Powered By Blogger

16 Mart 2020 Pazartesi

HALK DÜŞMANI (1984)


Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Ererez
Yapım: Polat Film

Oyuncular: Ahmet sabahi, Cengiz Türksoy, Nazan Ayaz, Nilgün Balkanlı, Hayati Hamzaoğlu, Süleyman Turan, Kazım kartal, Hayri Caner, Levent Çakır, Meral Boduroğlu, Feryal Feray, Nejat Gürçen, Aydın Babaoğlu

Konu: Birbirleriyle çatışan eroin mafyasıyla, onlara karşı koyan kabadayıların maceralı öyküsü.


GÜNEŞ DOĞARKEN (1984)


Yönetmen: Şerif Gören
Senaryo : Mehmet Aydın
Görüntü Yönetmeni : Orhan Oğuz
Yapım Asistanı: Ramazan Denizhan,
Yapım: Burak Film/Sungur Esen, İbrahim Mertoğlu
.
Oyuncular: Kadir İnanır, Hülya Avşar, Perihan Savaş, Yıldırım Gencer, Kadir Savun, Halil Ergün, Savaş Başar, Ülker Ünlü, Metin Tabak, Sırrı Elitaş, Mustafa Yavuz, Selahattin Fırat, Metin Tabak, Erdinç Sımsıkı, Ülkü Ülker,

Konu: Çevresinde çok sevilen bir spor Kulübü başkanının (Kadir İnanır), kötü yola düşmüş bir genelev kızına (Hülya Avşar) aşık oluşunun hikayesi anlatılmakta. Ne var ki Konyaspor'un delikanlı başkanının ailesi, kızı gelin olarak kabul etmez. Ve sonunda azılı ve amansız düşmanı olan (Perihan Savaş) kadınla aralarında vuruşmalar çatışmalar başlar, ve film daha derin bir boyut kazanarak devam eder.

► Zaman zaman baş yapıt olacak denli düzeyli filmlere imzasını atmış olan bir yönetmenin böylesine filmlere yönlenmesini sanırım, Yeşilçam'a özgü yaşam gereği sözcüğü ile bile hoşgörmek olanaksız. (Burçak Evren, Gelişim Sinema, S.: 3, verdiği horozunun duygusal öyküsü. Aralık 1984) “Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt2"

► Şerif Gören'in yeni filmi birçok şeyi birden anlatamayan bir yapıya sahip... Bir 'genelev' kadınının âşık olup 'tövbekar' olması, bu kadına tutulan bir 'fedai'nin bu yüzden ailesi ve çevresiyle çatışması, kirli işler çeviren ve hem bir kooperatifin parasını iç etmek, hem de siyasete soyunmak peşindeki bir işadamı, ortakların hakkını korumak uğruna yaşamından olan bir öğretmen... Daha neler de neler!... Tam bir kafa karışıklığını yansıtan bir senaryo, biraz 'Vesikalı Yarim, biraz 'Love Story' biraz Emmanuel’e, biraz Vedat Türkali senaryolarına öykünme, biraz turistik Konya ve İstanbul görüntüleri, bir tutam da Mevlâna felsefesi!.. Bu tema kargaşasına Şerif Gören de biçimsel buluşlarla(!) katkıda bulunuyor. Mevlâna türbesi kubbesinin ney müziği eşliğinde habire dönen bir kamerayla verilen mesai gibi... 

'Endişe'. 'Yol' veya 'Almanya Acı Vatan' gibi birkaç başarılı film adına Şerif Gören'in her filmini İzlemekten ve bu konfeksiyon filmlerden hep düş kırıklığı ile çıkmaktan, başkasını bilmem, ama bana gerçekten sıkıntı yeldi. Gören hesabına da, sinemamız adına da yazık!.. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

GÜLÜMSEYEN DÜNYA (1984)




Yönetmen: Müjdat Gezen
Senaryo : Müjdat Gezen, Kandemir Konduk
Kameraman : Muzaffer Turan, Ümit Gülsoy,
Necati İktaç, Peter Pan Santen, Tstom Ishuzuka
Yapım : Müjdat Gezen/Güldürü Üretim Merkezi

Oyuncular: Müjdat Gezen, Perran Kutman, Zeki Alasya, Bora Ayanoğlu, Altan Erbulak, Hayri Caner, Neco (Nejat Tahir Özyılmaz), Kandemir Konduk

Konu: Karısının (Perran Kutman) bütün karşı çıkmalarına karşın, sinema hevesinden ve sinema yönetmeni olmak iddiasından vazgeçmeyen kendi halinde bir adamın (Müjdat Gezen) çeşitli buluşlarla ve esprilerle birleştirilmiş hayalleri yer almaktadır.

GÜLİBİK (1984)

Yönetmen: Jurgen Hasse
Senaryo: Çetin Öner, Jurgen Hasse, Cornellius Bischoff
Görüntü Yönetmeni: Jurgen Grundmann, Alfred Ebner
Müzik: Zülfü Livaneli
Yapım: Türk-Alman Ortak yapımı

Oyuncular: Murat Güler, Nurşim Demir, Ejder Akışık, Harun Yeşilyurt, Necmettin Çobanoğlu

Konu: Yoksul bir ailenin çocuğuyla, tüm umutlarını ve dostluklarını paylaşıp gönül verdiği horozunun duygusal öyküsü.


Not: Çetin Öner’in İtalya’da “Uluslar arası Çocuk Kitapları Fuarı’nda (1978) Podova Üniversitesi Şeref Diploması ödülü kazanan eserinden .

Ödül:
34. Berlin Film Şenliği’nde “Uluslar arası Çocuk ve Gençlik Merke-zi” (CIFEJ)Jüri Ödülü 1984) 
Gijon Şenliği (Japonya-1984) “Uluslar arası Katolik Sinema ve Audio Visuel Örgütü” (OCIC) ödülü .

GÜLDÜRME BENİ (1984)




Senaryo ve Yönetmen: Samim Utku
Görüntü Yönetmeni: Soner Saygılı
Yapım: Bizim Film/Behçet Nacar

Oyuncular: Enver Demirkan, Abdullah Şahin, Neşe Aksoy, Hayri Caner, Tevhid Bilge, Anita Yves

Konu: Hiç bir işte dikiş tutturamayan iki adamın yaşadıkları olaylar anlatılıyor


GURBET (1984)


Senaryo ve Yönetmen : Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni : Salih Dikişçi
Yapım : Sine-Ay Film/Burhanettin Aytutuldu , Alaettin İyi

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsdöz, Laboratuar: Selahattin kaya, Yılmaz Erman, Ziya Uçak, Kurgu Mevlut Koçak, Negatif Kurgu: Gültekin Çavuş, Mustafa Kul, Fon Müziği: Erkan Esenboğa, Işık ve Çevre Düzeni: Ergün Şimşek, Giray Alpan, Yardımcı Yönetmen: Ali Kıvırcık, Alaettin İyi, Kameraman: Erdal kahraman, (Yeni Film Stüdyosunda hazırlanmış ve Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir)

Oyuncular : Yılmaz Köksal, Pembe Mutlu, Salih Kırmızı, Kadir Savun, Esen Püsküllü, Tevhid Bilge, Neriman Köksal, Rajja Kopp, Regina Pilitschka, Franz Rimmele, Sümer Tilmaç, Hülya Özgür, Giray Alpan, Adil Özmen, Murat Dilsiz, Yılmaz Akgün, Jowanavic Similyana, Hüseyin İnan,

Konu: Türkiye’deki yaşamı beğenmeyip daha iyi yaşayabilmek için Almanya’ya giden ve orada aradığını bulamayıp, parçalanan bir ailenin dramatik öyküsü.


GÖZLERiN BELA SENiN (1984)


Yönetmen: Uğur Duru
Senaryo: Kemal Aydan
Görüntü Yönetmeni: Işık Şener
Yapım: Yiğit Film/Kemal Aydan

Işık Düzeni: Fazlı Sekizler, Set Düzeni: Ahmet Kavak, Mahmut Demir, Yönetmen Yardımcısı: Berkant İl-han, Kameraman: Mesut Çağdaş, (Helmut Stüdyosunda hazırlanmış ve Kunt Film stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Gülistan Sayın, Arif Meşhur, Parazitler (Fuat ve Kenan), Renan Fosforoğlu, Berrin Sözer, Feryal Feray, Turgut Özatay, Kemal Aydan, Tugay Toksöz, Cevat Okçugil, Murat Avşar, Remzi İğmen, Alaattin Sevgikuran, Al-pay Ziyal, Dinçe Eski,

Konu: El arabası içinde kaset satıp şarkı söyleyen ve sonunda meşhur bir şarkıcı olan adamın öyküsü.

GÖNLÜM VE BEN (1984)


Senaryo ve Yönetmen : Oksal Pekmezoğlu
Hikâye: Adnan Şenses
Kameraman : Muzaffer Turan
Yapım: Umut Film/Abdurrahman Keskiner

Oyuncular: Adnan Şenses, Filiz Ersürer, İsmail. Hakkı Şen, Diler Saraç, Nejat Gürçen, Fatoş Sezer, Neslihan Kurter, Gönül Ser, Süha Pekmezoğlu, Ali Demir, Küçük Yıldızlar: Cenker Altan, Serkan Altan, Benek Aysoy,

Konu: Film, ikisi de ünlü birer müzisyen olan iki kardeşin öyküsünü konu edinir. Altan ve Adnan çocukken geçirdikleri bir kaza sonucu ailesini kaybeden iki kardeştir. Üstelik kaza sırasında Adnan sakat kalarak tekerlekli sandalyeye mahkûm olur. İki kardeş çocukluklarından beri müziğe büyük bir ilgi duyar. Ancak Altan Batı müziğiyle ilgilenirken, Adnan Türk müziğine yakındır. Öte yandan Altan konservatuara girmiştir, ancak Adnan kendi çabasıyla piyasaya girmeye çalışmaktadır. Bu durum öteden beri Altan’ın Adnan’ı küçük görmesine neden olur. Altan konservatuarı bitirdikten sonra eğitim için yurtdışına çıkar. Bu olay Adnan’ın müzik üzerine çalışması için bir fırsat yaratır. Ancak Altan’ın gölgesi daima Adnan’ın üzerinde olacaktır. (Hasan Sakın)

GİZLİ DUYGULAR (1984)


Yönetmen: Şerif Gören
Senaryo: Turgay Aksoy
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Uzman Film/Ferit Turgut, Kadir Turgut

Kamera Asistanı: Erdal Kahraman, Yönetmen Yardımcıları: Turgay Aksoy, Ayşegül Gökçe, Set: Bedri Uğur, Sabit Çolakel, Mahmut Demir, Işık: Mustafa Koçyiğit, Erol Yazıcıoğlu, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Mustafa Yıldız, Renk Umanı: Sabahattin Hoşses, Sesleri Alan Necip Sarıcıoğlu, Yapım Asistanı: Ahmet Çakarlı, Yapım Görevlisi: Selahattin Koca,  (Lale Film Stüdyosunda hazırlanmış, Yeni Lale stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Müjde Ar, Bülent Bilgiç, Zümrüt Cansel, Ali Tutal, Göksel Kortay, Necati Bilgiç, Füsun Demirel, Yalçın Turpar, Gülşen Girginkoç, Haşmet Zeybek, Ümit Yeşim, Yaşar Alptekin, Nurettin Alkış, Şelale Güven,

Konu: Ayşen, aşka vakit bulamayan, cinselliği yaşayamayan geç kalmış bir bakiredir. İstanbul'da bir kız arkadaşıyla birlikte bir evde otururlar. Aile ve çevre baskıları nedeniyle bir erkek arkadaşı dahi olmayan, Ayşen, bir laboratuvarda çalışarak hayatını kazanır. Ayşen'in tekdüze bir yaşantısı vardır. İş dönüşü, geceleri kitap okuyarak cinsel düşler görür, ya da karşı apartmandaki genç kızın erkek arkadaşlarıyla yaptığı toplantılarını, sevişmelerini açık perdelerinden izler. Aynı laboratuvarda çalışan çapkın bir genç olan Cem'le (Bülent Bilgiç) ilişki kurar. Cem, Ayşen'in yaşamına giren ilk erkektir. Laborant Ayşen, bu yeni yaşamında mutlu olmaya çalışırsa da Cem'le tedirgin bir beraberlik sürdürür. Çünkü Cem, uçarıdır. Ve bu beraberliklerinde bazı kopuklukların var olduğunu görür. Hele karşı apartmandaki kızla Cem'in ne denli ilişkiler içinde olduğunu gene açık perdeler arasından görünce her şey ortaya çıkar. Çünkü Cem'in onu bu denli sevmeyişinin suçu kendisinde, iç dünyasındadır.

* Bir kadını bedensel ilişkiye geçebilme rahatına erişebilmesi perde arkası röntgenciliği sonucu doğan bir özenti midir? Bu özentinin sonucunda fırıl fırıl dönen bir dünyada mı geçer cinsel ilişkiye? Hadi geçti insafınıza Şerif Gören. Değil Türkiye'de, herhangi bir "özgür kadın" dolu Batı ülkesinde kadının birinin, üstelik yaşamında bir tek erkekle ilişki kurabilmiş bir kadının, kapının ödündeki adamı koluna takıp gidi-vermesi hangi psikolojik, sosyolojik, biyoojik, hatta seksolojik sürecin sonucu olabilir? Patolojik bir vakadan öte nasıl geçer? (Zeynep Avcı, "Namuslu" kadından "özgür" kadına, Videosinema, S.:12, Haziran 1985)


* Bir dönem önce sosyalist düşüncenin yüzeysel aktarımı sinemada nasıl ağdalı bir popülizme ve kaba bir işci kuyrukçuluğuna vardıysa, "Gizli Duygular"da da Freud Fromm “32” Reich ekseninde gelişen düşüncenin sorgulanmadan aktarımı yüzeysel bir çözümde noktalanıyor. Özellikle From'un fılmin bölüm aralarında gözüken pembe eflatun karelerin rengindeki düşüncesinin savunucusu, "Gizli Duygular"ı toplumsal bağlamından koparılmış bir sevgi fetişizmine götürüyor. (İbrahim Altınsay, Milliyet Sanat Dergisi, S.: 115,1 Mart 1985)

► "Gizli Duygular", küçük, iddiasız, tecimsel amaçlarla planlanan sonuçta ahlak üstüne Ayşen'in çevre ilişkileri evde, yolda, çeşitlemeleriyle baş eser olmanın kıyısından dönen, birtakım hatalarıyla bu arada yönetmenin sinema eleştirmelerini dışlayan sözlerini bile izlenmesinden duyulan keyifle unutturan ilginç bir film. (Burçak Evren, Gelişim Sinema, S.: 6, Mart 1985) ”

* Ayşen'in çevre ilişkileri evde, yolda, çarşıda, işyerinde ustaca, tutumla bir gerçekçilikle verilmiştir. Şunu düşünüyorum: Ayşen'ler şimdi (onu da bilemem ya) belki sayıca fazla, güçlü değiller, ama akıl almaz bir hızla çoğalırlar; bu bir yana gizli güç etkinlikleri ise elle tutulur ağırlıktadır. Yeni Romanlar, Oyunlar,şiirler, filmler,güç bela da olsa, bunların dişlerinden tırnaklarından arttırabildikleri üçbeş kuruşla ayakta durabilir. Bunlara bu açıdan sevecenlikle yaklaşma güzel bir şeydir. (Orhan Barlas, Fahriye Abla’nın intikamı ya da “Gizli Duygular” Videosinema, Haziran 1985)

* Şerif Gören her ne kadar zaman zaman yaptığı çıkışlarla "eleştirmenleri takmadığını, sevmediğini" söylese de, anlaşılan bayağı takıyor. "Gizli Duygular", öncelikle, aralarında eleştirmenlerin de bulunduğu bir aydın kesimine seslenen bir film... Öncelikle aydınlara çeşitli "göz kırpmalar" var, hem de Gören'in bir zamanki senaryocusu Ahmet Soner'in öykülerinde olduğu gibi, yalnız taş atma, giderek alay etme amacıyla değil. Sözgelimi otobüs yolcularından biri "Cumhuriyet, bir diğeri ise, "Gelişim Sinema" okuyor! Filmin kahramanlarından İkisi, Sinema Günleri'nde tanıştıklarını söylüyorlar! Saygı içinde yapılan bir ziyarette, kamera sinemacıların ünlü yuvarlak masa'sına çevriliyor ve bir an duru-yor. Tüm bu, İngiliz deyimiyle "private joke"lar, yani anlayana seslenen değinmeler, Gören'in aydın bir seyirciyi "tavlamak" arzusunu ortaya koyuyor. Ama önemli olan kuşkusuz bunlar değil, önemli olan, Gören'in bilinen kıvrak ve akıcı anlatımıyla verdiği bu öyküde, genelde düştüğü bir yanlışa düşmemesi, filmin geneli içinde ve Özellikle sonda hiçbir Ödün vermemesi... 

Sözgelimi "Güneşe Giden Yol"da tüm filmi zedeleyen anlamsız son gibi... Gören, bu kez, filmini çok çok sevdiğim bir sonla bitiriyor. Son derece ekonomik biçimde verilen, yalın, sanki havada bir final bu... "Karşı evdeki kız"ın gerçek kişiliği, birkaç kitap, plak ve tablo aracılığıyla da olsa beliriveriyor ve bu bağlamda karşı evdeki kız Cem ilişkisi olsun, Cem'in gerçek kişiliği olsun, yepyeni bir ışıkla aydınlanıveriyor. Bu, belki de Ayşen'in de kendi kişiliğini buluşu, erotik romanlardan, TV dizilerinden ve yapay korkulardan kurtularak gerçek hayata katılışı demektir... Filmin kısa, ama aydınlığa ve umuda açık son sahnesinde belirdiği gibi...

Diğer yandan, filmin ilginç bir özelliği de, bir "röntgenci filmi" olması... Karşıda, perdeleri sürekli açık veya aralık duran evle ve o evde olanlarla Ayşen'in ilişkisi, filme sürekli olarak bir "röntgenci filmi" niteliği veriyor. Sinema tarihindeki Hitchcock'un "Arka Pencereli veya Michael Powell’n "Kadın Katili” gibi baş yapıtları anmamak olanak-sız,,. Ancak görülenin, hele perde aralığından görünenin ne denli yanıltıcı olduğu, gerçeği yansıtmaktan ne denli uzak olduğu konusunda finalde gelen sürpriz, bu alçak gönüllü filme nerdeyse genel bir düşünsel boyut, bir tür felsefe kazandırıyor. Müjde Ar'ın ve sonunda kendisini kanıtlayan, yetenekli bir oyuncu olduğuna İnandığım Bülenç Bilgiç'in oyunlarıyla da değerlenen, mevsimin en ilginç yerli filmlerinden biri, "Gizli Duygular..."


GIRGIRİYE'DE BÜYÜK SEÇİM (1984)

Yönetmen : Temel Gürsu
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Yönetmen yardımcısı: Gülin Tokat, Kamera Assistanı: Engin Uludoğan, Müzik: Hurşit Yenigün, Şarkılar: Özlem Uluğaşkın, Işık Şefi: A. Salim Yaşar, Işık Asistanı: Kadir Dökmeci, Murat Omay, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Negatif Montaj: Ali Berkant, Senkron: Mustafa Kent, Laboratuvar: Armağan Köksal, Prodüksiyon Amiri: Adnan İrkut, Necati Şimşek, Renk Düzenleme: A. Tümay Rızai, (Sineray Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)

Oyuncular : Müjdat Gezen (Bayram), Gülşen Bubikoğlu (Gülliye), Perran Kutman (Sabahat), Münir Özkul (Emin), Adile Naşit (Zekiye), Şener Şen (Haydar), Ayşen Gruda (Sevim), Asuman Arsan (Rabiş), Öztürk Serengil (Tayfur), Hayri Caner, Sami Hazinses, Yadigar Ejder, Süheyl Eğriboz, Turgut Özatay, Cevat Kurtuluş, Nejat Gürçen, Memduh Ünsal, Nevzat Açıkgöz, Yaman Tüzcet, Ferhan Tanseli, Deniz Dümer, Kamer baba

Konu: Sulukule’de yaşam sürmektedir... Güllüye (Gülşen Bubikoğlu), annesi Sabahat (Perran Kutman) ve dayısı Bekir (Şemsi İnkaya), Bayram (Müjdat Gezen), babası Emin (Münir Özkul), kızkardeşi (Ayşen Gruda) ve halası Rabiş (Asuman Arsan). Tüm Sulukuleliler toplanmış, yeni çeribaşı seçimi için adaylarına destek vermektedirler. Eskiden babadan oğula geçen bu görev için modern çağa ayak uydurulup genel seçime gidilmiştir. Aşırı sarhoşluktan dolayı görevden alı-nan son çeribaşı Bekir’le Bayram iki rakip adaydır. Bol keseden vaatlerle çekişen iki tarafın kavgası, yine karakolda biter. Bu arada para ağır basınca Sabahat’ın baskısı ile Güllü, uyuşturucu kaçakçısı Tayfur’un (Öztürk Serengil) gazinosunda sahneye çıkar. Bayram’la, Tayfur’un çantaları karışınca, Güllü yüzünden üzüntüden intihar aşamasına gelen Bayram, çantadan çıkan paraları görüp yaşamaya (!) karar verir. Ailesi ile lüks bir otele yerleşir, gösteriş içini kendilerini eğlendirsin diye de, Güllü ile annesini tutar. Paraların Bayram’da olduğunu öğrenen Tayfur, yerlerini öğrenmesi için Güllü’yü görevlendirir. Güllü, her şeyi Bayram’a anlatır ve onunla barışır. Deli Tayfur ve adamları planları suya düşünce Bayram’ı kaçırırlar. Güllü yerlerini biliyordur ve polislerle oraya gider. Bayram kurtulur. Döndüklerinde de seçimi kazanıp çeribaşı olur.

GEÇİM OTOBÜSÜ (1984)


Yönetmen: Süreyya Duru, Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Müjgan Aydın
Kameraman: Ali Uğur, Salih Dikişçi,
Erhan Canan
Yapım: Taylan Ticaret/Akman Harmankaya

Yardımcı Yönetmen: Kamil Renklidere, Recep Filiz, Set Ekibi: Taci Erşan, Mustafa Boğan, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, Montaj: Özdemir Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Acar Film Stüdyosu Renkli Laboratuvarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Bulut Aras, Meral Orhonsay, Ahmet Sabahi, Ergun Köknar, Suna Pekuysal, Yusuf Sezgin, Yıldırım Gencer, Öztürk Serengil, Barış A. Jöntürk, Hayati Hamzaoğlu, Levent Çakır, Işıl Yücesoy, Menderes Samancılar, Kadir Savun, Aliye Rona, Necdet Yakın, Nejat Gürçen, Talat Gözbak, Sami Hazinses, Yüksel Gözen, Bilun Nazlıhan, Berrin Tuncel, Ayten Erman, Aynur Aydan, Aydın Haberdar, Kazım Kartal, Feryal Feray

Konu: Filmde, belediye başkanlığı seçimlerinde adaylar arasında yaşananlar konu edilir. Örenyurt adında bir kasaba ilçe olur. Bunun üzerine yörenin zenginlerinden Zühtü ve Tarık belediye başkanı olmak ister. Seçimlere adaylıklarını koyan ikili, seçim otobüsleriyle kasabaya doğru yola çıkar. Yolculuk boyunca aynı kasabaya giden Geçim Otobüsü isimli halk otobüsü ile beraber seyir ederler. Geçim otobüsü kasabalıyı taşırken, seçim otobüsleri rekabet hâlinde olacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


GECE YARISI (1984)


Senaryo ve Yönetmen: Oğuz Gözen
Görüntü Yönetmeni: Mükremin Şumlu
Yapım: Mete Film/Necdet Erdur

Oyuncular: Efkariye, Yılmaz Şerif, Sevim Egesoy, Mustafa Dik, Sevim Egesoy, Tevfik Şen, Giray Alpan, Ayşegül Yıldız, Yılmaz Kurt,

Konu: Konu: Film, gazeteci bir gençle bir hayat kadını arasındaki aşk öyküsünü konu alır. Orhan bir gazetede muhabirlik yapmaktadır. Gazetenin tirajları son dönemde düşüşe geçmiştir. Bu nedenle yönetim bunun önüne geçmeye çalışmaktadır. Bu amaçla o sırada kamuoyunun dikkatini çeken bir seri cinayet hakkında yazı dizisi hazırlaması için muhabir Orhan görevlendirilir. Orhan bu arada bir genelevde tanıştığı Arzu adındaki kızın hayat hikâyesini yazı dizisi olarak yayınlamak için çalışma yapmaktadır. Röportajlar sırasında bir araya gelen ikili arasında duygusal bir yakınlaşma başlar. Öte yandan seri cinayetler için soruşturma başlatan Orhan, cinayetlerin faili olan çetenin dikkatini üzerine çeker. Çetenin tehditlerini dikkate almayan Orhan, büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. (Hasan Sakın)

GECELERİN ADAMI (1984)

Senaryo ve Yönetmen: Fikret Tınaz
Kamera: Serdar Servidal
Yapım: Olimpiya Film/İsmet Atalay

Oyuncular: Hüseyin Altın (Arabesk Sanatçısı), Nesrin Şahan, Hayati, Hamzaoğlu, Sümer Tilmaç, Kadir Savun, Güneş Olcay, Feryal Feray, Adnan Mersinli Tahsin Koray, Emel İpek


FİRAR (1984)

Yönetmen: Şerif Gören
Senaryo: Erdoğan Tünaş (Osman Şahin’in bir hikayesinden)
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Yapım: Gülşah Film/Selim Soydan

Set Ekibi: Bedri Uğur, Azmi Yıldız, Kadir Çil, Müzik: Yeni Türkü, Kurgu: Mevlüt Koçak, Işık Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Metin Erdoğdu, Erol Yazıcıoğlu, Kamera Asistanı: Cem Esertepe, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Selahattin kaya, Ziya Uçak, Mustafa Yıldız. Negatif Kurgu: Yusuf Aldırmaz, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Yapım Sorumlusu: Selahattin Koca, Yapımcı Koordinatör: Turgay Aksoy, (Yeni Lale Stüdyosunda hazırlanmış Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Talat Bulut, Asuman Arsan, Metin Çekmez, Haldun Ergüvenç, Meral Çetinkaya, Tuncer Sevi, Hale Akınlı, Pınar Afşar, Hülya Özgür, Fikret Fırtına, Viveka Kangas, Seda Tüfekçi, İhsan Gedik,

Konu: İki çocuklu Ayşe (Hülya Koçyiğit) metres oturduğu kocasını, nikah kıymayıp oyaladığı için öldürür. Tutukevinde, kaçmak için topal gardiyanla (Talat Bulut) ilişki kurar. Ayşe'nin tam amacı hapse girdiği süre içinde çocuklarını bulmaktır. Ayşe hapisten kaçtıktan sonra yakınlarının aracılığıyla bir şantiyede iş bulur. Şantiye şefi ile erkeksizlik nedeniyle yatar. Ve sonunda iki yavrusuna kavuşursa da, polisler tarafından yakalanıp, tekrar cezaevine gönderilir.

Ödül: *luslararası İstanbul Sinema Günleri 1985'de gösterime giren filmler arasında Yankı Dergisi'nin sinema yazarlarınca düzenlediği "anket" sonucu "en iyi yerli film" seçildi.
► Ayrıca Sinema Yazarları "1984-85 Sinema Mevsiminin
► En başarılı filmleri ve sanatçıları oylamasında "3. film",
►Metin Çekmez En başarılı yardımcı erkek oyuncu"

* Filmin en zayıf yanı, öykünün işlenişinde. Kadının öldürdüğü adamla ilişkilerini anlatan geriye dönüşler iyi bütünleşmiyor. Filmin diğer bölümleriyle ve finalin biraz aceleye gelmiş bir havası var. (Yavuz Çetinkaya, Milliyet Sanat Dergisi, S.: 111, 1 Ocak 1985)

* Gören'in "Firar"ı, sinemamızda kadın üzerini şimdiye değin yapılanlardan oldukça farklı ve olumlu yakIaşımlar içeren değişik bir film. Şimdiye dek Türkan Şoray gibi klişeleşmiş oyunculuğuna pek yakınlık duymadığım Hülya Koçyiğit de, beni itiraf etmeliyim bu saptamamdan vazgeçirecek denli olağanüstü bir oyun sergiliyor. (Burçak Evren, Gelişim Sanat, Ocak 1985)

Gören, "Firar"da sağlam bir malzemeye, Osman Şahin'in İlginç bir öyküsüne yaslandığı için uzun zamandır elinden kaçırdığı başarı çizgisini yakalamış, Film, iyi incelenmiş bir avuç kişiliği aracılığıyla baştan sona inandırıcı bir öykü anlatırken, günümüz Türkiye'sinin çeşitli sorunlarından gerçekçi bir kesit veriyor. Ama bu filmin en ilginç yanı, kuşkusuz sinemamızda görülmedik biçimde kadına ve onun cinsel sorunlarına eğilmesi... Ayşe'nin kimliğinde, cinsel doyumsuzluğu ön plana çakan, yeri geldiğinde duygularını bile bastıran, erkeğe karşı istek duyan ve bu isteği somutlaşan, ayakları sapasağlam yerde bir kadın tipi geliyor karşımıza... 

Hülya Koçyiğit'in sıra dışı oyunuyla iyiden iyiye belirlenen bu tipin canlılığı, yaşarlığı, onun sinemamızda yeni bir aşamayı, kadına yeni tür bir yaklaşımı haberler düzeye getiriyor. Gören, öykünün getirdiği esinle çok etkili bazı sinemasal anlar yakalamayı biliyor: Topal gardiyanın Ayşe'ye ilk kez yaklaştığı veya iğne olan bir mahkûma gözünün kaydığı sahnelerde olsun, 'sağlıkçı ile geçirdiği serüveni anlatan bir mahkûmu dinleyen tüm kadınların toplu mastürbasyona gittikleri bölümde olsun cinselliğin bayağılığa düşmeden elle tutulurcasına perdede somutlaştığı çok başarılı sinema bölümleri yaratıyor. Metin Çekmez ve özellikle Talat Bulut'un çok inandırıcı kompozisyonlarıyla da bütünlenen "Firar", İkinci yarısında belli ölçüde dağılan yapısına karşın sinemamızın bu yıl (ve son yıllarda) yaptığı en ilginç filmlerden biri, kadına ve onun sorunlarına köktenci bir tulumla yaklaşan önemli bir yapıt... “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız


FİDAN (1984)


Yönetmen: Erdoğan Tokatlı,
Senaryo: Macit Koper, Erdoğan Tokatlı,
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Müzik: Muzaffer Uz
Yapım : Uzkan Film/Ahmet Uz

Oyuncular: Fikret Hakan, Talat Bulut, Nur Sürer, Güler Ökten, Asuman Arsan, Defne Halman, Bülent Kayabaş, Deniz Erkanat, Eray Kurşuncu, Murat Güler, Oktar Durukan, Erdal Tosun, Mehmet Esen, Şener Gezgen, Cengiz Sezici, Sebla Pekcan, Melih Çardak, Ali Tutal, Nazlı Aydıncık, Dursun A. Sarıoğlu, Oktay Güzelooğlu, Nilüfer Erayadın Dans Topluluğu, Break Dans Grubu, Misafir

Oyuncular: Sırrı Elitaş, Hakkı Kıvanç, Rauf Ozangil, Ekrem Dümer, Muadelet Tibet, Diler Saraç,

Konu: Köfteci Ramazan (Fikret Hakan), kızına ve oğluna daha iyi bir yaşam düzeni kurmak için köyünü terk edip İstanbul'a gelir. Kızı Fidan da (Nur Sürer) ailesine ekonomik katkıda bulunmak için bir butiğe girip tezgahtar olarak alışmaya başlar. Çeşitli bunalımları olup, bir türlü kent yaşamına ayak uyduramaz. Ama, yaşamı dans ve esrar üzerine kuran butikçinin oğlu Travolta Engin'le (Talat Bulut) ilişki kurunca da ailesinden kopar. Baba Ramazan ise küçük oğlu ile birlikte yollara düşüp kızını arar. Ne var ki Fidan'ı bulduğunda tüm dün-yası yıkılır. Çünkü büyük kentin acımasızlığı Fidan'ı yozlaştırıp tanınmaz bir hale getirmiştir.

► Filmin kimin ve hangi olay üzerine kurulduğu konusunda belli bir dağınıklık ve belirsizlik var. "Fidan"ın öyküsü müdür anlatılan? Yoksa kurtulma, kentte özgürleşme çabası mıdır? Yoksa bir babanın umutlarını yitirişi, düşlerinin çöküşü müdür? Dans meraklısı sorumsuz bir gencin yalpalamaları mı?.. Aslında bunların hepsi bir film. Ama belli bir derinsizlik içinde, dıştan, yarım bir sergilemenin ötesine geçilemiyor. (Engin Ayça, Video sinema, S.: 9, Mart 1985)

*  Erdoğan Tokatlının "Fidan'ı bir zamanlar kimi filmlerini (ve de kendisini) sevdiğim Tokatlı'dan beklenen bir "dönüş filmi" değildi, ne yazık ki.... Tokatlı, taşralı köfteci kişiliğiyle İstanbul'un punk" gençliğini karşılaştırmak gibi zaten pek aşırı olan bir çıkış noktasını, inandırıcı bir hikâye, gerçek insan boyutları olan kişiler ve uygun bir çevre çözümlemesi ile destekleyemediği için filmi tümüyle havada kalıyor, 'kültür şokunu ve toplumumuzda yaşanan kültür/değer kargaşasını yansıtmak amacına ulaşamıyordu. Özellikle erkek oyuncuların iğreti bir giysi gibi sırtlarından dökülen kompozisyonları yanı sıra bu filmde beni en çok çeken Nur Sürer’in oyunu oldu. “Atilla Dorsay “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”