Powered By Blogger

3 Ocak 2018 Çarşamba

ARTIK SEVMEYECEĞİM (1968)

Yönetmen: Muzaffer Arslan
Senaryo: Muzaffer Arslan, Burhan Bolan 
Diyalog: Bülent Oran
Kamera Necati İltaç
Yapım: Sine Film Muzaffer Aslan

Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, Set Amiri: Avni Turan, Kamera Asistanı: Kâzım Çakırman, Reji Asistanı: Nurettin İrişen, Işık Direktörü: Kenan Yılmaz, Müzik: Metin Bükey, Sesleri Alan Tuncer Aydınoğlu, Montraj: Özdemir Arıtan, Teknik Elemanlar (Acar Film): Necati Karakaş, Arif  Özalp, Tanaş Petredis, Taner Oğuz, Osman Bilen, Adnan Açıkalın, Kâmil İpeker, Hüseyin Demirayak, Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu, Acar Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.

Oyuncular: Türkan Şoray (Nesrin/Leyla), Cüneyt Arkın (Kemal), Önder Somer (Cahit), Münir Özkul (Ahmet), Ömercik (Ömer Dönmez), Muammer Gözalan (doktor), Fatma Bi lgen, Kayhan Yıldızoğlu (Doktor), Selahattin İçsel (ağır ceza üyesi), Sema Yaprak, Faize Akpınar, Çocuk Yıldız: Ömercik (Cem) “Ömer Dönmez”, Şarkıları Okuyan: Belkıs Yazar “Özener”

Konu: Leyla; “Mutlu  labilmeniz için her şeyi yapmaya hazırım. Bana birazcık  itimat edin. Başkaları gibi değilim ben.” ‘Herkesin hayran olduğu besteci’ Kemal Alpay. Yakışıklı, iyi kalpli. Piyanosunun  başındayken dünyayı unutuyor. Ama işler düşündüğü kadar yolunda değil. Karısı Nesrin mutsuz. O güzel şarkıların kendisi için yapılmış olmasının bile önemi yok. “Varlığımı fark edebilmen için top atmam gerekecek.” İyilik yerine heyecan, durgun bir hayat yerine macera peşinde. ‘Yalnız kendisinin hayran olduğu’ Cahit’le Almanya’ya kaçmak üzere. ‘Sevmediği bir erkekten taptığı bir  erkeğe  gidiyor’. ‘Un Homme et Une Femme’ (1966) filminde yer alan ‘Pl us Fort Que Nous’ (Francis Lai) melodisinin olduğu sahnede kocasını yanına yaklaştırmaz bile. Başı ağrıdığı için erken yatacakmış. 


“Çalışmana engel olmam hiç olmazsa.” Tam da o gün, elinde bavul, ikiz kardeşi Leyla gelir. Görünüşleri aynı kişilikleri çok farklı. Yıllar önce ikisi de Kemal’i sevmiş. Ama Nesrin’in aşkı  ilinde, kardeşininki ise kalbine gömülü. Onlar evlenirken Leyla Anadolu’da bir öğretmenlik alıp oralardan uzaklaşır. Bunca zaman sonra geri döndüğünde Nesrin evini terk etmek üzereydi. ‘İyi düşün, pişman olursun’ gibi sözleri dinleyecek durumda değil; “Pişman olduğum tek şey Kemal’i senin elinden almış olmak. Aslında tam birbiriniz için yaratılmışsınız.” Alyansını ona veriyor. Havaalanı yolundaki patlamalı  kazadan yalnızca Leyla kurtulur. ‘Dead Ringer’ (1964) için yapılan ‘Main Title’ (André Previn) melodisi ile yardıma yetişen kişilerden biri Ali Demir. Yere düşen yüzüğü genç kızın parmağına takıyor. “You’re not Margaret” (1964) (Previn) ile gergin bir  ekleyişten sonra Cahit Almanya’ya gider. Sevgilisine ‘saatinde havaalanında olmasını’ söylemişti. Bir yıldan önce dönemezmiş. Kemal, Leyla’yı karısı zannediyor. Genç kız, defalarca gerçeği söylemek isteyip başaramamıştı. ‘Karısı’ ona ilk defa bu kadar yakın. Gözlerinde, özlemini duyduğu aşk ve şefkat dolu pırıltıları yakalamış. 


“Bundan sonra bana hep böyle bak olur mu sevgilim.” Sevdiğinin saçları kadar yumuşak, gözleri kadar manalı, sesi kadar aşk dolu bir beste yapmış; ‘Hatıra’ (1968/69) (ErolSayan / Enis Behiç Koryürek). “Sen gözlerimde  bir renk//Kulaklarımda bir ses”. (Filme adını veren eseri daha sonra besteleyecek.) Bir gün, sabırsızlıkla beklediği müjdeyi alır; “Vücudumda son eserini taşıyorum.” Bir oğulları olur; Cem. Ama bu mutluluğu bozan bir şey varKimin gönderdiği belli olmayan çiçekler ve ‘Vivre Pour Vivre’ (1967) filmindeki ‘Theme de Catherine’ (Lai) ile gelen telefonlar. Cahit, Almanya’dan dönmüş Nesrin zannettiği Leyla ile beraber olmak istiyor. Genç kadın karşı çıkınca elindeki mektup ve resimleri kocasına yollayacağını söyler. Onların tartışmasını yanlış yorumlayan Kemal karısını kovuyor. Sonraki kavgada Cahit ölür. Leyla, Ağır Ceza’da ‘425.  addenin 2. fıkrası na bi naen 10 yıl hapi sle cezalandırılır’. “Zaman sanki bir rüzgâr//Ve bir su gibi aksın.” Seneler sonra artık özgür. Ama Kemal evlerinden taşınmış. Galata- Köprüsü’nde bir sanatçı, Gariban Ahmet, cümbüşü ile onların şarkısını çalıyor. Gelip geçenin vereceği parayı  arttırır mı bilinmez, boynunda bir yüzü ‘Kör’ diğer yüzü ‘Sağır’ yazılı bir karton  asılı. Leyla, tüm parasını ona verip kendini sulara atar. Neyse ki Ahmet aynı zamanda iyi bir yüzücüymüş.

 Gariban’ın tek odalı evi. “Burası Topkapı Sarayı değil ama gene de iyidir… İstersen burada kalabilirsin. ‘Evet’ dersen hayatta benim de bir can yoldaşım, bir dertleşecek kimsem olur.” Olumlu yanıt alınca sevincinden sıcak sobayı tutuyor. B i r g ü n ‘ B u S a n a S o n mektubum’ (1968) (Suat Sayın) şarkısını söyleyen Leyla’yı dinler; “Ses değil bülbül çatlatan. İstersen bu sesle paranın sülalesine düğüm atarsın.” Nota dersi almasına karar verirler. Ahmet’in aklına bir bestekâr arkadaşı gelir. ‘Sobaya bile ders verse şarkıcı yaparmış. Tahmin edileceği gibi bu kişi Kemal’dir. ‘Karısını aşığıyla yakalayınca’ şok  geçirmiş. “Sonunda kurtuldu ama kör olarak.” Oğlu Cem ile herkesten uzak yaşıyor. ‘Hiçbir kadına tahammülü yok’. Doktorlar gözleri için açılma olasılığı var demişler. Ameliyatta ölürse oğlu öksüz kalır diye korkuyor. ‘Blue Bolero’ (1965) (Tony Osborne) melodisinin olduğu sahnede Ahmet bunları anlatıyor. 

FİLMİ İZLE

30 Ağustos 2016 Salı

ARKADAŞIMIN AŞKISIN (1968)

(KAN KARDEŞİM)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Yön.Yrd: Erdal Aksü, Kamera Ast: Hüseyin Karındoyuran, Müzik: Hüsnü Özkartal, Şarkılar: Fecri Ebcioğlu, Tek. Yön: Mehmet Bozkuş, Dublaj Yönetmeni: Abdurrahman Palay, Negatif Montaj, Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Prodüksiyon Amiri; Memduh Karakaş,


Oyuncular: İzzet Günay, Filiz Akın, Ekrem Bora, Şaziye Moral, Aynur Aydan, Aynur Karasu, Nevzat Okçugil, Muammer Gözalan, Ömercik (Ömer Dönmez), Hakkı Haktan, Özcan Yiğitmen, Fırat Arıkan


Konu: Ahmet (İzzet Günay), Selma (Filiz Akın) ve Orhan (Ekrem Bora) birlikte büyümüş üç arkadaştır. Zengin Selma ve Orhan’ın aksine köşk uşağının oğlu Ahmet, Orhan’ın ailesince okutulup avukat olmuştur. İyi ama biraz havai olup okuyamamış Orhan’la, Ahmet, Selma’ya aşıktır. Selma’nınsa gönlü Ahmet’tedir. Birgün Orhan Ahmet’e açılınca, genç avukat arkadaşının aşkına engel olmamak için Selma’ya beslediği duyguları saklar. Selma’nın Ahmet için yazdığı sevgi dolu mektup yanlışlıkla eline geçen Orhan, kendine sanıp cesaret alır ve genç kıza açılır. . ."


Ama şaşıran Selma evlenme teklifini reddedince, Orhan yaşama küserek Avrupa’ya yerleşir. Ahmet’se geri dön-mesi için Selma’ya baskı yaparak Orhan’a sevgi dolu bir mektup yazdırır. Mektubu alınca sevinçle geri dönen Orhan’ın uçağı düşer. Ölenler arasında onun da adı vardır. Çok üzülen Ahmet’le Selma, Orhan’ın vasiyetine uyup ev-lenme hazırlığına başlar. Aslında ölmeyen Orhan birden ortaya çıktığında Ahmet Selma’dan ayrılır ve ikisinin evlenerek mutlu olmalarını ister. Bir süre sonra bu evlilik gerçek bir mutluluğa dönüşür. Ta ki Orhan, Selma’ya aslında Ahmet’in yazmış olduğu bir mektubu bulana dek. Şüphenin getirdiği huzursuzluk giderek kavgalara dönüşür ve bunun sonucu balkondan düşüp yaralanan Selma, yine de gidip teslim olan Orhan’dan şikayetçi olmaz. Ahmet ise savunarak kurtardığı Orhan’a, mektubu kendisinin yazdığını, önceden kendisinin de Selma’ya aşık olduğunu ama genç kızın onu seçtiğini açıklar. Orhan, Selma’dan af diler ve başarır. Ahmet içinse; gerçekler başka türlü olsa da bazı anlardafedakarlık aşktan da üstün bir erdemdir…


"Bu, çocuklukları beraber geçmiş üç candan arkadaşın hikâyesidir. Zengin bir ailenin çocuğu olan Orhan, bir dediği iki edilmeden büyüyordu. Babası öldüğü için, annesi üzerine titriyordu. Ne yapsa affediliyor, ne söylese emir gibi dinleni-yordu. Orhan'ın biricik arkadaşı Ahmet de annesiz büyüyordu. Köşkün bahçıvanının oğluydu. Okumayı seven, ilerde iyi bir hayat yaşamaya, muvaffak olmaya kararlı, sessiz bir çocuktu. Yakın bir köşk-te de Selma oturuyordu. Annesiyle babası Selma'nın iyi yetişmesi, eğitilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyorlardı. Orhan, Ahmet ve Selma her çocuk gibi beraber oynayarak, bazen kavga ederek ama birbirlerini yürekten severek büyüdüler.


Kavga ettikleri bir gün, Cavidan Hanım, Orhan'a kızmak üzereyken Ahmet arkadaşını kurtarır "Teyze, o bir şey yapmadı. Oynarken topun üzerine bastım. Dudağım yere çarptı." Kan kardeşi olurlar ve bir daha hiç kavga etmeyeceklerine söz verirler. "Aradan yıllar geçti. Selma, koleji bitirdi. Orhan, Tıp Fakültesi'ne devam edemedi. Bahçıvanın oğlu Ahmet, Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Bütün bu tahsil seneleri içinde birbirlerinden ayrılmadılar. Sevgileri daha da arttı. Lakin bu sevgi, bu üç güzel insanın içinde başka şekle döküldü. Cavidan Hanım’ın desteği ile öğrenimini tamamlayan Ahmet (bunun ezikliğini film boyunca gözleyeceğiz) Üsküdar Adliyesi'ndeki stajından sonra Anadolu'da çalışmak istiyor. Babası, yaşayıp bu günleri görebilseydi keşke. İki arkadaş da Selma'yı severken, genç kızın gönlü (şimdilik) Ahmet'te. Ancak, sevgisini ilk açıklayan Orhan olunca, Ahmet özverili olmak gereğini duyar. Selma'nın yorumu farklı "Borçlusun ona. Ama, bunu, beni Orhan'ın kucağına atmakla mı ödeyeceksin?" İlginçtir, Ahmet genç kıza ne zaman "Ayrılmayacağız" dediyse bir sonraki sahnede ayrıldılar. Ne zaman "Ayrılmalıyız" dediyse de bir araya geldiler. Aşkına karşılık göremeyen Orhan, bir müddet Avrupa'ya gitmeye karar veriyor. Annesi, ayrılığın verdiği üzüntüyle şöyle konuşur:

- Ne var ki? Neden gidiyorsun? Her seven yerini yurdunu mu terk ediyor?
Haftalar sonra, (herhalde buranın Paris olduğunu anlayalım diye) penceresinden Eyfel Kulesi görünen bir otel odası. Brigitte Bardot ve Jeanne Moreau’nun ‘Viva Maria’ filminde söyledikleri ‘On A Chantè La Douceur’ (1965) (Georges Henri Delerue) şarkısını dinlerken Ahmet'e yazdığı mektup ; Paris'e geleli bir buçuk ay oldu. Kalbimde hâlâ değişen Mustafa'nın oğlunu ve kız kardeşini kaçırtmıştır. Fabrikanın gizli bir odasında ağızları bantlanmıştır. Yusuf, Mustafa'yla birlikte fabrikaya gelir. Silahlı çatışmanın bağladığı sırada, iz süren polis fabrikayı sarar. Yıldırım teslim olur ve suçunu itiraf eder, Yusuf’un sayesinde kendini temize çıkaran Mustafa'yı başka bir tehlike beklemektedir. Kan davalısı Yusuf’tan nasıl kurtulacaktır? Namlunun ağzındadır. Mustafa, bundan böyle yalnızca oğlu için yaşayacaktır. Ayşe aralarına girer. "Önce beni öldürün," der. Ve aralarındaki kan davasını dostlukla çözmelerini önerir. Yusuf, yeminini bozar ve kurşunları çıkarıp silahını da barajın sularına fırlatır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı. Yılmaz Atadeniz'Ie Yılmaz Güney de çekim sırasında bazı eklemeler yaparak temel konuyu geliştirdiler. Filmin piyasaya çıkarılan VCD'sinde ise (ikinci yarıda) bazı sahnelerin tekrarları yer almaktadır. (Agah Özgüç)

ANJELİK VE DELİ İBRAHİM

Senaryo ve Yönetmen: Süha Doğan (Anne ve Serge Golon’un bir eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım Fatih Film Müfit İlkiz


Oyuncular :Sevda Ferdağ, Tanju Korel, Güven Erte, Meltem Mete, Ergun Köknar, Murat Düzer, Berna Işıl, Yusuf Sezer

29 Ağustos 2016 Pazartesi

ANA HAKKI ÖDENMEZ (1968)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Foto Direktörü: Cengiz Tacer
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Işık Şefi: İlhan Aslın, Işık Mu-affer Durusoy, Mehmet Köz, İsmail Tünden, Stüdyo Teknik Elemanları: Recai Karataş, Tanaş Petridis, Arif Özalp, Nevzat Dişiaçık, Osman Bilen, Adnan Açıkalın, Kamil İpekar, Hüseyin Demirayak, Sesleri Alan: Can Avşak, Set Amiri: Fikret Güryalçın, İbrahim Baloğlu, Ömer Bubu, Montaj: Taner Oğuz, Prodükiyon Temsilcisi: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Asistanı: Cemil Paskap
(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Fatma Girik (Fatma), Ediz Hun (Orhan), Ahmet Mekin (Fatma’nın abisi), Önder Somer (Mesut), Cahit Irgat (Doktor), Serpil Gül (Mine), Hüseyin Peyda (Komiser İlhami), Parla Şenol, Güzin Özipek (Mama Neriman), Oktar Durukan ()Hilmi’nin adamı), M. Ali Akpınar, Ali Seyhan, Zeki Tüney, Taliha Saltı, Nubar Terziyan Küçük Yıldız: Funda Gürçen (Funda)


Konu: Fatma ve Orhan mutlu bir evliliği olan ve bu evlilikten bir de bebekleri bulunan bir çifttir. Ancak minik bir bebek nadir bir hastalığa yakalanmış ve ameliyat olmak zorundadır. O günün koşullarında ameliyat ancak yurtdışında yapılmakta ve yüklü miktarda para gerekmektedir. Orhan’ın para bulma çabaları sonuç vermemektedir. Öte yandan çalıştığı şirketin sahibinin kızı Orhan’a aşıktır ve babasına Orhan’la evlenme konusunda baskı yapmaktadır. Babası ise evli bir adamın kızının mutluluğu için bile olsa yuvasının yıkılmasına razı değildir. Ancak kızının bu tutkusunun hastalık derecesinde artması sonucu Orhan’a durumu anlatır ve çocuğunun kurtulması için gerekli olan parayı karısından boşayıp kızıyla evlenmesi karşılığında vermeyi teklif eder. Orhan bu teklifi şiddetle reddeder, ancak bu çirkin teklif bu defa bir anne olan Fatma’ya yapılır. Fatma, bir yanda sevdiği adam, diğer yanda ölümle pençeleşen bebeği ile çaresiz bir duruma düşmüştür




 

ALTIN MEZAR (1968)

Senaryo ve Yönetmen: Mümtaz Alpaslan
Görüntü Yönetmeni: Mükremin Şumlu
Yapım: Dost Film / Mümtaz Alpaslan


Oyuncular: Orhan Şensoy, Esen Püsküllü, Ferhan Tansel, Mümtaz Alpaslan, Aynur Akarsu, Baki Tamer, Talat Gözbak


Konu: Bir mezarda unutulmuş defineyi arayan maceracıların öyküsü.

ALTIN AVCILARI (1968)

Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo:Safa Önal
Görüntü Yönetmeni:Rafet Şiriner
Yapım: Pınar Tic. -Türk-Lübnan Ortak Yapımı


Oyuncular: Göksel Arsoy, Samira Ahmed (Lübnanlı Şarkıcı), Negva Fuad, Sadettin Erbil, Atlan Günbay, Mümtaz Alpaslan, Mahmud Said, Hasan Ceylan, Nuran Aksoy, Necma Evad, Adil Adham, Hasan Mattar, Figen Say, Muzaffer Tema, Aynur Akarsu, Kenan Pars,


Konu: Bir Türk ajanıyla altın kaçakçılığı yapan uluslararası bir şebekenin öyküsü


FİLMİ TAM İZLE

ALNIMIN KARA YAZISI (1968)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo:Safa Önal (Peyami Sefa’nın “Server Bedii” takma adıyla yayınladığı aynı isimli romanından)
Görüntü Yönetmeni:Nejat Okçugil
Yapım:Er Film / Berker İnanoğlu


Oyuncular: Sevda Ferdağ (Leyla), Ekrem Bora (Orhan), Turgut Özatay (Ahmet), Vahi Öz (Hamit), Feridun Çölgeçen (Ferit), Mürüvet Sim (hizmetkar), Asım Nipton (Asım usta), Timıçin Caymaz, Faik Coşkun (kahveci Vehbi), Nevzat Okçugil (Fatma)


Konu: Genç ve güzel bir kadın olan Leyla (Sevda Ferdağ) yaşlı ve evli erkeklerle metres hayatı yaşayarak rahat ve lüks bir yaşam sürdürür. Erkekleri baştan çıkartan cilvesi ve yalanlarıyla üç metresini de idare eder. Hamit (Vahi Öz). Ferit (Feridun Çölgeçen) ve Ahmet (Turgut Özatay) evli olmalarına rağmen Leylasız da yapamazlar haftada bir de olsa sırayla onu ziyaret ederler. Bazen günlerini şaşırıp birlikte de Leyla'nın evine gittiklerinde hizmetçinin o anda uydurdu ğu yalanlarla avunurlar.


Leyla bir gün araba tamircisi Orhan 'la (Ekrem Bora) karşılaşınca tüm dünyası değişir. ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar ve Orhan hemen evlenmek ister. Ama Leyla bu aceleci teklife olumlu yanıt vermez biraz zaman ister. Çünkü Orhan'ın gözünde Leyla saf ve iffetli bir genç kızdır. Üstelik Leyla ile arasında sınıf farkı da vardır. Leyla sevmesine karşılık lüks yaşamını da hemencecik terk etmek istemez. Üstelik her birinden para sızdırdığı üç metresi de onun peşindedir. Sonunda Leyla hamile kalarak üç metresine de baba olduklarını söyler. Evli, saygın ve Ama Leyla çocuğun gerçek babası Orhan'la evlenmek ister ve evlenirler. Ahmet genç evlilerin peşini bırakmaz ve Orhan'a, Leyla'nın bir zamanlar metresi olduğunu söyler. Leyla oldukça geç yakaladığı sevgi ve mutluluğu bir anda yitiriverir.çoluk çocuk sahibi olan metresleri hemencecik Leyla'dan uzaklaşırlar. Yalnızca Ahmet çocuğu kabullenir. 



 

27 Ağustos 2016 Cumartesi

ALEVLİ YILLAR (1968)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Yapım: Metin Film / Işık Toraman


Oyuncular: Ekrem Bora (Metin), Sema Özcan (Leyla), Erol Taş (komiser), Ay-demir Akbaş, (Osman), Semra Yıldız (Dansöz Sema), Hüseyin Zan (fedai), Cahit Irgat (Altan), Behçet Nacar (fedai), Ali Demir (Polis), Küçük Yıldız: Tunç Aydınoğlu


Konu: Ev sahibi olmak isterken, tekrar kötü geçmişine dönmesine zorlanan bir genç adamın aşk ve macera öyküsü.

AĞLAYAN BİR ÖMÜR (1968)

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu


Yönetmen Yardımcısı: Rafet Gülerman, Namık karakılıç, Kamera Asistanı: Tosun Bayrı, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Ahmet Ateş, Hikmet Tülek, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Set Amiri: Baykal Kent, Kurgu: Özdemir Arıtan, Yapım Sorumlusu¨Melih Üstüngör,


Oyuncular: Ekrem Bora (Vedat), Sema Özcan (Şermin), Esen Püsküllü (Hülya), Salih Güney (Metin), Sevgi Can, Muammer Gözalan (Dr. Semih), Renan Fosforoğlu (Metin babası), Ayla Çapın, Berna Işıl, Sevgi Can, Müşerref Çapın (Okul Müdürü), Güler Alış, Sedat Demir (Sedat), Zeki Dinçoy, Ufuk Enünlü (Oya), Necabettin Yal (Doktor), Leman Akçatepe (Hülya annesi), Sadi Şener (Hülya babası), Zeki Dinçsoy (Bale hocası), Berna Işıl


Konu: “Önce evlenelim, sonra düşünürüz.” Metin, ‘evliliği henüz düşünmeyen’ Hülya’ya bunları söylüyor. Benzer yaklaşımı ‘Zehirli Hayat’ (1967) ve ‘Korkunç Arzu’ (1966) filmlerinden anımsıyoruz. Delikanlının, tiyatro kursu için düşünceleri; “Burda öğrendiklerinin evlendikten sonra ne faydası olacak? Seni sahneye çıkaracağımı zannediyorsan aldanıyorsun.”… Vedat Termen, ‘Bay Granit’ genç edebiyatçılarımızdanmış. Neredeyse ‘Vivre Pour Vivre’deki (1967) Robert gibi iki aşk arasında kalıyordu. TBMY’de edebiyat öğretmeni hastalanınca orada çalışmaya başlıyor. ‘Özel ve sınıf geçme mecburiyeti olmayan bir okul’. Kendisini sınıfa tanıtan Müdire Hanım’ın göz selamını (zamanlamayı ayarlayamadığı için) karşılıksız bırakır. Anlattıklarından asıl biz yararlanıyoruz. İlk derste “İnsanlar, belki konuşmaya başladıkları gün müziğe de başlamışlardır” demişti. Bir başka gün, ‘i’ sesini çıkarırken ağız, dil, diş ve dudakların durumunu anlatır. Örnek olarak ‘için’ sözcüğünü verince Hülya fırsatı kaçırmaz; “İçin için yanıyor yanıyor bu gönlüm” (1965) (Şekip Ayhan Özışık). Öğrencilerin sorularına verdiği yanıtlar bazen samimi bazen ‘politik’. Çiçeklerden karanfili, mevsim-lerden ilkbaharı seviyor. ‘Milli takımı tutuyor ve öğrencilerin beğendikleri artistleri seviyor’. Söyledikleri bazen farklı yorum-lanabilir. Karısına okuldaki kız öğrencileri anlatırken “Hepsi de güzel şeyler” demişti. Benzer şekilde Hayat Çay Bahçesinde Hülya’ya “Gençsiniz, güzelsiniz. Ya ben de size tutulacak olursam” diyor. Gazinodaki konuşmanın başında ve sonunda duyguları bambaşka; “Keşke genç olsaydım. Bekâr olsaydım. Sana daha önce rastlamış olsaydım… Gene de mesut olamazdık.” Abdurrahman Palay’ın sesiyle Charles Baudelaire’in ‘Elem Çiçekleri’nden ‘Balkon’u okuyor. Hoş bir benzerlik; Baudelaire bu eseri yazdığında Vedat gibi 35 yaşında. Claude Debussy, ‘Le Balcon’u piyano ve solist için bestelemiş (1888); Bu şiir sayesinde seyircilerin bir kısmı ‘Les Fleurs du Mal’i anımsıyor bir kısmı da onunla tanışıyor. Bir başka derste Faruk Nafiz Çamlıbel’in ‘Firari’ şiiri vardı… Adı hiç söylenmiyor ama Cahit Sıtkı Tarancı iki yerde kendini anımsatır. ‘Balkon’un çevi-risiyle ve Vedat’ın yaşı ile… Hülya onu kendisine âşık edeceğini söylediğinde Sevgi Can “İsmin Hülya değil ‘Hayal’ olmalıymış senin” demişti. Gerçekten de Bay Granit, onun ders saatleri dışında sorduklarını “Sınıfta sorun. Arkadaşlarınız da faydalansınlar” diye karşılıksız bırakır. Sırf Vedat’ın ilgilenmesi için kopya bile çekiyor. Nedeni ‘öğretmenine mahcup olmamak(!) içinmiş’. Şoförleri Sedat’ın Karadeniz dansı çok güzeldi. Vedat’la buluştuğu çay bahçesindeki ağaçta bir kalp içinde N ve Ö harfleri var. Bu aşk, hiç olmazsa siyah beyaz bir filmde yaşamaya devam ediyor… Şermin 27 yaşında. Bir kez ‘o menhus’ hastalığın pençesinden ve 3 kez arabalardan canını kurtarır. İlk doktoru Necabettin Yal’ın ‘sükûtunda yaklaşan ölümün sesini duyuyor’. İkinci doktoru Semih Sezgin, sağaltımı için “..Haftada iki gün de elektriğe geleceksiniz” demişti,




 

AĞLA GÖZLERiM (1968)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: Memduh Yükman
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Melek Film/Şahan Haki


Reji Asistanı: Yücel Çakmaklı, Seslendiren: Yorgo İliadis, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati, Akbulut, Ziya ve Metin, Montaj-Senkron: Ali, Rıza Yılmaz, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Ar Direktör: Stavro Yuanidis, Kamera Asistanı: İzzet Akay, Set Ekibi: Kadir Çaklar, Cumali ve Yusuf, Işık Şefi: Kenan Eryılmaz, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, Şarkılar: Suat Sayın, Belkıs Özener, (Erman Film Stüdyosunda Hazır-lanmıştır).


Oyuncular: Türkan Şoray (Leyla/Hicran), Murat Soydan (Murat), Tanju Gürsu (Necmi Tekin), Tunç Oral (Ferit Caner), Hüseyin Baradan (Yusuf Caner), Leman Akçatepe (Necmi’nin annesi), Osman Alyanak (Savcı), Sedat Demir (Uşak Kazım), Necip Tekçe (Nuri), Muammer Gözalan (Necmi’nin Babası), Asım Nipton (Salih Efendi), Mualla Sürer (Hacer), Selahattin İçsel (Hakim), Ali Demir (Hakim), Nermin Özses, Oktay Yavuz, Muzaffer Yenen (Hakim), Sohban Koloğlu (Doktor)


Konu: Üvey babası tarafından yankesici bir kız olarak büyüyen kızın genç bir avukatla olan bir aşk öyküsü.

 

AGORA MEYHANESİ (1968)

Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Görüntü Yönetmeni: Manasi Filmeridis
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen


Oyuncular: Sadri Alışık, Zeynep Aksu, Ülkü Akbaba, Atilla Ergün 


Agora Meyhanesi: Türk müziği'nin en harika şarkılarından biri. Fecri Ebcioglu ve Nilufer'in söylediği versiyonları ünlüdür. Şair Onur Şenli’nin bu güzel şiirinin tam metni aşağıdadır.


Sana bu satırları /Bir sonbahar gecesinin /Felç olmuş köşesinden yazıyorum. Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında /Saatlerdir, boşalan kadehlere Şarkılarını dolduruyorum, /Tabağımdaki her zeytin tanesine Simsiyah bakışlarını koyuyorum /Ve, kaldırıp kadehimi Bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum: /Burası Agora Meyhanesi Burda yaşar aşkların en madarası /Ve en şahanesi Burda saçların her teline /Bir galon içilir Sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir./Burası Agora Meyhanesi Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası. /Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı Boşalan ellerimde /Kahreden bir hafiflik. Bu akşam /Umutlarımı meze yapıp içiyorsam Elimde değil. /Bu da bir nevi namuslu serserilik. Dışarıda hafiften bir yağmur var /Bu gece benim gecem Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği, /Gönlümde bütün dertlerin Hora teptiği gece bu /Camlara vuran her damlada Seni hatırlıyorum /Ve sana susuzluğumu...


Birazdan plaklarda şarkılar susar, / Kadehler boşalır, /Umutlar tükenir Mezeler biter /Biraz sonra Bir mavi ay doğar tepelerden /Bu sarhoş şehrin üstüne, Birazdan bu yağmur da diner. /Sen bak-ma benim böyle delice efkarlandığıma, Mendilimdeki o kızıl lekeye de boşver /Yarın gelir çamaşırcı kadın Herşeyden habersiz onu da yıkar; /Sen mes'ut ol yeter ki Ben olmasam ne çıkar. /Dedim ya: Burası Agora Meyhanesi /Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere Meydan okuduğu yer /Burası Agora Meyhanesi, Burası kan tüküren /Mes'ut insanların dünyası…
(Kyn: www.antoloji.com/siir/siir/siir)


FİLMİ TAM İZLE


AGORA MEYHANESİ MÜZİK

AFFET BENİ ALLAHIM (1968)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Görüntü Yönetmeni: Mustafa Yılmaz
Yapım: Tunç Film / Sami Tunç


Oyuncular: Zeynep Aksu, Tanju Korel, Erol Taş, Sami Tunç, Aliye Rona, Hakkı Kıvanç, Adnan Mersinli, Süheyl Eğriboz, Yaşar Şener, Hakkı Haktan, Hale Kıvançer, Zuhal Yıldız, İhsan Bayraktar


Konu: Bir aşk öyküsü. Yaptıklarından pişmanlık duyan bir adamın aşkı.

AFFET ALLAHIM (1968)

Senaryo ve Yönetmen Ferdi Tayfur
Görüntü Yönetmeni, Serdar Servidal
Yapım Gülgen Film / Melih Gülgen


Jenerik: Oktay Şener, Set: Ahmet Bekir Aslan, Prodüksiyon: Sabri Aslankara, Hüseyin Zan, LaboratuVar: Selahattin Kaya, Hikmet Kuyucu, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Asistan: Gültekin Çavuş, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Senkron Revizyon: Süleyman Karakaya, Yardımcı Yönetmen: Arif Erkuş, Yardımcı Kameraman: Ahmet Servidal, Foto Direktörü: Mustafa Yılmaz,
Lale Film Stüdyosunda yıkanmış Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir


Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Nebahat Sayın, İhsan Baysal, Cem Erman, Diler Saraç, İ. Hakkı Şen, Nevin Aypar, Yetim Ali, Yılmaz Kurt, İbrahim Kurt, Yaşar Kutbay, Aslı Arda, Filiz Ateş, Oya Işıl, Bekir Aslan, Mümtaz Alpaslan, Hakkı Kıvanç, Cemal Gonca, Küçük Oyuncular: Funda Tayfur, Erkan Sımsıkı,


Konu: Uyuşturucu batağına saplanan ve sevgilisini kurtarmak isteyen bir adamın hikayesi.


ACI YILLAR (1068)

Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Sarıkaya Film/Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Uğur Güçlü, Zeynep Aksu, Sezer Güvenirgil, Aliye Rona, Ömercik (Ömer Dönmez), Süha Doğan, Faik Coşkun, Ergin Rona, Zühal Üstüntaş


Konu: Yaşamın birbirinden ayırdığı iki gençle, bu beraberlikten doğan küçük bir çocuğun öyküsü
.


ACI İNTİKAM (1968)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Çetin İnanç
Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur
Yapım: Şahinler Film / Nami Dilbaz


Yönetmen Asistanı: Çetin İnanç,

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Orhan Şahin), Birsen Menekşeli, Reha Yurdakul (Mafya Şefi), Sevinç Pekin (Lili), Enver Dönmez (Kılkuyruk), Asım Niptıon (Emniyet müdürü), Suzan Avcı, Muammer Gözalan (Muammer Selen), Hüseyin Zan (Ömer), Enver Dönmez, Ali Demir (Komiser) Ahmet Koç (Gemi mürettebatı), Mete Mert, Selahattin İçsel, Mehmet Büyükgüngör, Orhan Çoban, Çetin Başaran, Abdullah Ataç