Eser: Necati Cumali
Senaryo: Sabah Duru
Kamera: Muzaffer Turan
Müzik ve Beste: Yılmaz
Duru
Montaj: Hüsam Eren
Yapım: İrfan Film / İrfan
Atasoy
Osman Koşkan (Kurgu), Muzaffer Hiçdurmaz (yön.
yardımcısı), Serdar Servidal (kamera asistanı), Hüsa mettin Üren (Neg.
kurgu), Hikmet Kuyucu (Lab. Şefi), Laborantlar Hüseyin Kuğu ve
Hayati Akbulut), Fethi Oğuz Işık Şefi), Fethi Oğuz (ses kayıt), Osman
Koşkan (senkron), Marko Buduris (ses kayıt), Mustafa Oğuz (prodüksiyon
amiri), Nizam Ergüden (Set Amiri), Ercan Akyıldırım ve Mehmet Gülmez
Oyuncular:
Yılmaz Duru (Hasan), İrfan Atasoy
(Osman), Hamiyet Yankı (Bahar), Deniz Erkanat (Asiye), Tuncer Necmioğlu (Veli
Sarı), Nurhan Nur (Gülsüm),Bilal İnci (mahkum), Eşref Kolçak (Salih), Kemal
Karayiğit, Köylüler : Nizam Ergüden, Danyal Topatan, Lütfi Engin, Sırrı Elitaş,
► Fon
müziği Ürgüplü Refik Başaran’ın ‘Cemalim’ türküsü olan filmde iki kardeş.
Köylüler, suyu salmadığı için ağabey Hasan’a kızgın. Hasan; “Şunlara bak hele
sanki su onların toprağından çıkıyor. Kaynağı benim tapulu malım değil mi?
İster salarım ister salmam suyu.”
Osman; “Köylü canı bahasına
da suyu alır. Su toprağın bereketi, canı. Su olmadıktan sonra kuru toprağı ne
etsinler?”
Hasan; “Hah, iyi dedin işte.
Toprak susuz kalınca satıp savacaklar topraklarını. Alıcısı da ben olacağım.
Tüm köyün sahibi olacağım. İlk filmin aksine bu kez Kocabaş kardeşlerin
isimleri kitaptaki gibi kullanılmış. Su yöreye yetmiyor. Kaynağı da Hasan ve
Osman’ın arazisinde. Ağabey, yaşça büyük olmasını kullanarak, kardeşine her
dediğini yaptırıyor. Filmde söylenmiyor ama karısı, 6 ay önce doğum sırasında
ölmüş. Ama o zaten artık kadın kızla ilgili değil. Varsa yoksa “Tüm toprak
bizim olacak, bizim.” Suyu da köylülerin çekip gitmeleri için bir silah gibi
kullanıyor. İlerde 8 aile toprağını ona satıp gidecektir.
Osman sevdiceği Bahar’ı
kaçırıp düğün yapar. Bu kez tek bir köylü bile gelmez. Mahkeme falan bir sonuç
vermiyor. Su yine Hasan’ın ‘tasarrufuna verilir’. En olmaması gereken şey
ortaya çıkıyor; Şiddet. Kocabaşların köpeği Arap öldürülür; Zeytinlikleri
yakılır. Nihayet bir gece silahlar patlar. Hasan, Sarı Veli’yi öldürülür.
Tutuklanırlar. Kendi tüfeğini kullananın mahkûm olacağını öğrenince,
‘ağabeyliğini’ kullanıp kardeşini onun yerine hapis yatmaya ikna ediyor. Bu
arada Bahar’ın bir kızı olur. Adı, Osman’ın yatacağı 9 yıla çok uygun; Hasret.
Günler
aylar sonra gazetedeki ‘Denizli Cezaevinde Osman isimli bir mahkûmun şişlenerek
öldürüldüğü’ haberini de kendi çıkarına kullanıyor. Sorup soruşturmadan herkesi
kardeşinin öldüğüne inandırır. Bahar’ı da. “Gençsin, elbet evleneceksin bir
gün” dediği gece isteğini gerçekleştiriyor. 1950 seçimleri ve ‘Milli Şef’in
söylemiyle ‘ayı ile yatağa girme dönemi’. Bahar’ın bir çocuğu daha olur. ‘Demir
Kırat’ af ilan etmiş. Hapisten çıkan Osman, öyküde genç kadının çifteyle
yaptığını, bir önceki çevrimde suda boğarak yapmıştı. Bu kez, ilave olarak,
bıçakla. “Emanetimi böyle mi korudun Hasan Ağa?”( Murat Çelenligil – Sinematürk
Internet veri tabanı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder