Powered By Blogger

27 Nisan 2020 Pazartesi

ÜÇÜNCÜ GÖZ (1988)


Yönetmen: Orhan Oğuz
Senaryo: Nuray Oğuz
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Kurgu: İsmail Kalkan
Müzik: Onay Oğuz, Önder Foçan
Yapım: Yol Film/Tarık Akan, Orhan Oğuz

OYUNCULAR: Tarık Akan, Selçuk Özer, Meral Konrad, Ferda Ferdağ, Yavuzer Çetinkaya, Devrim Sümer, Savaş Ay, Fehmi Yaşar, Orhan Çağman

Konu: Filmde, senaryo yazmaya çalışan bir yönetmenin yaşadığı bunalım konu edilir. Yönetmenlik yapan Tunç, yeni filmi için bir kasabada mekân bakar. Senaryosu için etrafındaki her şeyi gözlemler. Ancak yazdıklarını beğenmeyerek sürekli değiştirir. Gördüğü bazı olayları hikâyeleştirmeye çalışır. Ama bir türlü istediği gibi olmaz. Bir gece Tunç, eski bir oyuncu olan komşusu Seniha hanıma gider. Seniha hanımın söylediği bazı şeyler ona ilham verir. Eve dönerek senaryonun başına oturur. Yazdığı senaryoya kendini çok kaptıran Tunç, ruhsal bir çöküntünün içine girecektir. (Meltem İşler Sevindi)

ÖDÜL:
2. Ankara Film Şenliği’nde (1989)
► Meral Konrat “Umut Veren Yeni Oyuncu ► ”Üçüncü Göz “En İyi 3. film”
► Orhan Oğuz “En İyi Görüntü Yönetmeni”

Antalya 26. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (2 – 8 Ekim 1989)
► Tarık Akan “En İyi Erkek Oyuncu”
► İsmail Kalkan “En İyi Kurgu”

Jüri Üyeleri: Hürrem Erman, Türker Atakan, Sabahattin Atmaca, Yavuz Bülent Bakiler, Rafet Bintez, Atilla Dorsay, İzzet Günay, Nuri Çetin, Doç. Dr. Faruk Kalkan, Yavuz Turgul, Kadri Yurdatap.

8. İstanbul Uluslar arası Film festivali’nde
► Orhan Oğuz “Üstün Başarı Belgesi”

* Orhan Oğuz, yeni filmi "Üçüncü Göz"de Batı sinemasının çokça işlediği bir temaya sarılmış. Bir yönetmenin "yaratıcılık bunalımı" ele alınıyor. Yeni çevireceği filmin baş kişilerini sürekli hayalinde yaşatan, onları biçimlendirmeye çalışan sanatçımız, gerçekle düş arasındaki gelgitlerinde, yaratısın sancılarım somut biçimde duyumsuyor. Bu sancılar giderek bir doğum sanrasına dönüşüyor. Bu "doğum" sonucu ortaya çıkan, etli canlı biçimde "müstakbel" filmin baş kişisidir. Ancak o, bir kez "hayata geçince", yaratıcısının buyruklarını dinlemeyecek, onun kendisine biçtiği rolü üstlenmek istemeyecek, Öyküye kendi finalini getirmek İsteyecektir.

"Her şeye Rağmen’in yönetmeninin yeni filmi, görüldüğü gibi, klasik bir temaya el atmasına karşın, cüretli, giderek "küstah" bir film... Yaratıcılık bunalımım bir "doğum sancısı" ile eşleştirmek, giderek öykünün/filmin bas kişisini perdede somutlaştırmak? Fellini bile buna cür"et edememişti... diye eleştiriler duyar gibiyim. (Nitekim duydum da!

Ne var ki senaryocu Nuray Oğuz/ yönetmen Orhan Oğuz ikilisi, bu ilginç ve "farklı" filmde, neredeyse olanaksızı gerçekleştirmeyi, ilk ağızda böylesine " İrkiltici" gelen bir konu/temayı, son derece hoş, inandırıcı ve içgerilimli bir film haline getirmeyi başarmışlar. Her an groteske, gülünce kayabilecek bir konuyu, sanki "usturanın ince ağzında" tam bir dengede tutmasını bilmişler Olağanüstü bir çekimle (bir tünelden çıkmakta olan bir dekovil) başlayan film, süreklİ olarak görsel/sinemasal düzeyini koruyor. Yaşanan gerçekle kafadaki gerçek birbirine karışmaya başladığı andan itibaren. işi bir kurgunun da yardımıyla İsmail Kalkan' a yeniden bir film sanki nefes nefese izlenir hale geliyor. Gerçekle düşün bu inanılmaz karşılaşması, sanatçının hayal ettiğinin bu şaşırtıcı somutlaşması, yadırganmıyor, tersine sinemanın büyülü dokunuşuyla inanırlık, yaşarlık kazanıyor.

"Üçüncü Göz", ilginç, başarılı, farklı bir film. Tarık Akan’ın oyunu ve ayrıca Selçuk Özer, Meral Konrad'ın katkıları olumlu. "Herşeye Rağmen” filminin başarısıyla adeta "ulusal kahraman" niteliği kazanan bir yönetmenin bu yine çok başarılı filmi nerede, ne zaman, hangi salonlarda seyirci karşısına çıkabilecek? Merakla bekliyorum. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

UYANIK GAZETECİ (1988)


Yönetmen: Kartal Tibet
Senaryo: İhsan Yüce, Kartal Tibet
Kameraman: Rafet Şiriner
Özgün Müzik: Cahit Berkay
Kurgu: Mevlüt Koçak
Yapım: Cem Film/Yahya Ali Kılıç

Oyuncular: Kemal Sunal, Nesrin Akkoç, Murat Yılmaz, İhsan Yüce, Ahmet Açan, Renan Fosforoğlu, Selahattin Fırat, Kutay Köktürk, Necdet Yakın, Aydın Tezel, Kaya Gürel, Ekrem Gökkaya, Reha Yurdakul, Ferdi Akarnur, Rafet Şiriner, Ali Rıza Cevizli,

Konu: Ali (Kemal Sunal) kendini uyanık sanan bir muhabirdir. Ne varki uyanık olmadığı gibi çokta saftır ve üstelik patronu da onu kovmak için bahane aramaktadır. Sonunda gazeteden kovulan Ali, tam o sırada yeni ve cok tehlikeli bir görev için tekrar işe alınır. Teröristlerin kuşatma altına aldığı sınır köylerinden birine giderek, orada olup biteni yazıp, gazetede haber yapacaktır. Bu işe dört elle sarılan Ali olaya kendini iyice kaptırır. Fakat yalnışlıkla gittiği bir köyde, yöre halkı için geleneksel olmuş, köyler arası güreş müsabakasını savaş hazırlığı olarak algılar ve bunu gazetesinde yayınlatır. Ali ülkenin gündemine bomba gibi düşer ve ortalık iyice karışır. Ve bu durumu düzeltmekte yine Aliye kalır….

UMUT YARINA KALDI (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Özkan
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Yapım: Z Film/Yavuz Özkan

Yardımcı Yönetmen: Zeynep Tor, Görüntü Yön.Yrd: Metin Erdoğdu, Set Fotoğrafları: Ali Taşkıran, Kurgu: İsmail Kalkan, Seslendirme Yönetmeni: Ersan Uysal, Ses Kayıt: Gökhan Şıracı, Miksaj: Erkan Aktaş, Eyüp Yıldız, Eşleme: Mustafa Kalkan, Renk Düzenleme: Adnan Şahin, Negatif KurguBaskı: Zekeriya Şahin, Işık Sorumlusu: Mustafa Koçyiğit, Işık Yardımcıları: Turgut Küçük, Mehmet Ali Gündoğdu, Jenerik: İlhan Demirel, Özkan Sevinç (Grafart), Set Sorumlusu: Murat Özlük, Set Ekibi: Mahir Demir, Sadık Türkkan, Çevre Düzenleme: Murat Morova, Yapım Sorumlusu: Can Özer, Yapım Görevlisi: Selahattin Koca, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Lale Yurdatapan, Aycan Çetin, Lale Mansur, Zeynep Kurmuş, Bülent Güzelkan, Dilek Damlacık, Mustafa Göçmen, Yavuz Özkan, Duygu Asena, Mustafa Göçmen, Arif Keskiner, Metin Deniz, Savaş Ay, Mazlum Gökmen, Selahattin Duman, Neslihan Yargıcı, Melih Aşık, Refik Erduran, Komet

Konu: Rantiye yalnızlıktan bıkmış evinin odalarını sanatçılara kiralar. Bir odada piyanist,diğer odada bir yönetmen kalmaktadır. Yönetmen tüm eşyalarını satmış son filminde kendi ölümünü çekmeye hazırlanmaktadır. Piyanistin yanına okuldan bir balerin yerleşir. Bir süre sonra piyanist ile balerin arasında bir ilişki başlar. Yönetmen filmini çekmekten vazgeçer. Sonra balerinin eski kocası çıkagelir. Bir anlık mutluluk da son bulur.

TOPRAĞIN GÜCÜ “KANLI TOPRAK” (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Görüntü Yönetmeni: Soner Saygılı
Yapımcı: Kulis Film/ Halil Can

Set Ekibi: Ercan Tuvan, Adnan Alın, Sabahattin Dal, Işık Ekibi: Gaffur Avare, Tarık Barlas, Işık Direktörü; Mehmet Çakar, Prodüksiyon Amiri: İsmail Varol, Sesleri Alan: Barış Ören, Nazım Oren, Montaj, Senkron: Arif Özalp, Yönetmen Yardımcısı: Reyhan Karaca, Yardımcı Yönetmen: Demirhan Ersunar, Kamera: Taner Saygılı,
Kısmet Film stüdyosunda hazırlanmış ve Ören Film stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: Murat Soydan, Güzin Doğan, Erol Taş, Hülya Erçel, Yadigar Ejder, Akın Tunç, Sami Hazinses, Ahmet Karaca, Zühal Üstüntaş, Kudret Karadağ, Ünal Tekinli, Mustaf Özkaya, Niyazi Gökdere, Küçük Oyuncu: Fatih Karaca

Konu: Bekir Ağa yıllar önce gittiği Almanya’dan köyüne döner. Parasını ikiye katlamıştır, ancak karısı orada ölmüştür. Köye girerken gördüğü Elif’ten çok etkilenir ve onunla evlenmek ister... Ancak Elif onun yokluğunda bir yabancıyla evlenmiştir. Toprak alıp köye yerleşen Ömer adlı yabancı, kimsesiz kalan genç kıza sahip çıkmış ve mutlu bir yuva kurmuştur. Hem bu evliliği, hem de Ömer’in mert ve onurlu tavırlarını kabullenemeyen Bekir Ağa ailenin başına kabus gibi çökecektir. Maddi manevi baskı altına almaya çalıştığı Ömer’in kolay lokma olmadığını anladığında hileye başvurmaktan da çekinmeyecektir.



TANRI SENİ KORUSUN (1988)


Yönetmen: Gökhan Güney
Senaryo: Haşmet Zeybek
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Form Ajans/Yavuz Işıklar

Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Zan, Yapım Sorumlusu, Dursun Güleryüz,

Oyuncular: Gökhan Güney, Pakize Suda, Kadir Savun, Sema Peker, Salih Kırmızı, Yusuf Sezgin, Menderes Samancılar, Gül Sekman, İzzet Güleryüz, Yaşar Kutbay, Nedim Doğan, Cihan Alp, İbrahim Kurt, Mehmet Samsa,

Konu: Filmde, bir kabadayı ve bir psikolog arasında yaşanan aşk ilişkisi anlatılır. Psikolog olan Mine’nin hastalarından Salih, kumar borcu yüzünden tehdit edilir. Mine de hastasına yardımcı olmak için kabadayılardan Şahin’le görüşmeye gider. O günden sonra Mine ve Şahin arasında bir arkadaşlık başlar. Bir süre sonra da birbirlerine âşık olurlar. Ancak bu aşk Şahin’in işlerinin bozulmasına neden olacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

ŞAFAK SÖKERKEN (1988)


Yönetmen: Cüneyt Arkın,
Senaryo: Nurettin İrişen
Görüntü Yönetmeni Ümit Ardabak
Yapım: Uzman Filmcilik/Kadir Turgut, Ferit Turgut

Renk Uzmanı: Hayati Akbulut, Laboratuar: Hüseyin Kuğu, İzzet Tatlıcı, Selahattin Kılıççeken, Montaj, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Selahattin Kılıççeken, Set: Hüseyin Ünlü, Alaaddin İzgü, Gültekin Zincirkıran, Işık: İbrahim Sabuncu, Ayhan Kural, Doğan Erdoğdu, Kamera Yardımcısı: Volkan Kocatürk, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Eşsiz, Teknik Yönetmen: Nurettin İrişen, (Kısmet Stüdyosunda renklendirilmiş ve Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir )

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Emre Demirer, Osman Betin, Kadir Kök, Yılmaz Kurt, Akif Kilman, Yüksel Gözen, Mustafa Özkaya, İsmet Şahinbaş, Kazım Gültekin, Ali Ateş, Seyfettin Karadayı,

Konu: Filmde, hapisten firar eden bir adamın hikâyesi anlatılır. Kemal, daha bir çocukken işlediği bir suç yüzünden hapse mahkûm edilir. Aradan uzun yıllar geçer ve Kemal hayatının geri kalanını memleketinde geçirmek ister. Şartlı tahliye olabilmek için bir plân yapar. Ancak mahkûmiyetinin devamına karar verilir. Kemal de bir yolunu bulup firar eder. Daha sonra Kemal, yanına rehine olarak aldığı bir çocukla uzun bir yolculuğa çıkacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

SÜRGÜN (1988)




Yönetmen: Avni Kütükoğlu
Senaryo: Zeki Göker
Görüntü Yönetmeni: Şener Işık
Yapım: Adana Film/Hüsnü Çetiner

Oyuncular: Berhan Şimşek, Filiz Aker, Sibel Savaş, Sümer Tilmaç

Konu: Mafyadan kaçıp bir kulübeye saklanan kabadayı ile gazeteci kızın aşkları.


SOKAK ÇOCUĞU (1988)




Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Safa Önal, Melih Gülgen
Kamera: Ergun Özdemir
Yapım: Gülgen Film/Melih Gülgen

Oyuncular: Oya Aydoğan, Cemal Gencer, Suzan Avcı, Çocuk Oyuncu: Burak Gülgen (D: 1978)

Konu: Kendi hallerinde bir aile tek oğulları olan Burak’ın üzerine titremektedir. Yeni bir araba aldıkları gece bunu kutlarlar ama eve dönüşte bir kaza olur ve baba hapse düşer. Anneoğul yalnız ve çaresiz kalırlar. Arabanın borcu ve diğer borçlar altında ezilirler, anne kötü yola düşürülür. Bir gün Burak annesinin ahlak zabıtası tarafından yakalandığını öğrenir ve evi terk ederek sokaklarda yaşamaya başlar.


SİS (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Zülfü Livaneli
Müzik: M. Teodarakis, Zülfü Livaneli
Görüntü Yönetmeni: Jurgen Jurgens
Yapım: İnter Film/ Ülker Livaneli ve TXC Film Zürih

Kurgu: Hilmi Güver, Kamera Asistanı: Michael Wiesweg, Jenerik: Hilmi Güver, Işık Şefi: Recep Biçer

Oyuncular: Rutkay Aziz, Uğur Polat, Aslı Altan, Sevtap Parman, Menderes Samancılar, Kenan Pars, Elia Kazan (Misafir oyuncu), Ülkü Tamer, Aytaç Yürükaslan, Eray Özbal,

Konu: 27 Mayıs devrimiyle başlayıp 1970'li yıllara kadar uzanan iki ayrı siyasal dönem içinde bir ailenin dağılma ve giderek parçalanma öyküsü. Ülkenin çalkantılı bir dönem yaşadığı, kardeşin kardeşi vurduğu günlerde hakim eskisi avukat Ali Fırat (Rutkay Aziz), beklenmedik bir olayın içine sürüklenir. Oğlu Murat öldürülmüştür. Bu siyasal kargaşa ortamında onu öldüren karşıt görüşe sahip kardeşi midir? Olaylar bu kuşkular içinde sürüp gider..

