Senaryo: Umur Bugay
Kamera: Abdullah Gürek
Yapım: Özer Film/Enver Özer
Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Özlem
Onursal, Güzin Özipek, Oya Palay, Merih Fırat, Orhan Çağman, Asuman Arsan, Reha
Yurdakul, Sümer Tilmaç, Ferdi Altuner, İlknur Yontar
Konu: Yaşar Kemal'in “Sarı Sıcak” isimli kitabında
yer alan Dükkancı öyküsünde: köyün orta yerinde büyük bir gölgelik yapan bir
dut ağacı vardır ve ağaca dayanmış duran, köyün yerlilerinden daha yerlisi olan
Mehmet Efendi'nin dükkanı. Köyün kadınlarına zahire karşılığı mal verir,
Köylü" dükkanın dayandığı dutun gölgesinde oturur. Bir gün köye bir
vabancı gelir, dolu dizgin atıyla dükkana iner. Mehmet Efendi’ye komşu
Yeriyokuş köylerinden -yapılan ticaretten yakınır. Ertesi gün köyden bir kız
kaçırılır. Yeriyokuş köylülerinden biri kaçırmıştır. Kızın anası dükkancıdan
bilir, gelip kapısını taşlar, dükkancı sonunda birkaç metre kumaş ve bir kese
kağıdı kesme şeker vererek kadının suçlamalarından kurtulur. Her gün dükkanın
karşısına gelip oturan annesinden başka kimse ile konuşmayan bir çocuk (Süllü)
vardır. Bir gece dükkanda yangın çıkar. Büyük bir kısmı yanar. malların bir
kısmı köylülerin yardımı ile kurtulur. Köylüler-den Tos Osman, Süllü’den
şüphelenir.
Yangının ertesi günü Süllü yine dükkanın önüne gelir, Ürkek dükkanı
çocuğa şeker, ayna vs. şeyler verir ve istediğini alabileceğini söyler, çocuk
dükkandan sadece üç çift kuş lastiği alır. Köylüler kendi aralarında
konuşurlar: köylülerden biri çocuğun yaptıklarını haklı bulurlar, dükkancının
pahalı mal sattığını söyler. Dükkana gelip 'toka' soran bir kıza 'yok' diyen
dükkancı çıkıp giden kızın peşine takılırr ve kıza yetişip "karakol
komutanı onbaşının kendisini istediğini" söyler, kız ise köyden Ali ile
sevişmektedir. Dükkancı, kızın Ali'yi bırakıp komutan (onbaşı) ile evlenmesini
ister. Onlar konuşurken yanından bağırarak çerçi geçer. Bir sabah erkenden,
dükkancı köyün ağasına gidip, Yeriyokuş köyünden köylerine geleceği söylenen
yerli dükkancıya, ağanın dükkanını vermemesini söyler, yalvarır. Ağa 'dediğin'
gibi olsun der. Köyün çocukları ceplerine taş doldurmuş beklerler. Biraz sonra
geçen çerçiyi taşlamaya başlayınca, Süllü çocukların önüne durup, onları
durdurur. Aslında çocukları dükkancının örgütlenmesi ile Kara Duran
fitlemiştir. Kara Duran, Süllü'nün yaptığını dükkancıya bildirir, O da anasına
biraz kumaş şeker gönderip Süllü’nün birkaç saatliğine köyden uzaklaşmasını
sağlar: Süllü döndüğünde çerçinin bütün malları kırılıp dağıtılmış ve kendisi
de dövülmüş, taşlanmıştır. Süllü dükkana girip çok şeyleri mendiline sarıp alır
ve dükkancının yüzüne tükürür, çıkar gider. “Orhan Ünser, “Kelimelerden
Görüntüye” syf, 123 ”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder