Yönetmen Çiğdem
Vitrinel Senaryo Çiğdem Vitrinel,Şebnem Vitrinel Görüntü Yönetmeni İlker
Berke Yapım Firuz Film/Şebnem Vitrinel Ortak Yapımcı: Muharrem
Gülmez, Taha Altaylı. Genel Koordinatör: Barış Yılkan, Kurgu: Arzu
Volkan, Sanat Yönetmeni: Osman Özcan, Kostüm Tasarım: Yeşim Özcan,
Yapım Amiri: Rodi Yalçınkaya, Yapım Asistanı: Uğur Geldi ,Set
Amiri : Hasan Avcı, Set: Devran Ortaç Reji Ekibi: Eren
Vurmaz, Betül Baygör, 1. Kamera Asistanı: İbrahim Demi, 2. Kamera
Asistanı: Enver Ferihat, Kameraman: Semih Yıldız, Set
Fotoğrafları: Yunus Keleş, Kurgu Asistanı Mesut Ulutaş, Renk
Düzenleme: Yücel Kurtu, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek, Sanat
Yönetmeni yrd.: Fatih Özçalık Kostüm Asistanı: İzgi Süngü, Makyaj
: Murat Akbulut . Kuaför: Ramazan Üregil, Ses Kayıt: Muhammed
Mokhtary, Ses Miks : Onur Yılmaz, Boom Operatörü: Ali Reza Karim,
Oyuncu Seçimi: Arzu Gamze Kılınç, Storyboard: Gökçe Tunaboylu Özay, Çeviri
: Emrecan Özen
Oyuncular :Devin Özgür Çınar
(Zuhal), Erkan Bektaş (Cezmi), Şebnem Hassanisoughi (Sevda), Burak Tamdoğan
(Mustafa), Birsen Dürülü, Ulaş Kurt , Nisan Özcan, Ahmet Bilgin
Konu: 7 yıldır evli
olan Sevda'nın güzel ve düzenli dünyası kocası Cezmi'nin kendisini aynı
hastanede çalışan Zühal'le aldattığını fark etmesiyle sarsılır. Cezmi'yle olan
evliliği Sevda'nın hayattaki en büyük başarısıdır. Cezmi onun koruyucusu,
güvencesi, sosyal ve duygusal sığınağıdır. Yalnız kalmaktan, küçük kızını
babasız büyütmekten, evini ve gelecek hayallerini kaybetmekten korkar.
"Öteki kadın" Zuhal ise birkaç yıl önce kocasından ayrılmış, 10
yaşında hasta bir oğlan çocuğuyla yalnız kalmıştır. Bütün yalnız kadınlar gibi
yetersiz bir zaman ve enerjiyi çok fazla şey arasında paylaştırmaya, ayakta
durmaya çalışır. Cezmi, Zühal'in endişeli ve yorgun hayatına beklenmedik bir
heyecan, özlediği bir cinsellik ve erkeklerin sağlayabildiği türden bir
güvenlik duygusu getirir. Sevda annesinin de öğüdüyle, Cezmi'ye hiçbir şey
sezdirmeden evindeki saat gibi düzeni sürdürmeye devam ederken, aynı ev kadını
titizliğiyle Zühal'in peşine takılır. Evine bile girmeyi başararak onun günlük
alışkanlıklarını, düzenini, saatlerini öğrenir. Her geçen gün Cezmi'nin
kendisini bu ilişkiye biraz daha kaptırışını izler. Zuhal'in eski kocası
Mustafa'nın, karısını yeniden kazanmak için geri dönüşüyle üçlü arasındaki
nazik denge tamamen alt üst olacak ve şiddet yüklü bir sona sürükleneceklerdir.
ÖDÜL
12.Uluslararası İzmir Film Festivali2012
► En İyi Kadın Oyuncu Devin Özgür Çınar
► En İyi Senaryo (12. Uluslararası İzmir
Film Festivali2012)
48.Antalya Film Şenliği2011)
► En İyi Yönetmen Çiğdem Vitrinel
► †En İyi Kadın Oyuncu Devin Özgür Çınar
Geriye Kalan :Düzen, Heyecan, Devrim…(Kaan
Karsan 06 Eylül 2012)
Kadın öyküleri, kadın karakterler…
Filmleri değiştiren, hayatları değiştiren kadınlar… Aşk, tutku, aldatma, yalan
gibi mevzular sinemamızda elbette ki her daim işlendi ve işlenecek. Ancak
Geriye Kalan ile birlikte bir bakıma ‘daha heyecan verici’ bir olaya şahit
oluyoruz. Zira bu kez karşımızda olaya kendi bakış açısından bakan, kadın bir
yönetmen var. Çiğdem Vitrinel’in özellikle işleniş bakımından ‘anaakım’
sinemaya da göz kırptığını inkâr edemeyeceğimiz filmi, ününü geçen sene Altın
Portakal’dan başlayarak yaymaya başlamıştı. Vitrinel’e getirdiği En İyi
Yönetmen Altın Portakal’ı ile birlikte her birimizi heyecanlandıran Geriye
Kalan, en nihayetinde bu hafta vizyona giriyor.
