ÇILGN DERSANE - 1 (2007)
Yönetmen: Faruk Aksoy, Senaryo:
Şafak Güçlü, İrfan Saruhan, Görüntü Yönetmeni: Adnan İçbilir,
Yapımcı: Faruk Aksoy, Ayşe Germen Yönetmen Yardımcısı: Yahya
Samancı, Erkan Nurhan, Demet Yeşilbaş, Göksel Aydın, Sanat Yönetmeni: Hayriye
Pınar, Müzik: Uğurcan Sezen, Oğuz Kaplangı, Yardımcı Yönetmen: Eylem
Koza, Yapım Koordinatörü: Asım Gümüş, SaçMakyaj: Eyüp Kızıldere,
Kurgu: Cem Yıldırım, Premix: Hasan Şakacı, Cast Direktörü: Sevinç
Erol, Boom Operatörü: İsa Tepe, Steady Cam: Yusuf Karakaya, Cast
Ajansı: Mandalina Casting, Tümay Özokur Film Reklam, Renda Güner Casting
Agency And Director, Duygu Başara Casting, Gaye Sökmen Ajans,
Sihirli Anahtar,
Oyuncular: Hande Ataizi
(Coğrafya Öğretmeni Yıldız), Tuba Ünsal (Prenses Özlem), Mehmet Aslan (Romantik
Şovalye Kerem), Cüneyt Arkın (Kick Box Hadi), Mustafa Topaloğlu (Felsefe
Mustafa), Pakize Suda (Zor Beğenir Melek), Yağmur Atacan (Kazanova Timur), Alp
Kırşan (Sakar Bekir), Ozan Aydemir (Fırıldak Hasan), Görkem Gürsoy(Ayı Sedat),
Oğuzhan Yıldız (Bahisçi Selim), Berke Hücran (Şahin), Gamze Karaman (Eda),
Seçkin Piriler (Berna), Okan Karacan (Doktor Bilgin), Simge Tertemiz (Gamze),
Duygu Çetinkaya (Kurdela Yeşim), Birol Engeler (Ret Kit Hurşit), Aytaç Ağırlar
(Şeyhmuz), İrfan Saruhan (Ziver), İlhan Daner (Baston Fehmi), Yalçın Otağ,
(Şapkasız Çıkmam Şükrü), Aslıhan Erguvan (Çıtır Bade), Ulaş Özer (Webcam
Kerim), AZydan UIysal (Hip Hop Evci,m), Gürkan Uysal (Ayı Sedat), Berna Yılmaz
(Küçük Afrodit Melisa),
Konu: Hadi (Cüneyt Arkın) İstanbul Özlem
Dersanesi’nin sahibidir. Torunu Özlem (Tuba Ünsal) ile beraber iflas eden
dershanelerinin kurtuluşunu öğrencilere promosyon olarak tatil hediye etmekte
bulurlar. Dershanenin eski öğretmenlerini de tatil köyüne davet etmeleriyle
hikaye başlar. Ancak dershanenin iflastan kurtuluşu için bu tatil promosyonu da
yeterli olmayacaktır. Bu arada öğrencilerden Kerem (Mehmet Aslan) ile Özlem
(Tuba Ünsal) arasında bir yakınlaşma başlar. Özlem’in dershaneyi kurtarma umudu
tatil köyüne gelen bir faks olur. Faks dershaneler arası para ödüllü bir
yarışmanın davetini içermektedir. Tuba sonunda dedesini bu yarışmaya katılmak
konusunda ikna eder. Öğrenciler ve öğretmenler için eğlenceli ve bir o kadarda
heyecanlı macera başlar. Dershanenin geleceği öğrencilerin bu yarışmayı
kazanmalarına bağlıdır.
Gençler, hoş geldiniz. Yaşlılara ise
yasak! Gençlik
filmlerinin benim gözümde ayrı bir yeri vardır. Sadece ve sadece o yaşlara
hitap eden, o yaşların sorunlarına el atan filmlere, birer sinema şaheseri
olmasalar da belli bir hoşgörüyle bakarım. O yaşlardaki gençlerin bu tür
filmlere ilgisi, hatta ihtiyacı vardır diye düşünürüm.
Bizde uzun zaman ihmal edilen bu alan,
Hababam Sınıfı serisinin son filmleriyle veya “Sınav” gibi özgün yapımlarla
yeni bir atılıma geçti. Ve işte karşınızda, bu sömestr tatilinde genç
kuşakların sanırım keyifle izleyeceği bir film. Sinema sanatı açısından en
küçük bir önemi ve kalıcılığı olmasa da…
İstanbul’daki Özlem Dershanesi iflasa
doğru gitmektedir. Sahibi Hadi beyle torunu Özlem’in yönettikleri dershane,
öğrencilerine bir yaz eğitim kampı sunar: Akdeniz’in kıyısında görkemli bir
turistik tesiste, denizin hemen kıyısında eğitim...Dershanenin içi geçmiş
sayılabilecek tüm yaşlı hocaları ve kızerkek karışık haylaz öğrenciler bir
araya gelir. Ve şenlik başlar...
Film, dijital kamerayla çekilmiş cırtlak
renkli görüntülerle oldukça hafif, hatta içi boş bir hikaye anlatıyor. Ama bu
hikayenin ve bu filmin kıvrımları arasından bile Türkiye’ye dair sosyolojik
gerçeklikler fışkırıyor. Öğrencilerin meraklı olduğu iki temel alan var: seks
ve gırgır. Seks sürekli konuşuluyor (hatta felsefe dersinde bile!). Ama
uygulamaya geçilemiyor. Bir yandan, tipik Türk usulü olarak, erkekler hep kendi
aralarında, kızlar kendi aralarında kalıyorlar. Başbaşa kalındığında, ya kimi
engeller (örneğin filmde aynen dendiği gibi “ereksiyon sorunu!”), ya da
sakarlıklar sonuca gidilmesine mani oluyor! Ya da gençler gırgırı tercih
ediyor, karşı cinse hınzır şakalar yapıyor!...
Cüneyt Arkın, arada yine döğüş ruhu
üzerine taktikler veriyor, Pakize Suda yazılarındaki mizahı mumla aratıyor
Kimileri TV dizi veya yarışmalarından perdeye atlamış genç oyuncularsa çokluk
sempatik, zaman zaman şaşkın halde dolaşıyorlar. Ve sonda, bir dershanelerarası
yarışta, gençler bilgiden marifete, futboldan boks maçına, danstan defileye tüm
hünerlerini sergiliyorlar.
Başta da dediğim gibi, gençler rahatlıkla
gidip şamata yapabilir. Yaşlılar ise lütfen başka film arasın ve gençlerin
keyfini bozmasın!....(Atilla Dorsay)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder