Powered By Blogger

30 Mart 2020 Pazartesi

MERDOĞLU ÖMER BEY (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Yusuf Kurçenli
Görüntü Yönetmeni: Kenan Davudoğlu Müzik: Cem İdiz
Yapım: Varlık Film /Lokman Kondakçı

Oyuncular: Mahmut Cevher, Necla Nazır, Yaprak Özdemiroğlu, Meral Orhonsay, Suna Pekuysal, Savaş Dinçel, Ayşegül Ünsal, Erdinç Akbaş, Salih Kalyon, Baykal Kent, Ali Sarıoğlu, Ani İpekkaya, Haşmet Zeybek,

Konu: Ömer babasında gördüğü geleneksel, muhafazakar bir aile biçimini sürdürmektedir. Bir yandan da kaçamak ilişkilerini sürdürmektedir. Kültür ve ahlak anlayışı değişik bir çevreye girmek zorunda kalır. Ancak bunu kabullenemeyen ailesi Ömer'i terk ederler.

Kültür Bakanlığı teşvik ödülü 1986

Ø    Yusuf Kurçenli, üçüncü filminde ilk filmi "Ve Recep ve Zehra ve Ayşe"deki temel temayı yineliyor. Onda, kırsal kesimde iki kadın arasında kalan evli bir erkeğin öyküsüydü anlatılan... Burda ise, bu kez büyük kentte, yine iki kadın, iki değişik çevreyi simgeleyen iki kadın arasında kalan bir erkeğin serüveni anlatılıyor. Arkadaşlarının "köylü" diye çağırdığı Merdoğlu ailesinden Ömer, taşra mütegallibeciliğinden gelip liberal ekonominin nimetleri sayesinde köşeyi dönmüş, ilişkilerini gereğinde bürokrasiyle "şüpheli" buluşmalarla yürüten, ama namazını niyazını, kırsal geleneklerini de inatla sürdüren bir ailenin oğlu... Sık sık kırlara açılan, ava çıkan erkekler, başörtülü anne, "pavyon kadınları" ile ilişkileri hoş gören ataerkil bir anlayış... Ama Ömer bu kez farklı bir kadınla, tiyatro oyuncusu İpek'le tanışıp ona sahiden bağlanır gibi olunca, Merdoğlu ailesi bunu onaylamıyor. Onlar kadar, İpek'in sanatçı çevresi de aynı biçimde garipsiyor durumu... Çünkü Merdoğlu Ömer, gerçekten de iki, hatta üç farklı kültür, yaşara biçimi, değerler bütünü arasında kalmış bir kişidir, toplumumuzun şu anki karmaşasından (veya kargaşasından) bir yansımadır sanki... Kendini boşlukta hissetmesinden ve de başka şeylerden İpek-'e sımsıkı tutunmak İsteyecek, ama İpek de, bir an için sığınmak istediği "aydın kesim dünyası da ellerinin arasından kayıp gidiverecektir…

Yusuf Kurçenli, herhalde oldukça özyaşamsal nitelikler de içeren bir konuyu anlatmak, İçinde yaşadığı bir 'entel' çevrenin kimi mensuplarının, bu çevreyle asıl kökenleri arasında duyumsadıkları çelişkiyi vermek istemiş.

Kurçenli, bir tür 'naif sanatçı. Sinemasında hep bir yerlere sinmiş olan bir 'naiflik' var. Örneğin o "kolektif coşku" sahnelerinde bu çok belirgin... Kafeteryadaki "gülme krizi" veya sokaktaki (bir TV reklamını anımsatan) toplu alkış bölümleri Kurçenli'nin iyimserliğini, bireysel bir coşkunun, keyfin, iyimserliğin bir topluluğa (topluma) da yaygınlaştırılabileceğini simgeliyor sanki…

MAVİ YOLCULUK (1986)


Yönetmen Zafer Par
Senaryo: Sungur Esen
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Müzik: Cahit Berkay
Yapım: Burak Film/Sungur Esen, İbrahim Mertoğlu

Oyuncular: Banu Alkan, Hakan Ural, Salih Kırmızı, İsmail Hakkı Şen, Ali Demirel, Günay Güner, Asım Par, Sumru Güneş, Ferdi Altuner, Dilek Arda, Fevzi Gür, Ayfer Gür,

