Powered By Blogger

20 Ekim 2024 Pazar

UNUTURSAM FISILDA (2014)

 

*

 Senaryo ve Yönetmen: Çağan Irmak, Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki, Emrullah Hekim (Kurgu),  Soydan Kuş (Sanat Yönetmeni), Fatoş Suda (Kostüm Tasarım), Murat Okur , (Kostüm Tasarım), Ceren Çağatay (Post-Prodüksiyon Sorumlusu), Osman Yıldız (Film Baskı), Çağlar Özlek (Negatif Kayıt), Emrullah Hekim (Fragman Kurgu),  Engin Acuner (Yapım Ekibi), Abdullah Kabataş (Yapım Ekibi), İsmail Erdem Altındere (Yapım Amiri), Başak Abacıgil (Uygulayıcı Yapımcı),  Mesut Aram (Boom Operatörü), Burak Topalakçı (Final Miks), Enes Şakar  Yönetmen Ekibi Fikret Kadıoğlu (Yardımcı Yönetmen), Aslı Visal İmge Gürbüz (Reji Koordinasyon) Aliye Aytemiz (Yönetmen Yardımcısı), Gökhan Güzeler (Kamera Asistanı), Onur Arabacıoğlu (Kamera Asistanı), Kadir Saklı (3. Kamera Asistanı), Serkan Gülgüler (Focus Puller), Armağan Komonovalı (1. Kamera Asistanı), Mehmet Seyhan Ünver (Sanat Ekibi), Mustafa Uğur Şen (Cast Sorumlusu), Arda Gözüküçük (Cast Direktörü) , Sıla Yücel (Cast Direktörü), Makyaj Ekibi Ebru Kızıltan, (Makyaj), Tufan Altış (Kuaför), İlker Coşan (Mali İşler), Kerem Uçar (Compositing), Emrah Akşık (Seslendirme Yönetmeni)


Oyuncular: Farah Zeynep Abdullah (Hatice (Ayperi), Mehmet Günsür (Tarık), Kerem Bursin (Erhan), Hümeyra Akbay (Ayperi'nin İleri Yaşı), Işıl Yücesoy (Hanife'nin İleri Yaşı), Gözde Çığacı (Hanife), Gümeç Alpay Aslan (Hande), Gürkan Uygun (Prodüktör Kemal Taşçıyan), Köksal Engür (Erhan'ın İleri Yaşı), Lale Başar (Tarık'ın Annesi), Reha Özcan (Erhan'ın Babası), Jale Aylanç Bülent Düzgünoğlu (Hatice'nin Babası), Hülya Gülşen Irmak (Hatice'nin Annesi), Evren Duyal Meriç Aral, Mehmet Yüksel, Mert Yaran (Öğrenci), Ece Müderrisoğlu, Barış Akın, Selin Dumlugöl, Berkant Cengiz (Aranjör),


Konu: Küçük bir kasabada kalbinin en derinine sakladığı hayalleri, Tarık’a duyduğu aşkla ortaya çıkaran Ayperi, İstanbul’da ulaşacağı şöhret yolunda da yalnız kalmıyor. Bir zamanlar duvarını süslediği posterler, satır satır okuduğu müzik dergileri ve büyük bir hayranlıkla dinlediği plaklar artık hep Ayperi’dir. Kendisinden uzak gördüğü ama içten içe imrendiği müzik ve şöhret dolu hayat, Ayperi’nin güçlü sesi, Tarık’ın besteleri, Erhan’ın desteğiyle gerçeğe dönüşür.  

TUT SÖZÜNÜ (2014)

 

- Yönetmen: Oğuz Çelik, Senaryo: Kemal Uçar, Giray Altınok, Görüntü Yönetmeni: Ahmet Münür Gürsoy, Müzik: Emrah Erdemir, Yapım:  Turbude Film / Burhan Türk, Yapım Koordinatörü: Erkan Gültekin, Kurgu:  Erkan Mutlu, Sanat Yönetmeni: Uğur Oktan, Set Amiri: Mustafa Pehlivan, Yönetmen Yardımcısı: Serap Ayık, Kameraman: Kemal Arslan, Steadicam Operatörü: Ahmet Veysioğlu, Kurgu Yönetmeni; Oğuz Çelik, Renk Düzenleme: Çağlar Özlek, Işık Şefi: Ali Sandıkçı, Sanat Asistanı: Selen Öztoprak, Ses Teknik Koordinatörü:  Safa Gökhan Huylu, Ses Operatörü:Özcan Öz, Cast Ajansı: Mayadroom Ajans,


Oyuncular: Kemal Uçar (Bahadır), Giray Altınok (Yalçın), Burak Serdar (Şanal), Bernardo, Demet Özdemir (Demet), Zafer Algöz (Taksiratçı), Burak Kılıçkaya (Michael Jackson), İsmail Demirci, Candan Ünal, Emrah Elçiboğa (İsmet), Durul Bazan (İpek Düzgünkaya, Alay Cihan, Eda Akkaya (Kurpiyer), Eylül Öztürk, Sadık Gürbüz, Hikmet Karagöz, Onur Öztürk, Bülent Polat, Ayla Algan, Mehmet Özgür, Erkan Can, Bay J, Çağdaş Onur Öztürk, Cansu Diktaş (Falcı)


Konu: Yalçın ve Bahadır çok yakın iki arkadaştır. Yalçın ne kadar fırlama ve güvenilmezse Bahadır da bir o kadar sakin ve ılımlıdır. Birbirlerine hiç benzememelerine rağmen aralarında oluşan bu sağlam dostluk, Yalçın'ın ölümüyle sonlanır. Ancak bir süre sonra Bahadır'ın kapısı hiç beklemediği biri tarafından çalınır. Karşısında Yalçın'ın hayaleti vardır ama yalnız değildir yanında ölü italyan bir trapezci olan Bernardo vardır.


Yalçın yaşarken tutmadığı bir söz yüzünden arafta kalmıştır. Taksiratçının söylediğine göre Yalçının araftan kurtulabilmesi için tek yol, bu sözü 3 gün içinde bulup yerine getirmesidir. Bunu yaparken ona yardım edebilecek tek kişi, yaşarken sahip olduğu yegâne arkadaşı olan Bahadır'dır.

 

TERSİNE - 2014) -

 

 Yönetmen Ahmet Akıncı  Senaryo Ahmet Akıncı , Mine Arıbal , Salim Aydın , Özlem Bölükbaşı Görüntü Yönetmeni  Evren Davut, Yapım  Batı Film/  Faik Can Akıncı Eser  Alev İşler Genel Koordinatör Burhan Keskin Kurgu Elif Akyol,  Sibel Çetin Sanat Yönetmeni Nuray Aydın Kostüm Tasarım Adem Akkoç Yardımcı Yönetmen Yusuf Ertaç Kameraman Cem Yolyapan Işık Şefi Burak İzel Makyaj Canan Bilge

Oyuncular: Nilgün Barutçu, Tevfik İnceoğlu, Şenol İpek, Turan Özdemir, Esra Sönmezer, Cumhur Sarı, Can Bayındır, Senem Hakkı, Gizem Totur  None

Konu: Şiddetin dünya üzerindeki sistemlerin, her türden, ırk, millet, cinsiyet ayrımcılığını, en etkili şekliyle insanlar üzerinde göstermeye devam etmesi ile yaşanan mağduriyetlerin, özellikle kadın üzerinde yarattığı, kişiliği sönülmenmiş ruh haliyle, köleleştirilmiş varlığıyla insani değerlerden yoksunlaştırılması, sorunu daha vahim hale getirmektedir.

İnsanı doğuran, büyüten, toplumu oluşturan ailenin önemli bir parçasının etkisizleştirilmiş haliyle yaşama devamında tüm dünya üzerinde hükmünü sonsuza taşıyacak olan erk egemen sistemin güçlenme sebebidir. Bu durumda, insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Kadının özgür olmadığı toplumlar asla özgür olamayacaklardır.

“Tersine” insan ilişkilerin de kadın ve erkeğin hayat içindeki konumlarını değiştirip yaşanılan sorunu erkeğin mağduriyeti açısından göstererek anlaşılır olmasını sağlamaktır. Dayak yiyen, tecavüze uğrayan, çocuk yaşta evlendirilip ağır sorumluluklar altına itilen, öldürülen erkek olsaydı?

 

ŞARKI SÖYLEYEN KADINLAR (2014)

 


Senaryo ve Yönetmen
Reha Erdem Görüntü Yönetmeni Florent Herry Yapım Atlantik Film/Ömer Atay Kurgu: Reha Erdem: Ses Kurgu: Herve Guyader, Oyuncu Seçimi: Eren Kanat, Müzik : Arvo Part

Oyuncular: Binnur Kaya, Aylin Aslım, Kevork Malikyan, Philip Arditti, Deniz Hasgüler , Vedat Erincin

Konu: Muhtemel bir deprem nedeniyle İstanbul’un adalarından birinin boşaltılma kararı alınmıştır. İnsanlar akın akın oradan ayrılırlar ancak küçük bir kesim bu karara uymayarak kalmakta ayak direr. Etrafta kıyamet arifesini andıran bir atmosfer hüküm sürerken geride kalanlar için hayat koşulları günden güne zorlaşacaktır. Film, yaşamları farklı engellerle sıkıştırılmış bir grup kadının, inanç, cesaret ve enerji ile hayatın farklı boyutlarına yaptıkları insani serüvenlerine eşlik ediyor.

 

Şarkı Söyleyen Kadınlar: Saha Seyirciye Kapalı

Kendi zamanını, mekânını ve hatta insanını kurmaya çalışan kıymetlimiz bir yönetmen Reha Erdem. Seyircisi son günlerde Kosmos‘dan Jinn‘e ordan Şarkı Söyleyen Kadınlar‘a doğru kapanan bir üçgen seziyor. Kosmos ve A Ay‘a kadar olan öncesini bi yere koyup ifade gücünü sonrakilerde bulamayanlar var. Jinn ile beraber ormanından, masalından, olağanüstülüğünden sıkılan da.

Reha Erdem’in peşine düştüğü her neyse bakmak, dinlemek, anlamaya çalışmak gerek elbette. Bugüne kadar yaptıklarının hatırına deyip de seyir lütfu saymamalı bu çabayı. Varlığı sinema seyircisine armağan birinin son yaptığına durup bir göz atmalı. Fakat yine de insanın peşini bırakmayan bir duygu var Şarkı Söyleyen Kadınlar‘da. Epik ile gerçekçilik arasında biçimsel sıkışmışlık yaşayan, cümlesini bir türlü toparlayamayan bir film gibi. Halit Ergenç’in “ilahi ses”i ile Adem’in kurtarmaya çabaladığı hayatı arasındaki her şey kuru mizansen sanki. Kadınlar, yaşlı adamlar, zamparalıklar, bir adaya sıkışmış gibi. Adanın sallanmasına beş kala herkes kendi kaderini yenmek uğraşında. Belki de değil. Bir yere kıırdadıkları yok çünkü. “Suyu değiştirilmeyen havuz”un içinde debelenip duran insanların hayatı bu.

Erdem, atmosfer kurmak işimiz diyerek en iyi şekilde besliyor filmini. Mekân, büyük bir kısmı deprem ihtimali nedeniyle boşaltılmış bir ada. Felaket geleceği haber verilen bir yerde ya çaresizler ya da kendini cesur sayanlar hiçbir yere gitmiyor. Cesaret inançla ilişkiliyken, çaresizlik de evinde ölmek duygusuyla yakınlaşıyor. Bu noktada ayrışan karakter Mesut (Kevork Malikyan). Çünkü o politik gerekçelerini de katarak her şeyin adayı bitirmeyle ilişkili bir komplo olduğuna inanıyor. Köpeği, doktor arkadaşı ve ev işlerindeki yardımcısı Esma ile kaldığı yerden sürdürmeye çalışıyor hayatını. Esma ise filmin kıymetlisi. Binnur Kaya’nın canlandırdığı karakter inançları, saf aklıyla filmi bambaşka bir boyuta taşıyıp Kosmos‘la organik bir bağ kurdurma potansiyeline sahip. Mesut’un oğlu Adem (Philip Arditti) ise hayatta kalmak arzusuyla adayı boşaltanların aksine hayat bulmaya babasının evine geliyor. Erdem, senarist tarafıyla güzel bir Adem çizmiş. Erdemli biri değil karakter. Şefkat, pişmanlık, acıma, sadakat gibi duygular da taşımıyor. Taşısa da göstermiyor. Kontrollü biri de değil. Sempati duyulacak hiçbir yanı yok ama varlığını bu haliyle kabul ettirebiliyor. Belki de meziyeti bu.

