Powered By Blogger

22 Şubat 2018 Perşembe

ASİYE NASIL KURTULUR (1973)


Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Safa Önal (Vasıf Öngören’in aynı isimli eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Melih Sertesen
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Sanat Yönetmeni: Semih Sezerli, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Asistanı: Turgut Köse,

Oyuncular: Türkan Şoray, Orçun Sonat, Şükriye Atav, Ali Şen, Ahmet Arkan, Hikmet Taşdemir, Feridun Çölgeçen, Nazan Adalı, Muazzez Erdiken, Nedret Ener, Erdoğan Seren, , Ahmet Kostarika, İsmail Varol, Ekrem Dümer, Sedat Demir,

► Agah Özgüç, Nejat Saydam tarafından uyarlanan; Asiye Nasıl Kurtulur'u "düşürülen, ama namusunu sonuna kadar koruyan bir kadının öyküsü" olarak veriyor. Safa Önal'ın senaryosundan filmini çeken Saydam bu uyarlamada, Öngören'in oyununu o günlerde devam etmekte olan Yeşilçam Sineması kalıplarına tamamen oturttuğu gibi Asiye'yi oynayan Türkan Şoray'ın özel sinema kişiliğini de göz ardı etmiyor, kuralları içinde kalıyordu. Böylece epik bir oyun tam bir oyuncu filmi oluyordu. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf; 61





ARAP ABDO (1973)


“İSTANBUL KABADAYILARI” 

Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın (Necmi Onur’un
aynı isimli romanından)
Görüntü Yönetmeni: Enver Burçkin, Ali Yaver
Yapım: Kervan Film/Ümit Utku, Acar Film/Murat Köseoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır (Arap Abdo), Bahar Erdeniz, Salih Güney, Yeşim Tan, Şener Şen, Leman Akçatepe, Nubar Terziyan, Şükriye Atav, Atıf Kaptan, Bilal İnci (Kara Bahri), Fırat Kuba, Yılmaz Gruda, Kayhan Yıldızoğlu (Ressam), Tevfik Şen (Muhittin’in adamı), Yılmaz Gruda (saraylı muhittin), Muazzez Arçay (mama), Oktay Yavuz (Hüseyin), İbrahim Kurt, Sabahat Işık (Abdo’nun annesi), Muharrem Gürses (Molla), Emel Ozan, Sıtkı Akçatepe, Sabahat İzgü, Cemil Can Bıçakçı, Fırat Kuba, Emel Ozan, Süheyl Eğriboz, Abdi Algül, Yadigar Ejder, Kemal İskender, Korkut Korcan, Mehmet Ali Güngör, Nilgün Atılgan (Elif)

Konu: Osmanlı döneminin kabadayılarının anlatıldığı bir film.

ANNELER GÜNÜ (1973)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu

Oyuncular: Zeynep Değirmencioğlu, Ayten Gökçer, Önder Somer, Sami Hazinses, Mualla Sürer, Beyza Başar, Ömercik (Ömer Dönmez), Şükriye Atav, Belkıs Dilligil, Kayhan Yıldızoğlu, Nevzat Okçugil, Benan Öz

Konu: Nevin, yıllardır ayrı olduğu kızını göreceği için çok heyecanlıdır. On yıl önce kocasından ayrılırken kendisine oynanan oyun yüzünden kızından ayrılmak zorunda kalmıştır. Nevin yılların hasretini bir ay boyunca doyasıya çıkarmayı hayal etmektedir. Kızını bağrına basmaya hazırlanırken onun soğuk ve mesafeli tavırları karşısında çaresiz kalır. Ayşe babasının bir kadınla evlenmek için onu uzaklaştırdığından habersizdir. Genç kız sevgi ve şefkatten yoksun geçen yıllarının acısıyla annesine adeta kin kusmaktadır. Onun katı görünüşünün ardındaki şefkate muhtaç ruhunu gören Nevin kızının yüreğine ulaşmaya karar verir

ANADOLU EKSPRESİ (1973)


Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Manasi Filmeridis
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır (Halil Uysal), Semra Özdamar (Zeynep), Hülya Şengül (Selma), Mümtaz Ener (Mahkum), Nubar Terziyan (Osman Reis), Süha Doğan (Selim Gökçe), Şükriye Atav (Şaziye Hanım), İhsan Baysal (Manav Tahsin Ersöz),Hüseyin Zan (Selim Gökçe’nin kardeşi), Ali Şen (Bakkal Faik), Ceyhan Cem (Mehtap), Renan Fosforoğlu (Berber), Ali Ekdal, Faik Coşkun (Meyhaneci), Ahmet Kostarika “Turgutlu” (Kahveci), Cihat Alpan, Necati Gökhan, Osman Han (Şefik), Ekrem Gökkaya (İbrahim), Zeki Sezer (Savcı), Ekrem Dümer (Ağır ceza reisi), Mustafa Yavuz (Gardiyan), Ali Ekdal

Konu: Halil “Yüreğine, bileğine sağlam delikanlıdır.” Kimsesiz. İstanbul Şehremini doğumlu. Ama, Beyoğlu’nda yaşıyor. Manavın karşısındaki sokakta, babadan kalma evi kiraya vermiş. Mahalledekiler, özellikle Şaziye Hanım’ın kızı, Foto Roman meraklısı Selma onu çok seviyor. Yıllar sonra, kızının ölümü için onu suçlayan acılı anneye şunları söyleyecektir. Tek bir suçum var, şuradan ayrılmış olmak. O bile suç değil. Gençtim, cahildim, görmemiştim.” Babası İsmail Reis onun, kendisi gibi bir balıkçı olmasını hiç istememiş. O da, Selim Bey’in kumarhanesinde ve Çağlar Saz Salonunda (sonradan bin pişman olacağı) kabadayılık yapıyor. Bir gece, adamları Şefik ve İbo, Selim Bey’in odasına bir genç kızı, Zeynep’i getirirler. “İşte bu, patron. Dışarıdan gelmiş. Bizim otelde kalıyormuş. Lokum gibi ha.” Genç kız, sazda ve otelde “Bu işler için kahpe olmak lâzım” diyeceği hayata zorlanır. Zeynep’in onca dayak ve gözdağına direndiğini gören Halil, sonunda Selim Bey’e, kendisinden beklediğimiz tepkiyi gösterir : “Bırak gitsin. Zorlama. Belli ki o biçim değil bu kız.” ‘Namusunu ve hayatını’ kurtardığı Zeynep’in anlattıkları “Yabancısıyım İstanbul’un. İş aramaktayım.. Kasabadan da namus belasına kaçtım. Bir abim vardı, ölünce aciz gördüler beni. Evimizi, yolumuzu pusuladılar. Barınamadım.” Halil “Kaybol git, hiç durma. Burası İstanbul’dur, gık demeden 50’yi buldururlar insana” diyor ama genç kız bir fabrikada iş bulup çalışmaya başlayacaktır. Delikanlı da artık orada barınamaz. Tartışarak, üstelik patronu bir güzel döverek işten ayrılır. İntikam için yanıp tutuşan Selim’in eline, daha o gece, bir fırsat geçer. Annesinin, sevmediği biriyle evliliğe zorladığı Selma, Halil’e kaçmak için saz salonuna gelince Selim, ona zorla sahip olur. Genç kız kendini asar. Selim’i öldüren Halil’e, mahkemede 13 yıl ceza verirler. Şaziye Hanım, nedense, kızının ölümünden onu sorumlu tutacaktır. Mahallelinin de ona olan sevgisi azalır. Selim’in kardeşi Oski öç almak için peşinde “Halil’i yaşatırsam namerdim.”

Hapishanede, bir iç hesaplaşma içinde olduğunu görüyoruz; “Zeynep onu hiç yalnız bırakmaz ; “Sayılı gün, nice uzun olsa da biter.” Birkaç yıl sonraki afla mahallesine dönüş. Şaziye Ananın ve mahallelinin sevgilerini tekrar kazanması için Zeynep’in yardımı gerekir. Evlenirler. Aylar sonra “İki canlıyım Halil.” Oski ve adamlarından kurtulmak için Karadeniz Ereğlisi’nde denizcilik yapan arkadaşı Üzeyir’in yanına gitmeye karar verirler. Keşke çocuğunu görecek kadar yaşayabilseydi. Filmin sonunda Haydarpaşa Garı ve Anadolu Ekspresi.. 10 kurşun, Halil’i, üzerinde o yıllarda çok sevilen parkası ile rayların arasına serer.(Yazan: Murat Çelenligil)




ALİ İLE GÜL (1973)


Senaryo ve Yönetmen Ahmet Asaf Tengiz
Kameraman Dinçer Önal

Prodüksiyon Amiri: İbrahim Aydın, Işıklar: Gaye Film Işık Servisi, Yönetmen Asistanı: Ahmet N. Tengiz, Kamera Asistanı: Uğur, Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Montaj Senkron: İsmail Kalkan, Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Süpervizör: Necip Sarıcıoğlu, Yeni Stüdyo Renkli film laboratuarında renklendirilmiştir. Ar Film stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Hülya Darcan, Gülten Ceylan, Atıf Kaptan, Ali Ekdal, Salih Sever, Arap Celal, Ekrem Gökkaya,

ALİ'YE GÖNÜL VERDİK (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Asaf Tengiz
Görüntü Yönetmeni: Dinçer Önal
Yapım: Tengiz Film/Asaf Tengiz

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Hülya Darcan, Atıf Kaptan, Ekrem Gökkaya, Gülten Ceylan, Arap Celal

AĞRI DAĞININ GAZABI (1973)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: İhsan Yüce
Kamera Ali Yaver
Müzik: Mutlu Torun
Yapım: Barlık Film/Necdet Barlık

Oyuncular: Tugay Toksöz, Gönül Hancı, Turgut Özatay, Senar Seven, İhsan Yüce, Ömer Kahraman, Giray Alpan, Necla Soylu, Yusuf Çetin

Konu: Askerden dönen Ali, köyünde sevinçle karşılanır. Süt kardeşi Hasan onu krallar gibi karşılar ve eski günlerdeki dostluklarının devam etmesini ister. Ancak ikisinin de aynı kıza aşık olmaları, dostluklarının bozulmasına neden olur.

Eleştiri:
Zeki Ökten, Ağrı Dağı eteklerindeki iki köy arasında geçen bir aşk öyküsü anlatıyor. Köylerden birinin güzel kızına, diğer köyün hem ağası, hem de askerden yeni dönen ve ağanın arkadaşı olan bir çoban aşık olur. Bu üçlü aşk, kaçınılmaz trajik bir son getirir... "Ağrı Dağının Gazabı", kötü bir film... Senaryoda temel aksaklıklar, var (örneğin film, iki sevgilinin dağa kaçmasıyla bitiyor. Ondan sonra seyredilen, zorlama, yapıştırma bir ikinci filmdir.) Ökten'in çalışması da silik, renksiz... Hiçbir sahnede sinemasal bir değere ulaşamamış Ökten... Hele folklor danslarının kullanılması son derece iğeti kalıyor... "Ağrı Dağının Gazabı", bin bir zahmetle elde edilen mekan olanaklarının, başarısız bir filmi kurtarmaya yetmediğini ortaya koyuyor... Atilla Dorsay, a.g.e. syf, 126 ”

AĞLIYORUM (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Muzaffer Arslan
Görüntü Yönetmeni: Necati İltaç
Yapım: Sine Film/Muzaffer Aslan

Oynayanlar: Filiz Akın (Gamze-Nazan), Ediz Hun (Haldun), Nihat Ziyaalan, Kahraman Kral (Harun), Hulusi Kentmen (Fahrettin). 