Konu: Filmde, evli bir kadının eski sevgilisi tarafından kaçırılması konu edilir. Okuldan arkadaş olan Selçuk ve Deniz mezun olduktan sonra evlenmeye karar verirler. Kısa süre içerisinde düğünlerini yapıp Bodrum’a balayına giderler. Balayında Deniz, eski sevgilisi Tamer ile karşılaşır. Sonrada Tamer’in yardımıyla bir tekne kiralayıp Selçuk’la denize açılırlar. Ne var ki bu yolculuk Deniz’i unutamayan Tamer için bir fırsat olacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


MAVİ MELEK (1986)


Yönetmen: Kaya Ererez

Senaryo Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Kaya Ererez
Yapım: Rüzgâr Filmcilik/Kaya Ererez

Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Kurgu: Sedat Karadeniz, Kurgu Asistanları: Metin Çeşmebaşı, Mustafa Kalkan, Soner Şenbecerir, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar A. Tümay Rızai, Fehmi Acar, Şems Tokgöz, Armağan Köksal, As-lan Toktaş, Negatif Kurgu: Ömer Aksu, Sultan Yıldırım, Negatif Kurgu asistanları: Çetin Yaman, Fatoş Yıldırım, Yapım Görevlileri: Mustafa Doğan, Günay Girik, Set Amiri: Az-mi Yıldız, Set Ekibi: Ahmet Merrsinli, Can Dişiaçık, Engin Aydın, Işık Ekibi: Adnan Türker, Ali Demirel, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Kamera Asistanı: Hamza Özbal, Yönetmen Asistanları: Sevda Aktolga, Sema Öztüzün, Özgün Müzik: Cahit Berkay, (Sineray stüdyolarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Hülya Avşar (Billur/Elif), Ya-şar Alptekin (Karadağlı Şahin), Engin İnal (Kemal), Nubar Terziyan, Seyfettin Karadayı (Elif’in Dayısı), Yaşar Kutbay, Ahmet Eskici, Ferhat Ünal, Cihan Alp,

Konu: Annesi doğum yaparken ölen ve babası tarafından bu ölümden sorumlu tutulan, çok güzel ama kör bir kız ile polislerden kaçan genç bir adamın yaşadıkları gizli aşkı anlatan bir film. 

KÜSKÜNÜM (1986)


Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Cengiz Nacaroğlu
Kameraman Rafet Şiriner
Yapım: Bizim Film/A. Cengiz Naçaroğlu

Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Gültekin Çavuş, Renk uzmanı: Hayati Akbulut, Laboratuar: Selahattin Kılıççeken, Hüseyin Kuğu, Montaj, Senkron: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Işıklar: Gürcan Fındık, Selçuk Öktem, İsmet Yurtçu, Prodüksiyon Amiri: Sadettin Durak, Yeni Stüdyoda seslendirilmiş, Kısmet Film stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Müslüm Gürses, Behçet Nacar, Muhterem Nur, Ergun Köknar, Turgut Özatay, Merih Fırat, Damla Coşkun, Sadettin Durak, Tevfik Bilge, Süheyl Eğriboz, İhsan Gedik, Şelale Demir, Celal Yonat, Cengiz Naçar, Oktar Durukan,

Konu: Filmde, iki gencin yeni yerleştikleri bir mahallede yaşadıkları anlatılır. Şahin ve Polat, bir tefeciden aldıkları kamyonu işleterek geçinmeye çalışan iki arkadaştır. Tefecinin oynadığı bir oyun nedeniyle iki genç hapse düşer. Cezaevinden çıkan ikili, kenar bir mahalleye yerleşerek burada yeniden hayata tutunmaya çalışır. Mahalleli kısa sürede Şahin ve Polat’ı benimser. Öte yandan yeni girdikleri çevrede iki genci pek çok macera beklemektedir. (Hasan Sakın)


KUŞATMA (1986)


Yönetmen: Yılmaz Duru
Senaryo: Necati Er
Görüntü Yönetmeni: Şener Işık
Yapım: Mim Film/Şermin Ölçman

Renk uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Labortauar Şefi: Tümay Rızai, Şems Tokgöz, Armağan Köksal, Montaj Senkron: Cevat Sezer, Laboratuar: Fehmi Acar, Şaban Aldemir, Negatif Montaj: Ali Berkan, Ömer Aksu, Seslendirme Yönetmeni: Atilla Yiğit, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Efekt : Özdemir Özkağra, Prodüksiyon Amiri: Serap Gedik, Ender Film Işık Servisi, Şef: Mazhar Eröz, Yardımcıları: Hüseyin Kılıç, Abdullah Öz, Set Amiri: Kadir Çakar, Set Ekibi: Enver Karayiğit, Ramazan Ak, Kame-ra Asistanı: Bora Üstüntaş, Foto Direktörü: Himmet Arı, (Sineray Film stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Umut Ulaş, Bulut Aras, Deniz Erkanat, Fatoş Sezer, Alev Altın, Diler Saraç, Tuncay Halıcıoğlu, Şafak Özer, Faruk Savun, Necati Er, Hüseyin Peyda, Figen Arık, Özlem Büyükburç, Peri Han, Şafak Özer, Ayton Sert, Yılmaz Duru, Tuncay Halıcıoğlu, Necla Başkan, Ahmet Kostarika, Yılmaz Kemavlı, Levent Gündalı, Mustafa Suphi, Küçük Yıldız: Özlem Büyükburç,

Konu: Filmde, bir suça şahit olan kimsesiz bir çocuğun yaşadıkları anlatılır. Çocuk, annesini bir trafik kazasında kaybeder. Bu olaydan sonra babası alkolik olur ve çocuk da sokaklara düşer. Yalnız başına sokakta yaşayan çocuk, bir adamın işlediği cinayete şahit olur. Çocuğun tüm yaşananları izlediğini fark eden adam, çocuğu yakalamaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


KURTAR YARAP (1986)


Yönetmen: Oğuz Gözen
Senaryo Nadire Zeybel
Görüntü Yönetmeni: Mükremin Şumlu
Müzik: Kadir Şeker
Yapım: Çığ Film/Oğuz Gözen

Oyuncular: Murat Yıldız, Nilgün Balkanlı, Levent Çakır, Tugay Toksöz, Gökçe Gürsoy, Baki Tamer, Sami Hazinses, Meral Çankaya, Yücel Arsoy, Cemal Orman, Günseli

Konu: Köyünde sevdiği kız için böbreğini satan bir gencin öyküsü işleniyordu.

Not: Murat Yıldız çocuk şarkıcılar arasında isim yapmış türkücüydü. Film bitince videosu Sultan Film sahibi Mehmet Yavuz’a teslim edilmiş ve Almanya’da büyük bir başarı göstererek, gişe rekorları kırmıştır.

KUPA KIZI (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Başar Sabuncu 
Görüntü Yönetmeni: Selçuk Taylaner
Sanat Yönetmeni: Gülsün Karamustafa
Yapım: Mine Film/Kadri Yurdatap 
Sanat Yönetmeni: Gülsün Karamustafa, Yardımcı Yönetmen: Leryla Özalp, Set Fotoğrafları: Çağatay Karaçizmeli,

Oyuncular: Müjde Ar (Nilgün), Tarık Tarcan (Enver), Selçuk Özer (Nilgün’ün Aşığı), Yalçın Boratap, Zihni Küçümen, Nisa Serezli (Madam Emelia), Füsun Demirel, Candan Sabuncu, Serra Yılmaz (Fatma), Aysel Gürel (Nilgün’ün annesi), Nezahat Tanyeli, Levent Çakır, Mehtap Ar, Levent Yılmaz

Konu: Bunalımlı bir çocukluk dönemi geçiren Nilgün (Müjde Ar), evlidir. Ne var ki kocasını çok sevmesine karşılık cinsel açıdan tensel bir uyuşmazlığın içindedir. Bu yönden mutlu değildir ... Zengin bir kocayla evlenip sınıf atlayan Nilgün'ün bu cinsel soğukluğu nereden kaynaklanmaktadır? Oysa Nilgün sıhhatli ve dişi bir kadındır ... İşte genç kadın, bu sorulara çözüm ve kocasıyla arasındaki tensel kopuşa bir çare ararken, ününü duyduğu randevucu Madam Emilia aklına gelir. Ve önce büyük korkulara, sonra da isteyerek Emilia'nın evinde gündüzleri çalışmaya başlar. Çeşitli cinsel saplantıların sergilendiği bu evde Nilgün, farklı kişilerle karşılaşır. İçle-rinde eski çocukluk aşkı bir serseri de vardır. Ancak kendisini kocasının arkadaşı randevu evinde görmesiyle korkup işi bırakır. Madam Emilia 'nın evinde çeşitli cinsel deneyimler geçiren Nilgün, bu randevu evinden kurtulduğunda kocasıyla düşlediği mutluluğa kavuşacaktır.

Ø   "Ben alafranga bir adamım" diyor Başar, Bu nedenle "Gündüz Güzeli"ni 'yerlileştirmek', 'alaturkalaştırmak' gibi şeylerin peşinde koşmamış. Ancak "Kupa Kızı"nın ne amaçladığını da kestirmek kolay değil. Bir kez, "Gündüz Güzeli'ne 'nazire' gerekli miydi? Dünyanın en güzel, en 'komple', kendi içinde en bütünleşmiş filmlerinden birini alıp ona 'nazire' yapmanın gereği var mı? Eğer içeriksel veya biçimsel benzerliklerin içine yepyeni bir öz koymayacak, yepyeni bir anlam kazandırmayacaksanız? "Kupa Kızı"nda ise bu türden bir 'yenilik' yok. Film, bir yandan Bunuel'e alabildiğine bağlı kalmış. Öyle ki, asıl filmde bir Japon'un kızlara gösterdiği (ve içinde ne olduğu seyirci tarafından bilinmeyen) kutu gibi tipik Bunuelien bir motif bile korunmuş. Değiştirilen (kaldırılan) şeyler arasında, asıl filmde 'necrophİle' bir kontla (Georges Marchal) uzun sevişme sahnesi (ki bizde gösterilen kopyada bu bölüm oldukça kesilmişti) ve kocanın sakat kalmasıyla sonuçlanan tüm final de var.

'Kupa Kızı'na "Gündüz GüzeIi"nİn pek sahip olmadığı sınıfsal bir konum, tam bir 'geçmiş' vermeyi düşünmüş. Filmde "anne" kimliğinin ön plana çıkarılışı ve çocukluk düşlerinin geliştirilmesiyle, hem Nilgün'ün evlenmekle 'sınıf atlamış' toplumsal kimliğinin, hem de 'cinsel soğukluğunun, sado mazoşist ve diğer cinsel çeşitlemeler peşindeki kişiliğinin belirgin kılınmasına çalışılmış. Sabuncu’nun filminde daha karmaşık daha bölümlü hir anlatımla ortaya çıkmıyorsa, diğer bir deyişle Gündüz Güzeli’nde gerçekle düşün sade bir yapı içinde oluşan olağanüstü karışımı ve bundan fışkıran o sinemasal büyü, o kendine özgü şiir "Kupa Kızı”nın belki daha incelikli, daha arınmış, daha dilimlenmiş yapısında ortaya çıkmıyorsa, bunda kabahat kimin? Elbette ki Bunuel'le aşık atmaya kalkanın değil mi?

Kupa Kızı’nda Sabuncu oldukça iyi şeyler yapmış. Artık sinemamızın bir numaralı iş faktörlerinden biri olan Müjde Ar cinselliğini, özellikle vücut çekimleri üstüne yoğunlaşan yakın planlarıyla değişik bir estetiğe kavuşturmayı, tüm randevuevi sahnelerinde eski Beyoğlu‘un levanten ağırlıklı, ödağacı kokulu kendine özgü havasını vermeyi denemiş ve de oldukça başarmış. ... Perdede "Müjde Ar cinselliği" görmeye gelmiş sıradan seyirci içinse, film, anlaşılması çok zor simgeler, sözler, çağrışımlarla dolu... Velhasıl bu haliyle "Kupa Kızı", İki arada bir derede kalmış, kimseyi pek memnun edemeyecek bir film gibi gelir bize... Hiç olmazsa, film kendisi için yapılmışa benzeyen aydın seyircimizin bu ilginç çabaya sahip çıkması ve "Gündüz GüzeIi"ni "Kupa Kızı"na dönüşmesi olayını İzlemesi gerekir diye düşünüyoruz... Çünkü, önemli bir başyapıtla kıyaslanma talihsizliği bir yana, "Kupa Kızı"nda kişiliği olan, kendi temalarını, estetiğini, dünyasını oluşturma çabasındaki bir yönetmenin varlığı, baştan sona: belli oluyor. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”


Not: " "Kupa Kızı" (1985), Kaçamak" (1987), ve "Asılacak Kadın"dan (1986) sonra "iç hesaplaşmaları" oluşturan "üçlemenin sonuncusu.


 Luis Buñuel ve Jean-Claude Carrière’in senaryosundan,(Bunuel'in "Belle de Jour “Gündüz Güzeli" adlı filminden) Luis Buñuel ‘in rejisiyle 1967 yılında de çekilen ve baş rolerini; Catherine Deneuve, Jean Sorel, Michel Piccoli, Geneviève Page’in oynadığı Fransız-İtalyan ortak yapımı film. (İlk gösterim 1Nisan 1968 USA)



KRAL AFFETMEZ (1986)


 Yönetmen: Cüneyt Arkın
Senaryo: Mehmet Samsa
Görüntü Yönetmeni: Şener Işık
Yapım: İlker Film/Çetin Dağdelen

Sesleri Alan: Gültekin Çavuş, Set Ekibi: Mehmet Minare, Erol Erten, Prodüksiyon Amiri: Ali Ceylan, Işıklar: İsmail Sandalcıoğlu, Ferdi Eskicioğlu, Yardımcı Yönetmen: Nurettin İrişen, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Fatoş Bayer, Yıldırım Gencer, Hayati Hamzaoğlu, Attila Ergün, Aynur Bayar, Derya Kent, Mehmet Ali Akpınar, Aydın Haberdar,

Konu: Filmde, bir kiralık katilin hayatı anlatılır. Babası ünlü bir kiralık katil olan Seyit, annesini küçük yaşta kaybeder. Bu yüzden babası Seyit’i bir arkadaşına emanet eder ve başka şehre yerleşir. Yalnız başına büyüyen Seyit, yıllarca babasının gelmesini bekler. Aradan otuz yıl geçer ve Seyit de babası gibi bir katil olur. Seyit, son işini yaparken babasına kavuşacaktır. (Meltem İşler Sevindi

KORKUSUZ (1986)

Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç

Foto Direktörü: Dinçer Önal
Yapım: Anıt Film/Mehmet Karahafız

Sesleri Alan: Barış Ören, Renk uzmanı: Osman Koşkan, Prodüksiyon Amiri: Hasan Demircan, (Turgut Ören Stüdyosunda seslendirilmiş, Kaya Ören laboratuarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Serdar Kebapçılar, Filiz Taçbaş, Tuğrul Meteer, Hüseyin Peyda, Osman Betin, Sami Hazinses, Sümer Tilmaç, Mehmet Samsa, Yılmaz Kurt, Mehmet Uğur

Konu: 
Film, büyük bir terör örgütüne karşı mücadele eden bir askerin maceralarını anlatır. Türkiye-Irak sınırına yuvalanmış büyük bir terör örgütü, sınırda yolunu kestiği bir araçta bulunan iş adamı Sait’i kaçırır. Örgütün lideri Ziya, bu sayede fidye koparmayı amaçlamaktadır. Ancak Ziya, Sait’in orduda görevli gizli bir ajan olduğundan habersizdir. Güvenlik güçleri, örgütün içine adam sokarak istihbarat sızdırmayı hedeflemektedir. Her şey plânlandığı gibi gider. Ancak bu sırada Serdar adında bir kanun kaçağının örgüte katılması Ziya’yı kuşkulandırır. Ziya bunun bir oyun olduğunu düşünür ve fidye pazarlıkları sırasında bir plân yapar. (Hasan Sakın)

KİRALIK EV (1986)



Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Hadi Çaman
Foto Direktörü: Abdullah Gürek
Yapım: Kamera Film/Erkan Abacı, Ayhan Turgut

Işık: Ender Işık Servisi, Şef: Mazhar Eröz, Prodüksiyon Amiri: Yusuf Ma-rangoz, Yönetmen Yardımcısı: Handan Adalı, Kamera Asistanı: Mesut Çağdaş, Renk uzmanı: Osman Koşkan, Laboratuar: Recep Pala, İbrahim Akyol, Sesleri Alan: Kunt Tulgar, (Ören Film stüdyosunda hazırlanmış, As Ajans tarafından seslendirilmiştir )

Oyuncular: Hadi Çaman, Asile Naşit, Ayşen Gruda, Yüksel Gözen, Ersun Kazançel, Turgut Özatay, Handan Adalı, İsmail Tak, Ahmet Kostarika, Yusuf marangoz, Murat Öztürk, Şişko Nuri, Kenan Eken, Mazhar Eröz, Lütfiye Gözütok,

Konu: Evleri istimlak edilerek yıkılan bir anne kızın ev arayışlarının öyküsü.


KIZLAR SINIFI TATİLDE (1986)


Yönetmen: Sami Güçlü
Senaryo: Haşmet Zeybek
Kamera: Şener Işık
Yapım: Burç Film ve Sinema İşletmeciliği / Fedai Öztürk

Yardımcı Yönetmen: Ümit Hiçdurmaz, Kamera Asistanı: Ahmet Gürkonak, Foto Amiri: Mehmet Altınbaş, Set Amiri: Alaattin İzgü, Set Yrd: İbrahim Tekin, Abdullah Nenay, Işık Şefi: Hasan Terzioğlu, Işık Yrd.: Ali Gündoğdu, Mustafa Oflu, Montaj ve Senkron: Cevat Sezer, Laboratuar: Zekeriya Şahin, Yahya Öztürk, Negatif Montaj: Zeynep Tor, Renk Uzmanı: Adnan Şahin, Sesleri Alan: Ekan Aktaş, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Özlem Onursal, Münir Özkul, Kerem Yılmazer, Erol Tezeren, Ayla Tuncer, Hülya Günal, Gaffur Uzuner, Zerrin Çaldıran (Ses Yarışması birincisi), Gül Eren, Zehra Kan, Şehriban Emirli, Perihan Onar, Hayri Caner, Haşmet Zeybek, Erol Tezeren, Akın Tunç, Hülya Günal, Mustafa Atasoy,

Konu: Bir jimnastik öğretmeniyle sinema oyucusu gencin bir tatil köyünde geçen aşk öyküsü.


KISRAK (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Erhan Canan
Yapım: Metro Film / Zeki kafalı

Senkron: Yusuf Aldırmaz, Negatif, Montaj: Mustafa Kul,

Oyuncular: Hülya Avşar, Yalçın Gül-han, Ünsal Emre, Tuğrul Meteer, Hüseyin Peyda, Handan Adalı, Salih Erkek


Konu: Film, sakat kocasıyla genç bir adamın aşkı arasında kalan bir kadının öyküsünü konu alır. Turgut, yıllar önce civar köyde bulunan kimsesiz bir kızla evlenerek mutlu bir yuva kurmuştur. Ancak bu mutluluk döneminden sonra geçirdiği bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkûm olur. Turgut, bu zorlu süreçte karısı Sultan sayesinde hayata tutunur. Yaşadıkları sıkıntıların ardından evlilik yıldönümleri yaklaşan ikili büyük bir parti vererek kutlama yapar. Davetlilerden gelen hediyeler arasında bir de kısrak vardır. Sultan, uğursuzluk getireceğini düşündüğü bu kısrağı almak istemez. Ancak Turgut’un ısrarına da karşı koyamaz. Bununla birlikte kısrağı eğitmesi için tutulan seyis nedeniyle ailenin dengesi bozulacaktır. (Hasan Sakın)


KISKIVRAK (1986)


Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Yönetmen yardımcısı: Muzaffer Hiçdurmaz, Meltem Tuğba, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Işık Şefi: Ali Salim Yaşar, Işık Ekibi: Ramazan Gül, Remzi Biçer, Sanat Yönetmeni: Sohban Koloğlu, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Ses Kayıt: Erkan Esenboğa, Montaj: Sedat Karadeniz, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Ali Berkadi, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: A. Tümay Rızai, Şems Tokgöz, Prodüksiyon Amiri: Necati Şimşek, Adnan İrkut, (Sineray Film stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Tarık Akan, Gülşen Bubikoğlu, Korhan Abay, İhsan Yüce, Nazan Ayas, Şemsi İnkaya, Nazlı Birand, Alev Sayın, Coşkun Göğen, İhsan Yüce, Nazan Ayas, Bülent Ufuk, Kenan Bal, Süheyl Eğriboz, Songül Gündüz, Tarzan Çetin

Konu: Hale ve Betül iki arkadaştır. Hem mankenlik, hem de fahişelik yapmaktadırlar. Patronları Reşit, onları pazarlayan kişi de Sultan’dır. İki arkadaş porno filmlerde de oynamaktadırlar. Hale bu yaşamdan bıkmıştır, polisle konuşmaya giderken öldürülür. Reyhan (Gülşen Bubikoğlu) ünlü bir mankendir ve yine ünlü bir moda fotoğrafçısı olan Selçuk’un (Korhan Abay) sevgilisidir. Polis, öldürülen Hale’nin defterinde Selçuk’un adını görür ve onu gözaltına alır. Reyhan bunu duyunca çok etkilenir ve Selçuk’un masumiyetini kanıtlamak ister. Bunun için çevresine sorular sormaya başlayınca, kimliği belirsiz bir taksi onu ezmeye çalışır. Çok korkan Reyhan, polis komiseri Yılmaz’la (Tarık Akan) işbirliği yapar. Kısa sürede gelişen dost-lukları giderek bir aşka dönüşür. Selçuk hapiste iken susturulmak amacıyla çete tarafından vurulur. Ameliyat olur, hastanede yatarken bir doktoru öldürerek kaçar. Çünkü aslında cinayet işlemeyi tutku derecesinde seven manyak bir katildir. Ardından Reyhan’ı kandırıp kaçırarak bir çiftlik evine götürür. Bu arada kadın pazarlayıcısı Sultan, Yılmaz’ın öğretmeninin torununu kaçırmıştır. Yılmaz kızı kurtarmak için elinden geleni yapar ve sonunda Reşit ile Sultan’ı tutuklar. Sultan, Yılmaz’a Reyhan ve Selçuk’tan söz eder ve onu çiftliğe götürür. Selçuk polisle anlaşma yaparak kaçmayı dener, ama yolun yarısında girdiği çatışmada ölü olarak ele geçirilir. Reyhan için kabus dolu günler ve saatler sona ermiştir. Yılmaz’la birlikte onu artık güzel ve mutlu bir gelecek beklemektedir…


KIRK METREKARE ALMANYA (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Tevfik Başer
Kamera İzzet Akay
Müzik: Claus Bantzer
Yapım : Tevfik Başer

Oyuncular: Ozay Frecht, Yaman Okay, Demir Gökgöl,

Konu: Filmde, çalışmak için Avrupa’ya giden gurbetçilerin dramı anlatılır. Dursun, Almanya’da çalışan binlerce gurbetçiden biridir. Yalnızlıktan çok bunaldığı için köylüsü Turna’yla evlenerek onu da Hamburg’a getirir. Genç kadın yeni bir dünyayı tanıyacağını düşünmektedir. Oysa Dursun kıskanç bir adamdır. Üstelik yaşadıkları ülkenin kültürü onu korkutmaktadır. Turna’nın sokaktaki kötülüklerden korunmasının tek yolu evden çıkmamasıdır. Her sabah kapıyı karısının üzerinden kilitler ve Turna’yı kırk metrekarelik bir hayata mahkûm eder. Genç kadının pencereden dışarı bakması bile tehlikelidir. Ancak Turna, bir gün aniden o tanımadığı dünyada yalnız kalıverir. (Ayşe Adlı)



Ödül:

Berlin Film Festivali’nin “Rejisörlerin İlk Filmleri” yarışmasında Debreut ödülünü aldı.

