Powered By Blogger

24 Nisan 2018 Salı

REZiL (1978)



Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: İrfan Atasoy
Foto Direktörü Suat Kapkı
Yapım: İrfan Film/İrfan Atasoy

Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Laboratuvar: İsmet Tomaçgil, Negatif Montaj: Ömer Sevinç, Prodüksiyon: Semih Selvidal, Set: Kahraman Kaplı, Aslan Gül, Samir Meriç, Şeref Yılmaz, Işık Uzmanı: Kahraman Kongur, Asistanlar: Kadir Çil, Nurettin Uygar, Yönetmen Asistanı: Tarık Günlü, Kamera Asistanı: Sedat Ülker, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Merâl Orhonsay (Leyla), İrfan Atasoy (Selim), Itır Esen (Merâl), Zerrin Doğan, Mesut Engin (Çetin), Tugay Toksöz, Nejat Özbek (Haşim), Talât Gözbak, Cemal Konca (Nikâh memuru), Altan Günbay, İbrahim Uğurlu, Muammer Gözalan (Mehmet), Zeki Sezer (Doktor), Ata saka, İhsan Gedik, Çetin başaran, Aydın haberdar, Abdi Algül, Orhan Çoban, İbrahim Kurt, Nur Ay, Oktay Yavuz, Orhan Elmas, Ali Demir

Konu: Filmde, yıllar önce ayrılmak zorunda kalan bir çiftin yollarının tekrar kesişmesi anlatılır. Leyla ile Haşim birbirlerini severler. Ancak Haşim’in babası Bilal Bey, evlenmelerine izin vermez. Bilal Bey’i ikna edebilmek için bir çocuk sahibi olurlar. Ne var ki Bilal Bey daha çok öfkelenir. Leyla’yı çocuğunu öldürmekle tehdit eder. Leyla da Haşim’e çocuğun babasının başkası olduğunu söyleyerek ondan ayrılır. Buna rağmen Bilal Bey, Leyla ve çocuğunu öldürme kararından vazgeçmez. Kiralık katili Selim’e emir verir. Ancak Selim, suçsuz olan Leyla’yı öldürmek yerine kaçırır ve koruması altına alır. Haşim bu durumdan haberdar olur ve Selim’den intikam alacağına yemin eder. (Meltem İşler Sevindi)

PETROL KRALLARI (1978)



Senaryo ve Yönetmen: Zeki Alasya
Kameraman: Kenan Kurt
Kurgu: Mevlüt Koçak
Yapımcı: Erman Film/Hürrem Erman

Yönetmen yardımcısı: Jan Brindizi, Nilgün Seren, Reji Asistanlarıo: Jan Brindizi, Nilgün Seren, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Negatif Kurgu: Ömer Sevinç, Set Ekibi, Mustafa Buvan, Mehmet İnce, Ömer Bubu, Aslan Gül, Renk uzmanı: Hasan Örnek, Montaj: İsmail Kalkan, Negatif Montaj: Ömer Sevinç, Işık Şefi: Nuriddin Uygarlı, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Doğan,
(Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Zeki Alasya (Zeki), Metin Akpınar (Metin), Suna Yıldızoğlu (Ayten), Perran Kutman (Şukufe), Ali Şen (Hasan), Mine Sun (Filiz), Renan Fosforoğlu (Usta), Osman Alyanak (Recep), Şevket Avşar (Ömer), Hakkı Kıvanç, İbrahim Uğurlu, Kadir Kök, Mehmet Uğur, Nermin Özses, Hüseyin Kâşif, Nuri Tuğ, Orhan Çoban, Şeref Çokşeker, Ahmet Kostarika, Baki Tamer, Niyazi Vanlı, Zeki Armağan, Ahmet Sert, Aydın haberdar, İbrahim Uğurlu, Ali yalaz,

Konu: İki kıza aşık iki arkadaşın öyküsü. Gençler fakir oldukları için sevdikleri kızlarla evlenemezler. Kızlardan biri, babası ölünce evlerini satmak zorunda kalır. Tam satacakken evin bahçesinden petrol fışkırır. Artık bütün hayatları da değişmiştir.

ÖLÜM YARIŞI (1978)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Engin Temizer
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Tamer Yiğit, Selen Büke, Karaca Kaan, Sema Yıldız, İhsan Gedik, Tarık Şimşek, Karaca Kaan, Ayşen Selvi, Tevhid Bilge, Baki Tamer, Nizam Ergüden, İbrahim Uğurlu,

Konu: Türkiye'ye sığınmak isteyen bir kontla, onu ölümden kurtaran gencin öyküsü.

ÖLÜM SAVAŞI (1978)


Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: İhsan Baysal
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Bizim Film/A. Cengiz Naçaroğlu

Sesleri Alan: Feridun Kınay, Ses Kayıt: Şakir Ozan, Kurgu: Bayram Türkkan, Negatif Montaj: Orhan Kabataş, Reşat Kaya, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, (İpek Film stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Behçet Nacar, Dilbet Ay, Kazım Kartal, Gülden Gül, Ata Saka, Menderes Samancı, Tuncay Şahin, Süheyl Eğriboz, Sadettin Durak,

Konu: Bizanslılar ile Türkler arasındaki savaş sürmektedir. Bizanslılar Türk köylerini basıp yağmalamaktadır. Behçet ise, Bizanslılara karşı savaşan bir akıncıdır. Büyük aşkı ile Bizans Prensesi arasında bir aşk üçgeninde bulur kendisini .


ÖLÜM GÖREVİ (1978)



Yönetmen: Cüneyt Arkın
Senaryo: Sefa Önal
Görüntü Yönetmeni: Kenan Kurt
Kurgu: Necdet Tok
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Fikret Tınaz, Nurettin İrişen, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Laboratuar: Aslan Tektaş, Renk Düzenleme: Hikmet Kuyucu, Işık Şefi: Turgut Köse, Set Ekibi: Sonay Kanat, Cengiz Öktem, Şeref Yılmaz, Nejat Mayuk, Ses Kayıt: Kunt Tulgar, Ses Teknisyeni: Cengiz Öktem, Prodüksiyon Amir: Memduh Karakaş, Laboratuar: Hüseyin Yazıcı, Aşkın Pektaş, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar, (Kunt Film renkli laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Şahin), Perihan Savaş (Lâle), Eşref Kolçak (Haşmet), Turgut Özatay (Denisos), Turgut Özatay, Attila Ergün, Hasan Ceylan, Aydın Haberdar (Aydın), Süheyl Eğriboz (Sarı Haydar), Firuz, Nejat Özbek, Sebnem Naz, Nubar Terziyan, Yusuf Sezer, Memduh Ünsal, Tevfik Şen, Ekrem Dümer, İlhan Hemşeri, Ata Saka, Ercan Yazgan, Aydın haberdar, Yadi-gâr Ejder, Mehmet Uğur, Yusuf Çetin,

Konu: Şahin (Cüneyt Arkın) çok başarılı bir polistir. Bir baskın sırasında vurulur ve gözleri kör olur. Şahin'e bu zor durumda mahallesinde oturan Lale adlı (Perihan Savaş) bir genç kız ilgi gösterir ve onu hayata bağlar. Lale ile yeni bir hayata başlar.

ÖLÜM ÇEMBERİ (1978)


 "SEKS ve ÖLÜM ÇEMBERİ"

Yönetmen:Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Işık Toroman
Foto Direktörü:Sertaç Karan
Yapım:Metin Film/Işık Toraman

Film Hikayesi: Hikmet Eldek, Kameraman: Fikret Temizer, Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Çalışkan, Set Teknisyenleri: Ercan Duman, Hacı Fidan, Yaşar Davutoğlu, Reji Asistanı: Hikmet Eldek,

Oyuncular: Zerrin Egeliler, Salih Güney, Müge Güler, Sema Yıldız, Oktar Durukan, Mehtap Seba, Kazım Kartal, Nur-Ay,  Banu Meral, Ekrem Dümer, Tevfik Şen, Ata Saka,

Konu: Ruh hastası, öldürülen karısının intikamını almak için tımarhaneden kaçar. Ruh hastası çeşitli cinayetler işlerken, bir doktor onu cemiyete kazandırmak için savaş verir. Fakat ruh hastası adam, sonunda ölür.

ONSUZ OLAMAM (1978)


Yönetmen: Savaş Eşici
Senaryo: Ardem Eşici
Görüntü Yönetmeni: Erhan Canan
Yapım: Barış Film/Savaş Eşici

Oyuncular: Salih Güney, Zerrin Egeliler, Nejat Özbek, Müge Güler, Banu Alkan, Banu Meral

Konu: Salih karısı ile çok mutlu olmasına rağmen, gözü sürekli dışarıdadır ve her fırsatta eşini aldatmaktadır. Sadık karısı ise bu durumdan habersizdir. Bir gün kız kardeşi misafirliğe gelir ve kocası ile kız kardeşi arasındaki yakınlaşma tehlikeli boyutlara doğru gitmektedir.

OLMADI BAŞTAN (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Kemal Kan
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Ne-Ka Film/Kemal Kan

Oyuncular: Hadi Çaman, Karaca Kaan, Funda Gürkan, Tevhit Bilge, Renan Fosforoğlu

Konu: Başlık parası için, köyden kente çalışmaya gelen taşralının erotik güldürüsü.

OOOH OH- ! (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Aram Gülyüz
Kamera: Abdullah Gürek
Yapım: Filmiş / Muhsin Rodop

Laboratuar: Tümay Rızai, Nejat Ongunsu, Şemsi Tokgöz, Sesleri Alan : Erkan Esenboğa, Reji Asistanı: Abdullah Karadayı, Kamera Asistanı: Hüseyin Arlı, Prodüksiyon Amiri: Ahmet Akdoğan ,Işık: Kahraman Kongur, (Ar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Zerrin Doğan, Zerrin Egeliler, Nejat Özbek, Müge Güler, Sümer Tilmaç, Aylin Berkay, Zafer Önen, Gülşen Gürsoy, Kamer Sadık, Niyazi Er, Zeki Sezer,

Konu: Erotik bir güldürü.

NEŞELİ GÜNLER (1978)


Yönetmen: Orhan Aksoy 
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan En
Yapım: Arzu Film/Ertem Eğilmez

Oyuncular: Şener Şen, Adile Naşit, Münir Özkul, Ayşen Gruda, Ahmet Sezerel, Oya Aydoğan, Ahmet Arıman, Feridun Şavlı, İhsan Yüce, Mürvet Sim, Ali Sururi, Gülşen Gürsoy, Yaman Coşkun, Tamer Şahin, Cem Akyol, Selim Naşit, Doğu Erkan, Ekrem Dümer, Gökhan Mete, Zeki Alpan, Ahmet Taşdemir, Necla Fide, Sevtap Erdemli, Ercan Arık, Ah-met Turgutlu, Necati Aslan, Osman Han, Sertan Acar, Muzaffer Turan, Hakan Tanfer, Mustafa Alabora, Güner Ümit,

Konu: Yaşlanmış karıkoca, bir gün evde turşu yüzünden kavga ederek ayrılmaya karar verirler. Aradan yıllar geçer ve çocuklar büyür. Hepsi de anne ve n-baba özlemi içinde yaşarlarken, en büyük kızları evlenir. Diğer kardeşler aralarında karar vererek anne ve ba-balarını tekrar bir araya getirmeye çalışırlar.

NEFRET – Bknz: GÜNAH KÖPRÜSÜ (1978)


NE OLACAK ŞİMDİ (1978)



Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Engin Temizer
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Bülent Kayabaş, Hadi Çaman, Emel Aydan, Zerrin Doğan, Yüksel Gözen, Baki Tamer, Oktar Durukan, Nilgün Ceylan,

Konu: Zerrin ve Emel iki işsiz genç ile nişanlıdırlar. Erkekler işsiz oldukları için evlenememektedirler. Emel’in babası fabrikatördür ve kızlar erkekleri fabrikada işe başlatırlar. Parayı bulan gençler zampa-ralık yapmaya başlayınca işler Karışır.

MİNİK SERÇE (1978)



Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo : Deniz Türkali
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik: Hurşit Yenigün
Yapım: Yeşilçam Film/Atıf Yılmaz

Oyuncular: Sezen Aksu, Bulut Aras, Tun-ca Yönder, Hulusi Kentmen, Bilge Zobu, Hüseyin Kutman, Renan Fosforoğlu, Ekrem Dümer,

Konu: Şarkıcı olmayı kafasına koymuş yoksul bir genç kız olan Hülya bir gün bir zamanların sevilen şarkıcısı Orhan'la tanışır. Aralarında duygusal bir ilişki başlar ve Hülya, Orhan'ın desteğiyle çok geçmeden ünlü bir şarkıcı olur. Bu arada iki sevgili evlenirler ama yıldızı gide-rek parlayan Hülya'nın iş yoğunluğu nedeniyle evlilikleri yolunda gitmemeye başlar...

► Atıf Yılmaz, bu "yerli müzikal"i kıvamına getirmek, kotarmak için bir hayli uğraşmış... Ancak olumlu öğelerle olumsuz öğelerin bir araya gelişi, film için başarılı sözcüğünü kullanmaya pek olanak vermiyor. Sezen Aksu, Türk sineması için yeni ve değişik bir yetenek sayılabilecek, "fantezist" türünde değişik bir oyuncu... Bu yetenekleri geliştirilebilir ve Aksu, ilerde başaralı bir fantezi, giderek güldürü oyuncusu olabilir. Ancak Aksu'nun filmde kendisini seslendirmesi çok yanlış olmuş... ilke olarak oyuncuların kendi kendilerini konuşmalarına yüzde yüz katılmakla birlikte, bu konuda Aksu'nun başarılı olmadığını, birçok konuşmada ses tonunun yanlış1ığı yüzünden dramatik duyguyu tümüyle bozduğunu belirtmek zorundayız... .

Ama asıl sorun filmin öyküsü... Bu öykü sinema tarihinin ünlü filmlerinden "Bir Yıldız Doğuyor"un hemen tümüyle kopyası. Bu durumda, hele bizim gibi, üç kez çevrilen bu konunun en azından son iki çevirimini seyretmişseniz, özellikle ikinci çevirimi (1954, yönetmen: George Cukor, oyuncuları: Judy Garland; James Mason) , sinema tarihinin en sevdiğiniz filmleri arasında yer alıyorsa, "Minİk Ser-çe"yi ciddiye almak, ilgiyle izlemek ve beğenmek bir hayli zorlaşıyor... Çünkü, ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, Türk sineması henüz, en azından teknik düzeyde, bir Amerikan sineması olmadı-ğı gibi, Atıf Yılmaz bir Cukor, Sezen Aksu da bir Judy Garland değil... Onun için, bu gibi kıyaslamaları kaçınılmaz olarak getirecek kopyalardan kaçınmak, bizce en akıllı davranışolur ..
Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 144”.


18 Nisan 2018 Çarşamba

MADEN DAĞI (1978)


Senaryo ve Yönetmen : Kemal Kan
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Topkapı Film/Yaşarv Tunalı

Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Laboratuar: İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Kamil Kutay, Mahmut Do-ğan, Negatif Montaj, Mahmut Eskici,

Oyuncular: İzzet Altınmeşe, Betül Aşçıoğlu, Hüseyin Peyda, Diler saraç, Aşık Zülfikar Divani, Fatoş Tez, Yüksel Gözen, Renan Fosforoğlu, Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır

Konu: Başlık parası için büyük kentte savaş veren bir taşralı ile köyde sevgilisini bekleyen bir genç kızın aşk öyküsü

MADEN (1978)


Senaryo ve Yönetmen : Yavuz Özkan
Görüntü Yönetmeni: İzzet Akay
Müzik: Zülfü Livaneli
Yapım: Yeşilçam Film/Atıf Yılmaz, Yavuz Özkan

Yönetmen Yardımcıları: Şahin Gök, Erdoğan Kar, Prodüksiyon Sorumlusu: Sabri Aslankara, Kamera Yardımcısı: Can Özer, Montaj: İsmail Kalkan, Işık: Ömer Ekmekçi, Fotoğraf: Celal Erten, Set Sorumluları: Kadir Yılmaz, Halil Dede, Şeref Yılmaz, Laboratuar: Yeni Stüdyo, Seslendirme: Necip Sarıcıoğlu,

Oyuncular: Cüneyt Arkın (İlyas), Tarık Akan (Nurettin), Hale Soygazi (Halkacı Kadın), Meral Orhonsay (Nurettin), Halil Ergün (Ömer), Baki Tamer, (Sendika Başkanı) Nurhan Nur (Ayşe), Ahmet Turgutlu (Kumpanya sahibi), İhsan Yüce, Şevki Erdal, Kadir Yılmaz, Aydın Haberdar (sendika görevlisi),

Konu: Bir maden ocağında işçiler kazaya karşı önlem alınması ve işçilerin durumlarının düzeltilmesi için kendi aralarında çalışmaya başlarlar. İlyas (Cüneyt Arkın) buna öncülük eder. Fakat sendika ağaları ile ocak yöneticileri, onu başka yere göndererek bilinçlenmeyi önlemeye çalışırlar. İlyas, bir göçük sonunda ölür. Bu ölüm işçileri birleştirir. Maden, genellikle ne anlatacağını pek kestiremeyen, ele aldığı konunun hakkından gelemeyen, sağlam dramatik çelişkiler yerine, bağırıp çağırma, sövüp sayma ile amacına ulaşmaya çalışan bir film.

ÖDÜL;

15.Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1– 8 Temmuz 1978)

► Maden “ en iyi film”
► Tarık Akan “en başarılı erkek oyuncu”
► Hale Soygazi "en başarılı kadın oyuncu",
► Meral Orhonsay" en başarılı yardımcı kadın oyuncu"

Jüri Üyeleri: Prof. Dr. Alim Şerif Onaran, Genco Erkal, Ahmet Gönen, Kamil Suveren, Mevlüt Ekinci, Onat Kutlar, Osman Aydın, Ömer Kavur, Şanar Yurdatapan, Tan Oral, Vecdi Sayar.

" Kömür madeni ocağında sömürülen işçilerin, işveren ve sarı sendikacılara karşı verdikleri savaş anlatılmaktadır. Devrimci içeriği ve duyurusuyla sakıncalı bulunup sansür kurulunca üç kez geri çevrildikten sonra Danıştay kararı ile gösterime girmiştir. (Turhan Gürkan)

► Gerçekçi, davranabilmek zordur. Gerçeği sinema perdesine yansıtmak da öyle... Bir öykünün kişilerini, çevrelerini, sorunlarını tek düzeliğe ve klişeye kaymadan canlandırmak ve inandırıcı hale getirmek bir o kadar zordur. "Maden", gerçek mekanlarda çekilmiştir. Perdede görülen kalabalığın çoğu, ger-çek kişilerdir. Kişilerin sorunları, davranışları, tepkileri ve özlemleri de gerçeğe uygundur. Ama bir şematizasyondan kurtulamıyor "Maden". Filmde ayrıntı yerine bir genelleme var. Patron kapkara, sendikacılar da öyle. İlyas hariç, emekçiler hiç bilinçlenmemiş kendi hal-lerinde ve pasif kişiler. (Giovanni Scognamillo – Hey”

► "Maden" genellikle ne anlatacağını pek kestiremeyen, ele aldığı konunun hakkından gelemeyen, sağlam dramatik çelişkiler yerine, bağırıp çağırma, sövüp sayma ile amacına ulaşmaya çalışan bir film. (Halit Refiğ - Milliyet)

► "Maden"in dramatik yapısı da sağlam değil. Çadır tiyatrosunu gösteren bölümler içten ve başarılı. Ama tiyatronun ve şarkıcı ile Nurettin'in ilişkilerinin dramatik yapıda yeri yok. Diğer bir yersiz kaçan da, İlyas’ın bu ilişki yüzünden Nurettin'i "Devrimci uçkuruna sahip olmalı" diye uyarması. Bu öğüte ne gerek vardı'" Böyle bir sorun var mı? Yoksa, işçi hareketiyle birlikte bir ahlak anlayışı da mı öneriliyor? (Ersin Pertan, Dün-ya. 23 Şubat 1979)

► "Maden" 1942 doğumlu Yavuz Özkan'ın "Vardiya" isimli orta uzunluktaki TV filmi ve çeşitli nedenlerden normal dağıtıma çıkamayan "Yarış" isimli uzun filminden sonraki ilk çalışması ... Söz. konusu filmleri tam sonuca ulaşmayan birer deneme sayarsak, "Maden" Özkan'ın ilk filmi de sayılabilir. İlyas'a hayatını yitirtiyor; ama kazanılan artık tüm işçi kitlesinde billurlaşmış birliktelik duygusudur, sınıfsal bilinçtir, sömürüye dur deme gereğidir.... "

Antalya şenliğindeki ilk ve karmaşık izle-nimden sonra daha nesnel yaklaşmaya çalışarak ikinci kez izlediğimizde "Maden", bizde Özkan’ın ilk görüşte eleştirilen bazı naif ve çocuksu motiflere, şematik yaklaşma örneklerine karşın, temelde önemli, sağlam, güçlü bir sinemayı gerçekleştirebildiğini gösterdi. Özkan öncelikle sinemamızda ilk kez bir "kitle filmi" yapmış: Madeni, işçileri iyi tanımak, tüm bir maden çalışanları kad-rosunu bir film için seferber edebilmek gibi olağanüstü bir olanağı çok iyi kullanmış. Filmin ünlü oyuncuları birçok sahnede kalabalık işçi kitleleri arasında yitip gidiyorlar, "Maden" ticari açıdan kuşkusuz gerekli star oyunculara karşın bir kitle filmi oluyor, gerçek işçilerin oluşturduğu kalabalık kitlelerin, çadır tiyatrosundan sendika toplantısına, göçükten cenaze törenine olağanüstü etkin biçimde kullanılması, "Maden"e sinemamızda benzerine rastlanmamış bir etki gücü kazandırıyor.

Özkan'ın diğer önemli başarısı, sağlam bir politik mesajı itici bir slogan sinemasına saplanmadan, hayatın gerçekleri arasına yerleştirerek vermedeki başarısı.. Çadır tiyatrosunun gelişi, bu tiyatronun isimleri "Gönül Yazar" "Fatma Girik", "Neriman Köksal", vb. olan kadınlarının arasındaki kadın açlığı içinde yüzen işçilerce karşılanışı, Nurettin’le Şükran arasındaki karşılıklı cinsel çekiciliğe dayanan ama koşullar gereği başlamadan biten ilişki, "Maden"e çok sağlam, çok duyarlı bir' yaşanmışlık, bir hayatın içinden süzülüp gelmişlik duygusu ka-zandırıyor. Diğer yandan, bir ölçüde idealize edilme, bir ölçüde şematik de olsa filmin mesajını vermede gerekli bir İlyas, işçileri sürekli birleşmeye çağırarak, yalnızca işçinin ekonomik durumunu biraz iyileştiren bir savaşımla yetinmeyip siyasal çatışmanın da içinde yan tutmayı öğütleyerek filme günümüz Türkiye'si için geçerli ve önemli bir bildiri kazandırıyor. İlyas'ın "yalnız ekonomik değil, aynı zamanda politik savaşım ve sendikanın yanında yan tutmak zorundasınız" sözü, günümüzde politika dışı kalmak savındaki sendikaların sonuçta gerici bir işlev gördüğü gerçeğini seyirciye anımsatıyor...

Maden", sağlam, doğru, devrimci bir özün yetkin bir biçimde seyirciye ulaştırılabildiği önemli bir yapım ... Gerek politik renginin ve bildirisinin sağlamlığı, gerekse kitle kullanımı açısından sinemamızda bir dönüm noktası olduğunu yine savlıyorum. Bu temel başarı yanında, Nurettin'le Şükran’ın karşılıklı anlamsız bağrışmaları, Nurettin'in evini durup yanında, Nurettin'le Şükran’ın karşılıklı anlamsız bağrışmaları, Nurettin'in evini durup dururken beyaza boyaması, İlyas'ın kişisel hayatı olamayan şematik tip görüntüsü gibi eleştirilen yanları ikincil ve önemsiz kusurlar kalıyor. "Maden" aynı zamanda tam bir ekip çalışmasının da kusursuz örneği.. İzzet Akay'ın seviyeli görüntülerini, Zülfü Livaneli"nin fon müziğini, Antalya'da ödüllendirilen filmin set ve ışık ekiplerini bir kez daha buradan kutlarım. Ve oyuncuları da...

Uzun zamandır ilk kez üstün - insan oyunlarından ırak, gerçek bir devrimciyi can-landıran Cüneyt Arkın, sessiz, edilgin rollerine büyük bir canlılık kazandıran kadın oyuncular Hale Soygazi ve Meral Orhonsay, ve de özellikle Tarık Akan ... Sinemamızın "cici çocuğu" Akan, ilk kez bu filmde her tür kalıptan, klişeden uzak, ayakları yerde bir gerçek insanı canlandırıyor ... Hem de sinemamızın hastalığı olan her türlü aşırı mimikten, tikten uzak, nerdeyse yalnız gözleriyle oynadığı sağlam, çağdaş bir kompozisyonla ... "Maden"in toptan başarısı arasında, Akan'a da sinemamızın "iyi" oyuncuları arasına hoş geldin diyoruz .
”Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”