Senaryo: Fehmi Yaşar
Görüntü Yönetmeni : Hüseyin
Özşahin
Müzik : Cem İdiz
Yapım: Belge Film/İsmet
Kazancıoğlu,
Zeki Ökten, Sabahattin Çetin
Oyuncular: Genco Erkal (Kamil), Ahmet Sezerel,
Asuman Arsan, Suna Selen, Yaman Okay, Ayşe Selen, Ali Erdemci, Burçin Öztunç,
Barış Atalay, Turgut Savaş, Bülent Kayabaş, Asuman Arsan
ÖDÜL:
20.Antalya Altın Portakal
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 9 Ekim 1983)
► “En iyi film”;
► Zeki Ökten “En İyi
Yönetmen”
► Fehmi Yaşar “En İyi
Senaryo”
► Genco Erkal “En İyi
Oyuncu”
►Asuman Arsan “En İyi
Yardımcı Oyuncu
Jüri Üyeleri: Nazan Akgün, Cihat Çiftçili,
Atilla Dorsay, Süreyya Duru, İzzet Günay, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Ülkü Tamer,
Rekin Teksoy, Hayati Tungar, Gani Turanlı, Ziya Uçkan, Süheyla Uysal, Hurşit
Yenigün.
Konu: 1980'lere damgasını vuran yapımlar-dan
biri olan Zeki Ökten imzalı "Faize Hücum"da gördüğümüz, Ülke
ekonomisinin iniş çıkışları nedeniyle giderek daha da zor duruma düşen halkın,
umudu haksız kazanç yollarında araması ve zaman içinde masumiyetini yitirmesi.
1980'li yılların
başlarında fakirin, garibanın tek umudu bankerler olmuştu. Halk, farkında
olmadan yarışıyordu bankerlere para kaptırmak için. Aynı "Faize
Hücum"un ana karakteri Kamil Bey gibi. Meslek yıllarını takdirnamelerle
süslemiş olan memur emeklisi Kamil Bey'in başına ne geldiyse özentiden ve azla
yetinmeyi bilmemekten geliyor. Çevresindeki herkesin koşa koşa ban-kere para
yatırdığını görünce, sürüye ayak uydurmakta bir sakınca görmüyor Kamil Bey.
Önce ikramiyesini, üç aylık maaşını yatırıyor, daha sonra da baba yadigarı
evini satıp tüm parasını bankere yatırıyor. Pazardan alışveriş yaparken sürekli
para hesabı yapan, mandalinayı 2 değil, 1,5 kilo alan, eskiyen perdeleri
değiştirmeye bir türlü yanaşmayan memur Kamil Bey kolay parayı görünce çiçek gibi
açılıyor. Ama sonuç hüsran.
Köşeyi çabuk dön-menin hırsı içinde, herkes gibi o
da parasının faizlerini alamayan bir bankerzedeye dönüşüyor. "Faize
Hücum" hem bir dönem portresi hem de bir insanlık dramı. Zeki Ökten'in
Altın Por-takal'a kadar uzanan başarısının arkasında insan malzemesini çok iyi
kullanmış olması yatıyor. Yönetmenin küçük ve sıradan insanların dramını
anlatmadaki başarısı malumunuz zaten. Özellikle engelliler yarışı ve Çiçek
Pasajı sahneleri inceliklerle dolu olan "Faize Hücum" yok oluş ve
tükenişi senaryosundaki başarılı manevralarla sistemin bozukluğuna, insanın
hırsına ve masumiyetin yitirilişine öyle güzel dayandırıyor ki, film aldığı
tüm ödülleri hak ediyor. "Faize Hücum", sinema sanatı bir yana, her
insanın içinde var olan zayıflıklarla, hırsla ve 80'li yılların gerçekleriyle
asgari ilişkisi olan herkese tavsiye edilebilecek bir yapım. (Ömür Gedik SİYAD,
“40 Yılın Serüveni”
*Faize Hücum"un yalnız
çok önemli, toplumumuz için yaşamsal şeyler anlattığından dolayı büyük bir film
olduğu kanısında değilim. Anlattığının önemini, son derece usta İşi bir
sinemayla bütünlenen bir film bu. Anlatılanın içerdiği trajik boyut, abartmalı
bir sinemayla değil, toplumsal yıkımın içerdiği hüznün derinden, ama sürekli
bir mizahla beslendiği, umudun her zaman kaygının yanında yerini aldığı bir
birleşimle veriliyor. Banker sekreterlerinin her sabah kasalardan alıp
taktıkları 'ödünç' mücevherler, 'yağma' sahnesİ, eski komşuların yeni eve
'güle güle oturuna gelmeleri gibi bölümler, acı gerçeklerin bir tür kara mizahla
verildiği unutulmaz bölümler.. 'Uçurtma' ve 'boncuk elişi sahnelerinde, hiçbir
'nutuk' ya 'slogan' atmadan geleceğe dönük bir umudun verilişi ise, olağanüstü
incelikte... Pırıl pırıl yüzüyle filmde aklı, sağduyuyu ve umudu simgeleyen Nesrin
(Ayşen Selen), finalde babasının iç burucu haline bakarken bile, ışıl ışıl
yüzüyle umudunu korumaktadır. Çünkü 'bankerlik faciasına ve Kâmil Beylerin
acıklı sonuna karşın, yaşam sürecektir...
Evet, yaşam
sürecektir. Ama yaşamın daha iyi sürmesi, söz gelimi yeni bankerlik olaylarının
meydana gelmemesi, 'yüksek faizi üstüne kurulmaya çalışılan bir ekonominin yeni
toplumsal yıkımlar doğurmaması İçin ne yapmak gereklidir? "Faize
Hücum", Kâmil Bey ve ailesinin 'harikulade sıradan 'serüvenini
anlatırken, birçok soru arasında bunları da akla getirmekte ve
düşündürmektedir. Toplumsal, siyasal, ekonomik sorunlar, sanatın kendine özgü
diliyle, gücüyle' anlatıldıkları zaman, bambaşka bir boyut kazanırlar,
seyirciyle (kitleyle) daha sağlam bir bağ kurarlar,..."Faize Hücum",
günümüzle, toplumumuzla ilgili önemli siyasal/ekonomik konularda sorular sorarken
özellikle görülmesi gerekli bir filmdir. Çünkü konusunu, özünü güncellikten
alıp da sanat yapıtı düzeyine ulaştıran çabalar, bırakınız bizim güdük
sinemamızı, dünya sinemasında bile parmakla sayılacak denli az...
Zeki Ökten, "Faize
Hücum" da Fehmi Yaşar'ın çok başarılı senaryosunu kusursuz denecek biçimde
sinemalaştırmış. Yukarıda örneklemeye çalıştığım anlatım inceliklerinin yanı
sıra, Ökten'in kalabalık sahnelerde olsun (büro, kahvehane, sokak, vb.),
bireysel planda olsun, oyuncu yönetimi olağanüstü... Genco Erkal'ın oyunu, evrensel
düzeyde bir kompozisyon... Tümü başarılı oyuncuların arasında, Ayşe Selen'in
sinemamız için yeni ve büyük bir kazanç olduğu kanısındayım. Hüseyin Özşahin'in
kamera çalışması, Cem İdiz'in müziği, Antalya Şenliği'nde 5 ödül alan bu filmin
ortak başarısını perçinliyorlar. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve
Sinemamız”
* İnce bir mizah zevkin
egemen olduğu “Faize Hücum” Türk ve dünya sinema tarihinin en önemli
eserlerinden biri. Yönetmen, başlangıç ve finaldeki simgesel bölümü, ilginç
insan yüzleriyle, çiçek pasajı ve buz pateni sahnelerini filmine ustaca
yedirmiş. (Hakan Sonok, Yankı, 19-25 Mart 1984)
*
Baştaki ve sondaki sakatlar yarışı çekimlerinin simgesel yoldan, ele alınan
konuyu çağrıştırdığı “Faize Hücum” 80’li yılların başlarında tüm ülkeyi saran
bankerlik olayı malzemesini duyarlı gözlemlerle etkiliyeciliğe ulaştıran
kuşkusuz yarınlara kalacak nitelikte bir yapıta dönüşüyor sonuçta.(Sungu Çapan,
Milliyet Sanat D., 1 Nisan 1984)