Filmin karakterleri birbirleriyle konuşmayan daha çok kendi lafını söyleyen insanlar. Güzel bir anlatım dili yakalanıyor bu noktalarda. En çok Mesut, Adem ve karısının (Aylin Aslım) adadaki evde bağrışarak konuştukları anda çıkıyor ortaya bu iletişememe hali. Hatta kadınlar aynı şarkıyı bile söylemiyor birçok yerde. Kendi cümlelerini kurup duruyorlar. Kadın karakterlere yüklediği uhrevi güçler yönetmenin incelikli üslubundan payını alsa da varlığı olağanlaştırmaktan çok olağandışı bir yere taşıyor. O vakit biz “şarkı söyleyen kadınlar”ın bu dünyaya sığamayacak kadar yüce, hayatla yetinemeyecek kadar olağandışı olduğuna inandırılıyoruz. Oysa lazım gelen başka bir şeymiş sanki. Mesela kutsaldan uzakta, daldan düşen elmadan ölüm bulan bir hiçliğin içinde kıymetli olabilmek. O vakit bir kitabın, filmin, hayatın içinde basitçe ama hürmet gören bir varlık gösterebilmek. Yani gündelik ve olağan haliyle. Oysa bu filmdeki kadınlar sert bir gerçekçilik içinde rüyaya yatmış gibi. Acı yüklüler ama hayat buldukları bir koridor var ve ne yazık ki bu koridorda yetinmeyi biliyorlar. Adem’in karısı, Esma ve küçük kadın fedakârlıklar içinde, erdem altında debelenip duruyor. Birine uhrevi bir güç, diğerine dirayet, en küçüğünün payına da kabullenme düşüyor. “İlahi ses” hep onların kulağında sanki.

Cumartesi annesi saydığımız iskelede oturan kadının inlemeleri büyük bir “rahatsızlık”, filmde kurulan hayat ve bizim gerçeğimiz için. O da köşesinde kendi acılı şarkısını söylüyor. Fakat hikâyenin evreninde bir yabancılaştırma unsuru olmaktan, umutsuz atmosferi iskele tarafından destekleyip filme işlevsel bir katkı yapmaktan öteye taşınamıyor. Duygu ile durum arasında koca koca sahneler heba eden, bütün sahiciliklere mesafe koyan bir film bu. Atmosferi, karakterleri var gücüyle alışık olduğumuz hayatın, ilişkilerin, iletişimin zeminini kaydırıyor. Ve ne yazık ki bu zemin bizi tatmin edici bir dünyaya değil gürültülü ve dilini toparlayamamış bir filme taşıyor. Öyle ki seyirci seyirci kalıveriyorsunuz. Çünkü çok konuşuyor film, araya girip iki kelam edecek yer bırakmıyor insana. Oysa gönül yönetmenin zamanında, mekânında kendine de bir yer bulmak istiyor. İstiyor işte, ne yapalım. (Fatma Onat 21 Şubat 2014 Eksi Sinema)

STAJYER MAFYA (2014)-

 

Yönetmen. Eray Koçak, Senaryo: Uğur Uludağ, Görüntü Yönetmeni: Mehmet Başbaran, Samet Taş, Müzik: Ender Gündüzlü,  Yapım: Bir Sanat Yapımcılık, Ata Yılmaztürk (Yapım Koordinatörü), Cenk Yengin (Uygulayıcı Yapımcı), Erkan Tekemen (Kurgu), Özüdoğru Cici (Sanat Yönetmeni),  Ozan Turan (Sanat Yönetmeni), Yapım Ekibi Tanzer Aryar (Yapım Ekibi), Nilay İslamoğlu (Yapım Ekibi), Emrah Çakır (Yapım Ekibi), Yaşar Baş (Yapım Ekibi), Nilay İslamoğlu (Proje Koordinatörü), İsmail Aslan (Set Amiri), Adnan Aydın (Set Asistanı), Cengiz Topçu (Set Asistanı), İlyas Taşdeniz (Set Asistanı),Ergin Yılmazer (Yardımcı Yönetmen), Gülen Karataş (Reji Koordinasyon), Erman Yıldız (Reji Ekibi), Ceren Çakan (Reji Ekibi), İlker Turan (Devamlılık), Kamera Ekibi Tunç Pakman (Kamera Asistanı), Ümit Taşlıca (Kamera Asistanı), Soykan Pusat Kameraman), Ümit Yıldız (Kameraman), Emre Çelik (Focus Puller), Özkan Baydar (Focus Puller), Samet Taş (D.I.T. Operatörü), Ahmet Kurtuluş (Time Code), Çağlar Özlek (Renk Düzenleme), Çağlar Özlek (Negatif Kayıt), Serkan Çevik (Işık Şefi), Murat Bulak (Işık Asistanı), Sezgin Bolat (Işık Asistanı), Kadir Uçar (Işık Asistanı), Semanur Yaşar (Kostüm Sorumlusu), Emre Öztürk (Sanat Asistanı), Şahin Buran (Sanat Asistanı), Canan ,Özbay (Kostüm Asistanı), Naz Kaleci (Kostüm Asistanı), Esma Keskin (Makyaj), Halil Satır (Kuaför), Funda Eryılmaz (Makyaj Asistanı), Mustafa Bölükbaşı (Ses Kayıt), Gökhan Şahinler (Ses Kayıt), Cömert Osman Mirzaoğlu (Boom Operatörü), Ercan Yıldırım (Ulaşım), Gürol Aydın (Jeneratör Operatörü),


Oyuncular: Naz Elmas (Canan), Lemi Filozof (Ayhan), Hilmi Cem İntepe (Birol), Bay J (İsmed), Abidin Yerebakan (İsmail),  Engin Yüksel (Recep), Mehmet Polat (Rıza), İzzet Çivril (Muzaffer), Eda Erol (Gamze), Murat Yatman (Hasan), Cavit Çetin Güner (Garson), Şükrü Çetin (Polis), Ferman Toprak  

Konu: Birol ve Ayhan saf, temiz ve bir o kadar da beceriksiz iki çocukluk arkadaşıdır. Kahramanlarımız; Birol’un yıllardır sevdiği ama işsiz güçsüz olduğu için onu terk etmiş olan Gamze’nin düğününden çıkışta bir tesadüf sonucu İstanbul’un en büyük mafyasının adamları sanılmış, istemeden bu dünyaya adım atmak zorunda kalmışlardır. Sloganları « Hayat bir oyunsa bizde jeton çok» olan gençler, bir yandan hayatta kalmaya, bir yandan da bu dünyaya ait kuralları öğrenmeye çalışırken komik maceralar yaşarlar.

 

SİLSİLE (2014)

 

Yönetmen  Ozan Açıktan Senaryo Faruk Özerten, Cem Akaş, Ozan Açıktan Görüntü Yönetmeni Ahmet Sesigürgil Yapım BKM Film /Necati Akpınar, Tunay Vural Hikaye: Cem Akaş, Senaryo Geliştirme: Keıth Cunnıngham, Yapım Tasarımı: Yaşar Kartoğlu, Yardımcı Yapımcı: Şebnem Kitiş Vural, Uygulayıcı Yapımcı: Faruk Özerten, Özgün Müzik: Burak Güven, Ses Kayıt: Levent İntepe, Kurgu: Erkan Erdem, Post Prodüksiyon Yapımcısı: Elçin Çetin Bora, Sanat Yönetmeni: Murat Uçan, Kostüm: Pınar Zeynep Akyürek, Makyaj: Cafer Yeşil, Oyuncu Seçimi: Harika Uygur (Csa)

Oyuncular: Nehir Erdoğan (Ece), İlker Kaleli (Cenk), Tardu Flordun (Faruk),Esra Bezen Bilgin (Merve), Serkan Keskin (Cihan), Aytaç Uşun (Kılıç), Cem Özeren (Efe), Caner Arıkan Ümit), Hakan Karsak (Bozo), Deniz Gürzumar (Sabri), Emrah Özdemir (Tayfun), Muhammed Saki (Ceyhun), Hilmi Özçelik (Hastane Polisi), Salih Yaygın (Geri dönüşümcü), Taylan Kapan (Ambulans Görevlisi), Emre Yılmaz (Trafik Polisi), Bilalettin Tahirler (Doktor), Radoslav Ignatov (Tayfun Dublör),

Konu: Sıcak bir yaz gecesi Ece (Nehir Erdoğan) Amerika’dan yeni dönmüş olan Cenk’in (İlker Kaleli) kaldığı eve gider ve eskide kalmış bir aşk alevlenir. Yakın bir dost aldatılmak üzeredir. Bir anda sessiz ve karanlık evde bir hırsızlık girişimi olur ve ardından bir şuç işlenir. Ece gider, Faruk gelir. Üç insan hem birbirlerinden sakladıklarıyla hem de bir şuçla beceriksizce baş etmeye çalışır. Olaylar birbirinin içine geçerek gelişir ve karmaşık şehirli ilişkilerin, derin yaraların ve hayatın kırgınlığının sorgulandığı, bu üç insanın yaşamlarını sonsuza kadar değiştirecek olaylar silsilesi de başlar.

Ödüller

33. İstanbul Film Festivali (2014)
        
► En iyi görüntü yönetmeni : Ahmet Sesigürgil

SİCCİN: BÜYÜ HARAMDIR (2014)

- Senaryo ve Yönetmen: Alper Mestçi,  Görüntü Yönetmeni: Yankı Topçu, Müzik: Ali Otyam, Yapım: Muhteşem Film / Muhteşem Tözüm, Erhan Güler, Serkan Üstün Ortak Yapımcı), Erhan Güler  (Yapım Koordinatörü), Efe Hızır (Kurgu), Rabia Durak (Kostüm Tasarım), Melodi Tözüm (Yardımcı Yönetmen), Gizem Kızıl Emre Karataş (Kamera Asistanı), Hakan Gencan (Focus Puller), Fatih Akyıldız (Panther Operatörü), Recep Güner (Jimmy-Jib), Yunus Ekinci (Jimmy-Jib), İbrahim Özkarpat Tamer Süerdem (Müzik Ekibi),


Konu: Gerçek bir hikâyeden beyaz perdeye uyarlanan film, Öznur isimli genç bir kadının zorlu bir aşk hikâyesini anlatıyor. Çocukluğundan beri kuzenine, yani teyzesinin oğlu olan Kudret’e aşık olan Öznur, bir şekilde Kudret’i beraber olmaya ikna eder. Evli olan Kudret, bu ilişkiyi içine sindiremez ve bitirmek ister. Öznur ise ne olursa olsun Kudret’i kendisine bağlamak için eşi Nisa’ya büyü yaptırır. Bu büyü sonucu kadına cinler musallat olacaktır


Oyuncular: Pınar Çağlar Gençtürk (Nisa), Koray Şahinbaş (Kudret), Ebru Kaymakçı (Öznur), Merve Ateş (Ceyda), Toygun Ateş (Tayyar Hoca), Aydan Çakır (İhsan Hoca), Asuman Kostak (Gülsüm), Şeyda Terzioğlu (Nilay), Şeyda Terzioğlu

SAĞ SALİM 2 (2014) -

 

Yönetmen Ersoy Güler Senaryo Ersoy Güler , Ali Alper Erze Görüntü Yönetmeni Ömer Yılmaz Yapım: Gülen Adam Film/ Ersoy Güler, Yardımcı Yönetmen: Serpil Ülker, Uygulayıcı Yapımcı: Hey Film, Yapım Koordinatörleri: Recep Akdağ, Hasan Semih Yıldızerer, Kurgu: Gökhan Güler, sanat Yönetmeni: Alper Yanar, Prodüksiyon: Aris Aslanoğlu, Set Amiri: Hasan Ormanlar, Avid Yükleme ve Ses Eşleme: Gökhan Mutlu, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek, Afiş: Esin Uğur, Chantier, Müzik: Batuhan Fırat, Ses Tasarım: Ömür Öztyürk, Görsel Efekt: Digiflame, Ses Kayıt: Melodika, Ferit Karabina, Ömer Kül, Boom Operatörü: Erkan Ateş, Yönetmen Asistanları: Görkem Okuyan, Özlem Abacı, Ayça Yavuzer, Kameraman:
Yusuf Atamer, Focus Puller: Yusuf Atamer, Set Amirleri: Erkan Akkuş, Mustafa Pehlivan, Işık Şefi: İsmail Akhan, Kostüm Sorumlusu: Ceyhun Erden, Kamera Asistanları: Umut Öztürün, Kemal Topçu, Işık Asistanları: Özgür Özer, Musytafa Özdağ, Hüseyin Ateş, Yapım Asistanları: Aris Aslanoğlu, Murat Aktaş, Kenan Gül, Sanat Asistanları: Hasan Tahsin Yılmaz, Aytuğ Dereli, Hazal Yazıcıoğlu, Dollby Operatörü: Hakan Yamaç, Murat Kırbaş, Set Asistanları: Enver Gümüş, İlkin Çoğdur, Serdar Karaibiş, Cast: Erbay Gül,

Oyuncular: Burçin Bildik (Salim), Ezgi Asaroğlu (Nihal), Murat Akkoyunlu (Gıcır Hakan), Hüseyin Avni Danyal, Nazlı Tosunoğlu, Metin Yıldız, Yakup Yavru, Erkan Bektaş, Burak Demir, Hakan Vanlı, Ececan Gümeci, Alper Yanar, Recep Akdağ , Aris Aslanoğlu şoför Hasan), Erkan Bektaş,, Prince Frankline (Fifi), Ayadiji, Ayoola Emeniki Jiji (Webo),Baran Ayhan (Yeğen 1),Engin Aydın (yeğen 2),Özgür Çalımlı (yeğen),

Konu: Salim’in kimsesiz bir cenazeyi sevabına memleketine götürmeyi kabul etmesiyle başlayan trajikomik macera, yol arkadaşı Nihal’in annesinin intikam için rehin alınmasıyla yeniden başlıyor. Her yerde hepsi birbirinden azılı 11 “kötü” adamın seri katili olarak aranan kahramanlarımız tanınıp yakalanmamak için kılık değiştirirler. Ancak işler düşündükleri gibi gitmez. Salim beladan kurtulmak için eline silah alınca da talihsiz serüvenler dizisi yeniden başlar. Nihal başı bir türlü beladan kurtulamayan Salim’den uzaklaşıp annesini tek başına kurtarmaya gider. Yaşadıklarından dolayı artık ne ölüden ne de ölümden korkan Salim ise ‘’Anca beraber kanca beraber.’’ der ve kader arkadaşını yalnız bırakmamak için peşine düşer. Artık; Azrail’in ‘’Tek rakibim Salim.’’ diyerek kol gezdiği karayolunda “Kazara” ezilecek, “Tesadüfen” yakılacak, “Kaderin cilvesiyle” vurulacak ne kadar canlı varsa eninde sonunda Salim’le tanışmak zorunda kalır,

 

SADECE SEN (2014) -

 Yönetmen Hakan Yonat Senaryo Aslı Zengin , Ceren Aslan Görüntü Yönetmeni Soykut Turan Yapım Boyut Film/Murat Tokat Genel Koordinatör : Ceren Aslan , Yapım Koordinatörü: Ebru Sakal, Kurgu: Levent Çelebi, Müzik; Yıldıray Gürgen, Sanat Yönetmeni : Onur Tuğ, Kostüm Tasarım: Ezgi Ayaz, Işık Şefi: Ali Salim Yaşar, Bestboy: Mustafa Esin, Sanat Asistanı: Dide Sipahioğlu, Kuaför: Erhan Bilgili, Ses Kayıt: İlkay Tulun, Oyuncu Seçimi : Nevra Genelioğlu

Oyuncular: Belçim Bilgin (Hazal), İbrahim Çelikkol (Ali), Kerem Can (Koray), Necmi Yapıcı (Zeki), Cezmi Baskın (Turan), Barış Arduç, Erol Gedik , Levent Sülün , Erol Demiröz

Konu: Görme engelli Hazal ile eski bir boksör olan Ali’nin yolları sürpriz bir şekilde kesişir. Ali’nin aşkı, karanlığa mahkûm olmasına rağmen hayat dolu olan bu genç kız için bir umut olur. Kader onları aşk ile birleştirir ancak Ali’nin karanlık geçmişi ikisinin de bilmediği bir gerçeğin ortaya çıkmasına sebep olur. Ali Hazal için hayatını tehlikeye sokacak bir oyunun içine girer. Aşkı uğruna girdiği bu mücadele yine onların kaderini belirleyecektir.

RECEP İVEDİK 4 (2014) -

 Yönetmen Togan Gökbakar Senaryo Şahan Gökbakar Görüntü Yönetmeni Gérard Simon Yapımcı Çamaşırhane/ Şahan Gökbakar , Emrah Çoban

Oyuncular: Şahan Gökbakar (Recep İvedik),İrfan Kangı (irfan), Cem Korkmaz (Halil ibrahim), Aziz Karakaya (Apachee Serkan)

Konu: İvedik’in İstanbul’da başlayan ve Maldivlerde ısssız bir adada katılacağı yarışmalardaki maceralarına kadar uzanan film, izleyicisine yine kahkaha garanti ediyor.

u Uzun uzadıya anlatacak pek bir şey yok… O bir fenomen… Daha dördüncüsünün fragmanları ortada yokken konuşulmaya başlanmıştı
bile. Sonra fragmanı ile zaten kıyamet koptu. Bugün Türkiye’nin hemen her salonunda üç beş kopya ile vizyona girme cesareti gösteren ve salonları tıka basa dolduran Recep İvedik fırtınası yeniden başlamış bulunuyor. Şahan Gökbakar bir kesim tarafından kültürel erozyona sebep olmakla ve “kabalığı” sempatik göstermekle suçlanıyor. Buna karşılık Şahan Gökbakar hislerini ifade edemeyen insanların korkusuzca her şeyini ortaya döken Recep İvedik karakterinden zarar göremeyeceklerini iddia ediyor.

Fazla söylenecek bir şey de yok aslına bakarsanız. Önceki Recep İvedik’lere hemen hiçbir şey eklemeden yeni Recep İvedik skeçleri ile serinin dördüncüsü karşımızda.

Serinin bu bölümünde mahallenin çocuklara ait tek top sahasına inşaatı engellemek isteyen Recep İvedik, çok izlenen ve binlerce takipçisi olan Survivor yarışmasına başvurur. Güngörenin dar gelirli insanlarına ve yeniden yapılanmada yaşanabileceklere inceden dokunan Recep İvedik, 500 milyarı kazanmalı ve mahallenin tek top sahasını kurtarmalıdır. Filmin bu ânından sonra yarışma adasına gider ve filmin sonuna kadarda orada kalır.


PERİ MASALI (2014)

 

- Senaryo Yönetmen Biray Dalkıran Görüntü Yönetmeni Biray Dalkıran , Ümt Özyurt , Mehmet Yardım Yapım Biray Dalkıran Uygulayıcı Yapımcı: Elif Yarar, Kurgu: Ahmet Karaağaç, Sanat Yönetmeni: Yaşar Özakoğlu, Kostüm; Sevtap Mutlu, Yardımcı Yönetmen: Samet Çakırtaş, Renk Düzenleme ve Negatif Kayıt: Çağlar Özlek, Ses Tasarım: Oktay Baki, Müzik: Gürkan Çakıcı

Oynayanlar: Emre Kızılırmak (Mert), Burcu Kıratlı (Peri), Sedef Şahin (Yıldız), Alp Korkmaz (Selçuk), Orhan Aydın (Poyraz), Çetin Altay (Emir), Itır Esen (Gül)

Konu: Romantik ve hüzünlü bir hikayeyi seyirci ile buluşturacak olan Peri Masalı filmi, Mert'in evlenmek istediği Peri'nin isteğini yerine getirme çabasını anlatıyor. Mert, sevdiği kadınla evlenebilmek için hem babası ile olan kötü durumdaki ilişkisini düzeltmeli, hem de Peri ve babasını tanıştırmalıdır.

PEK YAKINDA (2014) -

 

 Senaryo  ve Yönetmen: Cem Yılmaz, Görüntü Yönetmeni: Gökhan Atılmış, Yapımcı: Cem Yılmaz , Muzaffer Yıldırım, Uygulayıcı Yapımcı: Pelin Kaya, Kurgu; İlker Özcan, Sanat Yönetmeni: Hakan Yarkın, Kostüm Tasarım: Gülümser Gürtunca, Yardımcı Yönetmen; Murat Dündar, Yönetmen Yardımcısı: Silva Delioğlu, Koordinasyon: Cenk Varcan, Kamera Asistanı: Burak Artıksuer, Focus Puller: Gürol Beşer, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek,Yardımcı Sanat Yönetmeni: Özkan Çimenli, Makyaj Tasarım: Dilek Zengin, Ses Tasarım Asistanı: Umut Öyken, Boom Operatörü: Sabri Livan, Cast Direktörü: Canan Odacıl, Dublör: Serkan Döner


Oyuncular: Cem Yılmaz (Zafer Yıldız/Beşir(, Tülin Özen (Arzu Yıldız), Zafer Algöz (Ahben Sonel), Özkan Uğur (Ejder Kaplan), Ozan Güven (-Boğaç Boray/Pepe Muharrem), Çağlar Çorumlu (Zeki Süzen), Cengiz Bozkurt (Suat Güneş), Zerrin Tekindor (Meral Sonel), Hare Sürel (Tuna Kaplan), Ayşen Gruda (Remziye Güneş), Ülkü Duru (Cansın Cansın), Emin Gürsoy (İzzettin Gezici), Metin Coşkun (Metin Coşkun), Tuğrul Tülek (Zafer'in Vicdanı İnce), Ataberk Mutlu (Cihan Yıldız), Orçun İynemli (Orçun İynemli), Aras Bulut İynemli (Sarp Akkaya ), Can Yılmaz (Sabri), Sunay Akın (Sunay Akın), Bahtiyar Engin (Efektçi Ali), Enis Fosforoğlu, Yılmaz Erdoğan, Nurgül Yeşilçay (Hastane esepsiyonundaki Hemşire), 0Mazhar Alanson, Muhittin Korkmaz (Boğaç Boray'ın Asistanı), Tansu Biçer (Ejder'in dükkanına gelen adam – Seyhan), Ali Rıza Tanyeli,  İsa Telci (Kameraman İhsan), Cahit Gök (Şahikalar Asistanı), Hasan Demircan, Şener Şen, Aziz İzzet Biçici, Doğukan Polat,  Arif Yılmaz  














 

Konu: Eski bir figüran olan korsan Dvdci Zafer karısının boşanmak istemesi üzerine kanunsuz işlere tövbe eder. Ailesini geri kazanmak için eski sinemacı tanıdıklarından oluşan bir ekiple 1970’lerden beri çekilememiş fantastik bir proje olan “şahikalar-kötülüğün sonu” isimli filmi çekmeye soyunurlar. Kabiliyeti sınırlı bir ekiple yola çıkan Zafer’i komik, eğlenceli ve duygusal bir macera beklemektedir...

u Gittim Beğendim. Hem de çok. Eve geldim sıcağı sıcağına yazıyorum. Öyle sinema eleştirisi yapacak seviyede değilim. Bunu da söylenenin tam tersini zihinde çok subliminal canlandıracak sahte bir tevazu ile söylemiyorum. Birçok filmdeki birçok noktayı detayı çoğu zaman fark edemem ya da yorumlayamam. Çoğu kişinin fark ettiğini görünce de acayip kıskanırım. Filmi suçlarım. Edebiyat okudum, yediremem. O yorumlayamadığım hikayeler şiirler gelir aklıma. Kabul edemem. Reddederim. Ben anlamadıysam yoktur öyle bir şey arkadaş! Emin olun bu yorumu öyle ne kadar iyi analiz ettiğimi göstermek için değil, sadece bu fark ettiklerim -ya da kendi uydurduklarım- belki hoşunuza gider de filmden aldığınız keyif artar diye yapıyorum.


Film gerçekten arzuladığım keyfi bana yaşattı. Bu gerçekten zor. Acayip bir beklentiyle izledim filmi. Bir Cem Yılmaz filmi. Kolay değil beklenti çıtasını aşağıda tutmak. Bir diğer neden film zevkini takdir ettiğim kişilerden gelen çok sağlam tavsiyeler. Çoğu zaman onlar olmasa yaşayacağım muhtemel bir keyfi hayal kırıklığına dönüştüren bu tavsiyelere ve sahiplerine bu kez teşekkür ediyorum. ARZU’larım ZAFER’e döndü.


Bir zafer benim için bir filmi beğenmek. Arzuladığım keyfe kavuşmak. Keyfim anlamak.  Bir filmin çoğunluğunu anlamazsam çok huzursuz oluyorum. Tamamını anlarsam da bir daha izlemiyorum. Tekrar tekrar izlediğim filmler hep çoğunluğunu anladığım fakat her izlediğimde yeni bir şey keşfetmeme olanak sağlayan filmler. Bu da ana hikayenin ya da temel mesajın kolay anlaşılırlığı sayesinde oluyor. Bu anladığımı hissedip rahatlama sebebim. Rahatlayınca aldığım keyif artıyor.

“Pek Yakında”nın ana hikayesi de oldukça sade. Detaylar bir o kadar zengin. Ana hikayede rahatladım. Detaylardan çok keyif aldım. Birçok detayı kaçırdığıma eminim. Onlar birkaç defa daha izleme sebebim olacak.


Film kurgusu,  farklılığı, o gerek detaylarla gerek ana hikayeyle yarattığı farklılığın içindeki aşinalık duygusu, yeniyi eskiden hareketle yaratma keyfi, beyazperde emeğine verilen selamlar, oyuncu seçimleri, sürprizleri, detayların bağlanışı ya da verdiği keyif, göndermeler, espriler, renkler, kostümler, mekanlar, nesneler, postmodern ögeler final çok hoşuma gitti. Gerçek-Hayal Komik-Ciddi arası git gel bir film. O huzursuzluğu hissediyorsunuz. Karakterler de ona göre şekillenmiş. Bir tık gerçek ötesi bütün karakterler. Bir tek Zafer karakterinin eşi gerçekçi geldi bana.


Bu kadar sanal karakterin arasında olmamış bu dedim. Kendimce eleştirdim. Her karakter bir tık gerçek ötesi ama karısı gerçek. Sonra düşündüm. Problemi var Korsancı Zafer’in karısıyla. Boşanmak isteyen karısını tekrar elde etmek için bir film çekiyor. Film bir hayal. Ahben’in hayali. Bunu da “gerçeğe ulaşmak için hayali kullanmak” olarak yorumluyorum rahatlıyorum ben. Kasıtlı mı yaptı bunu Cem Yılmaz onu bilemem. Ben rahatlar geçerim.


Bir de olumsuz görüş yazayım nazar boncuğu olsun. Cem Yılmaz’ın oyunculuğu biraz yapmacık geldi bana. Filmin gerçek ötesi tavrından farklı bir yapmacıklık.  Repliklerin ezbere olduğunu bilsem de hissetmek istemiyorum ben. Hissettim. Benim gereksiz beklentim belki. Geçelim. Gözüme çarpan ufak bir detayı paylaşıp bitireyim. Boğaç Boray karakteri filmin sonlarına yakın bir bölümde bir rubix küpü alıyor eline. Filmde daha önce görmediğim ya da fark etmediğim ve filmle pek ilgisi yokmuş gibi görünen bir iki saniyelik bir sahne.  Şu geldi aklıma. Rubix küpünün ortasındaki renkler sabittir. Etrafındaki renkler ne kadar değişirse değişsin merkez yerinden oynamaz. Küpü çözebilmek için diğerlerini ortadaki renklere uydurmak lazım. Ortadaki renklere kişilik diyelim. Kişilik sabit kalıp diğer unsurlar ona uyum sağladığında problem çözülür. Kişi kendini bulur. Filmin sonunda Zafer kim diye sorulduğunda Zafer benim! diyor “AhBEN’in” filmini çeken Zafer. Zafer ben olmak. Zafer kendin olmak. Bir başkasını oynayarak başka renklere yaranmaya çalıştığında değil kendin olduğunda zafer gelir. Korsanlık sahtelik değil Orjinallik gerçeklik gerekir. Hee zafer de öyle zahmetsiz olmaz. Emeksiz yemek! olmadığı gibi.


Velhasıl kelam, Pek Yakında Korsan değil orijinal film vesselam..(Emre Seven)

 

PATRON MUTLU SON İSTİYOR (2014)

 

Yönetmen Kıvanç Baruönü Senaryo Yılmaz Erdoğan Görüntü Yönetmeni Jean Paul Seresin Yapım BKM /Necati Akpınar Uygulayıcı Yapımcı: Pelin Kaya, Kurgu: Çağrı Türkkan, Sanat Yönetmeni: Hakan Yarkın, Kostüm Tasarım: Gülümser Gürtunca, Ses Ekibi: Erkan Altınok, Ses Kayıt: Levent İntepe, Müzik : Jinngle House

Oyuncular: Tolga Çevik (Sinan), Ezgi Mola (Eylül), Murat Başoğlu (Faruk),  Erkan Can (Arif), Ersin Korkut (Lokman), Mustafa Uzunyılmaz (Tamirci Hicri), Saba Tümer (Program Sunucusu), Ayşenur Yazıcıoğlu (Vuslat), Nusret Çetinel (İzzet), H
ande Yöğen (Gülşah), Oğuz Okul (Faruk'un Babası), İcmal Aktuna (İclal), Zeki Ocak (Cezmi), Ferruh Yenidoğan , Mine Özsamsun (Faruk'un Annesi),

Konu: Sinan (Tolga Çevik) patronu (İsfendiyar) tarafından Kapadokya’ya bir komedi filmi senaryosu yazmak üzere gönderilir. Süresi çok azdır ve filmin sonu mutlu bitmek zorundadır! Sinan, mutlu bir hikaye için ilham perisini beklerken, önce kalacağı otelin sahibi İzzet Bey’in kızı Eylül (Ezgi Mola) karşısına çıkar sonra da hayatında en çok nefret ettiği kişi olan eski arkadaşı, ünlü oyuncu Faruk (Murat Başoğlu)! Kendisini Sinan’ın “makam şoförü” ilan eden Taksici Ersin (Ersin Korkut) ve çiftlik sahibi Atçı Arif (Erkan Can) bir süre sonra hem Sinan’ın hayatında hem de senaryosunda yerlerini alırlar.

Kapadokya’da bir balon gezisi, herkesin hayatını değiştirir, özellikle Sinan ve Eylül’ün! Peri bacalarının etrafında, rengarenk balonların içinde ve büyülü bağbozumu şenliklerinde geçen onca macera herkes için adeta ayrı bir filme dönüşürken, patron İsfendiyar’ın beklediği “mutlu son” bir türlü gelmez! Ama patron mutlu son istemektedir ve Sinan sonu yazmak zorundadır!

PANZEHİR (2014)

 

- Senaryo ve Yönetmen Alper Çağlar Görüntü Yönetmeni Mehmet Başbaran Kurgu Alper Çağlar Yapım İnsignia Yapım Tasarım: Nina Bjerch Andresen, Sanat Yönetmeni: Sıla Karakaya, Post Produksiyon: 1000Volt, Müzik: Clint Bajakian Jeremy Garren, Yapım: Doruk Acar, Yapım Firmaları: Insignia ve CaglarArts,
Uygulayıcı Yapımcı: Alper Çağlar, Yapım Koordinatörü: Gizem Çalıkoğlu, Yapım Menajeri: Çağla Narter, Genel Koordinatör: Gizem Çalıkoğlu,

Konu: Kadir Korkut 48 yaşında. 30 senedir Kara Cemal diye bilinen 70 yaşındaki bir suç reisinin; İstanbul’un tek hakiminin sağ kolu. İkisi de birbirinin yansıması. Acımasız, zeki ve etraflarında korku ile anılan ayrı nesillerin yarattığı yeraltı dehaları. Cemal yönetmekte, Kadir öldürmekte.

Kadir, Elsa Lund adında kör bir kadına aşık olduğunda artık kurtlar sofrasından kalkması gerektiğini anlar. Ama içinde bulunduğu dünya Kadir’e vefa göstermez. Baba bildiği Kara Cemal, bitmek bilmeyen komploları uğruna oğlu bildiği ölüm meleğine de ihanet eder. Kadir, 6 saatte öldüren bir kimyasalla zehirlenir. Yaşamak ve sevdiklerini yaşatmak için tek çaresi Kara Cemal’in elinde tuttuğu panzehirdir. Bu sefer hayatı için Cemal’in istediklerini öldürmeye mecburdur. Kadir’in son gecesi böyle başlar. Zamanın tükendiği, bedellerin giderek arttığı bir adrenalin fırtınası. Yanında zehirlenen polis köstebeği Cem ile beraber bu canilerin arasından çıkmanın bedeli, mutlak bir yüzleşme demektir.

Hayatı boyunca kötülük yapmış bir Tetikçi’nin ve ona ihanet eden manevi babasının son destansı mücadelesi. Panzehir; Çağdaş film grameri, iddialı teknik altyapı ve ustaca yazılmış senaryosu ile yepyeni bir nesli sinema ile tanıştıracak bir film. En önemli amaç; Türk sinemasının küresel saygınlığını pekiştirmek.

 

10. KÖY TEYATORA (2014)-

 

    Yönetmen Bahadır Abşin Senaryo Neslihan Yalman Görüntü Yönetmeni Alp İlkme , Özenç Uluz Yapım Bülent Aydoslu Müzik: Hüsnü Arıkan, Kurgu: Bahadır Abşin, Sanat Yönetmeni : Sevinç Ölmez, Yapım Sorumlusu: Buse Sevindik, Yardımcı Yönetmen: Taner Akdeniz, 2. Yönetmen Yardımcısı: Begüm Kanlısu, 3. Yönetmen Yardımcısı: Arzu Ender, Işık Şefi: Mustafa Özçelik, Ses Kayıt: Emrah Başal, Oğuz Kabasakal, Ses Tasarım & Final Miks: Murat Elgün

Oynayanlar; Necmi Yapıcı (Muhtar), Tanju Tuncel (Hörü Nene), Ümit Bakış (Berber), Fırat Albayram (Yiğit), Selçuk Uluergüven (Yiğit’in Babası), Canberk Kadıçeşme (Dionysos), Alican Aytekin (Apollon), Ebru Bayam (Doğa), Tamer Yılmaz ()Vedat), Nesil Ünal (Süleyman Dede/Silenos), Cemalettin Çekmece (Arsacı), Buse Sevindik (Sevilay/Bakkha), Onur Çimen (Onur/Çoban), Sezgin Ertürk (Sezo), Hüseyin Özden (Hüseyin/ İobakkhi), Merve Alçiçek (İnci’nin Kızı), Çiğdem Güzel Batur (Arife Kadın), Şenol Avcı (Behzat), Özenç Uluz (İmam), Kerem Yıldırım (Deli Mücahit), Ayça Utku (Pala Hatice), Meriç Tanay (İffet), İhsan Erdemir (Şoför Himmet), Süleyman Adıbelli (Selim), Oğuz Kahraman (Berber Çırağı Cavit), Cihangir Turantaş (İzmir Okul Müdürü)

Konu: 10. Köy ''Teyatora'' Filmi ; masum ve temiz kalpli insanların yaşadığı, şirin, komik ve henüz yalanın keşfedilmediği bir köyü anlatmaktadır. Tiyatronun temsilcisi Dionysos’un yaşadığı 10. Köy'e yolları düşen bir öğretmen ve bir tiyatro kumpanyası, burada garip durumların olduğunu ve köylülerin garip konuşmalar yaptıklarını fark ederler. Çünkü bu köyde henüz yalan keşfedilmemişdir. Yalnızca akıllarından ya da kalplerinden ne geçiyorsa onu söylemektedirler. Öğretmen, köy okulunda göreve başlarken, kumpanya elemanları da Dionysos adına canlandırmak istedikleri bir gösterimi ahaliye kabul ettirmek isterler. Yüzyıllardır '’10. Köy’’de insanlarla birlikte yaşayan ve burada yalan söylenmesini yasaklayan Dionysos’un varlığından köylülerin haberi yoktur. Dionysos etrafı gizliden gizliye izleyerek b azı olaylara müdahale etmektedir. Yaşanan olaylar birbirini kovalar, köylüler gelenlerle kaynaşmaya başlarlar ve ortaya komik, düşündürücü durumlar çıkar. Bu köyün en renkli yanı ise bünyesinde barındırdığı köylülerin birbirinden ilginç ve keyifli hikayeleridir. Ve elbette ''Aşk'' bütün bunların tam merkezindedir. Dionysos’la birlikte birçok mitolojik karakteri de tanıyacağınız ve henüz yalanın keşfedilmemiş olduğu bu köyde hayat nasıl mı sürüyor ?.