Kameraman: Abdullah Gürek
Renk Uzmanı: Hayati Akbulut
Yapım: Atik Film / Muharrem Atik (Ören Film Stüdyosunda
hazırlanmıştır.)
Oyuncular:
Levent Çakır, Seyyal Taner, Süleyman
Turan, Attila Ergün, Altan Günbay, Cevdet Balıkçı, Gülten Ceylan, Haydar
Karaer, Vedat Öz, Yılmaz Kurt, Kadir Kök, Sönmez Yıkılmaz, Yunus Yakışıklı, Cem
Erman, Hakkı Haktan, Levent Çakır
► Filmin
ilk sahnesinde Jön (Levent Çakır) ve bir çıplak yıldız yatağa uzanmış
öpüşmekteler. Filmin bütünüyle alakasız bu sahnesinden sonra, uzun saçlı
aslında peruk, hippi gibi bir adam gerilimli bir müzik eşliğinde etrafa şüphe
saçarak dolaşmaktadır. Kırmızı Murat 124 marka araba içinde Seyyal Taner adamı
izlemekte. Takip ve heyecan dorukta.
Derken bizim hippi ve iki
idam karşı karşıya geliyorlar uzun uzun bakışıp telepati kuruyorlar. Hiç
konuşmadan bir arabaya binmeye karar veriyorlar. Seyyal öndeki arabayı takip
ediyor. Hala filmde tek bir konuşma yok. Aslında böylesi daha iyi çünkü
diyaloglar başladığında film başka bir faciaya bürünecek. Yollar, yollar ...
Sonunda arabalar Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nun kapısına geliyor. Bekleyen
başka adamlar da var tiyatronun kapısında, adamlardan biri bont çanta tutuyor.
Hippi, bir kadının evinde,
kadın siyah külotu dışında çıplak. Çantadan çıkardığı paraları kadının çıplak
vücuduna serpiştiriyor. Seyyal hala Murat arabada.
Seyyal nihayet iniyor Murat
124'ten, kısa etek ve apartman topuk çizmeler, gayet seksi Çıtı pıtı bir kız.
Kandırmışlar körpecik kadını oynatıyorlar bu dandik filmde. O da filmde
oynadığını zannediyor. Ama olmazsa olmazlardan. Bu tür kızlar olmazsa olmaz bu
filmler.
Film rastgele bağlanmış.
Böyle olması da başka bir avantaj katıyor filme, yani anlaşılmaz oluyor ve
garip bir gizem bürünüyor filme.
Plaj gibi
bir yerdeler. Seyyal 70'lerin bikinisiyle ama seksi Murat 124'ün üzerinde
güneşleniyor. Sanki pirelli takvimi pozlarında. Dazlak Cevdet kule gibi bir
yerde süperman gibi durmakta. Bu manyak mizansen acayip gerekli bu filme.
Filmin jönü Levent, sarı telefon kulübesinden birini arıyor. Aradığı adam
filmin başındaki hippi, adı Gabrıel Figaro’ymuş. Tam da sevişmenin İlişkiler
karma karışık oldu, kim kimin adamı kim kimin peşinde. Kim kimi telefonda
arayıp para vermek istiyor. Boş ver bunun bir önemi yok. Levent, Gabriel'den
heykeli istiyor. Cevdet çivili bir hint yatağında kalıbını dinlendiriyor. Beyaz
paçalı don giymiş. Anlayacağınız normal diye bir şey yok artık. Her şey
sürreal.
Jön Levent Gabriel'le
buluşuyor, heykeli alacak, çek verecek. Üçüncü adam geliyor ve tabanca çekiyor,
heykeli alıp kaçıyor. Bu sırada Süleyman Turan siyah arabayla gelip Levent'e
arabanın arkasına binmesini söylüyor. Polis iş birliği teklif ediyor Levent'e.
işler iyice çatallaşıyor. Artık filmi anlamaktan kesin olarak vazgeçiyorum.
Fakat şu sahneyi anlatmadan da bu yazıdan vazgeçemiyeceğim.
Seyyal bikinisiyle
uyumaktadır, Dazlak Cevdet gelir ve uyuyan kadına taciz de bulunur. Bu sahne
Cevdet'in hayatının sahnesidir. Çünkü Cevdet gerçek hayat da da Seyyal'e
hastadır. Belki bu filmden para bile almamış bedava oynuyordur. Yıllarca ...
Hatta Seyyal sinemayı bıraktıktan sonra bile, şarkıcılığa başladığı dönemlerde
Cevdet, Seyyal'in çantasını taşıdı durdu. Böylesine platonik bir aşk duyuyordu
ona. Şimdi elimde 1972 yılının ünlü magazin dergisi "Pazar" var.
Orada sinemaya yeni başlayan Seyyal'le ilgili bir yazı. Yazının başlığı şöyle:
"Beş ayda on film." Seyyal Taner sırım gibi vücuduyla boy gösterdi
... “Osman Cavcı, “Yanlış Anlaşılmış Filmler”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder