Powered By Blogger

29 Nisan 2020 Çarşamba

BEKLEYİŞ (1989)



Senaryo ve Yönetmen: Ömer Uğur
Kamera: Ümit Ardabak
Yapım: İlker Film / Çetin Dağdelen

Oyuncular: Perihan Savaş, Cemal Gencer, Salih Kırmızı, Bülent Polat

Konu: Film, kocası gurbete çıkan köylü bir kadının yaşadıklarını konu edinir. Kıymet, Almanya’ya giden kocasından haber alamaz. Bekleyiş süreci uzadıkça Kıymet için yaşam gittikçe zorlaşır. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan Kıymet bir yandan da Mahmut Ağa’nın tacizleriyle baş etmeye çalışır. Bu sırada tek geçim kaynağı olan tarlaya yol yapılacağını öğrenen Kıymet, köye gelen ekiplerle mücadele eder. Bu süreçte yol yapım ekibi içinde bulunan mühendis Namık, Kıymet’e destek verir. Ancak Mahmut Ağa’nın tezgâhladığı oyunlar yüzünden Kıymet’i zor günler beklemektedir. (Hasan Sakın)

BAKIMSIZ TARZAN (1989)


Senaryo ve Yönetmen: Aydemir Akbaş
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Kamera Film/Ayhan Turgut

Prodüksiyon Amiri: Yusuf Marangoz, Işık Şefi: Metin Devrim, Yardımcıları: İsmail Keskin, Kaan Güler, Set teknisyenleri: Cengiz Yaşar, Ali Ekinci, Selim Acar, Renk Uzmanı: Hayati Akbulut, Laboratuvar: Hüseyin Kuğu, İzzet Tatlıcı, Negatif Montaj: Selahattin Kılıççeken, Ses Mühendisi: Gültekin Çavuş, Senkron Montaj: Hayati Akbulut, Gör. Yön. Yrd.: Ahmet Gürhonan, 2. Yön. Yardımcısı: Duygu Ankara, Yardımcı Yönetmen: Mesut Taner, Kısmet Film Stüdyosunda renklendirilmiş ve Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Yaprak Tan, Erdinç Akbaş, Ümit Yesin, Duygu Ankara, Ahmet Açan, Nevin Buket, Müberra Dündar, Yılmaz Kurt, Mustafa Özkaya, Cemal Orman, Arap Celal, Ertan Güntav, Yusuf Marangoz,

Konu: Filmde, kendisini seven iki kadın arasında kalan bir adamın hikâyesi anlatılır. Garip, büyüdüğü kasabada seyyar satıcılık yapar. Sevgilisi Ayşe ile evlenmeye karar verir. Ancak Ayşe’nin babası Veli, kızını Garip’e vermeyi kabul etmez. Aynı dönemde kasabadan Huriye adında bir kadın da Garip’e gönül verir. Bu durumdan Huriye’nin ağabeyi Hasan haberdar olur. Garip, Ayşe ile evlenebilmek için Veli’yi ikna etmeye çalışırken, Hasan da Garip’i iç güveysi olmaya zorlayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

AYAZ GECELER (1989)




Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Doğan Film/Erdoğan Gözen

Kurgu: Cevat Sezer, Kamera Asistanı: Mehmet Öztürk, Laboratuar Şefi: Murat Köseoğlu, Renk Düzenleme: Hayati Akbulut, Işık Şefi: Bülent Gençoğlu, Ses Kayıt: Gültekin Çavuş, Senkron: Sedat Karadeniz, Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Zan

Oyuncular: Burhan Çaçan (Burhan), Betül Aytaç (Filiz), Fulya Kumcu (Ayşe), Sibel Gökçe (İnci), Yaman Tarcan (Ercan), Kemal İnci

Konu: Burhan Çaçan’ın şarkılı türkülü bir filmi.