Konu: Deniz kenarında tek başına dolaşan genç ve güzel bir kadın dalgalara bakarak eski günlerini anımsar. Geçmişteki tüm olaylar gözlerinin önünden bir bir geçer. Sonra bir eczaneye gidip bir sürü ilaç alır, bir geceliğine tutuğu otel odasında onların tümünü içer. Gök gürültüsünden korkan küçük çocuk (Harun) hastanede gözlerinden ameliyat olan babasına telefon açarak, çok korktuğunu ve kendisine bakan Gamze'nin (Filiz Akın) annesi olduğunu iddia ettiği için onu evden kovduğunu söyleyerek hemen eve gelmesini söyler. Haldun (Ediz Hun) oğlunun güç durumda olduğunu anlayarak gözlerindeki bantı çözer ve hemen eve gider. Bu arada otel odasında ölümle pençeleşen Gamze oğlunu arar ama telefon kapanır. Sonra da Haldun'u, yani eski eşini arayarak ölmek üzere olduğunu ve gerçeği açıklayacağını söyler. Tekrar eski günlere dönülür: Gamze, ikizi olan Nazan ile konservatuarda okurken Haldun ile tanışırlar. Ama Haldun kendisine seven Gamze yerine kız kardeşi Nazan ile evlenir. Bu duruma katlanamayan Gamze de müzik öğretmeni olarak Anadolu'ya gider. Yıllar sonra geri döndüğünde sevdiği adam Haldun'la evlenen kız kardeşi Nazan'ı ziyaret eder. Nazan eskisi gibidir. Haldun'u hiç sevmemiştir, bir başka adamla kaçmak için hazırlıklar yapar ve yanına Gamze'yi de alarak evden çıkar. Bu arada Gamze'ye elindeki yüzüğü de verir. Yolda iki kadın tartışır ve araba bir kamyona çarparak uçuruma yuvarlanır. Gamze yaralı olarak kurtulur ve kız kardeşinin yerine geçer bu kez Nazan rolünü oynar. Haldun ise Gamze'yi karısı zennedir. Gamze ise yıllar önce yitirdiği sevgisini bu kez elde etmek için o rolü istemeyerek de olsa oynar. Çocukları Harun'un doğması bu evliliği daha perçinler. Ama gerçeği Gamze'den başka hiç kimse bilmez.

Ama genç kadın bu gerçeği sonsuza dek taşıyamaz. Açıkladığı zaman ise her şey değişir. Gök gürültüsünden korkan küçük çocuk (Harun) hastanede gözlerinden ameliyat olan babasına telefon açarak, çok korktuğunu ve kendisine bakan Gamze'nin (Filiz Akın) annesi olduğunu iddia ettiği için onu evden kovduğunu söyleyerek hemen eve gelmesini söyler. Haldun (Ediz Hun) oğlunun güç durumda olduğunu anlayarak gözlerindeki bantı çözer ve hemen eve gider. Bu arada otel odasında ölümle pençeleşen Gamze oğlunu arar ama telefon kapanır. Sonra da Haldun'u, yani eski eşini arayarak ölmek üzere olduğunu ve gerçeği açıklayacağını söyler. Tekrar eski günlere dönülür: Gamze, ikizi olan Nazan ile konservatuarda okurken Haldun ile tanışırlar. Ama Haldun kendisine seven Gamze yerine kız kardeşi Nazan ile evlenir. Bu duruma katlanamayan Gamze de müzik öğretmeni olarak Anadolu'ya gider. Yıllar sonra geri döndüğünde sevdiği adam Haldun'la evlenen kız kardeşi Nazan'ı ziyaret eder. Nazan eskisi gibidir. Haldun'u hiç sevmemiştir, bir başka adamla kaçmak için hazırlıklar yapar ve yanına Gamze'yi de alarak evden çıkar. Bu arada Gamze'ye elindeki yüzüğü de verir. Yolda iki kadın tartışır ve araba bir kamyona çarparak uçuruma yuvarlanır. Gamze yaralı olarak kurtulur ve kız kardeşinin yerine geçer bu kez Nazan rolünü oynar. Haldun ise Gamze'yi karısı zennedir. Gamze ise yıllar önce yitirdiği sevgisini bu kez elde etmek için o rolü istemeyerek de olsa oynar. Çocukları Harun'un doğması bu evliliği daha perçinler. Ama gerçeği Gamze'den başka hiç kimse bilmez. Ama genç kadın bu gerçeği sonsuza dek taşıyamaz. Açıkladığı zaman ise her şey değişir.

AFFEDİLMEYENLER (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Görüntü Yönetmeni: Sertaç Karan
Yapım: Kımız Film T Feridun Kete

Oyuncular: Yılmaz Köksal (Murat), Fatma Belgen (Zeynep), Atlan Bozkurt, M. Ali Güngör, Reha Yurdakul (Ağa), Leman Akçatepe (Anne), Hakan Kete, Gülten Ceylan, Cango Kemal, Rıza Genç, Yılmaz Kurt (Ağanın adamı), Altan Günbay, Rıza Genç (Ömer), Mehmet Ali Güngör

Konu: Küçük yaşlardan beri birbirlerini seven iki gençten biri ağa kızı Zeynep (Fatma Belgen), diğeri ırgat olan Murat (Yılmaz Köksal); aşklarını herkesten gizli yaşayan iki genç ağanın bu durumu duymasıyla beraber kaçarlar. Zeynep’in babası (Reha Yurdakul) bu aşka engel olmak ister. Zeynep’i başka birine vermek isteyen ağa, Murat’ın ölmesini istemektedir. Annesini ve kız kardeşini öldürten ağaya karşı intikam yemini yapar. Sonu ölümle biten bir aşkın hikayesi.


ACI YUMRUK /NEFRET (1973)


Yönetmen: Orhan Aykanat
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Görüntü Yönetmeni: Yılmaz Ceylan
Yapım: Burçay Film / Yaşar Koçer, Mehmet Aksu

Oyuncular: Yılmaz Şerif, Yaşar Koçer, Sevgi Nurdan, Yavuz Selekman, Yaşar Güçlü, Yasemin Aksu, Feridun Çölgeçen, Ahmet Karatop

Konu: Kötü yola düşen kız kardeşini arayan bir hapishane kaçağının öyküsü

Not: Bu film aynı yıl ”Nefret” adı altında isim değiştirilerek tekrar gösterime sunulmuştur

ACI HAYAT (1973)


Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Fuat Özlüer
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Oyuncular: Filiz Akın (Ebru Denizel), Cüneyt Arkın (Kerem Ateşoğlu), Ayfer Feray, Necdet Tosun (Osman), Atıf Kaptan (Selim Denizel), , Bülent Kayabaş (Bahri Gökçe), Kayhan Yıldızoğlu (Mesut), Leman Akçatepe (Kerem’in annesi), Mümtaz Ener (Kerem’in babası), Necdet Tosun, Mürüvvet Sim (Fahriye), Sami Hazinses (Garip), Gülistan Güzey (Ebru’nun annesi), Hikmet taşdemir, Zeki Sezer

Konu: Kerem (Cüneyt Arkın) ve Ebru (Filiz Akın). İki genç ve güzel insan. Tesadüfen birlikte bulundukları bir partide tanıştılar. İlişkileri kısa sürede büyük bir aşka dönüştü. Evlenmeye karar verdiler. Kararlarının ailelerine açıkladılar ve onları tanıştırmak üzere bir araya getirdiler. Hesap etmedikleri tek şey, aslında aralarında neredeyse yüzyılı aşkın süren bir kan davsının varlığı idi. Kısaca iki aile arasındaki ezeli düşmanlığın mutluluklarına engel olacağını bilemediler. Yine de Kerem ve Ebru bu anlamsız düşmanlığın mutluluklarına engel olacağını bilemediler. Yine de Kerem ve Ebru bu anlamsız düşmanlığın baskılarına boyun eğmeyerek görüşmeyi sürdürdüler. Ebru’nun babası kızını, yanında çalışan Bahri ile evlenmesi için zorluyordu. Ebru bu dayatılan evliliğin gerçekleşeceği gün Kerem’le buluşuyor ve iki genç birlikte kaçıyordu. Uludağ da kimsenin uğramadığı, ıssız bir otele yerleşmişlerdi. İzlerini bulan Bahri, Kerem’in alışveriş için otelden ayrıldığı anı kolluyor ve Ebru’yu yakalıyordu. Tam bu sırada otele dönen Kerem, Ebru’yu götürmesine engel olmaya çalıştığı Bahri tarafından vurulacak, hemen sonrasında Ebru’ya tecavüz eden Bahri oradan kaçacaktı. Onuru zedelenen Ebru bu korkunç olaydan sonra sinir krizleri geçirip akıl hastanesine kaldırılacaktı. Bir süre sonra öldüğünü sandığı Kerem’in yaşadığını öğrenen talihsiz genç kız hastaneden kaçacaktı. Sığındığı gece kulübünde çalışan bir kadın Ebru’ya sahip çıkacak ve Kerem’i bulup iki sevgiliyi buluşturacakt Ebru bir yandan tekrar kavuştuğu Kerem’le olmanın mutluğunu yaşarken, diğer yandan Bahri’nin kendisine tecavüz ettiği gerçeğini sevdiğine açıklamıştı. Kerem öfkeyle genç kızın yanından ayrılıyor ve bulundukları yeri basıp Bahri ve adamlarını öldürüyordu. Yeniden buluşan Kerem ve Ebru, polis takibinden kurtulmak için tekrar Uludağ’da gizlendikleri otelin yolunu tutacaklardı. Ama elleri kana bulaşmıştı bir kere. Ufukta eninde sonunda bir ayrılık görünüyordu. Zaten birlikte yaşayamamak ikisi için ölmekten farksızdı. Ve iki talihsiz sevgili yakınlarına geldikleri otele gitmek için arabalarından çıkmadılar. Bu onlar için dağın zehir gibi soğuğunda donarak ölmek anlamına geliyordu. Yine de ne denli soğuk da olsa ölüme bile birlikte gitmek için and içmişlerdi ve öyle de yaptılar…

ABLAM (1973)


Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni: Kriton İliadis
Yapım: Karagöz Film / Ülkü Erakalın

Kamera Asistanı: Necdet Taşçıoğlu,

Oyuncular: Yıldız Kenter, Fikret Hakan (Ömer), Fatma Belgen (Selma), Aliye Rona, (Hala) Yıldırım Önal (Seyis Osman efendi), Önder Somer, Tevfik Şen (Cevdet), Mümtaz Ener (Hakim)

KONU: Ablasının (Y. Kenter) kocasıyla sevişen bir kızın öyküsü. Yıldız ayakları sakattır ve aynı zamanda ünlü bir avukattır, Fikret ile evlidir Fatma adında bir kızı vardır Fatma’nın adı bir cinayete karışır ve ablasının evine gelir orada Fikret’i görür ve çok beğenir, birbirlerine aşık olurlar Yıldız bu gerçeği görür bu arada polis de Fatma’yı aramaktır. Fatma çiftliğin seyisi Yıldırım’a cinayetle bir ilgisi olmadığını söyler Yıldırım Yıldız’a her şeyi anlatır Yıldız kızı Fatma’yı kurtarmak için mahkemeye çıkar.




21 Şubat 2018 Çarşamba

ZULÜM (1972)


Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Cengiz Tacer
Yapım: Sine Film/Muzaffer Arslan

Reji Asistanı: Zeki Ökten, Ar Direktör: Secat Kırmacı, Işık Direktörü: Kenan Eryılmaz, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, Set Amiri: Necati Bostancı, Set: Şahin Gök, Necat, Mayuk, İbrahim Kul, (Acar Film Renkli laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Türkan Şoray (Ayla), Kartal Tibet (Tarık), Murat Soydan (Kerim), Kayhan Yıldızoğlu (Rodolfo), Nedret Güvenç (Saime), Yılmaz Gruda (Sağır), Nezihe Güler (Ayla’nın annnsei), Tuna Tunç, Muammer Gözalan, Necdet Yakın (Hava Alanı görevlisi), Yeşim Tan (İspanyol Dansçı), Reşit Çıldam, İbrahim Kurt, Yusuf Sezer, Ali Seyhan, Mehmet Ali Güngör, Ali Demir, Erdoğan Seren, Sesi İle Nesrin Sipahi, Defile: Nurten Boytüzün,

Konu: Konservatuar öğrencisi olan Ayla mezuniyet konserine yetişmeye çalışır. Bu sırada konserde seslendireceği şarkının bestecisiyle karşılaşır. Ayla’nın acelesini fark eden Tarık onu arabasına alır ve konsere yetişmesini sağlar. Tarık ve Ayla birbirinden hoşlanır. Ağabeyinin işleri için İspanya’ya gitmek üzere olan Tarık, havaalanında tekrar Türkan’la karşılaşır. Tarık uçaktan iner ve Ayla’yla zaman geçirirler. Ayla’da Tarık’tan hoşlanır. Birlikte mutlu bir gün geçiren Ayla ve Tarık nişanlanırlar. Tarık iş için gittiği İspanya’da kaza geçirir ve Ayla’ya söz verdiği vakitte dönemez. Kaza sebebiyle Tarık bir kolunu kaybeder. Ayla’nın babası da yıllar önce bir kazada kolunu kaybetmiştir. Bu yüzden Ayla sakatlıktan nefret eder, bunu Tarık’a da söyler. Ayla’nın düşüncesini bilen Tarık bunu Ayla’dan saklar. Ayla günlerce havaalanında Tarık’ı bekler, ancak Tarık dönmez. Üzüntüden eve kapanan Ayla annesini ısrarıyla işe başlar. Tarık’ın abisi Kerim rakip gazinoda Ayla’nın sesini duyar ve çok beğenir. Ayla’yı kendiyle çalışması için ikna eder. Kerim Ayla’yla evlenmek ister. Ayla hala Tarık’ı sever ve bekler. Yurda dönen Tarık olanları duyar. Kerim annesini Ayla’yı istemesi için yollar. Ayla kabul etmez. Kerim Ayla’yla konuşmaya gider, Tarık’ın fotoğrafını görür ve durumu anlar. Kerim, Tarık’ın bulunduğu bağ evine Ayla’yı getirir. Ayla Tarık’ın sakatlığına çok şaşırır, ardından toparlanır. Ayla sevgisinin merhametten olmadığını anlatmaya çalışır, Tarık’ı inandıramaz. Evin önündeki balta ile kolunu keser. Kavuşurlar.

