Powered By Blogger

13 Şubat 2018 Salı

GÜLÜZAR (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Hulki Saner
Görüntü Yönetmeni: Özdemir Öğüt
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Emel Sayın, Ediz Hun, Mine Sun, Hulusi Kentmen, Ayşin Atav, Atıf Kaptan, Tevhit Bilge, Renan Fosforoğlu, Leman Akçatepe, Doğan Tamer, Lamia Yalı, Yusuf Sezer, Ahmet Şenses

Konu: Temel bey, İstanbul’un tanınmış Karadenizli iş adamlarından biridir. Kızı Gülizar ise İstanbul’da doğmuş büyümüş modern bir genç kızdır. Gülizar doğduğu zaman beşik kertmesi ile gene Karadenizli Cemal beyin oğlu ile nişanlanmıştır. Cemal beyin oğlu da Avrupa da tahsilini bitirmek üzere olan modern bir delikanlıdır. Temel bey, Murat’la kızının bir an önce evlenmesini istemektedir. Çünkü Cemal bey başarılı bir iş adamı olmasına rağmen halen eski kafalı ve törelere bağlıdır. Bu evlilik için Temel’i sıkıştırmaktadır. Ayrıca işleri iyi gitmeyen Temel Bey, Cemal beyden sık, sık borç para almaktadır. Murat Avrupa""dan döner, fakat gönlü hiç evlilikten yana değildir. Gülizar ise her ne kadar annesinin ve babasının sözünden çıkmak istemese de Murat’la görüşmek ister. Gülizar daha önce Murat’ın gittiği gazinolarda gizli, gizli onu takip eder. Murat’ın partide olan herkese babasını şikayet ettiğini, babasının kendini Gülizar isimli çirkin bir kızla evlendirmek istediğini söyler. Kalbi kırılan Gülizar, Murat’tan intikam almak için bir taraftan ailesine Murat’la evlenmek için zorlar. Diğer taraftan da Murat’a başka bir isim altında sık, sık giderek onu kendisine tamamen aşık eder. Nihayet Trabzonlu iki aile birbirine gider. Murat silah zoru ile nikah masasına oturtulmaktadır. Eğer Gülizar’la evlenmezse beraber gezdiği kızı öldüreceklerini söylerler. Murat bu durumda Gülizar’la evlenmeye razı olur. Aslında Gülizar tanıdığı kızdır.





GÖREVİMİZ TEHLİKE (1972)

Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Topkapı Film/Yaşar Tunalı

Oyuncular: Behçet Nacar, Ender Çerçioğlu, Kudret Karadağ, Süheyl Eğriboz, Kadir Kök, Lütfi Engin, Oktay yavuz

Konu: Bulgaristan'dan Türkiye'ye kaçan bir bilim adamının öyküsü.

_______________________



Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Semih Servidal
Kamera; Seraç Karan
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız
Hasan Çakır

Oyuncular: Erdo Vatan, Hüseyin Zan, Ceyda Karahan, Yeşim Yükselen, Oktay Yavuz, Ceyhan Cem, Rıza Genç, Ahmet Şenses, İbrahim Uğurlu, Zeki Sezer, Arap Celal 




GÖNÜL OYUNU (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Semih Evin
Kamera: Orhan Çağman
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız, Hasan Çakır


Oyuncular: Murat Soydan, Gönül hancı, Hulusi Kentmen, Altan Bozkurt, Atıf Kaptan, Kayhan Yıldızoğlu, Aydan Budak, Ekrem Dümer, Diclehan baban, Mesure Eken, 

GÖKÇEÇİÇEK (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Lütfi Ömer Akad
Eser: Erol Keskin
Görüntü Yönetmeni: Cahit Engin
Müzik: Nuray Demirci
Yapım: Hürrem Erman / Erman Filmcilik ve Sinemacılık A.Ş.

Giysiler ve Çevre Düzeni: Erol Keskin, Yardımcısı: Raşit Hazar, Yönetmen Yardımcıları: Nurettin İrişen, Ahmet Vural, Görüntü Yardımcıları: Ferhat Bakır, Selçuk Turanlı, Çekim Düzeni: Nejat Buvan, Yardımcılar: Necmettin Çobanoğlu, Necmi Ataman, Bedri Uğur, Işıklar: Rıdvan Varol, Celal Şahin, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Yapım Müdürü: Melih Işık, Kurgu: İsmail kalkan,
(Ören Film Stüdyosunda Hazırlanmış, Süper Fon’da seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Serdar Gökhan, İhsan Baysal, Tuncer Necmioğlu, Kamuran Usluer, Osman Alyanak, Kerem Yılmazer, Hasan Ceylan, Nezihe Güler, Murat Tok, Turgut Savaş, Erdoğan seren, Sırrı Elitaş, Yunus Yakışıklı, Turgut Savaş, Murat Tok,

NOT: Film Isparta Gönen Köyü ve civarında çekilmiştir.

KONU : Aşkın Şamanist inançların etkilerini hala taşıyan göçer Türkmenlerin yerleşme sorunlarıyla iç içe anlatıldığı filmde, Selman Ali Gökçe Çlçek'e aşıktır. Ancak oba beyi Artuk oğlu Ahmet'de Gökçe Çlçek'e göz koymuştur. Ne var ki kızın babası kızını oba beyinin oğluna verir. Yüzyıllardır süren "baba sözü kılıçtan keskindir" davranışı üstün gelir. Bunun üstüne Gökçe Çiçek'in akli dengesi bozulur. Zaman içinde aba beyinin ve yörüklerin toprak elde etmelerini engellemek isteyen Katırcıoğlunun niyetini anlayan Selman Ali Katırcıoğlu ile mücadeleye girer. Sonuçta mutlu sona ulaşılır. Siyasal ve ekonomik güç kazanmak uğruna çeşitli hilelerle sevenler birblrlerinden ayrılmak ve acılar çekmek zorunda kalırlar. Kadın yine amaca ulaşmak için bir araç olarak kullanılır. Gökçe Çiçek'in yüzyıllardır süren baba sözünün mutlaklığına boyun eğmekten başka seçeneği yok Anadolu'nun hemen her yerinde görülen ve gençlerin (özellikle kadınların) sevdiklerine ulaşmak için kullandıkları her yanı bez parçaları ile kaplanmış dilek ağacıdır.
Film: Kemal Tahir'in Devlet Ana’sı ile Yılmaz Öztuna'nın, Uzunçarşılı’nın daha eskilerden Peçevi'nin, Aşık Paşa'nın ve Ahmet Cevdet'in eserleri ile düzgün paraleller izler. XIX. yüzyıl Osmanlısında devlet arazileri, bedelini ödeyen beylerin eline geçmekte, ve bu geçiş ile beyler arasında rekabet olmaktadır. Artukbeyliler ile Alakuşlar arasında da böyle bir rekabet vardır.
Artukbeylilerden Gökçe çiçek, Alakuşlardan Selman Ali ile birbirlerini severler ve söz verirler. Artukbeyli Ahmet de Gökçe Çiçeği istemektedir. Selman Ali, Gökçe Çiçeğin birlikte kaçma önerisini obada ki görevi (hayvanlarla tuz sevkiyatı, bunların geçitlerde eşkiyadan korunması) nedeni ile kabul etmez ve Ahmet ile konuşup Obasına tanınacak haklar karşılığında Gökçe Çiçekten vazgeçer. Bu bir kurban ediliştir. Gökçe Çiçek bunu bilmediğinden Selman Ali’ye 'namert' diyerek verdikleri sözü kendisinin tutacağını söyler. Obanın şaman ulusu olan Dedesi'ne başvurur, bundan sonra yarı ermiş gibi dolaşmaya başlar, Bu ara Selman Ali'ye ettiği lanet tutar, tuz kervan Selman Ali'nin ikazına, rağmen Ahmet tarafından geçide sokulur ve deprem olurken yıkılan kayaların altında hayvanlar telef olur. Selman Ali ve Ahmet köye dönmezler, öldü sanılırlar. Bu haber Oba beyinin ölümüne neden olur, yerine karısı geçer. Bacı Bey olur. Katırcıoğlu kervanların nakil işini Selman Ali yerine yüklenmek ister, Gökçe Çiçek karşı çıkar. Katrcıoğlu Gökçe Çiçeğin deli olduğunu ileri sürer bu konuda bir ferman çıkarttırır. . Ovanın da kendine satılması sözünü alır. Bu arada Selman Ali ile Ahmet köye dönerler. Ahmet adı deliye çıkan Gökçe Çiçekten vazgeçer. Gökçe Çiçek dilek ağacını yakar işini Katırcıoğlu’na kaptıran Selman Ali başka iş, aramaya, bunun için yeni hayvanlar araştırtmaya başlar Katırcıoğlundan yüz bulan eşkiya Kopuk Çoban, Gökçe Çiçeği kaçırdıktan sonra deli sanarak 'kurtarmalık' alamayacağını sanır. Bozalak Çakıra bırakırsa da Selman Ali gelip kurtarır. Katırcıoğlu Gökçe Çiçeği deli diye kapattırmak istemesine oba halkı karşı çıkar, Selman Ali de nikahı altına aldığını söyler, Töreyi ileri sürer, getirilecek fermanı tanımadığını açıklar. Hayvan tedarikinden dönen Selman Ali'nin adamları Katırcıoğlu’nun adamları ile çatışırlar.

Katırcıoğlu ölür. Dededen ruhsat alan Selman Ali kemane çalarak Gökçe Çiçeğin ruhsal durumunu düzeltir. Birlikte yaylaya giderler.”Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf, 213 ”

“Gökçe Çiçek” Lütfi Akad sinemasının önemli filmlerinden bir olma şansının hemen yanı başından geçen bir film. Konu, tarihsel konumu açısından olsun, çağdaş uzantıları açısından olsun, ilginç ve önemli. Ancak senaryoda önemli bir aksaklık, tarihsel gerçekçilik çizgisiyle “Gökçe Çiçek”in sevgi öyküsünün ve kişiliğinin birbiriyle uyuşmaması Akad, senaryosuyla olsun, anlatımıyla olsun, filmin bu çift yanlı gelişimini dengeleyemiyor. Erol Keskin’in Kemal Tahir’den belirli izler taşıyan (örneğin ‘derviş’ motifi) öyküsünde, konuşmaların tipik Kemal Tahir üslubu taşıması, o bölgenin gereçlerine uyar mı? Bu konuda kendimi yetkili saymıyor, ancak soru işaretini koyuyorum.
Çok kötü bir seslendirme ve felaket bir müziklendirme anlayışı, filmin birçok sahnesini berbat ediyor. Bunun dışında Akad sineması, bu kez konunun gerektirdiği atmosfer ve gerilimi yaratmada yetersiz kalıyor. Örneğin filmin iki dönüm noktası olan iki sahne var. Birinde, yalnızca Gökçe Çiçek’in dönüp geleceklerine inandığı Artukoğlu ve Selman Ali’nin bir akşam üstü sahiden dönmeleri. Bu, aynım zamanda yörüklerin kurtuluşunun da habercisi olan önemli sahne, sinema açısından başarısız. Aynı biçimde, Gökçe Çiçek’in “ermesini” Tanrı’ya kavuşmasını simgeleyen o coşku bölümünde, Akad, Hülya Koçyiğit’le sanki oryantal bir dans yaptırıyor. Bütün Bunlar, “Gökçe Çiçek”in başarısını engelliyor doğallıkla. Ve yazık da oluyor, çünkü tarihimizin dönüm noktalarına eğilmek gibi çok iyi bir niyeti yansıtan, dilek ağacı/eşya üzerindeki güneş, ay motifleri/ iyi-kötü ruhları içerdiğine inanılan bebekler gibi öğelerle, Anadolu’da Şamanizm’den kalma dinsel-kültürel kalıntıları da kullanan bu önemli kou, aynı biçimde önemli bir film haline gelemeden kalıyor. (Atilla Dorsay 1973)


► Sinematek Derneğinin yaptığı araştırmada 1973 yılının en iyi 10 filmi arasında yer almıştır. 



GELİNLİK KIZLAR (1972)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu
Kameraman : Çetin Tunca
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu

Seslendirme: Tuncer Aydınoğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Amiri Sadri Karan, Asistanı: Metin Ok, Yardımcı Rejisör: Zeki Ökten, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Reji Asistanı: Bulut, Set Amiri: Mahmut Tarakçı, Işıklar Ender Işık Servisi, Aydın Yurteri (Şef) Jenerik: Refik Onubil, ((Acar Film Stüdyosu Renkli laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Sadri Alışık (Sadi Ateş), Zeynep Değirmencioğlu (Ayşe), Meral Taygun (Nevin Ateş), Yeşim Tan: (Gül), Ayşin Atav: (Lale), Sertan Acar: (Ali), Nevzat Okçugil: (Dadı), Mümtaz Ener: ( hapishane müdürü), Leman Akçatepe (Ali'nin annesi), Renan Fosforoğlu (Ali'nin bakkal dayısı), Göksel Kortay (Sadi'nin kız arkadaşı Gülçin), Muammer Gözalan, Muadelet Tibet (Gülçin'in annesi), Tanju Şarman (Nevin'in eski kocası), Raik Alnıaçık, Müşerref Çapın, Tanju Şarman, Nevin Nuray, Şener Gezgin, Oya Engin, Küçük Yıldızlar: Selda Gözalan, Manolya, Alkım,

Konu: Filmimiz ünlü sahne sanatçısı Sadi Ateş'in üç kızı ve güzel karısı Nevin'in mutluluğuna şahit olmamızla başlıyor. Sadi ve Nevin evlilik yıl dönümlerini kutluyorlar. Gül ve Ayşe çiftin ortak kızlarıdır, Lale ise Nevin'in ilk evliliğinden olan kızıdır. Nevin'in ilk eşi bu mutluluk tablosunu bozmak, para koparmak için Nevin'i kızı Lale'yi geri almakla tehdit eder. Tartışma neticesi Nevin, eski kocasını öldürür. Filmde kader bu dakikadan itibaren ağlarını örmeye başlar.

Gerisini tahmin etmek çok zor olmasa da filme katılan duygusal öğeler, abartılmış espiriler filmi bezerken Sadri Alışık'ın sesinden "ben seni unutmak için sevmedim"i, ayrıca daha önce 1970 yapımı Aşktan Da Üstün filminde Zeki Müren'in seslendirdiği "yum o güzel gözlerini yum" ninnisini küçük Lale'nin (!) ağzından dinlemek de keyifli.

Sadri Alışık'ın birkaç filmde altında Sadi Ateş yazan ve serçe parmağını hafifçe ısırdığı meşhur fotoğrafı da burada duvarlara boydan boya asılmış bir afiş olarak karşımıza çıkar. Böyle benzer bir afiş örneğini Türkan Şoray'ın gözlerini vurgulayan, yağlı boya resim havasındaki o meşhur afişi ve siyah beyaz renkteki , Marilyn Monroe tarzı saçlarla bir gülüş attığı (yirmili yaşlarındaki hali) o pozları için de verebilirim. Bir filmin dekorunu başka bir filme dekor olarak kullanmak gibidir sanki. Dikkatli izleyicilerin hemen yakalayabileceği bir ayrıntıdır.

Halen hizmet veren ünlü balık restorantı Façyo'nun da adını ilk bu filmde duymuştum. Yıllar evvel Sarıyer Kireçburnu'ndaki bu güzel lokantanın önünden geçerken filmdeki mekanın gerçekten var olduğunu bilmek beni pek neşelendirmişti.

Mini etekler, kocaman kravatlar, iri büyük kurdeleler, üzerine sanki renkli bal dökülmüş havasındaki gazlı balonlar, bakkal çırağının sepeti , hapishane sahnelerinin çekildiği mekan Sultanahmet ve daha nice ayrıntısı ile insana 70 leri ciğerlerine doya doya çektiren bir film bu. Sadi Ateş'in gardrobunda bordo renkli bir takımının olmasını bilmek bile güzel.

Sinemaseverlerin sadece iki filmde (Şeytan ve Gelinlik Kızlar) görebildiği Meral Taygun da benim için hep bir muamma kalmıştır. Yeni öğrendim ki 1995 Hollanda yapımı Mykosch filminde Jolanda karakterini canlandırmış aynı zamanda da 1992 yapımı Survival adlı filmde de oyuncu direktörü olarak görev yapmış. Sinemadan kopmadığı fikrine kani olduğum Meral Hanım'ın bugün nerede ne yaptığını halen merak ederim.


Zeynep Değirmencioğlu'nun demirbaş sevgilisi rolünde gördüğümüz Sertan Acar'ın iki seneye sığdırdığı altı filmlik sinema kariyerindeki en esaslı rolü de bence bu filmdeki Ali rolüdür. 



GECEKONDU RÜZGARI (1972)

Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil “Oğuz Özdeş’in aynı isimli romanından ”
Kamera: Özdemir Öğüt
Yapım: Aydın Film

Oyucular: Fikret Hakan, Belgin Doruk, Muhterem Nur, Tülin Örsek, Gülgün Erdem, İhsan Gedik, Aydın Tezel, Süheyl Eğriboz, Tevhit Bilge, Nuri Sencer

Konu: Gözü yükseklerde olan bir gencin kenar mahalleden kurtulma öyküsü

izlenebilir 

GECE (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Tunç Başaran
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım : Zümrüt Film / Oksal Altınel

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Sezer Güvenirgil, Süleyman Turan, Tunç Oral, Yıldırım Önal, Eva Bender, Erol Keskin, Nihat Ziyalan, Kazım Kartal.


Konu: Öldü sanılan bir kadının yaşam öyküsü. 

FOSFORLU MELEK (1972)

Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Kamera: İzzet Akay
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız,
Hasan Çakır

Oyuncular: Melek Görgün, Altan Bozkurt, Yeşim Yükselen, Oktar Durukan, Oktay Yavuz, Gülten Ceylan, Cango Kemal, Niyazi Gökdere, Meltem Yağmur


Konu: Kimsesiz bir genç kızın yaşam öyküsü. 

FIRTINA KEMAL (1972)

Senaryo ve Yönetme Erdoğan Tokatlı,
Kamera: Yılmaz Ceylan,
Yapım Topkapı Film /( Yaşar Tunalı

Teknik Direktör: Ünal Tunalı, Prodüksiyon Amiri: kadir Kök, Reji Asistanı: Mesut Taner, Operatör Asistanı: Ergun Özdemir, Sesleri Alan: Marko Buduris, Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Mahmut Eskici, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuar Yardımcısı: Erol Yıldırım, Süleyman Koyuncu, Muharrem Gündüz, Bayram Güzel, İbrahim Eken, Kamera; Yılmaz Ceylan,

Oyuncular: Tamer Yiğit, Ülkü Özen, Nur Ay, Nilgün, Süheyl Eğriboz, Oktay Yavuz, Gülten Ceylan, Giray Alpan, İ. Hakkı Şen , Nilgün, Necdet Kökeş, Kadir Kök, Arap Celal. Cavit Karakaya,


Konu: İyi yürekli bir kenar mahalle kabadayısının aşk öyküsü. 

FERYAT (1972)

Yönetmen : Orhan Elmas
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film /Ertem Eğilmez

Oyuncular: Emel Sayın, Tarık Akan, Memduh Ün, Halit Akçatepe, Mürüvvet Sim, Şükriye Atav, Handan Adalı, Nezihe Güler


Konu: Feride, Şile'de yaşayan tutucu bir ailenin kızıdır. Aile baskısına dayanamayan Feride, evden kaçar ve İstanbul'a yerleşir. Bir gazinoda şarkı söylemeye başlar. Daha önceden tanışıp aşık olduğu Ferit'le İstanbul'da tekrar karşılaşırlar… 

FATMA BACI (1972)

Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Safa Önal
Foto Direktörü: Cahit Engin
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Set Amiri: Nejat Buvan, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Ali Güvenci, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Montaj: İsmail Kalkan, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Prodüksiyon Müdür: Avni Turan, Reji Asistanı: Cevat Şahiner, Leyla Kenter, (Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiş, Ören Film stüdyosunda renklendirilmiştir)

Oyuncular: Yıldız Kenter, Leyla Kenter, Fatma Belgen, Bilal İnci, Şükran Güngör, Sertan Acar, Handan Adalı, Feridun Çölgeçen, Zeyno Çilem, Renan Fosforoğlu, Cemil Can Bıçakçı, Ahmet Turgutlu, Sertan Acar, Şükran Güngör

Konu: Kan davasından kaçıp iki kızı ve bir oğlu ile İstanbul’a gelen Anadolu kadınının kentteki dramatik öyküsü.

Ödül:
► 1973 Sinematek Derneği’nin düzenlediği araştırmada “Yılın en iyi 10 filminden biri”


