Powered By Blogger

31 Mart 2020 Salı

PAŞO “PACHO” (1986)


Yönetmen: Samim Meriç
Eser ve Senaryo: Ahmet Akçimen
Kameraman: Mahmut Demir, Şener Işık
Müzik: İsmail İlknur
Yapım: Doğukan Film/Faruk Çimen Türk, Fransız Ortak yapımı

Montaj, Senkron: Cevat Sezer, Özgün Müzik, İsmail İlknur

Oyuncular: Faruk Çimen, Nur Kral, Deniz Eren, Samim Meriç, Leyla Kral, Ahmet Akçimen, Muhittin Portakal, Fadile Faraç, Tuğba faraç, Necla Akın, Leyla Kral, Yudum Yavuz, Semra Uğur, Perihan Onar, Recep Çakar, Bozan Kılıç, Mustafa Mayadağ, Hüseyin Turan, Mettah GüzelCelal Portakal, Aziz Portakal, Hüseyin Dal, Çeto, Uğur Erdinçler, Mustafa Çiftçi,

Konu: Film, Güneydoğu’da töre yüzünden yaşanan dramları konu alır. Güneydoğu’nun küçük bir köyünde yaşayan Paşo, amcasının kızı Cemile ile sözlüdür. Ancak Cemile töre gereği evlenmek zorunda olduğu Paşo’dan kurtulmaya çalışmaktadır. Günün birinde köyden geçen bir yolcu Cemile’ye bu fırsatı verir. Ferhat adındaki yolcu, Cemile’nin isteğiyle o geceyi köyde geçirir. O gece iki genç birbirine bağlılık sözü verir. Ancak sabah olduğunda sözlüsünü bir yabancıyla uygunsuz vaziyette gören Paşo sinir krizi geçirir. Paşo’nun tedavi edilmek için götürülmesiyle Ferhat ve Cemile köyden kaçmak için plân yapar. Ancak olaylar umdukları gibi gitmeyecektir. (Hasan Sakın)

ÖLÜMSÜZ AŞK (1986)


Yönetmen Cüneyt Arkın
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım Yeni Film/Ali Moroğlu, Halis Şenol

Set: Sonay Kanat ve Ekibi, Işık: Mustafa Albayrak, Mehmet Beşe, Montaj: Cenk Belentepe, Prodüksiyon Amiri: Erdoğan Üçkaya, Adem Dalkılıç, Yönetmen Yardımcıları: Engin Temizer, Muharrem Özabat, Yapım Sorumlusu: Hüsnü Barutçu, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu,
Yeni Film stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Güzin Doğan, Erdinç Akbaş, Cem Erman, Tanju Şarman, Mualla Özdal, Zeynep Erman, Aysun Sımsıkı, Aydın Haberdar, Yılmaz Kurt, Mehmet Uğur, Ahmet Balıkçı, Niyazi Gökdere, Cesur Barut, Ali Güney,

KONU: C.Arkın filmde yine bir polisi canlandırıyor. Polis Cemil'i andırıyor 'ki bu filmde ismi de Cemildir gözü dönmüş bir seri katili ve kötü işler yapan bir şebekeyi yakalama çabası veren cemil aynı zamanda karısını çok seven bir eştir görevine sadık bir adam ve suçluları imha ettiğinde filmin finalinde eşini bir hastalıktan dolayı kaybeder duygusal bir film .


ÖLÜM VURUŞU (1986)



Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Foto Direktörü: Dinçer Önal
Yapım: Anıt Film / Mehmet Karahafız

Prodüksiyon: Hasan Demircan, Sesleri Alan: Barış Ören, Renk Uzmanı: Osman Koşkan,
Turgut Ören stüdyosunda seslendirilmiş, Kaya Ören Laboratuarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Nihat Yiğit, Maurizo Martina, Angela Hovvel, Adriyana Martino, Yakup M. Rıza, Tuğrul Meteer, Osman Betin, Hüseyin Peyda, Sami Hazinses, Remzi Karabak

Konu: Sahil kasabasında yaşayan iki kardeşle, gizli hazinenin öyküsü.

ÖKSÜZLER (1986)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Ertunç Şenkay
Müzik: Burhan Bayer
Yapım: Burak Film/Sungur Esen, İbrahim Mertoğlu

Oyuncular: Küçük Emrah, Çeçilya, Ahmet Mekin, Sevda Ferdağ, Günay Girik, İsmail Hakkı Şen, Selahattin Fırat, Nilüfer Aydan, Küçük Yıldızlar: Birtanem, Yaşar İpek

Konu: Anne ve babasını yitirip iki kardeşiyle harabeler içine yaşayan Emrah, yaşamak için bakkal ve fırından ekmek çalarken polis tarafından yakalanır. Polis üç kardeşi ıslah evine kapatır ve gereken tedavilerinin yapılmasını sağlar. Üç kardeş ıslah evinde yaşamlarının en mutlu anlarını yaşarlar. Islahevinin müdiresi (Sevda Ferdağ) onları hiç ayırmaz ve her birinin iyi bir aileye kavuşması için elinden gelen her şeyi yapar. Sonunda iki kardeş bir aileye verilirken, Emrah oto tamircisi Sacit'e (Eşref Kolçak) verilir. Emrah kendisinden habersiz başka aile verilen kardeşlerini hiç unutmaz. Devamlı onları düşünür ve nerede olduklarını araştırır. Ama tüm diretmelerine rağmen ıslahevi müdiresi verdikleri aileyi söylemez. Bu arada Emrah'ın sesini fark eden bir gazinocu ona şarkıcılık teklif eder ve onu ünlü yapar. Ama Emrah hala küçükken izini yitirdiği kardeşlerinin peşindedir.


ÖDLEK (1986)


Yönetmen: Engin Temizer
Senaryo: Aydemir Akbaş
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Sibel Film/Zikri Göksoy, Hüseyin Bayar

Renk uzmanı: Hayati Akbulut, Senkron Montaj: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Selahattin KLılıççeken, Set Ekibi: Levent Karanfil, İbrahimn Bilir, Salih Burgucu, Işık Şefi: Ergun Şimşek,

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Perran Kutman, Çiler Onur, Tuluğ Çizgen, Baykal Kent, Nurhan Aksoy, Çetin Başaran, Ahmet Kostarika, Recep Filiz, Hüseyin Baradan

Konu: Film, kan davalı iki gencin başından geçen maceraları konu alır. Yetimler ve Karalar, yıllarca birbirine kan güden iki düşman ailedir. Kan davası yüzünden her iki ailenin fertleri teker teker ölmüştür. Karalar ailesinde kan davasını sürdürecek erkek kalmayınca bu görevi Aliye üstlenir. Aliye, Yetimler’den Ökkeş’i öldürmek için harekete geçer. Ancak Ökkeş de annesinin telkinleriyle Aliye’yi öldürerek kan davasını bitirmeye karar verir. Bununla birlikte Ökkeş kan görmeye bile dayanamayacak kadar korkak biridir. Bu nedenle Aliye’yi öldüremeyeceğini anlayan Ökkeş, köyden kaçar. Aliye’nin de Ökkeş’in peşine düşmesiyle büyük bir macera başlar. (Hasan Sakın)

OTELDEKİ CİNAYET (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Aykut Düz
Kamera: Şener Işık
Yapımcı: Sahra Film/Şahabettin Yılmaz

Oyuncular: Zuhal Olcay, Zafer Yılmaz, Engin İnal, Suna Selen, Derya Temuçin, Hayati Hamzaoğlu, Yüksel Gözen, Gönül Ser, Mümtaz Ener, Aydın Arkın

Konu: Film, tanık olduğu cinayet yüzünden hayatı değişen bir adamın öyküsünü anlatır. Ülkenin ünlü bankerlerinden İbrahim, kendisini aldatan karısını bir otel odasında öldürür. Bu olaya yalnızca Yılmaz adındaki bir otel çalışanı tanık olur. Yılmaz, katilin banker İbrahim olduğunu fark edince can güvenliğinden endişe ederek memleketine gider. İbrahim, Yılmaz’ı öldürmesi için bir kiralık katille anlaşır. Yılmaz ise memleketinde Ali Ağa ile eski hesaplar yüzünden sorun yaşayacaktır. (Hasan Sakın)



OĞLUM OĞLUM (1986)


Yönetmen Memduh Ün
Senaryo Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni Salih Dikişçi
Yapım Halis Şenol

Set Ekibi: Cengiz Öktem, Selçuk Öktem, Orhan Gök, Işık Ekibi: Yusuf Güney, Yusuf Tümer, Reji Asistanı: Ümit Hiçdurmaz, Kamera Asistanı: Hasan Seher, Prodüksiyon Amiri: Ahmet Çakarlı, Prod. Yardımcısı: Adem Aşıkkılıç, Yapım Sorumlusu: Hüsnü Barutçu, Sesleri Alan: Demir Arakon, Müzik: Cahit Berkay, Montaj: Cenk Belentepe, Sineray Film stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: Fatma Girik, Ekrem Bora, Yılmaz Zafer, Şehnaz Dilan, Sevda Ferdağ, Eray Özbal, Engin İnal, Sırrı Elitaş, Turgut Savaş, Ekrem Dümer, Ali Yalaz, Küçük Yıldızlar: Zeynep Barutçu, Uğur Karslı,


Filmde, bir annenin oğlu için yaptığı fedakârlıklar anlatılır. İş adamı Ekrem Bey, bir ihale yüzünden kaçırılır. Ekrem Bey’in öldürüleceği bilgisini alan polis, Ekrem Bey’i kurtarmak için polis memuru Fatma’yı görevlendirir. Fatma girdiği çatışmada Ekrem Bey’i kurtarır. Komiser, Fatma’yı tebrik ederek bir haftalık izin verir. Ekrem Bey’le Fatma tatil boyunca beraber vakit geçirir. Bu sırada birbirlerine âşık olup kısa süre içinde evlenirler. Fatma evlenince çalışmayı bırakır ve Yusuf adında bir oğlu olur. Bir gün Ekrem, kendisinden haraç isteyen bir adam tarafından öldürülür. Kocasının ölümüyle yalnız kalan Fatma, çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalır. (Meltem İşler Sevindi)

NİSAN BİTTİ (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Alev Akakar
Kamera: Ümit Ardabak
Yapım: Fırat Film/Alev Akakar

Kamera Asistanı: Mehmet Gün, Sesleri Alan: Barış Ören, Montaj: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Mehmet Akbaş,

Oyuncular: Halil Ergün, Nükhet Egeli, Efgan Efekan, Nur İncegül, Recep Filiz, Yaşar Şener, Murat Özdemir, Zeynep Erman,

Konu
Film, bir hayat kadının öyküsünü konu alır. Başarılı bir kariyeri olan iş adamı Müşfik, ailesiyle sorunlar yaşar. Yaşadığı çevrenin yozlaşmışlığından bunalan Müşfik, zamanla yalnızlığa sürüklenir. Bir süre için bu çevreden uzaklaşmak amacıyla tek başına tatile çıkar. Yolculuk öncesinde bir arkadaşı Nisan adında bir hayat kadınıyla görüşmesi için Müşfik’i zorlar. Önceleri bu teklife sıcak bakmayan Müşfik ise tatil sırasında yalnız kalınca Nisan’la iletişime geçer. Ancak Müşfik’in karısı Hülya durumu fark eder ve Müşfik’le Nisan’ın ilişkisi noktalanır. Bununla birlikte Nisan için hayat devam edecektir. (Hasan Sakın)

NAMUS SÖZÜ (1986)


Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Burç Film/Fedai Öztürk

Işık: Turgut Köse, Erdem İstanbullu, M. Ali Gündoğdu, Yardımcı Yönetmen: Ümit Hiçdurmaz, Prodüksiyon Amir: Abdullah Ataç, Prodüksiyon Yardımcısı: Ertan Güntan, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj, Senkron: Sedat Karadeniz, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Ali Berkan, Laboratuar: A. Tümay Rızai, Şems Tokgöz, İzzet Tatlıcı, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, (Sineray film stüdyolarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Gökhan Güney, Bahar Öztan, Yaman Okay, Selahattin Fırat, Ümit Yesin, Abdullah Ataç, Ali Duman, Mehmet Uğur, Zehra Tan, Erol Emirli, Ali Demir, Ümit Hiçdurmaz, Hasan Saraç, Mine Ersu, Zehra Tan, Yaşar Kutbay, Mehmet Uğur, Ali Ceylan, SAlaattin İzgü, Faruk Savun, Ertan Güntay, Hüseyin Ünlü,

Konu: Filmde, zorba bir tefecinin âşık olduğu kadın için verdiği mücadele anlatılır. Davut, köyün zorba tefecisi Binali’ye yüklü miktarda borçlanmıştır. Üstelik borcun vadesi gelmesine rağmen Davut gerekli parayı bir türlü denkleştiremez. Öte yandan Binali de bu sayede Davut’u muhtaç duruma düşürerek kızı Gülcan’la evlenmeyi plânlar. Borcun vadesinin dolmasına az bir zaman kala Davut kalp krizi geçirerek ölür. Ancak Davut’un ölümü de sorunları çözmez. Gülcan, sevgilisi Yunus’tan ayrılmak zorunda kalır. Üstelik borcunu ödeyebilmek için sıradışı bir yola başvurur. (Hasan Sakın)




NAMUS DÜŞMANI (1986)


Yönetmen: Zeki Alasya
Senaryo: Umur Bugay
Kamera: Abdullah Gürek
Yapım: Özer Film/Enver Özer

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Özlem Onursal, Güzin Özipek, Oya Palay, Merih Fırat, Orhan Çağman, Asuman Arsan, Reha Yurdakul, Sümer Tilmaç, Ferdi Altuner, İlknur Yontar

Konu: Yaşar Kemal'in “Sarı Sıcak” isimli kitabında yer alan Dükkancı öyküsünde: köyün orta yerinde büyük bir gölgelik yapan bir dut ağacı vardır ve ağaca dayanmış duran, köyün yerlilerinden daha yerlisi olan Mehmet Efendi'nin dükkanı. Köyün kadınlarına zahire karşılığı mal verir, Köylü" dükkanın dayandığı dutun gölgesinde oturur. Bir gün köye bir vabancı gelir, dolu dizgin atıyla dükkana iner. Mehmet Efendi’ye komşu Yeriyokuş köylerinden -yapılan ticaretten yakınır. Ertesi gün köyden bir kız kaçırılır. Yeriyokuş köylülerinden biri kaçırmıştır. Kızın anası dükkancıdan bilir, gelip kapısını taşlar, dükkancı sonunda birkaç metre kumaş ve bir kese kağıdı kesme şeker vererek kadının suçlamalarından kurtulur. Her gün dükkanın karşısına gelip oturan annesinden başka kimse ile konuşmayan bir çocuk (Süllü) vardır. Bir gece dükkanda yangın çıkar. Büyük bir kısmı yanar. malların bir kısmı köylülerin yardımı ile kurtulur. Köylüler-den Tos Osman, Süllü’den şüphelenir. 

Yangının ertesi günü Süllü yine dükkanın önüne gelir, Ürkek dükkanı çocuğa şeker, ayna vs. şeyler verir ve istediğini alabileceğini söyler, çocuk dükkandan sadece üç çift kuş lastiği alır. Köylüler kendi aralarında konuşurlar: köylülerden biri çocuğun yaptıklarını haklı bulurlar, dükkancının pahalı mal sattığını söyler. Dükkana gelip 'toka' soran bir kıza 'yok' diyen dükkancı çıkıp giden kızın peşine takılırr ve kıza yetişip "karakol komutanı onbaşının kendisini istediğini" söyler, kız ise köyden Ali ile sevişmektedir. Dükkancı, kızın Ali'yi bırakıp komutan (onbaşı) ile evlenmesini ister. Onlar konuşurken yanından bağırarak çerçi geçer. Bir sabah erkenden, dükkancı köyün ağasına gidip, Yeriyokuş köyünden köylerine geleceği söylenen yerli dükkancıya, ağanın dükkanını vermemesini söyler, yalvarır. Ağa 'dediğin' gibi olsun der. Köyün çocukları ceplerine taş doldurmuş beklerler. Biraz sonra geçen çerçiyi taşlamaya başlayınca, Süllü çocukların önüne durup, onları durdurur. Aslında çocukları dükkancının örgütlenmesi ile Kara Duran fitlemiştir. Kara Duran, Süllü'nün yaptığını dükkancıya bildirir, O da anasına biraz kumaş şeker gönderip Süllü’nün birkaç saatliğine köyden uzaklaşmasını sağlar: Süllü döndüğünde çerçinin bütün malları kırılıp dağıtılmış ve kendisi de dövülmüş, taşlanmıştır. Süllü dükkana girip çok şeyleri mendiline sarıp alır ve dükkancının yüzüne tükürür, çıkar gider. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf, 123 ”

MUHTEŞEM SERSERİ (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Muharrem Gürses
Görüntü Yönetmeni: Ahmet Demir
Yapım: SinemateK/Yüksel Yazıcı
.
Montaj: Zeki Ünlü, Ses Mühendisi: Ailla Dankı, Işık: Ender Işık Servisi: Kostüm : Niyazi Er, Makyaj: Zeki Alpan, Kamera Asistanı: Halil Kırlangıç,
Helmut Film laboratuarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Nilgün Bubikoğlu, Attila Arcan, Gül Arcan, Hülya Erçel, Muharrem Gürses, Özlem Önel, Reşit Çıldam, Fehmi Durguner, Ali Güney,

Konu: Eski bir boksör ekmek parası için bir gazinoda fedailik yapmaktadır. Bir gece evine ansızın gelen yaralı arkadaşı ölmeden önce beraberinde getirdiği tehlikeli bir mafya babasını verdiği adrese götürmesini ister. Boksör bu işi yapacağına dair arkadaşına söz verir. Ancak o geceden sonra kendini büyük bir belanın içinde bulacaktır.

MUHTEŞEM İKİLİ (1986)



Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Ererez
Yapım: Metro Film/Zeki Kafalı

Oyuncular: Mecit Yavuz, Yılmaz Köksal, Güler Soylu, Orhan Aydın, Osman Betin, İhsan Baysal, Mehmet Uğur, sami Akın, Yılmaz Kurt, Burhan Kocataş, Mahmut Tuna, Necati Er

Konu: : Filmde, çocukluklarından beri arkadaş olan iki dolandırıcının hikâyesi anlatılır. Beraber büyüyen Kerim ve Selim yakın arkadaştır. Hiç anlaşamayan aynı zamanda da birbirlerinden ayrılmayan iki arkadaş dolandırıcılık yapar. Son yaptıkları soygunda Kerim, Selim’i atlatarak çalıntı malların üzerine konar. Ardından küçük bir suç işler ve hapse girer. Bir süre sonra tahliye olan Kerim, peşindeki mafya patronunu atlatmaya çalışırken Selim ile yeni işler yapacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


MUHSİN BEY (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Turgul
Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı
Yapım: Umut Film/ Abdurrahman Keskiner

 Yönetmen Yrd: Jan Brindizi, Müzik: Atilla Özdemiroğlu, Müzik Koordi-natörü: Oğuz Abadan, Işık Ast: Mehmet Uluyol, Kamera Ast: Ahmet Servidal, Ses Mühendisi: Necip Sarıcı, Negatif Montaj: Orhan Tur-gut, Selahattin Turgut, Kurgu: De-mirhan Ersoner, Senkron: Suha Yılmaz, Post Production/Revizyon: Serdar Erçer, Efekt Ses: Cem Gönenç, Miksaj: Jeffi Medina, Gtafik: Mahmut Soyer, Işık Şefi: Gürcan Küçüker, Kostüm ve Çevre Düzenleme: Arzu Başaran, Makyaj: Zübeyde Erden, Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, Yapımcı Yönetmen: Jan Brindizi, Asistanı: Funda Aras, (Yeni Stüdyoda seslendirilmiş, Sinefekt Laboratuarında hazırlanmıştır),

Oyuncular: Şener Şen (Muhsin Bey), Şermin Hürmeriç (Sevda), Uğur Yücel (Ali Nazik), Osman Cavcı (Osman), Erdoğan Sıcak (Şakir), Erdinç Üstün (Laz Nurettin), Tayfun Çorağan (Sunucu), Kutay Köktürk (Dolandırıcı), Sönmez Yıkılmaz, Doğu Erkan, Kemal İnce (Arap Celal), Kutay Köktürk, Oktay Güzeloğlu, Cem Gönenç,

KONU: Muhsin Bey konser düzenleyen, sanatçılara iş bulan ve büro olarak da müzisyenler kahvesini kullanan bir organizatördür. Bir yakının aracılığıyla iş bulduğu Urfa'lı bir genç yüzünden başı belaya girer. Çünkü düzenlediği bir yarışma dikkat çekmiştir. Muhsin Bey dolandırıcılıktan hapse girer.

ÖDÜL:

24. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (6 – 9 Ekim 1987)

► "Muhsin Bey", "en iyi film"
► Yavuz Turgul, "en iyi senaryo",
► Şener Şen "en iyi oyuncu"
► Uğur Yücel "en iyi yarduncı oyuncu"

Jüri Üyeleri: Hulki Saner, Feyzi Tuna, Fatma Girik, Sami Şekeroğlu, Turgut Özakman, Hasan Türere, Faruk Bayhan, İbrahim Altınsay, Halim Horasan.

Kültür Bakanlığı’nın teşvik ödülü(1987) 8 milyonluk ödül,
36. San Sabastian Festivali'nde (İspanya, 1988)
► "Muhsin Bey", "özel jüri bir ödülü".

7. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde (1987)
► Yavuz Turgul'a “seçici kurul özel ödülü"

Ø     
Bu ayrıntılar bir yana, "Muhsin Bey"i zamanında görmemiş olmanın asıl kaybedeni kuşkusuz benim... Böylesine düzeyli, ilginç, pırıl pırıl bir filmi geç görmek bir kayıp gerçekten... Hele hiç görmemiş olmak? Sözünü bile etmeyelim... 78'lik eski taş plakları, sularken konuştuğu çiçekleri, göçüp giden eski İstanbul üzerine anılarıyla baş başa yasayan, bir zamanların Safiye Ayla veya Müzeyyen Senar şarkılarını dinleyen kültürümüzü İstila eden arabesk ve çiğ köfte uygarlığından nefret eden, amansız bir "Manifaturacılar Çarşısı” rekabeti içinde bile insanlığım, yalnız insanlığını mı, eski İstanbul efendiliğini koruyan organizatör Muhsin Bey’in öyküsü bu... Arabeske ısınamadığı için işleri gitgide bozulan, kapı komşusu Sevda'yı bet sesine karşın hatır için gazinoda şarkıcı yapan, yardımcısı Osman'ın saflığı ve kumar merakı yüzünden elde avuçtakini, giderek bürosunu da yitiren Muhsin Bey, Doğu illerinden kopup İstanbul'a "yeni bir İbrahim Tatlıses" olmaya gelen sayısız türkücüden biri olan Ali Nazik'i önce reddediyor, sonra da, bu yanık sesli genç adamda İş olduğunu görünce, onu üne kavuşturmaya sıvanıyor. Bunu bin bir zorlukla başaracak, ama bir kez daha insan kişiliğinin nankörlüğü, kadir kıymet bilmezliği konusunda ders alacaktır.

"Muhsin Bey", yine birinci sınıf neredeyse kusursuz bir Yavuz Turgul senaryosunun yine Turgul eliyle, güldürü yanıyla duygusallık yanı ustaca dengelenmiş, gönülde iz bırakan bir filme dönüştürülmesine dayanıyor... Film, yalnız gerçek Türk musikisi kültürü ve arabesk kültürün çatışmasının öyküsü değil...

Aynı zamanda, hayatımızdan İstanbulluluğumuzdan, insan gibi yaşamamızdan kopup giden, bir daha gelmemecesine yok olan şeylerin de filmi bu... Uzun çalar haline getirilip piyasaya sürülmedikleri için yok olan taş plaklar, onlarda kalan tüm bir müzik kültürü, yıkılıp giden eski evler, tarihe karışan Beyoğlu semtleri, hoyratlık, görgüsüzlük ve cehalete yenik düşen uyumlu bir yaşam biçimi... Batıda örnekleri çokça görülen nostaljik bir sinemanın tam anlamıyla Türk usulü olanı, bir Türk nostaljisi filmi... Toplumca yaşadığımız kültür şokunu, sesini yükseltmeden, hiçbir yanı ve olguyu suçlamadan alçak gönüllü, ama onca etkili biçimde saptayan bir film, bir sosyolojik yaklaşım, bir hümanist sinema ve düzeyli bir popüler güldürü örneği... Hiçbir şeye kolayca verilebilecek ödün-leri vermemiş, kendi tonunu, üslubunu saptamış, popülist öğelere olduğu kadar ilericilik uğruna kolayca düşülebilecek sloganlara da rağbet etmemiş ilginç bir film ... Özellikle çok iyi çizilmiş ve canlandırılmış Muhsin Bey kişiliği, simgelediği tüm şeylerle birlikte, sinemamızın en unutulmaz tipleri arasında yer almaya şimdiden aday...

"Muhsin Bey", sinemayı yenileyen de-neylere sıvanmayan ve ayaklarını yere basarken, son kertede özgün olmayı başaran bir film.., Aytekin Çakmakçı’nın görüntüleri, Atillâ Özdemiroğlu'nun müziği, büyük oyuncu Şener Şen'in oyunu da bu filme çok şey katıyor. "Muhsin Bey"e katkıda bulunan herkese gönül dolusu teşekkürler. “

Ø    1980 sonrasında "değişen Türkiye"yi, değişen değerleri, yitip gidenleri ve yerlerine gelenleri traji-komik üslupla sorgulayan Muhsin Bey, tipik bir toplumsal ayna niteliğinde.

Ömrünün hazan mevsimini yaşayan, prensipleri nedeniyle kedi olalı çok fazla fare tutamamış, Klasik Türk Müziği sevdalısı (ve kuşkusuz arabeskten nefret eden!), yel değirmenlerine karşı duran müzik organizatörü Muhsin Kanadı kırık ile Urfa'dan gelen yanık sesli genç türkücü adayı Ali Nazik'in ilişkileri çerçevesin-de biçimlenen film, baştan sona bir "çatışma" üzerine kurulu. Yavuz Turgul, senaryosuna da imza attığı Muhsin Bey'-de, benzetmek gerekirse "kültürlerarası diyalog" yerine "kültürlerarası çatışma"ya yönelmiş; üstelik de bu çatışmayı "eski" ve "yeni" Türk sinemasının en geçerli kalıplarını kullanarak çok hoş biçimde sergilemiş. Dostluklar, ihanetler, aşklar, beklenmedik olaylar, hem bir "Yeşilçam klasiği"nden beklenen biçimde akıp gidiyor perdede, hem de farklı bir anlatımın hizmetine giriyorlar.

Başrollerdeki Şener Şen ve bu usta sanatçı karşısında tek sahnede bile ezilmeden mükemmel biçimde uyum sağlayan Uğur Yücel'in akıllardan çıkmayacak oyunculuk gösterileriyle, "kazanan" ve "kaybedene yönelik sosyolojik yaklaşımıyla, çok hoş, çok etkili bir duygusal-nostaljik güldürü niteliği kazanıyor Muh-sin Bey. Yavuz Turgul'un asıl kaybeden olarak, kısa sürede kolay yoldan şöhrete ulaşan Ali Nazik'i göstermesinin altı da çizilmeli.

Filmin zaman zaman yarı belgesel olarak da tanımlanabilecek bir kulvara girdiğini, örneğin tarihi Beyoğlu semtine, arka sokaklara, müzikhollere, ses yarışmalarına dönük gerçekçi yaklaşımıyla mekan insan ilişkisinin en çarpıcı beyaz perde örneklerinden biri olma özelliğini taşıdığını da önemle belirtelim. (Tunca Arslan)

MİLYARDER (1986)


Yönetmen: Kartal Tibet
Senaryo: Ümit Ünal
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Yapım: Arzu Film/Nahit Ataman

Set: Basri Büyükcan, Azmi Yıldız, Ali Yılmaz, Mevlut Göksel, Sesleri Alan: Erkan Aktaş, Renk Düzeni: Adnan şahin, Laboratuvar: Yahya Öztürk, Baskı: Zekeriya Şahin, Negatif Montaj: Peri Okan, Kurgu-Eşleme: İsmail Kalkan, Yönetmen Yardımcısı: Sevda Aktolga, Ali Akdeniz, Kamera Asistanı: Hakan Gürtop, Yapım Sorumlusu: Selahattin Koca, Özgün Müzik: Atilla Özdemiroğlu, (Fono Film stüdyolarında hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Şener Şen, Münir Özkul, Uğur Yücel, Tuluğ Çizgen, Müge Akyamaç, Kemal İnci, Adile Naşit, Ergun Köknar, Necati Bilgiç, Erhan Dilligil, Bilge Zobu, Zihni Küçümen, İhsan Yüce, Turgut Arseven, Aytaç Öztuna, Sevim Çalışgir, Hamdiye Turhan, Fatma İpek, rol Durak, Devrim Parscan, Kemal İnci, Tayfun Çorağan, Yaşar Güner, Haşmet Zeybek, Selahattin Fırat, Naki Turan Tekinsay, Selçuk Yalçıntaş, Zeki Alpan, Tomris Oğuzalp, Serra Yılmaz, Güzin Çorağan, Tuncay Akça, Cengiz Keskinklıç, Levent Yılmaz, Necdet Yakın, İsmail Hakkı Şen,

Konu: Mesudiye kasabasında istasyon şefi olan Mesut, geçim sıkıntısı çeken bir adamdır. Kasabanın ileri gelenlerinden Halis, Mesut'un kızı Sema ile evlenmek ister. Düğün gecesi Halis'in babası Mesut'un fakirliğiyle alay edince Mesut, kızını vermekten vazgeçer. Ancak karısı ve kızı Sema zengin kocayı Mesut'a tercih eder. Fakat yılbaşında büyük ikramiye Mesut'a çıkınca, herkes Mesut'un etrafından ayrılmaz olur.


 Georges Berr’in (1867-1942) senaryosu ve René Clair’in (1898-1981) rejisiyle 1931 yılında çekimi yapılan müzikal-komedi olan “Le Million isimli Fransız Filminden uyarlama, Annabella (1907-1996), René Lefévre (1898-1991) ve Jea-Louis Allibert (1997-1979) başlıca oyuncular.


MERHAMET (1986)


Yönetmen: Temel Gürsu Senaryo: Edoğan Tünaş
Kameraman: Sertaç Karan
Yapım: Has-Bor Film/Oya Aydoğan

Teknik Ekip: Baki, Soğukpınar, Ah-met Yüce, Yaşar Çakmaz, Işık Ekibi: Fazlı Sekizler, Serkan Karan, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşses, Laboratuar: A. Tümay Rızai, Şems Tokgöz, Armağan Köksal, Fehmi, Acar, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Sultan Yıldırım, Montaj Yardımcıları: Me-tin Çeşmebaşı, Mustafa Kalkan, Soner Şenbecerir, Reji Asistanları: Arif Erkuş, Aynur Başgök, Kamera Asistanı: Uğur Kovan, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Doğan, Montaj-Senkron: Sedat Karadeniz, Sineray Film Stüdyosu’nda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.

Oyuncular: Oya Aydoğan, Küçük Emrah, Mahmut Cevher, Leyla Önder, Engin Koç, Aysel Kiper, Mehtap Anıl, Tuğrul Koparan, Papatya Candaş, Esma Gülaylar, Hasan Çelik, Mustafa Doğan

Konu: Filmde, yıllar önce ayrılan anne ve babasının yeniden birleşmesini sağlayan bir adamın hikâyesini anlatılır. İş adamı Kenan baraj inşaatı için bir köye gider. İnşaatın yapıldığı köyde yaşayan Ayşe adında bir kadına âşık olur. İmam nikâhıyla evlenirler ve Emrah adında bir çocukları olur. Kenan’ın işleri bitince İstanbul’a dönmeye karar verir. Emrah’ı yanına alır ve Ayşe’yi terk eder. Yıllar sonra Emrah, anne ve babasının yeniden beraber olmasını sağlayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)