Powered By Blogger

10 Aralık 2022 Cumartesi

 

GÜNEŞ DOĞACAK (1994)

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak, Görüntü Yönetmeni: Dinçer Önal, Yapım: Sine Film/Tayfun Oğuz

Oyuncular: Tuğrul Meteer, Yıldırım Yanılmaz,

Konu: Kumar tutkunu bir genç babasının ölümü üzerine, büyük bir sarsıntı geçirir. Ama bir süre sonra babasının ölüm yatağındaki dualarının etkisiyle yaşamı değişir, kumar ve diğer her türlü kötü alışkanlıklarından kurtulur.

 

GÖZ HAPSİ (1994) 

Yönetmen: Hasan Karcı, Senaryo: Mehmet Ezici, Görüntü Yönetmeni: Dinçer Önal, Yapım: Burç Film/Fedai Öztürk

Oyuncular: Ercan Turgut, Şehnaz Dilan, Begüm Selen, Salih Kırmızı, Sami Hazinses, Turgut Özatay, Aydın Haberdar, Jale Öz

Konu: İki mahkum arkadaş, hapisten çıkıp sürgüne yollandıkları kasabaya gelip yerleşir. 6 Aylık göz hapsindeyken iki kız kardeşle tanışırlar. Ve başları gene derde girer.

 

 

GÖNÜL BAHÇELERİNDE (1994) 

Yönetmen: Orhan Elmas, Senaryo: Kazım Eryüksel, Görüntü Yönetmeni: Kenan Kurt, Yapım: Sezer Film/Sezer İnanoğlu

Oyuncular: Bülent Bilgiç, Filiz Taçbaş, İhsan Devrim

Konu: Yaşlı adam kızı ve oğlu tarafından terk edilir, Ancak bütün bu acılara katlanabilmesi çok sevdiği torunu içindir. Bundan sonra torunu için yaşayacak ve aradığı huzuru bulacaktır.

 

GÖNLÜM HAKTAN YANA (1994) 


Senaryo ve Yönetmen: Nejat Gürsoy, Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Ererez, Yapım: Metro Film/Zeki Kafalı


Oyuncular: Yusuf Sezgin, Nilgün Ersoy, Hayati Hamzaoğlu, Ülkü Ülker, Doğan Güneş, Gündüz Silvan

 Konu: İki erkek bir kız olan üç kardeş küçük yaşlarda birbirlerinden ayrılır. Kız zengin bir aileye evlatlık verilir. Yüksel tahsil yapar. Ağabeylerinden biri kabadayı, diğeri dindar olur. Ve yıllar sonra birbirlerine kavuşmalarını konu alan bir film.

 

 

GERİLLA (1994) 


Yönetmen: Osman Sınav, Senaryo: Nuran Devres, Görüntü Yönetmeni: Tevfik Şenol, Sanat Yönetmeni, Metin Günay, Kurgu: Hasan Bektaş, Yapım: TRT/Muammer Göz


Oyuncular: Ayşegül Aldinç, Fikret Hakan, Mehmet Aslantuğ, Tomris Oğuzalp, Fisun Demirel, Tanju Korel, Recai Topaç, Güneş Gürzumar, Alper tatar, Evin Kalkancı , Uğur Kıvılcım,


Konu: Görevinden ayrılmış eski bir emniyet görevlisi dedektif ile meçhul bir şahıstan tehdit mektupları alan bir silah kaçakçısı adamın öyküsü. Dedektif (Mehmet Aslantuğ), işadamını (Fikret Hakan) ölümden kurtarmak için harekete geçer. Ancak görev duygusuyla aşk arasında bocalayan dedektif kararsızdır. Çünkü işadamının kızıyla da (Ayşegül Aldinç) ilişkilerini sürdürmektedir. 


ÖDÜL

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde (1995)

►Tomris Oğuzalp "En Yardımcı Kadın Oyuncu"

9. Adana Altın Koza Film Festivali'nde (1995)

►Ayşegül Aldinç "En İyi Kadın Oyuncu"

Magazin Gazeteciler Derneği’nin oyuncu seçiminde;

► Ayşegül Aldinç "En İyi Kadın Oyucu”



 


GARİP BİR KOLLEKSİYUNCU (1994)

Senaryo ve Yönetmen: Nurettin Özel, Görüntü Yönetmeni: Ergun Özdemir, Yapım: Feza Film/Nurettin Özel Kurgu : Necdet Tok, Müzik: Server Acim (Kültür Bakanlığı katkısıyla)

Oyuncular: Orçun Sonat, Haluk Kurdoğlu, Gül Yalaz, Kemal inci, Aslı BaltacI, Muzaffer Çetinyılmaz, Ahmet Açan, Nihat Nikerel, Hakkı Kıvanç, Mürivvet İlsever, Seva Ayral, Birsen Soylu, Cemal Arsümer, Muhlis Asan, Eşref Toroslu, Funda Okutan, Tuncay Aynur,

Konu: 22 yll mezarlıklarda bekçilik yapan Beşir'in ilginç öyküsü. Beşir, ailesinden, çevresinden ve dostlarından görmediği ilgiyi mezarlıktaki ailelerde arar. Onlarla konuşur, acılarını ve mutluluklarını onlarla paylaşır. Ailesi ve çevresinden tüm bağlarını koparan mezar bekçisi Beşir, kendini adadığı aliler dünyasında, onların resimlerinden garip bir kolleksiyon yapar.


& Özel'in gerek senaryoda, gerekse rejide tecrübesinin bulunmaması, ilginç bir konuyu ele alan filmin hatalarla dolu kötü bir sinema eserine dönüşmesine sebep olur. Basit mizansenleri, her biri kendi başına bir şeyler ortaya koymaya çabalayan oyuncuları, konuyla pek de uyuşmayan müziği, sayısız bağlantı hataları ve seyirciyi boğan kitabi anlatım ile "Garip Bir Kolleksiyoncu", kaşıkla verdiği olumlu mesajl kepçeyle geri alan bir sinema örneği haline gelir. ”Salih Diriklik, "FleşbekTürk SinemaTV'sinde islami Endişeler ve Cizgi Dışı Oluşumlar", Cilt 2, s: 260 (Agah Özgüç)”


FİLMİ İZLE 



 

DÜŞÜNCE (1994) 


Senaryo ve Yönetmen:Hasan Karcı, Görüntü Yönetmeni: Erhan Canan, Yapım: Sine Film/Tayfun Oğuz


Oyuncular: Şehnaz Dilan, Yusuf Sezgin, Pervin Tekgül, Nazan Ayas


Konu: İki kardeş beraberce yaşamaktadırlar. Mühendis olan kardeşinin geçirdiği bir hastalık nedeniyle ruhsal dengesi bozulmuştur. Sürekli gerçek dışı düşler görmekte ve bu düşlerin etkisi altında kalmaktadır. Gene böyle bir düş daha görür vre etkisinde kalarak abisini ölürür.

 

DÜŞLER DE ÖLÜR (1994)


Yönetmen: Oğuz Gözen, Senaryo: Nadire Zeybel, Görüntü Yönetmeni: Mükremin Şumlu, Yapım: Arkan Film/Halit Arkan


Oyuncular: Mesut Engin, Şehnaz Dilan, Halit Arkan, Samim Meriç, Buket Güngören, Gülderen Acar, Bilal Saygılı, Aylin Akın, Kemal Sağlam, Yalçın Erkan


Konu: Kadınlardan nefret eden bir gencin öyküsü. Genç yaşta kendisini bunalıma iten neden, ablasının fahişelik yapmasıdır. Bu bunalımlı döneminde bir kızla tanışır ve ona aşık olur. Ancak sevdiği kadın bir fahişedir.

 

NOT: Bu film 1979 yılında “Kaldırım Kuşları” adıyla çekilen filmin yeni versiyonudur.

 DUYGULAR VE HAYALLER (1994)

 Senaryo ve Yönetmen: Samim Utku, Görüntü Yönetmeni: Ali Engin, Yapım: Metro Film/Zeki Kafadar

Oyuncular: Hakan Ural, Özlem Nebioğlu, Zerrin Yaman, Alp Doğan

Konu: Karısını ve çocuğunu trafik kazasında kaybeden bir adam mutsuz bir yaşam sürmektedir. Günün birinde devam ettiği bir jimnastik salonunda tanıştığı kıza aşık olur ve yaşamı değişmeye başlar. 

 

DÖNÜŞ (1994) 

netmen: Nejat Gürsoy, Senaryo: Samim Meriç, Rüzgar avata ”Yılmaz Güney’in “İkisi de Cesurdu” filminden kopya”, Görüntü Yönetmeni: Şener Işık, Yapım: Sine Film/Tayfun Oğuz, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Kurgu, Jenerik: Erol Vatan, Müzik Sorumlusu: Askın yazıcı, Seslendirme Yönetmeni: Müjgan Eldek, Efekt: Hikmet Eldek, Ses Kayıt, Miks: Erkan Esenboğa, Yapım Koordinatörü: Levent Çakır, Prodüktör: Adnan Çoban, Gani Şavata (Şafak Film stüdyolarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Murat Soydan, Arzu Ünsal, Gani Şavata, Turgut Özatay, Sırrı Elitaş, Sami Hazinses, Gülnihal Yazıcı, Ali Rıza Çoban, Samim Meriç, Adnan Kartal, Samim Meriç, Enver Dönmez, Kudret Karadağ, Ekrem Çıınaroğlu, Hasan Yıldız, Mehmet Şahin Çetin Başaran, İbrahim Kurt, Kemal Kutak, Mustafa Özkaya, Abdullah Özdemir, Alpay Ziyal, Osman Erbil,

Konu: Hapisten çıktıktan sonra sürgüne gönderilen bir genç adam, gittiği kasabada birkızla tanışır. Yalnızlığını bu duygusal ilişki ile unutmaya çalışır. Ancak bunu çekemeyen kasabanın delikanlıları delikanlıyı sürekli rahatsız etmektedirler, Tüm bu sataşmalara karşı çıkan genç sürgündeki cezasını tamamlayıp evine döneceği sırada kasabadaki düşman edindiği kişiler tarafından öldürülür.

 

DELİLER KUDURUNCA (1994) 

Yönetmen: Nejat Gürsoy, Senaryo: Gani Şavata Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Ererez, Yapım: İslah ve Özka Film

Oyuncular: Ahu Tuğba, Meriç Erkan, Murat Soydan, Gani Şavata, Nuri Alço, Sami Hazinses, Tijen Erman, Cesur Yılmaz

, Konu: Çiftliğin ağası ölünce karısı tekrar evlenir. Ağanın kızı ve damadı mirasın tek varisidir. Çiftliğin idaresini eline geçiren üvey anneden çiftliği geri alabilme mücadelesi veren kızın ve damadın öyküsü anlatılmaktadır.

 

DAĞ (1994)

Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Samsa, Görüntü Yönetmeni: Mustafa Kuzu, Yapım: Yaşam Film/ Muzaffer Dirlik

Oyuncular: Mecit Yavuz, Dilek Yücel, Cemal Gencer, Kudret Karadağ, Nusret Camgöz, Remo Değerli, Mehmet Uğur

Konu: İki arkadaş bir soygun sırasında jandarmalar tarafından kuşatılır. Çıkan çatışmada arkadaşlardan biri yakalanırsa da diğeri kaçmayı başarır. Hapse giren genç adamı arkadaşı uzun süre arayıp sormaz. Bu durumu üzülen ve onur meselesi yapan adam, hapisten çıktıktan sonra arkadaşının kızını kaçırarak ondam intikam alma çabasına girer.

 

CADI AĞACI (1994) 

Yönetmen: Fide Motan, Senaryo: Tülay Eratalay (Ayla Kutlu’nun bir Eserinden), Görüntü Yönetmeni: Sabri Savcı, Kurgu: Hasan Bektaş, Müzik: Sarper Özsan, Yapım: TRT/Fide Motan

Oyuncular: Gönen Bozbey, Macide Tanır, Fisun Demirel, Avni Yalçın, Ahmet Uz, Kenan Bal, Aybüke Başünal, Ziya Kürküt,

Konu: Pratisyen bir de sonucu kızını kaybeder Büyük acılar içinde yaşamını sürdürürken kocası da ondan ayrılır. Ve bir süre sonra genç kadın okuldaki hocalardan birine aşık olur. Ancak bu mutluluğu uzun sürmez. Sevgilisi de kazada ölünce, kendini alkole verir.

 

 

BÜYÜK BEDEL (1994) 


Yönetmen: Tevfik Polam, Senaryo: Ali Fuat Kalkan, Kameraman Hüseyin Ererez, Yapım: Kamera Film/Ayhan Turgut Renk Uzmanı: Kâmil Kutay, Revizyon Recep Pala, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Ses Mühendisi: Aşkın yazıcı, Jenerik: Sine Fox, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Set Amiri: Kemal Korkmaz, Kamera Asistanı: Fehmi Tırpan, Reji Asistanı: Kenan Doğu, Kral Film tarafından hazırlanmış, (Bidav stüdyolarında seslendirilmiştir)


Oyuncular: Cemal Gencer, Songül Beyçe, Sedat Özen, Jale Öz, Engin İnal, Kadir Savun, Tuncer Sevi, Yusuf Marangoz, Veysel Işık, İlknur Güneş, Ahmet Tellioğlu, Küçük Yıldız: Genco Gençer,


Konu: Küçük yaşta bir çocuk, babasını öldüren ağayı vurur. Hapisten çıktıktan sonra ağanın kızını dağa kaçırır ve sonunda birbirlerine aşık olurlar.

 

 

BULUŞMA (1994) 

Senaryo ve Yönetmen: Artun Yeres (İnci Aral'ın bir öyküsünden) Sanat Yönetmeni: Suna Çiftçi, Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay, Kurgu: Ayhan Eryüksel, Yapım: Trend Film/Nasrullah Ayan, Sarp Kuray Işık Şefi: Aydın Yurteri, Laboratuar: Şafak Film, Ses Kayıt ve Mix: Erkan Esenboğa, Sanat Yönetmeni: Suna Çiftçi, Yönetmen Yardımcısı: Rakela Kunyo, Yapım Sorumlusu: Zafer Arden, Kurgu: Ayhan Ergürsel, Işık Ekibi: Ercan Durmuş, Ferdi Eskicioğlu, Makyöz: Ayten Yeşil, Görüntü Yön. Yrd.: Hakan Canan, Jenerik: Semihan Sevinç, Grafik: Print A.Ş. Set Amiri: Halil Dede, Set: Mehmet Sebetan, Kadir Arıoğlu, Ulaşım: Mehmet Paksoy, Trans Işık Nakliyat, Renk Tashih: Türker Vatan, Uğur Orbay, Film Banyo: Ekrem Şen, Arif Şengül, Film Baskı: Veli Burç, Uğur Orbay, Negatif Kurgu: Tamer Eşkazan, Ses Kayıt Asistanı: Metin Çeşmebaşı ((Şafak Film stüdyolarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Aytaç Arınan, Ayşe Emel Mesçi, Gilles Guisveiller

Konu: İnci Aral'ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmde, kocası Deniz (Aytaç Arman) tarafından terk edilen İnci’nin (Ayşe Emel Mesçi) öyküsü anlatılır. Ayrılmalarının nedeni, siyasal bir çatışma sonucu, kocasının vurularak tutuklanması ve gördüğü işkenceyle sakat ve iktidarsız kalmasıdır. İçine düştüğü durumla sürekli hesaplaşan ve ruhen bir çöküş yaşayan Deniz, İnci'yi terk eder. Bu terk edişi, Deniz'in İnci ile Ümit arasındaki ilişkiyi sezmesi hızlandırmıştır. İnci hiç istekli olmamasına karşın, kocasından ayrılmalarının bedelini ruhsal dengesinin bozuluşu ile öder. Yaşadığı yanlış ve suçluluk duygusundan İnci'yi kurtarabilecek tek kişi Deniz'dir. Deniz bu olaydan 9 yıl sonra çıkagelir. Deniz ve İnci bütün geceyi tartışarak geçirirler. Bu tartışmalar sırasında İnci, gerçek ve halüsinasyonlar arasında gidip gelir. Bu gidiş gelişler sık sık geçmişle yüzleşme şeklinde devam eder. Gece boyunca süren bu uzun buluşma, yaşadıkları ve yaşayamadıklarıyla yüz yüze gelmelerini sağlar. Tıpkı İnci'nin evinin duvarında yazan "Düşünmüş müydüm bulmayı ve yitirmeyi"? tanımlamasındaki gibi. Gecenin sonunda İnci, Deniz'le son kez beraber olduğu ve onun kokusunun sindiği kefeni olacak geceleğini giyerek, Deniz'in de kendini astığı bahçedeki ağacın dalına kendisini asar.

(Türsak Sinema Yıllığı'94, 1994:72). “Prof. Dr. Alim Şerif Onaran/Doç.Dr. Bülent Vardar “20.Yüzyılın Türk Sineması ”

& Sinemaya Ömer L. Akad'a asistanlık yaparak başlayan Artun Yeres, 1968 ve 1969 yıllarında Hisar Kısa Film Yarışması'nda iki ödül kazandı. Sürekli film yapmasa da, kendine özgü stiliyle dikkat çeken ve aldığı resim eğitiminden kaynaklanan duyarlığını filmlerinde özellikle biçimsel açıdan öne çıkardığı hisediilen Yeres, son filmi Buluşma'da, biçimci tavrıyla dikkati çekiyor. Bir süre ara verdiği sinemaya 1986 yılında dönüş yapan Yeres, başlangıçta 1968 yılında 'Çirkin Ares'i, 1969'da 'Onlar'ı yönetmişti. Dönüşünden sonra ise 1987'de 'İtiras'ı yaptı. 1994 yapımı ve son filmi olan 'Buluşma', teatral anlatımı olan bir film olarak öne çıkarken kullandığı gerçeküstü imgelerle de, sinemaylaedebiyat arasında geçişli yapısıyla dikkati çekiyor. İnci Aral'ın aynı isimli yapıtından uyarlanmış bir film Buluşma. "İnci Aral, yapıtlarında çoğu kadın olan kahramanlarının bireyseltoplumsal yaşamları ekseninde kadın duyarlığını, direncini, sevgi ilişkilerini, duygulu ve şiirsel bir üslupla ele alır. Artun Yeres bu üslubu koruyarak, ancak öykünün kadın ve erkek kahramanlarının geçmişlerini zenginleştirerek başlamış işe. Öykünün trafik kazası geçiren kahramanını işkencede sakatlanan ve erkekliğini yitiren kahramana dönüştürmüş" (Manyaslı, Aydınlık, 06.03.1994:9). “Prof. Dr. Alim Şerif Onaran/Doç.Dr. Bülent Vardar “

Film, Deniz'in dokuz yıl sonra yağmurlu bir gece yarısı İnci'ye dönmesiyyle başlar. Gece boyunca İnci ile Deniz geçmişlerinin ve gelecek günlerin hesaplaşması içinde gerçeği ararlar. Oysa gerçek çok katmanlıdır. İnci ile Deniz'in de gerçeği algılamaları çok farklıdır" (Yeres, 1994: 19). İnci ve Deniz'in ilişkisinde, Deniz'in ideolojik inançları yaşamlarını yönetmiştir. Onunla yaşamı paylaşmayı göze almış İnci ise, pek çok kadın gibi Deniz'i düşüncelerinden ve düşünceleriinin yönlendirdiği yaşamından kıskanmıştır. Bağımsız Türkiye'nin peşinde müücadelesini sürdüren Deniz'in, bağımsızlığını kıskanmıştır sanki İnci. Sonrasında ise iktidarsızlığının bedelini ona ödetmek pahasına olsa da, bilinçsiz bir kıskanççlık ve suçluluk duygusudur onunkisi. "İnsani ilişkilerden soyutlaştırılmış olan birey, kendine ve çevresine yabancılaştırılmıştır. Teknoloji putlaştırılmış, meta tüketimi narkotik gibi kullanılarak kitleleri tüketim ideolojisine bağımlı kılmakktadır. Giderek Tek Boyutluluk olan bir toplum yaratılmaktadır...Buluşma'da kaara duyguya (melankali) tutsak bir birey anlatılıyor" (Yeres, 1994:19).

Film, gerçeği oldukça ekonomik ve sinemanın anlatım zenginlikleri içinde aktarma yöntemini benimsemiş. Yeres, gençlerin devrimci mücadelesini, o günnlerden kalma bir fotoğrafın üstüne bindirdiği seslerle çözerken, Deniz'in polissten kaçarken vurulduğu sahneyi ise ıssız bir sokak ve polis sirenleriyle çözmüş. Yeres'in koşulların etkisiyle de sesi, sık sık bir dekor olarak kullandığı dikkati çekiyor. Yönetmen Artun Yeres, setin dışında kendisi için kaynatılan cadı kazanı karşısında, "Yıllarca istemediğim filmler çekmiştim. İlk filmimdi Buluşma benim için. İnanarak çektiğim ilk uzun metrajlı filmimdi. .. Ben bu filmi ne kooşullar içinde olursam olayım çekmek, bitirmek zorundaydım artık. 'İstediklerim olmazsa bu filmi çekmiyorum' diyemezdim" demiş (Yeres, 1994:18). “Prof. Dr. Alim Şerif Onaran/Doç.Dr. Bülent Vardar “20.Yüzyılın Türk Sineması ”

Ödül:

7. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde (1995)

►Ertunç Şenkay "En İyi Görüntü Yönetmeni".

Artun Yeres’in Film Hakkında yazdıkları:

İnci Aral'ın Buluşma adlı öyküsünü neden seçtiğimi soruyorlar. Bir başka öykü seçmiş olsaydım da aynı soruyla karşılaşacaktım.

Sonuçta "sevgi" anlatan bir film yapacaktım. çağımızda sevgi, yitirilmiş, kaybolmuş bir ada. Her türlü insani ilişkiden, iletişimden kopmuş, yabancılaşmış olan birey kendi içinde yalnız. Sevginin yitirildiği bir dünyada sevgi arıyoruz. Mistik bir bakış olsa da, gerçek sevginin ancak bir başka boyutta varolabileceği inancındayım.

Filmimde yitirilmiş olan bir sevginin nedenleri araştırılıyor. F ilmimde iki insanın içsel çöküşü anlatılırken de, bu içsel çöküşün nedenleri irdeleniyor. Ülkemizde yaşanan siyasal çalkantılardan biri olan 1970 darbesi toplumsal bir çöküşe neden oldu. Bu çöküntü o toplumdaki bireylere de yansıdı ve iç dünyalarını çökertti.

Politik bir film değil Buluşma. Ama ]uan Goytisolo'nun deyimiyle; "siyasal özgürlüklerin olmadığı yerde, her şey siyasaldır."

Kişisel dünyamızı keşfedip, yeni baştan oluşturmaya bıraktığımızda bir başka gerçeği gözleriz. Dışa doğru yankılanmamız içe doğru yıkımımızı hazırlamaktadır. Bu yabancılaşma durumuyla hepimiz karşılaşmaktayız. Uyum sağlamamız ne denli gerçekleşebilir ki? Topluma mı? Yabancılaşmış ve her geçen gün çıldıran bir dünyaya mı?..

Filmin şematik yapısı, dıştan görme yerine "iç göz’e yönelmekti. Bunu ne kadar gerçekleştirebildim, bu filmde anlaşılacaktır.

Filmimdeki çalışma arkadaşlarımdan söz etmeden önce, tüm tartışmalarımıza rağmen bu filmi yapmamda söz sahibi olan Yılmaz Zafer'e bir kez daha teşekkür ederim.

Görüntü yönetmeni Ertunç Şenkay usta bir profesyonel. Set ekibi de çalışkandı. Yardımcım Rakella ise, senaryo aşamasından itibaren yanımdaydı. Senaryoyu benimsemiş ve özümsemişti.

Oyuncularıma gelince, sevgili Aytaç Arman, canlandıracağı Deniz tipi üzerinde titizlikle çalışıp çözdü. Zaman zaman kendisiyle konuşup tartıştık, sonuçta bence Deniz tipini filmde başarıyla canlandırdı. Emel Mesçi de farklı bir oyun ve yorumla İnci rolünü üstlendi. Oyuncular hakkında fazla bir şey söylemek istemiyorum. Aslında oyuncu yönetimi çok karmaşık bir sorun.

Filmin çekimine başlamıştım. Ve ben bu filmi ne koşullar içinde olursam olayım çekmek, bitirmek zorundaydım artık. "İstediklerim olmazsa bu filmi çekmiyorum" diyemezdim. Yıllarca istemediğim filmler çekmiştim. İlk filmimdi Buluşma benim için. İnanarak çektiğim ilk uzun metrajlı filmimdi. "Korktu, yarım bıraktı" diyeceklerdi. Zaten çevreden oyunculara, yapımcıya, "Neden Artun'a film çektiriyorsun?" soruları sorulup duruluyordu. Setin dışında cadı kazanı benim için kaynayıp duruyordu. Kulaklarımı dışa kapamış ve filmimi çekiyordum. Tüm sorunum, filmin anlşılması ve kavranması için gerilimi, dramatik yapıyı, ritm duygusunu kaçırmamaktı.

Montaj aşamasında rahattım. Ama dublaj aşamasına geldiğimde Trend Film yöneticisi, "Dublajda Aytaç Arman konuşacak." dedi. Buluşma benim filmimdi ve ben Aytaç Arman'ın konuş masını istemiyordum. Ne var ki, filmin bu aşamasında çıkıp gidemezdim.

Filmi görenler dublajdan rahatsız olmadıklarını söylerlerse, yanıldığımı kabul edecek ve Trend Film'den ve dostum Aytaç Arman'dan özür dileyeceğim. (Artun Yeres ”Antrakt Sinema Dergisi” Mayıs 1994 Sayı 32)