Powered By Blogger

3 Ocak 2018 Çarşamba

ARTIK SEVMEYECEĞİM (1968)

Yönetmen: Muzaffer Arslan
Senaryo: Muzaffer Arslan, Burhan Bolan 
Diyalog: Bülent Oran
Kamera Necati İltaç
Yapım: Sine Film Muzaffer Aslan

Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, Set Amiri: Avni Turan, Kamera Asistanı: Kâzım Çakırman, Reji Asistanı: Nurettin İrişen, Işık Direktörü: Kenan Yılmaz, Müzik: Metin Bükey, Sesleri Alan Tuncer Aydınoğlu, Montraj: Özdemir Arıtan, Teknik Elemanlar (Acar Film): Necati Karakaş, Arif  Özalp, Tanaş Petredis, Taner Oğuz, Osman Bilen, Adnan Açıkalın, Kâmil İpeker, Hüseyin Demirayak, Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu, Acar Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.

Oyuncular: Türkan Şoray (Nesrin/Leyla), Cüneyt Arkın (Kemal), Önder Somer (Cahit), Münir Özkul (Ahmet), Ömercik (Ömer Dönmez), Muammer Gözalan (doktor), Fatma Bi lgen, Kayhan Yıldızoğlu (Doktor), Selahattin İçsel (ağır ceza üyesi), Sema Yaprak, Faize Akpınar, Çocuk Yıldız: Ömercik (Cem) “Ömer Dönmez”, Şarkıları Okuyan: Belkıs Yazar “Özener”

Konu: Leyla; “Mutlu  labilmeniz için her şeyi yapmaya hazırım. Bana birazcık  itimat edin. Başkaları gibi değilim ben.” ‘Herkesin hayran olduğu besteci’ Kemal Alpay. Yakışıklı, iyi kalpli. Piyanosunun  başındayken dünyayı unutuyor. Ama işler düşündüğü kadar yolunda değil. Karısı Nesrin mutsuz. O güzel şarkıların kendisi için yapılmış olmasının bile önemi yok. “Varlığımı fark edebilmen için top atmam gerekecek.” İyilik yerine heyecan, durgun bir hayat yerine macera peşinde. ‘Yalnız kendisinin hayran olduğu’ Cahit’le Almanya’ya kaçmak üzere. ‘Sevmediği bir erkekten taptığı bir  erkeğe  gidiyor’. ‘Un Homme et Une Femme’ (1966) filminde yer alan ‘Pl us Fort Que Nous’ (Francis Lai) melodisinin olduğu sahnede kocasını yanına yaklaştırmaz bile. Başı ağrıdığı için erken yatacakmış. 


“Çalışmana engel olmam hiç olmazsa.” Tam da o gün, elinde bavul, ikiz kardeşi Leyla gelir. Görünüşleri aynı kişilikleri çok farklı. Yıllar önce ikisi de Kemal’i sevmiş. Ama Nesrin’in aşkı  ilinde, kardeşininki ise kalbine gömülü. Onlar evlenirken Leyla Anadolu’da bir öğretmenlik alıp oralardan uzaklaşır. Bunca zaman sonra geri döndüğünde Nesrin evini terk etmek üzereydi. ‘İyi düşün, pişman olursun’ gibi sözleri dinleyecek durumda değil; “Pişman olduğum tek şey Kemal’i senin elinden almış olmak. Aslında tam birbiriniz için yaratılmışsınız.” Alyansını ona veriyor. Havaalanı yolundaki patlamalı  kazadan yalnızca Leyla kurtulur. ‘Dead Ringer’ (1964) için yapılan ‘Main Title’ (André Previn) melodisi ile yardıma yetişen kişilerden biri Ali Demir. Yere düşen yüzüğü genç kızın parmağına takıyor. “You’re not Margaret” (1964) (Previn) ile gergin bir  ekleyişten sonra Cahit Almanya’ya gider. Sevgilisine ‘saatinde havaalanında olmasını’ söylemişti. Bir yıldan önce dönemezmiş. Kemal, Leyla’yı karısı zannediyor. Genç kız, defalarca gerçeği söylemek isteyip başaramamıştı. ‘Karısı’ ona ilk defa bu kadar yakın. Gözlerinde, özlemini duyduğu aşk ve şefkat dolu pırıltıları yakalamış. 


“Bundan sonra bana hep böyle bak olur mu sevgilim.” Sevdiğinin saçları kadar yumuşak, gözleri kadar manalı, sesi kadar aşk dolu bir beste yapmış; ‘Hatıra’ (1968/69) (ErolSayan / Enis Behiç Koryürek). “Sen gözlerimde  bir renk//Kulaklarımda bir ses”. (Filme adını veren eseri daha sonra besteleyecek.) Bir gün, sabırsızlıkla beklediği müjdeyi alır; “Vücudumda son eserini taşıyorum.” Bir oğulları olur; Cem. Ama bu mutluluğu bozan bir şey varKimin gönderdiği belli olmayan çiçekler ve ‘Vivre Pour Vivre’ (1967) filmindeki ‘Theme de Catherine’ (Lai) ile gelen telefonlar. Cahit, Almanya’dan dönmüş Nesrin zannettiği Leyla ile beraber olmak istiyor. Genç kadın karşı çıkınca elindeki mektup ve resimleri kocasına yollayacağını söyler. Onların tartışmasını yanlış yorumlayan Kemal karısını kovuyor. Sonraki kavgada Cahit ölür. Leyla, Ağır Ceza’da ‘425.  addenin 2. fıkrası na bi naen 10 yıl hapi sle cezalandırılır’. “Zaman sanki bir rüzgâr//Ve bir su gibi aksın.” Seneler sonra artık özgür. Ama Kemal evlerinden taşınmış. Galata- Köprüsü’nde bir sanatçı, Gariban Ahmet, cümbüşü ile onların şarkısını çalıyor. Gelip geçenin vereceği parayı  arttırır mı bilinmez, boynunda bir yüzü ‘Kör’ diğer yüzü ‘Sağır’ yazılı bir karton  asılı. Leyla, tüm parasını ona verip kendini sulara atar. Neyse ki Ahmet aynı zamanda iyi bir yüzücüymüş.

 Gariban’ın tek odalı evi. “Burası Topkapı Sarayı değil ama gene de iyidir… İstersen burada kalabilirsin. ‘Evet’ dersen hayatta benim de bir can yoldaşım, bir dertleşecek kimsem olur.” Olumlu yanıt alınca sevincinden sıcak sobayı tutuyor. B i r g ü n ‘ B u S a n a S o n mektubum’ (1968) (Suat Sayın) şarkısını söyleyen Leyla’yı dinler; “Ses değil bülbül çatlatan. İstersen bu sesle paranın sülalesine düğüm atarsın.” Nota dersi almasına karar verirler. Ahmet’in aklına bir bestekâr arkadaşı gelir. ‘Sobaya bile ders verse şarkıcı yaparmış. Tahmin edileceği gibi bu kişi Kemal’dir. ‘Karısını aşığıyla yakalayınca’ şok  geçirmiş. “Sonunda kurtuldu ama kör olarak.” Oğlu Cem ile herkesten uzak yaşıyor. ‘Hiçbir kadına tahammülü yok’. Doktorlar gözleri için açılma olasılığı var demişler. Ameliyatta ölürse oğlu öksüz kalır diye korkuyor. ‘Blue Bolero’ (1965) (Tony Osborne) melodisinin olduğu sahnede Ahmet bunları anlatıyor. 

FİLMİ İZLE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder