Powered By Blogger

11 Ekim 2015 Pazar

GURBET YOLCULARI “*” (1962)

Yönetmen:Sırrı Gültekin
Senaryo:Sadık Şendil
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Şan Film / Baki Üsküdarlı


Oyuncular: Ahmet Mekin, Muhterem Nur, Senih Orkan, İbrahim Delideniz, Atıf Kaptan, Salih Tozan, 1962İhsan Torun


Konu: Bulgar zülmü altında vatan hasreti çeken türklerinden Türkiye’ye kaçış öyküsü

___________________________

“*” Film 1969 yılında aynı konuyla ikinci kez bir başka oyuncu kadrosu altında “Tel Örgü” adıyla filme alınmıştır.

GÖNÜL FERMAN DİNLEMEZ (1962)

Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo:Hümaşah Hiçan
Operatör: Cezmi Ar
Yapım: Hilal Film / Feyturiye Esen


Oyuncular: Muzaffer Tema, Hümaşah Hiçan, 1962Aysel Tanju, Suphi kaner, Tunç Yalman, Bedia Muvahhit, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Kadir Savun, Reşit Baran, Turan Göker, Nezahat Tanyeri, Necdet Tosun, Küçük Yıldız: Hilal Esen

Konu: Çocuğuna bakmak için kötü hayata düşen,fedakar bir annenin hayat öyküsü.

GÖNÜL AVCISI (1962)

Yönetmen:Nejat Saydam
Senaryo:İlhan Engin
Kamera: Turgut Ören
Yapım: Birsel Film / Özdemir Birsel


Oyuncular: Belgin Doruk, Göksel Arsoy, Avni Dilligil, Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Saltuk Kaplangı, Rıza Tüzün, Nişan Hançer, Jale Öz, 1962Osman Türkoğlu, Ayşe Gül


Konu: Çalıştığı gazete sahibinin emriyle, bir nikaha engel olup, kızı kaçıran bir gazetecinin öyküsü.

GOL KRALI CAFER (1962)

Senaryo ve Yönetmen: “*” Hulki Saner
Kamera: Ali Uğur
Yapım: Saner Film / Hulki Saner


Oyuncular: Suphi Kaner, Serpil Gül, Vahi Öz, İsmail Dümbüllü, Ayfer Koray, Mualla Sürer, Cevat Kurtuluş, Şarkılar: Sevim Tanürek


Konu: Aynı kişi olan kaleci Melih'le, kahveci çırağı Cafer'in güldürüsü

___________________________________

“*” Frannco Bezzi ve Alberto Aberti’nin senaryosundan, Mario Mattoli’nin (1898-1980) yönetiminde 1950 yılında çekilen “L Inafferrabile 12” isimli İtalyan filminden uyarlama. Filmde başlıca rolleri Silvana Pampanini (1925), Isa Barzizza (1929)ve Carlo Pampanini (1906-1984) oynamışlardır.

GENÇLİK HÜLYALARI (1962)

Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo : Sadık Şendil “10” (François Coppe'nin bir eserinden),
Kamera: Ali Uğur
Yapım : Efe Film / Ertem Eğilmez


Oyuncular: Enver Orhan, Selma Kayahan, Orhan M. Arıburnu, Atıf Kaptan, Vahi Öz, Vedat karaokçu, Berin Aydan, Cahit Irgat (Bu filmde Berin Aydan ve Enver Orhan ilk kez rol almışlardır.)


Konu: Sergey Vasilyevich Rachmaninov’un Do Majör 2. Piyano Konçertosu (1900-1901) (Adagio sostenuto). Hacer Teyzenin iki katlı ahşap evindeki bir odada bu güzel melodi eşliğinde Gönül ve Kenan. Gönül (Jeyan Mahfi Ayral’ın sesi ile); “Burada çok raha-tım. Ayda 40 lira veriyorum. Güzel değil mi odam? Bak, penceresi denize bakıyor. Annem, ‘denize bakan odalara sabaha karşı melekler gelir’ derdi. Eskiden beri merak ederim ama bir türlü sabaha karşı uyanık olamıyorum.”


Kenan (Sadri Alışık’ın sesi ile); “(Genç kızın gözlerine bakarak) Burada da bir melek var.”


Gönül; “Beni ayıplama. Kocaman kız ma-sallara inanıyor deme.”


Kenan ; “Aynı şeyi ben de duymuştum. Bizim de bahçe içinde bir evimiz olacak. Öyle bir ev ki pencerelerinden melekler girsin. Seni ortalarına alsınlar. Saçlarını tarayıp alnına portakal çiçeklerinden taç oturtsunlar.” görürdüm.”Op. 18, Do minör 2. Piyano Konçertosu (Rachmaninov) Allegro scherzando bölümünün fon müziği olarak kullanılan film Le Coupable’ (1896)François Coppèe) ‘romanından izler taşıyor. Önce birbirini çok seven iki genci tanıyoruz. Gönül (romanda Perrinette Forgeat), İmrahor Işık Eczanesinde kasiyer. Kimsesi yok. Hacer Teyzenin evinde bir oda kiralamış. Kenan (romanda Chrètien Lescuyer) ise avukat çıkmak üzere. Ama, sonradan onu savcı olarak göreceğiz.


Bir lokantadaki konuşmaları..
Kenan; “Doktora imtihanımı (babasının konuşmasından bunun ‘avukatlık stajı’ olduğunu anlayacağız) vermeme bir ay kaldı. Ondan sonrasını da biliyorsun. Babamın yanına kadar kısa bir seyahat yapacağım. Ondan sonra da gelip seni alacağım. Bizim dede yadigârı çiftlik, çiftlik olalı inan senin gibi güzel bir gelin görmemiştir.” Gönül ; “Her zaman bir çiftlikte yaşamayı tahayyül ederdim. Hatta, rüyalarımda hep bunu Kenan ; “Bütün rüyalarımız hakikat olacak. Babam serttir ama iyi bir insandır. Seni ev-latları gibi sevecekler eminim. Zaten annemin de tek emeli benim evlenmemdir. Yalnız bir şartı var, en az 7 çocuk istermiş.”


Gönül ; “Her zaman bir çiftlikte yaşamayı tahayyül ederdim. Hatta, rüyalarımda hep bunu görürdüm.”


Kenan ; “Bütün rüyalarımız hakikat olacak. Babam serttir ama iyi bir insandır. Seni ev-latları gibi sevecekler eminim. Zaten annemin de tek emeli benim evlenmemdir. Yalnız bir şartı var, en az 7 çocuk istermiş.”


Yemekten sonra yağmur altında Gönül’ün evine geldiklerinde ikisi de iyice ıslanmıştır. Genç kız sevdiğini bu halde göndermez ve onu odasına alıp (Hacer Teyze yokmuş) elbiselerini kurutur. O gece birbirlerinin olurlar.
Günler sonra Haydarpaşa Garı. Kenan, babası ile konuşmaya gidiyor. Arkadaşı Suphi ve Gönül onu yolcu etmeye gelmişler. Aklımız hep “Babam serttir ama iyi bir insandır” cümlesinde. Korktuğumuz gibi de olur. (Adını öğrenemeyeceğimiz) Babası(romanda Ağır Ceza Üyesi) ona bir kız bul-muş ve aile büyükleri anlaşmışlar bile. Öyle-sine dediğim dedik ki, delikanlının cılız karşı çıkışları ile ‘kalp krizi geçirip felç olur’. Karısına (onun da adı hiç söylenmiyor) “Benim münasip bulduğum kızla evlenmezse reddederim. Babalık hakkımı helal etmem” demiş.


Kenan’ın ‘veda mektubu’nu aldığında Gönül de ona bir bebek beklediğini yazıyordu ; “..Mühim bir haberim var. Pencereleri denize bakan evimize başında portakal çiçekleriyle taç örülmüş hakiki bir melek geliyor..”
Sonrasında genç kadın için ne ‘portakal çiçekleri’ ne ‘denize bakan pencere’ var. O çevreden uzaklaşıp Yün İplik Fabrikasın-da bir iş buluyor. Bir oğlu olur ; Fikret (romanda Chrètien Forgeat).


Gündüz tezgâh, gece dikiş makinesi başın-da geçen ‘zor yıllar’. Çocuğu ile beraber-ken işittiğimiz ‘Wiegenlied’ Op. 49, 4 numaralı şarkı (Brahms) bir damla gözyaşı oluyor. Zamanımızda, 40 ve 50’li yılların sözleriyle söyleyen kalmış mıdır acaba ; “Sessizliği gecenin // Ruhumuza siniyor // Yorgunluğu her günün // Işıklarla diniyor //**// Uyu yav-rum uyu // Sen emelsin bana // Rüzgârların sesi // Ninni söyler sana.”


Fabrikadaki Ustabaşı Ahmet’le (romanda dülger ustası Prosper Aubry) evlenir. Oğlu ve (Kenan’ı tanımadan kıskanan) üvey baba arasındaki gerginlik çocuğu evden kaçırır. Onun peşinden koşan Gönül bir kamyonun altında can veriyor. (Romanda, ‘kızıl humması’ nedeniyle ölür.)



Fikret artık bir sokak çocuğudur. Sonradan, kendisi gibi olan Çetin’le arkadaş oluyor. Bu arada, Suphi’nin mektubundan durumu öğrenen Kenan İstanbul’a gelir fakat arala-rında Fikret ve Çetin’in de bulunduğu çocuklar polis tarafından ‘ıslahevi’ne götürülüyor. Ancak 18 yaşını doldurduktan sonra buradan çıkabilirler. Fikret bir gece mutsuzluk ve mutluluğu birbiri ardınca yaşıyor. Bir kavga sırasında Çetin’i kurtarmak isterkenbirinin ölümüne neden olur. Daha doğrusu kendisi böyle sanıyor. İşin aslı, adamı Çetin öldürür ama suçluluk duygusu içindeki Fikret’e bunu söylemez. İlerde bu durumu çıkarı için kullanacaktır. Delikanlı aynı gece Necla ile karşılaşıyor. Genç kız, artık bir fab-rikatör olan Suphi’nin kızıdır ve Fikret’e babasının yanında bir iş bulur. Sonraki günlerde bakışmalarından birbirlerini ne kadar sevdiklerini anlıyoruz.
Fabrikanın muhasebe bölümünde çalışma-ya başlar ve çok başarılı olur. Çetin’in ortaya çıkıp bildikleri için delikanlıdan 10 bin lira istemesi ile gelişen olaylar kavgaya ve Fikret’in onu öldürmesine neden olur. Ağır Ceza’da 450. maddeden yargılanır. “450..İpe gidiyor.” Kaderin cilvesi, Savcı da Kenan’dır. Neyse, karar okunurken, Çetin’in karısı Durnev her şeyi açıklar. (Kyn: Murat Çelenligil – Sinematürk )

GENÇ OSMAN VE SULTAN MURAT HAN (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Yalınkılıç
Kamera:Mengü Yeğin, Gani Turanlı,Nedim Akanlar, Rafet Şiriner,
Yapım:Ar-Sev Film / Aksan Yalınkılıç


Oyuncular: Muhterem Nur, Özden Çelik, Öztürk Serengil, Turgut Özatay, Rengin Arda, Ayla Kaya


Konu: Sultan 4. Murat ile, akıncı Osman’ın öyküsü.


► Anadolu insanınca özel bir ezgiyle söylenen Genç Osman Destanı, 17. Yüzyılın âşıklarından Kayıkçı Kul Mustafa tarafından bestelenmiştir. Destan, IV. Murat’ın Bağdat Seferi’ne katılan Genç Osman adlı yiğide atfen bestelenmişse de, esasen tüm devirlerin Müslüman–Türk gençlerine seslenişi ifade eden bir manzuma özelliği taşıyor. Osmanlı padişahı II. Osman ile aynı adı taşır... Gönlü vatan aşkıyla yanan, 18 yaşında ve üç aylık evli, henüz bıyıkları dahi terlememiş bir delikanlı olan “Genç Osman”, IV. Murat zamanında katıldığı Bağdat Seferi’nde destanlar yazar. Türk Sancağı’nı Bağdat kalesine dikmeye muvaffak olur; lakin, başını ve kollarını bu uğurda feda ederek…


IV. Murat’ın Bağdat Seferine katılan Genç Osman adlı yiğit ile ilgili destan, 17. Yüzyılın âşıklarından Kayıkçı Kul Mustafa tarafından bestelenerek günümüze kadar söylenegelmiş bir manzum bir eserdir.


Kaynağını, Bağdat Seferi’ne katılan Genç Osman adlı bir askerin gösterdiği kahramanlıklardan alan “Genç Osman Destanı”, Türk milletinin nasıl bir karaktere sahip olduğunu da en çarpıcı biçimde yansıtıyor.

GEÇTİ BURANIN PAZARI (1962)

Yönetmen: Nişan Hançer
Senaryo: Suavi Sualp
Operatör: Mike Rafaelyan
Yapım: Niva Film / Nişan Hançer


Oyuncular: Orhan Günşıray, Leyla Sayar, Ulvi, Uraz, Ali Şen, Diclehan baban, Altan Erbulak, Hayri Caner, Senih Orkan, Afif Yesari Kadri Ögelman

FOSFORLU OYUNA GELMEZ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Aydın G. Arakon
Görüntü Yönetmeni: Şadan Kamil,
Müzik: Rauf Tözüm
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu
Sanat Yönetmeni: Aydın Arakon,


Oyuncular : Orhan Günşıray, Neriman Köksal, Fatma Girik, Tanju Gürsu, Hüseyin Baradan, Ahmet Tarık Tekçe, Altan Erbulak, Enver Dönmez, Birol Işın


Konu: Yalçın (O.GÜnşiray) ve Hülya (F.Girik) kardeşlere ait kimya fabrikasında bir cinayet işlenir. Bu cinayetle birlikte önemli bir ilaç formülü de kaybolmuştur. Yalçın bir dedektif gibi olayın içine girer. Araştırma yaparken serseriler arasında Fosforlu (N. Köksal) adında erkek gibi bir kadınla da arkadaş olur. Fakat fazlaca bir şey bulamaz ve vazgeçer. Bir süre sonra Hülya devreye girer. Yalçın kardeşinin tehlikeli bir işe giriştiğini fark edince o da tekrar araştırmalara koyulur. Sonunda Nuri (A.T.Tekçe) adi bir serserinin bu işin arkasında olduğunu öğrenir. Hülya serseriler arasında tanıdığı Romantik (T.GÜrsu) adlı bir gence aşık olur. Yalçın'a Fosforlu'da yardım etmektedir. Çünkü fabrikada öldürülen adam onun kardeşidir. Fosforlu kısa zamanda Nuri'nin yerini bulur. Fakat çıkan çatışmada Yalçın'ın kollarında can verecektir.

FATOŞ’UN BEBEKLERİ (1962)

Yönetmen: Dr. Arşavir Alyanak
Diyalog: Bülent Oran
Foto Direktörü Memduh Yükman
Yapım: Melek Film / Şahan Haki, Berç Arman
Hür Film/Dr. Arşavir Alyanak, (Erman Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).


Reji Asistanları: Mehmet Aslan, Yücel Çakmaklı, Kamera Asistanı: Mustafa Gür, Set Amiri: Adil Kıbıcı, Işıklar: Kenan Eryılmaz, Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Yılmaz Erman, Erdoğan Dolapçı, Seslendiren: Yorgo İliadis, Yapım: Melek Film, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu,


Oyuncular: Fatma Girik, İzzet Günay, Sadri Alışık, Serpil Gül, Öztürk Serengil, Mine Soley, Mehmet Aslan, Necdet Tosun, Mualla Sürer, Sedat Demir, Zühal Tan, Nuray Akın, Sadi Mete, Areksi Hebo, Vahit Volkan, Şarkılar: Çalıkuşları


KONU: Haşmet (i.GÜnay) ve Suat (S.Alışık) büyük bir şirketin iki ortağıdır. Suat, Fatoş (F.Girik) ile evlidir. Haşmetse Sevim (S.GÜL) ile nişanlıdır. Karısını çok seven Suat aynı zamanda onu deliler gibi kıskanmaktadır. Bir iş gezisine çıkınca karısını Haşmet'e enanet eder. Fakat bir akşam yemeği Haşmet ile Fatoş'u sonu gelmez bir duruma düşürür. Bu yemek Suat'ın kulağına gider. Suat hemen karısından ayrılmaya karar verir. Fakat karısının aşığının kim olduğunu da merak etmektedir. Çünkü Fataş'un akşam yemeğine Haşmet ile çıktığını bilmemektedir. Ayrılmaktan vazgeçip bir dedektif tutarak araştırmaya başlar. Dedektif Sami (Ö.Serengil) araştırma yapar ama olayı açıklayabilecek bir ip ucu bulamaz. Sonunda Suat evi terkeder. Bu arada olaya Haşmet'in nişanlısı Sevim'de girmiştir. Suat'ı eve döndürmek için Fatoş'un hamile olduğunu hatta doğum yaptığını söylerler. Suat hemen eve döner ve Fatoş'u da affeder. Fakat işler iyice karışır. Dedektif Sami olayları birbirine karıştırınca komik olaylar ortaya çıkar. Bur-çak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”

ESİR KUŞ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Ümit Utku (Kerime Nadir’in aynı isimli romanından.)
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Göksel Arsoy, Nebahat Çehre, Aysel Tanju, Samim Meriç, Suphi Kaner, Suna Pekuysal, Ahmet Tarık Tekçe, Gülen Kıpçak, Hüseyin Baradan, Atıf Kaptan, Nec-det Tosun, Kenan Pars

Konu: Bir tekstil mühendisi ile bir desinatör kızın aşk ve macera öyküsü.

ERKEKLİK ÖLDÜ MÜ ATIF BEY “*” (1962)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran, Mehmet Dinler
Görüntü Yönetmeni:Kenan Kurt
Müzik:Metin Bükey
Yapım:Kemal Film / Osman F. Seden



Şarkılar: Sevim Tarıürek-Şen Kardeşler, Sanat Yönetmeni: Saim Nahit Bilge


Oyuncular: Orhan Günşlray, Fatma Girik, Ahmet Tank Tekçe, Aysel Tanju, Sadettin Erbil, Kani Kıpçak, Rengin Arda, Necdet ,Tosun, Nubar Terziyan, Mualla Sürer, Orhan Aykanat, Mustafa Dağhan, Ali Seyhan, Hakkı Haktan, Faik Coşkun. Yüksel Tanık, Hasan Nurdan, Ayşe Dolar. Nezihe GülerTaliha Saltı, Mehmet Ali Akpınar, Reşit Çıldam, Hüseyin Güler, Haydar Karaer, Niyazi Er. Gülten Ceylan, Eşref Vural, Sadi Mutlu (Çocuk Oyuncu),


Konu: Kumar yüzünden hapse giren Orhan (O.Günşiray) çıktıktan sonra küçük bir semtte kahvehane açar, O tövbekar olmuştur ama eski arkadaşları Feyyaz (S,Erbil) ve Jale (A.Tanju) onu yeniden kumara döndürmeye çalışırlar. Aynı semtte Lüpçü Atıf (A.T.Tekçe) adında bir kabadayı vardır, Atıf, semtteki bütün eğlence yerlerin ve kahvehanelerin sahibidir. Kendisine rakip istemez. Orhan ise Atıf'ın hemşire kız kardeşi Fatma (F.Girik) ile ilgilenmektedir. Atıf bunu duyunca kavgalar başlar, Orhan'ı yıldırmak için her şeyi yapar ama bütün semtli onu korur

__________________________________________

“*” 1961 de Atıf Yılmaz “Allah Cezanı Versin Osman Bey” filmini çekince, Osman F. Seden de 1962 yılında yapımcılığını üstlenerek, Mehmet Dinler’e Bu filmi çektirdi. Bir kabadayının öyküsünün anlatıldığı filmin yönetmeni Dinler, olayı gülerek şöyle anlatıyor. Atıf Yılmaz, “Allah Cezanı Versin Osman Bey” diye bir film yapınca, biz de yeni filmin adını “Erkeklik Öldü mü Atıf Bey” koyduk. Hatta biz daha ağır isimler filan düşündük. Daha sert karşı isimler istedik ama  /Osman izin vermedi, hafifletti Atıf Yılmaz bu filmi yaparken direk Osman'ı hedef almamıştı, tesa-düfen olmuştu. Senaryonun ismi öyleydi. Biz-de de zaten prodüksiyon olarak yeni bir şey yapılıyordu, gırgır olsun diye filmin ismini öyle koyduk. Herhangi bir kırgınlık, ciddi bir atış-ma olmadı aramızda." (kyn: Gülşah Nezaket Maraşlı, “Türk Sinemasında Düet” syf: 165)

ELALEM NE DER (1962)

Yönetmen: Orhon Murat Arıburnu
Senaryo: Hidayet Pelit
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Orhon Film / Orhan Murat Aıburnu


Oyuncular: Yıldırım Gencer, Muzaffer Nebioğlu, Hayri Caner, Senih Orkan, Ayfer Koray, Nuray Uslu, Talat Gözbak, Orhan M. Arıburnu, Osman Türkoğlu


Konu: Uzun bir ayrılıktan sonra birbirlerine kavuşan aşıkların öyküsü

EKMEK PARASI (1962)


Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Erdoğan Tokatlı, Safa Önal
Foto Direktörü: Memduh Yükman
Yapım: Melek Film / Şahan Haki


Oyuncular: Suphi kaner, Parla Şenol, Serpil Gül, Hulusi Kentmen, Osman Alyanak, Nubar Terziyan, Mualla Sürer, İsmail Dümbüllü


Konu: Hiçbir baltaya sap olamayan serseri ruhlu bir adamın kanatları altında büyüyen çocuğun dramı.

DİLBERLER YUVASI (1962)

Yönetmen: Dr. Arşavir Alyanak
Senaryo: Afif Yesari “*”
Foto Direktörü: Memduh Yükman
Müzik: Yılmaz Duru
Yapımcı:Melek Film / Şahan Haki


Oyuncular: Kenan Pars, Leyla Sayar, Yılmaz Duru, Serpil Gül, Suphi Kaner, Ulvi Uraz, Ayfer Koray, Sevim Emre, Necdet Tosun, Ece Han, Handan Adalı, Ersun Kazançel, Tamara Şen,


Konu: Zengin bir adamın gizlice köşküne giren kızların, köşkün sahibi ile olan öyküsü.

_________________________________

“*”Aldo De Benedetti (1892-1970) ile Jean Boyer’in (1901-1956) 1954’de ortaklaşa yazdıkları ve Jean Boyer’in yönetmenliğini yaptığı “J’avais Sept Filles”, isimli fimden uyarlama. Başlıca rolleri; Maurice Chevalier (1888-1972), Delia Scala 1929-2004) , Colette Ripert (1930)

10 Ekim 2015 Cumartesi

DİKMEN YILDIZI (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Asaf Tengiz (Aka Gündüz’ün aynı isimli romanndan)
Kamera: Hayrettin Işık
Yapım: Nil Film / Seyit Borteçin


Oyuncular: Türkan Şoray, Önder Somer, Salih Tozan, Mümtaz Ener, Ömer San


 Bir karış karı, keskin ayazı tenha sokaklar ile berrak bir kış sabahı. Böyle günlerde Ankara, dünyanın en güzel şehri olur en meşhur şehri olduğu gibi. Girintili, çıkıntılı mesafelerde tek tük, varlıklar kıpırdıyor. Eşeğine o bitmez tükenmez lahanalardan iki küfe yükletmiş ve sağrısına bir hindi sarkıt-mış bahçeci, pazara geliyor. Burnu, kulakları kıpkırmızı bir polis, "Karaoğlan" köşesinde, eldivensiz ellerini hohluyor. (Kitabın İçinden)


" Romanda; gizli görev verilen Tayyareci Yüzbaşı Murat'ın ölüm haberi yayınlanır. Nişanlısı 'Yıldız, akli dengesini kaybeder. Nişanlısını ve iki çocuklarından birini kayın-pederinin öldürttüğünü sanmaktadır. Kucaağında canının kurtarmaya çalıştığı ikizlerinden diğeri dediği bir taş bebekle dolaşır. Bir süre hava değişimi için Anadolu'ya giden, bunun sonucu olarak saplantısından kurtulan Yıldız artık nişanlısının şehit olduğunu düşünmektedir; Anadolu kadınının çileli yaşamını görmesi tamamen iyileşmesini sağlar. Bu arada Kurtuluş Savaşı sonuçlanmıştır. İzmir'de Başkumandan tarafından kabul edilirler. Mustafa Kemal'in onlara bir sürprizi vardır: şehit olduğu sanılan artık binbaşı olmuş Murat'tır bu sürpriz.


Tengiz'in filmi de aynı yolu izler, görevi gizlenen nişanlıının ölüm haberi, geçirilen şok sonucu yitirilen akli denge, evlenmeden edinildiği ileri sürülen bebek, mutlu sona ulaşırken, romanda ki Başkomutan motififilmde yer almaz. Kurrtuluş Savaşı fonunda geçen fakat savaşın yer almadığı roman/film, cephe gerisinde yaşanan, öldüğü sanılarak şoka girilen sonra şehit olduğu kabul edilen nişanlıya duyulan aşk, meşak-katli Anadolu kadınının yaşamın gerçekleri karşısında ki dayanıklılığı, uzakta sürüp gi-den savaşın gerisindeki olaylardır. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye”