Yönetmen: Orhan Oğuz
Senaryo: Nuray Oğuz
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Kurgu: İsmail Kalkan
Müzik: Onay Oğuz, Önder Foçan
Yapım: Yol Film/Tarık Akan, Orhan Oğuz
OYUNCULAR: Tarık Akan, Selçuk Özer, Meral Konrad, Ferda Ferdağ, Yavuzer
Çetinkaya, Devrim Sümer, Savaş Ay, Fehmi Yaşar, Orhan Çağman
Konu: Filmde, senaryo yazmaya çalışan bir yönetmenin yaşadığı bunalım
konu edilir. Yönetmenlik yapan Tunç, yeni filmi için bir kasabada mekân bakar.
Senaryosu için etrafındaki her şeyi gözlemler. Ancak yazdıklarını beğenmeyerek
sürekli değiştirir. Gördüğü bazı olayları hikâyeleştirmeye çalışır. Ama bir
türlü istediği gibi olmaz. Bir gece Tunç, eski bir oyuncu olan komşusu Seniha
hanıma gider. Seniha hanımın söylediği bazı şeyler ona ilham verir. Eve dönerek
senaryonun başına oturur. Yazdığı senaryoya kendini çok kaptıran Tunç, ruhsal
bir çöküntünün içine girecektir. (Meltem İşler Sevindi)
ÖDÜL:
2. Ankara Film Şenliği’nde (1989)
► Meral Konrat “Umut Veren Yeni Oyuncu ► ”Üçüncü Göz “En İyi
3. film”
► Orhan Oğuz “En İyi Görüntü Yönetmeni”
Antalya 26. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (2 –
8 Ekim 1989)
► Tarık Akan “En İyi Erkek Oyuncu”
► İsmail Kalkan “En İyi Kurgu”
Jüri Üyeleri: Hürrem Erman, Türker Atakan, Sabahattin Atmaca, Yavuz Bülent
Bakiler, Rafet Bintez, Atilla Dorsay, İzzet Günay, Nuri Çetin, Doç. Dr. Faruk
Kalkan, Yavuz Turgul, Kadri Yurdatap.
8. İstanbul Uluslar arası Film festivali’nde
► Orhan Oğuz “Üstün Başarı Belgesi”
* Orhan Oğuz, yeni filmi "Üçüncü Göz"de Batı sinemasının
çokça işlediği bir temaya sarılmış. Bir yönetmenin "yaratıcılık
bunalımı" ele alınıyor. Yeni çevireceği filmin baş kişilerini sürekli
hayalinde yaşatan, onları biçimlendirmeye çalışan sanatçımız, gerçekle düş
arasındaki gelgitlerinde, yaratısın sancılarım somut biçimde duyumsuyor. Bu
sancılar giderek bir doğum sanrasına dönüşüyor. Bu "doğum" sonucu
ortaya çıkan, etli canlı biçimde "müstakbel" filmin baş kişisidir.
Ancak o, bir kez "hayata geçince", yaratıcısının buyruklarını
dinlemeyecek, onun kendisine biçtiği rolü üstlenmek istemeyecek, Öyküye kendi
finalini getirmek İsteyecektir.
"Her şeye Rağmen’in yönetmeninin yeni filmi, görüldüğü gibi, klasik
bir temaya el atmasına karşın, cüretli, giderek "küstah" bir film...
Yaratıcılık bunalımım bir "doğum sancısı" ile eşleştirmek, giderek
öykünün/filmin bas kişisini perdede somutlaştırmak? Fellini bile buna cür"et
edememişti... diye eleştiriler duyar gibiyim. (Nitekim duydum da!
Ne var ki senaryocu Nuray Oğuz/ yönetmen Orhan Oğuz ikilisi,
bu ilginç ve "farklı" filmde, neredeyse olanaksızı gerçekleştirmeyi,
ilk ağızda böylesine " İrkiltici" gelen bir konu/temayı, son derece
hoş, inandırıcı ve içgerilimli bir film haline getirmeyi başarmışlar. Her an
groteske, gülünce kayabilecek bir konuyu, sanki "usturanın ince
ağzında" tam bir dengede tutmasını bilmişler Olağanüstü bir çekimle (bir
tünelden çıkmakta olan bir dekovil) başlayan film, süreklİ olarak
görsel/sinemasal düzeyini koruyor. Yaşanan gerçekle kafadaki gerçek birbirine
karışmaya başladığı andan itibaren. işi bir kurgunun da yardımıyla İsmail
Kalkan' a yeniden bir film sanki nefes nefese izlenir hale geliyor. Gerçekle
düşün bu inanılmaz karşılaşması, sanatçının hayal ettiğinin bu şaşırtıcı
somutlaşması, yadırganmıyor, tersine sinemanın büyülü dokunuşuyla inanırlık,
yaşarlık kazanıyor.
"Üçüncü Göz", ilginç, başarılı, farklı bir film.
Tarık Akan’ın oyunu ve ayrıca Selçuk Özer, Meral Konrad'ın katkıları olumlu.
"Herşeye Rağmen” filminin başarısıyla adeta "ulusal kahraman"
niteliği kazanan bir yönetmenin bu yine çok başarılı filmi nerede, ne zaman,
hangi salonlarda seyirci karşısına çıkabilecek? Merakla bekliyorum. “Atilla
Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”