* Refiğ, bu filmin konusunu (yıllardır savunduğu düşüncelerin doğrultusunda), Batı özentisinin topIumumuzda meydana getireceği olumsuzlaşmaların bir yansımasını getirecek biçimde hazırlamıştı. Film, bu açıdan bir hayli kaba çizgilerle meydana konmuştu. Büyük kentte kapıcılık yaparak çocuklarıı geçindirmeye çalışan dul Fatma Bacı'yla, çocukların birinin bir kan davası, diğerlerinin ise büyük şehri ahlak çöküntüsü ve Batı özentisi yaşama çabası içindeki çevreleri tarafından mahva itilmesi, inandırıcı boyutlara erişemiyor, ancak Refiğ’in düşüncelerinin doğrulamasını getirmek çabası açısından dürüst ye namuslu bir yere erişiyordu. Refiğ'in, dünya görüşünü böyle kaba' batılı bir hikaye yerine, örneğin Akad'ın "Gelin"inde olduğu gibi, kişisel plandaki öykünün gerisinde temel sorunları tam anlamıyla yansıtan, tipleri, olayları, ayrıntılarıyla derin toplumsal ve ekonomik oluşmaları simgeleyen konularla vermesi, kuşkusuz filmlerinin önemini ve kalıcılığını arttıracaktır. “Fatma Bac” bunlara rağmen sinemamızın bugünkü koşulları içinde iyi niyetli ve dürüst bir çaba olarak anılabilir. “Atilla Dorsay, Sinemamızın Umut Yılları” 



FATİH'İN FEDAİSİ KARA MURAT (1972)

Yönetmen : Natuk Baytan
Senaryo: Fuat Özlüer
Eser: Rahmi Muratoğlu
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Reji Asistanı: Nezih Tunar, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Jenerik: Refik Onubil, Işık Direktörü: Şevket Yılmaz, Teknik Direktör: Sohban Koloğlu, Sesleri Alan: Bükey Film, Makyaj: Zeki Alpan, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, Prodüksiyon Ekibi: Feyzi Barlas, Necati Şimşek, Kadir Yılmaz, Renk Uzmanları: Turgut Ören, Hikmet Kuyucu, Montaj: Metin Miroğlu, Prodüksiyon Asistanları: Feyzi Barlas, Kadir Yılmaz, Necati Şimşek, Prodüksiyon Direktörü: Memduh Karakaş, (Ören Film stüdyosunda renklendirilmiş, Bükey Film stüdyosunda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Hale Soygazi, Turgut Özatay, Mualla Omay, Erol Taş, Süheyl Eğriboz, Bora Ayanoğlu, Yusuf Sezer, Atıf Kaptan, Atilla Ergün, Kayhan Yıldızoğlu, Asım Nipton, Özdemir Aydın, Ali Seyhan,

KONU: Fatih Sultan Mehmet’in başında bulunduğu Türk orduları Bizans topraklarını birer birer ellerine geçirmişler, İstanbul fethedilmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur. Bu sırada zalimliği ve gaddarlığı ile tarihte olumsuz bir ün yapacak olan Eflak hükümdarı Ferecious Vlad, Türk köylerine baskınlar yapmakta, Fatih’in askerlerini tuzağa düşürüp vahşice öldürmektedir. İleride “Kazıklı Voyvoda” namıyla anılacak olan Vlad’a haddini bildirmek üzere Fatih, Hamza Paşa’yı görevlendirir. Türk akıncılarını tuzağa düşüren Kazıklı Voyvoda akıncıların çoğunu esir alır. Ağabeyi de tutsaklar arasında olan Kara Murat efendisine ihanete zorlanır. Ve Osmanlı sarayına ajan olarak gönderilir. Kara Murat Fatih’e gerçeği anlatınca Fatih öfke içinde Eflak üzerine sefer açar. Bükreş düşer, hain Voyvoda Macaristan’a kaçar. Ama o İstanbul’dayken esir ağabeyi vahşice öldürülen Kara Murat’ın içindeki kin ölmez. Bir süre sonra yeniden tahta geçen Vlad Osmanlılar’a komplo hazırlamaktadır. Büyüyüp mükemmel bir savaşçı olan Kara Murat önemli bir görevle Bükreş’e gönderilir. Daha önce Fatih’in gönderdiği kayıp elçileri bulacak ve Macaristan-Eflak askeri anlaşmasını ele geçirecektir. Murat Voyvoda’ya yakınlaşır ve kendisini Osmanlı’ya ihanet eden Cafer adında bir akıncı olarak tanıtır. Fakat Vlad kısa süre sonra Kara Murat’ın gerçek kimliğini öğrenir ve onun için ölüm emri verir. Kara Murat bu tuzaktan kurtulur ama bundan Vlad’ın haberi olmaz. Bu arada genç savaşçı Angela adlı güzel bir kızla karşılaşır ve aralarında güçlü bir aşk doğar. Kara Murat Vlad’ı ziyarete gelen papazın yerine geçer ve sarayda Voyvoda’yı öldürerek intikamını alır. Kara Murat görevi tamamlamış, sevgilisiyle birlikte mutluluk içinde İstanbul’a geri dönmüştür





FALCI (1972)

Yönetmen: Orhan Elmas
Eser: Orhan Elmas
Senaryo: Safa Önal
Foto Direktörü: Necat Okçugil
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu

Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Montaj: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Işık Şefi: Aydın Yurteri, (Ender Işık Servisi), Jenerik: Refik Onubil, Reji Asistanları: Beyhan Benek, Sami Güçlü, Kameraman: Tuncay Ural, Müzik Direktörü: Yıldırım Gürses, Prodüksiyon Amiri: Sadri karan, (Acar Film Renkli laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Behiye Aksoy, Murat Soydan, Sema Tamer, Metin Serezli, Yeşim Tan, Kayhan Yıldızoğlu, Feridun Çölgeçen, Nubar Terziyan, Hüseyin Zan, İhsan Baysal, Ekrem Dümer, Leman Akçatepe, Necdet Bal, Doğan Argun, Nezihe Güler, Muammer Gözalan,


Konu: Kayıp kızlarını arayan bir kadınla bir adamın öyküsü. 

EVLAT (1972)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Kameraman: Cahit Engin
Müzik: Metin Bükey
Şarkılar: Belkıs Özener, Alaaddin Şensoy
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün

Oyuncular: Fatma Girik (Ayşegül), Ekrem Bora (şeref), Murat Soydan (Yusuf Madenci), Yusuf Sezer (Hasan), Nubar Terziyan (Doktor), Mahmure Handan (Ayşe’nin annesi), Muammer Gözalan (Yusuf’un babası), Leman Akçatepe (Yusuf’un Annesi), Hamit Has, Tanju Şarman, Zeki Sezer Çocuk Oyuncu: Kahraman Kıral

Konu: Küçük bir köyde annesi Leman hanım (M. Handan) ile yaşayan Ayşe (F. Girik) bölgede maden arayan mühendislerden Yusuf'a (M. Soydan) aşık olmuştur. Bir süre sonra da onunla evlenir. Fakat Yusuf bir maden arama çalışması sırasında Çığ altında kalır. Onun öldüğü sanılır. Ayşe hamiledir. Aynı köyde Şeref bey (E. Bora) adında çocukları çok seven bir adam yaşamaktadır. Fakat bir kaza sonucu erkekliğini kaybetmiştir. Ayşe Yusuf'un ölümüne çok üzülmekte ve babasız bir çocuk doğurmak istememektedir. Şeref bey bu durumu öğrenince Ayşe'ye yardım etmek için onunla evlenir. Ayşe'nin Orhan (K. Kral) adında bir oğlu olur. Fakat Yusuf ölmemiştir. Ona Ayşe'nin intihar ettiği söylenmiştir. Yusuf köye geldiğinde Ayşe'nin ölmediğini ve Şeref bey ile evlendiğini görünce yıkılır. Günün birinde Şeref beyin eski bir düşmanı olan Hasan (V.Sezer) küçük Orhan'ı kaçırınca işler karışır. Yusuf'un Orhan'ın babası olduğu ortaya çıkar. Şeref bey, Ayşe ve Yusuf'u bir araya getirir ama canından da olacaktır. Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”





ESTERGON KALESİ / AKMA TUNA (1972)

Yönetmen: Kemal Kan
Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur
Yapım: Türk-Kan Film / Kadir Kesemen

Teknik Yönetmen: Ertan Küçükoktay, Topsy Operatörü: İ. Halil Öner, Telesine: MK-III Rank Cintel, Jenerik: Oktay Cengiz,

Oyuncular: Serdar Gökhan, Kazım Kartal, Feri Cansel. Ali Şen, Osman Alyanak, Sırrı Elitaş, Şefik Döğen, Tuncer Necmioğlu, Elif Ozangil, Nevin Aypar, Ahmet Karatop, Ramazan Akboğa

Konu: Bir yüzbaşı tarafından esir alınan ve ağır işkencelere maruz kalan Çal Hasan büyük mücadeleler sonunda hapis olduğu kaleden kaçmayı başarır. Çal Hasan padişahın emrini ve iradesini aldıktan sonra yarım kalan görevini tamamlamak , serhadda bulunan Genç Osman’ı bulup kurban olmadan Estergon da Türk sancaklarını dalgalandırmak üzere yola

koyulur.