Senaryo: Safa
Önal
Kamera: Nejat
Okçugil
Yapım: Er
Film / Berker İnanoğlu
Oyuncular: Yılmaz Güney, Nil Kutval, Hayati Hamzaoğlu, Funda Postacı,
Kayhan Yıldızoğlu, Osman Alyanak, Necabettin Yal, Kudret Şandra, Sadri Karan,
Mustafa Dağhan
KONU: Taşralı
bir genç olan İlyas (Yılmaz Güney), Bingöl’den yola çıkıp İstanbul'a gelir. Bir
otele yerleşir. Müsellim (Hayati Hamzaoğlu) adlı bir adamı aramaktadır.
Müsellim, İlyas'ın kan davalısıdır. Yıllarca süren bu kan davası yüzünden,
birbirine düşman iki aile büyük kayıplar vermiştir. Şimdi ölüm sırası
Müsellim'dedir. İçi kin dolu olan İlyas, bu koca şehirde onu nasıl ve nerede
bulacaktır? İstanbul'da kanlısının izini
süren İlyas, bir balıkçıdan Müsellim'in bir boya fabrikasında çalıştığını
öğrenir. Ancak balıkçı, daha önce davranarak durumu Müsellim'e haber verir.
Paniğe kapılan Müsellim, fabrikadaki hesabını kesip kayıplara karışır. İlyas
geç kalmıştır. Boya fabrikasına gidip sekreter kızdan (Nil Kutval) kanlısının
fabrikayla ilişkisini kestiğini öğrenir, ama inanmaz... Bir akşam fabrika
çıkışında kızı bekler. İçi rahat değildir. Ne var ki aldığı cevap yine aynıdır.
Korku içinde yaşayan Müsellim, İlyas'tan kurtulmanın yollarını arar. Onun
kaldığı oteli bulup pusuya yatacaktır. İlyas, sekreter kızla bir parkta
buluşur. Müsellim'i neden aradığını anlatır. Birlikte otele doğru yürürler.
İlyas, kızdan ayrılıp otele gireceği sırada, Müsellim gizlendiği yerden çıkıp
silahını ateşler. Genç adam yere yıkılır, Müsellim kaçar. Silah sesleri üzerine
kız dönüp gelir. İlyas'ı yaralı olarak evine götürür. Kurşunu çıkarıp onu
tedavi eder. Bir süre sonra da İlyas'ı sevdiğini hisseder. Gönlünü ilyas'a
kaptıran genç kız, artık bu kan davasından vazgeçmesini ister. Birlikte
korkusuz ve mutlu bir hayata geçmeleri için önerilerde bulunur. İlyas, önceleri
direnirse de sevdiği kızın baskılan karşısında son kararını verir. Sevgilisinin
uyarılarıyla yanlış bir yolda olduğunu anlayıp silahındaki tüm kurşunları
çıkarır. Artık öldürmekten vazgeçmiştir. Yeni bir hayata başlamaya hazırlanan
İlyas, evden çıktıktan sonra sokağın başında birden Müsellim'le karşılaşır.
Müsellim'in elinde silahı vardır. İlyas'ın üzerine gelir. İlyas, "Dur ateş
etme, yemin ederim ki seni öldürmeyeceğim," deyip düşmanını durdurmaya
çalışır. Müsellim, "Hayır, sana inanmıyorum," der ve silahını
ateşler. Boğuşurlar. İlyas, Müsellim'in elinden silahını alır. Bu kez Müsellim,
öldürmemesi için yalvarmaktadır. Ancak İlyas, "Bu defa ben sana
inanmıyorum," deyip silahındaki tüm kurşunları düşmanının üzerine
boşaltır. Müsellim son nefesini verirken, İlyas da aldığı kurşun yaraları
sonucu ölür. (Agah Özgüç, “Bütün Filml eriyle Yılmaz Güney” syf, 222)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder