Powered By Blogger

13 Şubat 2018 Salı

ESTERGON KALESİ / AKMA TUNA (1972)

Yönetmen: Kemal Kan
Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur
Yapım: Türk-Kan Film / Kadir Kesemen

Teknik Yönetmen: Ertan Küçükoktay, Topsy Operatörü: İ. Halil Öner, Telesine: MK-III Rank Cintel, Jenerik: Oktay Cengiz,

Oyuncular: Serdar Gökhan, Kazım Kartal, Feri Cansel. Ali Şen, Osman Alyanak, Sırrı Elitaş, Şefik Döğen, Tuncer Necmioğlu, Elif Ozangil, Nevin Aypar, Ahmet Karatop, Ramazan Akboğa

Konu: Bir yüzbaşı tarafından esir alınan ve ağır işkencelere maruz kalan Çal Hasan büyük mücadeleler sonunda hapis olduğu kaleden kaçmayı başarır. Çal Hasan padişahın emrini ve iradesini aldıktan sonra yarım kalan görevini tamamlamak , serhadda bulunan Genç Osman’ı bulup kurban olmadan Estergon da Türk sancaklarını dalgalandırmak üzere yola

koyulur. 

ELVEDA MEYHANECİ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Vural Pakel
Kamera Ali Yaver
Yapım: Özer Film/Enver Özer, Vural Pakel

Prodüksiyon Amiri: Mustafa Eti, Işık Direktörü: Haydar Aslan (Funda Işık Srevisi), Sesleri çeken: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Reji Asistanları: Tarık Gün, Selma Sonat, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Montaj Şefi: Aleko Aleksandro, Senkron: Osman Koşkan, Megatif Montaj: Hüsam Eren,
Ören Film stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Feri Cansel, Tunç Oral, Süleyman Turan, Ömercik, Altan Günbay, Zeyno Çilem, Hüseyin Zan, Necdet Yakın, Zafer Önen, Cevat Kurtuluş , Ahmet Şenses, Osman Han,


Konu: Kişiliğini yeniden bulmaya çalışan alkolik bir babanın öyküsü. 

ELİF İLE SEYDO (1972)

 Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo Mehmet A. Jöntürk
Kamera Orhan Kapkı
Yapım: Polat Film / Samim Meriç

Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Özkan Sevinç, Montaj, Senkron: Osman Koşkan, (Ören Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Fikret Hakan, Müşerref Tezcan, Samim Meriç, Erol Taş, Aliye Rona, Ferudun Çölgeçen, Altan Korkut, Mine Sun, Faruk Panter, Aşık İhsani, Süheyl Eğriboz, Turgut Savaş, Ersun Kazançel,


Konu: Seydo, anne, baba ve kız kardeşinin öldürülmesi üzerine, dağa çıkar. Niyeti her kötülükte parmağı olan Osmanlı Paşası ile mücadele etmektir. Hatta bu arada paşanın kızını da intikam olsun diye iğfal eder. Diğer taraftan da ağanın kızı Elif ile arası gayet iyidir. Birbirlerini sevmektedirler. Paşanın evlenme teklifini kabul etmeyen Elif'de dağa çıkar. Her ikisi birlik olup mücadele verirler ve sonunda da evlenirler. 

ELVEDA YAVRUM (1972)

Yönetmen: Oğuz Gözen
Senaryo: Cevdet Yavuzdoğan
Müzik: Mutsel Öztürk
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Nil Film/Nil Uzun

Oyuncular: Nil Uzun, Sema Tamer, Önder Somer, Baki Tamer, Aytaç Arman, Feridun Çölgeçen, Ali Ekdal, Yasemin Özsu, Sönmez Yıkılmaz, Kemal Çapraz, İhsan Bayraktar, Yılmaz Gören


Konu: Kumara düşkün kocası yüzünden mutlu olamayıp sonunda intihar eden bir kadının dramatik öyküsü. 

EKMEKÇİ KADIN (1972)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran “Xavier de Montep’in 1884 de yazdığı “La Porteuse de Pain” isimli romanından
Foto Direktörü: Kriton İliadis

Yapım: Melek Film/Şahan Haki , Berç Arman Kürkçüyan
Reji Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, Prodüksiyon Asistanı: Erol Deniz, Işık Direktörü: Stavro Yuanidis, Set Amiri: İsmet Özçınar, Makyör: Alp Günay, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Sanat Yönetmeni: Stavro Yuanidis,
(Acar Film Renkli Laboratuarıda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Fatma Girik (Fatma Güçlü/Gül Güçlü/Zehraq), Yalçın Gülhan (Yalçın Güneş), Orçun Sonat (Kenan/Selim Güneş), Aytaç Arman (Murat Güçlü), Hülya Tuğlu (Jale), Hulusi Kentmen (Arif), Hamit Yıldırım (Osman Güçlü), Nubar Terziyan (Salih), Erdoğan Seren (Kaya Güneş), İsmail Hakkı Şen (Savcı), Renan Fosforoğlu (Hüseyin), Sedat Demir (Selim Güneş), Nubar Kamçılı, Ali Demir (Polis), Ekrem Dümer (Ağır Ceza Üyesi), Mustafa Yavuz, Dündar Aydınlı, Vahit Volkan, Zeki Sezer (Hapishane Müdürü), Remziye Fırtına, Nermin Özses, Meral Kurtuluş, Sabahat IŞık, Faik Coşkun, Hüseyin Salıcı (Ağır Ceza Üyesi), A. Cengiz Aydınoğlu, Uğur Sert


Konu: Bir dokuma fabrikasında teknisyen olarak çalışan Osman (H. Yıldırım) karısı ve iki çocuğu ile mutludur. Karısı Fatma'da (F. Girik) başka bir teknisyen olan Kenan Usta'nın (O. Sonat) da gözü vardır. Kenan Usta bir gece Osman'ın ölümüne neden olur. Amacı Fatma'yı yanına çekmektir ama başaramaz. Fatma aynı fabrikaya bekçi olur. Kenan Usta sonra fabrikanın sahibi Hüseyin Bey'i (R. Fosforoğlu) öldürür ve elindeki değerli makine planlarını alır. Fatma olayı görmüştür ama çıkan yangın onu korkutmuştur. Kenan Usta o sırada orada olan bir işçiyi öldürüp kimliğini değiştirir ve onu da yangına atar. Herkes ' Kenan Usta'nın öldüğünü sanır. Fatma zanlı olarak hapse girer. ' Kızı Gül süt annesinin elinde oğlu Murat'ta yakını bakkal Arif Efendi'ye (H. Kentmen) kalır. Kenan Usta başka bir şehirde çok zengin olur. Adananın zengin fabrikatör Salih Bey (N. Terziyan) ile iyi ilişkiler kurup kızı ile evlenir. Karısı, kızı Jale'yi doğururken ölür. Bu arada Fatma, şehir şehir ceza evi dolaşmaya başlar. Aradan yıllar geçer. Fatma'nın kızı Gül (F. Girik) tesadüfen Hüseyin Bey'in oğlu Avukat Yalçın (Y. Gülhan) ile tanışır ve aşık olur. Fatma'nın oğlu Murat da (A. Arman) Kenan Bey'in avukatı olmuştur. Kenan'ın hastalıklı kızı Jale, Yalçın'a aşık olunca Gül'ü koparmaya çalışırlar. Fatma hapisten kaçıp bilmeden kızının evinde çalışmaya başlar. Polis Kenan'ın kimliğini bulur. Fatma'nın suçsuzluğunu ispat eder. Jale ölmüştür. Yalçın Gül'e döner. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik” 



DUDAKTAN DUDAĞA ÖLÜM (1972)

"ÖLÜMLE DUDAK DUDAĞA "

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo Yılmaz Korkut
Foto Direktörü: Nedim Akanlar
Yapım: Metro Film/Aram Gülyüz

Prodüksiyon: Faik Hiçyılmaz, Asistanı: Bilal Gülcan, Işıklar: Yusuf Tümen, Kamera: Ali Özügül, Reji Asistanı: Yılmaz Korkut, Sesleri Alan: Marko Buduris,

Oyuncular: Serdar Gökhan, Fatma Belgen, Ülkü Ülker, Yeşim Yükselen, Ekrem Gökkaya, , Nubar Terziyan, Necdet Kkeş, Sevim Sevil, Cemil Akacan, İbrahim Kurt, Mehmet Yağmur, Hakkı Kurt, Vahit Volkan, Yasemin Esmergül, Küçük Yıldızlar: Serdar, Lamia, Işın İşsever Kardeşler


Konu: İşçi olarak gittiği Almanya'dan döndükten sonra yabancılaşan evli bir gençle, köyde bıraktığı karısının ağaya karşı direniş öyküsü 

DÖNÜŞ (1972)

Yönetmen: Türkan Şoray
Senaryo: Safa Önal “Türkan Şoray’ın bir
hikayesinden
Foto Direktörü: Kaya Ererez
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Reji Asistanı: Yılmaz Koç, Kamera Asistanı: Hüseyin Ererez, Ar Direktör: Secat Kırmacı, Set Amiri: Ekrem Ülgen, Işık Şefi Erol Batıbeki, Ekip: Sadi Bölüklü, Melih Dörtışık, Halil Dede, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tunçel, Yusuf Küçüköner, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Stüdyo Teknik Elemanları: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Hüseyin Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Editör: Şerif Gören, Asistanı: Metin Ok, (Lale Film Stüdyosunda seslendirilmiş, Ören Film laboratuarında renklendirilmiştir. )

Oyuncular: Türkan Şoray, Kadir İnanır, Bilal İnci, Osman Alyanak, Hikmet Arsever, Mehmet Büyükgüngör, Necip Tekçe, Yusuf Küçüköner, Hikmet Taşdemir, Murat Yağız, Güler Kurt, Ahmet Kostariga, Murat Tok, Niyazi Gökdere, Ayla Ergün, İhsan Bayraktar, Muzaffer Civan, Nermin Özses,

KONU: 1960'da oyunculuk kariyerine başlayan Türkan Şoray, kamera önünde geçirdiği 12 senenin ardından 1972'de "Dönüş" ile yönetmen koltuğuna oturdu. Hem de, aradan geçen bunca zamana rağmen günümüzde bile hâlâ eksikliğini çektiğimiz bir 'kadın öyküsü'yle... "Dönüş" her anlamda kadın eli değmiş bir yapım olarak sinema tarihimizde özel bir yere sahip. Zira Şoray, sadece yönetmenlikle kalmamış, anaöyküyü (o öyküyü Safa Önal senaryolaştır-mıştı) kendisi kaleme almış ve aynı zamanda filmin başrolünü de üstlenmişti. Filmde Şoray, geride kalmış eş üzerinden bir 'Alamancı' trajedisi anlatıyor. Kadir İnanır'm canlandırdığı kocası, para kazanmak için Almanya'ya gidince bebeğiyle ortada kalan; bu zaman zarfında da köy ağasının tüm taciz ve eziyetlerine rağmen dimdik ayakta durmaya çalışan Gülcan'm (Şoray) hikayesini... Şoray-Inanır çiftinin canlandırdığı karakterler vesilesiyle, birkaç yıl sonra gelecek "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın önprovası niteliği de taşıyan "Dönüş", psikolojik ve politik ayrıntıları kullanışıyla cesur ve isyankar bir söyleme sahip. Köy ağasına meydan okuyan, bu uğurda cinayet işlemekten çekinmeyen Gülcan vesilesiyle düzene başkaldıran film, feodalizme çare olarak öğretmeni işaret eder; bir anlamda da "Vurun Kahpeye"nin izini takip eder. Yakın yüz planlarıyla çalışmayı tercih eden Şoray, sıkça kullandığı kesmelerle filmin temposunu sürekli ayakta tutar; hikayenin tümüyle drama kaymasına izin vermez. Alamancı' İbrahim'in dönüşünde kullandığı yabancılaşma sembolleri, o döneme göre hayli ilericidir. Film süresince Hasretinle Yandı Gönlüm şarkısının eşlik ettiği hikayenin finali trajik gibi görünür ama başkahraman açısından 'makul' bir sonuç hissiyatına da sahiptir.

İlk yönetmenlik denemesiyle, kamera önünde olduğu kadar arkasında da hakimiyetini ispatlayan Şoray, "Dönüş" ile birlikte kariyeri boyunca ne yazık ki sadece dört film ("Azap", "Bodrum Hakimi" ve "Yılanı Öldürseler") yönetti. Hâlâ kadın yönetmen yokluğundan muzdarip sinemamız açısından ne büyük bir kayıp! Özellikle de 40 yıl önce Gülcan'lara odaklanmış Yeşilçam geleneğine sahip bir sinemanın bugününe baktığımızda... Şunu net olarak söyleyebiliriz ki "Dönüş", biçimsel ve içeriksel açıdan o yıllara göre standart üstü; kadın eliyle yoğrulmuş has bir kadın öyküsü anlatmasıyla, bugün de örnek alınması gereken bir yapım. (M.I.) Sinema En İyi 100
Film

ÖDÜL:
►1975 Tahran Şenliği Asya Filmleri Özel Ödülü
► 1977 Brüksel kadın Yönetmenler Festivali’nde Jüri Özel Ödülü


·Yılın Türk sinemasındaki en büyük sürprizini, kuşkusuz Türkan Şoray, "Dönüş" filmiyle ortaya koydu. Bu önemli sinema olayı, sinemamızın bugün taşıdığı kusurların hemen hepsini kendinde topluyordu aslında ... Öykünün işlevi doğrultusunda şematize edilmiş oyuncak kişiler, melodramın o hep bilinen kendine özgü tadı, seyirciyi olabildiğince etkilemek için birbiri ardına yükIenmiş olaylar... Ama bütün bu abartılmış ögelerden ve kusurlardan, mucizevi bir bileşim, tadına doyulmaz bir sinema, vahşi, lirik, coşkulu bir film ortaya çıkıyordu sonunda ... Şoray'ın filmi, Üçüncü Dünya ülkelerinin bizde tanınmayan Glauber Rocha gibi sinemacılarının kendilerine özgü ilkel, ama sarsıcı şiirinden, vahşetinden esintiler taşıyordu. (Bu benzetme, üslup, anlatım özellikleri açısından, yoksa sözünü ettiğim sinemaların siyasal içerikleri açısından değil). Şoray, kişilerin psikolojik gerçekliğine inmeyi deneyen zengin bir ayrıntılar dizisi getirmek yerine, olay çokluğuna dayanan, dramatik etkiyi birbirini hızla izleyen acılı, sarsıcı olaylardan alan anlatımıyla, aslında Doğu sanatlarının geleneksel bazı niteliklerinin (sinemamızda yansıya geImiş) özelliklerini yineliyordu. Ne var ki, bu yinelemeyi hele ilk filmini çeviren bir sinemacı için olağanüstü bir sezgi, bir plastik olgunluk ve şiiri e destekliyordu. AImanya'ya göç, Almanya'dan dönen işçinin yurduna, çevresine yabancılaşması gibi çok önemli ve güncel bir temayı, edebiyatımızdan çok sonra sinemamızda ilk: kez ele alması, Şoray'ın "Dönüş"üne ayrı bir önem kazandırıyordu. "Dönüş", sinemamızda yakın planların ilk kez bu denli çok (ve üstelik başarıyla) kullanıldığı, kurgu açısından ve genellikle tüm tekniği açısından da başarılı bir filmdi ve halka mal olmuş "yıldız" kişiliği yanında, bir önemli sinemanın doğuşunu da müjdeliyordu ... (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 127) 



DOKUNMA ÖLÜRSÜN (1972)

Senaryo ve Yönetmen:
Semih Evin
Kamera: Orhan Çağman
Yapım: Irgat Film / Mehmet Çakar

Oyuncular: Ahmet Mekin, Gülgün Erdem, Erol Taş, Deniz Erkanat, Nedret Güvenç, Altan Günbay, Tevfik Şen, Enver Dönmez, Erdoğan Seren, Ertem Üstgözen, Rıza Genç, Tekin Celalzade, Nermin Özses, Seki Sezer, Ahmet Kurola, Tevfik Şen, Yusuf Çağtaş, Yılmaz Kurt


DİŞİ AKREP (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Feridun Kete
Görüntü Yönetmeni : Selahattin Hiçdurmaz
Yapım : Kımız Film / Ferudun Kete

Oyuncular: Melek Görgün, Kazım Kartal, Funda Ege, Yaşar Güçlü, Mehmet Tozkaldıran, Zeki Sezer, Jale Kılıç, Baki Akyol, Yılmaz Kurt, Serap Önder, Yunus Yılmaz

Konu: Kılıktan kılığa giren bir soyguncu kızın hikayesi


DİNMEYEN SIZI (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Eser: Yıldırım Önal
Foto Direktörü: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Reji Asistanı: Yaşar Seriner, Operatör Asistanı: Cem Sertesen, Set Amiri: Ahmet Ateş, Dekorlar: Bilal Uysal, Mustafa Acar, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj: Özdemir Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar

Oyuncular: Yıldırım Önal, Salih Güney, Esen Püsküllü, Ömercik (Ömer Dönmez), Ali Şen, Nedret Güvenç, Süha Doğan, Nevin Nuray, Mualla Fırat, Fulya Aydan

Konu: Tiyatro oyuncusu ve radyo tiyatrosunun vazgeçilmez sinema oyuncusu Yıldırım Önal’ın yazdığı bir öyküden yola çıkarak yazılan senaryoda, bir komploya kurban giden bir fabrikatör ile oğlunun hikayesi anlatılmakta

ÖDÜL
10. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Haziran 1973)
►“En İyi 2. Film”
► Nejat Saydam “En İyi Yönetmen”
► Yıldırım Önal “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”
► Melih Sertesen “En İyi Görüntü Yönetmeni”


Jüri Üyeleri: Mahmut Baler, Nihat Akçan, Melih Başar, Oğuz Özdeş, Ahmet Üstel, Cahit Gürbüzer, Vasil Anas, Metin Çakalıklı, Zeki Özer, Kenan Değer, Atıf Başkan, Tuncer Özal. 

filmi izle


12 Şubat 2018 Pazartesi

DENİZDEN GELEN KIZ (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Oğuz Gözen
Kamera: Mehmet Ali Özdemir
Yapım: Nil Film / Nil Uzun

Oyuncular: Nil Uzun, Ferit Bozkurt, Nedret Güvenç, Önder Somer, Nubar Terziyan, İlknur Taçbaş, Tekin Alper, Ünal Uğur, Turgut Bora, Cem Cenker

Konu: Balıkçıların bir sandal içinde buldukları kızla, onun hayatını yazan bir romancının duygusal beraberlikleri.


Not: Aynı film 1995 yılında “SENSİZLİĞE İSYAN” adıyla yönetmen tarafından yeniden filme alınmıştır. 

DELİOĞLAN (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Tunç Başaran
Kameraman: Rafet Şiriner
Yapım: Zümrüt Film / Oksal Altınel.

Oyuncular : Yılmaz Köksal (Deli Oğlan), Piraye Uzun, Hayati Hamzaoğlu (Kurt), Süleyman Turan , Nuran Aksoy, Erol Keskin, Naci Erhun (Orhan), Aydın Tezer (Simon), Nur Ay, Oral Arıkan, Mehmet Kaymaz, brahim Kurt, Nurhan Aksoy


Konu: Kendisini kanuna adayan bir adamın macera dolu öyküsü. 

DELİ (1972)

 Senaryo ve Yönetmen: Aykut Düz
Kamera: İzzet Akay
Yapım: Hamzaoğlu Film / Hayati Hamzaoğlu


Oyuncular: Hayati Hamzaoğlu, Erdo Vatan, Ceyda Karahan, Atilla Ergün, Nur-Ay, Yavuz Özkan, Asım Nipton, Sabahat Işık 

DARAĞACI (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Feridun Kete
Kamera: Feridun Kete
Yapım: Kımız Film / Feridun Kete

Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahattin kaya, Şükrü Güzel, Cihad Demir, Montaj Senkron: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: öyküsü Marko Buduris, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Prodüksiyon Amiri: Cihad Karahan, Kamera Asistanı: Onur Özlüer, reji Asistanı: Muzaffer Fırat, Saner Film Renkli stüdyosunda hazırlanmış, Yıldız Film Stüdyosunda seslendirilmiştir

Oyuncular: İrfan Atasoy, Arzu Okay, Nihat Ziyalan, Yaşar Güçlü, Tevfik Şen, Mustafa Özkaya, Muzaffer Fırat, Abdülkerim Kın, Sultan Sayılır, Kemal Aras, Erol yazan, Yaşar Yertutan, Mehmet Ağan, Süleyman Taciroğlu, Mahmut İnanç, Aslan Yıldız, Latif Tümlüer, Önder Şen, Veli Öğüten, Sema haseki, Ali Özsoy, Sami Ekim, Cihat Karahan, İsmail Kündem, Haniş Güldü,

Konu: İdam mahkumunun kaçarak ailesi ile beraber sınırı geçme hikayesi.


DAMDAKİ KEMANCI (1972)

Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo: Merter Fosforoğlu
(Aynı isimli tiyatro oyunundan) 
Görüntü Yönetmeni: Özdemir Öğüt
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Cüneyt Gökçer (Asım), Ayten Gökçer (Reyhan), Cihan Ünal (Muttalip), Engin Çağlar (Boris), Esen Püsküllü (Seyhan), Alev Sezer (Selçuk), Ayşin Atav (Beyhan), Macide Tanır, Renan Fosforoğlu, Sabahat İzgü

Konu: Kafkaslarda 5 kız çocuğu ve karısı ile yaşayan Asım fakirdir, Sürekli Allah’a şikayette bulunur, onunla konuşur. At arabasıyla sütçülük yapmaktadır, halinden memnun değildir. Köy meydanında konuşmaktadırlar. Türklere sürgünden bahsederler. Kırımlı Selçuk gelir, o aslında bir kaçaktır. Öğretmen olduğunu söyler Asım da benim kızlara ders verirsin der ve evine götürür. Asım’ın büyük kızı Reyhan’a talip çıkmıştır kasan istemektedir. Kasap yaşlı ve zengindir Asım başta kasap’a evet der. Selçuk Asım’ın ikinci kızı Seyhan’a aşık olmuştur. Reyhan babasına Kasap ile evlenmek istemediğini söyler, Terzi Müttalip gelir Reyhan’ı istediğini söyler. Asım tamam der. Asım karısına yalan söyleyerek düş gördüğünü kasabın karısının kendisini öldürmek istediğini söyleyerek onu vazgeçirmeye çalışır. Asım’ın kızı Beyhan’a yabancılar saldırmak ister yine yabancı olan Boris onlara engel olur, tanışırlar. Beyhan gider. Müttalip ve Reyhan evlenirler. Düğünde haremlik selamlık uygulanır, Selçuk buna karşı çıkarak aradaki çiti kaldırır ve Seyhan ile dansa başlar. Düğünü askerler basar evleri yakıp yıkarlar. Aradan zaman geçer Selçuk Seyhan’a evlenme teklifi eder, evleneceklerini babasına söyler. Babası izin verir. Selçuk cepheye gider. Selçuk esir düşer, Sibirya da tutulmaktadır. Seyhan yanına giderek orada evlenmek ister, babası onu gönderir. Diğer taraftan Beyhan Boris ile konuşurken babası yakalar. Asım kızını alıp evlerine doğru giderler. Kızına nasihatte bulunur. Beyhan babasına karşı çıkar ve evlenmeye karar verdiklerini söyler. Beyhan babasının üstelemesine peki der ama gizlice kaçarak Boris ile nikah kıyarlar. Asım""ın karısı durumu fark eder kocasına söyler. Köylüler toplanmıştır. Askerler gelir, köylülere evlerini satıp 3 gün içerisinde boşaltmalarını söylerler. Asım ve ailesi toplanırlar. Boris ile Beyhan gelirler, Reyhan ve Muttalip’in de çocukları olmuştur. Beyhan yalvarmalarına rağmen Asım affetmez, Asım düşünceye dalar. Kızının doğumunu ve küçüklüğünü hayal eder, burada kalırsa kızının başına neler gelebileceğini düşünerek kızını affeder ve giderler."

NOT: Türk seyircisi, bu ünlü yapıtı önce Devlet Tiyatroları sahnelerinde izlemiş ve daha sonra da sinemaya yukarıdaki ana tema üzerine kurulu olarak ve yöremize uygulayarak filme almıştır. (y.ö)



 Hollywood tarihinin en görkemli müzikallerinden “Fiddler on the Roof / Damdaki Kemancı”da sütçü Tevye herkesin ezberindeki şarkılarıyla karşımızda. Kaçımız “Bir Zengin Olsam Ben...” şarkısını en az bir kere içten duygularla, kendimizi kaptırarak söylememişizdir ki? Sütçü Tevye’nin meşhur ettiği şarkı Hollywood tarihinin en görkemli, en popüler müzikallerinden birinin, Fiddler on the Roof, yani Damdaki Kemancı’nın şarkısıdır elbette. Ve elbette, sonuçta en büyük zenginliğin insanın cebinde değil yüreğinde yattığını anlatır bize. 1900’lerin başında Ukrayna’da geçen Damdaki Kemancı, Sholem Aleichem’ın öykülerinden hareketle sahnelenen ve uzun bir süre kapalı gişe oynayarak büyük bir başarı elde eden Broadway müzikalinden sinemaya uyarlandı. Sütçü Tevye, karısı Golde ve üç kızları (Hodel, Tzeitel, Chava) etrafında dönen film, Ukrayna’daki Anatevka köyünde geleneklerine sıkı sıkıya bağlı küçük bir Yahudi topluluğunun içinde yaşananları anlatıyor. Tevye her ne kadar geleneklerin öneminden dem vursa da, çağdaş hayatın gereklerine uyan üç kızı ona sormadan birer sevgili edinmişlerdir. Ne var ki Tevye hiçbirini beğenmeyecek ve eşinin tüm uyarılarına rağmen kızlarıyla çekişmeye başlayacaktır. Damdaki Kemancı başta Tevye rolündeki Topol’un olağanüstü yorumu, dillerden yıllardır düşmeyen şarkıları, kimi sahnelerde izleyiciyi coşturacak denli etkileyici koreografisi ve yüreklere seslenen konusuyla kaçırılmayacak bir film. Topol’un yanı sıra Golde’de Norma Crane, çöpçatan Yente’de Eskenazi tiyatro efsanesi Molly Picon ve fakir terzi Motel’de Leonard Frey de dikkati çekiyor. Norman Jewison’ın yönettiği film 1971 yılında sekiz dalda Oscar’a aday olmuş ve bunların üçünde (En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Müzik, En İyi Ses) heykelciği kapmıştı. (www.ekolay.net)