Powered By Blogger

13 Mart 2018 Salı

SUSUZ YAZ (1973)


Yönetmen: Yılmaz Duru
Eser: Necati Cumali
Senaryo: Sabah Duru
Kamera: Muzaffer Turan
Müzik ve Beste: Yılmaz Duru
Montaj: Hüsam Eren
Yapım: İrfan Film / İrfan Atasoy

Osman Koşkan (Kurgu), Muzaffer Hiçdurmaz (yön. yardımcısı), Serdar Servidal (kamera asistanı), Hüsa mettin Üren (Neg. kurgu), Hikmet Kuyucu (Lab. Şefi), Laborantlar Hüseyin Kuğu ve Hayati Akbulut), Fethi Oğuz Işık Şefi), Fethi Oğuz (ses kayıt), Osman Koşkan (senkron), Marko Buduris (ses kayıt), Mustafa Oğuz (prodüksiyon amiri), Nizam Ergüden (Set Amiri), Ercan Akyıldırım ve Mehmet Gülmez

Oyuncular: Yılmaz Duru (Hasan), İrfan Atasoy (Osman), Hamiyet Yankı (Bahar), Deniz Erkanat (Asiye), Tuncer Necmioğlu (Veli Sarı), Nurhan Nur (Gülsüm),Bilal İnci (mahkum), Eşref Kolçak (Salih), Kemal Karayiğit, Köylüler : Nizam Ergüden, Danyal Topatan, Lütfi Engin, Sırrı Elitaş,

► Fon müziği Ürgüplü Refik Başaran’ın ‘Cemalim’ türküsü olan filmde iki kardeş. Köylüler, suyu salmadığı için ağabey Hasan’a kızgın. Hasan; “Şunlara bak hele sanki su onların toprağından çıkıyor. Kaynağı benim tapulu malım değil mi? İster salarım ister salmam suyu.”

Osman; “Köylü canı bahasına da suyu alır. Su toprağın bereketi, canı. Su olmadıktan sonra kuru toprağı ne etsinler?”

Hasan; “Hah, iyi dedin işte. Toprak susuz kalınca satıp savacaklar topraklarını. Alıcısı da ben olacağım. Tüm köyün sahibi olacağım. İlk filmin aksine bu kez Kocabaş kardeşlerin isimleri kitaptaki gibi kullanılmış. Su yöreye yetmiyor. Kaynağı da Hasan ve Osman’ın arazisinde. Ağabey, yaşça büyük olmasını kullanarak, kardeşine her dediğini yaptırıyor. Filmde söylenmiyor ama karısı, 6 ay önce doğum sırasında ölmüş. Ama o zaten artık kadın kızla ilgili değil. Varsa yoksa “Tüm toprak bizim olacak, bizim.” Suyu da köylülerin çekip gitmeleri için bir silah gibi kullanıyor. İlerde 8 aile toprağını ona satıp gidecektir.

Osman sevdiceği Bahar’ı kaçırıp düğün yapar. Bu kez tek bir köylü bile gelmez. Mahkeme falan bir sonuç vermiyor. Su yine Hasan’ın ‘tasarrufuna verilir’. En olmaması gereken şey ortaya çıkıyor; Şiddet. Kocabaşların köpeği Arap öldürülür; Zeytinlikleri yakılır. Nihayet bir gece silahlar patlar. Hasan, Sarı Veli’yi öldürülür. Tutuklanırlar. Kendi tüfeğini kullananın mahkûm olacağını öğrenince, ‘ağabeyliğini’ kullanıp kardeşini onun yerine hapis yatmaya ikna ediyor. Bu arada Bahar’ın bir kızı olur. Adı, Osman’ın yatacağı 9 yıla çok uygun; Hasret.
Günler aylar sonra gazetedeki ‘Denizli Cezaevinde Osman isimli bir mahkûmun şişlenerek öldürüldüğü’ haberini de kendi çıkarına kullanıyor. Sorup soruşturmadan herkesi kardeşinin öldüğüne inandırır. Bahar’ı da. “Gençsin, elbet evleneceksin bir gün” dediği gece isteğini gerçekleştiriyor. 1950 seçimleri ve ‘Milli Şef’in söylemiyle ‘ayı ile yatağa girme dönemi’. Bahar’ın bir çocuğu daha olur. ‘Demir Kırat’ af ilan etmiş. Hapisten çıkan Osman, öyküde genç kadının çifteyle yaptığını, bir önceki çevrimde suda boğarak yapmıştı. Bu kez, ilave olarak, bıçakla. “Emanetimi böyle mi korudun Hasan Ağa?”( Murat Çelenligil – Sinematürk Internet veri tabanı)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder