Powered By Blogger

27 Mart 2020 Cuma

YARANAMADIM (1985)



Yönetmen: Mehmet Alemdar
Senaryo: Mehmet Samsa
Görüntü Yönetmeni: Ferhat Bakır
Yapım: Alemdar Film/Mehmet Alemdar
Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Yardımcısı: Enis Özaydın, Gazanfer Günsü,

Oyuncular: Müslüm Gürses, Ünsal Emre, Eşref Kolçak, Deniz Eray, Arap Celal, Fikret Fırat, Nilgün Saraylı, Bahar Boral, Süheyla Artun, Meral Çankaya, Alpay Ziyal, Yılmaz Kurt, Çocuk Yıldızlar: Serdar Alemdar,

Konu: Evlenmek isteyen sevgilisinin tecavüze uğrayarak başkasının olmasına dayanamayan fakir bir gencin dramatik öyküsü.


YANLIŞ NUMARA 1985



Yönetmen: Zeki Alasya
Senaryo: Yalçın Yelence
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Müzik: Bora Ayanoğlu
Kurgu ve Eşleme: Nevzat Dişiaçık

Yönetmen Yardımcısı: Ali Kıvırcık, Görüntü Yardımcısı: Mesut Çağdaş, Işık Yönetmeni: Ergun Şimşek, Negatif Kurgu: Adnan, Şahin, Sesleri Alan: Erkan Aktaş, (Fono Film Laboratuarında Hazırlanmıştır).

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Leyla Somer, Tuluğ Çizgen, Selma Sonat, Efgan Efekan, Bülent Ufuk,

Konu: Bir polis diğeri komiser iki yakın arkadaş ülkeden dışarı tarihi eser kaçıran bir şebeke ile mücadele eder.


YALNIZIM (1985)


Yönetmen: İbrahim Tatlıses
Senaryo: Aydemir Akbaş
Foto Direktörü: Kaya Ererez
Yapım: Emek Film/Nazmİ Özer

Yönetmen Yardımcıları: Mesut Taner, Sema Öztüzün, Kamera Asistanı: Erdoğan Ererez, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar: Armağan Köksal, Selahattin Kılıççeken, Şems Tokgöz, Renk Uzmanı: A. Tümay Rızai, Sabahattin Hoşses, Negatif Montaj: Ali Berkan, Montaj: İsmail Kalkan, Set: Ekrem Çınaroğlu, Mustafa Albayrak, Sadık Türkan, Yılmaz Bengerli, Işık Direktörü: Aslan Yıldız, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Doğan, Günay Güner, (Yeni Lâle Stüdyosu’nda seslendiril-miş, Sineray Film Stüdyosu’nda ha-zırlanmıştır.)

Oyuncular: İbrahim Tatlıses, Derya Tuna, Zümrüt Cansel, Erdinç Akbaş, Şükriye Atav, Diler Saraç, Ali Karagöz, Hüseyin Peyda,

Konu: Hamile olan bir kızla, onu seven bir marangozun aşkı.

► İbrahim Tatlıses, artık oynadığı filmlerin yönetmenliğini de üstleniyor. Bu alanda yaptığı birkaç çalışma, kimi eleştirmen arkadaşlarımca ilgiyle karşılandı, belli ölçülerde övüldü, desteklendi. Doğrusu ya, "Arabesk filmlerle bırakınız toplumcu bildiriler vermeyi, iler tutar bir hikâye bile anlatılabileceğine, bu filmlerin doğal, yapısal özellikleri nedeniyle artık aklım kesmiyordu. Bu yüzden bu tür filmleri son yıllarda pek izlemiyordum. Ama Tatlıses'in kaçırdığım birkaç filminden sonra yeni filmini izlemek gerekir diye düşündüm... İbrahim Tatlıses'in yönetmenliğe sıvanması, öncelikle tek başna olumlu veya olumsuz olarak nitelenemeyecek bir olay. Ben bir dizi yazımda, çağın en karmaşık, ama en etkili sanatı sinemanın bir toplumun en aydın, en eğilimli kesiminin de katkısıyla oluşması gerektiğini, bunun "seçkinci bir sinema" değil, kitleler için "seçkin bir sinema" olması gerektiğini yazdım, savundum. Ama bu, kuşkusuz eğitimi ne olursa olsun, içinde bu işe heves, giderek tutku taşıyan yetenekli kişilerin de sinemaya, yönetmenliğe sıvanmaması gerektiğini ileri süren katı bir görüş değildi. Bu hafta çıkan bir sanat dergisinde bir okur "duvar örmeden film yönetmeye" başlıklı yazısında sinemada yönetmenin önemine, filmle yönetmen arasındaki organik bağa değinerek, "duvar örmekten" gelenlerin yönetmenliğe sıvanmalarını eleştiriyor. "Duvar örmekten" değilse de çok başka, değişik işlerden gelenlerin kimi zaman sinemamızda ne denli başarılı olduğuna değin az da olsa örnekler var, O açıdan böyle bir olaya "peşinen" karşı çıkmak doğru olur mu?

Olmaz kuşkusuz. Ama ne "Yalnızım", ne de Tatlıses'in diğer yönetmenlik denemeleri üstüne duyup okuduklarım, bu konuda pek umutlu olmayı da getirmiyor doğrusu. Tatlıses, "Arabesk" furyasının sinemamıza esip savurduğu birçok şarkıcıtürkücünün bana kalırsa yeteneklisi. Oyuncu olarak abartmalardan gitgide arınan yalın, temiz bir oyunu var. Sesi kendi türünde gerçekten güçlü, "yanık", etkileyici. Filmlerini kendi yönetmeye sıvanması,

konularını özenle araması, seçmesi olumlu. "Yalnızım" diğer arabesk filmlerin ve tüm Türk usulü melodramlarımızın bin bir olayla yüklü karmakarışık, abartmalı olay yapısına düşmeden, alabildiğine yalın, düz bir öyküyü anlatıyor. Hem de adı "usta'ya çıkmış, bu konularda "uzmanlaşmış" onca eski-yeni yönelmenden daha kötü değil, belki daha da iyi anlatıyor. Belli bir dekor, mekan duygusu, rahat bir oyuncu kullanımı var Tatlıses'in... Şarkılarını ise filmin iç ritmini bozmadan nerdeyse mantıksal biçimde olay örgüsüne yerleştirmiş.

Ama bu kadarı yeterli mi? Tatlıses yasında bir adamın çocukluk aşkına bir türlü aşkım "açamaması" kızın da gidip ilk rastladığı erkekten gebe kalması olayı, 1985 Türkiyesi'nde ne anlam taşıyor? Kadına bir "mal" olarak bakışın, feodal ahlâk ölçülerinin tüm kalıntılarının sindiği bir hikâyede, "kirlenmiş" kadının acılı bir sonla ölmesiyle hikâyenin bitmesi, Arabesk film mantığından başka hangi Öyküde gerçek bir çözümdür? Tatlıses, bize tüm şarkı, türkü sanatçıları arasında en içten ve belki gerçekten en yeteneklisi olarak gözüküyor. Ama şimdilik, biraz eli yüzü düzgün şarkılı melodramlar yapmaktan bir adım Seriye gitmeyen, gidecekmişe de pek benzemeyen, sınırlı, çok sınırlı bir başarı bu... Bu kadarı için, günümüzde çok daha ileri bir yerde olan Türk sineması içinde fazla gürültü koparmaya gerek yok sanırız.,,”Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

VAZGEÇTİM SENDEN (1985)


Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Muzaffer Turan
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Oyuncular: Ümit Besen, Filiz Ersürer, Ünsal Emre, Oya Demir, İsmail Hakkı Şen, Selahattin Fırat, Hikmet Taşdemir,

Konu: Ünlü bir şarkıcı olan Ümit birlikte olduğu bir kadın tarafından bir süre sonra şantaja uğramaya başlar şantajı yaptıran kadının dostu Hikmet’tir ve sürekli Ümit’ten para sızdırmaya başlar fakat kadın fazla dayanamaz Ümit’ten daha para alamayacağını söyler kadın dostu tarafından öldürülür duygusal bir film.


VAHŞİ AŞK (1985)


Yönetmen: Ümit Efekan
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Emek Film/Nazmi Özer

Oyuncular: Harika Avcı, Neşe Aksoy, Ekrem Bora, Hakan Balamir,

Konu: Şoför Hakan Harika’yı bir otele götürür. fakat orda bir cinayet işlenir. ve oradan harikayı uzaklaştırır ve ona şantaj yapmaya başlar. Hakan bir suçtan dolayı hapse girer. Bu arada Harika iş adamı Ekrem’le tanışır ve evlenirler. Hapisten çıkan Hakan Harika’nın izini bulur ve Harika’nın evlendiği adamın şoforü olarak işe girer ve şantajlarını devam ettirir. Bu baskılara dayanamayan Harika, Hakan’ı öldürür.

UYANIKLAR DÜNYASI (1985)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Sedat Ülker
Yapım:Beyoğlu Film/Erol Şenbecerir

Reji Asistanı: Ümit Hiçdurmaz, Işıklar: Doğan Atakan, Yardımcıları: Cavit Aydın, Erdem İstanbullu, Ahmet Kalay, Kameraman Asistanı: Ali Utku, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Montaj-Senkron: Sedat Karadeniz, Negatif Montaj: Ali Berkan, Set Amiri: Sonay Kanat, Yardımcıları: Kemal Kundak, Orhan Gök, Laboratuvar: Armağan Köksal, Şems Tokgöz, Fehmi Acar, İzzet Tatlıcı, Renk Uzmanları: Sabahattin Hoşsöz, A. Tümay Rızai, Prodüksiyon Amiri: Tevfik Atakan, (Sineray Film stüdyo ve Laboratuvarları tarafından hazırlanmıştır.)

Oyuncular: İlyas Salman, Mehmet Ali Erbil, Ayşen Gruda, Seher Şeniz, Neriman Köksal, Tevhit Bilge, Melek Dolaş, Barış Altay, İhsan Baysal,İlker Şenbecerir, Soner Şenbecerir, Alper Şenbecerir, Oktay Bilmem, Tevhid Bilge, Yadigar Ejder, Gönül İsmail, Sevda Saldıray, Melek Dolaş, Nurgül Candan, İbrahim Kurt, Ali Güney, Cesur Barut, Faruk Savun, Süheyl Eğriboz, Haydar Koba, Cemil Cavar, İsmail Dursun, Fahri Pehlivan,

Konu: İlyas minibüs satın almak için köyünden şehire iner. Uyanık kişilerce dolandırılır. O da bu adamların peşini bırakmaz, Komik olaylar gelişir.

UNUTAMADIM (1985)



Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Kamera: Sedat Ülker
Yapım: Doğan Film/Erdoğan Gözen

Set Ekibi: Yılmaz Sengerli, Orhan Gök, Kamera Asistanı: Ahmet Serviidal, Yönetmen Yardımcısı: Ali Kıvırcık,

Oyuncular: Gökhan Güney, Oya Aydoğan, Eray Özbal, Tevhid Bilge, Hüseyin Kâşif, Merih Fırat, Küçük Yıldız : Burcu

Konu: Evli bir plak şirketi olan bir adam bir genç kıza aşık olur kızında sesi güzeldir ona sanatçılık teklifi götürür aralarında yasak bir aşk başlar olaylar karışır


TELE KIZLAR (1985)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Kemal Seden, Kamera Asistanı: Engin Uludoğan, Işık Ekibi: Ali Salim Yaşar (Şef), Kadir Dökmeci, Murat Omay, Sanat Yönetmeni: Sohban Koloğlu, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj: Mehmet Bozkuş, Negatif Montaj: Ali Berkant, Renk uzmanı: Sabahattin Hoşses, Laboratuar: Ad-nan İrkut, Necati Şimşek, (Sineray film Stüdyosunda hazırlanmıştır.

Oyuncular: Tarık Akan, Hülya Avşar, Nuri Alço, Şehnaz Dilan, Zümrüt Cansel, Yılmaz Zafer, Turgut Özatay, Belkıs Dilligil, Nejat Gürçen, Sırrı Elitaş, Diler Saraç, İhsan Baysal, Esra Elbişik, Nuran Aykut, Songül Şimşek

Konu: Şahin (Tarık Akan) kadın tacirlerinin peşinde yürekli, atak bir polis komiseridir. Yıllar boyunca peşinde olduğu beyaz kadın ticareti yapan çetelerin korkulu rüyasıdır adeta. Toplum vicdanını ya-ralayan yasadışı suç şebekelerinin en azılı haydutlarından biri olan Yusuf (Nuri Alço) saf genç kızları yakışıklılığı ile tuzağa düşürüp satmakta, hepsinin giderek birer fahişe olmasına neden olmaktadır. Buna dayanamayan Sema adlı bir tele kız bileklerini keserek intihara kalkışır. Yusuf başlarının belaya girmemesi için onu götürüp ormana bırakır. Olaya Cansu adlı başka bir tele kızın tanık olduğunu gören Yusuf onu da tehdit eder. Korkan genç kız, güvendiği bir fahişe olan Çağla’nın (Hülya Avşar) evine sığınır. Çağla Cansu’yu saklar, yerini kimseye söylemez. Polis intihar eden Sema’nın Çağla ve Cansu’nun arkadaşı olduğunu öğrenir. Çağla’yı bulur, fakat ondan bir şey öğrenemez. Bu arada Yusuf Cansu’nun gizlendiği yeri bularak onu öldürür. Çağla Cansu’nun ölümü üzerine bütün bildiklerini komiser Şahin’e anlatır ve geçmişine bir sünger çekerek namuslu bir hayat sürmeye başlar. Şahin’le aralarında duygusal bir yakınlık başlamıştır. Aşık ve mutludurlar. Şahin Çağla ile işbirliği yaparak onun Yusuf’u kandırıp her şeyi itiraf ettirmesine neden olur. Yusuf bunun bir tuzak olduğun anlar ve kaçar. Polis Yusuf’un itiraflarının izini sürerek büyük patronları yakalar. Çağ-la ile kızını rehine alarak kaçan Yusuf, Şahin’in amansız takibinden kaçamayacak, Çağla, küçük kızı Ebru ve komiser Şahin için yeni, umut dolu, temiz bir yaşam başlayacaktır.

TATLI BELA (1985)


Senaryo ve Yönetmen: Çetin İzzet Özkaya
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Ererez
Yapım: Tek Star/Seda Sevinç

Oyuncular: Ünsal Emre, Piraye uzun, Seda Sevinç, Neriman Köksal

Konu: Öldürülen bir şarkıcı kızla onu seven iki erkeğin aşk mücadelesi.


TAPILACAK KADIN (1985)



Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Sefa Önal
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay, Sertaç Karan
Yapım: Burak Film/Sungur Esen, İbrahm Mertoğlu

Kurgu: Necdet Tok, Negatif Kurgu: Nevzat Dişiaçık,

Oyuncular: Hülya Avşar (Sabiha), Tolga Savacı (Ahmet), Ekrem Bora (Vedat), Merih Fırat, Hüseyin Fırat, Hüseyin Peyda (Patron), Oktar Durukan (Sedat), Piraye Uzun, Baykal Kent (Osman Bey), Bilge Zobu (müşteri), Tahsin Koray, Salih Kırmızı, Baki Tamer, Selahattin Fırat, Diler Saraç, Nejat Gürçen

Konu: Hülya meşhur bir şarkcıdır. İki erkek kendisini sevmektedir. Araya kötü adamlar girer, Hülya öldürülür

ŞENDUL ŞABAN (1985)

Senaryo ve Yönetmen: Kartal Tibet
Görüntü Yönetmen: Rafet Şiriner
Müzik: Cahit Berkay
Kurgu: Mevlüt Koçak
Yapım: Cem Film /Yahya A. Kılıç

Yardımcı Yönetmen: Ahmet Sezerel, Dublaj: Saadettin Erbil, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Sebahattin Hoşsöz, Laboratuvar Şefi: A. Yümay Rızai, Negatif Montaj, Ali Berkant, Işıklar: İsmet Yurtçu, Selçuk Öktem, Set Ekibi: Cengiz Öktem, Mustafa Boad, Ali Rıza, Yapım Yönetmeni: Ekrem Gökkaya, Asistanı: Fevzi Coşkun, (Sineray Film Stüdyo ve Laboratuarları tarafından hazırlanmıştır)

Oyuncular: Kemal Sunal, Nevra Serezli, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Ayten Erman, Nermin Denizci,

Konu: Aynı fabrikada çalışan ve aynı apartmanda oturan Şaban ile Ali iyi arkadaştırlar. Şaban evli ve iki çocuklu Ali ise bekardır. Birgün Müdür ikisinin de işine son verir. Şaban ne kadar iş ararsa da bulamaz çare kalmayınca da karısının çalışmasına razı olur. Şimdi bütün ev işleri Şaban'a kalmıştır. 

ŞAHADET (1985)


Senaryo ve Yönetmen: Yunus Yılmaz
Görüntü Yönetmeni: Şener Işık
Yapım: Metro Film/Zeki Kafalı

Oyuncular: Bilun Nazlıhan, Mustafa Güler, Mustafa Öztan, Hakkı Kıvanç,

Konu: Mafya ile mücadele eden iki karateci gencin öyküsü.


ŞABAN PABUCU YARIM (1985)


Yönetmen: Kartal Tibet
Senaryo: Aydemir Akbaş, Halit Akçatepe
Görüntü Yönetmen: Rafet Şiriner
Müzik:Cahit Berkay
Yapım: Cem Film/Yahya A. Kılıç

Yönetmen Asistanı: Meral Bayer, Kamera Asistanı: Mahmut Yumuşak, Yardımcı Yönetmen: Ahmet Sezerel, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Kurgu: Mevlût Koçak, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar Şefi: A. Tümay Rızai, Set Ekibi: Cengiz Ökten, Mustafa Boad, Ali Rıza, Işık: Recep Biçer, Nuri Akçabay, Yapım Yönetmeni: Ekrem Gökkaya, Yapım Asst.: Fethi Coşkun, (Sineray Film stüdyo ve laboratuarlarında hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Reha Yurdakul, Fulya Özcan, Müge Akyamaç, Barış Altay, Nermin Denizci, Ümit Yesin, Yadi-gâr Ejder, Gazanfer Gündüz,

Konu: Şaban halası Adile ve halasının camii avlusunda bulduğu Zeynep ile birlikte yaşamaktadır. Zeynep Şaban'ı sevmekte fakat Şaban ise aynı mahalleden Pamra'ya tuıtkundur. Mahallede ekmek dağıtan Halit ise Zeynep'e vurgundur. Bu arada oyun parkının olduğu arsa ile Şaban'ların oturduğu evin arazisini satın alan işadamı Haydar o araziye site yapacağından Şaban'lara çıkmaları için bir süre verir. Süre dolduğunda evi yıkmak için gelenleri bir sürpriz beklemektedir.

► Kendi deyimiyle, Şaban tipini "silahsız saf kovboy" olduğunu söyleyen Kemal Sunal'ın öykü içindeki ağırlığının fazla olmaması "Şaban"ın sakar kahramanlığı ile özdeşleşmeye alışmış izleyiciyi filmden soğutmuş olabilir. Ama, "Şaban Papucu Yarım", bundan on yıl önceki Arzu Film'in aile filmini anımsatan bir "naif iyimserlik" taşıyan bir yapıt. (Yavuzer Çetinkaya, Milliyet Sanat D. S. 132, 15 Kasım 1985)

► Güldürü, zor zamanların türüdür. Toplumca büyük bunalımların yaşandığı, büyük sıkıntıların çekildiği, ortak paranoyalara giden dönemlerde gül-dürünün de etkisi artar, varlığı doğrulanır. Günümüz Türkiye'sinin, görünürdeki sakin, durgun halinin ardında, bu türden toplumsal bir rahatsızlığın sancılarını çektiği görmezden gelinebilir mi? Özellikle fiyatların alıp başını gittiği, milyonlarca insa-nın iş, konut, gündelik ekmek gibi en yaşamsal sorunlarını çözümleyemediği, korkunç toplumsal uçurumların git gide daha belirgin hale geldiği bu ortamda?..

Kemal Sunal filmlerinin başarısının nedenlerinden biri de kuskusuz budur. Bir büyük ekonomik bunalım dönemine denk gelmiştir Sunal; ve ilginç yüzü, mimikleri, küfürleri kadar, belki bunlardan da çok, temsil ettiği 'halk çocuğu' tipinin yaygınlığı ve bu tipin en soyut, genel ve iyimser biçimde de olsa, toplumdaki 'kötü'lere karşı verdiği savaşım, gösterdiği direniş,, elbette benzer durumları yaşayan geniş kitlelerin, 'yaşamın sillesini yemişlerin, her gün yeni bir sıkıntıyı, yeni bir zammı, yeni bir güçlüğü gö-ğüsleyenlerin ilgisini çekmiş, desteğini bulmuştur. Bir film süresi boyunca bite olsa, 'sokaktaki adamla alabildiğine özdeşleşen, kimileyin emekçi, çoğunlukla 'lümpen' Şaban, seslendiği kitleler İçin ideal bir boşalma, rahatlama, 'arınma' aracı ve yöntemi olup çıkmıştır.

Şaban Pabucu Yarım", mevsimin bu ilk Kemal Sunal güldürüsü, yine aynı özelliklerle karşımıza geliyor. Ne iş yaptığı belli olmayan, zaten bir iş de yapmayan Şaban, bu kez, çocukları, çocukların oynayıp güldüğü bir oyun yerini ve tüm bir gecekondu yerleşmesini, karısına 'apartman yaptırmak isteyen zengin Haydar Bey'in hırsından korumaya çalışıyor. Çeşitli düşüp-kalkmalar, kaçıp kovalamalar, yanlış anlamalardan sonra elbette 'iyilik galebe çalacak', Şaban, kekeme dostu Ali ve halası Adile Teyzenin başım çektiği kahramanlar, Haydar Beyi de insafa getirip Çamlıca yeşilliğini büyük sermayeye karşı koruyacaklardır. Uzun zamandır ilk kez küfürlerden arınmış, 'ağzı bozuk' olmayan bir Şaban, seyircisini küfür yerine çeşitli güldürü trükleriyle güldürmeye çalışmakta, bunda da, bir kez daha oldukça başarılı olmaktadır.

Ne var ki, tüm bunlar "Şaban Pabucu Yarım"ın yine iş yapmasını belli bir 'toplumsal işlevi yerine getirmesini sağlasa da, filmi sanat ölçütleriyle ele almayı, 'iyi bir güldürümden söz etmeyi mümkün kırmıyor. Çünkü Film, her şeyiyle bilineni, tanınanı, bin kez yapılmış olanı yineliyor. Kemal Sunal'ın Şaban'ında da, Adile Naşit'in Adile Teyze’sinde de, Halit Akçatepe'nin Ali'sinde de en küçük bir yenilik yok. Filmin öyküsü biraz Atıf Yılmaz'ın 10 yıl öncesinin "Deli Yusuf undan, biraz da tüm geçmiş Şaban filmlerinin 'iniklerinden oluşuyor. En küçük bir özgün yanı olmayan, baştan sona Frenklerin ünlü deyimiyle dejavu olan bu filmi övmek, güldürü sinemamız adına bir kazanç saymak mümkün değil. Kemal Sunal güldürüsü, bu noktada gelip bir yere dayanmış ve orada kalmıştır. Daha ileri gidemiyor. Daha ileri gidilebilir mi? Güldürü başka, yeni, taze öz ve biçimler kazanabilir mi? Türk usulü güldürünün çağımızda yeni atılımlar yapması mümkün mü? Kısacası Sunal sinemasına bir alternatif var mı?”Atilla Dorsay,” 12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

26 Mart 2020 Perşembe

SUSKUN DUVARLAR (1985)



Senaryo ve Yönetmen: Hidayet Pelit
Görüntü Yönetmeni: Ferhat Bakır
Yapım: Pelit Film/Hidayet Pelit

Oyuncular: Adnan Atakan, Semra Türel, Atilla Ergün, Kâzım Kartal, Sevgi Sevilay, Fahri Aktürk, Ülkü Ülker, Celâl Kuru

Konu: Filmde, bir gizli polisin suç çetelerini çökertmeye çalışması konu edilir. Ülkede ekonomik bunalım başlamıştır. Bazı çeteler bu durumdan faydalanıp halka yüksek faizli para vermektedir. Aynı zamanda birçok vaatlerle halkı kandırıp paralarını gasp ederler. Bu çeteleri çökertmek için gizli bir operasyon başlatılır. Gizli polis Adnan bir suç çetesinin üyesi olup suçluları yakalamaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

SUÇLU GENÇLİK (1985)


Senaryo ve Yönetmen: Orhan Elmas
Görüntü Yönetmeni: Sedat Ülker
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu

Yönetmen yardımcısı: Nezih Tunar, Yönetmen Asistanı: Ümit Hiçdurmaz, Prodüksiyon Müdürü: Erol Şenbecerir, Prodüksiyon yardımcıları: Tevfik Atakan, Ertan Güntav, Set Amiri: Sonay Kanat, Set yardımcıları: Kemal Kundak, Orhan Gök, Işıklar: Doğan Atakan, Işık yardımcıları: Cavit Aydın, Erdem İstanbullu, Ahmet Kalay, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanları: Sabahattin Hoşsöz, A. Tümay Rızai, Laboratuvar: Armağan Köksal, Şems Tokgöz, Fehmi Acar, İzzet Tatlıcı, Montaj, Senkron: Sedat Karadeniz, Negatif Montaj: Ali Berkan, (Sineray Film Stüdyo ve Laboratuvarlarında hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Hülya Avşar (Neslihan), Kenan Kalav (polis Çetin Barlas, Zümrüt Cansel (Nazlı), Yılmaz Zafer (Cüneyt), Nazan Ayas (Lâle), Eşref Kolçak (Av. Sedat Ilgaz), Hüseyin Peyda (Mahmut Özbay), Nevzat Okçugil (Erol’un annesi), Hayri Caner (dev adam), Osman Alyanak (Ümit’in babası), Gönül Beyhan (doktorun yardımcısı), Songül Gündüz (Nilgün), Emin Alkan, Necip Tekçe, Merih Fırat, Emin Alkut (Ümit), Seda Yıldız, Ekrem Dümer, İsmail H. Şen (emniyet müdürü), Hikmet Ercan, Şelale Aydoğdu, Songül Gündüz, Serdar Cem, Memduh Ünsal, Zeki Sezer,

Konu: : Filmde, eroin kullanan iki kardeşin yaşadıkları anlatılır. Neslihan ve Nazlı ünlü avukat Sedat Ilgaz’ın kızlarıdır. Sedat Bey, yoğun iş hayatından dolayı kızlarına vakit ayıramaz. Çoğu zaman yalnız olan Neslihan ve Nazlı arkadaşlarıyla beraber vakit geçirir. Geceleri sık sık dışarıya çıkarlar. Neslihan erkek arkadaşı Cüneyt ile beraber eroin kullanmaya başlar. Bir süre sonra da kız kardeşi Nazlı da aynı tuzağa düşer. Bu durum iki kardeşin de hayatını değiştirecektir. (Meltem İşler Sevindi)