Powered By Blogger

24 Aralık 2022 Cumartesi

  

 ÇOCUK (2007) 

Senaryo ve Yönetmen: Onur Ünlü, Müzik: Yaşar, Hayko Cepkin, Barış Kırımşelioğlu, Görüntü Yönetmeni: Aras Demiray, Ahmet Koraltürk Yapım: Plato Film/Sinan Çetin Mehmet N. Karaca Kurgu: Zeki Kaya, Uygulayıcı Yapımcı: Ahmet Kartaltürk, Gülşah Çelik, Yönetmen Yardımcısı: Murat Onbul,  Reji Ekibi : Gülenay Acar, Abdullah Enes Köktaş, Reji Asistanları: Duygu Demirel, Gülenay Acar, Ayşe Arslan, Serkan Dede, Abdullah Enes Köktaş, Focus Puller: Deniz Eyüboğlu, Steadycam Operatörü: Murat Ceylan, Işık Şefi: Vedat Özdemir, Işık Asistanları: Burak Parlak, Ersin Aldemir, Oğuz Özcan, Ali Şimşek, Engin Ceylan, Sezgin Kiriş, Sanat Yönetmeni: Mustafa Ziya Ülkenciler, Sanat Asistanları: Ulaş Denizkurdu, Merve Ayomak, Dicle Keskin, Oğuz Kocaoğlu, Makyaj: Mehtap Saltık, Dublaj Kayıt: Çağrı Ayyıldız, Görsel Efekt Süpervizörü: Cem Erdoğan, Ses Tasarımı: Gökhan Alat, ,İdari Yapımcı: Petek Kardaş, Basın ve Halkla İlişkikler: Nejla Tiryaki, Film Koordinatör: Onur Çakaloz, Yapım Sorumlusu: Cihan Alpay, Yapım Asistanları: Burak Öztekin, Samet Kayabaşı, Kadir Polat, Sinan Çelik, Eda Koç, Alican Ökmen, Ses Teknisyenleri: Kudret Baycan Akçayöz, Zafer Şişman, Mahmut Hancı, Set Amiri: Kenan Baydemir, Doğan Gül, Set Asistanları: Ümit Ayan, Makyöz: Mehtap Saltık, Asistanı: Songül Karakoyun, Kuaför: Mahmut Terzi

Oyuncular: Hayko Cepkin (İsfandiyar), Ege Tanman (Çocuk), Tuba Ünsal (Rüya), Rüya Ali Savaşçı (Gani), Tansu Biçer (Hamdi), İlker Ayrık (Oktay), Volkan Demirok (Volki), Onur Kılıç (Amerikan), Aziz Aydın (Santo), Begüm Benian (Anne), Anneİbrahim Şendoğan , Ali Savaşçı, XSeray Koçali (Zeynep), İbrahim Şendoğan (Profesör), Sinemis Candemir (Öğretmen), İbrahim Ethem Gür (Uşak), Hilal Taşoluk, Genç Kız, Serhat Mert (Kargo), Çetin Özkan (Kargo), Korumalar: Meriç Özer , Şevki Özcan, Murat Küçükşahinoğlu, Selim Fazlıoğlu, Caner Demirtaş, Muhammed Yılmaz, Ali Görgün, Hüseyin Özlüpınar, Tarık Sancaktutan (Polis), Burak Gümüş (polis), Fikret Alltunhan (baba),

Konu: Küçük yaşta kaçırılıp bir hırsız çetesinin eline düşen “çocuk” adlı kahramanımızın, çocuklardan nefret eden lakin özel bir tv kanalında çocuk programı sunan “Rüya” (Tuba Ünsal) ile tanışmasıyla, iki taraf içinde içinden çıkılmaz olayların başlamasının hikâyesidir. Çocuk kahramanımız hırsızlık çetesi içerisinde en başarılı hırsızlardan bir tanesidir. Hırsızlık yapmasının sebebi ise, her 30.000 YTL.lik hırsızlık yaptığında çeteden bir çocuğun ailesine iade edilmesidir.

Rüya’nın çalıştığı tv kanalının sahibi ise çocukluğunu mutsuz geçirdiği için tüm çocukların mutsuz olmasını isteyip, çocukların hayal kurmalarının önüne geçmek için dışarıya bir melodi yayan esrarengiz bir kutu yaptıran “İsfendiyar” (Hayko Cepkin) dir. Amacı kendi TV kanalından bu kutuyla yayın yapıp,dünya üzerindeki tüm çocukların hayal gücünü engelleyip onları mutsuz olmasını sağlamaktır. Kahramanımız “çocuk” ve “rüya” aksiyon komedi sahnelerle süslenmiş, animasyon maceralarla dolu filmde “isfendiyar”ı ele geçirip durdurmanın zevkine varabilecekler mi

 

ÇILGIN DERSHANE KAMPTA (2007) 


Yönetmen: Faruk Aksoy, Senaryo: Şafak Güçlü, İrfan Saruhan, Faruk Aksoy,Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay, Yapım: Aksoy Film/Faruk Aksoy, Ayşe Germen Reji 1. Ast.: Asalı Sağ, Reji 2. Ast.: Hilal Bakkaloğlu, Reji 3. Ast.: Emel Erden, Reji 4. Ast.: Batu Varuş, Kamera 1. Ast.: Ersan Çapan, Kamera 2. Ast.: Kadir Yalvaç, Kamera 3. Ast.: Sena Onar, Sanat 1. Ast: Oya Köseoğlu, Sanat 2. Ast. : Erkan Ören, Sanat 3. Ast.: Öcal Yıldırım, Video Asst.Ezgi Bundak, Hande Cicibaşoğlu, Ses Teknisyeni: Halil Çağır, Boom Operatörü: Onur Akbaba, Atalay Yılmaz, Kostüm 1. Asst.: Sibel Ercan, Emine Sarıçoban, Kostüm 2. Asst: Deniz Kaykal, Eylem Kazgöz, Makyöz: Belgin Ömürdağ, Kuaför: Levent Özer, Armağan Çakmak, Makyöz Asst.: Özlem Coşkun, Işık Şefi: Kadir Yazıcı, Işık 1. Asst.ç: Ahmet Akça, Işık 2. Asst.: Serhat Özcan, Işık 3. Asst.: Mücahit Vural, Işık 4. Asst.: Emin Öztürk, Set Amiri: Melih Sezgin, Set 1.Asst.: Hüseyin Pulaş, Set 2. Asst.: Reşat Başer, Set 3. Asst.: Ayhan Çevrim, Panther Operatörü: Hakan Duyar, Panther Asst.: Murat Pulaş, Jimmy Jib Operatörü: Bedirhan Bağcı, Jimmy Jib Asst.: Erdoğan Comart, Steadicam Operatörü: Ercan Yılmaz, Mehmet Başboran, Yardımcı oyuncu Koordinatörü: Rezzan Metin, Afiş tasarım: Buğra Yenen, C4 Metin yazarı: Çağan Türker, Grafiker: Serkan Aktay, Afiş Foto: Zeynel Abidin Ağgül, Müşteri Temsilcisi: Fulya Büyüktunca, Halkla İlişkiler: Filiz Oral, Dialog ve Dublaj Editörü: Patrick Dodd, Ses Editörü: Sacha Walker, Fatih Rağbet, Dublaj Miksaj: Sacha Walker, Patrick Dodd, Foley Asst.: Gareth Rhys Jones, Foley Recordist: Mustafa Durma, Laboratuar Sorumlusu: Yusuf Özbek, Kopya Baskı: Mustafa Koç, Ersan Gümüş, Ayhan Kısa, Film Yıkama: Orhan Turgut, İlhan Özkan, Aydın Yeniçeri, Sinan Koç, Süleyman Göktaş, Cengiz Koç, Kenan Gürşan, Hüseyin Sargın, Serkan Yiğitkoç, Renk Düzeltme: Florian Utsi Martin, Görsel Efekt: Güray Gürsoy, Film tarama: Bülent Tanoba, Hakan Topbaş, Film Transfer: Özgür Toparlı, Bülent tanoba, İç Yapım: Emre Onel, Laboratuar Yapım Asst.: Nurcan Ertekin, Yapım Şoförü: Mustafa Akel, Set Kamyonu: Mustafa Uyanık, Panther/Jimmy Kamyonu: İdris Berk, Sanat/Kostüm Kamyonu: Erkan Murat, Kamera Minibüsü: Veysel Üstün, Servis: Ferhan Kökler, Jeneratör kamyonu: Süleyman Öztürk, Yapım Koordinatör: Esin Taş, Yapım 1. Ast: Selen Çavuşoğlu, Yapım 2. Ast.: Nesli Cirit, Yapım 3. Ast.: Didem kantoğlu, Muhasebe: Mehmet Arpak, Yapım Sekreteri: Özdem Tunç, Yapım Ast.: Ahmet Aksel,

Oyuncular: Alp Kırşan (Sakar, Okan Karacan (Doktor), Paşhan Yılmazel (Moja), Ozan Aydemir (Fırıldak), Berksan özer (Berksan), Simge Tertemiz (Gamze), Dugu Çetinkaya (Kurdela), Görkem Gürsoy, Ayı), OPğuzhan Yıldız (İddia), Ulaş Özer (Webcam(), Berna Yılmaz (Melisa), Sevil Uyar (Bahar), Ceyda Ateş (Esra), Bahar Akça (Sude), Ercü Turan (Kâmil), Merve Atalar (Arzu), Alp Çoker (Kemal), Fırat Çöloğlu (Arif), Ahmet Erim (Ahmet), Benal Ardan (Jale), Anna (Turist kız), Tatiana (Turist kız), Cüneyt Arkın (hadi Hoca), Mustafa Topaloğlu (Mustafa Hoca), Sibel Tüzün (Yüksel Hoca), Yalçın Otağ (Şükrü Hoca), İlhan Daner (Fehmi Hoca), Berke Hürcan (Şahin), Birol Engeler (Hurşit), Müfit Kayacan (Avukat), Faruk Aksoy: (Menejer),

Yardımcı Oyuncular: Sinem Zor, Şirin Yıldırım, Ayşen Özyıldırım, Ömür Yıldız, Zeynep Özmen, Çiğdem karakulak, Sibel Bakraç, Burçak vatansever, Gülbin Gülendağı, Derya Gençoğlu, Hakan Özcan, İrfan Aksoy, Kenan Yıldırım, Burak Akıncı, Can Özdemir, Uğur Yaşasın, Onur Ülger, Mert Aral, İsmail Barış Göktürk, Emre Vural,

Konu: “Çılgın Dersane”de birbirinden ilginç olaylar yaşayan gençler bu kez “Çılgın Dersane Kampta” için bir araya geldiler. İzleyicinin büyük beğenisini kazanan “Çılgın Dersane” filminin devamı niteliğinde olan “Çılgın Dersane Kampta”da üniversiteye giriş sınavlarına çok az bir süre kalmış ve öğrenciler sınav stresinden uzaklaşmak amacıyla doğa cenneti bir yerde sınav öncesi 15 günlük bir kamp sürecine girmiştir. İstanbul Özlem Dersanesi’nin sahibi Hadi’nin (Cüneyt Arkın) yönetiminde başlayan kampa öğrenciler ve öğretmenler büyük bir heyecanla katılırlar. Çocukluk arkadaşı olan ancak o yıllarda birbirilerine olan duygularını bir türlü ifade edemeyen Berksan (Berksan) ve Bahar ne tesadüftür ki bu kampta bir araya gelirler. İkisinin de yaşamında çok büyük değişiklikler olmuştur. Berksan artık herkes tarafından tanınan ünlü bir pop stardır. Ancak iki genç arasında yıllarca bastırılan duygular bu kampta ortaya çıkar. Fakat bu durumdan hiç de mutlu olmayacak bir üçüncü kişi vardır. Öğretmenler arasında da aşk kıvılcımları ortaya çıkmaya başlar. Seksi Coğrafyacı ile yollarını ayıran Mustafa (Mustafa Topaloğlu) ile Yüksel (Sibel Tüzün) arasındaki yakınlaşma gün geçtikçe artmaktadır. Bu arada Hadi’yi çökertmek için sayısız yola başvuran Şahin, çalışmalarını sürdürmekte ve yeni yeni planlar yapmaktadır.

 

 

 

 

ÇILGN DERSANE - 1 (2007) 

Yönetmen: Faruk Aksoy, Senaryo: Şafak Güçlü, İrfan Saruhan, Görüntü Yönetmeni: Adnan İçbilir, Yapımcı: Faruk Aksoy, Ayşe Germen Yönetmen Yardımcısı: Yahya Samancı, Erkan Nurhan, Demet Yeşilbaş, Göksel Aydın, Sanat Yönetmeni: Hayriye Pınar, Müzik: Uğurcan Sezen, Oğuz Kaplangı, Yardımcı Yönetmen: Eylem Koza, Yapım Koordinatörü: Asım Gümüş, SaçMakyaj: Eyüp Kızıldere, Kurgu: Cem Yıldırım, Premix: Hasan Şakacı, Cast Direktörü: Sevinç Erol, Boom Operatörü: İsa Tepe, Steady Cam: Yusuf Karakaya, Cast Ajansı: Mandalina Casting, Tümay Özokur Film Reklam, Renda Güner Casting Agency And Director, Duygu Başara Casting, Gaye Sökmen Ajans, Sihirli Anahtar,

Oyuncular: Hande Ataizi (Coğrafya Öğretmeni Yıldız), Tuba Ünsal (Prenses Özlem), Mehmet Aslan (Romantik Şovalye Kerem), Cüneyt Arkın (Kick Box Hadi), Mustafa Topaloğlu (Felsefe Mustafa), Pakize Suda (Zor Beğenir Melek), Yağmur Atacan (Kazanova Timur), Alp Kırşan (Sakar Bekir), Ozan Aydemir (Fırıldak Hasan), Görkem Gürsoy(Ayı Sedat), Oğuzhan Yıldız (Bahisçi Selim), Berke Hücran (Şahin), Gamze Karaman (Eda), Seçkin Piriler (Berna), Okan Karacan (Doktor Bilgin), Simge Tertemiz (Gamze), Duygu Çetinkaya (Kurdela Yeşim), Birol Engeler (Ret Kit Hurşit), Aytaç Ağırlar (Şeyhmuz), İrfan Saruhan (Ziver), İlhan Daner (Baston Fehmi), Yalçın Otağ, (Şapkasız Çıkmam Şükrü), Aslıhan Erguvan (Çıtır Bade), Ulaş Özer (Webcam Kerim), AZydan UIysal (Hip Hop Evci,m), Gürkan Uysal (Ayı Sedat), Berna Yılmaz (Küçük Afrodit Melisa),

Konu: Hadi (Cüneyt Arkın) İstanbul Özlem Dersanesi’nin sahibidir. Torunu Özlem (Tuba Ünsal) ile beraber iflas eden dershanelerinin kurtuluşunu öğrencilere promosyon olarak tatil hediye etmekte bulurlar. Dershanenin eski öğretmenlerini de tatil köyüne davet etmeleriyle hikaye başlar. Ancak dershanenin iflastan kurtuluşu için bu tatil promosyonu da yeterli olmayacaktır. Bu arada öğrencilerden Kerem (Mehmet Aslan) ile Özlem (Tuba Ünsal) arasında bir yakınlaşma başlar. Özlem’in dershaneyi kurtarma umudu tatil köyüne gelen bir faks olur. Faks dershaneler arası para ödüllü bir yarışmanın davetini içermektedir. Tuba sonunda dedesini bu yarışmaya katılmak konusunda ikna eder. Öğrenciler ve öğretmenler için eğlenceli ve bir o kadarda heyecanlı macera başlar. Dershanenin geleceği öğrencilerin bu yarışmayı kazanmalarına bağlıdır.

Gençler, hoş geldiniz. Yaşlılara ise yasak! Gençlik filmlerinin benim gözümde ayrı bir yeri vardır. Sadece ve sadece o yaşlara hitap eden, o yaşların sorunlarına el atan filmlere, birer sinema şaheseri olmasalar da belli bir hoşgörüyle bakarım. O yaşlardaki gençlerin bu tür filmlere ilgisi, hatta ihtiyacı vardır diye düşünürüm.

Bizde uzun zaman ihmal edilen bu alan, Hababam Sınıfı serisinin son filmleriyle veya “Sınav” gibi özgün yapımlarla yeni bir atılıma geçti. Ve işte karşınızda, bu sömestr tatilinde genç kuşakların sanırım keyifle izleyeceği bir film. Sinema sanatı açısından en küçük bir önemi ve kalıcılığı olmasa da…

İstanbul’daki Özlem Dershanesi iflasa doğru gitmektedir. Sahibi Hadi beyle torunu Özlem’in yönettikleri dershane, öğrencilerine bir yaz eğitim kampı sunar: Akdeniz’in kıyısında görkemli bir turistik tesiste, denizin hemen kıyısında eğitim...Dershanenin içi geçmiş sayılabilecek tüm yaşlı hocaları ve kızerkek karışık haylaz öğrenciler bir araya gelir. Ve şenlik başlar...

Film, dijital kamerayla çekilmiş cırtlak renkli görüntülerle oldukça hafif, hatta içi boş bir hikaye anlatıyor. Ama bu hikayenin ve bu filmin kıvrımları arasından bile Türkiye’ye dair sosyolojik gerçeklikler fışkırıyor. Öğrencilerin meraklı olduğu iki temel alan var: seks ve gırgır. Seks sürekli konuşuluyor (hatta felsefe dersinde bile!). Ama uygulamaya geçilemiyor. Bir yandan, tipik Türk usulü olarak, erkekler hep kendi aralarında, kızlar kendi aralarında kalıyorlar. Başbaşa kalındığında, ya kimi engeller (örneğin filmde aynen dendiği gibi “ereksiyon sorunu!”), ya da sakarlıklar sonuca gidilmesine mani oluyor! Ya da gençler gırgırı tercih ediyor, karşı cinse hınzır şakalar yapıyor!...

Cüneyt Arkın, arada yine döğüş ruhu üzerine taktikler veriyor, Pakize Suda yazılarındaki mizahı mumla aratıyor Kimileri TV dizi veya yarışmalarından perdeye atlamış genç oyuncularsa çokluk sempatik, zaman zaman şaşkın halde dolaşıyorlar. Ve sonda, bir dershanelerarası yarışta, gençler bilgiden marifete, futboldan boks maçına, danstan defileye tüm hünerlerini sergiliyorlar.

Başta da dediğim gibi, gençler rahatlıkla gidip şamata yapabilir. Yaşlılar ise lütfen başka film arasın ve gençlerin keyfini bozmasın!....(Atilla Dorsay)

 


 

CENNET (2007) 


Yönetmen Biray Dalkıran Senaryo Burak Sesli, Biray Dalkıran Görüntü Yönetmeni Aşkın Sağıroğlu Müzik Ogeday Yapım Biray Dalkıran Sanat Yönetmeni: Nevra Genelioğlu, Uygulayıcı Yapımcı: Ulaş Çobancı, Yürütücü Yapımcı: Ulaş Çobancı, Yapım Asistanı: Uğur Şenay, Yardımcı Yönetmen: Hakan Bilir, Yönetmen Yardımcısı: Onur Atalay Şenol, Fatih Kaya, Muzaffer Cansevdi, Kameraman: Gürol Beşer, Işık Şefi: Bülent Zandallı, Sanat Yönetmeni yrd.: Ekin Eralp, Makyaj: Şükran Tokuşoğlu, Kuaför: Erhan Kaya, Ses Teknisyeni: Hüseyin Çakır, CastDirektörü: Temmuz Karikutal Canda Karikutal, Prodüksiyon Amiri: Morris Çağan Gargılı, Basın Danışmanı: Canda Karikutal, Film Reklam:Tümay Özokur, Mandalina Casting : Layla Şirin Ajans

Oyuncular: Engin Altan Düzyatan (Can), Fahriye Evcen (Kız), Zeynep Papuççuoğlu (Tuba), Tülay Bekre t (Anne), Şendoğan Öksüz (Doktor Ahmet), Aytaç Ağırlar (Doktor Burak), Cüneyt Sayıl (Doktor Can)Yusuf Ekşi (Yaşlı Adam), Can Anamur (Heyet Başkanı), Mehmet Birkiye (Baba), Nurten Helik (Ayşe), Aylin Alaz Akçensi (Hemşire), Gülistan Kurtoğlu (Hemşire), Nilay Şentürk (Baba), İlayda Suratoğlu (Baba), Hüseyin Santur (Hasta Bakıcı), Tuğra Baran Kasap (Anın Çocukluğu), Atacan Duranoğlu (Canın Çocukluğu), Cem İlhan , Nizam Eren (Meclis Üyesi), Biray  Dalkıran

Konu: Can 29 yaşında Atipik psikoz ve düşük zekasına rağmen büyük hayal gücüne sahip bir adam. Yaygın tanımıyla geri zekalı... 7 yaşında annesi öldüğünde yaşadığı travma sonucu annesinin hayaliyle yaşamaya başlamış ve annesi dışında kimseyle iletişime giremediği bir çocukluk geçirmiş. Bu yüzden kendine ait bir cennet yaratmış. Ve bir gün cennetinde tek başına değil güzel bir kızında ona eşlik ettiğini fark eder. Bu hikaye, kendi kurduğu cennetinden çıkarılıp  yalancı bir cennette, akıllı bir yetişkin olabilme şansı verilmiş bir çocuğun hikayesi…

FİLM İZLE 


 

BEYAZ MELEK  (2007) 

Senaryo ve Yönetmen: Mahsun Kırmızıgül, Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz, Müzik: Yıldıray Gürgen, Mahsun Kırmızıgül Yapım: Boyut Film/Murat Tokat, A. Levent Üngör Sanat Yönetmeni: Zeynep Turan, Ses: Okan Selçuk, Kostüm: Ayten Şentürk, Kurgu: Engin Öztürk, Uygulayıcı Yapımcı: Servet Aksoy, Oyuncu Yönetmeni: Eyüp Boz, 1. Kamera Asistanı: Serdar Güz, 2. Kamera Asistanı: Barboros Engin, 3. Kamera Asistanı: Ethem Dağ, 4. Kamera Asistanı: Mustafa Doğan, Işık Şefi: İbrahim Özkarpat, Işık Asistanları: Murat Ayyıldız, Orçun Özlü, Hüseyin Koç, Set Amiri: İlhan İnci, Set Asistanları: Ülgen Bağlar, Yusuf Harun Eren, Tunç Anlı, Kenan Kalkan, Ses Operatörü: Okan Selçuk, Ses Ast.: İlker Akarsu, Kuaför, Makyaj Şefi: Eyüp Kızılderre, Kuaför Ast.: Server Eskin, Makyaj Asist.: Nazan Uğurlar, Set Fotoğrafı: Erhan Kozan, Yapım Koordinatörü: Fatih Teksal, Yap. Koord. Ast.: Can Üngör, Yönetmen yardımcısı: Erhan Tursun, Reji Sorumlsu: Mehmet Tepe, Asistanları: Ahmet Saldırıcı, Hande Yöğen, Şölen İnce, Onur Ümit, Sanat Yüön Asist.: Ayşe Uysal, Sanat Asistanları: Hande Bayır, Tevfik Hacıbeyoğlu, İdil Erkut Malhan, Murat Keleş, Okay Dayan, Kostüm: Aylen Şentürk, Kostüm Asist:: Eda Bayraktar, Ardemis Şahman, Hafize Köklü,

Oyuncular: Ali Sürmeli (Zeki), Arif Erkin Güzelbeyoğlu (Mala Ahmet), Bilge Zobu (Yaşar Hoca), Cansu Aktay (Buse), Cihat Tamer (Tayyar Müdür), Cezmi Baskın, Cezmi Baskın, Deniz Oral, (Palyaço Ziya) Emel Sayın (Emel Sayın), Erol Demiröz (Laz İlhan), Gazanfer Özcan ( 2. Palyaço), Erol Günaydın (Komtan Vahit), Fadik Sevin Atasoy (Hatice), Fırat Danış (Musa), Gülhan Tekin (Zeynep), Hüseyin Avni Danyal (Selim), İlkay Saran (Ayşe), Nemci Yapıcı (Ömer), Gazanfer Özcan, Lale Belkıs (Nebahat), Mahsun Kırımızıgül (Ali), Nejat Uygur (Gazi Cemal), Nurşin Demir (Kader), Salih Kalyon (Hacı Murat), Sarp Apak (Reşat), Suna Selen (Mizgin), Tanju Tuncel (Perihan), Toron Karacaoğlu (Yorgo), Tomris Oğuzalp (Suzan), Yavuz Bingöl, (Hıdır) Yıldız Kenter (Melek), Zeynep Tokuş (Nazlı),

: Ali ve Reşat, beyin kanseri olan babaları Ahmet'i kemoterapi görmesi için İstanbul'a getirmiştir. Ahmet ağır tedaviye daha fazla katlanmak istemediğinden hastaneden kaçar. Oğulları peşine düşer ancak Ahmet onlardan kaçmayı başarır. Kaçarken kendini bir huzurevinde bulur.

Huzurevi sakinleri, Ahmet'in çocukları tarafından terk edildiğini sandıkları için orada kalması konusunda ısrar ederler. Zorlukla konuşabilen Ahmet durumu kabullenir. Ali ve Reşat Ahmet'i huzurevinde bulurlar. Ama mutlu göründüğü için bir süre orada kalmasına ses çıkarmazlar. Babalarının son günlerini mutlu geçirmesi, belki hiç işe yaramayacak ama çok acı verebilecek bir tedaviden daha önemlidir. Huzurevi sakinlerinin her birinin kendi hikayeleri ve dramları vardır. Ahmet bunları öğrendikçe onlara daha yakınlaşıp her birini tek tek çok sever.

Ahmet'in misafir olduğu günün hemen ertesinde huzurevi sakinlerinden Yaşar Hoca ve Nebahat evleneceklerdir. Bu insanları çabucak benimseyen Ahmet düğün masraflarını karşılamak ister. Elbirliğiyle güzel bir düğün yaparlar. Bununla yetinmeyen Ahmet, çiçeği burnunda çifti balayı için Diyarbakır'daki köyüne davet eder. Üstelik diğer huzurevi sakinleri de bu geziye davetlidir. Belki geriye kalan yıllarında böyle bir fırsatı bir daha yakalayamayacak olan bu yaşlı insanlar, teklifi coşkuyla kabul ederler. Hep beraber kiraladıkları bir minibüsle yola çıkarlar. Ancak yolculukları hiç sakin geçmez. Onlar için asıl macera bu yolculukla birlikte başlayacaktır.

ÖDÜL:

41. Uluslararası Houston (ABD) Film Festivali 
►En iyi uluslar arası yabancı Film Ödül
► En iyi Yönetmen Jüri Özek ödülü

Mahsun Kırmızıgül) Festival başkanı Hunter Todd yaptığı konuşmada şöyle dedi. "Festivalimizde bu akşam 41 senedir aramızda olmayan bir bayrak “Beyaz Melek”’in başarısı ile dalgalanacak. Beyaz Melek olağanüstü ve muhteşem bir yapım. Son dönemlerde izlediğim en vurucu film"

· Vefalı Doğu, kahpe Batı

Mahsun Kırmızıgül sinemaya senarist yönetmen oyuncu besteci olarak son derece iddialı bir başlangıç yaptı. “Beyaz Melek”teki oyunculuğu başarılı sayılabilir ama senarist ve yönetmen olarak henüz çok eksiği var.

“Beyaz Melek” bazı sinemasal ve duygusal planlar yakalamış olsa da dramatik açıdan bütünlük içermeyen bir film. İstanbul huzurevi, Doğu’ya yolculuk ve Tuz Gölü’nde mola, Doğu’da geleneksel misafirperverlik diye üç bölüme ayırabiliriz. Çok sayıda karakter ve yan öykü, tanınmış isimleri bir araya toplama amacına hizmet ediyor ama filmi karmaşıklaştırdığı gibi yüzeysel de kılıyor.

Beyaz Melek” yaşlı bir adamın hastanenin radyoterapi odasından kaçması ve iki genç adamın onu kovalamasıyla açılıyor. Yaşlı adam rastlantı sonucu bir huzurevinde buluyor kendini... Kapıya bırakıldığını sanıp içeri buyur ediyorlar. Doğu’dan gelen ve huzurevinin ne olduğunu bile bilmeyen oğulları bahçede sabahlarken kaderlerine terk edilmiş yaşlıları tanıyoruz. Her birinin farklı bir kesimi temsil etmesine özen gösterilmiş, bu da filme zoraki bir mozaik havası vermiş.

Aralarından biri de emekli hemşire, beyaz rengi çok seven, herkese kol kanat geren, sürekli bir melek görüp onunla konuşan Melek... Yaşlılar ölüme yaklaştığı için olsa gerek film adını bu karakterden alıyor.

Tipik bir mendil ıslatan “Beyaz Melek” tipik bir mendil ıslatan film. Ailelerinin sahip çıkmadığı ya da kimsesiz kalmış Batılı yaşlılarla koca bir aşiretin başı olan Doğulu ata erk arasındaki çelişkiye vurgu yapıyor. İstanbul ile simgelenen Batı’da aile büyüklerinin yeterince sayılıp sevilmediğini, Doğu’da ise el üstünde tutulduğunu söylüyor. Batı’ya dair eleştirisinde haklı olsa da feodalitenin ortadan kalktığını iddia eden, çok eşli, çok çocuklu olmanın sevimli göründüğü, zengin bir masal Doğusu yaratması fazla iyimser bir yaklaşım.

Yaşlılara ne kadar şefkatle yaklaşsa da filmin şiddete bakışında da bir çelişki var. Hem silahın sadece varlığının bile bela getireceğinin altını çiziyor hem de dayak atanı dayakla cezalandırmayı haklı görüyor.

Mahsun Kırmızıgül’ün canlandırdığı, belinde silah taşıyan karakter huzurevinde yaşlılara eziyet eden hastabakıcının yaptıklarına bakınca şok geçiriyor. Onun aklının almadığı bu şiddet türü yüzünden hastabakıcının boğazına sarılması filmin hassasiyetlerine uymuyor. (Alin Taşçıyan, Milliyet G.)

FİLMİ İZLE  


 

BENİM VE ROZ’UN SONBAHARI (2007) 


Senaryo ve Yönetmen: Handan Öztürk Görüntü Yönetmeni: Ulaş Zeybek Yapım: 24 Kare Prodüksiyon/ Ali Kaygısız Müzik: Ulaş Özdemir, Erdem Doğan, Aytekin Ataş, Ferhan Akgün, Sanat Yönetmeni: Şaki Kavak, Baran Uğurlu, Dekor: Erhan Genel Koordinatör Ali Arslan, Yapım Koordinatörü: Ömer Çalıkoğlu, İdari Yapımcı: İsmail Çağlar, Yönetmen Yardımcı Hüseyin Hatipoğlu, Tarık Yıldız, Serap Danış, Set Fotoğrafları: Peter Edel, Kamera Teknisyeni: Gürol Beşer, Işık Şefi Mehmet Kaygusuz, Hakan Altınkök, Sanat Yönetmeni yrd. Nalan Pişirici, Kostüm Asistanı: Ebru Tunçoktay, Ses Kayıt Murat Şenürkmez, Mehmet Kılıçel, Boom Operatörü: Furkan Atlı, Bülent Bengü, Görsel Efektler : Cihat Parlak, Prodüksiyon Amiri : Levent Ekici,

Oyuncular : Serkan Demir Altınorak (Rolü: Metin), MetinTevfik Yapıcı (Rolü: Davulcu Rıza), Davulcu Rıza Zerrin Arbaş (Rolü:Tijen), Tijen Serra Yılmaz (Rolü:Zerrin), ZerrinAytaç Ağırlar (Rolü:Nesim), NesimÖznur Kula (Rolü:Berfin), Abdullah Tapkan, Murat Batgi, Leyla Batgi , Bahar Ün, Osman Ulak, Zelal Gündüz, Gıyasettin Şehir, Faruk Acar, Berfin Emektar, Mürsel Kaya, Sezer Talayhan , Koma Azad, Nilüfer Akbal

Konu: Antik bir kasaba, yapılacak baraj nedeniyle sular altında kalacak ve dünyada eşi benzeri görülmeyen bu zengin kültür de yok olacaktır. Bunu . engellemek için tüm güçlerini seferber ederek mücadele eden sivil hareket ne yazık ki yenilgiye uğrar. Bu hareketin başını Gazeteci Metin çeker. Eski bir tipo makineyle çıkarttığı yerel gazetesiyle baraj yapımından rant bekleyen çıkar çevrelerine karşı mücadele eder. Metin’de simgeleşen bu mücadelenin hedefi barajın rantını yiyen Müteahhit Sofu’dur.

· Öznur Kula, “Benim ve Roz’un Sonbaharı” için Kürtçe dersleri aldığını söyledi. Yine başrolünü oynadığı ve bu sene vizyona girecek “Kayıp Özgürlük” isimle filmde de Türkçe öğretmeni olan bir Kürt kızını canlandıran Kula “Role hazırlanmak için tüm her detayı düşünmek ve çekimlerde bunlara hazır olmak gerekli. Ben de senaryoyu okuyunca o role hazırlanmak için nelere ihtiyacım olduğunu görebiliyorum. Berfin karakteri için de başta şive olmak üzere tüm detaylar için çok çalıştım. Benim için rol bütünlük ister. Yani orada yöresel giysileri giyerek orada yaşayan bir Kürt kızını canlandırırken İstanbul şivesi kullanmak hiç hoş olmazdı. Büyük bir şansla Şener Şen’in de özel hocalığını yapan Mehmet Şafi ile tanıştık. Kendisi bana çok bu konuda yardımcı oldu. Ben öğrenmeyi çok seven biriyim. Hatta bir şey öğrenmek için ben insanların peşinde koşarım. Ayrıca yörenin çocukları da bana çok şey kattı. Hem onlarla konuşur ve oynarken pratik yaptım hem de hayatın gerçeğini gördüm. Ama tabi ki  oranın farklı bir kültür ve Kürtçe’nin ise zor bir dil olduğunu söyleyebilirim ama doğal ortamında bir amaç için öğrendiğim için çok keyifliydi. Şimdi de yeni filmimde de gerektiği için Kürt Enstitüsüne devam ediyorum. Ben rol benden ne isterse onu yaparım Herkes sevişme sahnelerine takılıp sanat için soyunur musunuz diye sorarken asıl merak edilmesi gerekenin bir film için ne kadar emek verebileceğinizin sorulması gerektiğini düşünüyorum. Ben bu yaşta dil öğrenmeye kalkıyorsam olaya buradan bakmak gerekir diye düşünüyorum. Gerçi ben her yaşımda da her dili öğrenebilirim bu iş için. Yeter ki inandığım projeler olsun. Bu işi yapmak isteyenler de ne kadar çabuk ünlü olabileceklerini değil bu iş için ne kadar fedakarlık yapıp bir yerlere gelebileceklerini hesaplasınlar bence. Kısacası bu iş için çok emek veriyorum ve bundan çok memnunum. Yeni iki projemin biri için Kürtçe diğeri için İngilizce dersleri alıyorum. Amacım sektörün en çalışkan oyuncusu ödülünü almak.” dedi. (kyn: Burcu Bayraktar)


FİLMİ İZLE 



 

 BAYRAMPAŞA BEN FAZLA KALMAYACAĞIM (2007) 

Yönetmen: Hamdi Alkan, Senaryo: Mahkumlar Görüntü Yönetmeni: Ferhat Öçmen Yapım Mint Prodüksiyon/Birol Güven Senaryo Editörleri: Sinan Biçici, Demir Sarıbaş, İnan Güngören, İkinci Yönetmen: Ali Bilgin, İdari Yapımcı: Petek Kardaş, Kurgu: Ulaş Cihan Şimşek, Müzik: Aydın Sarman, Sanat Yönetmeni: Fatih Tavas, Proje Tasarım: Birol Güven, Uygulayıcı Yapımcı: Cesur Taş, Genel Koordinatör: Sinan Biçici, Ortak Yapımcı: Mehmet Karaca,

Oyuncular: Vural Çelik (Erdem), Yasemin Conka (Ayşen), Okan Tangücü (Ali), Hakan Yılmaz (Ahmet), Şehnaz Çakıralp (Anaokulu Öğretmeni), Işın Karaca, Doğa Rutkay, Ferhat Göçer, Metin Şentürk, Seray Sever, Savaş Ay, Sinan Albayrak, Volkan Severcan, Levent Ülgen,Tamer Karadağlı, Halil Ergün, Emre Kınay, Pelin Batu, Ferdi Akarnur, Tarık Ünlüoğlu, Yeşim Salkım, Levent Ülgen, Ahmet Mümtaz Taylan, Ali Sunal, Turgay Tanülkü, Süleyman Yağcı

Konu: Erdem yıllardır görmediği Ahmet'i görünce çok heyecanlanır ve onunla muhabbet etmek ister. Ahmet çok isteksizdir. Fakat Erdem ısrarlarıyla telefon numarasını almayı başarır. Fakat Ahmet giderken bir eşyasını düşürüp Erdem bir şey diyemeden gitmiştir. Erdem hayatını kuaförlükle kazanan evli ve çocuklu bir adamdır. Ahmet Hakan'ı arayıp düşürdüğü eşyayı ister fakat bilmedikleri şey telefonunun dinlendiğidir. Erdem'in farklı yöne gidebilecek konuşmaları da şifreli konuşuyorlar şüphesi uyandırmıştır. Erdem oğlu Ali'yle çok güzel bir ilişki içerisindedir. Oğlunun en çok istediği şey bir uzay kalkanıdır. İzlediği filmlerin de etkisiyle gök gürültüsünden uzaylı saldırılarından korkar. Bu kalkanı da o yüzden istemektedir. Oğluna ertesi gün uzay kalkanı getireceğini söyleyen Erdem ne yazık ki sözünü tutamayacak ve Ahmet'le ilişkisi yüzünden operasyonla gözaltına alınacaktır. Soruşturmalar da Ahmet Erdem'in bir alakası olmadığını söylese de inandıramaz. Erdem'in soruşturması ise yanlış anlaşılmalar yüzünden çok kötü geçer. Soruşturma devam ederken bir yandan da ailesi ve iş arkadaşları Erdem'i merak ederler. Onlar bir yandan olaydan haberdar olurken Erdem mahkemeye çıkarılmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir. Karar gereği tutukluluğunun Bayrampaşa Cezaevi'nde geçirecektir. Cezaevi'ne girdiğine inanamayan Erdem sürekli çıkacağını sanar ilk zamanlarında. Diğer mahkumların çok yardımcı olmasına rağmen uyum sağlayamaz.

Sonra bütün mahkumlar Erdem'in çevresinde toplanıp ona gerçeği anlatmayı çalışırlar. Erdem'in buradan uzun bir süre çıkmasının mümkün olmadığını kabulenmesini beklerler. Bu arada yavaş yavaş Hapishane raconunu da öğrenir. Mahkumlar arasında da çok sevilir ve sürekli şakaların esprilerin odağı haline gelir. Ayrıca oğluna da kalkanı yapmak için orada olduğunu orayı kendisinin yönettiğini söyler. Aradan böyle böyle bir ay geçtiğinde artık Erdem de onlardan biri olmuştur. Sonra bütün koğuş kalkanı yapmak için bir araya gelir ve Erdem'e yardım eder. Erdem bir sefer de arama esnasında birinin yatağına kesici bir alet koyması yüzünden hücreye bile düşer. Erdem mahkemeye çıkamadan dava sürekli ertelenmeye başlar. Ondan sonra muskalara ümit bağlar ama onlar da kar etmez. Aradan yıllar sonra Erdem beraat eder. Tam gök gürlerken kalkanıyla oğlunun yanına gider. Sözünü de geç de olsa tutmuş olur.

FİLMİ İZLE 

 

AVRUPALI (2007) 

Senaryo ve Yönetmen: Ulaş Ak, Öykü: İrfan Tözüm, Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı, Yapım: Muhteşem Film/ Muhteşem özüm Kurgu: Engin Öztürk, Genel Yönetmen: İrfan Tözüm, Afiş Tasarım: Ercan Erdoğan, Sanat Yönetmeni: Leyla Öztürk, Yapım koordinatörü: Mustafa Koç, Önder Akpınar, Genel Yönetmen: İrfan Tözüm, Yapım Sorumlusu: Necdet Doğan, Yardımcı Yönetmenler: Özgür Sevimli, Merve Özaslan, Tuğçe Vargın, Nezih Helvacıoğlu, Kamera asistanı: Ali Çay, Kameraman: Şenol Çelikel, Focus Puller: Gürol Beşer, Panther Operatörü: Necati Mayda, İbrahim Erol, Steadycam Operatörleri: Erhan Makar, Tevfik Özer, Fuat Ceylan, Set Fotoğrafları: Bahadır Erkoç, Kamera Arkası: Cengiz Tünay, Kurgu Asistanı: Ahmet Turan Aldırmaz, Film Baskı: Uğur Orbay, İlker Şen, Film Yıkama: Tamer Eşkazan, Renk Düzenleme: Tolga Girici, Post Prodüksiyon Asistanı: Ender Özyer, Negatif Kayıt: Kadir Burç, Cem Taşkara, Negatif Kayıt: Cem Taşkara, Işık Şefi: Osman Sandıkçı, Yardımcısı: Mehmet Dündar, Erdem Uzun, Sanat Yönetmeni Yrd Sevda Demirel, Kostüm Sorumlusu: Yelda Aytuğar, Makyaj: Sakine Tutar, kuaför: Sedat Bekar, Müzik: Aria, Makyaj Assitanı: Gülşah Çevik, Ses Tasarın ve Final Miks: Soner Koç, Final Miks: Usal Onan Karagözoğlu, Ses Teknisyeni: Emrah Yıldırım, Boom Operatörü: Oktay Baki, DS Nitris Asistanı: Sencer Yalçın, Cast Sorumlusu: Necmiye Ersoy, Türkân Sinanoğlu, Set Amiri: Ali İnce, Rep Müzik: Salt Empoze, Final koordinatörü: Melike Tözüm, Set Teknisyeni: Adem İnce, Münir Baykan, Aikoda Hocası: Tarkan Yavuz, At Hocası: Ayşe Gül, Alaattin Yaşar Gül, Cast Ajansı: No Name Casting, Batum Ajans,  Şafak Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Cem Davran (Avrupalı), Yasemin Kozanoğlu (Ela), Sema Öztürk (Asya), Aydemir Akbaş (Türk baba ,Avrupalı’nın Babası), Kuzey Vargın (Karaçiş), Murat Soydan (Komutan), İlknur Soydaş (Ünlü manken), Aykut Oğut (Kamber), Eva Maya (Parlementer), Esra Banguoğlu (Yabancı gazeteci), Somer Karvan (Şef (İstihbaratçı), Cengiz Tünay (Niko), Ceyhun Fersoy (Halıcı), Mustafa Koç (Eşref), Erol Alpsoykan (Gazeteci), Necati Kökeş (Tavşancı), Serkan Genç (CİA Şefi), Ceyhun Yılmaz (Suikastçı), Orhan Şimşek (Anarşist), Nuran Kazaca (Öğretmen görevlisi)), Hakan Gerçek (Sarhoş), Taner Güngör (muhabir), Özge Arslan, Teoman Mermutlu,

Konu: Avrupalı'nın Avrupa Birliği Parlemantosu'nda yapacağı Türkiye'yle ilgili konuşma herkes tarafından çok merak edilmekte ve manipule edilmeye çalışılmaktadır. Ela'yla bir birliktelik yaşayan Avrupalı bir akşam onun ailesinden Niko'yla hep birlikte yemeğe çıkar. Fakat yemekte Niko'nun ailesini tanıdığını ve bilmediği çok şey olduğunu söylemesi kafasını çok karıştırır Avrupalı'nın. Daha sonra evine gidip konuşmasını tekrar ederken Birleşmiş Milletler'den geldiklerini söyleyen ve ona Türkler 1 milyon Ermeni'yi öldürdü dedirtmek isteyen ajanlardan Niko'nun anlatamadığı ailesinin iç yüzünü öğrenir. Ailesi çok büyük bir uyuşturucu pazarlayıcısıdır. Daha sonra bu ajanların Yunanlılarla ortak çalıştığını öğreniriz. Asıl amaçları Baba'yı yokedip uyuşturucu ticaretini Yunanistan'a çekmektir. Bunun için Karacis'e yardım etmektedirler. Daha sonra buradan genç gazeteci Asya'yla duayen bir gazeteci'nin konuşmasına şahit oluruz. Yaşlı gazeteci Avrupalı'nın derin devletle ilgili bir mafya olduğunu düşünmektedir. Fakat aynı anda gelen sarhoş bir adam gazeteciye çok iyi bir ders verir. Avrupalı'nın babası Baba ve Komutan da bir yandan duruma hakimdir ve ne yapacaklarını düşünmektedirler. Avrupalı bu baskı üzerine istifa eder ve Türkiye'ye döner. Havaalanında genç gazeteci Asya Avrupalıyla konuşur ve onun hakkında bir yazı dizisi yapmak istediğini söyler. Avrupalı onu reddetse de Asya onun peşini bırakmaz. Cazibesini de kullanıp Avrupalı'yla yakınlaşmayı başarır. Bununla birlikte direk bir ilişkiye de başlarlar. Bundan sonra Niko ve Ela'nın da Karacisle işbirliği yaptığını öğreniriz. Onlar Baba'nın yerini öğrenmeye çalışacaklardır. Niko Avrupalı'ya saçma bir hikaye anlatıp onu kandırır. Ama Baba onu ikna etmeyi başarır. Daha sonra Ela'nın işbirlikçi olduğunu anlayan Baba ondan Karacis'i istediği yere çağırmasını ister. Karacis ve Niko'yla buluşan Baba onların taleplerini dinler. Karacis Avrupa pazarında ortaklık ister. Ama Baba ajanlarla olan ilişkilerini bildiği için onları kovar. Ama daha sonra Avrupalı bir üniversitede konferans verirken Birleşmiş Milletler ajanları ve Karacis ortak bir tuzak kurup çıkışında Avrupalı'yı esir almayı başarırlar. Avrupalı'ya yine aynı şeyi dedirtmek isteyen Karacis'in bütün planları Baba'nın seti basmasıyla mahvolur. Ama buna rağmen Birleşmiş Milletler vazgeçmez ve Avrupalı'ya bir suikast düzenlemeye çalışırlar. Ama Baba'nın da yardımıyla Avrupalı bundan da kurtulur.


FİLMİ İZLE 



 ARA (2027) 

Senaryo ve Yönetmen: Ümit Ünal, Görüntü Yönetmeni: Gökhan Atılmış,Müzik: Teoman, Özgür Yılmaz, Yapım: Dijital Sanatlar/ Ümit Ünal, Mustafa Uslu Dublaj: Serhat Önal, Genel Koordinatör: Emrah Akkurt, Kostüm: Nadide Argun, Kurgu: Çiçek Kahraman, Sanat Yönetmeni: Serdar Yılmaz, Kamera Operatörü: Türksoy Gölbeyi, Kamera Asistanları: Ceren Yıldız Burçak, Özlem Uzun, Saç, Makyaj: Tümay Tüzüner, Yönetmen Yardımcıları: Gencay Ünsalan, İnanç Parmaksızoğlu, Aykan Safoğlu, Işık Şefi: Vedat Özdemir, Işık Ekibi: Özer Çalık, Beykan Baloğlu, Ses Kayıt: Murat Şenürkmez, Boom Operatörü: Furkan Atlı, Set Fotoğrafları: Alper Akçay, Ses Kurgu: Erkan Tekemen, Laboratuar Sorumlusu: Erkan Aktaş, Kopya Baskı: Zekeriya Şahin, Osman Yıldız, Çağlar Özlek, Film Yıkama: Yahya Öztürk, M. Mustafa Oruç, Mustafa Şahin, Ali Komaz Fono Film laboratuarlarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Erdem Akakçe (Ender/emlakçı), Betül Çobanoğlu (Selda), Serhat Tutumlar (Veli), Selen Uçer (Gül/Fahişe), Serhat Önal, Suna Selen (babaanne), Aykan Safoğlu, (Doğu), İnanç Parmaksızoğlu (tinerci), Su Güneş Mıhladız (dansçı), Özgür Yılmaz (baba), Cemal Can Kars (çocuk), Ogan Koçkan (boya yapan adam), Bahar Sarah (boya yapan Kadın), Gencay Ünsalan (1. dizi oyuncusu), Genco Ünsalan (2. dizi oyuncusu), Deniz Çağlar (çocuk), Enes Atlı (çocuk), Dilek Yılmaz (ev kadını), Nadide SArgun (ev kadını), Uzay Saraçoğlu (bebek), Serdar Yılmaz (intihar eden adam), Özlem İpek (emlakçının karısı),

 

Konu: Ara, birbirini seven ama aldatan, ölesiye kıran ama bırakamayan dört kişinin hikayesi. Geçmişleri ve çalkantılı ilişkileri, İstanbul ve dönemedikleri “memleket”leri, itiraf edemedikleri sırları ve mecburi yalanları arasında; alaturka ve alafranga arasında, tam manasıyla “arada” kalmış insanların açık uçlu hikayesi. Film dört kişinin karmaşık aşk ilişkilerini anlatıyor. Ama hikayenin arasına pek çok farklı görüntü, başka filmlerden, reklam ve dizilerden görüntüler sızıyor. 10 yıllık bir zamana yayılan hikaye, bu görüntülerin arasında, zaman içinde ileri geri gidişlerle anlatılıyor.

 

ADEM’İN TRENLERİ (2007) 

Yönetmen: Barış Pirhasan,Senaryo: İsmail Doruk, Görüntü Yönetmenı : Peter Steuger, Yapım: Promete Film / İstisnai Filmler Erkan Çakarer, Ozan Ergun, Metin Soltay , Cengiz Ergun Kurgu: Aylın Zoı Tınel, Kurgu Asistanı: Çetın Güven, Senaryo Danışmanı: Gül Dirican (Senaryo Stüdyosu), Genel Yapım Sorumluları: Cengiz Ergun (Promete Film), Ezel Akay (İstisnai Filmler), Samı Dündar (İstisnai Filmler), Ufuk Ahıska (İstisnai Filmler), Ercan Avcı (İstisnai Filmler), Yapımcılar: Cengiz Ergun (Promete Film), Ozan Ergun (Promete Film), Metin Soltay (İstisnai Filmler), Serkan Çakarer (İstisnai Filmler), Yardımcı Yapımcılar: Zerrin Tekerek (Promete Film), Figen Ermek Özçorlu, Ece Özbek (İstisnai Filmler), Yapım Sorumlusu: Senem Aykanat, Bılge Sabrı Işıl, Mekan Sorumlusu: Necat Akdoğan, Yapım Asıstanları: Burcu Aksüyek, Gökhan Özdemir, Görkem Okuyan (Stj.), Değer Adıyaman (Stj.), Yapım Sanat: Selçuk Erik, Tuncay Bayram, Selim Sarı, Fızulı Jafarov, Murat Sarı, Tufan Işıldak, Yapımcı Asıstanı: Dıdem Döşer, Ek Çekim Yönetmenı: Ezel Akay, Yardımcı Yönetmen: Deniz Ergun, 1. Yön. Yrd. : Gökçe Atlan, 2. Yön. Yrd. : Müge Beceren, 3. Yön.Yrd.: Müge Kıraner (Stj.), Devamlılık: İsmaıl Öztürk, Oyuncu Seçimi: Harıka Uygur, Oyuncu Seçim Asistanı: Pınar Gök, Netlik Sorumlusu : Romy Kaa, Loader: Muharrem Tırmık, Klaket: Serkan Yörük, Ek Çekim Görüntü Yönetmeni: Barış Özbiçer, Münir Gürsoy , Netlik Sorumlusu: Focus Puller, Ethem Dağ, Koray Erçelebi, DollyFoxy Ekipmanı: Hasan Kesıcı, Dolly Operatörü : Yasın Uzun, Dolly Asistanları: Hüseyin Meletli, Sanat Yönetmeni: Nezıh Dikişoğlu, Asistanlar: Kerem Bahıt, Onur Öztekin, Onur Yurdalan, Aksesuar Sorumlusu: Sertaç Şenbahçe, Stajyer: Nurdan Alıyazıcıoğlu, Dekor Uygulama: Seyfi Yıldırım, Kostüm Tasarımı: Sema Gücer, Kostüm Asistanları : İpek Savaş, Efsun Sayar, Makyaj Tasarımı : Besey Üstel, Makyaj Asistanı : Elçın Üstel, Asena Maraşlı, Saç Tasarım Sorumlusu : Özkan Ermek , Saç Tasarım Asst.: Gökhan Demir, Işık Grubu: Film Sokağı, Işık Şefı : Engin Altıntaş, Işık Asistanları: Sercan Balım, Halil Demir, Mehmet Özdil, Hakkı Aklan, Cansu Şahın, Serdar Karabaş, Emre Kaya, Veysi Balta, Selçuk Sezer, Sesleri Alan: Yunus Acar, Boom Operatörleri : Furkan Atlı, Can Gülbenk, Set Ekibi: Set Pozitif, Set Amiri: Adnan Aydın, Set Asistanları : Emrah Kara, Selim Özdamar, Rahmi Eskiköy, Set Servısi: Abbas Demir, Set Hizmetleri: Mustafa Becerikli, Hatice Aydın, Fatma Mısırlı, Şerife Keskinalp, Muharrem Mısırlı, Pembe Yerinç, İsmail Hatip, Fevziye Becerikli, Set Fotoğrafçısı: Sine Boran Art, Kamera Arkası: Anıl Duru, Post Prodüksiyon Asistanı : Buket Topalakçı, Post Prodüksiyon Sorumlusu: Ahmet Güney, Post Prodüksiyon Laboratuarı: Sinefekt, İdarı Koordinasyon: Pelin Aksoy, Laboratuar Amiri: Yusuf Özbek, Kopya Baskı: Mustafa Koç, Ersan Gümüş, Ayhan Kısa, Film Yıkama: Orhan Turgut, İlhan Özkan, Aydın Yeniçeri, Sinan Kılıç, Süleyman Göktaş, Cengiz Koç, Kenan Gürşan, Hüseyin Sargın, Serkan Yiğitkoç, Laboratuar Yapım Asistanları: Gözde Başaran, Nurcan Ertekin, Digital Intermediate Stüdyosu: Sınefekt Koordinatörü : Kerem Kurdoğlu, Lustre Renk Düzeltme : Florıan Utsı Martın, DI Asistanı : Bülent Tanoba, 2k Film Tarama : Bülent Tanoba, Görsel Efektler: Alper Oktay, Aydın Büyüktaş, Negatif Temizleme: Turgay Gürsoy, Arrı Laser Fılm Transfer: Özgür Taparlı, Bülent Tanoba, Post Prodüksiyon Stüdyosu Sinemaj, Teknik Koordinatörü: Hakan Topbaş, Ek Işık Telesine: Hilal Erdebil, Pınar Balaban, Ses : Dolby Stüdyo: İmaj, Ses Kurgu Ve Tasarım Stüdyosu: Melodıka, Ses Premıx Supervızoru: Taylan Oğuz, Ses Tasarımı Ve Premix: Cenker Kökten, Mert Özer, Ses Eşleme: Gökhan Deneç, Surround Mıx : Alex Hudd, Müzık Yapım: Besteciler/ Sunay Özgür (Kedi Müzik), Ender Akay (Kedi Müzik), Müzisyenler / Ut Hüseyin Bitmez, Ney Eyüp Hamiş, Kaval Osman Aktaş, Çello Timur Atasever, Keman Cihat Aşkın, Keman Kadir Okyay, Akordeon Ertuğrul Şentürk, Perkusyon Soner Akalın, Trampet Mehmet Çelik, A.Gitar Emirhan Üçkardaş, Bas Ve Gitarlar Sunay Özgür, Arka Vokal Sunay Özgür, Müzik Danışmanı : Tanju Eren, Sedat Sarıcı, Gözyaşı Tangosu: Söz Yazarı / Barış Pirhasan, Beste : Sunay Özgür, Vokal Müge Zümrütbel, Jenerik Ve Animasyon Tasarımı: Murat Eren,

Oyuncular: Nurgül Yeşilçay “Hacer”, Cem Özer “Hasan Hoca”, Derya Alabora “Şükran”, Erkan Taşdöğen “Necip”, Atıf Emir Benderlioğlu “Bekir”, Ezel Akay “Hasan Tilki”, Asuman Dabak “Münevver” Hakan Bilgin “Bekçı Reşat” Ümit Çırak “Yol Çavuşu Musa”, Veysel Diker “Ömer Aslan”, Münire Apaydin “Emine”, Yıldız Kültür “Hala”, Turan Özdemir “Müdür Kazım”, Güner Özkul “Hamıyet”, Fıratcan Aydın “Adem”, Zeynep Deniz Özbay “Fatmacık” Yardımcı Oyuncular: Nihat Sancar Emru “Jandarma Çavuşu”, Ahmet Nuri Aydın “Kondüktör”, Sabahattın Kurt “Idrıs”, Gülcan Çaplık “Gülten”, Can Karaer, Hasan Erol “Medet”, M. Sinan Aslan “Mehmet”, Sezer Soykök “Ahmet”, Cemile Aydın “Sema”, Neşe Ataman “Saniye”, Ender Yelci “Jandarma 2”, Recep Emru “Jandarma 1”, Ümit Murat Deniz “Makinist”, Deniz Pehlivan “Ali”, Dilek Kalfa “Ayşe”, Metin Soltay “” Çocuk Oyuncular : Murat Mehmet Çakır, Özlem Ceren Atlı, Caner Sazak, Sait Velişah, Aylin Kali, Mustafa Yerinç, Adem Yerinç, Figürasyon Seçimi : Şafak Fişek AjansFigürasyon : Murat Sari, Melike Pilavcilar, Ayla Sari, Melis Yücelli, Yavuz Sari, Meltem Pilavcilar, Aylin Çakır, Mesut Altinbaşak, Ayten Çakir, Metin Çavundur, Hatice Çakir, Mudallip Tunçdemir, Serpil Olgun, Mümin Durmaz, Bensu Olgun, Mürüvet Kaşıkçı, İsmail Erbil, Nalan Yiğit, Ahmet Enger, Osman Uysal, Kemal Esirikli, Özgür Serttuna, Naciye Aydin, Refik Özkural, Dileğin Annesi, Samet Demirtaş, Pelin Kali, Sancer Kaplan, Selin Kali, Sanem Ceren Durmaz, Recep Numaş, Savaş Aydin, Ferdi Taşdizen, Semin Dalkiran, Ahmet Ergene, Serdar Salkim, Seyfi Ali, Serkan Burelli, Cemil Kafkas, Songül Çalişkan, Cemil Gelmi, Şeyda Atay, Gönül Kafkas, Tamer Çelik, Arif Tütün, Timur, Candemir, Mehmet Kali, Tuğçe Akbaba, Yunus Çaker, Ülkü Pilavcilar, Mustafa Bukran, Vildan Çerşit, Yavuz Şentürk, Yakup Hayrioğlu, Zafer Bukran, Yasemin Dalkiran, Haşim Menkli, Hasan Kurt, Fatih Çakir, Mustafa Evecan, İsmail İşmakli, Burak Güzey, Hasan Bukran, Kemal Karakaş, Şaban Bozkurt, Şükrü Aydın, Aliye Serttuna, Mete Albeyoğlu, Arif Acat, Emre Özkaraca Aytaç Altuntaş, Tuncay Bayram, Can Selim Yiğit, Eray Yavuz, Can Yıldırım, Murat Tekin, Cemile Görgülü, Kerem Yılmaz, Ceren Taner, Aytunç Ünal, Ergin Ilgar ,Himmet Kaya, Esin Dönmez,Yusuf Korucu, Esma Emru ,Giraycan Yardım, Gizem Takın, Mehmet Köken, Gülsün Durmaz, Fatih Karakurt , Hasan Çeşit, Meriç Akyol, Hediye Aydın, Evrim Ergene, Hikmet Akbaba, Cemil Gürsaf, Hülya Yüceli, Alp Aslan, Hüseyin Durmaz, Can Karaer, Emrah Bingül, İsmail Erbil, Mustafa Ökten, İsmet Firat, Berkan Yıldıran, Kemal Türem, Serdar Dökük, Mehmet Emin Kaplan, Eser Bilgin, Makbule Serttuna, Adem Durmuş, Mehmet Serttuna, İsmail Özdemir, Melahat Erdoğ, Murat Çeviktürk, Melahat Karaca, İlhan Şapaz, Melih Erdoğ, Francis Boyner, Oladipo Abayomi Soetan, Müzisyenler: Ogün Şahinoğlu, Darbuka, Salih Kandaş Kanun, Sıtkı Savaş Ud, Aşkın Gök Keman, Uğur Koç Akordeon, Cem Çatalbaş Klarnet Dublörler: Mustafa Sinan Aslan, Cem Özer, Mürüvet Kaşıkçı, Güner Özkul, Cemile Aydın, Nurgül Yeşilçay, Yasemin Dalkıran ,Münire Apaydın, Deniz Pehlivan, Firatcan Aydın, Yakup Hayrioğlu, Veysel Diker, Dilek Kali, Zeynep Deniz Özbay, Samet Demirtaş, Ümit Çırak, Hediye Aydın, Derya Alabora, Aşkın Karaca, Hakan Bilgin, Burcu Aksuyek, Tuba Didin, Asuman Dabak

KONU: Hasan Hoca, karısı Hacer ve kızı Fatma ile birlikte Ramazan ayı boyunca imamlık yapacağı Karaağaçlı isimli mütevazi bir istasyon kasabasına gelir. Hoca, tüm Ramazan boyunca hem imamlık yapacak, hem de kasabanın çocuklarına din dersleri verecektir. Çok geçmeden Hoca’nın genç ve güzel karısı ile küçük kızına karşı davranışlarındaki gariplikler kasabalıların tepkisini çeker. İstasyon şefinin trenlere tutkun oğlu Adem, bu din derslerinde hiç bilmediği bir dünyanın varlığını öğrenip anlamaya başlar: Trenler, günah, sevap, cennet, cehennem, her şey birbirine karışıverir.

Ailesine karşı sert ve acımasız olmakla suçlanan Hasan Hoca, bir gün kasabalılara kendisi ve ailesi ile ilgili “sırrını” açıklamak zorunda kalır ve kasabalıların gözünde her şey bir anda değişir…

Ama kimsenin, Hasan Hoca’nın bile bilmediği bir “gerçek” daha vardır. Adem dahil tüm Karaağaçlılar, bu Ramazanı hayatları boyunca hatırlayacak ve asla unutmayacaklardır.

Ademin Trenleri”, geçmişte “Küçük Balıklar Üstüne Bir Masal”, “Usta Beni Öldürsene” gibi özgün filmler yaratmış olan, son filmi “O Da Beni Seviyor”u ise (2001) pek sevemediğimiz Barış Pirhasan’ın dönüşünü simgeliyor. Bunun oldukça parlak bir dönüş olduğu hemen söylenebilir.

Film, ilk önceleri şaşırtıyor, irkiltiyor. İçinden tren geçen bir köye Ramazan ayı için imam aranmaktadır. Karısı ve küçük kızıyla gelen Hasan Hoca (üstelik Cem Özer tarafından oynanıyor!), önce “kalabalık ailesi’ nedeniyle kimileri tarafından istenmez, ama sonra kabullenilir. Alışmışız ya, hemen soruyoruz: bu imam filmin iyi kişisi mi, kötü kişisi mi? Küçücük çocukların beynini hurafelerle yıkayan bir gerici değil mi o? Film de “Takva”nın gördüğü ilgiyi kullanmayı deneyen bir “din öyküsü” mü? Üstelik filmin ilk yarıda hayli ağır ilerlediği ve seyirciden belli bir sabır istediği de söylenebilir.

Ama özellikle ikinci yarıyla birlikte işler değişiyor. Öncelikle, Pirhasan’ın imama klasik kalıplar dışında, “laikdindar şablonu” ötesinde yaklaştığı, onu toplumdaki herhangi bir mesleği yapan sıradan bir kişi olarak alıp, özellikle yüceltme veya yerme amacında olmadığı anlaşılıyor. Hasan Hoca, yıllar önce çok önemli bir seçim yapmış, sevdiği Bekir tarafından terk edilen Hacer’i babasız kızıyla birlikte alıp evinin kadını yapmıştır. Ve Bekir, ailenin gelip yerleştiği bu yeni köyde birden ortaya çıkmaz mı?

İşte bu aşamada film, gitgide zenginleşen katmanlar kazanıyor. Olay tam bir aşk ve tutku üçgenine kayıyor Ve hikayenin toplumumuzdaki çapraşık kadınerkek ilişkilerine getirdiği yaklaşım, heyecan veriyor. İmamın mesleği belki bu noktada, temelde “Selvi Boylum Al Yazmalım”ı hatırlatan hikayeye yeni boyutlar yüklüyor. Çünkü Hasan Hoca, toplumdaki namus anlayışına ve kimi törelere ters düşmeyi göze almıştır, belki almayı da sürdürecektir. Bu sağlam biçimde gözlemlenmiş aşk öyküsü, hemen tüm oyuncuların katkısıyla en canlı biçimde yaratılmış kalabalık bir kasaba fonu önünde gelişiyor. Öykü geliştikçe, toplumumuza özgü erkek egoizmiyle birlikte, “insan sevgisini ancak onu kaybettiğinde anlar” gibi bir mesaj çıkıyor. Ve aşk filmleri denen yıpranmış tür özgün bir halka kazanıyor.

Nurgül Yeşilçay’ın starlık kumaşının ardındaki gerçek oyunculuğunu gösterdiği, Cem Özer’in sürpriz düzeyde ekonomik ve sağlam bir oyun verdiği, Derya Alabora’nın klasını konuşturduğu filmin asıl galibi ise, Bekir rolünde hem bir cinsel obje olarak göz dolduran, hem de iyi bir kompozisyon çizen Atıf Emir Benderlioğlu oluyor. O sinemamız için gerçek bir kazanç...Bu arada küçük oyuncular, özellikle de Fıratcan Aydın anılmalı. Müziği ise, benim ölçülerime göre aşırı kullanılmakla birlikte çok iyi buldum. (Atilla Dorsay)

 


 2007 YILINDA

GÖSTERİME GİREN FİLMLER



PERVİN PAR  1939/2015


 

YAŞAMIN KIYISINDA  (2006) 

Senaryo ve Yönetmen:  Fatih Akın,   Görüntü Yönetmeni:  Zekeriya Kurtuluş,  Rainer Klausmann,  Gökhan Atılmış,  Eyüp Boz,   Yapımcı:  Klaus Maeck , Fatih Akın ,  Erhan Özoğul , Andreas Thiel ,  Ali Akdeniz   Kurgu: Andrew Bird, Sanat Yönetmeni: Sırma Bradley, Ses: Kai Lüde, 

 Oyuncular: Nurgül Yeşilçay (Ayten Öztürk), Baki Davrak (Nejat Aksu), Tuncel Kurtiz (Ali Aksu), Hanna Schygulla (Susanne Staub), Patrycia Ziolkowska (Lotte Staub), Nursel Köse (Yeter), Öznur Kula (Devrimci Kız), Güven Kıraç, Nejat İşler, Şevval Sam, Yelda Reynaud, Ferdi Alaboğa, Lars Rudolph, Andreas Thiel  

Konu: "Duvara Karşı" ile hem Almanya hem de Türkiye'yi sallayan Fatih Akm, sonraki 3 yıllık süreçte kalburüstü bir müzik belgeselinden (İstanbul Hatırası  Köprüyü Geçmek) ve birkaç televizyon işinden sonra "Yaşamın Kıyısında" ile sinema

severlerin gönlünü bir kez daha fethetti. Yönetmen yine senaryosunu kendisinin yazdığı "Yaşamın Kıyısında"da, zamanda ilerigeri sıçramalarla etkileyici bir 'kesişen hayatlar' hikayesi anlattı. Almanya'da yaşayan Türk babaoğul ile yine Almanya ile bağı olan Türk anne   kızın yollarının kesişmesiydi ana hikaye. Ancak Akın her ne kadar 'kesişme' anlatıyor gibi görünse de seyircinin kafasını kurcalayacak detaylarla örmüştü hikayeyi. Kavşak noktalarında hep ölümün birleştirdiği bu hayatlar, bazen de kaderin (ya da tesadüflerin) müdahalesiyle birbirlerine teğet geçmekteydiler. Tıpkı, annesini aramak için Almanya'ya gelen Ayten'in (Nurgül Yeşilçay), yanı başından geçen annesini fark edememesi; hikayenin merkezinde yer alan iki ana karakterin (Ayten ve Nejat), seyircinin beklentisinin aksine film boyunca (birbirleriyle teğet geçse de) hiçbir şekil de tanışmaması gibi... "Duvara Karşı"da olduğu gibi Almanya ve Türkiye arasında bir yolculuğa dönüşen film, yönetmenin iki vatanlı oluşunun da ruh halini yansıtır. "Yaşamın Kıyısında" oyuncu performansları açısından da dikkate açık uçlu   değer bir yapım. Başta "Lola + Bilidikid"in Murat'ı Baki Davrak olmak üzere, Nurgül Yeşilçay, iki deneyimli oyuncu, Tuncel Kurtiz ve Fassbinder'in vazgeçilmez yüzü Hanna Schygulla, filmi sırtlar götürür. Her ne kadar yardımcı kadroda yer alsalar da, fahişe anne rolündeki Nursel Köse ile Lotte'yi canlandıran Patrycia Ziolkowska'nın performansı da görülmeye değerdir. Ödül hanesine bakıldığında "Yaşamın Kıyısında"nın, "Duvara Karşı"nın hiç de gerisinde kalmadığını, hatta onu geçtiğini söylemek mümkün. 80. Akademi Ödülleri'nde Almanya'nın Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Oscar adayı olan yapım, Fatih Akın'a Cannes'’da En İyi Senaryo ödülü kazandırmış; Antalya gibi Türkiye'deki belli başlı festivallerde de benzer başarıyı yakalamıştır.  Fatih Akın, içinde derin trajediler barındırmasına rağmen "Yaşamın Kıyısnda"da, dramatik ölçüyü kaçırmamaya dikkat eder. Kazım Koyuncu'nun o hüzünlü şarkısının eşlik ettiği  final yönetmene göre bilgeliği oluşturan iki kelimeyi, yani bekleyişi ve umudu simgeler. Tıpkı Akm'a ilham kaynağı olan Alexandre Dumas'mn Monte Crislo Kontu'ndaki gibi... (M.I.) Sinema En İyi 100 Film 

 Ödüller:

  En İyi Senaryo, Kiliseler Birliği Ödülü Cannes  Lino Brocka Ödülü Cinemanila    

►Jüri Özel Ödülü
  ►En İyi Yönetmen, 
  ►En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, 
  ►En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu,
  ► En İyi Kurgu  

 & Emekli dul Ali, fahişe Yeter’le karşılaştığında yalnızlığına bir çözüm bulduğunu düşünür. Ali, Yeter’e aylık belirli bir ücret karşılığında kendisiyle kalmasını teklif eder. Başlangıçta babasının bu tercihini onaylamayan Ali’nin Alman Dili ve Edebiyatı profesörü olan oğlu Nejat, Yeter’in zorluklarla kazandığı paraları Türkiye’de üniversitede okuyan kızına gönderdiğini öğrenince ona karşı sıcak duygular beslemeye başlar. Yeter’in bir kaza sonucu ölmesi baba ve oğlu hem duygusal hem de fiziksel olarak birbirinden daha da uzaklaştırır. Nejat, Yeter’in kızı Ayten’i bulmak üzere İstanbul’a doğru yola çıkar. Fakat Nejat yirmili yaşlarında olan siyasi eylemci Ayten’in Türk polisinden kaçarak Almanya’ya gitmiş olduğunu bilmemektedir.  " İlk basın gösteriminde, bu yıl az filme nasip olan biçimde uzun uzun alkışlanan film, 6 kişinin iç içe anlatılmış öyküsüne dayanıyor. Almanya'da üniversite hocası olmuş genç bir Türk aydını, onun emekçi kesiminden gelen içkici ve dik başlı babası, babanın hayatlarına sokmaya çalıştığı bir Türk fahişe, fahişenin Türkiye'de yaşayan ve sokaktaki anarşik olaylara karışmış kızı.. Almanya'ya kaçmak zorunda kalan genç kızın orada tanıştığı ve duygusal biçimde kaynaştığı aynı yaşlardaki Alman kızı ve kızın çaresiz annesi. Dördü Türk, ikisi Alman olan bu kişiler, kendilerini siyasetten aşka, kültür çatışmasından ekonomik sorunlara bir dizi unsurun etkilediği karmaşık bir ilişkiler ağı içinde buluyorlar. Fatih Akın, gösterildiğinde üzerinde bol bol konuşacağımız önemli bir film yapmış. Basın toplantısında özellikle Alman ve Fransız gazetecilerden gelen sorular, filmin çok etki yaptığını ve beğenildiğini gösterdi. Hemen tüm oyuncular soruları İngilizce cevaplarken, filmde rolü gereği İngilizce konuşan Nurgül Yeşilçay, Türkçe konuşmayı tercih etti. Deneyimli oyuncu, Alman anneyi oynayan Hannah Schygulla çok önemli bir şey söyledi ve şöyle dedi: "Türklerle Almanların mutlu bir olay çevresinde bir araya gelmeleri çok az olan bir şeydir. Bu mutluluğu Fatih Akın 'Duvara Karşı' ile sağlamıştı. Oynamaktan onur duyduğum bu yeni filminde de sanıyorum bunu yapacak ve büyük başarı kazanacak." İleride Yılmaz Güney'in yaşamı üzerine bir film çekmek istediğini söyleyen Akın, "Duvara Karşı'nın başarısından sonra üzerinde büyük bir baskı oluştuğunu, bu filmle o baskıyı aştığını söyledi (24 Mayıs 2007 Sabah Gz. Atilla Dorsay)

  Fatih Akın'ın son filmi Yaşamın Kıyısında, 60.Cannes Film Festivali'nin iddialı filmleri arasında gösteriliyordu ve "en iyi senaryo" ödülünü aldı. Bu ödül, tam beklentileri karşılamamıştı belki ama film, yönetmen ve oyuncularının etrafında oluşan ilgi haresi de önemliydi. Fatih Akın, özellikle Duvara Karşı filmi ile hem Almanya, hem Türkiye ve hem de dünyada dikkatleri üzerine toplayan bir yönetmen olarak öne çıkmış, Duvara Karşı'yla, prestijli festival, Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştı  Türk asıllı Alman vatandaşı olan Fatih Akın, her iki ülke arasındaki yaşam deneyimlerini, gözlem ve duyarlıklarını sinema ile ifade etme açısından sadece günümüz Alman sinemasının değil, aynı zamanda Türk sinemasının da en önemli sanatçıları arasında yer alıyor.  Yaşamın Kıyısında için Fatih Akın'ın olgunluk dönemi çalışmalarının başlangıcı denebilir. Önceki filmlerinde, Duvara Karşı dışında, daha yalın, klasik bir anlatım ve sinema dilini tercih ederken, Yaşamın Kıyısında ise deyim yerindeyse öyküsünü bir labirent gibi örüyor. Edebiyatçı bir yakınım edebiyat sanatı için "dili işleme hüneri" demişti. Sevdiğim bu tanımlamayı sinemaya yansıtmak gerekirse, sinemaya için de "görüntüleri işleme hüneri" denebilir. Fatih Akın, bu bağlamda önemli bir sinemacı. Duvara karşı gibi kurmaca bir film, İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek gibi belgesel bir film yapsa da, öncelikle söyleyecek sözü olan bir sinemacı ve bu sözleri, görüntüleri işleme hüneriyle estetik ve anlamlı bir boyut katarak biçimlendiriyor.  Akın, Yaşamın Kıyısında da, insanın dramını mizahı da kullanarak anlatmayı hedeflemiş görünüyor. Filmin karakterlerinden belli bir kişinin öyküsü öne çıkmıyor. Ali Aksu, Karadeniz'den Almanya'ya gitmiş, oğlunu tek başına büyütmüştür.  Nejat Aksu, babasıyla yaşamaktadır ve Almanya'da bir Türk olarak Alman Dili ve Edebiyatı alanında üniversitede profesör olarak çalışmaktadır. Yeter, Jessy takma ismiyle bir genelevde fahişe olarak çalışmaktadır. Tek amacı kızı Ayten'in okumasını sağlamaktır. Ali Aksu, Yeter'le ilişki yaşamış; sonrasında ise Yeter'in kazandığı parayı ona verebileceğini ve fahişeliği bırakıp kendisiyle yaşamasını istemiştir. Amacı yaşlılık dönemini yalnız geçirmemektir. Bu ilişki sırasında kıskançlıklara  başlamış ve kadının diklendiği bir anda ona vurarak ölümüne neden olmuştur. Ayten, gizli bir örgüt üyesidir. Annesini bulmak için Almanya'ya gelen Ayten, Lotte'yle tanışmış ve onun evinde kalmaya başlamıştır. Lotte kafası karışık bir Alman genç kadındır. Ayten'le üniversitede tanışır ve ona yakınlık duyarak yardım etmeye karar verir. Kendi kültürünü sert ve insani ilişkilerden uzak bulması da, Ayten'leyakınlaşmasını kolaylaştırmıştır. Annesi Susanna, bu durumdan hoşlanmasa da, kızını kaybetmekten korktuğu için sineye çekmektedir. Kaçak yaşadığı anlaşılan Ayten'in, mültecilik başvurusu hakkında açtığı dava reddedilir ve Türkiye'ye gönderilir. Türkiye'ye döndüğünde hapse giren Ayten'e yardımcı olmak için Türkiye'ye gelen Lotte, trajikomik bir şekilde yaşamını kaybeder. Susanna kızının anısını sürmek için Türkiye'ye gelir ve Ayten'den nefret etmeyi değil onu sevmeyi deneyerek ona yardım etmeye karar verir. Babasına Yeter'i öldürdüğü için dargın olan Nejat Susanna'nın dramı karşısında babasını bulmaya karar verir ve onu aramak için memleketine gider. Yaşamın Kıyısında, bir arayış ve yol filmi. Akın'ın filminde dram ve hüzün, mutluluk ve sevinç yaratan olguların üstüne çıkıyor. Film üç epizod şeklinde düşünülmüş ve kotarılmış; ama bu epizodlar arasında organik bağlantılar var ve biri diğerinin anlamını pekiştiriyor. Bunlar "Yeter'in Ölümü", Lotte'nin Ölümü" ve "Yaşamın Kıyısında". Epizodlar birbirlerine teğet geçiyor ve klasik dramatize yapıdaki bir filmdeki beklentilerimizle uyuşmadığını fark etmemize karşın, filmden uzaklaşmıyor, tersine bize gösterdiklerini değil anlatmaya çalıştıklarını kavramaya çalışıyoruz. Bu bağlamda Yeter, Ali, Nejat, Ay ten ve Lotte'nin öyküleri öne çıkıyor. Başka bir filmde bu kadar tesadüf olmaz diyebileceğimiz olgular bu film için diyalektik bir olay örgüsünün katmanlarını oluşturuyor. Yukarıda belirtilen, filmin ana karakterleri içinde daha yapay olanları Ay ten ve Lotte görünüyor. Olay örgüsünün gelişiminde yerleri olan bu karakterler, kısmen şablon kalarak zayıf bir etki yaratıyorlar. Ülkemiz alt sosyo kültürel katmanlardan ve feodal ilişkilerin egemenliğindeki ilişkilerin etkisindeki insanların çocukları (Ayten) yasadışı örgüt üyesi olurken; antitezi konumundaki batılılarsa (Lotte) hala dahayaşamlarına anlam katabilmek için Hindistan turuna çıkıyor ve milliyetçi üst kimliklerden nefret ediyorlar. Şüphesiz bu figürler ve ilişkileri, derinliksiz işlenmek için yaratılmamış. Aslında her karakter bir bakıma metafor işlevi görerek yaşamı ve onun kıyısındaki insanların tutunma mücadelelerini, kişilik çatışmalarını, Akın'ın yansıtmayı sevdiği kültürlerarası çatışmaları temsil ediyorlar. Fatih Akın, önyargılara karşı tavır alıyor, bir Türk Alman olarak sadece Türklerle Almanların öyküsünü ve birbirleriyle kesişen yaşamlarını ele almıyor. O sinema dilinin zenginliğini ve olanaklarını kullanarak evrensel de olabilecek bir öyküyü anlatmayı deniyor ve Duvara Karşı 'dan sonra bunda da başarılı oluyor. Ama diğer yandan Susanna, kaçınamadığı Orientalist bakışın etkisiyle kiracısı olarak oturduğu Nejat'ın evinin yanındaki apartmanın neden bakımsız olduğunu sorarak, Nejat'ın filmin gereksiz didaktik söylemlerini oluşturmasına (kültürsüzlük, cahillik vb.) katkıda bulunuyor. Nejat, kendi ülkesine yabancılaşmış, fakat yabancı olarak bulunduğu bir ülkenin dilini ve edebiyatını öğreten bir profesördür. Susanna ise kendi ülkesine yabancılaşmasının en keskin olduğu çağı geçmiş ve kızını kaybetmenin acısıyla intikam, öfke gibi duyguların yerine ötekini anlama çabasıyla yabancı olma (öteki) fikrini içselleştirmeye çabalamaktadır. Özellikle Tuncel Kurtiz, Baki Davrak ve Nursel Köse'nin oyunculuklarını filmin etkisini güçlendiren performanslar olarak not etmek gerekir. Akın, görüntü yönetimi açısından farklı kişilerle çalışmayı tercih etmiş. Şüphesiz koşulların dayatması da olabileceği gibi farklı epizodlara, farklı bakış açılarının duyarlığını katmak istemiş olabilir. Belirgin bir üslup farkı dikkati çekmese de gene de riskli bir tercih olduğunu eklemek gerekir. Fatih Akın, Duvara Karşı'yla başlattığı ve İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek isimli belesel filmiylepekiştirdiği sağlam sinema duygusunu, Yaşamın Kıyısında filmiyle ustalaşma kulvarında geliştirmeye çalışıyor. Filmin kurgusu ileri geri sıçramalı yapısıyla da, filmin öyküsüne, daha da önemlisi Fatih Akın'ın kendisini ifade etmesine önemli bir katkıda bulunuyor. Bu katkı salt kurgunun farklılığından değil, aynı zamanda filmin öyküsel gidişinden sonuç beklemeye dönük beklentileri de boşa çıkararak oluşuyor. Film, seyircinin işini kolaylaştırmıyor; yorumu ona bırakıyor. Tıpkı yaşam gibi. Kendimizi yaşamın merkezinde zannederken ve egolarımızdan başımız dönerken, bazen yaşadığımız küçük bir dramla gerçekte ne kadar yaşamın kıyısında kaldığımızı ayrımsama mız gibi. (Bülent Vardar) “Sinematürk, Aylık Sinema Dergisi, sayı 14” 


FİLMİ İZLE