Powered By Blogger

30 Ocak 2018 Salı

CEHENNEME BİR YOLCU (1971)

Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Fikret), Müşerref Tezcan (Müşerref), Sezer Güvenirgil, Melek Görgün (Leyla), Kadir Savun (Kadir), Bilal İnci (Bilal), Erol Taş, Atıf Kaptan (prof.), Danyal Topatan, Adnan Mersinli, Doğan Tamer, Nubar Terziyan (Komiser), M. Ali Akpınar, Türker Tekin (perişan), Adnan Mersinli, Kazım Kartal (Ringo), Adnan Uygur, Lütfü Engin, Süheyl Eğriboz


Konu: İdam mahkumu dört hapishane kaçağıyla, kaçırdıkları bir çocuğun öyküsü. 

CEHENNEME HOŞ GELDİN (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Oyuncular: İrfan Atasoy, Tijen Doray, Arzu Okay, Nihat Ziyalan, Behçet Nacar, Hamit Yıldınm, Hüseyin Zan, Hakkı Kıvanç, Osman Han, Necabettin Yal, Mustafa Özkan, Mehmet Yağmur

Konu: Kabadayıların mücadelesi


CANİLER UYUMAZ (1971)

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak
Kamera: Dinçer Onal
Yapım: Gaye Film / Erdoğan Tilav
,
Oyuncular: Cihangir Gaffari, Piraye Uzun, Hüseyin Zan, Erdoğan Seren, Necip Tekçe, Seyran Gümüş, Haydar Karaer, Tijen Doray

Konu: Mafya babalarıyla mücadele eden bir gencin öyküsü.


CAMBAZHANE GÜLÜ FADİME (1971)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer
Eser: Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Şarkılar: Nurhan Damcıoğlu
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Reji Asistanı: Nezih Tunar, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Prodüksiyon Asistanları: Feyzi Barlas, Kadir Yılmaz, Necati Şimşek, Işık Direktörü: Şevket Yılmaz, Ender Işık Servisi, Laboratuar Teknisyenleri: Barış Ören, Hüsemettin Eren, Osman Koşkan, Renk Uzmanları: Turgut Ören, Hikmet Kuyucu, Dublaj: Abdurrahman Palay, Sesleri Çeken: Necip Sarıcıoğlu, Montaj: Metin Miroğlu, Teknik Direktör: Sohban Koloğlu, Prodüksiyon Direktörü: Memduh Karakaş, (Ören Film Stüdyosunda renklendirilmiş, Lâle Film stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Filiz Akın (Fadime), Ediz Hun (Memmo/Aydın Barış), Sevda Nur (Naciye), Nevin Nuray (Meral), Kayhan Yıldızoğlu (Ali), Mürvet Sim (Cevriye), Sami Hazinses (Abdi), Feridun Çölgeçen, Necdet Tosun (Hüdaverdi), Cevat Kurtuluş (Veli), Nubar Terziyan (Ömer), Necip Tekçe (Bahri), Nermin Özses (piyangocu),


Konu: Fadik (Filiz Akın), Cevriye’nin (Mürüvvet Sim) çadır tiyatrosu ve cambazhanesinde cambazlık ve şarkıcılık yapmaktadır. Cevriye’nin eşi Hüdaverdi (Necdet Tosun), kızı Naciye (Sevda Nur), Abdi (Sami Hazinses), Ali (Kayhan Yıldızoğlu), Veli (Cevat Kurtuluş) ve Ömer (Nubar Terziyan) ile aile gibidirler. Kabadayı Bahri’ye (Necip Tekçe) çadıra zarar gelmesin diye zaman zaman haraç verirler. Tiyatroyu izlemeye gelen gariban Memo (Ediz Hun) gidecek yeri olmadığı için süpürgeci olarak aralarına katılır. Ve bir dahaki gelişinde Bahri ve adamlarını döverek çadırı haraçtan kurtarır. Birbirlerinden hoşlanan Memo ile Fadik zamanla sevgili olurlar. Abdi ile Naciye’nin evlenme izni için Cevriye ile konuşan Memo’nun, Fadik’le kendisi için izin istediğini zanneden ve sevinen Cevriye hemen düğün hazırlıklarını başlatır. Memo nikaha gelmez. Çok mutsuz olan Fadik bir gün vitrinde “Cambazhane Gülü Fadik” isimli bir kitap görür. Özel anlarının anlatıldığı kitap yoluyla Memo’yu bulacağını düşünen genç kız, yazar Aydın’ın yalısına gider. Aydın, aslında Memo’dur. Fadik üzüntü ve kızgınlıkla onu terk eder. Bir gece Bahri ve adamları çadırı ateşe verirler. Herkes ortalıkta görünmeyen Fadik’in yangında öldüğünü sanmaktadır. Bu yüzden hepsi Aydın’ı suçlar. O sırada, aslında yangından hemen önce çadırı terk etmiş olan Fadik’in biletine büyük ikramiye vurur. O da yeni bir tiyatro kurup arkadaşlarını içine yerleştirir. Artık çok zengindir. Kendisini ses sanatçısı Leyla diye tanıtır. Aydın öldüğünü sandığı Fadik’e çok benzeyen Leyla’ya aşık olur. Leyla ise çeşitli ortamlarda, değişik erkeklerle görüşüp Aydın’ı iyice kıskandırır. Aydın Leyla’ya yakın olabilmek için onun uşaklık teklifini bile kabul eder. Sonunda evlenmeye razı olan Leyla ile Aydın nikah masasına oturduklarında Leyla evlendirme memuruna hayır diyerek Fadik kimliğine bürünür ve Aydın’dan intikamını alır. Kendisi ve arkadaşlarının saf ve dürüst Memo’yu sevdiklerini, kibirli Aydın’ı istemediklerini söyleyip salonu terk eder. Aydın pişman ve utanmış, arkalarından tiyatroya gider. Artık yeniden ve hep Memo olacaktır. Sonunda isteği gerçekleşen Fadik, Memo ile evlenir ve mutlu olur...(www.erlerfilm.com) 

CAFER BEY İYİ FAKİR VE KİBAR (1971)

Yönetmen: Feyzi Tuna
Senaryo: Ahmet Üstel
Operatör: Mike Rafaelyan
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Oyuncular: Nejat Uygur, Semra Sar, Önder Somer, Bilal İnci, Ergun Köknar, Turgut Boralı, Mürüvvet Sim, Feridun


Konu: Birbirlerini terkeden iki sevgiliyi barıştırmak için duygusal bir savaş veren işsiz güçsüz bir gencin öyküsü. 

BÜYÜK ACI (1971)

Yönetmen: Mehmet Bozkuş
Senaryo: Orhan Elmas
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Kamera: Çetin Gürtop, Yönetmen Yardımcısı: Erkan Işıklar, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Işık Şefi: Ender Film, Şevket Yılmaz, Sesleri Alan: Marko Buduris, Film Hazırlık Std.: Yıldız Film, Montaj : Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Bayram Türkan, Laboratuar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş,

Oyuncular: Murat Soydan, Arzu Okay, Turgut Özatay, Mine Sun, Şaziye Moral, Necdet Tosun, Türker Tekin, Muzaffer Yenen, Mahmure Handan, Muzaffer Yenen, Cengiz Han, Tayfun Eray


Konu: Fatma (Arzu Okay) geçimini bir fabrikada çalışarak sağlayan güzel bir genç kızdır. Fabrikada en iyi arkadaşı birlikte çalıştıkları Selma’dır. Selma’nın arkadaşı olan Bekir (Turgut Özatay) birlikte rastladığı ve tanıştığı Fatma’nın güzelliğinden oldukça etkilenmiştir. Fatma ile olmak ister ama genç kız buna karşı çıkar. Bekir ise üsteler ve kaba güçle ona sahip olmak ister. Fatma elinden güçlükle kurtulduğu Bekir’den kaçarken bir trafik kazası geçirir. Hastaneye kaldırılır. Ameliyat edilebilmesi için kana ihtiyaç vardır. Radyodan anonsları duyan Yusuf (Murat Soydan) kan vermek için patronundan izin ister. bu fikre karşı çıkan patronu ile tartışan Yusuf arkadaşı Osman ile birlikte işten ayrılır. Hastanede gerekli kanı veren Yusuf ve Osman yeni bir iş aramaya başlar. Bir süre sonra Yusuf minibüs şoförü, Osman ise biletçi olarak çalışmaya başlarlar. Bu arada verilen kanla yaşam tehlikesini atlatan Fatma iyileşip hastaneden taburcu olur. Kendisine kan veren Yusuf’u bulur ve onunla tanışır. İki genç arasında başlayan sıcak ilişki kısa sürede aşka dönüşür. Bekir tüm çabasına karşın ayırmak istediği sevgililerin evlenmesine engel olamaz. Bu arada bir çocukları olan evli çift, Yusuf’un Almanya’ya çalışmaya gitmesiyle ayrı düşerler. Gözü hala Fatma’da olan Bekir fırsattan istifade genç kadına tuzak kurar. Bekir ve arkadaşları ıssız bir yere kaçırdıkları Fatma’ya tecavüz ederler. Fatma utancından eve dönemez. Ortadan kaybolur. Almanya’ya dönen Yusuf’u istasyonda görürse de ona görünmez. Yusuf sürekli Fatma’yı aramaktadır. Yine de ondan en küçük bir haber alamaz. Artık umudu kesen ve üzüntüden kahrolan Yusuf kendini verdiği içkili gecelerden birinde, salaş bir gazinoda Fatma’ya rastlar. Onca olan bitenin hesabını sorup gerçekleri öğrenir. Büyük bir kinle arayıp bulduğu Bekir ve arkadaşlarını öldürür. Sonuç; talihsiz Fatma ile Yusuf’un büyük bir umutla sıcak bir yuvanın çatısı altında büyüttükleri sevginin, onca çabaya karşın büyük bir acıya dönüşmesinden başka bir şey değildir… 

BÜTÜN ANNELER MELEKTİR (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Orhan Aksoy
Foto Direktörü: İlhan Arakon
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Prodüksiyon Amiri: Avni Turan, Prodüksiyon Müdürü: Semih Sezerli, Sresleri Alan: Yorgo İlyadis, The Rank (Londra) stüdyolarında hazırlanmış, ve Pesen Film Stüdyolarında seslendirilmiştir.

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Selma), Ediz Hun (Fikret), Metin Serezli (Kenan), Gülistan Güzey (Dadı), Nergis Cansevdi (Zeynep), Ayşen Cansev Turgut Boralı (Selim), Doğan Tamer, Tarık Şimşek, Mehmet Büyükgüngör (Uşak), Erol Şen, İhsan Bayraktar, Şarkılar: Belkıs Özener, Sabahat Işık, Erdoğan Avcı, Cengiz Turalı, Mustafa Buvan, Şahin Gök, Tevfik Şen, Ercan Akyıldırım, Hüseyin Marangoz, Raif Öztürk, Ekrem Çınaroğlu, Şarkılar: Belkıs Özener,


Konu: Mutluluğunu yitiren bir genç kadınla, kıskançlık sonucu çocuğunu annesinden ayıran bir kocanın öyküsü. 



BUGÜN BENDE YARIN SENDE (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Natuk Baytan
Kamera: Paşa Gündoğdu
Yapım: Saba Film / Necil Ozon

Oyuncular: Tanju Korel, Ülkü Özen, Sevgi can, Melek Görgün, Baki Tamer, Attila Ergün, İhsan Gedik, Oktay Yavuz


Konu: Bir kaçakçılık olayı ile bir polisin öyküsü 

BİZİMKİLER (1971)

“Hüdaverdi Pırtık” 

Senaryo ve Yönetmen: Lale Oraloğlu
Eser: Sezgin Burak
Foto Direktörü: Mass Difala
Yapım: Kıvanç ve Oraloğlu Film

Reji asistanı: Erdal Boratap, Kamera Asistanı: Umur Özlüer, Laboratuar: Metin Eren, Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahattin Kaya, Senkron-Montaj: Turgut İnangiray, Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Ses Mühendisi: Nevzat Pesen, Prodüksiyon Amiri: N. Güleçöz, Ar Direktör: Ehat Alinçe, Set Amiri: K. Kongur, Işık Direktörü: Halit Aysan, Prodüktör: Gürdal Onur, Bülent Engin, (Saner Film Stüdyosunda hazırlanmış, Süperfon’da seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Sezgin Burak (Hüdaverdi), Haldun Dormen, Önder Tekin, Ercan Yazgan (Pırtık), İhsan Yüce, Can Dirim, Pekcan Koşar, Öcal San, Suna Pekuysal, Yüksel Gözen, Mehmet Yıldırım, Benan Öz, Teoman Aksoy, Süreyya Gür,


Konu: " Çağımız kültürünü, "resimli roman kültürü" ismini verdirecek kadar simgeleyen, gazetelerin en çok okunan köşelerinden birini meydana getiren, Amerikalıların "comics" dediği resimli romanları küçümsememek gerekir... Zira bu romanlar, özellikle tutulanları, o toplumun çeşitli özelliklerinin aynası olarak alınabilir. Öylesine çeşitli ki bunlar: bir aile mizahını sürdürenler, İngiliz mizahına uygun (ve genellikle yazısız) olanlar, "entelektüel" olmayı amaçlayanlar (Hoş Memo gibi) hayal-bilimsel özellikleriyle çağımızın teknolojik gelişmesini yansıtanlar (Dişi Bond, Garth, Johnny Hazard), vs. vs... Sezgin Burak'ın "Bizimkiler"i, tamamen yerli malı malzemesi, tipleri bizden ve genellikle Türkçe’nin kıvraklığına, iki anlamlılığına dayanan esprileri ile olsun, aktüaliteyi izlemesi, günlük sorunlara değinmesi ve örneğin bütün bir mahalle halkının birbirini tanıması, yardımlaşması gibi Türk toplumuna özgü, Batı'da artık pek kalmamış özellikleri yansıtması ile olsun, başarılı bir resimli roman... Böylesine popüler olmuş bir seriyi sinemaya getirmenin kolaylığı da var, güçlükleri de. Lale hanım, kolaylıklardan gereğince yararlanmış: başarılı bir "tipleme" ile filmin zaten hazır olan ticari başarısını herhalde pekiştirecek... Ama güçlüklerin hiç birinin hakkından gelememiş. Bir espriler zinciri olan filme, sinemasal anlamda hiçbir hareket ve canlılık kazandıramamış. Ayrıca teknik bakımdan hoş görülmesi zor hatalarla dolu laboratuar işlemleri aceleye gelmiş bir film: kamera çalışması, fotoğrafları böylesine kötü, seslendirmesi, dublajı böylesine bozuk, montajı böylesine dikkatsiz yapılmış bir filme Türk sinemasında son yıllarda rastlamamıştık. Tutulmuş bir seriyi perdeye aktarırken seyircilerin hepsinin çocuk olmayacağını da herhalde düşünmek gerekirdi...(Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf 90) 

BİR TESELLİ VER (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Lütfi Ö. Akad
Fotoğraf Direktörü: Ali Uğur, Mike Rafaelyan
Yapım: Saltuk Film / Kadir Kesemen,

Müzik-Beste-Şarkılar: Orhan Gencebay, Orodüksiyon Amiri: Arif Eriş, Asistan: Yaşar Koçer, Işık: İsmet Yurtcu, Set Amiri: Baki Soğukpınar, Montaj- Senkron: Cevat Szer, Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Hüsamettin Üren, Reji Asistanı: Erol Keskin, Ömür Mete, Kamera Asistanı: Güngör Tetiker, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu; Kostümler: Firdevs Moda Evi, Renk uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, (Lale Film Stüdyosu’nda seslendirilmiş ve Ören Film Stüdyosu’nda renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Orhan Gencebay, Tülin Örsek, Kadir Savun, Osman Alyanak, Güzin Özipek, Turgut Boralı, Danyal Topatan, Feridun Çölgeçen, Aydın Tazel, Aydın Tezel, Ekrem Dümer,


Konu: Bir fabrikada usta başı olarak çalışan, müziğe düşkün erdemli bir genç olan Orhan, aralarındaki sınıfsal, farklılıklarına karşın fabrika sahibinin kızı Nermi'ni etkiler ve birbirlerine büyük bir aşkla bağlanırlar. Filmin dönüm noktası Orhan Ustanın çalıştığı fabrikanın sahibinin kızıyla iş gereği karşılaşması ve gözlerinin kamaşması. Daha da güzel ve hoş olansa zengin kızı Nermin'in de kamaşması. Zengin kızı Nermin'in gözleri kamaşıyor, çünkü Kilyos yolunda arabası bozulup yolda kaldığında ve çaresizce fabrikaya yardım istemeye koştuğunda elinde gösterişsiz takım çantasıyla arıza yerine kadar birlikte geldiği usta hiç konuşmayan, cıvımayan bir emekçidir. Olanca özgüveniyle arabanın altına uzandığında hiç acele etmeden sıkışmış marş dinamosunu çalıştırdığında aynı tavrını, ağırlığını, edebini korumaktadır. Usta, şanlı Hafikoğulları'nın evinde araba tamiri sırasında kirlenen üstünü temizlerken de, sade bir teşekkür edip giderken de suskun ve onurludur. "Nereden buldun bu ne idüğü belirsiz adamı" diyen amca ya başını bile çevirip bakmamış, cevap vermeye bile gönül indirmemiştir. Zengin kızı Nermin, Orhan Ustanın marş dinamosunu çalıştırdığı arabada unuttuğu notalardan yalnızca iyi bir usta değil, aynı zamanda müzikle iç içe bir besteci olduğunu da anlar. Bu sihirli notaları Hafikoğulları'nın görkemli evini süsleyen piyanoda seslendirdiğinde büyülenir, çok sevmiştir bu Doğu kokan ezgileri çarpılmıştır hatta. Ayrıca Orhan Ustanın dünya nimetlerinden uzak görünmesine, arabada baş başa kaldıklarında ustaca şarkı söylemesine, direksiyon hakimiyetine, Kilyos sahillerinde hayattan kısacık alınan bir mala süresinde bile dalgalardan farklı ezgiler, farklı tınılar duyabilmesine, bunları imgeleminde bambaşka ışıltılı ezgilere dönüştürebilme yetisine, soğukkanlılığını her koşulda koruyabilmesine, sayısız gürültücü zengin fırlamadan oluşan sevimsiz gençler çetesinin, yani kendi yakın arkadaşlarının, can dostlarının olanca sululuklarına karşın soğukkanlılığını kaybetmemesine, onlara tükürmemesine, kafa atmamasına, tekme savurmamasına, dahası o kalabalığın içinde elinde purosu yüzünü buruşturup, "Gene getirmiş bu adamı" diye hayıflanan sevimsiz amcaya aldırmamasına daha da çok büyülenmiştir Nermin. (Vadullah Taş) 



BİR AVUÇ KAN (1971)

Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Osman F.Seden
Kamera: Necati İltaç
Yapım: Kemal Film / Osman F.Seden

Oyuncular: Ahmet Mekin, Sezer Güvenirgil, Bilal İnci, Erol Taş, Kazım Kartal, Nubar Terziyan, M. Ali Akpınar, Doğu Kan, Süheyl Eğriboz

Konu: Tefeciye toprağını kaptıran köy delikanlısının, toprağını geri almak için yaptığı mücadele konu ediliyor.


BİR KADIN UĞRUNA (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Lale Oraloğlu
Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur
Yapım: Kıvanç Film / Gürdal Onur

Oyuncular: Fikret Hakan, Lale Oraloğlu, Alev Oraloğlu, Avni Dilligil, Orçun Sonat, Güzin Özipek


Konu: Aynı erkeği seven bir ana-kızın yasak aşk öyküsü. 

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (1971)

Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Çetin Tunca,
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Zümrüt Film / Oksal Altınel


Oyuncular: Birtane Güngör, Atlan Bozkurt, Önder Somer, Nur Azak, Halit Akçatepe, Güzin Özipek, Tomris Önder, Cihat Tamer, Asım Nipton, Suna Pekuysal, Küçük Yıldızlar: Üç kara Boncuk 

BİR KADIN TUZAĞI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Lale Oraloğlu
Foto Direktörü: Ali Uğur
Yapım: Kıvanç Film/ Gürdal Onur, Bülent Engin

Teknisyenler: Kahraman Copur, Ahmet Torbalı, İbrahim Erol, Işık Şefi: Mehmet Alışkan, Senkron: Mustafa Kent, Montaj: Turgut İnangiray, Aykut Oray, O Parlakkaya, S. Asyalı, Sesler ve fon Müziği: Necip Sarıcıoğlu

Oyuncular: Fikret Hakan (Fikret), Lale Oraloğlu (suna), Alev Oraloğlu (Letla), Orçun Sonat (Orhan), Güzin Özipek (Yenge), Ergun Özcan, Tülin Oral, Avni Dilligil (Muhsin), Melih Laçinkaya, Mesude Sunay, Zeki Sezer, Minik Orsel,


Konu: Gayrı meşru çocuğunun şerefini kurtarmak için hizmetçilik, dadılık gibi çeşitli işlerde çalışan bir kadının dramatik öyküsü. 

BİR KADIN KAYBOLDU (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Safa Önal
Foto Direktörü: Necat Okçugil
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Türkan Şoray, Ekrem Bora, Kayhan Yıldızoğlu, Peri Han, Aynur Aydan, İlhan Hemşeri, Yılmaz Gruda, Diclehan Baban, Necabettin Yal, Muammer Gözalan, Nubar Terziyan


Konu: Kocasının dostunu öldürüp katil olan bir kadının, bu suç nedeniyle sevdiklerinden uzak durup kendisini kaybettirmeye çalışmasının öyküsü anlatılmaktadır