nezih Sunar, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Hakan Gürtop, Fotoğraflar: Mike Rafaelyan, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Teknik Yönetmen: Sabit Özergül, Dublaj Yönetmeni: Sadettin Erbil, Sesleri Alan: Feridun Kınay, Negatif Montaj: Orhan Kabataş, Laboratuar: Sabahattin Hoşsöz, Prodüksiyon Amiri: Zeki Tezcan, (İpek Film stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Bülent Ersoy, Gülşen Bubikoğlu, Suzan Avcı, Kayhan Yıldızoğlu, Nedret Güvenç, Birtane Güngör, Orhan Elmas, Ekrem Dümer, Devrim Parscan, Muammer Gözalan, Zeki Alpan, Mesut Sürmeli, Necdet Kökeş, Ayşin Cilavcı, Gamze Başer, Mürvet İşsever, Zeki Sezer, Nejat Gürçen, Gölge Başar

KONU: Bülent (Bülent Ersoy) ünlü bir ses sanatçısıdır. Kendisine hayran olan ve sürekli konserlerine giden Sevgi (Gülşen Bubikoğlu), yazdığı şiirlere beste yap-ması için ona göndermektedir. Sevgi kan kanseri olduğunu öğrenir. Sonunda istediği olur, Bülent’e ulaşır. Mektuplarına bakmak için evine gittikleri Bülent’in davranışına kızıp oradan uzaklaşır. Bülent şiirini çok beğendiği ve bestelediği Sevgi’yi af dilemek için gazinoya çağı-rır. Sürpriz bestesini çok beğenen Sevgi ile aralarında duygusal bir bağ oluşur. Giderek bir aşka dönüşen bu bağ sonuçta bir evliliğe doğru gitmektedir. Sevgi umutsuz hastalığının verdiği koruma içgüdüsü ile Bülent’in evlenme teklifini geri çevirir. Kızının Bülent’le ilişkisi olduğunu bilmeyen annesi, onun ölmeden önce sevdiği bir sanatçıyı görebil-mesi için Bülent’e gider ve kızının onun hayranı olduğunu, çok az ömrünün kaldığını söyler. Bülent ilgilenmez. Ama Sevgi’yi ikna etmek için evlerine gittiğinde hasta genç kızın Sevgi olduğunu, o yüzden teklifini kabul etmediğini anlar. Sevgi, onunla birlikte hastalığı yenmeye karar verir. Sahneyi bırakan Bülent, tüm zamanını Sevgi’ye ayırır. Tedavi için tüm doktorlara gider. Sürekli kan değiştirip Sevgi’nin yaşam süresini biraz uzatırlar. Evlenirler, mutludurlar. Sevgi’nin doğum günüde ona hediye almak için evden çıkan Bülent, dönüşte kaza geçirip ölür. Sevgi içinse yaşam, Bülent’in anılarıyla bilinmez bir sona dek sürecektir.


İSTER GÜL İSTER AĞLA (1978)



Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Turgut Öcal
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Aslan Film/Turgut Öcal

Renk uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, Recep Çakmak, Kurgu: Bayram Türkkan, Negatif Montaj: Reşat Ka-ya, Orhan Kabataş, Ses Kayıt: Şakir Ozan, Sesleri Alan: Feridun Kınay, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Zerrin Doğan, Erdinç Akbaş, Tülin Tan, Baykal Kent, Recep Filiz, Meral Banu, Mürvet İşsever, Nilgün Ceylan, Renan Fosforoğlu, Baykal Kent,

Konu: Aşık oldukları kızların evlerini soyan iki gencin öyküsü.


İSTEK (1978)



Senaryo ve Yönetmen: Savaş Eşici
Kamera Erhan Canan
Yapım: Barış Film/Savaş Eşici

Oyuncular: Ünsal Emre, Zerrin Egeliler, Necla Fide, Tugay Toksöz, Ata Saka, Tevfik Şen, Osman Han, Funda Gürkan, Nejat Özbek, Oktay Yavuz,

Konu: Tımarhaneden kaçan hasta bir kadınla, ona aşık olan bir gencin öyküsü.

İSMET BU NE KISMET (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kameraman: Mükremin Şumlu
Yapım: Birlik Film/Müfit İlkiz 

Kamera Yardımcısı: Hüseyin Arlı, Işık Teknisyenleri: Enis Özaydın, Rıfat Yurtçu, Set Teknisyenleri: Yaşar Davutoğlu, Mustafa Albay, Laboratuar Şefi: Kamil Kutay, Negatif Montaj-Senkron: Osman Koşkan, Seslendiren: Türk Haberler Ajansı, Yapım Müdürü: Cihat Karahan, (Kaya Ören Stüdyosunda renklendirilmiştir),

Oyuncular: Hadi Çaman, Necla Fide, Meral Deniz, Kazım Kartal, Sami Hazinses, Tevhid Bilge,

Konu: Küçük bir devlet memuru garsoniyerde müdürlerini memnun etmek için cinsel fanteziler içeren bir program düzenler ve onları memnun eden memur sonunda müdürlüğe kadar terfi eder.

İNSANLARI SEVECEKSİN (1978)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Müzik: Paola Ormi
Yapım: Gülgen Film/Melih Gülgen

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Halil), Sevda Karaca (Gülcan), Turgut Özatay, Hüseyin Peyda, Selen Karay, Gloria Piedimonte, Eltan Aydınoğlu, Mario Cutini, Paola Ormi, Şükriye Atav, Yalçın Gülhan, Süheyl Eğriboz, Tevfik Şen (Davut), İbrahim Uğurlu, Hakkı Kıvanç, Erdoğan Seren, Meral Deniz

Konu: İnsanları Seveceksin Cüneyt Arkın ın hem Türkiye hem de İtalya’da çekilmiş bölümler içeren , fikirleri ve önemli aksiyon sahneleri ile 1975 – 1982 arası toplumsal mesajlar ağırlıklı dönemin aksiyonla harmanlanmış en ilginç eserlerinden birisidir . Hayatın en kötü yanlarıy-la yüzleşmek zorunda kalan büyük olmanın verdiği yalnızlık ve sorumlulukla başkaları için yaşamak zorunda kalmış Halil’in hikayesidir. 14 yaşında babasını kaybedip ailesinin geçiminin yükümlülüğünü üzerine alan Halil ufak işlerde yaşam mücadelesi vermekte küçük kardeşi ve annesini kimseye muhtaç olmadan yaşatmaya çalışmaktadır . Bu mücadele bir gün kumar masasındaki bir cinayete tanık olmasıyla farklı bir boyuta taşınır . Cinayeti üstlenmesi karşılığında ailesinin bakımı temin edilir, gözlerinden geçen tek şey o güne kadar sadece kemikleri sıyıran kardeşinin artık “etli” kemik yiyebileceğidir. Gençken girdiği hapis ona farklı fikirler kazandırır. Her suçlunun bu hale gelmesinde toplumunda payı vardır , koğuşlarda camsız pencereler ve soğuk vardır. Okuyacak bir kitap yoktur , insanlar burada ya kendi kendini eğitmek zorundadır yada can sıkıntısıyla yepyeni birer suç makinesi haline gelmektedir. Belli dönemlerde mahkumların hayatını kamuoyuna duyurmak amacıyla medyadan güzel kadınlar gelmektedir ancak hiçbiri bu koğuşların içine girmez bile. Sorunlar anlık eğlenceler ilgileniyormuş gibi gözükmekle çözülmeye çalışılmaktadır çünkü. Oysaki içerdeki dünyada her şey tersine işlemektedir. Sübyan koğuşundaki mahkumlar tecavüze uğramaktadırlar , bu olaylardan birine müdahale eden Halil hapishane deyimiyle “şişlenir”. ama bunu yapan kurtarmaya çalıştığı çocuklardan birisidir . Umudu olmayan bu insanlar için para kazanmaları , içerde ayakta kalmaları için tek yol bu tacizlere boyun eğmektir çünkü . Umutları bu kadar küçük bir dünya içinde hapistir . Hapisten çıktığı gün o güne kadar kendisini kollayan yeraltı dünyasına sırt çevirir , hapishanede tanıştığı karısıyla ve oğluyla yepyeni ve temiz bir hayata başlamak istemektedir . Artık alın terinin, haklı olanın ve emeğin yanında olacaktır ancak bu mücadele yine bir cinayete mal olacak ve onu yeniden ailesinden ayıracaktır .

Aradan yıllar geçer ve tekrar hapisten çıktığında karşısında ilişkileri Roma’dan , Amerika’ya kadar büyümüş koca bir örgüt ve kendisine düşman olmuş oğlu vardır. Suçun bir miras olduğu babadan oğula kalacağı düşünülen yepyeni bir düzendir bu . O güne kadar yüreklilik olarak tabir edilen ve kıyıcılara yakıştırılan bu sıfatın insanın içini kavuran bir çaresizlik duygusu olduğunu anlatması gereken oğlunu yeniden kazanmaya çalışır . Yıllardır görmediği öz kardeşi ise madalyonun diğer tarafında kanunun en üst mevkilerinde mafyaya karşı savaş açmış bir savcıdır . Savcının eylemleri o güne kadar belli bir geleneği sürdüren Türk yer altı dünyasını İtalyan ortaklarıyla ikiye böler . Konu kanun adamlarına kurşun sıkılmasıdır . İtalyanlar bu tip durumlarda kesin çözüm olarak herkesin ortadan kaldırılmasını öngören kanunlara sahiptir ve bu kanuna karşı çıkanlarda kanunun birer kurbanı olurlar . Namlunun ucundaki Savcı Yalçının hayatının kurtulması Halil’in karısının hayatının alınmasına , geleneklerine bağlı Türk yer altı dünyasının direnişi Halil i kendi başına büyüyüp ismini duyurmasına kadar gözetimi altında tutan Abbas'ın öldürülmesine yol açacaktır. Roma’da otelin önünde suikast yapılacağı sahnede Cüneyt Arkın ile İtalyan oyuncu arasındaki koşma sahnesinde çok ilginç bir detay bulunmaktadır; Cüneyt Arkın filmin çekildiği dönemde 40 yaşlarında ve buna karşılık İtalyan oyuncu yaklaşık 30 yaşları civarında ancak bu farka rağmen Cüneyt Arkın ın koşuşu çok daha göz alıcı ki bu da duygularıyla bir işe gönül vermenin ne demek olduğunu bir kez daha kanıtlıyor insanlara (www.cuneytarkin.com)

İNEK ŞABAN (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Osman Fahir Seden
Görüntü Yönetmeni: Cahit Engin
Yapım: Can Film/Fatma Girik - Kemal Sunal

Rejisör Asistanı: Zafer Par, Aziz Yanan, Kamera Asistanı: Ali Güvenci, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Negatif Montaj: Ömer Sevinç, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Set Ekibi: Erdil Demirbağ, İbrahim Uğurlu, Ercan Tu-man, Tural Alok, Işık Şefi: Ömer Ek-mekçi, Prodüksiyon Amiri: Selahattin Koca, (Yeni Stüdyo Renkli Film laboratuarında Renklendirilmiş ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Kemal Sunal, Defne Yalnız, Yavuz Karakaş, Saadet Gürses, Dinçer Çekmez, Ali Şen, Baykal Kent, Saadet Gürses, Macit Flordun, Orhan Elmas,

KONU: Filmde, ünlü bir kaleci ile ona benzeyen bir karpuzcunun yer değiştirmesi anlatılır. Büyük kulüplerin peşinden koştuğu kaleci Bülent, daha çok para kazanacağını düşünerek yurtdışına kaçar. Aynı gün Bülent’e ikizi kadar benzeyen Şaban da başlık parası için Almanya’ya gitmek niyetiyle havaalanındadır. Bülent’in kayınpederi Mithat’ın adamları Bülent zannettikleri Şaban’ı zorla alıkoyarlar. Ancak Şaban kimseyi Bülent olmadığına ikna edemez. Bu nedenle başına olmadık işler gelir. (Aybala Hilal Yüksel)

İÇİMDEKİ YANGIN (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Foto Direktörü: Erhan Canan
Yapım: Barlık Film/Necdet Barlık

Oyuncular: Ünsal Emre, Zerrin Doğan, Nermin Özses, Zeki Alpan, Ata Saka, Leman Akçatepe

Konu: Fakir bir gencin zengin olduktan sonra, sevdiği kızdan aldığı intikamın erotik öyküsü.