ÖDÜL:
► 9. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Haziran 1972)
► Atıf Yılmaz “ En başarılı yönetmen”
► Cengiz Tacer “En başarılı kameraman”
► Murat Soydan “en başarılı oyuncu”

Jüri Üyeleri: Sadık Şendil, Esat Özveren, Enver İçli, Nahit Dinç, Erhan İmset, Trt’den Bir Temsilci, Antalya’dan Bir Temsilci, Fatin Erişilgil.

ZORBANIN AŞKI (1972)


Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Aykut Düz
Foto Direktörü: Özdemir Öğüt
Yapım: Dede Film / Mahmut Dedehayır

Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Reji Asistanı: Yaşar Seriner, Kamera Asistanı: Nihat Çifteoğlu, Prodüksiyon Amiri: Erol Kesler, Montaj: Erdoğan Esenboğa, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Renk Uzmanı: Turgut Ören, (Lâle Film Südyosunda Seslendirilmiş,Ören Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Kartal Tibet, Fatma Karanfil, Güzin Özipek, Behçet Nacar, Ali Şen, Şefik Döğen, İsmet Ay, Hüseyin Zan, Ayla Ergun, Misafir Sanatçı: Nisa Serezli, Erden Özipek, Hakkı Kıvanç, Okatay Yavuz, Yavuz Yıldırım,

Konu: Bir kenar mahalle kabadayısı olan Ömer ve Naciye'nin maceralı aşk öyküsü.


ZEHRA (1972)


Yönetmen : Yücel Çakmaklı
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Necati İlktaç 
Yapım: Elif Film / Mahmut Kış

Müzik Direktörü: Yıldırım Gürses Ses Mühendisi: Duyal Karagözoğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Işık Şefi: Uğur Dede Şimşek, Set Ekibi: Ayhan Çiçek, Nurettin Akgül, Şahin Gök, Fotoğraflar: Mustafa Akergül, Kamera Asistanı: Orhan Temizkan, Prodüksiyon Amiri: Kadir Akgün, Ar Direktör: Semih Sezerli, Asistan Rejisör: Attila Gökbörü, Film Hikâyesi: Burhan Bolan, (Stüdyo Bükey’de seslendirilmiş, Acar Film stüdyosunda renklendirilmiştir)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Yalçın Gülhan, Suzan Avcı, Hulusi Kentmen, Atıf Kaptan, Nilgün Özhan, Feridun Çölgeçen, Leman Akçatepe, İsmail Hakkı Şen, Misafir Sanatçı: Yıldırım Gürses (“Bir Garip Yolcu” şarkısıyla), Ahmet Turgutlu,

Konu: Şehirde, tabiattan ve tabii insan ilişkilerinden kopuk, varlıklı bir aileden gelen Zehra, köy hayatının yalınlığını, sade insan ilişkilerini, doğal çevrenin verdiği duygu zenginliğini tanıyınca bağlanacağı dünyayı bulur. Ona bu dünyayı keşfetmesinde Murat yardımcı olur. Murat, şehirli bir geçmişi olan, sanatçı duyarlılığına sahip, zeki ve ince duygulu bir gençtir. Huzur ve sükun bulmak için köy hayatına sığınmıştır. İki genç temiz bir sevgiyle birbirlerine bağlanırlar. Ne var ki bu bağlanışı çileli bir beraberliğe dönüştüren dramatik bir engel vardır aralarında

ÖDÜL:
► 4. Adana Altın Koza Film Festivali,’nde (1972)
► Hülya Koçyiğit “En iyi kadın oyuncu