Özay Fecht ve Yaman Okay'ın oyundaki, İzzet Akay'ın görüntü ve ışıktaki, Claus Bantzer'in müzikteki başarılı çalışmaları; üzerinde uzun uzun düşünülerek yazılan senaryo ile birleşince, ortaya, hem içerik hem de sinemasal yönden evrensel niteliklere sahip Kırk Metrekare Almanya filmi çıkmıştır (Doç. Dr. Şükran Esen)

KEKLİK ALİ (1986)


Yönetmen: Arif Erkuş
Senaryo: Hulki Saner
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Saner Film / Hulki Saner 
Set Teknisyenleri: Ekrem Çınaroğlu, Metin Devrim, Sedat Çiftçi, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Yrd.: Ali Lenkeren, Teknik Yönetmen: Mustafa Gürdal, Kurgu ve ses düzeni: Şenol Şentürk, Prodüksiyon Amiri: Ziya Ilgaz, Kamera Asistanı: Ali Ünlü, Yardımcı Yönetmen: Kenan Uluergüven, Yardımcı Yönetmen Asistanı: Zühal Demiryürek, Prodüksiyon Müdürü: Şerif Ablak, (Öz Prodüksiyon stüdyolarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: İlyas Salman, Bülent Kayabaş, Asuman Arsan, Funda Fırat, Yüksel Gözen, Ahmet Açan, Baki Tamer, Nuri Tuğ, Selma Cebiroğlu,

Konu: Keklik Ali iş merkezinde çaycılık yapar, Kamil’in nakliye şirketi vardır ve bir gazetenin gönül sayfasından Nadide ile mektuplaşır, Nadide’nin bir de Hiz-metçisi vardır Nihal o da Nadide’ye gelen mektupları okur, Nadide’nin mektuplarını yazmaktadır O da Kamil’e aşıktır. Kamil, Nadide ile tanışmak üzere İstanbul’a gitmeye karar verir yanında Ali’yi de götürecektir. Kamil’e Amcasından 750 milyon para miras kalmıştır fakat iki ay içerisinde evlenmez mirastan mahrum olacaktır. Ali de Selma ile sözlüdür babası başlık parası istemektedir. İstanbul’a gelirler Kamil Nadide’nin adresini bulur. Ali Selma’nın babası ile konuşur. . Başlık parası artmıştır. Ali Nadide’yi bulur beğenmemiştir. Hizmetçi Nihal’i Nadide olarak Kamil’e tanıtacaktır ki evlensin mirası alsın ki kendisi de Selma’ya kavuşabilsin. Nadide otele Kamil’i görmeye gelir. Ali kendisini Kamil olarak tanıtır. Ali, Nadide’nin evine gelir, Nihal’i Kamil’in yanına gönderir. Kendisi Nadide ile evde kalır. Nihal ile Kamil buluşurlar ikisi de birbirini çok beğenir. Nadide ile Ali evdeyken Kasap Orhan gelir, o da Nadide""yi istemektedir. Nadide Ali’yi gizlice gönderir. Nadide Kamil’in kaldığı otelin adını ağzından kaçırır. Orhan Kamil ile konuşmaya gelir. Nadide’yi sevdiğini söyler Kamil’e para teklif eder. Kamil, Nihal’e Orhan’nın söylediklerini söyler Nihal durumu anlar ve böyle bir şeyin olmadığını söyler, Kamil evlenme teklifi eder. Kasabın adamı otele gelir Kamil diye Ali""yi bıçakla tehdit ederek ona para verir ve Nadide""den uzak durmasını söyler. Ali parayı alır, Nihal Hizmetçi olduğun ortaya çıkacak diye korkar ve ayrılmak istediğini söyler. Kasap Nadide""nin yanına gelerek Kamil’in para karşılığında kendisinden vaz geçtiğini söyler. Kamil ile Ali, Nihal’i kaçırmak için eve gelirler. Nadide’nin babası namaz kılar ve kızının kısmeti için dua eder. Kasap Orhan içeri girer ve kızını sevdiğini onunla evlenmek istediğini söyler. Kamil de gerçek Nadide’yi istediğini zannederek içeri girer o da Nadide’yi istediğini söyler. Sonra Ali içeri girerek durumu düzeltmeye çalışır ve gizlice Kamil""e Nihal’in kendisinin sevgilisi olduğunu kendisine evlenmesi için oyun oynadığını söyler. Baba silahını çekerek kimsenin bir yere gitmemesini ve kızını getirerek hangisini sevdiğini sorar o da bana mektup yazan hangisi ise onu der. Kamil’in getirmiş olduğu mektubu Ali gizlice alarak Orhan’a verir Orhan mektubu okur ve Nadide Orhan’ı seçer. Kamil Nihal’i ister. Sonra Selma’nın babasının yanına giderek Selma’yı gelin olarak alırlar.