AV (1989)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Serdar Servidal
Yapım: Gülgen Film/Melih Gülgen

Kurgu: Melih Gülgen, Yönetmen Yardımcısı: Nurettin İrişen, Laboratuar: İzzet Tatlıcı, Hüseyin Kuğu, Renk: Hayati Akbulut, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Cevat Sezer, (Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Bekir Arslan), Serdar Gökhan (Yusuf Bozdağlı), Gülben Ergen (Meral), Salih Kırmızı (Kemal), Sami Hazinses (Nuri), Deniz Hayal (Yusuf’un annesi), Diler Saraç (Meral’in annesi), Kadir Kök, Osman Alyanak (Berber Halil ağa), Yılmaz Kurt, Arap Celal (Mahkum), Fikret Fırtına, Ertan GÜntav (amcaoğlu Hüsrev)

Konu: İki aile arasında kan davası vardır, iki aileden de ölenler olmuştur. Son kurban olan Bekir hapse girmiş, çıkınca da kan davasını sürdürmek istememiştir ama karşı taraftakiler hala kinlerini yitirmemiş, yeni nesilleri de intikam hisleriyle doldurmuşlardır. Bekir, Almanya’dan izne gelen küçük kardeşinin öldürülmesini de sineye çeker ve İstanbul’a gelir ama buna rağmen kanlısı da peşinden gelir.

AŞKIN SONU (1989)


Senaryo ve Yönetmen: Oğuz Gözen
Görüntü Yönetmeni: Mükremin Şumlu
Yapım: Aksu Film/Mehmet Aksu

Oyuncular: Gülşen Akaya, Tufan Bahadır, Cengiz Tekin, Sami Hazinses, Enver Dönmez, Gülden Acar, Ali Demir. İbrahim Kurt

Konu: Film, birbirine kavuşamayan iki gencin aşk öyküsünü konu alır. Ayşe küçük bir sahil kasabasında meyhane işletmektedir. Bir gün tesadüfen tanıştığı İbrahim adında bir gence meyhanede iş verir. Bir süre sonra Ayşe ile İbrahim arasında duygusal bir yakınlık kurulur. Ancak İbrahim bir mektup bırakarak kasabadan ayrılır. Mektupta kendisine miras kaldığını ve Anadolu’da bir şehre yerleşeceğini yazmaktadır. İbrahim’in gidişiyle sarsılan Ayşe ise, Cengiz adında bir bestekârla tanışınca hayatı değişecektir. (Hasan Sakın)

ANILAR (1989)


Senaryo ve Yönetmen: Samim Utku
Görüntü Yönetmeni: Ali Engin
Yapım: Umut Filmcilik/Abdurrahman Keskiner.  
Yapım Müdür: Erol Deniz, “ Anılar” şarkısı, söz: Ahmet Selçuk Tekay, Müzik: Coşkun Sabah,

Oyuncular: Coşkun Sabah, Fulya Kumcu, İhsan İmer, Annebeth Berenbsen, Cem Özer, Misafir Sanatçı: Bülent Ersoy

Konu; Film, bir ud sanatçısının öyküsünü konu alır. Bir gazinonun saz takımında ud sanatçısı olarak çalışan Coşkun, arkadaşı İhsan’la sorun yaşar. Gazinonun solisti İhsan, şöhrete kavuştuktan sonra Coşkun’u hor görmeye başlar. Öte yandan Coşkun’un sevgilisi Canan da İhsan’a destek verir. Gururu incinen Coşkun, İhsan’la arkadaşlığını sona erdirir. Ancak para ve şöhret hırsına kapılan Canan, Coşkun’u terk ederek İhsan’la birlikte olur. Durumu öğrenen Coşkun ise kendini alkole verir. Bununla birlikte bestelerini geniş kitlelere duyuran Coşkun, şöhrete kavuşacaktır. (Hasan Sakın

ARKADAŞ (1989)



Yönetmen Zafer Par,
Senaryo Ahmet Soner,
Görüntü Yönetmeni Ertunç Şenkay
Yapım Selim Soydan 
Müzik Ercan Kurtdere, Çevre Düzeni: Bedri Uğur, Azmi Yıldız, Aydınlatma: Mustafa Koçyiğit, Yapım Sorumlusu : Asım Par, Yönetmen Yardımcısı: Sevda Aktolga, MüZik: Ercan Kurtdere, Kurgu Ses Uzmanı: Şenol Şentürk, Dublaj Yönetmeni: Kemal Bilici, (Öz Prodüksiyon Stüdyolarında hazırlanmıştır. )

Oynayanlar: Gülşah Soydan (Gülşah),Uluç Dilgütay (Uluç),Bedri Uğur ,Saadet Cırkanış, Ali Rıza, Damla Özcan (Damla), Banu Berker (Banu), Ersan Temiz (Ersan), Hakan Oktay (Hakan)

Konu: Bir yaz tatilinde, her yaz aynı sitede buluşan gençler, aralarına yeni katılan bir gence ilgi duyarlar; o da birbirinden ilginç fikirlerle tatili hareketlendirir. Sonunda hep birlikte bir "fidye oyunu" oynamaya karar verirler, ama delikanlının planı başkadır ve oyun bir noktadan sonra ciddi olacaktır.

ALLAHIM SEN BİLİRSİN (1989)




Yönetmen: Faruk Turgut
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Ümit Ardabak
Yapım: Uzman Film/Kadir Turgut, Ferit Turgut

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Meral Konrat, Tuncer Sevi, Gülsen Tuncer, Burak Sarımola, Selâhattin Fırat, Erol Şen, Yaşar Kutbay, Enver Dönmez, Selçuk Yalçıntan, Zuhal Altıntaş, Burak Sarımola, Ata Cihan,

Konu: Balıkçıların yaşamını yazı dizisi yapmak için onların yanına yerleşen bir gazeteci kızın yaşadıkları.

AFACAN (1989)




Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Ergun Köknar
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Bizim Film/Behçet Nacar

Oyuncular: İlyas Salman, Behçet Nacar, Neriman Köksal, Suzan Avcı, Ergun Köknar, Süreyya Mertoğlu, Ayfer Özcan, Hikmet Taşdemir, Arap Celal, Kemal Buzbağ, Kemal Bozbağ, Süheyl Eğriboz, İbrahim Kurt, Çocuk Oyuncu: Şahin Nacar (Afacan),

Konu: Alkolik bir baba olan jokeyle, parçalanmış ailesini bir araya getirmeye çalışan oğlunun öyküsünü anlatan bir dram.


ACILAR PAYLAŞILMAZ (1989)


Yönetmen: Eser Zorlu
Senaryo: Yasemen
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Tezcan Film/Mahnut Tezcan
Kurgu: Sedat Karadeniz 
Müzik: Oğuz Abadan, Hikaye: Halil Ergün, Yasemen, Eser Zorlu,

Oyuncular: Kadir İnanır, Betül Aytaç, Kerem Tunaboylu, Osman Gidişoğlu, Günay Güner, Yaşar Korkmaz,

" Bir zamanlar Cumhuriyet'in "Anket Defteri'nde sorulan "oğlunuzun eşcinsel olduğunu öğrenseniz ne yapardınız?" sorusundan esinlenmişe benzeyen bir film. Bu soruya verilen ve "Bir kenara çeker döverdim le "Onu kendi hayatıyla baş başa bırakırdım" uçları arasında  kaçınılmaz olarak  değişik yapaylık düzeylerinde dolaşan yanıtları ve başrole sinemamızın en "maço" oyuncularından Kadir İnanır'ın seçildiğini anımsayınca bu filme oldukça olumsuz bir önyargıyla gittiğimiz itiraf edelim!

Ama hayır, "Acılar Paylaşılmaz", en azından bildirisini çeşitli yapaylıklardan ) buluyor ve uyguluyor. ve yanlışlardan arındırmış, temelde doğru olarak saptanmış bir film. Ayrıldığı karısının kendisinden kaçırdığı oğlunu 14 yıl sonra ilk kez gören ve ona sevgiyle yaklaşmaya çalışan avukat bir baba, onun nefret duvarını yıkamıyor, yaklaşmaya çalıştıkça ondan uzak düşüyor. Üstelik oğlunu, kendisinin tanıştırdığı genç bir çocukla yatakta yakalamıyor mu? Dünyalar başına yıkılıyor, oğlunu (anketmanket düşünmeden) bir güzel pataklıyor önce! Ancak finalde yapılacak en doğru şeyi (avukatı olduğu bir mahkumun da kendisine verdiği dersin yardımıyla "Acılar Paylaşılmaz" zor bir konu seçmiş, ona yüreklilikle yaklaşmayı deneyen bir "ilk film". Ne yazık ki bu kadarı yetmiyor. Çünkü sinema her şeyden önce bir gerçeği yeniden yaratma, gerçek sanısı verme sanatıdır. Film, birçok noktada bunu vermekte yetersiz kalıyor. Önce senaryosu yetersiz. Bırakınız temcit pilavı gibi yinelenen "14 yıldır neredeydin?" gibi sözleri, kimi sözler, hele bir avukatın ağzında son kerte yanlış duruyor. Tek bir örnek: "Yalnız ayrılan biz değiliz." (Doğrusu: "Ayrılan yalnız biz değiliz").

Öte yandan kimi inanılmaz Yapım (prodüksiyon) hataları var. Örneğin hem de önceden yer ayırtılan ünlü bir lokantada, başka hiç kimse evet hiç kimse yokken tek başlarına yemek yiyen baba oğuldan biri öbürüne "Yavaş ol, etrafı rahatsız edeceksin" derse bu artık prodüksiyon yetersizliğini de (figüran kullanılamamış, belli) aşan, seyirciyle alay eden, en azından o sahneyi komediye çeviren bir iş oluyor. Eeee, böyle yanlışlarla da "gerçeği yeniden kurmak" elbette mümkün değil.

Acılar Paylaşılmaz’ı hoşgörüyle karşılayabiliriz. Ama lütfen, seyirciye biraz daha saygı, biraz daha özen, biraz daha dikkat! (Atilla Dorsay, “12 Eyül Yılları ve Sinemamız” syf, 333)

ACI ŞARKI (1989)




Yönetmen: Gökhan Güney
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Halit Aysan
Yapım: Yaşam Film/Gazanfer Dirlik

Oyuncular: Gökhan Güney, Nadya Smonik, Eyüp Dirlik, Menderes Samancılar, Şeyda Aral, Sırrı Elitaş, Zeki Sezer, Zühal Üstüntaş, Yadigar Ejder,

Konu: Bir minübüs şöförü ile onu seven bir kadın ve bir çocuğun hikayesi.

27 Nisan 2020 Pazartesi

ZENGİN MUTFAĞI (1988)


Senaryo ve Yönetmen: Başar Sabuncu,
Eser: Vasıf Öngören,
Görüntü Yönetmeni: Erdal Kahraman,
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu  Arzu Film/Nahit Ataman ortak yapımı

Yönetmen yardımcıları: Ayşsgül Gökçe, Ferdi Eğilmez, Kamera Yardımcısı: Ahmet Selvidal, Işık Yönetmeni: Süleyman Çekiç, Işık yardımcıları: Mustafa İmirge, Yavuz Zafer, Set Görevlileri: İbrahim Öner, Ali İ. Tekin, Yapım Görevlileri: Ahmet Göç, Selahattin Geçgen, Set Fotoğrafçısı: Ersin Pertan, Seslendirme Yönetmeni: Osman Görgen, Teknik Yapım: Fono Film, Laboratuar: Adnan Şahin, Zekeriya Şahin, Negatif Kurgu: Erol Şahin, Efekt: Sudi Yılmaz, Özdemir Özkara, Ses Kayıt: Gökhan Şıracı, Miksaj: Erhan Aktaş,

Oyuncular: Şener Şen, Nilüfer Açıkalın, Oktay Korunan, Gökhan Mete, Osman Görgen

Konu: Gençlik yıllarındaki pehlivanlığı ile övünen Lütfü Usta (Şener Şen), zengin işadamı Kerim Bey’in evinde aşçıdır. Bir sabah kalktığında evde kimsenin olmadığını farkeder. Yanında çalışan kızın (Nilüfer Açıkalın), o gün nişanı vardır. Ama sözlüsü Selim de ortalıkta görünmez. O sırada gelen şoför Seyfi’nin ağabeyinden, işçilerin grev ve yürüyüş yaptığını, patronun  ne olur ne olmaz diye Avrupa’ya gittiğini öğrenir. Selim’le genç kız nişanlanır. Ortam sakinleşir, Kerim Bey döner. Lütfü Usta, gelirken getirdiği eğitimli kurt köpeğine özel yemek pişirdiği için sinirlenir. İşsiz nişanlı Selim, evlenebilmek için ihtiyacı olan parayı bulma amacıyla kargaşa çıkaranları ihbar eder. Bunlardan biri Selim’i tanır. Öldürülmekten korkan Selim, Lütfü Usta’ya sığınır. Lütfü Usta’nın konuştuğu Kerim Bey, bu “muhbir vatandaş” genci özel bir kampa yollar. Selim döndüğünde değişmiş, havalı ve agresif biri olup çıkmıştır. Saldırgan ve huysuz kurt köpeğini ise Lürfü Usta zehirler. Bunu ancak anarşistlerin (?) yapacağını düşünen Selim araştırma yapar, nişanlısından şüphelenir. Kerim Bey iki köpek daha getirir. Genç kız ise Seyfi’den şüphelenildiğini sanır, ancak kendisi olduğunu anlar ve Selim’den ayrılır. Ahmet ve Seyfi gösteri yürüyüşlerine katılır. Lütfü Usta birgün gazetede Selim’le eski nişanlısının kavga ederken resmini görür. Eski pehlivanlığı depreşir. Bir kız kadar yürekli olmadığını düşünür. Köşkten ayrılsın mı, yoksa kalsın mı? Bu ikilemde öylece kalakalır…

Ödül:

5. Akdeniz Kültürleri Film Festivali’nde (Korsika) Züğürt Ağa Filmi; “Gümüş Zeytin Ağacı” ödülü

"Zengin Mutfağı", pek de zengin sayılamayacak modern tiyatromuzun ünlü ve yarı klasik sayılan bir oyunu... Zamanında ne yazık ki göremediğim bu ünlü oyun, 1516 Haziran 1970'te işçilerin toplu bir grev ve yürüyüşle yöneticilerimize sıkıntılı anlar yaşattığı günlerin bir "zengin evinin mutfağına yansımasını anlatıyor. Yalnızca 5 kİ§İ arasında geçiyor oyun: "Pehlivan" diye anılan ve "20 yıldır sokağa adımını atmamış" Lütfü Ağa {bu tip, insana Hal Ashby'nin "Merhaba Dünyasındaki Chance Gardener'ı anımsatıyor); evlat edindiği güzel bir kız; onun nişanlısı, kendi halinde bir sıkılgan gençken evin sahibi Kerim Bey’in maşası ve işçi öğrencilere karşı tahrik eylemlerinin vurucu gücüne dönüşen Selim; evin şoförü ve zaman zaman gözüken emekçi Ahmet Ağabey... Tüm bu kişiler, dışardan gelen köpek havlamaları, çığlık ve bağrışmalar, panzer ve polis düdükleri gibi seslerin eşlik ettiği bir serüven yaşıyorlar. Filmin amacı, elbette oyunun da olduğu gibi, faşizme doğru gidiş için bahane oluşturan zor bir dönemi simgesel düzeyde yansıtmak, sergilemek ve özellikle aşçının kişiliğinde, olaylara seyirci kalmak veya karşı çıkmak İkilemi üzerinde insanı düşünmeye yöneltmek… İyi, güzel de Sabuncu'nun filmi bunları yapabiliyor mu? Doğrusu kuşkuluyum... Sabuncu, Öngören'in oyununu olduğu gibi korumuş, bir sözcük bile eklememiş. Keşke öyle yapmasaydı! Batıda Örneğin Shakespeare'in oyunları bile filme alınırken kimi ekleme veya çıkarmalar yapılabiliyor. Öngören'in oyunu sahnede nasıl duruyordu bilmiyorum (herhalde çok daha iyi duruyordu), ama perdede yetersiz kalıyor.

Kişilikler gereğince işlenmemiş (Sabuncunun oyuncu seçimi ve tiplemesi de bu eksiği gidermede yardımcı olamıyor), böylesine kısıtlı bir konu için yeterince mizahla da beslenmemiş. İnsanın aklına, ne bileyim, baş kişisi aşçı olan bir oyun/filmde en azından yemek, mutfak, Türk mutfağı üzerine bir kaç espri, benzetme, hüner numarası filan niye yok diye geliyor. Tek bir mekânda (mutfak) yalnızca 5 kişi arasında geçen bir film yapmak olanaksız değil...Ancak Sabuncu1nun filmi, yumuşak kamera hareketlerine, ustaca sağlanmış bir sürekliliğe ve dekorun olabildiğince iyi kullanılmasına karşın, sonuç olarak seyircisine temel bir duygu veriyor: Sıkıntı. Bu da, diğer erdemleri ne olursa olsun, bir film için hiç de iyi bir nitelik değil. (Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız )

YENGEÇ BURCU (1988)


Yönetmen: Artun Yeres
Senaryo Ajlan Arsev
Görüntü Yönetmeni: Hamza Ozbal
Yapım: Rop Film / Murat Akman

 Seslendirme Yönetmeni: Atilla Yiğit, Müzik: İsa Çeliker, Yönetmen Yardımcıları: Ali Akdeniz, İlknur Bayan, Hülya Demirci, Görüntü Yardımcıları: Metin Erdoğdu, Cenap Cevahjir, Yapım Sorumlusu: Serap Gedik, Seslendirme Yönetmen Yrd.: Tuncay Halıcıoğlu, Set Amiri: Mehmet İnci, Set Ekibi: Naci Temiz, Hürrem Şeker, Işık Şefi: Doğan Atakan, Işık Ekibi: Kemal Kocaoğlu, Hüseyin Katlar, Hilkmet Koç, Makyöz: Serpil Bayram, Kuaför: Mehmet Necmi, Senkron: Cevat Sezer, Renk uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Armağan Köksal, Şemsi Tokgöz, Tümay Rızai, Montaj: Mustafa Kalkan, Metin Çeşmebaşı, Negatif Montaj: Ömer Aksu, Fatoş Yıldırım, Ses Mühendisi: Atilla Dankı, (Sineray Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Kenan Kalav, Nilgün Bubikoğlu, Engin İnal, Pınar Altıntaş, Coşkun Göğen, Meral Utacı, Mine Apanlar , Meral Utacı, Serap Gedik, Necmi Öney, Fatih Ersen, Oktay Atasoy, Çozuk Yıldız: Özge Öz

Konu: Film, ünlü bir aktörle onu saplantı haline getiren bir kadının öyküsünü konu alır. Bir firmada sekreterlik yapan Nur’un ruhsal sorunları vardır. Nur, saplantı derecesinde ilgi duyduğu ünlü aktör Kenan’ı elde etmeyi hayal eder. Bu nedenle uzun süre üzerinde çalıştığı bir plânı devreye sokar. Kendisini gazeteci olarak tanıtan Nur, Kenan’ın çevresine girmeyi başarır. Üstelik Kenan’la tek gecelik bir ilişki yaşar. Ancak Kenan, evliliğinin tehlikeye gireceğinden korkarak Nur’dan uzaklaşır. Bununla birlikte Nur, Kenan’ın peşini bırakmayacaktır. (Hasan Sakın)

YETER 1988


Yönetmen: Zafer Par
Senaryo: Macit Koper
Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı
Kurgu: Sedat Karadeniz
Yapım: Erka Film/Erhan Erzurumlu

Kurgu: Sedat Karadeniz, Müzik: Zülfü Livaneli, Işık Düzenleme: Recep Biçer, Gürcan Küçüker, Remzi Biçer, Sebahattin Gayretli, Kamera Asistan: Levend Onan, Fotoğraflar: Aydın Sarıoğlu, Yapım Koordinatörü: Mehmet Akdil,

Oyuncular: Kadir İnanır (Çetin), Şahika Tekand (Lale), Özcan Özgür, Haluk Kurtoğlu, Erdinç Akbaş, Menderes Samancılar, Hüseyin Kutman, Kutay Köktürk, Yaman Tarcan, Mustafa Suphi Balta, Recep Altıntaş, Eda Altıntaş,

Konu: Bir tatil kasabasında geçen hayali ihracat olaylarıyla, yasa dışı örgütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkaran bir banka müfettişi ve otel sahibi bir kadının öyküsü.

► Yedi Uyuyanlar, belirli bir sorunun üzerine gitme yerine, birçok sorunu aynı anda işleme hevesinden kaynaklanan bir yüzeyselliğe sahip. Zafer Par, bir iki güncel sorundan söz edip, bir iki ilerici yayını göstererek filmine gerçekçilik havası katmak istemiş ama, sonunda bir kaç beylik lafla slogancılığa dönüşen hamasi nutuklara takılıp kalmış. (Burçak Evren, Hayali bir film, Güneş g., 4 Kasım 1988).


YEDİ UYUYANLAR (1988)


Yönetmen: Zafer Par
Senaryo: Macit Koper
Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı
Kurgu: Sedat Karadeniz
Yapım: Erka Film/Erhan Erzurumlu

Kurgu: Sedat Karadeniz, Müzik: Zülfü Livaneli, Işık Düzenleme: Recep Biçer, Gürcan Küçüker, Remzi Biçer, Sebahattin Gayretli, Kamera Asistan: Levend Onan, Fotoğraflar: Aydın Sarıoğlu, Yapım Koordinatörü: Mehmet Akdil,

Oyuncular: Kadir İnanır (Çetin), Şahika Tekand (Lale), Özcan Özgür, Haluk Kurtoğlu, Erdinç Akbaş, Menderes Samancılar, Hüseyin Kutman, Kutay Köktürk, Yaman Tarcan, Mustafa Suphi Balta, Recep Altıntaş, Eda Altıntaş,

Konu: Bir tatil kasabasında geçen hayali ihracat olaylarıyla, yasa dışı örgütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkaran bir banka müfettişi ve otel sahibi bir kadının öyküsü.

► Yedi Uyuyanlar, belirli bir sorunun üzerine gitme yerine, birçok sorunu aynı anda işleme hevesinden kaynaklanan bir yüzeyselliğe sahip. Zafer Par, bir iki güncel sorundan söz edip, bir iki ilerici yayını göstererek filmine gerçekçilik havası katmak istemiş ama, sonunda bir kaç beylik lafla slogancılığa dönüşen hamasi nutuklara takılıp kalmış. (Burçak Evren, Hayali bir film, Güneş g., 4 Kasım 1988).