Powered By Blogger

21 Şubat 2018 Çarşamba

TARKAN ALTIN MADALYON (1972)


Yönetmen: Mehmet Aslan
Senaryo: Sadık Şendil
Kameraman: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film / Nahit Ataman

Sesleri Alan: Duyal Karagözoğlu, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Hayati Akbulut, Sevinç Özkan, Hüseyin Kuğu, Montaj: Aleko Aleksandru, Senkron: Osman Koşkan, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Işık Şefi: Mehmet Alışkan, Işıkçılar: Süleyman Çekiç, Ahmet Yıldız, Set Amiri: Kadir Özel, Set Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Nurettin Akgül, Ahmet Avcı, Taci Erşan, Kamera Asistanı: Selçuk Topçuoğlu, Ar Direktör Asistanı: Sabri Özaydın, Asistan Rejisörlerı: Muzaffer Hiçdurmaz, Nurettin İrişen, Ar Direktör: Metin Deniz, Makyaj : Zeki Alpan, Prodüksiyon Müdürü: Yılmaz Kanat, Bükey Stüdyosunda seslendirilmiş,
Ören Renkli Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular : Kartal Tibet (Tarkan), Eva Bender (Gosha), Altan Günbay, Zeki Alasya (Viking Kralı), Birsen Ayda, Pakize Suda, Yeşim Tan, Halit Akçetepe (Kulke), Kamuran Usluer (Atilla), Mürüvvet Sim

Konu: Olayların başlangıcı Atilla (Kamuran Usluer) ile Vandal Kralının kızı Honoria arasındaki büyük aşktır. Atilla sevdiği kadından ayrımak zorunda kalır, ama ona madalyonunu verir. Yıllar sonra madalyonu taşıyan haberci Atilla'ya Honoria'nın onunla görüşmek istediği haberini getirir. Atila tek başına gider, Honoria'yı ve küçük oğlunu görür. Ancak Vandalların yeni Kralı (Zeki Alasya) ve vezirinin (Altan Günbay) tuzağına düşer. Tarkan gelir Atilla'yı kurtarır ancak Honoria ile oğlunun kaçırılmasına engel olamaz.

Tarkanın amacı bu kez Atilla'nın oğlunu kurtarmaktır. Ancak karşısında ise Neron'a benzer çılgın bir kral, geceleri bir handa erotik danslar yapan maskeli bir kraliçe (Birsen Ayda), gaddar bir vezir ve bir çok Vandal vardır. Yani Tarkan'ın bundan sonra işi zordur ama gelişen olaylar sonunda mutlu sona ulaşılır.




TANRI MİSAFİRİ (1972)


Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Vural pakel
Kamera: Çetin Tunca
Yapım: Özer Film / Enver Özer

Prodüksiyon Amiri: Kadir Akgün, Reji Asistanı: Atilla Gökbürü, Kamera Asistanı: Can Öget, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Laboratuvar Şefi: Recai Karataş, (Acar Film renkli laboratuvarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, İstemi Betil, Gülistan Güzey, Nazan Adalı, Erdoğan Seren, Raik Alnıaçık, İhsan Yüce, Erdoğan Seren, Süheyla Artun, Hüseyin Salıcı, Necdet Tayfun, Oya Angun, Çocuk Oyuncu: Ömercik (Ömer Dönmez D. 1959)

Konu: Aşk konusunda hayal kırıklığına uğrayan topal ve zengin bir romancı kadının öyküsü.

ÖDÜL
► 10.Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Haziran 1971)
► “Hülya Koçyiğit” En iyi kadın oyuncu 1972

Jüri Üyeleri: Mahmut Baler, Nihat Akçan, Melih Başar, Oğuz Özdeş, Ahmet Üstel, Cahit Gürbüzer, Vasil Anas, Metin Çakalıklı, Zeki Özer, Kenan Değer, Atıf Başkan, Tuncer Özal.




TAM İSABET (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Günay Kosova
Foto Direktörü: Muzaffer Turan
Yapım: Adalı Film / Handan Adalı

Laboratuvar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selahattin kaya, Şükrü Güzel, Cihat Demir, Montaj Senkron: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Mevlüt Koçak, Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, Teknik Direktör: Mehmet Bahadır, Kameraman: Ferhat Bakır, (Saner Film Stüdyosunda hazırlanmış ve Bükey Stüdyoda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Dinç Türk, Sami, Tunç, Sevinç Pekin, Nazan Adalı, Attila Ergün, Oktar Durukan, Yeşim Yükselen, Nubar Terziyan, Yaşar Güçlü, Adil Şengül, Tanju Şarman, Erol Şen, Yusuf Sezer, Lütfi Engin, İhsan Bayraktar, Ahmet Karaca, Hasan Demirtaş, Tahir Uçal, Nilgün Ceylan, “Gözlerin Deniz” şarkısını okuyan: Esin Engin

Konu: Kan davalı bir gencin düşmanlarıyla mücadele öyküsü.

ŞEYTAN BURADAN GEÇTİ (1972)


Senaryo ve Yönetmen : Oğuz Gözen
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Fırtına Film / Ferit Bozkurt

Oyuncular: Ferit Bozkurt, Ceyda Karahan, Danyal Topatan, İhsan Yüce, Ahmet Ündağ, Yaşar Güner, Suzan Kartal, Ülkü Ülker, Baki Tamer, Yaşar Güçlü, Ünal Uğur

Konu: Şehrin bir yerinde şeytanı gördüğünü iddia eden kadınların hikayesi. Son derece bıçkın ve böyle dedikodulara boş veren bir gazeteci işin peşine düşer, araştırmalara başlarsa da o da şeytanı gördüğünü idda etmeye başlar. Bu film çok az bir maliyetle dört günde bitirilir.

ŞEYTAN TIRNAĞI “TOM BRAKS” (1972)


Yönetmen: Taner Oğuz
Senaryo: Işık Toroman
Kamera: Nihat Çifteoğlu
Yapım: Metin Film / Işık Toraman

Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Asistan: Hasan Bektaş, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Teknik Elemanlar: Recai Katataş, Arif Özalp, Tanaş Petridis, Osman Bileni, Nevzat Dişiaçık, Hüseyin Demirayak, Ali Çiçek, Cemal Dursun, Ar Direktör ve Dekorasyon: Haluk Tülümek, Şaner Aykan, Set Elemanları: Ercan Duman, İsmet Özçınar, Hasan Demirtaç, Prodüksiyon Amiri: Şükrü Kirişçi, Asistan Yönetmen: Tarık Gün, Kamera Asistanı: Erol Kesler, ( Acar Film renkli laboratuarında hazırlanmıştır)

Oyucular: İstemi Betil (Tom Braks), Deniz Erkanat (Selmina), Hüseyin Zan (Sam Braks), Elif Pektaş, Zeki Tüney, Seyhan Gümüş, Seyfettin Karadayı (Peder), Dündar Aydınlı (Kovboy Garingo), Doğan Tan, M. Ali Güngör, Arap Celâl, Baki Akyel, Orhan Çoban (Rodrigez), İhsan Baysal (Mister Con), Baki Akyol,

Konu: Çizgi film kahramanı Tom Braks’ın maceraları.

ŞEYTAN PENÇESİ (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Semih Evin
Kamera: Orhan Çağman
Yapım: Ilgaz Film / Mehmet Çakar

Oyuncular: Tugay Toksöz, Arzu Okay, Hüseyin Zan, Oktar Durukan, Atıf Kaptan, Seyhan Gümüş, Nermin Özses, Erten Üsgözen, Erdoğan Seren, Ahmet Kurula, Yusuf Çağtay, Tevfik Şen, Rıza Genç, Niyazi Gökdelen, Tekin Culazade

Konu: Bir polisin macera dolu yaşantısı

TAKİP (1972)




Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Dinler
Kamera: Necati İltaç
Yapım: Barlık Film / Necdet Barlık

Oyuncular: Kartal Tibet, Bahar Erdeniz, Tijen Doray, Doğan Argun, Hakkı Kıvanç, Nedret Güvenç, Süleyman Durgun, Faik Coşkun, Süheyl Eğriboz


20 Şubat 2018 Salı

TAHİR İLE ZÜHRE (1972)



Yönetmen: Mehmet Bozkuş
Senaryo: Nuri Kırgeç
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Osmanlı Film Mehmet Karahafız, Hasan Çakır

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Fatma Belgen, Erol Taş, Muazzez Kurtoğlu, Atıf Kaptan, Atilla Ergün, Türker Tekin, Mennan Hümaşa, Mehmet Büyükgüngör, Salih vatansever, Zeki Alpan, Nuri Kırgeç, Gülten CeylanYeşim Yükselen

Konu: Birbirlerini çok seven iki genç ve onları ayırmaya çalışan zalim bir hükümdarın hikayesi.

ŞEYTAN KAN KUSTURACAK (1972)


Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak
Kamera: Dinçer Önal
Yapım : Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Cihangir Gaffari, Tijen Doray, Oktar Durukan, Hale Ünsal, Tahsin Koray, Şale Çakın, Hüseyin Zan, Danslar: Sedef İnci

Konu: Cinayete adı karışan delikanlının kendisini temize çıkarmak için verdiği mücadele.

ŞEHVET KURBANI (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam 
Foto Direktörü: Melih Sertesen
Müzik: Selman Köseoğlu
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Kurgu: Özdemir Arıtan, Sanat Yönetmeni: Semih Sezerli, Reji Yardımcıları: Tonguç Sendur, Güngör Ergül, Kameraman: Tangör Toydemir, Laboratuar: Recai Karataş, Işık Şefi: Cengiz Arlı, Dekor: Bilal Uysal, Mustafa Acar, Hasan Arslan, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, İsmail Karataş, Bican Avşar, Prodüksiyon Amiri; Rafet Gülerman, Set Amiri: Ahmet Ateş, Şarkılar: Belkıs Özener,
(Acar Film Stüdyolarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Yıldırım Önal (Cahit), Sevda Ferdağ , Turgut Özatay (Sait), Muhterem Nur (Nermin), Tülin Örsek, Perran Kutman, Hüseyin Kutman, Ekrem Dümer, Rafet Gülerman, Muammer Gözalan (başhekim), Şemsi İnkaya, Abdullah Şahin, Muzaffer Cıvan, Muzaffer Yenen, İsmail Varol, Müjgan Gözalan, Zülfikar Öner, Çocuk Oyuncu: Ömercik “d:1959” (Ömer Dönmez)

Konu: Bir şirkette veznedar olar görev yapan Cahit (Yıldırım Önal) son derece namuslu ve disiplinli bir kişidir. İki çocuklu ailesinden başka düşündüğü hiçbir şey yoktur. Çocukları ve eşi onun işten saat kaçta çıkıp ne zaman vapura bineceğini, eve neler getireceğini bilir. Çünkü evle iş arasında hiçbir yaşamı yoktur. Her zaman zamanında eve gitmeyi bir alışkanlık haline getirmiştir. İş arkadaşlarının hafta sonları felekten gün çalma önerilerini ise ailesine olan düşkünlüğünden her seferinde kibarca reddeder. Cahit'in çalıştığı şirket Antalya'da bir arazi satın alır. Arazinin sahibi ise paranın elden nakit olarak ödenmesini ister. Şirkette en güvendiği adamı olan Cahit'e paraları vererek gemi ile Antalya götürmesini ister. Cahit paralarla yola çıkar. Ama Çanakkale'de iki odalı lüks kamerasını genç ve güzel bir kadınla paylaşmak zorunda kalır. Yolculuğu sırasında Cahit adının Ayla (Sevda Ferdağ) olduğunu öğrendiği kadınla arkadaşlık kurar. Daha doğrusu kadın kendisini mutsuz olarak tanıtarak Cahit'e yanaşır. Cahit önceleri babacan tavırla mutsuz kadınla ilişki kurar ve ona yaşama küsmeyip umutlu olmasını tavsiye eder ve kendisine de bu yolda gereken yardımı yapacağına söz verir. Gemi Marmaris'e geldiğinde kadın ve Cahit kıyıya inerek gezerler. Bir süre sonra kadın Cahit'i baştan çıkarmayı başarır. Cahit uyandığında hemen yanında taşıdığı oldukça yüklü para dolu çantaya bakar. Paralar yerindedir ve kuşkulanmasına hiç gerek yoktur. Kadın gemide tek başına değildir. Sait (Turgut Özatay) adlı menajeri ile seyahat eder ve menajeri onu uyuşturucu bağımlısı yaparak kendine bağlamıştır. Cahit'in yolculuğu Antalya'da sona erer. Ayla ise İskenderun'a gidecek oradan da Adana'ya geçecektir. Cahit gemiden kadınla vedalaşarak ayrılır ve Antalya'da parayı teslim edeceği çiftliğe gider. Ama çantayı açtığı zaman paraların yerinde kağıt parçalarının olduğunu görerek dolandırıldığını anlar. Beş parasız bir halde otostop yaparak kadının peşine düşer. Mersin'e oradan da Adana'ya gider. Sokaklara yapıştırılmış afişlerden gemide çalıştığı kadının gerçek adının Ayla Erdağ olduğunu ve Gül Pavyon'da çalıştığını görür. Peşine takılır ama kadın onu tanımaz. Cahit'in artık yapacağı hiçbir şey yoktur. Bir süre perişan halde çaresiz ve parasız dolaşır. Sonunda pavyon sahibi ortalık işleri yapmak için işe alır ama sonra da para çaldığı iddiasıyla polise ihbar eder. Cahit için tüm felaketler ard arda gelir. Bir rastlantı sonucu bir adamın öldürülüşünü görür ve kimliğini adamın cebine koyarak kendi ölü gibi gözükür. Cahit'in geride bıraktığı ailesi de perişan olmuştur. Eşi çaresizlikten bir fabrikaya girerek çalışmaya başlar. Cahit ise paraların peşine düşer. Ama birbiri ardınca gelen felaketler sonucu önce bir kaza geçirip sakat kalır ardından da düşkünler evine sığınır. Ne gariptir ki aynı düşkünler evine uyuşturucu nedeniyle erken yaşlanma hastalığına tutulan Ayla da yatırılır. Ayla hiç konuşamaz ve çevresindekileri tanıyamaz. Kendi dünyası içinde artık yapayalnızdır. Bir süre düşkünler evinde kalan Cahit'in adı Garip Ahmet olur. Garip Ahmet düşkünler evinden çıktıktan sonra işportacılık yaparak çocukları ve eşinin peşine takılır. Amacı onları yakından görmektir. Bir yılbaşı gecesi ise ailesine tekrar kavuşur. Ama ailesi kendisini tanıyamaz. Tanıdığı zaman ise artık çok geçtir.


 Perley Poore Sheehan’ın (1875-1943) hikayesinden Lajos Biro’nun (1880-1948) adaptasyonuyla 1 Ekim 1927’de Victor Fleming’in (1889-1949) rejisiyle filme aktarılan “The Way of all Flesh” isimli filmden uyarlama. Filmde rol alan başlıca oyuncular: Emil Jannings (1884-1950), Belle Bennett (1891-1932)





ŞEHVET (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Tunç Başaran
Foto Direktörü: Rafet Şiriner
Yapım: Hayat Film / Şevki Tosunoğlu

Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Işık Şefi. Halit Aysan, Jenerik: Refik Onubil, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Deniz, Selâhattin Kaya, Şükrü Güzel, Prodüksiyon Amiri: Yavuz Işıklar,

Oynayanlar: Tamer Yiğit, Figen Han, Fatma Belgen, Reha Yurdakul, Kudret Karadağ, Adnan Mersinli, Osman Han, Ufuk Sönmez, Giray Alpan, Erol Yeşilyaprak, Niyazi Gökdere, Kadir Kök, Kâzım Kartal

Konu: Evden kaçan iki kızkardeşle, çöllerde yaşadıkları çeşitli maceralardan sonra aşık oldukları bir kovboyun öyküsü.

ŞEHMUZ/ÖLÜM YOLU (1972)


Yönetmen: Naki Yurter
Senaryo: İrfan Atasoy
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Hülya Film / Naki Yurter

Oyuncular: İrfan Atasoy, Deniz Erkanat, Turgut Özatay, Süleyman Turan, Seyhan Gümüş, Tanju Şarman, Oktar Durukan, Mehmet Yağmur, Handan Adalı, İhsan Bayraktar, Ahmet Karatop, seyhan Gümüş

Konu: Babası ölen zengin ve genç bir iş adamı işlerin başına geçince, kendisine tuzak kurulur. Amaç ondan yüklü bir miktar para kopartmaktır. Kadınlar sayesinde tuzak başarıya ulaşır. Durumu öğrenen ve zamanında bu aileden çok iyilik gören Şehmuz, iş adamının Yardımına koşar.

ŞAHMARAN (1972)





Yönetmen: Rahmi Kafadar
Senaryo: Ümit Karataş
Operatör: Paşa Gündoğdu, Yılmaz Ceylan
Yapım: Tanrıdağ Film / Melâhat Gürses

Oyuncular: Semra Özgen, Yılmaz Şerif, Ülkü Ülker, Hulusi Kentmen, Ekrem Gökkaya, Nazım Bora, Deniz Akdeniz, Mualla Konuk, Kubilay Ağakan, Murat Yıldız, Cüce: Muammer Çırak, Küçük Yıldız: Tijen Yalçın


Efsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahraman. Bahçesinde insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında yaşamış, ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar. Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab bir gün ormanda bir kuyu dolusu bal bulmuş. Balı çıkarmak üzere kuyuya inen Camsab'ı, bütün balı yukarı çeken arkadaşları aç gözlülükleri yüzünden kuyuda bırakmış. Yalnız başına feryat eden Camsab tam da ümidini kesmişken topraktan iğne deliği büyüklüğünde ışık sızdığını fark etmiş. Cebindeki bıçak ile ışığın geldiği deliği büyüten Camsab, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girmiş. Bu bahçede dünyada eşi benzeri olmayan çiçekler, ortasında bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yığın yılan bulunuyormuş. Havuzun başındaki taht üzerinde insan başlı, süt beyaz vücutlu bir yılan Camsab'a kendi diliyle hitap etmiş; 'Hoşgeldin insanoğlu, çevrendekilerden korkma sen bizim misafirimizsin' Şahmaran Camsab'a türlü türlü yiyecekler ikram edip kendi ülkesine nasıl ve neden geldiğini sormuş. Camsab hikayesini uzun uzun anlatmış... Camsab'ı dinleyen Şahmaran başını sallayıp 'İnsanoğlu nankördür, hilekardır. Küçücük menfaatleri karşısında muazzam zararlarına razı olur' demiş.

Şahmaran'ın güvenini kazanan Camsab uzun yıllar bu bahçede yaşamış. Yıllar sonra bir gün Şahmaran'a yaklaşan Camsab, ailesini çok özlediğini söyleyip 'Nolur beni aileme kavuştur' diye yalvarmış.

Bunun üzerine Şahmaran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine ve asla hamama girmeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Çünkü Şahmaran'la karşılaşan her kim olursa hamama gittiğinde vücudu pullarla kaplanırmış. Şahmaran'a söz verip ailesine kavuşan Camsab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş ve hiç hamama gitmemiş.

Derken bir gün Camsab'ın yaşadığı ülkenin hükümdarı Keyhüsrev hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve herkesin hamama getirilmesini istemiş. Önceleri direnen sonra zorla hamama götürülen Camsab'ın vücudu hamama girince pullarla kaplanmış. Sonunda da yapılan işkenceye dayanamayarak canını kurtarmak için kuyuyu göstermiş. Hemen kuyunun başına gidilmiş ve Şahmaran dışarı çıkarılmış. Camsab'ı gören Şahmaran 'İşte Camsab nihayet kanıma girdin. Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum. Fakat ne çare ki yine aldandım' demiş. Ölüme giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta kaynatıp ilk suyumu sana içirecekler sakın içme zehirlidir. İkinci suyumu iç gövdemi de hükümdara yedir' demiş Şahmaran'ın söylediklerini harfiyen yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip ikincisini kendisi içmiş. Etini de hükümdara yedirmiş. Vezir ölmüş hükümdar da kısa sürede iyileşip Camsab'ı veziri yapmış. Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü yılanlar bilmemekte. Tarsus'un Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından basılacağı rivayet edilir.



ŞAFAKTA VURUŞANLAR (1972)


Senaryo ve Yönetmen: A. Asaf Tengiz
Kamera: Suat Kapkı
Teknik Direktör: Tuna Polat
Yapım: Şahin Film / Şahin Koçak

Oyuncular: Cihangir Gaffari, Safiye Yankı, Erol Taş, Semra Yıldız, Orhan Şensoy, Nazmi Kas, Tayfun Kurt, Leyla Başar, Kadri Ögelman,

Konu: Beş yıl hapiste yattıktan sonra tövbekâr olan bir soyguncunun öyküsü.

SÜREYYA (1972)


Senaryo ve Yönetmen: Metin Erksan
Kamera: Çetin Tunca
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Kamera Asistanı: Necdet Taşcıoğlu, Laboratuar: Saner Film,

Oyuncular: Emel Sayın, Cüneyt Gökçer, Engin Çağlar, Ergun Rona, Handan Adalı, Muazzez Kurtoğlu, Osman Han, Haluk Orçun, İlknur Taçbaş, Oktay Yavuz, Recep Filiz, Cango Kemal, Sönmez Yıkılmaz, Erol Yeşilyaprak, Muzaffer Yenen, Yusuf Sezer, Arap Celâl, Nazan Adalı

KONU: Bu filmde zengin yaşam süren bir gangsterle, Milli Piyango bileti satan kör bir kızın öyküsü anlatılır. Kör piyango biletçisi Süreyya, üç adam tarafından kaçırılıp, tecavüze uğramak üzereyken ormanda ava çıkan Hakkı ve adamları tarafından kurtarılır. Hakkı Süreyya'yı alıp evine götürür. Kisa bir süre sonra bu genç kıza aşık olduğunu, annesine itiraf eder. Hakkı'nın annesi tıpkı Süreyya gibi kördür ve oğlu Hakkı'yı sokaklarda şarkı söyleyerek büyütmüştür. Hakkı, gözlerinin açılması için genç kızı İsviçre'ye gönderir. Havaalanında Hakkı Süreyya'yı bekler ve kalabalık arasında Süreyya'nın kendisini tanımasını ister. Süreyya havaalanındaki kalabalık grup içinde Hakkı'yı bulmaya çalışır ve genç bir adam olan Kemal'in boynuna "Sensin" diye sarıılır. Hakkı bozulur ve "Ben buradayım" diyerek genç kadını yanına çağırır.

Hakkı bir iş gezisindeyken Süreyya müzeleri gezmeye karar verir. Müzelerden birinde turistlere rehberlik yapan Kemal'le karşılaşır. Kemal, Süreyya'ya rehberlik yapar ve tüm gezilerinde yanında olur. Kısa bir süre sonra birbirlerine aşık olurlar. Keemal, annesinin evleneceği, uğrunda ölümü göze alacağı kıza vermek üzere kendisine bıraktığı kolyeyi Süreyya'nın boynuna takar.

Hakkı, müzik dersleri aldırttığı Süreyya'nın sahnedeki ilk gecesinde nişan yüzüğü takıp aralarındaki bağı evliliğe dönüştüreceği üzereyken Kemal gelir ve Süreyya, "Kalbim başkasına ait ama, varlığım elbette ki sizindir" diyerek Hakkı'nın evlenme teklifini kabul edeceğini söyler. Hakkı, Süreyya'nın sadece varlığını değil, kalbini, canını, ruhunu da istediğini söyler. Hakkı'ya ödenmez borçları olan Süreyya tam bir çıkmaz içindedir. Süreyya'yı bu çıkmazdan Kemal kurtarmak ister ve aralarındaki ilişkiyi Hakkı'ya anlatarak, evlenmelerine izin vermesini söyler.

Hakkı, adamlarına Kemal'i öldürme emri verir. Kemal yaralanır ve Süreyya'ya kaçar. Süreyya, Kemal'i yalnız bırakmamaya kararlıdır, bu yüzden birlikte kaçarlar. Sığındıkları bir evde Hakkı ve adamları tarafından bulunurlar. Hakkı, Kemal'e atış edecekken, gözü açılan madalyona takılır ve dona kalır. Madalyonun içinde Hakkı'nın karısının resmi vardır.

Bir sonraki sahnede Hakkı, annesine az daha oğlunu öldüreceğini anlatır. Hakkı ve annesi arasındaki bu konuşmaları Süreyya duyar ve Hakkı'yı öldürmeye gelen Kemal'i "O senin baban" diyerek engeller. Hakkı, yıllar önce fakirliğe daha fazla dayanamayıp giden karısı ve oğlunun izini bulamamıştır. Hakkı oğluna, Kemal, babasına kavuştuğu için çok mutludurlar. Süreyya, baba ve oğulun arasından çekilir ve ortadan kaybolur. Hakkı, Kemal'e Süreyya'yı bulmasını ve evlenmelerini söyler. Kemal ve Süreyya kendi aralarında ancak Hakkı Bey'in ölümünden sonra evlenebileceklerini konuşurlar. Hakkı, bu konuşmayı duyar. Hakkı'yı hayata bağlayan annesi de ölünce, intihar etmeyi düşünür. Bir gece tren yolunda yürürken, iki kişinin kavga ettiğini görür. Bu kavgada adamlardan biri yaralanır, raylara düşer. Diğer adam kaçmıştır, yere düşen adamı kaldırmak isterken tren gelir ve adam ezilir. Tanınmayacak hale gelen adamın kimliğiyle kendi kimliğini değiştirir. Ertesi gün gazeteler Hakkı'nın ölüm haberini yazarlar. Hakkı, kendi cenazesini uzaktan izler. Aradan uzun yıllar geçer. Hakkı, Anadolu'da şehirden şehre keman çalarak sürüklenip durur. Bir gün İstanbul'a gelir ve annesinin ve kendi mezarını ziyaret eder. Daha sonra Süreyya ve Kemal'e de uğrar. Genç çift yoldan geçen bu garip kemancıyı evlerine davet ederler. Genç çiftin bir kız çocukları olmuştur. Duvarda Hakkı'nın büyük boy fotoğrafı vardır. Ev halkı, Hakkı'yı saygı ve sevgiyle anmaktadır. Süreyya, bu garip kemancıyı o gece konserine davet eder. O gece, Hakkı Bey'in en çok sevdiiği "Yalan Dünya" adlı şarkıyı seslendirir. Hakkı, geldiği gibi sessizce gider. “Birsen Altıner, Metin Erksan Sineması”