Powered By Blogger

22 Ocak 2016 Cuma

SEHER VAKTİ (1966)

Yönetmen: Mehmet Bozkuş
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Çetin Gürtop
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Işık Şefi: Şevket Yılmaz, (Ender Işık Servisi), Operatör Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Reji Asistanları: Şeref Gedik, Hüseyin Karaoğlu, Jenerik: Refik Onubil, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnci, Negatif Montaj: Ender Teker, Senkron: Mustafa Kent, Celâl Köse, Negatif Montaj: Ender Teker, Dublaj: Sacide Toroğlu, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, (Lale Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Ajda Pekkan, Neriman Köksal, Nubar Terziyan, Tevhit Bilge, Süha Doğan, Kudret Karadağ, Necdet Tosun, Faik Coşkun, Kudret Şandra, Tevfik Soyurgal,


Konu: Köyden gelen bir türkücüye aşık olan kentli bir kızın aşklar

SARI GÜL (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Kamera: Şevket Kıymaz
Yapım: Cen-Av Film/ Hüseyin Cendere, Suzan Avcı


Oyuncular: Selda Alkor, Tanju Gürsu, Suzan Avcı, Baki Tamer, Suha Doğa

PEMBE KADIN (1966)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo Sefa Önal
Müzik: Nüvit Kodallı
Foto Direktörü Gani Turanlı
Yapım : Ran Film / Kâmran Yüce, Şükran Güngör


Eser Hidayet Sayın, Prodüksiyon Amiri: Melih Altınışık, Rejisör Asistanı: Zeki Öktem, Işık: Erol Batıbeki, Set Amiri: Cevat Alkan, Kamera Asistanı: Ahmet Erhan, Seslendiren: Hüsamrettin Tursan, Senkron: Zeki Sivas, Montaj: İlya Pençoğlu, Laboratuar: Sabahattin Hoşses, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Yıldız Kenter, Ekrem Bora, Sema Özcan, Bülent Koral, Sami Ayanoğlu, Güler Kıpçak, Şükran Güngör, Erol Günaydın, Demircan Türkdoğan, Candan İsen, Demircan Türkdoğan, Muzaffer Nebioğlu,


Konu: Para kazanmak için köyden kente giden kocasını yıllarca bekleyen ve sevgilisinden ayrılmak istemeyen kızını köy meydanında vuran Pembe Kadının dramatik öyküsü.

ÖRÜMCEK ADAM (1966)

(TÜRK JAMES BOND’U x33)
Senaryo ve Yönetmen: Cevat Okçugil
Foto Direktörü: Necat Okçugil
Yapım: Seher Film /  Mehmet Çaydamar


Oyuncular: Yılmaz Gündüz, Neriman Köksal, Baki Tamer, Faruk Panter, Talat Gözbak, Tevhit Bilge, Kudret Karadağ, Orhan Alkan, Vasıf Okçugil


Konu: Polise ve bağımlı olduğu şebekeye ikili oynayan örümcek adamın macerası 


► Levent Cantek: Türk sinemasında çoğunluğu İtalyan kökenli olan birçok çizgi romanın uyarlaması yapılmıştır. Trash, pulp, B-movie ya da son yıllardaki yaygın adıyla “Fantastik Türk sineması”nın sıklıkla başvurduğu kaynaklardan biridir çizgi romanlar


Türk sinemasında çoğunluğu İtalyan kökenli olan birçok çizgi romanın uyarlaması yapılmıştır. Trash, pulp, B-movie ya da son yıllardaki yaygın adıyla “Fantastik Türk sinemasının sıklıkla başvurduğu kaynaklardan biridir çizgi romanlar. Bugün, önemli bir ilgi bulan, yarı eğlencelik ve hatta sarkastik bir tavırla izlenen – koleksiyon değeri taşıyan tür, 1966 yılından başlayarak altı-yedi yıl, yoğun bir üretim dönemi yaşamıştır. Yine bu dönemde üretilmiş, 1966-67 sezonunda gösterime çıkmış Örümcek Adam adlı bir filmden söz edeceğim. Filmin kopyası bulunamadığı için, film hakkında fazla bir bilgi yok elimizde. Aynı dönem yayımlanan bir sinemamagazin dergisinden alınmış tek bir resim karesi gördüm – ki aynı resim Giovanni Scognamillo ile Metin Demirhan-’ın birlikte hazırladıkları “Fantastik Türk Sineması” kitabında kullanıldı. Resimde görülen Örümcek Adam’ın kostümü, bilinen Marvel Comics’in Örümcek Adam-Spiderman’in kostümüne benzemiyordu. “Yanlış” –ya da bilerek farklı- yorumlanmış bir Örümcek Adam olup olmadığını merak ettim. Filmin konusu hakkında Agah Özgüç, ünlü film sözlüğünde kısaca şunları yazmış:


 “Polise ve bağımlı olduğu şebekeye ikili oynayan Örümcek Adam’ın macerası”. Konu olarak da benzemediği böylelikle ortaya çıkıyordu. Aynı Özgüç, 1966 yılında, Akşam Gazetesi’nde yazdığı bir eleştirisinde, filmin yönetmeni Cevat Okçugil’in “korku, dehşet dolu, ‘geceleri okunmaz’ romanlardan, ‘geceleri seyredilmez’ filmler çıkartan” bir yönetmen olduğunu belirtmiş. Hatta, Türk sinemasına “iskelet adamları, jartiyerli kadınları, yarasaları, örümcekleri” onun getir-diğini ekleyerek, yarattığı dalgaya “Ustura Filmler” adını vermiş. Bu, film hakkında bir farklılık olduğuna dair şüphelerimi daha da artırdı. Cevat ve kardeşi Nejat Okçugil, türün ilk filmlerinin üreticileri. Yapımcı, yönetmen, senarist ya da yardımcı yönetmen, vs. mutlaka bu filmlerin içerisinde yer alıyorlar. Her ikisi de altmışlı yılların başında Amerikanın önemli televizyon kuruluşlarında eğitim alıp çalışmışlar – Yetmişli yılların ortasında da yeniden Amerika’ya dönüp temelli olarak oraya yerleşmişler. Film ile ilgili olarak Okçugil Kardeşleri aradığımda, butürden bilgilerle karşılaşınca, doğrusu üzülmüştüm. Bahsi geçen Örümcek Adam filminin konusu ve temel aldığı ya da esinlendiği kaynak hakkında doğrudan bilgi alabilme imkanım kalmamıştı. İlk olarak Marvel’in Örümcek Adam’ının bu filme kaynaklık edebileceğini düşündüm. Kostüm ve konu benzemese de esinlenme mümkün olabilirdi. Örümcek Adam, ilk kez 1962 yılında yayımlanmaya başlar, bir başka ifadeyle Okçugil kardeşler Amerika’da eğitimlerini sürdürdükleri sırada. Aynı ürünlerin Altmışlı yıllarda özellikle Beyoğlu’ndaki kitapçılarda satıldığını da belirtelim. Esinlenme için, Türkçe bir yayın ise o dönem yoktur (Örümcek Adam, başlangıcından ancak yirmi yıl sonra, önce gazetelerde bant, sonra da bilinen dizisiyle albüm-dergi olarak görülecektir). Ancak Okçugil kardeşlerin ilgileri -ve İngilizce bilmeleri- nedeniyle bu Örümcek Adam’dan haberdar olmaları yüksek bir ihtimaldir. Öte yandan, Örümcek Adam’ı film olarak seyrettikleri farz edilemez. Çünkü, böyle bir fim de o tarihlerde yoktur. PBS, 1971-76 yılları arasında 30’ar dakikalık bir televizyon dizisi, CBS, 1978-79’da 60’ar dakikalık 12 televizyon filmi hazırlamış (Bu seriden kimi bölümler, Seksenli yıllarda sinemalarda gösterime girmişti). Hasılı kelam, Örümcek Adam’ı konu alan film, 1966 tarihine göre henüz çevrilmemiştir. Geriye sinema alanından iki mecra daha kalıyordu. İlki olan Amerikan yapımı seriyallerin üretimi ellilerde bitmişti; Türkiye’de film üretimi göre-ce az olduğu için kopyaların halen gösterimde olduğu düşünülebilir. Ancak 1965 tarihinden itibaren üretilen film sayısında patlama olmuş, yaz aylarında yapılan ikinci gösterimler bile – birinci vizyon filmlerin çokluğu nedeniyle sınırlanmıştır.
 

ÖLMEYEN AŞK (1966)

Yönetmen: Metin Erksan
Senaryo Sadık Şendil Emily Bronte’nin “Uğultulu Tepeler” isimli romanından uyarlama.
Foto Direktörü: Kriton İlyadis
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez


Laboratuvar: Hilmi Başcan, Laborantlar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Kamera Asistanları: Abdullah Güren, Şükrü Rona, Tosun Bayrı, Şükrü Rona, Abdullah Gürek, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Işıklar: Hüseyin Özşahin, Himmet Tokgöz, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Asistanı: İlia İliadis, Set Amiri: Yılmaz Kanat, Set Elemanları: Halis Özer, Gürcan Ateş, Gültekin Ateş, Prodüksiyon Amiri:: Vecdi Benderli, Reji Asistanı: Funda Öktem, Montaj ve Senkron: Turgut İnangiray, (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Kartal Tibet (Ali), Nilüfer Koçyiğit (Yıldız), Tanju Gürsu (Ethem), Pervin Par (Mine), Önder Somer (Lütfü), Suzan Avcı, Nevin Nuray (Ethem’in karısı), Danyal Topa-tan (Yusuf Dayı), Güzin Özipek (Yadigar Kalfa), Hakkı Kıvanç (Kumarbaz), Talia Saltı, Nermin Özses, Mehmet Büyükgüngör


Konu: Milyoner olup döndükten sonra, yıllar önceki ezilmişliğinin kompleksiyle, çevresine korku ve ölüm saçan, sevdiği kadından acımasızca intikam alan hastalıklı bir kişiliğin öyküsü

 "Film, beyazlar giyinmiş bir kadının deniz kenarına bir erkek tarafından sürüklenerek getirilip zorla ayağa kaldırılmak istenmesini gösteren fotoğraf kareleriyle başlar. Ardından bir genç kız ve iki adam lüks bir arabayla büyük bir evin önüne gelirler ve evin önündeki yaşlı kadına sarılırlar. Bu sahneden evin reisinin öldüğünü anlarız. Evin oğlu Ethem her zaman kendisi kadar sevilen ve evin bir ferdi olarak kabul edilen yanaşma Ali'yi evden kovar. Evin kızı Yıldız ile Ali birbirlerine aşıktır. Ali, babasının kulübesinde yaşamaya başlar, Yıldız'a "Eğer beni seviyorsan bu kulübede benimle birlikte yaşarsın" der. Yıldız, Ali'nin delilik derecesine varan aşkından şüphe duymasına kırılmıştır, bu yüzden "Ne diye burada yaşayayım?" diyerek teklifi reddeder. Ali, Yıldız'ın gelip onunla bu fakir kulübede yaşamamasından ıstırap duyar ve birbirlerini hırpalayacak sözler sarf ederler. Yıldız, aile dostları olan Lütfü'nün evlenme teklifini, bir hırs, bir gurur uğruna kabul eder ama, nikahın kıyılacağı ana kadar Ali'nin gelip onu alacağından da emindir. Ali de aynı duygular içindedir, Yıldız'ın bu evliliğe asla 'Evet' demeyeceğini, koşarak bu fakir kulübeye geleceğine inanmaktadır. Her ikisi de inadından vazgeçmediği için bu istenmeyen evliliğe engel olamazlar. Ali yıkılmıştır. Çiftliği bırakır ve "Tekrar geleceğim" diyerek kaçarcasına oradan uzaklaşır. Yıllar sonra Ali, bıyıkIı, fötr şapkalı, ağzında sigarasıyla lüks Plymouth'unun önünde yürüyerek fakir kulübesine döner.


Milyoner olarak geri döndükten sonra sevdiği kadından acımasızca intikam alır. Yıldız'ı hasta yatağından son nefesini vermek üzereyken, "Ölmeyeceksin, yürü" diyerek sürükleyerek birbirlerine aşık oldukları günlerde dolaştıkları tepeye götürür. Yıldız, "Ne olur beni sevdiğini söyle" dedikçe Ali, "Hayır senden nefret ediyorum" der. Yıldız sonnefesini, filmin jeneriğinde görülen fotoğraflardaki gibi verir. Ali ölmüş kadını ayağa kaldırmaya çalışırken, bir yandan da "Senden nefret ediyorum" diyerek ağlar. “Metin Erksan Sineması, “Birsen Altıner, syf, 77”


ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK (1966)

Yönetmen: Cevat Okçugil
Senaryo: Temel Tezol
Kamera: Yılmaz Öke
Yapım: Yıldız Film / Cevat Okçugil


Oyuncular: Yılmaz Gündüz, Sevim Çağlayan, Nurlan San


Konu: Bir gizli polisle, beyaz kadın ticareti yapan bir çetenin öyküsü

ÖLMEK Mİ YAŞAMAK MI (1966)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Yapım Sorumlusu: Memduh Karakaş, Yönetmen Yardımcısı: Hüseyin karaoğlu, Müzik Necip Sarıcıoğlu, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Mehmet Çakar, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu


Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Hülya), Yusuf Sezgin (Yusuf), Önder Somer (Ekrem), Meral Sayın (Cemil), Necdet Tosun (Arif), Ersun Kazançel (Kavruk), Mine Soley (Mine), Faik Coşkun (Faik), Hüseyin Salıcı (Rıza), Nusret Camgöz (İsmail), Mustafa Dağhan (Emniyet Müdürü), Mehmet Büyükgüngör (Bekçi), Mahmuer Handan (Hülya’nın annesi), Nermin Özses (Hizmetçi), Nusret Ersöz (Serdar Gökhan)

Konu: Hülya Açıkalın.. İzmirli. Ekrem’in söyle-miyle ‘kötülüğü, aklının ve kalbinin almadığı tertemiz bir dünyası var’. 1982’de ‘Güzel Sanatlar Fakültesi’ adını alacak olan ‘Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu’nu (hangi bölümde olduğunu öğrenemiyoruz) gelecek yıl bitiri-yor. ‘Çemberlitaş Kız Talebe Yurdu’nun en güzel kızı. Bir süredir, ‘sevimli ve tembel bir ağustos böceğisin’ dediği Yusuf’la duygu-sal ilişki içinde. Delikanlı, deniz kıyısındaki o güzel lokantada bira içerlerken “Aşkımızın şerefine.


Yusuf Berkan.. ‘Polisin tahkikatına göre anasız, babasız, fakir ve işsizin biri.’ Ama, başlangıçta, onu hep varsıl izlenimi uyandıran davranışlar içinde görüyoruz. Hilton Oteli gibi yerlerden ‘izinsiz’ aldığı arabaları (“Bu tip arabaların yedek parçası zor bulunuyor.. Bir de hırsızlama mal, derdini çekmeye değmez” diye nazlanarak fiyat düşüren) Rıza’ya satıyor. Bir başka ‘gelir kaynağı’ da genellikle ‘yatak odasında konuk olduğu’ sarışın bomba Mine’nin cüzdanı. Hülya’ya “Seninle bütün bir ömür yalansız, kötülüksüz yaşamak istiyorum” demişti. Bunu sağlamak için de, kendisi gibi para sıkıntısı içindeki arkadaşları Cemil ve Ferit’le (ilerde bin pişman olacağı) ‘son bir iş’ çeviriyor. Oysa, bunlara hiç gerek yoktu. Filmin ikinci yarısın-da, onu, çok başarılı bir oto tamircisi ve daha mutlu olarak göreceğiz.


Hülya’nın İzmir’e gittiği gün soygunda Cemil ağır yaralanır. ‘Cezam hafifler’ umudu ile Komiser Ekrem’e arkadaşları hakkında bilgi veriyor ama 3-5 dakika ömrünün kaldığını ne bilsin ; “Birinin adı Yusuf öbürünün Ferit.. Ferit Zengin. Yusuf’un kimsesi yoktu.. Şey.. vardı.. Üniversiteli bir kız vardı.

Çemberlitaş Talebe.. Yusuf araba.. araba çalardı. Soygundan sonra oto tamircisi olacaktı..”

Ekrem, Emniyet Müdürü’ne şunları söylüyor ; “..O talebe yurdunda İzmirli tek bir kız varmış efendim. Adı da Hülya. Adresini aldım.” Cemil, Yusuf’un kız arkadaşının İzmirli olduğundan hiç söz etmemişti ama olsun.
Yusuf ile Ferit, bir ay sonra gece yarısı Kasımpaşa İskelesi’nde buluşmak üzere ayrılırlar. Kahramanımız bu sürede adını Ali olarak değiştirip Arif Usta’nın tamirhanesinde çalışmaya başlar. O kadar çok sevilir ki mahalleli ona Ak Ali diyor.


Ekrem, İzmir’de Hülya’yı bulur. İstanbul’a gelip, Yusuf’u bulana dek tüm tamircileri dolaşırlar. (Murat Çelenligil – sinematürk veri tabanı)

 

ÖLÜM YOLCULARI (1966)

Yönetmen: Nazmi Özer
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Nedim Akanlar
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Tunç Okan, Figen Say, Yılmaz Köksal, Engin İnal, Kuzey Vargın, Nuran Aksoy, Necdet Çağlar


Konu: Birbirleriyle çatışan pavyoncuların öyküsü

ÖLÜM YAKLAŞIYOR (1966)

Yönetmen: Hicri Akbaşlı
Senaryo: Veli Akbaşlı
Kamera: Mengü Yeğin
Yapım: Altın Film/Uğur Terzioğlu


Oyuncular: Fikret Hakan, Sibel Göksel, Suzan Avcı, Süleyman Turan


Konu: Sevmediği bir erkekle evlenmek istemediği için evden kaçan bir genç kızın öyküsü.

ÖLÜM TARLASI “ÖLÜM KORKUSU” (1966)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Yaşar Kemal
Kamera: Gani Turanlı
Yapım: Ran Film


Oyuncular: Fikret Hakan, Suna Keskin, Erol Günaydın, Lale Belkıs, Pekcan Koşar, İhsan Yüce, Şükran Güngör, Kamuran Yüce, Baki Tamer, Gülen Kıpçak, Hakkı Haktan, Muadelet Tibet, Yusuf Çağatay


Konu: Güneydoğu illerindeki sınır kaçakçılığını konu alan bir film. Kaçakçılık yapan iki aile arasındaki çıkar çatışmaları konu edilmekte.


Ödüller:


 5. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (25 Mayıs – 5 Haziran 1968)


► En Başarılı 3. Film 

► Gani Turanlı “ En başarılı kameraman” 
► Fikret Hakan “ En başarılı Erkek oyuncu

Jüri Üyeleri: Nevzat Pesen, Tarık Buğra, Mahir Canova, Julien Jenger, Muhtar Körükçü, Kaya Çakmakçı, Tahir Kutsi Makal, Ayşe Kervancıoğlu, Selçuk Altan, Kamuran Kıratlı, Alaeddin Perveroğlu, Nüzhet Birsel, Muzaffer Tema, Natuk Baytan, Suna Kan, Orhan Erinç

 

ÖLÜM BUSESİ (1966)

Senaryo ve Yönetmen:Semih Evin
Kamera: Fethi Mürenler
Yapım: Roket Film / Semih Evin


Oyuncular: Eşref Kolçak, Tijen Par, Neriman Köksal,

ODUNCUNUN ÇOCUKLARI (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Nuran Şener
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım: Kürşad Film / Burhan Şener


Oyuncular: Üstün Asutay, Kadir Taymaz, Sadi Mutlu, Şule Erhal, Tamer Erhal, Ülkü Akbaba, Oya Başar 


Konu: Bir krallıkta geçen, çocuk güldürüsü

O KADIN (1966)

Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo: Osman F. Seden, (Alexandre Bisson’un “La Femmex” isimli oyunundan)
Kamera: Necati İltaç
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Ses: Tuncer Aydınoğlu; Montaj-Senkron: Arif Özalp, Taner Oğuz; Negatif Montaj: Ali Berkan; Müzik: Fecri Ebcioğlu, Işık Şefi: İlhan Aslım; Dekor: Saim N. Bilge; Set Amiri: Hasan Nurdan; Reji Asist.: Gültekin Karakaya; Kamera Asist.: Özer Korkmazlar; Ar Direktör: Yüksel Tanık; Prod. Amiri: Adnan İrkut; (Kemal Film Platosu'nda Çekilmiş, Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmıştır).


Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Ayşe), Müşfik Kenter (Kemal), Salih Güney (Salih), Muzaffer Tema (Muzaffer), Gülsün Kamu, Bedia Muvahhit, Saadettin Erbil, Nubar Terziyan, Hüseyin Peyda, Mümtaz Ener, Mürüvvet Sim, Faik Coşkun, Kaya Volkan, Nezihe Güler, Muammer Gözalan, Zeki Tüney


Konu: Avukat Kemal (Müşfik Kenter) cinyet işler. Cinayetin Fotoğraflarını çekmiş olan akrabaları Muzaffer (Muzaffer Tema). İse Ayşe’yi (H. Koçyiğit) çon sevdiğini, kocasını terk ederek kendisine gelmesini, yoksa fotoğrafları polise vereceğini söyler. Çaresiz kalan Ayşe bunu kabul eder. Yıllar sonra oğlu Salih büyür, o da babası gibi avukat olmuş, babasının öldürdüğü adamın kızı olan Filiz ile nişanlanmıştır. Bunu bilen Kemal, karşı karşı çıkar oğlunu piyasada iş vermemekle Filiz gibi fakir bırakmakla tehdit eder. Bu arada Muzaffer, yaşlanmış olan ve pavyonlarda yaşayan Ayşe'yi cinayetin fotoğraflarıyla tekrar tehdit eder. Onu alıp İstanbul'a götürür. Hem Kemal’den hem de Salih'ten para ister. Buna dayanamayan Ayşe, Muzaffer’i öldürür. Müdafasını Salih üstlenir. Kemal buna da engel olmak ister, oğlunu nişanlısından ayırır. Sonunda Salih, Ayşe’nin annesi olduğunu öğrenir. Müdafadan vazgeçmez. Kemal mahkemede her şeyi itiraf eder. Filiz ile Salih evlenir, Ayşe ile Kemal yenien birbirlerine kavuşurlar.

 

NUH’UN GEMİSİ (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Duygu Sağıroğlu
Kamera: Cengiz Tacer
Yapım: Efes Film / Mualla Özbek


Oyuncular: Fikret Hakan, Nilüfer Aydan, Erol Taş, Semiramis Pekkan, Aydemir Akbaş, Tuncer Necmioğlu, Erol Keskin, Erol Günaydın, Buket Sokul


Konu: Şımarık ve zengin bir kızla fakir bir kız arasında bocalayan bir gencin öyküsü.

NiKAHSIZLAR (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç
Kamera: Nedim Akanlar, Cahit Engin
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Yusuf Sezgin, Selma Güneri, Aliye Rona, Tuncel Kurtiz, İlhan Hemşeri, Handan Adalı, Faik Coşkun, Haydar Karaer, Sabahat Işık, Yaşar Şener, Faruk Panter


Konu: Randevu evine düşen sevgilisinin alnındaki kötü lekeyi silmek için savaş veren bir gencin öyküsü