Powered By Blogger

15 Mart 2018 Perşembe

TURİST ÖMER UZAY YOLUNDA (1973)


Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo: Ferdi Merter
Görüntü Yönetmeni: Özdemir Öğüt, Çetin Gürtop
Yapım : Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Sadri Alışık (Turist Ömer), Cemil Şahbaz (Kaptan Kırk), Erol Amaç (mr. Spak), Ferdi Merter (Dr Mc Coy), Kayhan Yıldızoğlu (Profesör), Elif Pektaş (Jenice), Füsun Olgaç (Uhura), Şule Tınaz (Nancy), Oytun Şenal (Green), Nevhila (Mary)l, Necip Koçak, Nermin Altınses, Yılmaz Şahin (Scoty), Yılmaz Suiller (Zenci), Neslihan Özgür (tayfa), Sönmez Yıkılmaz, Yadigar Kırmızıgül, Kazım Oğuz, Altın Kızlar: Ayten Engin, Emel Yolaç, Serpil Köseoğlu, Zeynep Ramazanoğlu,

Konu: Orein gezegeninin yörüngesine giren Atılgan uzay gemisinde doktor, bütün personelin gezegene inebilmesi ve dışarı çıktıklarında şartlara uyum gösterebilmeleri için testler yapmaktadır. İnecekleri gezegende profesör ve karısı robotlarla yaşamaktadır. Işınlanan 4 kişi Doktor Mc coy, Mr. Spark ve 2 tayfa gezegene inerler. Gezegenin gerçek yüzünü pek bilmedikleri için dikkatli hareket etmektedirler. Profesörün karısı Naney onları karşılar. Naney, Doktor Mc Coy’un eski nişanlısıdır. Bu ekip onların yaşamlarını, deneylerini ve sağlıklarını kontrole gelmiştir. Profesör hayatından memnun olduğunu anlatır. Tek eksikleri tuzdur. Çünkü gezegende hava kurudur. Bu sırada dışarıdan gelen çığlıklar koşarlar. Tayfanın biri kırmızı lekeler içinde yerde yatmaktadır. Ölmüştür. Naney onun Borfiya bitkisinden ısırdığı için öldüğünü söyler. Personel bunu bir cinayet olabileceğini belirtir. Profesör karısına onun yanında sen vardın, seni kurtarmak için eski çağlardan buraya bir canlı yani bir katil çekeceğim deyip zaman makinesini ayarlar. O sırada dünyada Turist Ömer, bir komploya kurban gitmiştir. Zorla hamile ve çirkin bir kadınla evlendirilmek üzeredir. Allahım bir mucize göster ve beni buradan yok et der. O sırada gezegendeki zaman makinesi çalışmış ve Turist Orein gezegenine ışınlanmıştır. Profesör işin kötüye gittiğinin farkındadır ona bir kurban gereklidir ki o da Turisttir. Turist Ömer’i katil diye onlara teslim eder. Turist Ömer atılgan gemisindedir. Oradaki kızların robot mu insan mı olduğunu bir türlü anlayamaz. Altın tozuna bulanmış güzel kızları elleyip durur. Doktor ile Spark onun vücudunu incelemeye alırlar. Diğer gezegende ölen tayfa Atılgana ışınlanmıştır. Çiçek bahçesinde Turist arkasında tayfa Gren’i görür. Tayfa hemen onun elini yakalayıp başlar. Turist kızar, tayfa kaçar. Bu olanlardan Turist sıkılmıştır. Yanlarına Doktoru da alarak Orein gezegenine ışınlanırlar. Profesör onlarla konuşmak istemez, saklanır. Üzerlerine bir canavar saldırtır. Canavarı yok ederler. Profesörü bulan Kaptan ve Spark, ondan karısının öldüğünü öğrenirler. Profesör de canavardan bahseder. Doktorun kılığındaki canavar, Profesörü de öldürür. Naney kılığına girer. Uzay gemisinden acilen ışınlanan hakiki Mc Coy""un karşısına çıkar. Doktor Mc Coy da hakikati anlamıştır. Bu Naney değildir. Çünkü orada bir silik de olsa yerini canavara bırakmaktadır. Doktor onu vurur. Canavarın sonu gelmiştir. Bu gezegende işleri bitmiştir hep beraber Atılgana dönerler, Turist Ömer""i yerine geri göndereceklerdir. Turist’le Spark da dost olmuşlardır. Belki farkında bile olmadan şakalaşırlarken Turist Dünyaya nikah masasına döner. Herkes kulaklarına bakmaktadır. Turist’in kulakları aynen Spark’ınki gibi uzamıştır. Etraftakiler kaçışmaya başlarlar. Turist’in kuvveti de Spark’a benzer. Omuzlarına dokunduğu insanları çökertir. Turist çok memnundur. "Sağ olasın Spark abi" diye çığlıklar atar. Atılgan da yankılanan bu sese hepsi çok gülerler. Ve ışık hızıyla Atılgan yeni gezegenlere doğru hareket eder




TOPRAK ANA (1973)


Yönetmen : Memduh Ün,
Senaryo: Duygu Sağıroğlu “Çocuklar İçin” isimli bir Hint filminden
Görüntü Yönetmeni Cahit Engin,
Yapım : Uğur Film Memduh Ün

 Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu, Türküler: Seha Okuş, Müzik: Yalçın Tura,

Oyuncular : Fatma Girik, Tamer Yiğit, Talat Gözbak, Suphi Tekniker, Yavuz Selekman, Zerrin Arbaş, Emel Özden, Talât Gözbak, Muazzez Kurtoğlu, Sema Tüzün, Hikmet Taşdemir, Gülten Ceylan, Çoxuk Oyuncular: Cenk Erdier, İbrahim Peker, Koray Yazgan, Apo Dilber

Konu: Sevdiği adamla evlenen ve mutlu bir yuvası olan bir kadının yaşamı, kocası köy ağası tarafından öldürülünce tam bir trajediye döner. İki oğlu ile yapayalnız ve çaresiz ortada kalan kadın, çocukları için hayatını feda eder. Çocukları büyür, mert birer delikanlı olurlar. Artık evlenme çağları gelmiştir. Toprak Ana, oğlu Ali’yi evlendirebilmek için Kazım Ağa'ya borçlanır. Ama ağa onu kandırır. Ali'yle annesinin elde ettiği mahsulün neredeyse dörtte üçünü alır. Ali bundan kendini sorumlu tutar, eşiyle birlikte çalışmaya başlar. Kazım Efendi’nin kızı Kezban, boş durmayarak Murat’a inat bilezikleri gösterip büyük kavgaların çıkmasına sebep olur. Murat uzun bir süre köyden uzaklaşır. Kin dolu yüreğiyle Kazım Efendi’ yi öldürmek üzere geri döner. Zeliha yine Murat’ın peşine düşer. Kavgalar, tatsız olaylar peşi sıra devam eder durur... Evlatlarının başı belaya girmesin diye Toprak Ana canını ortaya koyar.

*  Memduh Ün, "Toprak Ana’nın 20 yıllık acılı yaşamını veriyor filminde ... Genç bir kız iken evlenmesi, kocasının, zalim ağanın yüzünden sakat kalışı ve yitişi, dört çocuğunu sefalet içinde büyütürken ikisini yitirmesi, yıllar sonra birer delikanlı olan oğullarından birini, serseriliği ve köyün namusu yüzünden kendi eliyle vurup öldürmesi... Filmin öykü çizgisinde tutarsızlıklar, çelişkiler, özellikle melodramı belirleyen abartmalar var …

Memduh Ün Anlatıyor:
İzmir işletmecim Mustafa Özgen bana hasılat rekorları kıran bir Hint filminden söz etmişti. Kopyası da bulunuyordu kendisinde, gönderdi, izledim. Çocuklarım için adını taşıyordu film. Ben de beğendim konuyu;' ticari şansı olabileceğini düşündüm. Duygu Sağıroğlu da oturdu bundan yeni bir senaryo üretti.

Filmin çekimi için çok yer aradık Duygu Sağıroğlu Antakya'ya kadar gitti, ama uygun bir yer bulamadan döndü. Sonra ben de kendisine katıldım. Ege bölgesinde birçok yeri birlikte dolaştık Ama bir türlü düşündüğümüz mekanı bulamadık En sonunda, yolumuz Eskişehir'e uzandı. Orada tam benim düşündüğüm, tam senaryonun anlattığı gibi bir köy bulduk.

Filmi, Eskişehir'de, 35 gün gibi uzunca bir sürede çektim. Filmi seviyorum, ama senaryodan gelen birçok eksiklik görüyorum yeniden izlediğimde. Ayrıca fazlalıklar ve abartılar da var. Hep senaryo ... hep senaryo filmin temeli senaryo. Filmin ticari başarısı, ocuklarım için kadar olmadı. 7,5 civarında iş yaptı. Seyirciyi bunaltıcak bir film çekmişiz diye düşünüyorum bugün. Nedenine gelince; Filmde biraz nefes alacak bir pay bırakmamışız. Özellikle başlarda facialar ardı ardına geliyor. Seyirci filmin daha yarısına vardığında, tanık olduğu acıklı olaylarla doygunluk noktasına ulaşıyor. Bu nedenle ikinci yandaki dramatik olaylardan etkilenemiyor. Oysa nefes payları Hint filminde vardı. Bir de Fatma'nın Tamer Yiğit'i sopayla dövdüğü sahneyi Hintliler çok güzel, üstelik de gülmece duygusu katarak çekmişlerdi. Bense biraz sadistçe çekmişim. Ayrıca filmde 'köyün namusu' sözünün lafta kaldığım düşünüyorum. Bu nedenle Fatma'nın filmin sonunda Oğlunu öldürdüğü sahneyi seyirci muhakkak yadırgıyor olmalı. Duygu da, ben de köyün namus kavramını seyirciyi inandıracak Eksik kalmış. Yani seyirci Fatma oğlunu öldürdüğü zaman, evet, bu kadın başka bir şey yapamazdı, öldürmekten başka çaresi yoktu demeliydi. Bütün bunlara rağmen filmi seviyorum, kahramanlar çok sahici çünkü; özenle de çekmişim, işçiliği çok iyi. Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor” Kabalcı yayınları Ağustos 2009- İstanbul”



FİLMİ İZLE 


13 Mart 2018 Salı

TOPAL (1973)


Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: İrfan Atasoy,
Kamera: Muzaffer Turan,
Yapım: İrfan Film İrfan Atasoy

Set: Nizam Ergüden (şef), Ercan Akyıldırım, Mehmet Gülmez, Kamera Asistanı: Ferhat Bakır, Reji Asistanı: Semih Selvidal, Işık: Dede Şimşek, Abdullah Kilisli, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar: Türker Vatan, Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İhsan Tomaçgil, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Montaj: Mevlut Koçak, Senkron: İsmail Kalkan, Yeni Stüdyoda Seslendirilmiştir

Oyuncular: İrfan Atasoy, Meral Orhonsay, Eşref Kolçak, Yıldırım Gencer, Bilâl İnci, Altan Günbay, İhsan Gedik, Eşref Kolçak, Bekir Molu, Şevket Alemdaroğlu, Muammer Yankı, Nermin Özses,

Konu: Yiğitliği ve cesaretiyle tanınan Müslüm’ün sevdiğini başkasına kaptırmaya niyeti yoktur. Birlikte kaçan iki sevdalının peşine ağanın adamları düşmekte gecikmez. Müslüm ve Zühre hayatlarını yoluna koyduklarında acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalırlar. Ağanın adamları izlerini bulmuştur ve bekledikleri bebeğin mutluluğunu yaşayamadan zorlu bir kaçışın içinde bulurlar kendilerini. Gözü kanlı, yüreği öfkeli ve beli silahlı takipçilerinden kaçmak zorundadırlar. Nefes kesen takip sahneleriyle dolu kaçma kovalamanın sonunda onu yakalarlar. Ve karısının yerini söyletmek için korkunç bir yola başvururlar.

TESLİM OL BABA (1973)


Yönetmen : Temel Gürsu,
Foto Direktörü Sertaç Karan,
Yapım: Renk Film/ Ünsal Aybek

Oyuncular: Yıldırım Önal (Kenan Aydın), Fatma Belgen (Filiz), Renan Fosforoğlu (Patron), Muzaffer Yenen, Doktor) Aytaç Arman :((Komiser Murat), Hülya Şengül (Alev), Hamit Yıldırım (Kom.Mv. Ahmet), Çocuk Oyuncu: Kahraman Kral

Konu: Zor şartlarda para kazanıp çocuğuna ve kendisine bakan bir adam hasta olduğu için çalıştığı fabrikadan atılır. Hem kendisi hem de hasta çocuğunun tedavisi için paraya ihtiyacı olan baba, bu parayı denkleştirmek için bir fabrikanın veznesinde çalışan genç kızı tehdit eder. Fakat işler istediği gibi gitmez ve amansız bir kaçış başlar.


TEK KOLLU BAYRAM (1973)



Senaryo ve Yönetmen: Erdoğan Tokatlı
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Topkapı Film / Yaşar Tunalı

Oyuncular: Tanju Korel, Emel Özden, Gönül Hancı, Tuncer Necmioğlu, Muazzez Kurdoğlu, Enver Dönmez, Ata Saka, Oktay Yavuz

Konu: 1919 Yunan işgali sırasında düşmanlarıyla işbirliği yapan bazı toprak ağalarıyla, vatansever köylülerin öyküsü.


TATLIM (1973)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Ahmet Üstel
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Er Film

Oyncular: Sadri Alışık, Hale Soygazi, Erol Günaydın, Nazan Adalı, Atıf Kaptan, Handan Adalı, Feridun Çölgeçen, Nubar Terziyan, Renan Fosforoğlu, Müşerref Çapın, Ekrem Gökkaya, Ekrem Dümer, Yonca Yücel, Özden Sayın, Mustafa Özkaya

Konu: Ferit ve Alev iki varlıklı ailenin çocuklarıdır ve aileleri onları evlendirmek ister. Fakat Ferit çok çapkın biridir ve onunla tanışmak için çiftliğe giden Alev, Ferit'in İstanbul'da olduğunu öğrenince onunla tanışmak için İstanbul'a gider

TARKAN GÜÇLÜ KAHRAMAN KOLSUZ KAHRAMAN’A KARŞI (1973)


Senaryo ve Yönetmen : Mehmet Aslan Sezgin Burak’ın eserinden
Yönetmen Yardımcısı: Muzaffer Hiçyılmaz
Foto Direktörü: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film/ Nahit Ataman, Ertem Eğilmez

Asistan Rejisör: Muzffer Hiçdurmaz, Set Ekibi: Yılmaz Sengelli, Cengiz Öktem, Aiz Kıskanç, Fahri Özer, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Kamera Asistanı: Selçuk Topçuoğlu, Ar Direktör: Basri Büyükcan, Laboratuar Şefi: Vatan Sümer, Laboratuar: Hasan Örnek, Montaj ve senkron: İsmail Kalkan, Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Rauf Tözüm, Fon Müzik: Necip Sarıcıoğlu, Prodüktör: Oktay Barkan, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kanat,
(Yeni Film stüdyosunda renklendirilmiş, Ar Film stüdyosunda seslendirilmiştir.)

Oyuncular : Kartal Tibet, Hakkı Koşar, Hülya Darcan, Halit Akçatepe, Reha Yurdakul, Kazım Kartal, İlhan Hemşeri, Müfit Kiper, Semra Yıldız, Kahverengi Kuşaklı Karateciler: Mithat Oktay, Kazım Erol Adıyaman, Yaşar Dikbıyık , Karate Sahneleri Süpervizörü: Hakkı Koşar, Harika Köpek: Can Kurt,

Konu: Hun İmparatoru Atilla, toprakları için stratejik önem taşıyan "Altın Kılıç" a sahip olmak istemektedir. Ancak kılıcı isteyen başka biri daha vardır. O da Çin'e sahip olmak isteyen Wang Yu (Hakkı Koşar) da onlardan biridir. Ülkesinde kolsuz kahraman olarak ün yapmış olan Wang Yu'nun kılıcı bulmak için yaptığı zulümler Çin halkını canından bezdirmiştir. Atilla Altın Kılıcın bulunması için Tarkan'ı (Kartal Tibet) görevlendirir. Yolldağı on atlı tarafından izlendiğini fark eder. Bu atlılar Tarkan'a yardımcı olması için gönderdiği Kulke (Halit Akçatepe) ve arkadaşlarıdır. Tarkan ve arkadaşları savaşçı Ulugökçe'nin (Reha Yurdakul) kızı olan Alonya'yı (Hülya Darcan) bir grup çapulcunun elinden kurtarırlar. Çeşitli maceralardan sonra tapınağa gelirler ve kılıcı almak istediklerini söylerler. Başrahip soracağı üç soruya doğru yanıt verirse kılıcı alabileceğini söyler. Aslında kılıç tapınağın tepesindeki bir çanın zincirine asılıdır. Tarkan üç sorudan "akıl" ve "zaman"ı bilmiştir ancak üçüncüyü bilememektedir. Kılıcı almanın yollarını araştırmaktadır. Wang Yu ve adamları tapınağı basar ve çatışmada yalnız kalan Tarkan ağır yaralı olarak tapınakta kalır. Alonya ve köpeği tarafından Tarkan kurtarılır. Nihayet çeşitli maceralar sonunda Tarkan kılıcın sahibi olur.

TALİHSİZLER (1973)


Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Kenan Kurt
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku

Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Afşar, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Asistanlar: Arif Erkuş, Özer Korkmazlar, Dublaj: Zafer Önen, Işıklar: Veli Özşahin, (Acar Film Stüdyosu Renkli laboratuarında yıkanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Yıldırım Önal (Osman), Fatma Belgen (Fatma), Aytaç Arman (Baki), Yeşim Tan, Nuri Sencer, Cem Erman (Zeki), Atıf Kaptan (Osman’ın amcası), Osman Alyanak (Osman’ın babası), Nubar Terziyan, Cevdet Balıkçı (Koğuş ağası), Hayri Caner (Hayri), Ali Seyhan(Rafet), Şükriye Atav (Osman’ın annesi), Hüseyin Kutman, Haydar Karaer, Hakkı Kıvanç (poılsi), Şeref Çokşeker, Mariça, Hüseyin Salıcı, Seyyal Mustafa Yavuz, Nermin Özses, Yılmaz Kurt, Orhan Çoban, Zeki Sezer, Sıdıka Duruer (Seher)

Konu: Kör piyango bileti satıcısıyla ona yardımcı olan arkadaşının öyküsü.

ŞÜPHE “Sensiz Yaşanmaz” (1973)



Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Bülent Oran
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Melek Fi

Oyuncular: Ediz Hun, Hale Soygazi, Bahar Erdeniz, Yalçın Gülhan, Atıf Kaptan, Nubar Terziyan, Zafer Önen, Perihan Savaş

Konu: Çılgınca karşılıksız sevdiği kız uğruna, onu sevdiğinden ayırmak için her türlü hileye başvurup, sonunda çılgınca bir planla canını kıyıp, suçu başkasına atan ruhi bunalımlı bir gençin öyküsü.


ŞIRVAN İLE NAZLI (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Topkapı Film / Yaşar Tunalı

Oyuncular: Tugay Toksöz, Meral Zeren, Bilâl İnci, Lütfi Engin, Murat Tok, Kadir Kök

Konu: Nikâh sırasında karısını kaçıran zalim bir ağayla hasmının peşine düşen aşık bir gencin öyküsü.

ŞEYTANIN KURBANLARI (1973)


Yönetmen: Nejat Okçugil
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu

Oyuncular: Kartal Tibet, Meral Zeren, Yeşim Tan, Osman Alyanak, Kayhan Yıldızoğlu, Atıf Kaptan, Yonca Yücel, hayati Hamzaoğlu, Ekrem Gökkaya, Sadettin Düzgün

Konu: Çok iyi bir kaçakçı olan Ahmet ailesine ve sevenlerine Bİr Şirkette müdür olarak çalıştığını söyler ancak o kanun dışı işlerle uğraşıp çok iyi para kazanmaktadır.. Günün birinde bir ihbarla yakalanır ve hapis yatar içerde tövbe edip işleri bırakma kararı almıştır çıktığında..yine eski dostları bulur Ahmet’i kötü işler içine çekerler tehdit ederek. istediklerini yaptırırlar...babasına kötü işleri bırakmak için söz veren Ahmet...Başaramamıştır,

ŞABAN İSTANBUL’DA (1973)


Senaryo ve Yönetmen: Semih Evin
Kamera: Suat Kapkı
Şarkılar: Yasemin Esengül, Leyla Bora,
Ayla Bora
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız, Hasan Çakır

Oyuncular: Münir Özkul, Seyhan Gümüş, Zeyno Çilem, Ahmet Turgutlu (Kostarika), Mürvet Sim, Belkıs Dilligil, Füsun Önal, Nuri Kırgeç, Yılmaz Kurt, Bahar Uğurlu, Ehat Aliçe,

Konu: İstanbul'a gelen taşralı Şaban'ın öyküsü.

SUSUZ YAZ (1973)


Yönetmen: Yılmaz Duru
Eser: Necati Cumali
Senaryo: Sabah Duru
Kamera: Muzaffer Turan
Müzik ve Beste: Yılmaz Duru
Montaj: Hüsam Eren
Yapım: İrfan Film / İrfan Atasoy

Osman Koşkan (Kurgu), Muzaffer Hiçdurmaz (yön. yardımcısı), Serdar Servidal (kamera asistanı), Hüsa mettin Üren (Neg. kurgu), Hikmet Kuyucu (Lab. Şefi), Laborantlar Hüseyin Kuğu ve Hayati Akbulut), Fethi Oğuz Işık Şefi), Fethi Oğuz (ses kayıt), Osman Koşkan (senkron), Marko Buduris (ses kayıt), Mustafa Oğuz (prodüksiyon amiri), Nizam Ergüden (Set Amiri), Ercan Akyıldırım ve Mehmet Gülmez

Oyuncular: Yılmaz Duru (Hasan), İrfan Atasoy (Osman), Hamiyet Yankı (Bahar), Deniz Erkanat (Asiye), Tuncer Necmioğlu (Veli Sarı), Nurhan Nur (Gülsüm),Bilal İnci (mahkum), Eşref Kolçak (Salih), Kemal Karayiğit, Köylüler : Nizam Ergüden, Danyal Topatan, Lütfi Engin, Sırrı Elitaş,

► Fon müziği Ürgüplü Refik Başaran’ın ‘Cemalim’ türküsü olan filmde iki kardeş. Köylüler, suyu salmadığı için ağabey Hasan’a kızgın. Hasan; “Şunlara bak hele sanki su onların toprağından çıkıyor. Kaynağı benim tapulu malım değil mi? İster salarım ister salmam suyu.”

Osman; “Köylü canı bahasına da suyu alır. Su toprağın bereketi, canı. Su olmadıktan sonra kuru toprağı ne etsinler?”

Hasan; “Hah, iyi dedin işte. Toprak susuz kalınca satıp savacaklar topraklarını. Alıcısı da ben olacağım. Tüm köyün sahibi olacağım. İlk filmin aksine bu kez Kocabaş kardeşlerin isimleri kitaptaki gibi kullanılmış. Su yöreye yetmiyor. Kaynağı da Hasan ve Osman’ın arazisinde. Ağabey, yaşça büyük olmasını kullanarak, kardeşine her dediğini yaptırıyor. Filmde söylenmiyor ama karısı, 6 ay önce doğum sırasında ölmüş. Ama o zaten artık kadın kızla ilgili değil. Varsa yoksa “Tüm toprak bizim olacak, bizim.” Suyu da köylülerin çekip gitmeleri için bir silah gibi kullanıyor. İlerde 8 aile toprağını ona satıp gidecektir.

Osman sevdiceği Bahar’ı kaçırıp düğün yapar. Bu kez tek bir köylü bile gelmez. Mahkeme falan bir sonuç vermiyor. Su yine Hasan’ın ‘tasarrufuna verilir’. En olmaması gereken şey ortaya çıkıyor; Şiddet. Kocabaşların köpeği Arap öldürülür; Zeytinlikleri yakılır. Nihayet bir gece silahlar patlar. Hasan, Sarı Veli’yi öldürülür. Tutuklanırlar. Kendi tüfeğini kullananın mahkûm olacağını öğrenince, ‘ağabeyliğini’ kullanıp kardeşini onun yerine hapis yatmaya ikna ediyor. Bu arada Bahar’ın bir kızı olur. Adı, Osman’ın yatacağı 9 yıla çok uygun; Hasret.
Günler aylar sonra gazetedeki ‘Denizli Cezaevinde Osman isimli bir mahkûmun şişlenerek öldürüldüğü’ haberini de kendi çıkarına kullanıyor. Sorup soruşturmadan herkesi kardeşinin öldüğüne inandırır. Bahar’ı da. “Gençsin, elbet evleneceksin bir gün” dediği gece isteğini gerçekleştiriyor. 1950 seçimleri ve ‘Milli Şef’in söylemiyle ‘ayı ile yatağa girme dönemi’. Bahar’ın bir çocuğu daha olur. ‘Demir Kırat’ af ilan etmiş. Hapisten çıkan Osman, öyküde genç kadının çifteyle yaptığını, bir önceki çevrimde suda boğarak yapmıştı. Bu kez, ilave olarak, bıçakla. “Emanetimi böyle mi korudun Hasan Ağa?”( Murat Çelenligil – Sinematürk Internet veri tabanı)




SULTAN GELİN (1973)


Yönetmen: Halit Refiğ
Senaryo: Cahit Atay
Görüntü Yönetmeni: Cahit Engin
Müzik: Abdullah N. Baysu
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Oyuncular: Türkan Şoray (Sultan), Ali Özoğuz (Kazım Ağa), Müşerref Çapın, (Hacer) Handan Adalı (Sultan’ın kaynanası), Renan Fosforoğlu (Sultan’ın babası), Cemil Paskap (Osman), Selim Kaya (Küçük Veli), Yüksel Gözen, Şener Gezgen (Veli), Hasan Ceylan (Rıfat Ağa), Nermin Özses (Köylü), Sabahat İzgü

Konu: "Samanlı Köyü"nde, örf ve adetlere göre ailesi Sultan Bacı’yı başlık parası karşılığında evlendirmeye karar vermişlerdir. Bir tür açık artırma şeklinde geçen bu pazarlık sırasında Ağalarla Zilha Bacı fiyat artışında yarış halindedir. Aileye gelin gelince, bütün ev tarla işlerine yardımcı olacaktır. Kazım Ağa kızı alır. Oğlu Osman’a Sultan’ın iyi bir döl vereceğine ve bütün işleri çekip çevireceğine inanmaktadır. Evde düğün hazırlıkları başlar. Sultan Bacı ile yenge düğün yatağını yapmaktadırlar. Düğün töreni biter. Osman yüz görümlülüğünü takar ve kalbine bir sancı girer. Sultan Gelin Onu yatırır, dinlendirir, teselli ederken; Osman: Seni de yaktık, ben yüreğimden hastayım der. Sabah olur, dışarıda bekleşenler merak içindedir. Gelin kolunu keserek, çarşafa kan damlatır ve dışarı verir. Bir genç kızın şerefi olan bu olay gerçekleşmiştir. Dışarıda kutlama başlar. Silahlar patlar. Herkes mutludur. Fakat ikinci gece Osman yatakta ölür. Annesi deliye döner. Sultan gelini evden kovar. Babası bırakmaz istemez. "Onun dölü var o bizim gelinimizdir." Diye Sultan Gelin de, "O gece kolunu kesip kanatmıştım, dölüm yok." Diye itiraf eder. Babası, Ben Ona o kadar başlık parası verdim

Evdeki işleri görür. Deyince Sultan Gelin evde kalır. Kayınpeder 4-5 yaşlarındaki küçük oğlu Veli’yi Sultan Gelin’e verir. "Onu istediğin gibi büyüt, büyüyünce nikahınızı kıyarız". Deyince Sultan Gelin şaşırır. Veli büyümüş ve çok yakışıklı bir delikanlı olmuştur. Sultan’a hala abla demektedir. Kayın validesi hamiledir. Bir oğlan daha doğar. Kayınpeder Sultan’a hazır olmasını küçük oğlanın kırkında Veli ile düğünlerinin yapılacağını hatırlatır. Düğün gelip çatmıştır. Çitin arkasında yavuklusunu gören Veli sabah erkenden onu kaçıracağını, Sultan’ı hakiki bir abla gibi sevdiğini anlatır. Sultan Gelin zifaf odasında gelinliği ile Veli’yi beklemektedir. Veli gelir babasının onlara neler yaptığını, bunun bir kötülük olduğunu söyler. Veli Hayriye’yi sevdiğinden, Ona söz verdiğinden bahseder. Sultan ona acımıştır. "Gel bari bu işin sonunu getirelim, seni ellerimle kaçırayım," deyip onu uyutur. İlk horoz öttüğünde Veli’yi uyandırır. Onu pencereden çıkartır. Beline de tabanca takar, gelinliği üstünde Veli’nin elinden tutup tarlalardan koşup sevgilisi Hayriye’nin yanına gelirler. Duvağını çıkarıp Hayriye’nin başına koyar. Onlara yok açıklığı diler. Kayınpeder Sultan Gelin’in babasına yeniden başlık parası verir. Kundaktaki yeni doğan oğlunu Sultan Gelin’in kucağına verip "Al bunu, büyüt ama bu sefer ona iyi sahip çık" der. Töreler devam etmekte, Sultan Gelin yavaş, yavaş beyazlamaya başlayan saçlarıyla, türküler eşliğinde yeni bebeğini, ileride kocası olması gereken bebeğin beşiğini sallamaktadır.

► Senaryo ve hikaye sıkıntısı çeken sinemamızın, edebiyatımızın olduğu kadar, tiyatromuzun da seviyeli ürünlerine el atması sevinilecek bir olay, Cahit Atay'ın ünlü piyesi Sultan Gelin, bir köy filmi için gerekli ve yeterli dramatik çıkış noktalarını getiriyor. Hasta bir adamla başlık parası için evlendirilip kalan Sultan Gelin, yine aile (ve çıkar) zoruyla, bu kez ölen kocasının, daha küçük bir çocuk olan kardeşiyle nikahlandırılıyor. Tam 10 yıl bakıyor Veli'ye, hem bir eş hem bir ana gibi... Veli büyüdüğü, sahici bir koca olacak yaşa gelip de, gönlünü başkasına kaptırdığında ise, Sultan'a yeni bir özveride bulunmak ve sevgilileri birleştirmekten başka bir şey kalmıyor. Kucağına verilen ve bakacağı, büyümesini bekleyeceği bir bebekle birlikte... Yanlış, haksız, kıyıcı gelenek ve göreneklerin Anadolu’da da özellikle kadını mahkum ettiği, edebileceği acılı kaderlerden bir örnek... Piyes olarak bir hayli başarılı olduğunu sandığım Sultan Gelin, film olarak o denli etkileyici değil... Gerçi çok iyi oynanmış, Refiğ'in çalışması da bir hayli özenli... Ama filmde eksik olan bir şeyler var, bir filmi unutulmaz yapan o anlatılmaz şey eksik... Belki de bir heyecan... Yine de yılın olgun, belli bii düzeye erişmiş yerli filmlerinden biri olarak görülebilir. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 67”





SOYGUNCULAR (1973)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer,
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Oyuncular: Filiz Akın (Selma/Belma), Ediz Hun (Erol), Ekrem Bora (Savaş), Hulusi Kentmen (Erol’un babası), Kayhan Yıldızoğlu (Savaş’ın adamı), Nubar Terziyan (Selma’nın babası), Bülent Kayabaş (Savaş’ın adamı), Oktar Durukan (Savaş’ın adamı), Ramazan Akboğa (bekçi)

KONU: Hasta babası ile birlikte yaşayan Selma (Filiz Akın) fabrikada sekreterlik yapmaktadır. Patronunun (Hulusi Kentmen) oğlu Erol (Ediz Hun) ile duygusal bir ilişkileri vardır. Durumu aktardıkları babaları çok sevinir ve iki sevgili evlilik hazırlığına başlar. Çete reisi ve gazino patronu Savaş (Ekrem Bora) fabrikayı soymaya karar verir. Gazinosunda şarkıcı olan ve soygunları birlikte yaptıkları Belma’ya (Filiz Akın) planını anlatır. Fabrikayı izlerken sekreter Selma’nın Belma’ya ikiz gibi benzediğini fark ederler. Belma, Selma’nın yerine geçecektir. Erol ile buluşmaya hazırlanan Selma’yı Savaş ve adamları kaçırır. Ve değişim sağlanır. Kimse Selma’nın aslında Belma olduğunu anlamaz. Belma buluşma yerine gelir ve Erol’la Uludağ’a gider. Erol’a gerçekten aşık olur ve bir bahane ile geri dönüp Savaş’ı soygun fikrinden vazgeçirmeye çalışır. Savaş’ın fidye için Erol’u kaçırıp paraları aldıktan sonra öldüreceğini öğrenir. Fabrikayı soymaya karar verir ve soyar. Oysa kasada gizli bir fotoğraf sistemi vardır. Erol buluşma yerine gelmeyince onu merak edip fabrikaya gider ve soyulduğunu anlar. Kasanın çektiği fotoğraf Selma’yı göstermektedir. Savaş kaçırdığı Selma’yı bırakır. Genç kız fabrika girişinde tutuklanır. Erol ve babası davacı olmaz. Selma olanlara bir türlü inanamaz. Erol bir gece gittiği gazinoda Belma’yı görüp benzerliği farkeder. Belma niyetini anlamak için onunla buluşur. Belma’ya aşık olan Savaş kıskanır ve onu ölümle tehdit eder. Belma’nın kendisi ile evlenmesini ister. Talihsiz Selma ise hapishanede işlemediği bir suçun cezasını çekmektedir. Bu arada Belma Erol ile buluşur ve artık görüşmemeleri gerektiğini söyler. Onları izleyen Savaş Erol’u vuracaktır. Çıkan kavgada düşen silahla Belma Savaş’ı vurur ve kaçar. Mahkemede ise onbeş yıl hükmü istenen Selma için son karar verilecektir. Belma mahkemeye Selma’nın kılığında gelir ve itiraf edip cinayeti ve kimliğini açıklar. Belma tutuklanırken Selma özgürlüğüne ve çok sevdiği nişanlısına kavuşmanın mutluluğunu yaşamaktadır