ÖDÜL:

Antalya 26. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (2 – 8 Ekim 1989)

► "Sis" "en iyi 2. film".
► Menderes Samancılar "en iyi yardımcı erkek oyuncu
Jüri Üyeleri: Hürrem Erman, Türker Atakan, Sabahattin Atmaca, Yavuz Bülent Bakiler, Rafet Bintez, Atilla Dorsay, İzzet Günay, Nuri Çetin, Doç. Dr. Faruk Kalkan, Yavuz Turgul, Kadri Yurdatap.

10. Akdeniz Film Şenliğ'i'nde (Valenciaİspanya 1989)
► "Sis" Büyük Ödül "Altın Palmiye"yi , Yugoslav yönetmen Markoviç'in "Buluşma Noktası" adlı filmlyle paylaştı.

Akdeniz. Sinemaları Buluşması'nda (Fransa 1989) Montpellier kentinde düzenlenen yarışmada
► "Sis" büyük ödülü (Altın Antigone)

Sinema Yazarları'nın "198990 Mevsiminde en Iyi filmler seçiml"nde
► Dördüncülük,
► Zülfü Llvaneli "en Iyi senaryocu",
► "En Iyi film müzikçisi"
► Jurgen Jurgens, Ertunç Şenkay'la "en. iyi. görüntü yönetmeni
► Rutkay Aziz ise "en iyi erkek oyuncu" seçildi.
►"Sis", ayrıca Kültür Bakanlığ'ı ödülüyle değerlendirildi.

* Sis, kimi özentili anlatım biçimlerini hesaba katmazsak, yakın dönemin olaylarına cesaretle yaklaşmayı, deneyen ve denediğini de bir ölçüde gerçekleştiren, titiz, yürekli bir çalışmanın örneği. Bu cesur çalışmada tüm oyuncularla olağanüstü görüntülerin ustası Jurgen Jurgens'in de büyük katkısı var tabii. (Burçak Evren, Türk Sinemasında Yeni Konumlar, s.156, Broy Yayınları 1990). “Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü”

* "Üstümüze bir gölge düştü oğlum" diye konuşur filinin sonunda avukat Ali Fırat. Bu "gölge" veya içinde yitip gidilen "sis", 1970 sonlarında Türkiye'nin içine düştüğü/düşürüldüğü korkunç bunalımdır. Sokaklarda adım başı bir adam vurulmakta, kaba güç kol gezmekte, siyaset çaresiz kalmış bulunmaktadır. "Kardeşin kardeşi vurduğu" günlerdir. 27 mayıs devriminde birer çocuk olan Murat ve Erol kardeşler, artık koca birer delikanlıdırlar. Ama filmin hemen başında, Murat açık bir pencereden gelen "hain" bir kurşunla vurulur. Adli tıp raporu, İki kardeşin "düşman" örgütlerden olduklarının anlaşılması, evde kaybolan bir tabanca... Tüm bunlar, artık pek genç olmayan, bir zamanlar "Türkiye'de işkence olmadığına" inanmış, idealleri yorgun, yanlış davalarda haksız kararlar vermemek için hâkimlikten istifa etmiş avukat Ali Fırat'ta oğlu Murat'ın katilinin diğer oğlu Erol olduğu kuşkusunu uyandırır. Görüldüğü gibi "Sİs"in ana teması, lam anlamıyla tragedyalara yakışan bir temadır. Ali Fırat, önce derinden derine İşleyen şüpheyi reddeder. Ama sonunda, hem de katil zanlısının yakalanmasına karşın, gerçeği öğrenmeye sıvanır. Her tragedyada olduğu gibi, gerçek kendini ancak adım adım ele verecek ve ona yaklaştıkça, Oidipus'ta da olduğu gibi, felâketler üst üste yığılacaktır. Fırat için artık son amaç hayatta kalan tek oğlunu, toplumsal/siyasal mekanizmaların, inanılmaz yaygınlıktaki örgütlenmelerin, önyargıların, kamuoyunun ve basının eşit katkılarıyla örülen "ölüm tuzağından kurtarmaktır. Ama ölümün kol gezdiği bir İstanbul'da (bir Türkiye'de) bu artık mümkün müdür?

Zülfü Livancli'nin politik tragedyası "Sis", bir avuç insan arasında oluşan öyküsü aracılığıyla, bir toplumun çalkantılı bir dönemini ana çizgileriyle perdeye getirmeyi amaçlayan yürekli filmlerden... Bir Amerikan (veya Amerikan tara Fransız: "Ölümsüz" gibi) usulü gerilimi değil, daha bize Özgü, daha ağır, daha yoğun bir gerilimi alttan alta sürdüren (ve ancak İkinci yarıda belli tempo düşüklükleri gösteren) film, yakın tarihimizin korkunç (ve korkunçluğu hep anımsanması gereken) bir döneminden yaman bir kesit veriyor. Belki biraz fazla simgesel kalan, gerçekliğin tam köklerine inmekten çekinen bir film,,. (Özellikle basının, polisin, yargının katkılarının yeterince netleşmemiş olmasından söz ediyorum). Ama filmin her şeye kargın ve her şeyin üstünde, bir ruhbilimsel irdeleme, trajik bir temele yaslanmış bir bireysel/ailesel öykü olduğu göz ardı edilmemeli. Toplumsal çalkantıların paramparça ettiği bu aileyi, birbirinden kuşku duyan, giderek birbirini vuran aile bireylerini, birbirine girift olmuş acılı insan yazgılarını hep görmedik, yaşamadık mı, 12 Eylül'e doğru dolu dizgin giden Türkiye'de? Siyasetin bunca yozlaşması, az mı dram yarattı, az mı acılar serpti toplumun bağrına? "Sis", bu dönemin üstüne üstüne giden yürekli bir film... Yan tutmadan, silahlı eylemleri tümüyle yargılayarak, hoşgörüsüzlüğü hangi yandan gelirse gelsin mahkûm ederek...

Ve bunu yaparken "sinema olmayı da hiç savsaklamayarak,., Livaneli'nin ilk ” filmi "Yer Demir Gök Bakır"dan çok daha yumuşak ve güvenli kamerası, bu kez hep gün doğum veya batımlarında kavranmış bir alacakaranlık İstanbul'unu karsımıza getiriyor. Bildik, tanıdık mekânlar, trajik öykülere sanki hiç görmediğimiz birer dekor oluşturuyor. Bir boğaz görüntüsü, geceye ışıklarını salmış bir asma köprü bir cami silueti, görkemli Beyoğlu levanten yapıları, bizce bilinmedik dinsel törenlerin yapıldığı eski sokakların izbe evleri, yoksullukları içinde siyasal/ideolojik eylemlere ucuza kiralık katiller yetiştiren sur dipleri vb. yerler. "Sis"e alabildiğine inandırıcı, ama aynı zamanda sinemasal mekânlar oluşturuyor. Öte yandan Livaneli şaşırtıcı bir oyuncu seçimi gerçekleştirmiştir. Rutkay Aziz, ilk kez bu denli nüanslı, zengin bir oyun veriyor sinemada.. Sis, her karenin yerini bulduğu, kimi aklaklıkları hemen yalnızca senaryodan kaynaklanan, öyküsünü görkemli biçimde sinemalaştırmış önemli bir film. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

STRES (1988)


Yönetmen: Nejat Gürsoy
Senaryo Soydaner Uğurlu
Kamera Süha Kapkı
Yapım: Soydaner Uğurlu

Prodüksiyon Amiri: Fikret Ertuğrul, Negatif Montaj: Kaya Ören, Seslendirme Yönetmeni: Barış Ören, (Ören Stüdyolarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Hülya Erçel, Cemal Gencer, Şehnaz Dilan, Soydaner Uğurlu, Gülten Ceylan, Agâh Hün, Gül Erdoğan, Zafer Zorlu, Tuluğ Çizgen,

Konu: Çocukları olmayan bir ailenin evliliklerini kurtarmak için çocuk konusunda şöyle bir ortak karar varırlar taşıyıcı anne... Kocasını bir taşıyıcı anneye kaptıran kadının öyküsü...

SIĞINTI (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Yapım: Umut Film/ Abdurrahman Keskiner

Set Ekibi: Baki Soğukpınar, Adem Dilber, Kubilay Demirkan, Işık Ekibi: Bülent Eryılmaz, Cengiz Yaşar, Ferman Heykel, Sesleri Alan: Gültekin Çavuşoğlu, Laboratuar: Selahattin kaya, Mustafa Yıldız, Montaj: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Yapım Müdürü: Erol Deniz, Kamera Asistanı: Mesut Çağdaş, Yönetmen Yardımcısı: Ali Kıvırcık, (Yeni Lale film stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Melike Zobu, Tunç Parscan, Ertaç Ünsal, Müge Selen, Şeref Çokşeker, Seba Yılmaz, Ümit Yesin, Uğur Kıvırcık, Emre Kıvırcık,

Konu: Film, kimsesiz genç bir kızın öyküsünü konu alır. Babasının ölümünden sonra kimsesiz kalan Gülsüm, İstanbul’a gider. Burada babasının askerlik arkadaşı Mustafa’nın yanına yerleşir. Bir apartmanda kapıcılık yapan Mustafa fakir bir yaşam sürmektedir. Bu nedenle Gülsüm’ün gelişi evdekileri huzursuz eder. Apartman işlerini üstlenen Gülsüm kısa sürede çevreye uyum sağlar. Üstelik mahalledeki bir berberde çalışan genç Rıdvan’la duygusal bir yakınlık kurar. Bununla birlikte Mustafa içten içe Gülsüm’ü arzulamaktadır. Gülsüm, bir emrivaki sonucu Mustafa’yla evlenmek zorunda kalır. Ancak bu evlilik yeni sorunlara yol açacaktır. (Hasan Sakın)

SEVİNCE (1988)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Melih Gülgen, Haşmet Zeybek
Yapım: Kısmet Film/Hüseyin İnal

Kamera: Serdar Selvidal, Mustafa Yılmaz, Reji Asistanı: Muharrem Özabat, Kamera Asistanı: Bülent Terzi, Prodüksiyon Amiri: Osman Çağlar, Set Ekibi: Hüseyin Ergüder, Selahattin Geçgel, Aydınlatma: Gülgen Film Işık, Şef: Mahzar Eröz, Ses Mühendisi: Gültekin Çavuş, Seslendirme: Yeni Film, SenkronMontaj: Cevat Sezer,

Oyuncular: Serpil Çakmaklı, Ekrem Bora, Diler Saraç, Yüksel Gözen, Bülent Polat, Mümtaz Alpaslan, Yaşar Kutbay, Ahmet Açan, Günseli Özdiş, Mehmet Aydın,

Konu: Filmde, yaşlı bir iş adamıyla genç bir kızın aşk öyküsü konu edilir. Sedef, orta halli bir aileye mensup genç bir kızdır. Üniversitede öğrenim gören Sedef ailesinden uzakta bir yaşam sürmektedir. Bir gece gittiği bir barda Ekrem adında bir iş adamıyla tanışan Sedef’in hayatı değişir. Kısa sürede duygusal olarak yakınlaşan ikili birlikte yaşamaya başlar. Ekrem sayesinde ekonomik kaygılardan uzak bir yaşama kavuşan Sedef’in mutluluğu uzun sürmez. Sedef, aralarındaki yaş farkını öne süren ailesinin telkinleri sonucu Ekrem’den uzaklaşmaya başlayacaktır. (Hasan Sakın)

SEVGİLİ BAYAN (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Erdoğan Tokatlı
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Yapım: Gözde Film/Zikri Göksoy

Müzik: Claude Larson, D. Inglessis, Kameraman: Hakan Gürtop, Yönetmen Yardımcıları: Ümit Yesin, Perihan Özsoy, Kurgu : Sedat Karadeniz, Set Ekibi: Murat Özlük, Engin Aydın, Işık Şefi: Mustafa Koçyiğit, Işık yardımcıları: Mehmet Ali Gündoğdu, Mustafa Kutlu, Prodüksiyon Amiri: Erol Emerle, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Şems Tokgöz, Armağan Köksal, Fehmi Acar, Arslan Tektaş, Senkron: Mustafa Kalkan, Soner Şenbecerir, Negatif Montaj: Metin Çeşmebaşı, Ömer Aksu, Negatif Montaj Asistanı: Fadime Yıldırım, Sultan Yıldırım, (Sineray Film Stüdyolarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Serpil Çakmaklı, Erol Durak, Yıldırım Gencer, Füsun Demirel, İsmet Üstekin, Ümit Yesin, Ertaç Ünsal, Pelinsu Pir, Ertaç Ünsal, Erol Emerle, Akın Atabey,

Konu: Filmde, bir kadının kocasından miras kalan sinema salonlarını işletmeye çalışması anlatılır. Melike’nin kocası işleri iyi gitmediği için intihar eder. Melike de kocasından miras kalan sinema salonlarını işletmeye karar verir. Bu kararı vermesine bir sinema tutkunu olan kocasının arkadaşı Alişan’ın etkisi vardır. Ancak seyirciler artık sinemaya gitmek yerine televizyon izlemeyi tercih ederler. Bu yüzden salonlar bomboştur. Melike ve Alişan sinema salonlarına eski canlılığını kazandırmaya çalışırlar. (Meltem İşler Sevindi)



SEVGİLER ÇİÇEK GİBİ (1988)


Yönetmen Ferdi Tayfur
Senaryo Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni Serdal Servidal
Müzik Ferdifon Plakçılık A. Ş.
Yapım Emek Film /Nazmi Özer

Set Teknisyenleri: Selim Acar, Ahmet Mersinli, Ali Yılmaz, Işık Şefi: Nuri Akçabay, Yardımcıları: Zafer Kutlu, Orhan Erdağı, Laboratuar Şefi: Tümay Rızai, Laboratuar: Şems Tokgöz, Armağan Köksal, Fehmi Acar, Arslan Tektaş, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Ses Mühendisi: Erhan Esenboğa, KurguSenkron: Necdet Tok, Kurgu Asistanı: Mustafa Kalkan, Soner Şenbecerir, Çetin Yaman, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Metin Çeşmebaşı, Görüntü Asistanları: Ali Gündoğdu, Yrd. Asistan: Emrah K, Yönetmen Asistanları: Ahmet Güleryüz, Halis Yıldız,, Yapım Görevlisi: Rauf Ozangil, Yardımcı Yönetmen: Tarık Günlü, (Sineray Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Nalân Türkoğlu, Sibel Savaşcıoğlu, A. Selçuk İlkani Nur İncegül, Cengiz Sezici, Fatoş Sezer, Yusuf Çetin, Fahri Aktürk, Saim Yılmaz, Birol Işın,

Konu: Filmde, kardeşini kaybeden bir adamın yaşadıkları anlatılır. Ferdi, zihinsel engelli olan kardeşi Oya’yı tedavi ettirmek için İstanbul’a gelir. Tedavi sürecinde bir gazinoda şarkıcılık yapar. İşe gittiği zamanlarda kardeşi evde yalnız kalır. Bir gün eve döndüğünde kardeşini bulamaz. Kaybolduğunu düşünerek polise başvurur. Bir süre sonra kardeşinin öldürüldüğü haberini alır. Ferdi, kardeşinin katillerinden intikam almaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

25 Nisan 2020 Cumartesi

SENiNLE iLK DEFA (1988)


Yönetmen: Kaya Ererez
Kameraman: Kaya Ererez
Senaryo: Safa Önal
Yapım Rüzgar Film/Kaya Ererez 
Müzik: Cahit Berkay, Kamera Asistanı: Hüseyin Ererez, Yönetmen Yardımcıları: Sibel Kocataş, Demet Kral, Set Teknisyenleri: Mahir Gül, Murat Ataç, Işık Teknisyenleri: Bayram İlvur (Şef), Fazlı Sekizler, Yaşar İlvur, Prodüksiyon Amiri: Erol Emerle, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşses, Laboratuar: Şems Tokgöz, Armağan Köksal, Aslan Tektaş, Senkron: Metin Çeşmebaşı, Soner Şenbecerir, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Fatma Yılmaz, Dublaj Yönetmeni: Erhan Yazıcıoğlu, Montaj: Sedat Karadeniz,
(Sineray Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Emrah, Şehnaz Dilan, Birsen Yıldız, Gökhan Mete, Diler Saraç, Orhan Çağman, Şeref Çokşeker, Bayram İlvur, Mürvet İşbilir, Hale Haykır, Sabahat İzgü, Vahit Gündoğdu,

Konu: Köyünden şehre okumaya gelen Emrah bir pansiyona yerleşir aynı pansiyonda üniversitede okuyan bir kızla tanışır birbirlerine aşık olurlar ama her zaman olduğu gibi araya sorular girer .