Powered By Blogger

13 Mart 2018 Salı

SULTAN GELİN (1973)


Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Cahit Atay
Görüntü Yönetmeni: Cahit Engin
Müzik: Abdullah N. Baysu
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Oyuncular: Türkan Şoray (Sultan), Ali Özoğuz (Kazım Ağa), Müşerref Çapın, (Hacer) Handan Adalı (Sultan’ın kaynanası), Renan Fosforoğlu (Sultan’ın babası), Cemil Paskap (Osman), Selim Kaya (Küçük Veli), Yüksel Gözen, Şener Gezgen (Veli), Hasan Ceylan (Rıfat Ağa), Nermin Özses (Köylü), Sabahat İzgü

Konu: "Samanlı Köyü"nde, örf ve adetlere göre ailesi Sultan Bacı’yı başlık parası karşılığında evlendirmeye karar vermişlerdir. Bir tür açık artırma şeklinde geçen bu pazarlık sırasında Ağalarla Zilha Bacı fiyat artışında yarış halindedir. Aileye gelin gelince, bütün ev tarla işlerine yardımcı olacaktır. Kazım Ağa kızı alır. Oğlu Osman’a Sultan’ın iyi bir döl vereceğine ve bütün işleri çekip çevireceğine inanmaktadır. Evde düğün hazırlıkları başlar. Sultan Bacı ile yenge düğün yatağını yapmaktadırlar. Düğün töreni biter. Osman yüz görümlülüğünü takar ve kalbine bir sancı girer. Sultan Gelin Onu yatırır, dinlendirir, teselli ederken; Osman: Seni de yaktık, ben yüreğimden hastayım der. Sabah olur, dışarıda bekleşenler merak içindedir. Gelin kolunu keserek, çarşafa kan damlatır ve dışarı verir. Bir genç kızın şerefi olan bu olay gerçekleşmiştir. Dışarıda kutlama başlar. Silahlar patlar. Herkes mutludur. Fakat ikinci gece Osman yatakta ölür. Annesi deliye döner. Sultan gelini evden kovar. Babası bırakmaz istemez. "Onun dölü var o bizim gelinimizdir." Diye Sultan Gelin de, "O gece kolunu kesip kanatmıştım, dölüm yok." Diye itiraf eder. Babası, Ben Ona o kadar başlık parası verdim

Evdeki işleri görür. Deyince Sultan Gelin evde kalır. Kayınpeder 4-5 yaşlarındaki küçük oğlu Veli’yi Sultan Gelin’e verir. "Onu istediğin gibi büyüt, büyüyünce nikahınızı kıyarız". Deyince Sultan Gelin şaşırır. Veli büyümüş ve çok yakışıklı bir delikanlı olmuştur. Sultan’a hala abla demektedir. Kayın validesi hamiledir. Bir oğlan daha doğar. Kayınpeder Sultan’a hazır olmasını küçük oğlanın kırkında Veli ile düğünlerinin yapılacağını hatırlatır. Düğün gelip çatmıştır. Çitin arkasında yavuklusunu gören Veli sabah erkenden onu kaçıracağını, Sultan’ı hakiki bir abla gibi sevdiğini anlatır. Sultan Gelin zifaf odasında gelinliği ile Veli’yi beklemektedir. Veli gelir babasının onlara neler yaptığını, bunun bir kötülük olduğunu söyler. Veli Hayriye’yi sevdiğinden, Ona söz verdiğinden bahseder. Sultan ona acımıştır. "Gel bari bu işin sonunu getirelim, seni ellerimle kaçırayım," deyip onu uyutur. İlk horoz öttüğünde Veli’yi uyandırır. Onu pencereden çıkartır. Beline de tabanca takar, gelinliği üstünde Veli’nin elinden tutup tarlalardan koşup sevgilisi Hayriye’nin yanına gelirler. Duvağını çıkarıp Hayriye’nin başına koyar. Onlara yok açıklığı diler. Kayınpeder Sultan Gelin’in babasına yeniden başlık parası verir. Kundaktaki yeni doğan oğlunu Sultan Gelin’in kucağına verip "Al bunu, büyüt ama bu sefer ona iyi sahip çık" der. Töreler devam etmekte, Sultan Gelin yavaş, yavaş beyazlamaya başlayan saçlarıyla, türküler eşliğinde yeni bebeğini, ileride kocası olması gereken bebeğin beşiğini sallamaktadır.

► Senaryo ve hikaye sıkıntısı çeken sinemamızın, edebiyatımızın olduğu kadar, tiyatromuzun da seviyeli ürünlerine el atması sevinilecek bir olay, Cahit Atay'ın ünlü piyesi Sultan Gelin, bir köy filmi için gerekli ve yeterli dramatik çıkış noktalarını getiriyor. Hasta bir adamla başlık parası için evlendirilip kalan Sultan Gelin, yine aile (ve çıkar) zoruyla, bu kez ölen kocasının, daha küçük bir çocuk olan kardeşiyle nikahlandırılıyor. Tam 10 yıl bakıyor Veli'ye, hem bir eş hem bir ana gibi... Veli büyüdüğü, sahici bir koca olacak yaşa gelip de, gönlünü başkasına kaptırdığında ise, Sultan'a yeni bir özveride bulunmak ve sevgilileri birleştirmekten başka bir şey kalmıyor. Kucağına verilen ve bakacağı, büyümesini bekleyeceği bir bebekle birlikte... Yanlış, haksız, kıyıcı gelenek ve göreneklerin Anadolu’da da özellikle kadını mahkum ettiği, edebileceği acılı kaderlerden bir örnek... Piyes olarak bir hayli başarılı olduğunu sandığım Sultan Gelin, film olarak o denli etkileyici değil... Gerçi çok iyi oynanmış, Refiğ'in çalışması da bir hayli özenli... Ama filmde eksik olan bir şeyler var, bir filmi unutulmaz yapan o anlatılmaz şey eksik... Belki de bir heyecan... Yine de yılın olgun, belli bii düzeye erişmiş yerli filmlerinden biri olarak görülebilir. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 67”





SOYGUNCULAR (1973)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer,
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Oyuncular: Filiz Akın (Selma/Belma), Ediz Hun (Erol), Ekrem Bora (Savaş), Hulusi Kentmen (Erol’un babası), Kayhan Yıldızoğlu (Savaş’ın adamı), Nubar Terziyan (Selma’nın babası), Bülent Kayabaş (Savaş’ın adamı), Oktar Durukan (Savaş’ın adamı), Ramazan Akboğa (bekçi)

KONU: Hasta babası ile birlikte yaşayan Selma (Filiz Akın) fabrikada sekreterlik yapmaktadır. Patronunun (Hulusi Kentmen) oğlu Erol (Ediz Hun) ile duygusal bir ilişkileri vardır. Durumu aktardıkları babaları çok sevinir ve iki sevgili evlilik hazırlığına başlar. Çete reisi ve gazino patronu Savaş (Ekrem Bora) fabrikayı soymaya karar verir. Gazinosunda şarkıcı olan ve soygunları birlikte yaptıkları Belma’ya (Filiz Akın) planını anlatır. Fabrikayı izlerken sekreter Selma’nın Belma’ya ikiz gibi benzediğini fark ederler. Belma, Selma’nın yerine geçecektir. Erol ile buluşmaya hazırlanan Selma’yı Savaş ve adamları kaçırır. Ve değişim sağlanır. Kimse Selma’nın aslında Belma olduğunu anlamaz. Belma buluşma yerine gelir ve Erol’la Uludağ’a gider. Erol’a gerçekten aşık olur ve bir bahane ile geri dönüp Savaş’ı soygun fikrinden vazgeçirmeye çalışır. Savaş’ın fidye için Erol’u kaçırıp paraları aldıktan sonra öldüreceğini öğrenir. Fabrikayı soymaya karar verir ve soyar. Oysa kasada gizli bir fotoğraf sistemi vardır. Erol buluşma yerine gelmeyince onu merak edip fabrikaya gider ve soyulduğunu anlar. Kasanın çektiği fotoğraf Selma’yı göstermektedir. Savaş kaçırdığı Selma’yı bırakır. Genç kız fabrika girişinde tutuklanır. Erol ve babası davacı olmaz. Selma olanlara bir türlü inanamaz. Erol bir gece gittiği gazinoda Belma’yı görüp benzerliği farkeder. Belma niyetini anlamak için onunla buluşur. Belma’ya aşık olan Savaş kıskanır ve onu ölümle tehdit eder. Belma’nın kendisi ile evlenmesini ister. Talihsiz Selma ise hapishanede işlemediği bir suçun cezasını çekmektedir. Bu arada Belma Erol ile buluşur ve artık görüşmemeleri gerektiğini söyler. Onları izleyen Savaş Erol’u vuracaktır. Çıkan kavgada düşen silahla Belma Savaş’ı vurur ve kaçar. Mahkemede ise onbeş yıl hükmü istenen Selma için son karar verilecektir. Belma mahkemeye Selma’nın kılığında gelir ve itiraf edip cinayeti ve kimliğini açıklar. Belma tutuklanırken Selma özgürlüğüne ve çok sevdiği nişanlısına kavuşmanın mutluluğunu yaşamaktadır

SOĞUKKANLILAR (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Melih Gülgen
Foto Direktörü: Rafet Şiriner
Yapım: Gülgen Film / Melih Gülgen

Oyuncular: Perihan Savaş, Serdar Gökhan, Ahmet Mekin, Eşref Kolçak, Danyal Topatan, Kâzım Kartal, Nihat Ziyalan, Süheyl Eğriboz, Sami Tunç, Ayşin Atav, İhsan Gedik, Hüseyin Zan, Oktay Yavuz

Konu: Kemal Fakir mahallede büyümüş bir gençtir. Babası hala eski mahallede eski arkadaşları ile yaşamaktadır. Kemal, arada bir elinde hediyelerle babasını ziyarete gelir, herkese büyük bir şirkette çalıştığını söyler, mahalle halkı onu çok sever ama bir gün polis baskını ile yakalanan uyuşturucu şebekesinde Kemal de vardır. Hapse girer, babası üzüntüsünden kahrolur. Olayı ortaya çıkaran babasının en yakın arkadaşı Komiser Ahmet’tir. Kemal cezasını bitirir. Çete tekrar birlikte çalışmalarını istemekte, fakat Kemal reddetmektedir. Çete bunun üzerine babasını ve sevdiği kızı ona karşı kullanmaya çalışınca Kemal polisle işbirliği yapar.


SiYAH GELiNLiK (1973)


Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: Vural Pakel
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Özer Film/Vural Pakel, Enver Özer

Reji Asistanı: Selma Sonat, Kamera Asistanı: Selçuk Topçuğlu, Şarkılar: Esin Engin, Özdemir Erdoğan, Prodüktör Amiri: Kadir Akgün, Set Ekibi: Selim Acar, Nihat Şimşek, Özcan Tuman, Işık Şefi: Mehmet Alışkan (Murat Işık Servisi), Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş,

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Murat Soydan, Süleyman Turan, Gülüstan Güzey, Orhan Elmas, Mürüvvet Sim, İhsan Yüce, Merih Deniz, Seima Sonat, İlknur Taçbaş, Arife Okan Yaprak, Ferudun Çölgeçen, Muzaffer Yenen, Kubilay Hakan, Küçük Yıldız: Fatih Deveci,

Konu: Macera adamı olan ve sonunda bundan bıkarak mutluluğu kendisini seven bir kadında arayan bir denizcinin aşkı.




SİYAH ELDİVENLİ ADAM (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Barlık Film/Necdet Barlık

Oyuncular: Kartal Tibet, Deniz Erkanat, Gönül Hancı, Hayati Hamzaoğlu, Kâzım kartal, Hüseyin Zan, Haydar Karaer, İlknur Taçbaş, Faik Coşkun, Ramazan Akboğa, Giray Alpan, Karate Hocası: Hakkı Koşar ve talebeleri, Misafir oyuncu: Gönül hancı

Konu: Düşmanları tarafından kolu kırılan bir adamın intikam yemini.

SEVDA YOLU (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Foto Direktörü: Dinçer Önal
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen

Prodüksiyon amiri ve Ar Direktör: Haluk Tülümen, Renk Uzman: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, İsmet Tomaçgil, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, Montaj Senkron: İsmail Kalkan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Kameraman: Erhan Canan, (Yeni Film Stüdyosunda renklendirilmiştir )

Oyuncular: Neşe Karaböcek, Orçun Sonat, Ahmet Arkan, Semra Yıldız, Erkan Yolaç, Yılmaz Gruda, Nazan Berk, Gönül Tansel, Nubar Terziyan, Renan Fosforoğlu,

Konu: Askere gönderdiği eşinden bir daha haber alamayan genç bir kadın tesadüfler sonucu şarkıcı olur. Yeni biriyle tanışıp onunla evleneceği anda kendisini büyük bir süpriz beklemektedir.


SEVİLMEK İSTİYORUM (1973)



Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Garanti Ticaret / Talip İncetahtacı

Sesleri Alan: Faruk Özar, Montaj Senkron: Aleko Alexandakis, (Ören Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Ekrem Bora, Hale Soygazi, Osman Alyanak, Halit Akçatepe, Elif Ozangil, Renan Fosforoğlu, Süheyl Eğriboz, Yusuf Çağatay, Muammer Gözalan, Leman Akçatepe, Gülten Ceylan, Haydar Karaer,

Konu: Evleneceği sırada ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen bir iş adamı ve bu nedenle öldürülmek için kiraladığı kiralık katilin öyküsü.

SAVULUN BATTAL GAZİ GELİYOR (1973)


Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Duygu Sağıroğlu, Natuk Baytan
Fotoğraf Direktörü: Cahit Engin,
Montaj-Senkron: Mehmet Özdemir
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Efektler: İlhan Aslım, Ömer Ekmekçi, Laboratuar: Ahmet Sert, Set Ekibi: Erdil Demirağ, İlyas Kürtüm, Mehmet Aslan, Yönetmen Ast: Namık Karakılıç, Zafer Par, Kamera Asistanı: Ali Güven, Prodüksiyon Müdürü: Adnan Uygur, Prodüksiyon Amiri: Sabri Aslankara, Ar Direktör: Güven Öktem, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, (Ören Film stüdyosunda hazırlanmış, Uğur Film seslendirme stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Battal gazi), Zuhal Aktan (İzabella), Kazım Kartal (Kara Şovalye İgor Yanoş), Reha Yurdakul (Battal’ın adamı), Atıf Kaptan (Oba Beyi), Oktay Yavuz (Marcos), Tarık Şimşek (Ayı Tara), Yaşar Güçlü (Chen Yu), Süheyl Eğriboz (Petrov), Sönmez Yıkılmaz, Ramazan Selen, İbrahim Kurt (Dimitros), Kayhan Yıldızoğlu (Prens Alfons), Eşref Vural, Mehmet Ali Güngör (Vunnar), Erol Alkaya, Aydın Haberdar, Doğan Tamer (Battal’ın adamı), Hulki Özeren, Altınsel, Ceyhan Cem, Gülten Ceylan (Anjela), Birsen Ayda (Rahibe Maria), Kadir Kök (Asker), Masist Gül (Cellat), Sabahat İzgü, Bahri Ateş, Eşref Vural (Battal’ın adamı)

Konu: Malatya serdarı Battal Gazi yaşlılığında, kılıcını yiğit oğlu Seyyid Battal’a devreder. Ancak yaşlı kurdun köşeye çekilmesini fırsat bilen Bizanslılar Türkleri Anadolu’dan atmaya yönelik planlarını tekrar uygulamaya koyarlar. Kara Şövalye ve çok saygı duyduğu Rahibe Maria en usta Hristiyan savaşçıları bir araya toplayarak Battal Gazi’nin üzerine yollar. Kardeşinin öldürüldüğünü, babasının kaçırıldığını öğrenen Seyyid Battal, intikam için Bizans’a yürür. Bizans şövalyeleri genç ve tecrübesiz olduğu için hafife aldıkları Battal’ın hiç de kolay pes etmeyeceğini öğrenecektir.


SARI KIZ (KIZ EVLİYA) (1973)


Yönetmen: Nuri Akıncı
Eser: Hüsamettin Erol
Kamera: Mükremin Şumlu,
Yapım: Tuba Film / Nuri Akıncı

Müzik: Hasan İpçi, Reji Asistanları: Fikret Tınaz, Feryal Koçyiğit, Set Ekibi: Sami Meriç, Dursun Sağlam, Ahmet Mavigöz, Sesleri Alan: Faruk Özar, Prodüksiyon Amiri: Ahmet Akdoğan, Laboratuar: Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Özkan Sevinç, Negatif Montaj: Bayram Türkmen, Osman Koşkan, Montaj ve Senkron: Süleyman Karakaya, (Ömer Film Stüdyosunda renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Nilüfer Koçyiğit, Yaşar Yağmur, Uğur Salman, Kadri Ögelman, Talat Gözbak, Nuri Sencer, Lami Ateş, Ömer Özgül, Remzi İrez, Hamdi Öznehir, Mahmure Handan, Sabahat Işık, Emel Işık, Remziye Fırtına, Nilgün Ceylan, Fatma Ceylan, Değişleri Okuyanlar: Şehriban İpçi, Feyzullah Çınar

Konu: Ünlü Kazdağı Efsanesi….Edremit köylülerinden olan “Cılbak baba” ve “Sarı Kız” namıyla anılan ermiş kızın öyküsü. Cılbak Baba hacca gidince yalnız kalan sarı kız iftiraya uğrar. Cılbak Baba hacdan dönünce kızı yüzünden köylüler tarafından dışlanır. Kızını öldürmeye karar verir. Baba ve kızı şimdiki Sarı Kız tepesine çıkarlar. Cılbak Baba abdest almak için kızından su ister. Suyun tuzlu olduğunu görürü ve nedenini sorar. Sarı Kız acele ettiğin için denizden aldım der. Bu durum karşısında kızının ermiş olduğunu anlayan baba pişman olur. O sırada dağda fırtına çıkmıştır. Baba kız fırtınada ölür. Ölüleri bulan çobanlar onları aynı tepeye gömerler.



RABİA (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Filmi Çeken: Cahit Engin
Yapım: Umut Film / Fatma Girik
Abdurrahman Keskiner,

Müzik: Metin Bükey, Sanat Yönetmeni: Güven Öktem, Hasan Nurdan, Sesleri Alan: Necip Sarıca, Ar Direktör, Güven Öktem, Hasan Nurdan, Kostüm: Niyazi Er, Rejisör Asistan: Şerif Gören, Zafer Par, Prodüksiyon Asistanı: Adnan Uygur, Işık Direktörü: Erol Batıbeki, (Ören Film Renkli stüdyosunda hazırlanmış ve Lâle Film stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Fatma Girik, Tugay Toksöz, Bilal Inci, Müfit Kiper, Hikmet Taşdemir, Ekrem Gökkaya, Renan Fosforoğlu, Aynur Aydan, Güzin Özipek, Yeşim Yükselen, Müşerref Çapın, Faik Coşkun, Atıf Kaptan, Feridun Çölgeçen, Asuman Arsan, Tahsin Koray, Mehmet Yağmur, Zeki Sezer, Tevfik Şen, Niyazi Er, Mustafa Yavuz, Ahmet Koç, ıhsan Gedik, Sönmez Yıkılmaz

Konu: Basra kentinde doğan Rabia (F.Girik) adlı bir kız zaman içinde ailesini kaybedince esir tüccarlarının eline düşer. Esir pazarına satılırken Hasan adlı zengin bir tüccar onu satın alır ve aşık olur. Hasan'ın ortağı Halil de göz koyar Rabia'ya. Bu arada Rabia dini etkiler altında kalır. Halil kurduğu bir tuzakla Hasan, Basra'dan uzaklaştırır. Hasan'ın yokluğunda Rabia'ya sahip olmak ister. Ama başaramaz. Rabia'ya türlü işkenceler yapar; aç ve susuz bırakır hapse atar. Ama Rabia yine de ona evet demez. Bir süre sonra gökten Rabia'ya nur iner. Rabia kısa zamanda islam aleminin önemli kadın evliyalarından biri oluverir. Halil de o zamana kadar putperestken Müslüman olur.

► Filmin içeriği ve oyuncuların Hz. Rabia'yı canlandırmaktan fersah fersah uzakta olmaları kimsenin umurunda değildi. Seks ağırlıklı filmler sebebiyle sinemadan uzak kalan aile seyircisini kapmayı amaçlayan ticari akım, İslami konularda pek çok hatalarına rağmen, halk tarafından belli bir ilgi görmüştü. Dini filmler modası"na uyarak Usta'nın çekmiş olduğu bu "Rabia" filmi, müstehcen filmlerden dolayı sinemadan uzaklaşmış seyirci için ilgi çeken bir film olmuştu. Küçük yata annesini ve babasını kaybeden Rabia, içinde bulunduğu ortamın bütün olumsuzluklarına rağmen büyük bir mücadele vererek islamiyeti yaşar. Fakat Ammar isminde bir sahtekarın eline düşerek işkence ve baskılara maruz kalır, zindanlara atılır. Ancak Rabia'yı hiç kimse ” dininden vazgeçiremez. Kurtuluşa erince de tüm mal varlığını fakirlere dağıtarak kendini dinine ve insanların yararına adar, böylece binlerce insanın gönlünü kazanır. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Seden’le Türk Sinemasında Düet”, syf: 199)

RABİA (1973)


“İLK KADIN EVLİYA”

Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Yahya Benekay, Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: Özdemir Öğüt
Müzik: İsmet Nedim
Yapım: Murat Film / Süreyya Duru

Asistan Rejisör: Tolgay Ziyal, Ar Direktör: Saim Nahit Bilge, Yardımcıları: Yılmaz Şekernbay, Ahmet Yeşilbay, Set Amiri: Sonay Kanat, Yardımcıları: Sami Meriç, Ahmet Avcı, Selçuk Öktem, Selahattin Canpolat, Kostümler: Niyazi Er, Yardımcısı: Talip Okçu, Işıklar: Uğur Şimşek, Yardımcısdı: Akif Eski, Prodüksiyon Müdürü: Stepan Melikyan, Prodüksiyon Asistanları: Reşit Çıldam, Yusuf Özel, Kamera Asistanı: Hüseyin, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Afşar, (Acar Film Renkli Laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Orçun Sonat, Nuri Altınok, Hüseyin Peyda, Suzan Avcı, Kayhan Yıldızoğlu, Reşit Çıldam, Nedret Güvenç, Mehdi Yeşildeniz, Oktay Yavuz, Nurtekin Odabaşı, İhsan Yüce, Muazzez Arçay, Zülfikâr Divani, Esin Karakaya, Saim Bilge, Hamit Has, Esin Karakaya, Hamit Has, Reşit Çıldam, Saim Bilge, Zülfikar Divani, Ahmet Açan,

► Rābiʿatü-l-ʿAdeviyyetü-l-aysiyye (752-801) Basralı ünlü kadın sufi. İlk dönem sufi şairleri arasından en önemli isimlerden biridir. İlahi aşk öğretisi kendisinden sonraki sufileri de önemli ölçüde etkilemiştir. Yirminci yüzyılda Rabia hakkında kaleme alınmış en kapsamlı eser, Margaret Smith'in master tezi olarak kaleme aldığı ve daha sonra kitaplaştırılan ve Türkçe'ye de çevirilen Rabia the Mystic adlı eserdir. Basra'lı ünlü kadın sufi Rabia, kesin olmamakla birlikte 752 tarihlerinde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin dördüncü kızı olduğu için kendisine Rabia ismi verildi. Anne ve babasını kaybeden Rabia, henüz çocukken köle olarak satıldı. Elini sakatlamak pahasına kaçmaya çalıştı ancak yeniden yakalandı. Efendisi, Rabia'nın halini görüp onu serbest bıraktı. Önemli sufilerden kendisine yapılan evlenme tekliflerini geri çevirip, 801'de ölünceye kadar bekar yaşadı. Hikayesi ve sözleri 13. yüzyıl sufilerinden Feriüddin Attar'ın, kimi evliyaların hayatları ve sözlerini derlediği ünlü eseri "Tezkiret'ül Evliya"da yer almaktadır. Attar; kendisine, neden kitabına Rabia'yı aldığını soracak olanları, Peygamberin, "Tanrı sizin suretlerinize değil niyetlerinizle bakar." sözünü delil göstererek yanıtlamaktadır. (Kyn:.wikipedia.org/wiki/Rabia)





PİR SULTAN ABDAL (1973)


Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Kamera: Enver Burçkin
Müzik: Ali Ekber Çiçek
Yapım : Kervan Film / Ümit Utku

Oyuncular: Fikret Hakan (Pir Sultan Abdal), Nilgün Atılgan (Sanem), Samim Meriç, Oktay Yavuz, Tuncer Necmioğlu (Hızır Paşa), Mine Sun, Aşık İhsani, Ali Ekdal, Muharrem Gürses, Hasan Yıldız, Kenan Karagöz, Mehmet Aydın, Reşit Çıldam, Turgut Savaş

Konu: 16. yüzyılın mutasavvıf ve halk ozanı Pir Sultan Abdal'ın yaşamı, yıllardır perdeye aktarılmak isteniyor, ancak senaryo bir türlü sansürden geçirilemediği için film çevrilemiyordu. Sansürümüzden dört yüzyıl önce yaşamış ve zamanında zulme, haksızlığa, halkın zalim yöneticilerce sömürülmesine karşı durmuş bir ozanın ve halk kahramanının öyküsünü perdede görmeye nedense tahammül edilemiyordu. (Genellikle okul müsamerelerini aşmayan bir mizansen, tutuk oyuncular, inanılmaz derecede kötü renkler, baştan savma giysiler, her şey filmin aceleye getirildiğini veya Abdal'ın ünüyle, halk şiirimizde ve tarihimizdeki yeriyle orantılı bir ciddi çalışmaya gerek görülmeden çekildiğini ortaya koyuyor. (Atilla Dorsay, 1973)

ÖDÜL:
11. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Eylül 1974)

► Enver Burçkin “en iyi kameraman”

Jüri Üyeleri: Dr. Alyanak, Recai Akçaoğlu, Melih Başar, Atilla Dorsay, Berker İnanoğlu, Prof. Dr. Alim Şerif Onaran, M. Tali Öngören, Sami Şekeroğlu, Semih Tuğrul.

** 16. yüzyılın ünlü Bektaşi mutasavvıfı ve halk ozanı pir Sultan Abdal'ın yaşamı, yıllardır perdeye aktarılmak isteniyor, ancak senaryo bir türlü sansürden geçirilemediği için film çevrilemiyordu. Evet, sansürümüz dört yüzyıl önce yaşamış ve zamanında zulme, haksızlığa, halkın zalim yöneticilerce sömürülmesine karşı durmuş bir ozanın ve halk kahramanımızın öyküsünü perdede görmeye nedense tahammül edemiyordu? Sonunda çevrilmesine izin verilen filmi, sinemalarda görüyoruz. "Pir Sultan Abdal"da, ozanın en güzel deyişlerini, tanınmış radyo.sanatçısı Ali Ekber Çiçek'in sesinden ve sazından bulmak mümkün. Ama filmde bir şeyi bulmak mümkün değil. O da sinema ... Genellikle okul müsamerelerini aşmayan bir mizansen, tutuk oyuncular, inanılmaz derecede. kötü renkler, baştan savma giysiler, her şey filmin aceleye getirildiğini veya Abdal'ın ünüyle, halk şiirimizde ve tarihimizdeki yeriyle orantılı bir ciddi çalışmaya gerek görülmeden çekildiğini ortaya koyuyor. Yazık!. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf. f96)”

DÜNYA (1973)



Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Zafer Film/Zafer Davutoğlu

Oyuncular: Murat Soydan, Zaliha, Ahmet Mekin, Nilgün Atılgan, Ali Şen, Nubar Terziyan, Misafir Oyuncular: Sevgi Can, Aliye Rona, Serpil Gül

Konu: Köyde geçen bir kan davası öyküsü. 

PATRON (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Melih Gülgen
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Gülgen Film / Melih Gülgen

Oyuncular: Tamer Yiğit, Bahar Erdeniz, Kamuran Usluer, Leman Akçatepe, Hüseyin Zan, Reha Yurdakul, Talât Gözbak, Turgut Boralı, Yılmaz Kurt, Adnan Mersinli

Konu: Kiralık bir katille, yer altı dünyası patronunun öyküsü.

PAPAZLAR ŞEBEKESİ (1973)



Yönetmen: Mümtaz Alpaslan
Senaryo: Murat Akovalıgil
Kamera: Mustafa Kuzu, / Yılmaz Ceylan,
Tankut Arıca
Yapım: Akel Film / Murat Akovalıgil

Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, Selâhattin Kaya, Montaj Senkron: Mevlut Koçak, İsmail kalkan, Negatif Montaj, Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu, Ender Teker,

Oyuncular: Erdo Vatan, Tansu Sayın, Nazan Berk, Altan Bozkurt, Özkan Yılmaz, İzzet Aldemir, Danyal Topatan, Nesrin Kaptan, Mümtaz Alpaslan, Sadettin Düzgün, Necip Tekçe, Talât Gözbak, Atmaca Şenbay, Alaattin Seyhan, Necla Soylu, Mesut Eray, Cavit Karakaya, Yaşar Koçak, Tamer Yavaşoğlu, Yaşar Koçer, Şule Tınaz, Yaşar Hoşel, Şaban Demirsl, İrfan Taviloğlu, Ümit Doğan, Necmi Demir, Zeki Güzel, Metin Akgün,

Konu: Papaz kılığına girip, yurt dışına tarihi eser kaçıran bir şebekenin öyküsü