Powered By Blogger

8 Ocak 2018 Pazartesi

AÇ KURTLAR (1969)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Güney
Kamera: Ali Uğur
Eser: Haydar Turan
Yapım: Güney Film / Yılmaz Güney,

Reji Asistanı: Savaş Eşici, Müzik: Şanar Yurdatapan, Atilla Özdemiroğlu, Set Elemanları: İbrahim Uğurlu, Selâhattin Geçgel, Ahmet Koç, Sesleri Alan ve Müzik Direktörü: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Mustafa Kent, Celâl Köse, Negatif Montaj: Ender Teker, Kenan Hacaman, Malipo: Şeref Mehtap, Fehmi Acar, Laboratuar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnci, (Lâle Film stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Yılmaz Güney, Sevgi Can, Hayati Hamzaoğlu, Bahri Özkan, Türkan Ağralı, Enver Güney, Sırrı Elitaş, Bilal İnci, İhsan Gedik, Hakkı Kıvanç, Yusuf Sezer, Ahmet Köse, Çetin Dağdelen, Emine Hoş, Çino, Savaş Eşici, Osman Oymak

Konu: Kış, kıyamet, kar, tipi... Eşkıyalar aç kurtlar gibi çevrede kol gezmektedir. Eşkıyalardan biri sırtında yaralı bir adamı taşır. Arkalarında kara gözlüklü, şemsiyeli, eşkıya Mustafa. Karlar üzerine atılan yaralı adam belli ki öldürülecektir. Mustafa'ya yalvarır. Eski silah arkadaşıdır. Jandarma kurşunları altında omuz omuza çarpışmışlardır. Mustafa acımasızdır, kurşunu basar. Bir başka yönde belalı eşkıyalardan Kara Aziz (Hayati Hamzaoğlu), bir başka ihbarcıyı sorgular. Karısına, "Dul kalacaksın, başka bir herif bulasın," deyip, adamı gözleri önünde öldürür. Eşkıya Beko Avni, köy basıp köylüleri rehin almakta, "Avratlarınızın sakladığı küflü paraları getirmezseniz her Cuma birinin kafasını kıbleye çevirip keserim," diye tehditler savurmaktadır. Eşkıya rahat durmaz. Tren basar, otobüsleri durdurup soyarlar. Yine bir otobüs soygununda köylüler silah tehdidiyle aşağı indirilir. Yolculardan biri içeride kalmıştır. inmez.

Eşkıyalardan biri otobüse yaklaştığında içeriden açılan bir ateşle vurulup düşer. Ardından ikincisi. Otobüsün önünde dizilen köylüler şaşkındır. Aşağıya yün beyaz bereli, sakallı, gocuklu, silahlı bir adam iner. Bu ünlü Serçe Mehmet'tir (Yılmaz Güney).
Eşkıyadan geçilmeyen yörede Osman Ağa, zengin evinde köylüleri toplayıp, çevreye korku salan, ırz, namus ve can düşmanı soyguncuların başına para koyar. Mustafa'nın, Beko Avni'nin, Mahmut’un, Kara Aziz'in ve Serçe Mehmet'in kellelerini ayrı ayrı fiyatlandırmıştır. Bütün köylere haber salınır, kahvelere kağıtlar asılır. Babası ve çocuğu öldürülen Osman Ağa'nın acısı büyüktür. Artık eşkıyaların düşmanıdır. Adı geçen bu eşkıyaların kellesini kim getirirse, Osman Ağa'dan parasını alacaktır.

Serçe Mehmet, köy kahvesinin duvarına asılan listeyi okur ve eşkıya Mahmut adının üzerine bir çizik atar. Mahmut, tam bir namus düşmanıdır. Köyden kadın kaldırır. Serçe Mehmet, Mahmut'un evine girer. Avluda nöbet tutan iki adamıyla birlikte Mahmut'u da öldürür. Odaların birinde üstü başı yırtık, ağlayan bir kadınla karşılaşır. Kadın bir öğretmenin karısıdır. Evini basıp kocasını dövmüşler, onu da kaçırmışlardır. Serçe Mehmet, kadını kocasına götürür. Adam kadını kabullenmez. Törelere göre kirletilmiştir. Mehmet önde, kadın arkada, köyün kahvesine giderler. Bir köşede Osman Ağa, köylülerle oturmaktadır. Serçe, elindeki heybeyi ağaya uzatır. İçinde eşkıya Mahmut'un kellesi vardır. Ağa, babasını ve çocuğunu öldüren Mustafa'nın kellesini ister. Serçe Mehmet, dışarıda donmak üzere olan kadını evinde misafir etmesi için ağaya teslim eder.

Serçe Mehmet, önce Mustafa'yı, sonra da Beko Avni'yi öldürüp kellelerini heybesine koyar. Bütün civar köylerde adı kelle avcısına çıkar. Kelle koparılma sırası gelen Kara Aziz, Osman Ağa'nın evini basar. Adamlarından biri ağanın karısına tecavüz eder. Ağayı da bir dipçik darbesiyle bayıltırlar. Ağanın namusu elden gitmiştir. Töreye göre öldürülmesi gerekmektedir. Ağanın bunu yapacak gücü yoktur. Ama silahını, ölümü bekleyen karısının yanına koyar. Kadın kendi namusunu kendisi temizleyecektir.

Serçe Mehmet, Osman Ağa'ya emanet ettiği kadının kocası öğretmenle dertleşir. Hapse girmeden önce Mehmet de öğretmenlik yapmıştır. Eşkıyalar köyü basıp, yeni evlendiği karısını (Sevgi Can) kaçırtmışlardır. Dokuz ay dağlarda kalan karısı köye gelince intihar etmiştir. Serçe Mehmet öldürdüğü adamların sayısını unutmuştur ama karısı hala aklındadır. Karısı dağa kaldırıldığı için onu kabul etmeyen öğretmene, "Asıl erkeklik onu bu acı içinde yalnız bırakmamakta," der. Öğretmen, dışarıda karlar üzerinde bekleyen karısıyla bir an bakışır.. Aynı evde iki karısıyla yaşayan Kara Aziz o gün evde yoktur. Serçe Mehmet, evlerine aniden gelip yeni karısı Zehra'yı (Türkan Ağralı) alır götürür. Geçtikleri yol üzerine işaretler bırakır. Kara Aziz, karısını bulmak için izini sürecek ve geldiğinde Serçe Mehmet onun da kellesini teslim Aziz adamlarıyla iz sürüp Zehra'yı, Mehmet'in buzlardan yapılmış barınağında bulur. Yalnızdır, Mehmet ise ortalarda yoktur. Aziz, namusunu temizlemek için adamına Zehra'yı öldürtür. Bir süre sonra Serçe Mehmet, uzaklardan görünür. Pusuya yatarlar. Serçe Mehmet, tüfeğiyle karları kazıp altından geçebileceği kadar bir tünel hazırlar.

Düşmanlarına yaklaşıp ani bir çıkışla hepsini tarar ve Aziz'in kellesini heybesine koyup köy kahvesine gelir. Jandarmalar kahveyi sarmışlardır. jandarma subayının tüm ihtarlarına karşılık Serçe Mehmet teslim olmaz jandarmalar küçük su testilerine benzin doldurup, kahvenin kırık camından içeriye doğru atmak isterlerse de Mehmet, silahıyla onları havada vurup kırar. Ama atılan alevli paçavralardan biriyle kahve yanmaya başlar. Alevler arasında bir köşeye sıkışan Serçe Mehmet, kurtulamaz, can verir. ”Agâh Özgüç “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 239”

"Aç Kutlar" Yılmaz Güney'in askerlik yaptığı sıralarda Muş'ta çekilmiş 1968 yılında çekimi tamamlanan film, aynı yıl Film Kontrol Komisyonu (Sansür) tarafından tamamen reddedilmiş, bu nedenle bugüne kadar halka gösterilmesi mümkün olmamıştır. Jenerikte eser sahibi olarak Haydar Turan’ın adı geçer. Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı, Yılmaz Güney bazı eklemelerle temel konuyu geliştirdi.


ACI YALAN (1969)

Yönetmen: Semih Evin
Senaryo: Yılmaz Gündüz
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Rodos Film / Mehmet Karahafız

Oyuncular: Sema Özcan, Ekrem Bora, Alev Ocakoğlu, Aynur Aydan, Cenk Er, Mine Sun, Diclehan Baban, Renan Fosforoğlu, Leman Akçatepe


1969 YILI FİLMLERİ

ACI İLE KARIŞIK 1969

yönetmen: Tunç Başaran
Senaryo: Ahmet Üstel,
Foto Direktörü Cengiz Tacer
Yapım: Arzu Film / Nahit Ataman

Kamera Asistanı: Ali Özügül, Tuna Tunçay,

Prodüksiyon Asistanı: Ayhan Kozalar, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Asistanları: Ahmet Aktüre, Sadi Kanat, Set Amiri: Tezcan Ateş, Asistanları: Cengi,z Öktem, Osman Türüt, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Stüdyo Teknisyenleri: Recai Karataş, Taner Oğuz, Osman Bilen, Arif Özalp, Tanaş Petridis, Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık, Asistan Rejisör: Temel Gütrsu,(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Sadri Alışık (Osman), Selma Güneri (Müjgan), Birsen Ayda (Ayla), Saime Bekbay (Necla), Ali Şen (Turgay), Mualla Sürer (Huriye), Osman Alyanak (Tevfik), Güzin Özipek (Müberra), Asım Nipton, Cevat Kurtuluş, Kayhan Yıldızoğlu (Ahmet), Zeki Alpan (Türkçe “öğretmeni), Hüseyin Zan (tacizci), İsmet Ay (Sarhoş), Talia Saltı (Hafize teyze), Muammer Gözalan (müzik öğretmeni), Cemil Karabiga (Pırtık), Fikri berber (Yırtık)Doğan Sepetçi (Avare), Muzaffer Yenen (Zabıta), Orhan Çoban (polis), Zeki Sezer (Doktor)

Konu: “Bizim parasızlığımız sır mı sanki” diyen Osman ve muhallebiciye değil de ancak Sarayburnu’na, denizi seyretmeye götürebildiği Müjgan’ın konuşmaları..
“Ya Müjgan be, ne olacak ulan bizim halimiz?”

“Ne var ki halimizde? İnsan birbirini sevdikten sonra bir noksan para olmuş ne çıkar.” 

Komşu Talia Salta; “Nuriye, kız Nuriye..Cama çık azcık cama.. Osman geliyor Osman.” Çok sevildikleri besbelli. Üstelik, Osman’ın sevgilisi Müjgan’la hastalıklı babası Tevfik bu evlerden birinde oturuyor. Genç kız hiç yüz vermese bile, dükkânında ‘veresiyemiz yoktur’ yazısı ve yakasında hep bir gül olan kasap Turgay Etkeser de ona yangın. Tevfik Efendi, ayda yılda bir, azcık kıyma aldığında, paketi verirken sırım sırım tebessümüyle şirin görünmeye çalışır; “İki tane de böbrek koydum. Bu da bizden.” Yaşlı adam “Yok efendim” diye karşı çıkmaya çalışınca bu kez ablası Huriye “Aa, ne demek ayol, lafı mı olur. Müjgancığım afiyetle yesin. Turgay’ın hediyesi bu” diye amaçlarını açığa vuruyor.

Çalgıcı dostlarımız, Müberra Abla’ya ait ve kirasını ödeyemedikleri bir odada kalıyorlar. Yemekler de ev sahibinden. Müberra Abla’nın, bizi Müjgan’dan daha çok etkileyen güzel kızı Ayla.. Pavyonda oryantal dans yapıyormuş.

Daha ilk görüntüye geldiğinde, Osman’ı ne kadar sevdiği apaçık belliyken, kahramanımız bunu ancak filmin sonunda ve genç kız söyledikten sonra kavrayabilecektir. Bir gün çalgıcılarımızın yolu hiç şarkı sözü satamadıkları varsıl bir semte düşer. Tam “Boş verin be. İş yok bu mahallede ya..” diyerek gideceklerken, sosyetik arkadaşlarına ‘davet veren’ Necla [bu evin içini ‘Aşka Tövbe’ de (1968), Uludağ’daki Otel olarak görmüştük] onlarla ilgileniyor.

Bir değişiklik olur” diye çağırılıyorlar ama sonrasında ‘bir’ değil neredeyse ‘her şey’ değişir. (Eve girmeden bir haftalık sakallı olan Osman, içeri girince damat tıraşı olmuş gibi.) Kahramanımızın sesini çok beğenen Necla, onu ‘meşhur bir şarkıcı’ yapmak ister. İlerde, delikanlıyı erkek olarak da beğendiğini anlayacağız. Eski, kıskanç sevgilisi Ahmet ile “Dolmuş şoförüyken seni yanıma alıp arabama şoför yaptım..Eğer bugün karşıma hoşlanacağım bir erkek çıkarsa dünkünü hiç düşünmeden silker atarım” diyen Necla arasındaki gerginlik olmadık şekilde sonuçlanıyor.
Şarkıcımız, çeşitli dersler ve sosyetik yaşamdan zaten bunalmışken, bir de Müjgan için küçümseyici sözler işitince artık orada duramaz ; “Bak ablacığım, ben senin derdinin dermanını biliyorum ama yanlış adam seçtin…Sonra, bir kere ben Müjgan’ ı seviyorum. Benim için ondan başkası yok bu dünyada. İşte o kadar.” ‘Sinirleri bozulan’ Necla, Ahmet’i çağırıp o geceki olayları anlatır ; “Ona ‘sevişelim’ dedim, yüzüme bile bakmadı çekip gitti. Canım bir erkek istiyordu, ben de seni çağırdım.” Bunca aşağılanmaya, artık dayanamayan Ahmet, onu öldürür. Üzerinde (A) yazılı kol düğmesi, (büyük olasılıkla Necla vermiştir) cinayetle suçlanan Osman’ın kurtulmasını sağlayacaktır.


Bu arada, istemeyerek Turgay’la evlenen Müjgan da zor günler yaşıyor. İki sevgilinin kavuşmaları, Ayla’nın gayreti ile olur. Sevdiğinin hasretiyle yanan Osman, Kadri Şençalar’ın hicaz şarkısını (sözler Celal Erten) biraz değiştirerek söylüyor ; “Derdimi söylesem şu yüce dağlara//Sormayın gurbette Müjgan’ım ağlar//Yine garip kaldım gurbet elinde//Garibin derdinden garipler anlar//Neyleyim köşkü neyleyim sarayı//İçinde salınan yar olmayınca.”(Murat Çelenligil – Sinematürk Internet veri tabanı)




7 Ocak 2018 Pazar

YÜZBAŞININ KIZI (1968)



Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu
Foto Direktörü: Kriton İlyadis
Yapım: Metro Film / Aram Gülyüz

Oyuncular : Zeynep Değirmencioğlu, Cüneyt Arkın, Figen Say, Peri Han, Erol Taş, Gani Dede, Aydın Tezel, Sevim Sevil, Refik Üfler, Nezihe Güler, Salih Güneyli, Memduh Ünsal duymaktadır.

Konu: Ayşe, yüzbaşının köylü bir kadından olan kızıdır. Yüzbaşı, kızının varlığından habersizdir. Ayşe büyüyüp jokey olur. Yüzbaşı onu yanına almak ister ancak Ayşe subaylara büyük bir kin duymaktadır.

YEDİ KÖYÜN ZEYNEBİ (1968)



Senaryo ve Yönetmen: Kemal Kan
Operatör: Fevzi Eryılmaz
Yapım Topkapı Film Yaşar Tunalı

Prodüksiyon Amiri: Şevki Tosunoğlu, Set Amiri: Özdemir Akın, Operatör Asistanı: Yaşar Memişoğlu, Reji Asistanı: Birsen Kaya, Ses Mühendisi: Marko Budiris, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuar Yardımcıları: Erol Yıldırım, Süleyman Koyuncu, Muharrem Gündüz, Bayram Güzel, İbrahim Eken, Negatif Montaj: Oral özütürk, Mahmut Eskici, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır )

Oyuncular: Nazan Şoray (Zeynep), Tugay Toksöz (Çoban Ali), Kadir Savun (Ahmet), Kâzım Kartal (Suat), Güzin Özipek (Hayriye), Özcan Bilge (Mıstık), . Devlret Devrim (Leyla) Erdoğan Seren (Recep), Nusret Özkaya, Suzan Uçaner (komşu kızı), Celal Yonat: İsmail), Faik Coşkun, (köylü), Kadir Kök (Çoban), Dündar Aydınlı (Kötü Adam), 

Konu: Başrollerini Eşref Kolçak-Evrim Fer-Kadir Savunun paylaştığı Nuri Ergün’ün 1963 yılında çektiği "HANCININ KIZI" adlı filmin köy şablonuna uyarlanmış bir kopyası. Filmin bir özelliği de Kadir Savunun aynı karakteri ikinci defa oynaması. İlk filmin başarısını yakalamıayan vasat bir köy dramı

YEDİ ADIM SONRA (1968)



Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Anadol Film / Dinçer Önal

Oyuncular: Uğur Güçlü, Özcan Tekgül, Kadir İnanır, Turgut Özatay, Reha Yurdakul, Erol Taş, Emel Mesçi, Sami Tunç, Şefik Döğen, Sami Tunç, kadir Savun,

Konu: Sürekli soygun yapan bir çetenin hikayesi

YAYLA KARTALI (1968)



“KULA KULLUK EDİLMEZ”

Yönetmen : Ülkü Erakalın
Senaryo: Burhan Bolan (Faruk Nafiz Çamlıibel’in bir romanından)
Operatör: Kriton İlyadis
Yapım: Arzu Film/Ertem Eğilmez

Oyuncular: Yıldız Tezcan, Nuri Sesigüzel, Serpil Gül, Münir Özkul, Suzan Avcı, Nubar Terziyan, Muzaffer Nebioğlu, Mine Soley

Konu: Çadır tiyatrosunda çalışan bir kızla, büyük kentte şarkıcı olan bir taşralı gencin öyküsü.