Yönetmen: A. Remzi
Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Kamera: Enver Burçkin
Müzik: Ali Ekber Çiçek
Yapım : Kervan Film / Ümit
Utku
Oyuncular:
Fikret Hakan (Pir Sultan Abdal), Nilgün
Atılgan (Sanem), Samim Meriç, Oktay Yavuz, Tuncer Necmioğlu (Hızır Paşa), Mine
Sun, Aşık İhsani, Ali Ekdal, Muharrem Gürses, Hasan Yıldız, Kenan Karagöz,
Mehmet Aydın, Reşit Çıldam, Turgut Savaş
Konu: 16. yüzyılın mutasavvıf ve halk ozanı
Pir Sultan Abdal'ın yaşamı, yıllardır perdeye aktarılmak isteniyor, ancak
senaryo bir türlü sansürden geçirilemediği için film çevrilemiyordu.
Sansürümüzden dört yüzyıl önce yaşamış ve zamanında zulme, haksızlığa, halkın
zalim yöneticilerce sömürülmesine karşı durmuş bir ozanın ve halk kahramanının
öyküsünü perdede görmeye nedense tahammül edilemiyordu. (Genellikle okul
müsamerelerini aşmayan bir mizansen, tutuk oyuncular, inanılmaz derecede kötü
renkler, baştan savma giysiler, her şey filmin aceleye getirildiğini veya
Abdal'ın ünüyle, halk şiirimizde ve tarihimizdeki yeriyle orantılı bir ciddi
çalışmaya gerek görülmeden çekildiğini ortaya koyuyor. (Atilla Dorsay, 1973)
ÖDÜL:
11.
Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Eylül 1974)
► Enver
Burçkin “en iyi kameraman”
Jüri
Üyeleri: Dr.
Alyanak, Recai Akçaoğlu, Melih Başar, Atilla Dorsay, Berker İnanoğlu, Prof. Dr.
Alim Şerif Onaran, M. Tali Öngören, Sami Şekeroğlu, Semih Tuğrul.
** 16. yüzyılın ünlü Bektaşi
mutasavvıfı ve halk ozanı pir Sultan Abdal'ın yaşamı, yıllardır perdeye
aktarılmak isteniyor, ancak senaryo bir türlü sansürden geçirilemediği için
film çevrilemiyordu. Evet, sansürümüz dört yüzyıl önce yaşamış ve zamanında
zulme, haksızlığa, halkın zalim yöneticilerce sömürülmesine karşı durmuş bir
ozanın ve halk kahramanımızın öyküsünü perdede görmeye nedense tahammül
edemiyordu? Sonunda çevrilmesine izin verilen filmi, sinemalarda görüyoruz.
"Pir Sultan Abdal"da, ozanın en güzel deyişlerini, tanınmış
radyo.sanatçısı Ali Ekber Çiçek'in sesinden ve sazından bulmak mümkün. Ama
filmde bir şeyi bulmak mümkün değil. O da sinema ... Genellikle okul
müsamerelerini aşmayan bir mizansen, tutuk oyuncular, inanılmaz derecede. kötü
renkler, baştan savma giysiler, her şey filmin aceleye getirildiğini veya
Abdal'ın ünüyle, halk şiirimizde ve tarihimizdeki yeriyle orantılı bir ciddi
çalışmaya gerek görülmeden çekildiğini ortaya koyuyor. Yazık!. “Atilla Dorsay,
“Sinemamızın Umut Yılları” syf. f96)”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder