Powered By Blogger

30 Ocak 2018 Salı

BEYOĞLU KANUNU (1971)

Yönetmen: O. Nuri Ergün
Senaryo: Vecdi Uygun
Kameraman Ali Yaver
Yapım: Erbil Film Berker İnanoğlu

Montaj: Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Müdürü: Fehmi Tengiz, Reji Asistanı: Yunus Yılmaz, Kamera Asistanı: Umur Uğur, Işık Şefi: Aydın Yurteri, Ender Işık Servisi), Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Stüdyo Elemanları: Nevzat Dişiaçık, Arif Özalp, Osman Bilen, Adnan Açıklalın, Recai Karataş, Altan Sertesen, Sadettin Özmutlu, Bedirhan Koç,

Oyuncular: Ayhan Işık (Vedat), Piraye Uzun (Semra), Kuzey Vargın (Ferit), Turgut Özatay (Salih), Feridun Çölgeçen (Orhan), Yaşar Güçlü (Bekir), Leman Akçatepe (Vedat’ın annesi), Al Ekdal (Cahit), Nevin Nuray (Yıldız), Hasan Ceylan (Davut), Asım Nipton (Vedat’ın babası), Semra Sine (Nevin), Necip Tekçe, Cevdet Balıkçı (Davut’un adamı), Necip Tekçe (Necip), Mustafa Yavuz (Selim), Haydar Karaer (Komiser), Zeki Sezer (Doktor), Yaşar Güçlü,
,

Konu: “Kaşıyacak tırnak vermeyeceğiz bunlara.” Vedat karşı çete için böylesine kesin konuşmuştu. Ama iki kardeşini ve babasını kaybettiği gibi kendi paçasını zor kurtarıyor… Siyah beyaz filmde bile rengârenk Beyoğlu ve kapkara çıkar çatışması. Bekir, şarkıcı Yıldız’ı almaya gelmiş. Kennedy Otel’e gidecekler. Salih “Sen olduğun için sesim çıkmıyor. Başkasıyla bu işi yapmaya kalksa müsaade etmezdim” diyor. (Bekir’in mahcup kırıtması görülmeye değer.) Demek bu işler ‘patron müsaadesi’ ile. Meğer genç kızı ‘yem’ olarak kullanırmış. İş anlaşılınca onu Adana’ya ‘postalıyor’… Basireti mi bağlandı nedir, Vedat zavallı Bekir’i tek başına hem de sabahın dördünde Salih’le konuşmaya gönderir. Yaşar Güçlü boğulurken, çoğu filminde yaptığı gibi soyadına uygun dişlerini gösteriyor. Kareli ceketi o zamanın modası… Turgut Özatay ve Hasan Ceylan nasıl her zaman böylesine inandırıcı olabiliyorlar… Semra. “Gözleri hayat, neşe dolu. Siması çocuksu. İçten.” Vedat için evden ayrılmış. Teyzesi ile kalıyor. Ama sonra bu konunun ne olduğu belli değil. Piraye Uzun sanki rolünü pek sevmemiş. Filmin sonunda, kimbilir kaç yıl hapis yatacak olan kahramanımıza “Unutmayacağım, ölünceye kadar bekleyeceğim” diyor. Ama Yönetmen’in ‘tamam’ uyarısını bile ‘bekleyemiyor’. Sevdiğini götüren polislerle ve Vedat’ın gözü yaşlı annesine sarılmış olarak biraz yürüdükten sonra geri dönüp onlardan uzaklaşır. Kamera da ne yapsın objektifi ağacın dallarına çeviriyor… Filmde kurşun ve sigara nedeniyle dumansız sahne yok gibi. Vedat ve Cahit 7’şer; Davut 6; Ferit, Orhan, Bekir, Polis Müdürü, Davut’un adamı Rıfat, Vedat’ın üç adamı birer sigara tüttürüyorlar. Ayrıca Salih 4 sigara iki pipo; Arap İhsan bir nargile içiyor. Çetenin biri tütünü bırakıp biraz beklese, belki rakipleri kurşuna gerek olmadan hastalıktan gidecek. Semra ile konuşan Komiser’in sigarasında devamlılık yok. Mermi yönünden herkes çok cömert. Kimse 1–2 kurşunla yetinmiyor. En az 5 veya 10. Ferit öldürülürken rekor kırılır; 17. Hele Davut Ağa’nın çetesiyle hesaplaşırken 33 kurşun. Bu sırada Vedat “Tek başıma geldim” diyerek kuyruğu dik tutmaya çalışıyor. Oysa adamlarından geriye pek kimse kalmamıştı zaten… Kan gövdeyi götürürken Komiser, Vedat’ın annesine “Üzülmeyin, sakin olun. Gereken tedbir alındı. Kan dökülmeyecek” demişti. Fakat sonrasında 6 kişi daha ölüyor… Johnny Harris’in ‘Movements’ (1970) albümündeki ‘Light my Fire’ (1967) (Robby Krieger) 8 sahnede kullanılmış. Orijinali ‘The Doors’un olan bu eser Shirley Bassey ve Jose Feliciano’nun yorumuyla da çok sevilmişti… Filmin ilk gösterimi Zerrin Zeren’in ‘Yazık Sana’ (Ülkü Aker) şarkısı ile aynı yılda; 1972… Ferit, Necip’i öldürecek. Tabancası susturuculu ama seslendirirken normal patlama sesi verilmiş… Cahit’in, Nevin’e ateş ettiği sırada ilginç bir durum var. Karısı odanın soluna kaçarken o odanın sağına ateş ediyor… Doktor rolündeki Zeki Sezer’in sesi iki tane… Afif Yesari, Celal’i ve Arap İhsan’ı oynuyor… Abdurrahman Palay, Vedat ve Selim’i; Nevin Akkaya, Semra’yı; Pekcan Koşar, Cahit’i; Zafer Önen, Bekir’i; Haldun Ergüvenç, Doktor ve Celal’i; Fuat İşhan, Salih’i seslendirmiş… Vedat “Girdim bir kere bu amansız mücadeleye. Bırakırsam, dönersem korkak derler. İki paralık olur itibarım” havalarında. Semra ise bambaşka şeyler söylüyor; “Kim ne derse desin. Kanun kaçağı olmak mıdır itibar? Ölümle burun buruna gelmek, her an tehlikede yaşamak mıdır?” (Yazan: Murat Çelenligil – sinematürk internet veri tabanı) 

BEYOĞLU GÜZELİ (1971)

Yönetmen rtem Eğilmez
Senaryo Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni Mike Rafelyan,
Cahit Engin
Müzik: Yalçın Tura
Yapım Arzu Film / Nahit Ataman

Kurgu: Aleko Aleksandru, Reji asistanı: Muzaffer Hiçdurmaz, Ergin Orbey, Kamera Asistanı: Ali Güvenci, Negatif Montaj: Hüsamettin Üren, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Özkan Sevinç, Hayati Akbulut, Veli Özşahin, Hüseyin Kuğu, Renk Düzenleme: Turgut Ören, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Osman Koşkan, Prodüksiyon amiri: Yılmaz Kanat, Set Ekibi: Sadi kanat, Ahmet Aktüre, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Şarkılar: Belkıs Özener, (Ören Film stüdyosunda hazırlanmış, Lâle Film stüdyosunda seslendirilmiştir. )

Oyuncular: Tarık Akan (Ferit Akert), Hülya Koçyiğit (Alev Aker), Münir Ozkul (Alev’in babası), Suphi Tekniker (Adnan), Mürvet Sim (Melâhat), Müfit Kiper (Ferit’in babası), Şaziye Moral (Dadı), Göksel Kortay, Güzin Özipek (Madam), Adile Naşit (Madam), Aydın Tezel (Behzat Bey), Deniz Erkanat (Tülay), Cemil Can Bıçakçı ( Ferit’in arkadaşı), Kadri Ögelman, Hüseyin Kutman, Muammer Gözalan, Halit Akçatepe, Zeki Sezer (nikah memuru), Müşerref Çapın, Nermin Özses, Hamit Haskabal, Mahmure Handan, Muzaffer Yenen (doktor)


Konu: Ailesi ile birlikte çadır tiyatrosunda çalışan genç kızla, tıp öğrenimi yapan delikanlı rastlantı sonucu tanışırlar. Genç kız önceleri kimliğini saklasa da daha sonra genci çadır tiyatrosuna davet eder ve Beyoğlu Güzeli Alev kimliği ile karşısına çıkar. 



BEYAZ KELEBEKLER (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Aram Gülyüz
Kamera Kriton İlyadis
Yapım: Metro Film/Aram Gülyüz
Üçok Film/Ferhan Üçoklar

Oyuncular: Rıfat Eke, Altan Eke, Ender Akacan, Behzat Kutlubağ ve Bülent Ortaç (Beyaz Kelebekler Topluluğu), Engin Çağlar, Arzu Okay, Münir Özkul, Ömercik (Ömer Dönmez)

Konu: Beyaz kelebeklerin yükselişinin öyküsü.
____________________________



Beyaz Kelebekler, 1963'te İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde okuyan beş genç müzisyen (Rıfat Eke, Altan Eke, Ender Akacan, Behzat Kutlubağ ve Bülent Ortaç) tarafından kuruldu. Aralarına gitarist Ercüment Ateş ve solist Ayşe Sütçü'yü alarak, zamanın gazetelerinin promosyon çekilişlerinde konser vermeye başladılar. Turgut Akyüz'ün gruba katılmasıyla profesyonel hayata geçtiler. 1967 yılında Ayşe Sütçü evlenip müziği bırakınca yeni solistleri Azize (Gencebay) oldu. 1968'de İran Şahı'nın davetlisi olarak sarayda 14 gün kalıp altı konser verdiler. 1969 sonlarında bu kez Azize, Orhan Gencebay ile evlenince solist olarak Ülkü Üst'ü aldılar. 1970 yılında bir konser için Adapazarı'na giderken geçirdikleri trafik kazasında Rıfat Eke, Atlan Eke ve Behzat Kutlubağ hayatını kaybetti. Geride kalanlar yoğun baskılar sonucu Beyaz Kelebekler'i sürdürmeye karar verdi ve aralarına dört yeni arkadaşı alan grup hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde konsere çıktı .

.Beyaz Kelebekler, 1975 yılında Ercüment Ateş'in bestelediği "Sen Gidince" adlı şarkıyla Hollanda plak listelerinde bir numaraya kadar çıktı. O dönemdeki solistleri Sevil Özyurt'tu. Fakat grup solistlerini bir kez daha değiştirdi ve Semra İleten'i aldı. 1970'li yılların en popüler topluluklarından biri olan Beyaz Kelebekler, 1980 yılında İzmir Fuarı dönüşünde çalışmalarına son verdi. Turgut Akyüz bir trafik kazasında hayatını kaybedince Bülent ve Ender müziği bıraktılar ve ticaret hayatına atıldılar. (kimkimdir Internet sitesi)


.

BEŞ İDAMLIK ADAM (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Alev Akakar
Kamera: Mehmet Ali Özdemir
Yapım: Tarih Film / Alev Akakar

Oyuncular: Sami Tunç, Ülkü Özen, Hayati Hamzaoğlu, Aykut Bora, Mehmet Tozkoparan, Alev Akakar, Atilla Ergün, Alev Akakar, İhsan Gedik, Nur Erkut, Ergün Rona


Konu: Hapishaneden kaçan beş mahkum ve başgardiyanın kızı elif’in öyküsü. 

BEŞ HERGELE (1971)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo Zihni Çetiner
Kamera: Ali Yaver
Yapım: İrfan Film /  İrfan Atasoy

Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, Prodüksiyon Amiri: Bekir Çetiner,
Milli Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: İrfan Atasoy (Aygün), Tamer Yiğit (Çeto), Erol Taş (Arap İsmail), Behçet Nacar (Kobra), Safiye Yankı, Tijen Doray, Mahmut Gülay, Süheyl Eğriboz, Tarzan Çetin, Kudret Karadağ, Yaşar Güçlü, Cango Kemal, Yılmaz Türkdoğan, Orhan Çoban,


Konu: Pavyonda kumar oynarken olay çıkaran Aygün tutuklanarak hapse atılır. Burada tanıştığı Çeto ve Arap İsmail’i kurtararak, Kobra’nın peşine düşerler. 

BELANIN KRALI (1971)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Melih Gülgen
Kameraman Kaya Ererez
Yapım: Atadeniz Film /Yılmaz Atadeniz

Yönetmen Asistanı: Semih Servidal, Kameraman: Kaya Ererez, Kamera Asistanı: Hüseyin Ererez, Set Teknisyenleri: Erol Karaşıray, İsmet Çağlar, Yavuz Karakaya, Prodüksiyon Amiri: Nejdet Sivori, Ses Mühendisi: Makro Buduris, Montaj: Osman Bilen


Oyuncular: İrfan Atasoy, Feri Cansel, Aynur Akarsu, Nihat Ziyaalan, Tarık Şimşek, İhsan Gedik, Danyal Topatan, Sami Hazinses, Hulusi Kentmen, Cevat Kurtuluş, Osman Han, Behçet Nacar, Cango Kemal, Necati Tuna, Ahmet Karaca, Safiye Yankı, Hamiyet Yankı (Yıldız Film Stüdyosunda seslendirilmiş, Turgut Ören Renkli Laboratuarında hazırlanmıştır.) 

BEKLENEN ŞARKI (1971)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Fuat Özlüer
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Şarkılar: Şükran Özer
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu
(Sadık Şendil’in 1953 yapımı filmin senaryosundan)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Serpil Gül, Münir Özkul, Zeynep Tedü, Cenk Er, Gülistan Güzey, Hulusi Kentmen, Süha Doğan


Konu: Gül, konservatuarda temizlikçi olarak çalışan bir genç kızdır. İçten içe okulun öğrencilerine özenmektedir. Zengin bir ailenin kızı Meral okulda öğrencidir ve Selim adında (Kartal Tibet) bir gençle nişanlıdır. Ama Meral’in kendisini beğenmiş, züppe ve şımarık tavırları Selim’i rahatsız etmekte ve evliliği istememesine neden olmaktadır. Bir gün sınıfta hiç kimse yokken Gül piyano çalar ve şarkı söyler. Meral’i okuldan almak için gelen Selim, sesini çok beğendiği ... Gül’ü okulun öğrencisi sanır. Onunla tanışır ve doğum gününe çağırır. Gül daveti kabul eder, ama Meral onun temizlikçi olduğun açıklar. Gül utanır. Oysa Selim ondan çok hoşlanmıştır ve ilişkileri ilerler. Selim’in babası iflasın eşiğindedir. Tek kurtuluşu oğlunun Meral ile evliliğindedir ve Selim çaresiz kabul eder. Gül’den ayrılır. Gül bir arkadaşının yardımıyla barda şarkıcılığa başlar. Selim bunu öğrendiğinde gizlice gazinocular kralı ile görüşerek ünlü olmasını sağlar. Gönlü hala Gül’dedir. Ama Gül, Latif’le evleneceği yalanını uydurarak onu reddeder. Selim kendini içkiye verir. Annesi oğlunun bu durumuna üzülür ve Gül’le konuşmaya gider. Gül’ün evinde genç kızın babasının resmini görür. Gül onun mazideki aşkının kızıdır. Kendisinde yarım kalan bir beste vardır. Bu bestenin ikinci bölümü ise Gül’ün annesindedir. Beste tamamlanmıştır. Gül gazinoda bu şarkıyı söyler. Bu arada Latif Selim’e evlilik haberinin düzmece olduğunu anlatır. Sevinçten çılgına dönen Selim için artık yapılacak tek bir şey vardır. Bir an önce gazinoya koşmak ve biricik Gül’ünün yanından bir ömür boyu ayrılmamak .

BEBEK GiBi MAŞALLAH (1971)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Cengiz Tacer
Yapım: Meç Film Kollektif Ştrketi / Enver Özer, Işık Toraman, Çetin İnanç

Ses Teknisyenleri: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Hakkı Kayıhan, Ses Teknisyeni: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Hakkı Kayahan, Montaj: Özdemir Arııtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Laboratuar: Arif Özalp, Osman Bilen, Adnan Açıkalın, Nevzat Dişiaçık, Altan Sertesen, Sadettin Özmutlu, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz, Reji Asistanı: Aykut Düz, Kamera Asistanı: Ali Yıldız, Teknik Direktör: Taner Oğuz,

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, İzzet Günay, Münir Özkul, Necdet Tosun, Nihat Ziyalan, Sami Hazinses, Hulusi Kentmen, Meltem Mete, Feridun Çölgeçen, Nubar Terziyan, Cevat Kurtuluş, Şefik Döğen,


Konu: Nişanlısının mirasına sahip olmak isteyen bir erkekle, durumu kıza duyurup onun kötü niyetini açığa çıkaran ve onunla evlenen gencin aşk ve dramı. 

BAYBARS ASYA'NIN TEK ATLISI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Kemal Kan
Operatör: Ali Uğur
Yapım: Saltuk Film / Kadir Kesemen

Prodüksiyon Amiri: Arif Eriş, Reji Asistanı: Mesut Taner, Ömür Mete, Operatör Asistanı: Bediî Enen, Işık Şefi: İsmet Yurtçu (Funda Işık Servisi), Sesleri Alan: Marko Buduris, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Özkan Sevinç Montaj: Süleyman Karakaya, Mustafa Karataş, Montaj ve Senkron: Cevat Sezer, Negatif Montaj: Hüsam Üren, (Ören Film Stüdyosunda renklendirilmiş, Yıldız Film stüdyosunda seslendirilmiştiR)

Oyuncular: Serdar Gökhan, Feri Cansel, Kadir Savun, Danyal Topatan, Nur Azak, Zeki Tüney, Sırrı Elitaş, Reşit Çıldam, Abidin Görsev, Lütfi Engin, Doğan Argun, Giray Alpan, Kadir Palai, M. Alli Güngör,


Konu: Serbest pazar haline getirilen Muncuk şehrinde Hun Türklerinin mezarları soyuluyor onlara işkenceler yapılıyordu Muncuku teftiş etmesi için kumandan Attila Baybars ı(Serdar Gökhan) görevlendirdi.. Papaz Lukas(Danyal Topatan) ve Zenon(Zeki Tüney), Muncuk Kalesinin kumandanı Yüce Klintası(Yılmaz Kurt) hapsetmiş ve başa geçip yeni bir imparatorluk kurmaya çalışıyorlardı. Baybars onların hain planlarını öğrenir ve uğraşa koyulur. 



BAYAN BACAK TABANCA BIÇAK (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Kayahan Arıkan
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Nimet Film/Melih Üstüngör

Oyuncular: Müfit Noyan, Melek Görgün, Turgut Özatay, Yıldırım Önal, Sami Hazinses, Yaşar Güçlü, Renan Fosforoğlu, Nesrin Kaptan, Funda Ege, Ayten Güvenç, Rafet Gülerman, Arap Celal, Muzaffer Yenen


Konu: Eroin kaçakçılığı yapan bir kadınla, onun peşine düşen bir komiserin erotik öyküsü. 

BATTAL GAZİ DESTANI (1971)

Yönetmen Atıf Yılmaz,
Senaryo: Ayşe Yılmaz (Şasa), Atıf Yılmaz,
Fotoğraf Direktörü: Çetin Tunca,
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Asistan Rejisör: Zeki Ökten, Müzik: Miklós Rózsa, Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Kostüm: Niyazi Er,Dekor: Güven Prodüksiyon Müdürü: Adnan Uygur, Prodüksiyon Amiri: Sabri Aslankara, Prodüksiyon Asistanı: Namık Karakılıç, (Acar film renkli laboratuarında hazırlanmıştır).

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Meral Zeren, Reha Yurdakul, Erden Aklan, Melek Görgün, Kerim Afşar, Ali Taygun, Atıf Kaptan, Baki Tamer, Aynur Akarsu, Baki Tamer, Nesrin Nur, Ali Taygun, Niyazi Er,

KONU: Babasının ölümünden sonra intikam almak için yemin eden Battal Gazi ile İslamiyetikabul eden Bizanslı Hammer’in öyküsü.

" "Film de dikkati çeken bir diğer yön de etiketnik öğelerin kullanılış dengesinde görülen tersliktir. Milli tarihimizde görülen, gerek destanlaşmış kişilerin ferdi, gerekse topyekün millet olarak ortaya konan mücadeleler, savaşlar hep belli ve ilahi bir sebebe dayanmakta; bu sebeple bütün bu mücadeleler, dini ve milli kaidelerin sınırladığı belli bir adalet ve ahlak çerçevesinde yapılmaktaydı; dolayısıyla bunun dışında olarak -sinemada olsun, edebiyatta olsun- gösterilmek istenen bir olaylar zinciri, en basit anlamıyla eserin gerçekliğini bozar; onu hiçbir temele dayanmayan bir macera ürünü haline getirir.” (Salih Sökmen, “Bugünkü Türk Sineması” Fetih Yayınevi, 1973)

Kendisi farklı kaynaklarda Türk, Arap, Anadolu yerli halkından olarak nitelenmiştir. Battal gazi hakkında bugüne ulaşabilmiş kaynaklar olarak bakabileceklerimiz, sadece mesnevi tarzı yazılmış, birbirini hem destekleyen hem de çelişen olgular içeren destanlar ve halkın hafızasında kalmış olan bilgilerdir. Yaşadığı tarihle ilgili kesin bir bilgiye sahip olmak istersek şöyle bir sonuca ulaşırız: Battal gazi destanı nda ve halk hikayelerinde battal gazinin arap ordusuyla birlikte istanbulu kuşattığı bilinmektedir. Bu kuşatma hem denizden hem de karadan olmuştur. Başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Destanda battal'ın düşmanı imparatorun ismi leon'dur. Arap komutanına oyun oynayıp kuşatma başladığında istanbula geçip imparatorluğunu ilan etmiştir. Arap tarihinde 2. İstanbul kuşatmasının tarihi 717-718 dir. Bizans tarihinde de bu aynıdır ve bizans tarihinde imparator 3. Leonun tahta çıkma tarihi 717 dir. Destandaki leon'un imparator 3. Leon olma olasılığı yüksektir. Yine destanda battal gazi'nin kuşatma sırasında yirmili yaşlarında olduğunu göz önüne alırsak battal gazi'nin doğum yılı 690-695 civarıdır. Battal gazi'nin ölüm yılının 740 olduğunda tarihçiler mütabakata varmışlardır. Battal gazi hakkındaki genel tarihsel bilgi onun bir arap kumandanı olduğudur. Hatta 'Battal' kelimesi de arapça kökenli bir sözcüktür. Ancak bu sözcük, mezopotamya'da genel olarak kullanılmaktadır. Battal Gazi'nin yaşadığı döneme bakacak olursak, Anadolu'da bir Türk veya Arap olgusunun olmadığı zamandır. Hakkındaki kaynaklara, yani mesneviler ve halk hikayelerine bakıldığında, kendisinin; Bizans kilisesinin zulmünden bıkan halkın hakkını savunmak için halktan bir ordu topladığı ve Bizans'la savaştığı görülmekte. Kilise kayıtlarında, o zamanki Anadolu halkının din inanışı lanetlenerek anlatılırken, bahsedilen inanç biçimi, 'pir'leriyle, ibadetleriyle, günümüz alevilerine çok benzemektedir. Kilisenin baskı yaptığı halk da bu halktır. Battal Gazi'nin halkın içinden çıkan bir kahraman olması, dışarıdan gelip de akıncılık yapması düşüncesindan daha yüksek bir ihtimâl. O zamanlar ezilen ve dolayısıyla isyan noktasında Battal Gazi'nin etrafında toplanan halk, büyük olasılıkla bugünkü Anadolu Alevileri'dir. Günümüzdeki Battal gazi'nini yaşatılmasına bakarsak, resmi tarih haricinde, alevi halk tarafından yaşatılmakta. Eskişehir ilinin Seyitgazi ilçesinde bulunan Battal Gazi türbesi, alevi halkın her sene uğradığı yer olma özelliğindedir. O dönemdeki halk, çok büyük ihtimalle Anadolu'nun yerli halkıdır. fakat bu konudaki tartışmalar devam etmektedir. (tr.wikipedia.org/wiki/Battal_Gazi)






29 Ocak 2018 Pazartesi

BATIDAN GELEN ADAM (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Savaş Eşici,
Kamera: Salih Dikişçi,
Yapım: Nuran Film/Savaş Eşici


Oyuncular: Cihangir Gaffari, Erol Taş, Gülgün Erdem, Hüseyin Zan, Ahmet Şenses, Erol Yeşilyaprak 

BATAKHANELER KRALI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Bozkurt Film/İsmail Konca

Oyuncular: Tamer Yiğit, Melek Görgün, Ülkü Ülker, Kuzey Vargın, Behçet Nacar, Aynur Aydan, Kudret Şandra, Yeşim Yükselen, Nesrin Kaptan, Ebru


Konu: Kötü yola düşürülen kız kardeşini batakhanelerde arayan bir polisin öyküsü 

BABA (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Güney 
Foto Direktörü: Gani Turanlı
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Reji Asistanı: Sami Güçlü, Kamera Asistanı: Umut Aşçı, Sesleri Çeken: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Laboratuar: Altan Sertesen, Nevzat Dişiaçık, Sadettin Özmutlu, Arif Özalp, Bedirhan Koç, Adnan Açıkalın, Set Amiri: Nizam Ergüden, Teknisyenler: Hikmet Tülek, Ercan Akyıldırım, Nurettin Akgül, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, Asistanı: İsmet Demirkol, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Editör: Şerif Gören (Acar Film stüdyosunda renklendirilmiş, Lâle Film stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: Yılmaz Güney, Müşerref Tezcan, Kuzey Vargın, Yıldırım Önal, Ender Sonku, Nedret Güvenç, Tuncer Necmioğlu, Aytaç Arman, Nimet Tezer, Feridun Çölgeçen, Mehmet Büyükgüngör, Güven Şengil, Yeşim Tan, Muammer Gözalan, Faik Coşkun, Osman Han, Ali Seyhan, Mehmet Yağmur, Mustafa Yavuz, Ahmet Karaca, Cemal Tezer, Ahmet Turgutlu, Reşit Çıldam, Taşdemir, Süheyl Eğriboz, M. Ali Güngör, Çocuk Oyuncular: Oktay Demiriş, Saliha Demiriş,

KONU: Yeni zenginlerin oluşturduğu eski bir yalının müştemilatında yaşlı anası, karısı ve üç çocuğuyla birlikte hayatını sürdüren Cemal’in (Yılmaz Güney) ekmek teknesi, motorlu kayığıdır. Cemal, yalının sahibi Refik Kemal Bey'in (Yıldırım Önal) oğlu Koray'ın (Kuzey Vargın) emrindedir. Annesi ve babasıyla Boğaz'ın bir başka kıyısındaki evlerinde yaşayan Koray, her pavyon dönüşü sevgilisiyle (Yeşim Tan) gelip, bu boş villada kalmaktadır. Onları Cemal gece yarıları karşı kıyıdan alıp villaya getirmektedir. Bu iş Cemal’in yüzünü kızartmaktadır. Koray'ı sevgilileriyle villaya taşıması artık ağırına gitmektedir.

Biri kundakta, diğer ikisi okula giden çocuklarının yarınını düşünen Cemal'in tüm umudu Almanya'dadır. Sürekli olarak Almanya'yı düşler. Eğer Almanya'ya işçi olarak gitmeyi başarabilirse, oğlu Ali'ye (Oktay Demiriş) mandolin, kızı Saliha'ya (Semiha Demiriş) bir konuşan bebek getirecektir. Cemal bu düşlerle o sabah işten çıkar. Sağlam raporu almak için İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun muayene odasında Alman doktorun karşısındadır. Artık el kapısından kurtulacaktır. Ancak işler umduğu gibi gitmez. Alman doktorun ağız muayenesinden sonra hemşire, "Siz gidemeyeceksiniz, dişleriniz eksik..." deyince Cemal’in tüm hayalleri yıkılmıştır. Çok üzgündür. Çünkü söz verdiği mandolini, konuşan bebeği ve bisikleti çocuklarına getiremeyecektir. Cemal, kaderine lanet eder.

Dişlerinin derdine düşen Cemal, bir gün yalı sahibi Refik Kemal tarafından Emirgan'daki köşke çağrılır. "Hayırdır," deyip gider Cemal. Tüm aile köşkte toplanmıştır. Refik Kemal, Cemal'e durumu üzülerek açıklar. Oğlu Koray dün gece pavyonda kaza sonucu bir adam öldürmüştür. Refik Kemal teklifini söyler: Suçu Cemal üstüne alırsa, onun, ailesinin, çocuklarının bütün ihtiyaçları karşılanacaktır. Hapishanede aslanlar gibi bakılacaktır kendisine. Cezası bittiğinde de ayrıca para verecektir. Bu durumda Almanya ile hapishane arasında fark yoktur...

Cemal ikinci kez yıkılır. Şaşkın ve üzgündür. Sonra bir an çocuklarını düşünür. Ve: "En kısa zamanda bir mandolin, bir bisiklet, bir bebek, çanta ve çocuklarıma giyecek gönderin," deyip Koray'ın cinayetini üstlenir. Cemal ertesi sabah gerçeği yalnızca karısına (Müşerref Tezcan) açıklar. Anası ve çocukları işin aslını asla bilmeyecekler ve onun Almanya'ya gittiğini sanacaklardır. Bavulunu hazırlayıp çocuklarına ve anasına veda eden Cemal, 24 yıl ağır hapse mahkum olmuştur.
Artık demir parmaklıklar arkasındaki yeni hayatına başlamıştır. Koray babasının talimatıyla mandolin, bebek ve bisikletle birlikte aldıkları diğer eşyaları yalıya getirip Cemal’in çocuklarına teslim eder. Önceleri her şey düzgün gitmektedir. Hapishanede Cemal’i ziyaret eden karısı herhangi bir sorunları olmadığını söyler. Paraları vardır, her gün tencereleri kaynamaktadır. Çocuklar mutludurlar, bebek de büyümektedir. Tek üzüntüleri babalarının başlarında olmayışıdır. Sinirleri bozuk olan Koray ise artık her gün yalıda kalmaya başlamıştır.

Zamanla Cemal’in karısı ziyaretlerini keser. Cemal çocuklarını göremez, dizlerinden şikayet eden yaşlı anasından da bir haber alamaz olmuştur. 24 yıl hapse mahkum Cemal kuşkular içindedir.

Cemal’in bu durumu koğuş arkadaşlarından Sabri (Tuncer Necmioğlu) ile Arap Mithat’ı (Güven Şengil) etkiler. Kısa süre sonra cezasını tamamlayıp dışarı çıkan Arap Mithat, Cemal’e yardımcı olmak için ailesinin kaldığı yalıya gider. Cemal’in başına gelenler içler acısıdır. Yalı satılmış, Refik Kemal ölmüş, Koray'ın tecavüz ettiği karısı üç ay önce ortadan kaybolmuş, ihtiyar anası çocuklara bakamayınca onları evlatlık vermiş... Bütün bunları tek tek Cemal’e anlatmak zordur. Ama Sabri yüreğine taş basarak anlatır.

Yıllar sonra af kanunu çıkar. Ancak Cemal, genel aftan tümüyle yararlanamamaktadır. Yattığı yıllar hesaplanır, tahliyesi için 4 yıl 7 ayı daha vardır. Ve zaman geçer, tahliye zamanı gelir. Dışarı çıkan Cemal'i arkadaşları Sabri, Arap Mithat ve Mehmet Ağa (Mehmet Büyükgüngör) yalnız bırakmazlar. Onu hapislik günlerinden bu yana 'baba' adıyla çağırmaktadırlar. Önce Cemal’in yıllar önce kaybolan çocukları aranır. Oğlu Ali'yi (Aytaç Arman) bir kumarhanede bulurlar. Ali, büyüyünce gayrı meşru işler çeviren bir bitirim olmuştur. ı Baba oğul kumarhanede karşı karşıya gelirler. Ama Ali, Almanya'da öldüğünü sandığı babasını tanıyamaz.

Koray'ın, Cemal’in tahliyesinden sonra huzuru kaçmıştır. Ali'yi çağırıp başının dertte olduğunu söyler. Ali, Koray'ın yanında çalıştırdığı adamlarından biridir, aynı zamanda. Ona gizli bir görev verir. Cemal, ailesini felakete sürükleyen Koray'ı can dostlarıyla ararken, bu kez kızı Saliha'yı (Ender Doruk) bir randevu evinde bulur. Arkadaşları onu birlikte kalması için üst kattaki bir kızın odasına çıkarırlar. Genç kız soyunurken, Cemal, boynunun altındaki beni görür. Kızını tanımıştır. Saliha arkasını dönüp baktığında kimseyi göremez. Giyinip aşağıya indiğinde aralarında bir dostluk ilişkisi başlar. Birbirlerinin geçmişini sorgularlar. Kız, "Allah babamın gözünü kör etsin, beni mahveden o değil mi, başımıza gelen bütün felaketlerin sebebi o..." der. Ağlamamak için kendini zor tutan Cemal, "İstersen ben senin baban olayım," deyip kızını bu evden çıkarır.

Bu arada Cemal’in arkadaşları Koray'ı bulmuşlardır. Cemal bir silah ister. Ancak Arap Mithat ve Mehmet Ağa, Cemal’in elini kana bulamasına karşıdırlar. Koray, Ali'yle birlikte eve gelir. Ali aşağıda, arabada kalırken, Koray içeri girmiştir. Karşısında birden Cemal’i görür Koray. Koray pişman, Cemal’se yılların kiniyle doludur. Yalvarır Koray, ama Cemal duymaz bile, tetiği çeker. Silah sesiyle yukarı fırlayan Ali, Cemal’i arkasından vurur. Ali son anda Cemal'i gülüşünden tanır. Ve çığlık çığlığa bağırır Ali: "Babaaaa... Babaaa...! Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 329-332 ”

Ödülleri:
4. Adana Altın Koza Film Festivali'nde (1972) ► En başarılı film',
► Yılmaz Güney 'en başarılı erkek oyuncu'

Jüri üyeleri: Şevket Rado, Kadri Kayabal, Orhan Özkırım, Muazzez Tahsin Berkant, Refik Sönmezsoy, Edip Hakkı Köseoğlu, Yalçın Remzi Yüreğir, Muzaffer Tema, Mücahit Beşer, Sabahattin Filmer, Adnan Sümer 

Film de dikkati çeken bir diğer yön de etik etnik öğelerin kullanılış dengesinde görülen tersliktir. Milli tarihimizde görülen, gerek destanlaşmış kişilerin ferdi, gerekse topyekun millet olarak ortaya konan mücadeleler, savaşlar hep belli ve ilahi bir sebebe dayanmakta; bu sebeple bütün bu mücadeleler, dini ve milli kaidelerin sınırladığı belli bir adalet ve ahlak çerçevesinde yapılmaktaydı; dolayısıyla bunun dışında olarak -sinemada olsun, edebiyatta olsun- gösterilmek istenen bir olaylar zinciri, en basit anlamıyla eserin gerçekliğini bozar; onu hiçbir temele dayanmayan bir macera ürünü haline getirir.” (Salih Sökmen, “Bugünkü Türk Sineması” Fetih Yayınevi, 1973) “Okan Ormanlı, “Türk Sinemasında Eleştiri”, syf100



 Filmin senaryosu, Bekir Yıldız’ın “sahipsizler kitabında yer alan ‘Üç Yoldaş’ öyküsünden esinlenerek, özellikle filmin başlangıç bölümü yazılmıştır.




AZRAİLİN BEŞ ATLISI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak
Kamera Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/ Necdet Erdur, Erdoğan Tilav

Asistan Rejisör: Naki Yurter, Kamera Asistanı: Mustafa Kırkağaç, Prodüksiyon: Yaşar Koçer, Resul Hakverdi, Set Amiri: İbrahim Uğurlu, Mevlut Ekinci, Adil Özbek, Sesleri Alan: Makro Buduris, Montaj, Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, (Yıldız Film stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Kadir İnanır, Aynur Aydan, Aytekin Akkaya, Behçet Nacar, Nesrin Kaptan, Doğan Tamer, İhsan Gedik, Mustafa Nalkafa, Muzaffer Civan, Necati Tuna, İbrahim Uğurlu, Şahin Kızıltaş, Günay Güner, Birsen Şen, Nesrin Kaptan, Cemal Yüce, Mehmet Bozkaya, Yalçın Tufan,


Konu: Tuna boylarında altın peşinde koşan maceracıların öyküsü.