Araştıran ve Derleyen: Yalçın ÖZGÜL 2024 Şubat ayı sonuna kadar Blog'a aktarılan film sayısı 7642 adet olmuştur. Film aktarımı devam ediyor.
5 Ocak 2018 Cuma
CASUS KIRAN (1968)
Senaryo Çetin İnanç
Foto Direktörü Rafet Şiriner
Yapım: Atadeniz Film/Yılmaz Atadeniz
Sesleri Alan: Marko
Buduris, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Ses Montaj: Mahmut Eskici,
Senkron: Cevat Sezer, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Asistan: Bayram
Güzel, Prodüksiyon Amiri: Nevzat Altındal, Set Amiri: Nizam
Ergüden, Reji Asistanı: Çetin İnanç, Operatör Ferhat Bakır, (Yıldız
Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Sevda Ferdağ, İrfan Atasoy, Yıldınm Gencer, Suzan Avcı, Reha
Yurdakul, Erol Günaydın, Cahiı lrgat, Faruk Panter, Hüseyin Zan, Seyyal Taner,
Gülgün Erdem, Haydar Karaer, Mehmet Büyükgüngör, Zeki Sezer, Ümit Kader, Mete
Mert, Feridun Çakar, Motorsiklet Akrobıotları: Mayk Murat, Gogo Kemal,
Konu:
Casus Kıran (İrfan Atasoy), hem
sevgilisi hem de yardımcısı lan Sevda (Sevda Ferdağ) ve can dostları Bıdık
(Erol Günaydın) ile birlikte İstanbul'daki uluslararası bir çeteyle savaşa
girişir Maskeli adı verilen bir reisin yönettiği çete; bir yandan Beyrut, Şam
gibi ülkelerde faaliyet gösterirken, diğer yandan İstanbul'da gizli teşkilatın
işlerine karışır ve bu arada İngiliz asıllı bir kimya profesörünü kaçırır.
Casus Kıran ve sevgilisi Sevda, profesörü kurtararak yetkililere teslim
ederler. Sevda'nın babası, polis teşkilatında görev yapan Cahit Bey'dir (Cahit
Irgat). Casus Kıran kendisine yardım ettiği halde onu hiç tanımaz. Hatta
kızının Casus Kıran'ın sevgilisi ve en yakın arkadaşı olduğundan bile haberi
yoktur. Her zaman kötülere karşı olup iyilerin yanında yer alan Casus Kıran,
pelerinli siyah giysileri ve motoruyla uluslararası casus şebekesine aman
vermez, onları yakalayarak adalete teslim eder.
CAN PAZARI / ÖLECEKSİN (1968)
Senaryo: Safa
Önal
Kamera: Nejat
Okçugil
Yapım: Er
Film / Berker İnanoğlu
Oyuncular: Yılmaz Güney, Nil Kutval, Hayati Hamzaoğlu, Funda Postacı,
Kayhan Yıldızoğlu, Osman Alyanak, Necabettin Yal, Kudret Şandra, Sadri Karan,
Mustafa Dağhan
KONU: Taşralı
bir genç olan İlyas (Yılmaz Güney), Bingöl’den yola çıkıp İstanbul'a gelir. Bir
otele yerleşir. Müsellim (Hayati Hamzaoğlu) adlı bir adamı aramaktadır.
Müsellim, İlyas'ın kan davalısıdır. Yıllarca süren bu kan davası yüzünden,
birbirine düşman iki aile büyük kayıplar vermiştir. Şimdi ölüm sırası
Müsellim'dedir. İçi kin dolu olan İlyas, bu koca şehirde onu nasıl ve nerede
bulacaktır? İstanbul'da kanlısının izini
süren İlyas, bir balıkçıdan Müsellim'in bir boya fabrikasında çalıştığını
öğrenir. Ancak balıkçı, daha önce davranarak durumu Müsellim'e haber verir.
Paniğe kapılan Müsellim, fabrikadaki hesabını kesip kayıplara karışır. İlyas
geç kalmıştır. Boya fabrikasına gidip sekreter kızdan (Nil Kutval) kanlısının
fabrikayla ilişkisini kestiğini öğrenir, ama inanmaz... Bir akşam fabrika
çıkışında kızı bekler. İçi rahat değildir. Ne var ki aldığı cevap yine aynıdır.
Korku içinde yaşayan Müsellim, İlyas'tan kurtulmanın yollarını arar. Onun
kaldığı oteli bulup pusuya yatacaktır. İlyas, sekreter kızla bir parkta
buluşur. Müsellim'i neden aradığını anlatır. Birlikte otele doğru yürürler.
İlyas, kızdan ayrılıp otele gireceği sırada, Müsellim gizlendiği yerden çıkıp
silahını ateşler. Genç adam yere yıkılır, Müsellim kaçar. Silah sesleri üzerine
kız dönüp gelir. İlyas'ı yaralı olarak evine götürür. Kurşunu çıkarıp onu
tedavi eder. Bir süre sonra da İlyas'ı sevdiğini hisseder. Gönlünü ilyas'a
kaptıran genç kız, artık bu kan davasından vazgeçmesini ister. Birlikte
korkusuz ve mutlu bir hayata geçmeleri için önerilerde bulunur. İlyas, önceleri
direnirse de sevdiği kızın baskılan karşısında son kararını verir. Sevgilisinin
uyarılarıyla yanlış bir yolda olduğunu anlayıp silahındaki tüm kurşunları
çıkarır. Artık öldürmekten vazgeçmiştir. Yeni bir hayata başlamaya hazırlanan
İlyas, evden çıktıktan sonra sokağın başında birden Müsellim'le karşılaşır.
Müsellim'in elinde silahı vardır. İlyas'ın üzerine gelir. İlyas, "Dur ateş
etme, yemin ederim ki seni öldürmeyeceğim," deyip düşmanını durdurmaya
çalışır. Müsellim, "Hayır, sana inanmıyorum," der ve silahını
ateşler. Boğuşurlar. İlyas, Müsellim'in elinden silahını alır. Bu kez Müsellim,
öldürmemesi için yalvarmaktadır. Ancak İlyas, "Bu defa ben sana
inanmıyorum," deyip silahındaki tüm kurşunları düşmanının üzerine
boşaltır. Müsellim son nefesini verirken, İlyas da aldığı kurşun yaraları
sonucu ölür. (Agah Özgüç, “Bütün Filml eriyle Yılmaz Güney” syf, 222)
CAMOKA’NIN DÖNÜŞÜ (1968)
Senaryo ve
Yönetmen: Suat Yalaz
Görüntü Yönetmeni: Mahmut
Demir
Müzik: Nedim
Otyam
Yapım: Olcay
Prodüksiyon / Suat Yalaz
Oyuncular: Danyal Topatan, Yavuz Selekman, Gülgün Ok, Gülgün Erdem, M.
Ali Akpınar, Recep Filiz, İhsan Yüce,
Konu: Karaoğlan
tarafından yaralanan Camoka (Danyal Topatan) iyileşmiştir. İçinme işleyen
kötülükle otacıyı ve ve iki adamını kaynayan çamura atar. Karaoğlan’ı obaları
yakarak aramaya başlar. Sıra Karaoğlan’ın andacı Emircan’ın (Yavuz Selekman)
obasına gelmiştir. Yanında Bortay (Gülgün Erdem) adlı, elinde kırbacıyla Camako’dan
geri kalmayan kızı vardır. Camako Emircan’ı yerde sürükler, işkence eder.
Karaoğlan’ın yerini söyletemez. Emircan’ı kayalıklarda asılı bırakarak karızsı
Nazlı’yı (Gülgun Ok) kaçırır. Emircan’ın obasına gelmekte olan Çalık (Recep
Filiz) ve Balaban (Mehmet Ali Akpınar) Emircan’ı kurtarırlar. Emircan, Kamdaş’a
Habn’a Camoko’yu sormaya gittiğinde Camako’nun, Kandaş Han’ın yanında krallar
gibi yaşadığını öğrenir. Karısı nazlı’yı da Kandaş Han’a haremlik olarak
vermiştir. Emircan ve Balaban yakalanarak zindana atılırlar.... Ve böylece
devam eden olaylar sonunda Camoka kaçarken kaynayan çamurlara düşerek can
verir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)