Eğer biraz sığ yaklaşmamız gerekirse
karşımızda bir aşk üçgeni var. Evli ve hayatını düzene koymuş bir adam, o
adamın düzenini kendi hayatına yansıtan ve o düzenin rol çalışlarına mahkûm
yaşayan karısı ve bu ikilinin hayatını sonsuza dek değiştirecek olan ve
‘tutku’nun gerçek hayattaki rolünü üstlenen bir ikinci kadın… Kısacası,
filmdeki her karakterin kavramsal bir karşılığı var Geriye Kalan’da. Evine ve
yaşam tarzına aşık olan ismiyle müsemma Sevda, ‘düzen’i temsil ediyor. Onun
kocası olan, bu düzenden sıkılan ve başka bir ‘şey’ arayan Cezmi ‘heyecan’
kavramının rolünü üstleniyor. Bu evrimsel sayılabilecek sürecin tetikleyicisi
olan, güçlü görünmesine rağmen biraz kazıyınca kırılganlığı ortaya çıkan ‘öteki
kadın’ Zuhal ise tutku duyulan ‘devrim’ olarak beliriyor. Kısacası düzen ve
devrim arasındaki çatışma, bir amaç arayan bir araçtan hallice tezahür eden
‘heyecan’ üzerinden gerçekleştiriliyor.
Geriye Kalan, sizi ikna edebildiği kadar
iyi; ikna edemediği kadar kötü bir film… Bir yandan kadınların erkekler
üzerindeki ‘dönüştürücü’ otoritesine vurgu yaparken, diğer yandan onların
ataerkil düzene muhtaç olduklarının altını çizebiliyor. Aslında işin bu
tarafının Vitrinel’in tartıştırıcı bir taban arayan yönetmen tercihleri
sonucunda ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Zira filmin ana rollerini üstlenen
iki kadın karakter, birbirlerine ak ve kara kadar zıtlar. Oysaki filmi
‘aldatanı’ rolünde olmasına rağmen hem pişmanlık duyan hem de duymayan
karakteri Cezmi, fazlasıyla gri. Kısacası belli bir açıdan bakıldığında aktan
karaya giden yoldaki renk tonlarının neredeyse hepsini ve yaşadıkları
dönüşümleri ihtiva eden bir film Geriye Kalan.
Sosyolojik ve psikolojik okumalara her
yönüyle açık olan Geriye Kalan’ın bu okumalar sonucunda bizlere sunduğu sonuç
ise pek bilmediğimiz türden değil. Filmin iki kadın arasındaki ‘farklı’
beklentilere yönelik rekabeti ele alış biçimi, filmin finaline egemen ‘cinnet’
yönelimini en başından belli ediyor. Zira bu temelde bu kadar duygusal bir
hesaplaşmanın, kadınların konuya yaklaşımı ekseninde biraz ‘matematiksel’
hesaplar içeren bir rekabete yönelmesi bunu gerektiriyor.
‘Kadının toplumdaki yeri’ ya da ‘toplumun
kadındaki yeri’ gibi içinden çıkılmaz konuları ‘para’, ‘aşk’, ‘tutku’ ve
‘sosyal sınıf’ dörtgeninden analiz eden film, ne yazık ki bütün bunların
neticesinde çok da tatmin edici bir sonuca varamıyor. Daha doğrusu, bir sonuca
varmak için üzerinden geçtiği yollar yeterince özgün ya da dikkat çekici değil.
Filmin dönüm noktaları olarak gösterebileceğimiz kısımlar, zaten bir ‘aldatma
filmi’nin tercih edeceği ilk öyküsel sapmalardan ibaret. Filmin bir televizyon
dizisinin estetiğini özümseyen teknik altyapısı ve yine bir televizyon
dizisinin işlenişini benimseyen metinsel sapmaları, içerdiği sosyal saptamaları
daha değersiz gösteriyor.
Kanıyı biraz daha genişletip tekrarlamamız
gerekirse, ‘Geriye Kalan’ güçlü ifadeleri olan, lakin ifade metotları güçlü
olmayan bir film. Az önce de dile getirdiğimiz gibi; bu film, sizi ikna
edebildiği kadar iyi, ikna edemediği kadar kötü… Yine de ilk filmini çeken bir
kadın yönetmenin ‘cesur’ bir tavırla tartışmalı ve tartışılması gereken bir
eser sunması önemli… Bu bakımdan Çiğdem Vitrinel’in bundan sonra sunacağı
işlerin de sinemamız için mühim addedileceğinden en ufak bir şüphemiz yok. İyi
olmayan bir filmin içerisinden çıkarılan gelecek vaatleri ve umutları, dikkate
değer. (www.eksisinema.com)