Senaryo ve Yönetmen: Bilge
Olgaç
Görüntü Yönetmeni: Ali
Uğur
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Funda Film / Fethi
Oğuz
Sesleri Alan: Necip
Sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Montaj ve Senkron: İsmail
Kalkan, Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Işık Şefi: Mustafa
Koçyiğit, (Funda Işık Servisi), Set Teknisyenleri: Mustafa Buvan, Erdal
Sümer, Raif Özkök,
(Yeni Stüdyo Laboratuarlarında hazırlanmış ve
seslendirilmiştir.)
Oyuncular:
Türkan Şoray, Mehmet Keskinoğlu, Mümtaz
Ener, Hüseyin Kutman, Tuncer Necmioğlu, Birtane Güngör, Zeynep Ramazanoğlu,
Renan Öz, Senar Seven, Hakkı Kıvanç, Faik Coşkun, Zeynep Ramazanoğlu, Zeynep
Buval, İbrahim Şeker,
Konu: "Açlık", günümüz Türkiye'sinde
köy kadınının durumunu ele almaya çalışan bir film... Kadının, çeşitli
durumlarda, çeşitli olaylar karşısındaki zavallılığı, edilgenliği, kuklalığı
anlatılmaya çalışılıyor. Öykünün aşamaları arasında... Bilge Olgaç'ın
senaryosu, Meryem'i önce küçücük bir kızken, yoksul ana-babası tarafından köyün
ağasının yanına (evlatlık) verilirken gösteriyor. Meryem büyüyor, güzel bir kız
oluyor. Ağanın yanındaki diğer iki kızla birlikte, adamın şehvetine,
saldırısına uğruyor. Kızlığını karşı koyamadan yitiriyor Meryem. Sonra, köy
civarında kendi halinde yaşayan yoksul bir baba-oğuldan, evlenmek isteyen
oğluna karı arayan babanın ağaya başvurmasıyla, Meryem'in kaderi değişir gibi
oluyor.
Ağa, bu dik başlı, yaptığını
unutacak gibi gözükmeyen kızdan kurtulmak için veriyor onu... Meryem, en sefil koşullar
içinde bile, erkeğine hizmet ediyor, kendinin olan bu yuvayı yaşanır hale
koyuyor, erkeğine iki de çocuk doğuruyor.. Ancak kıtlık, kuraklık başlamıştır
yörede.. Kocası, iş bulmak için İstanbul'a gittiğinde, Meryem, iki yavrusuna ve
yaşlı kayınbabasına kol, kanat geriyor, onları kuraklığın şerrinden korumak
için, ağaya, namusunun diyetini almaya bile gidiyor... Zamanı gelince ise,
canını vermekten çekinmiyor. “Atilla Dorsay “ Sinemamızın Umut Yılları” syf, 99
”
* "Açlık", öncelikle söyleyelim, Bilge
Olgaç'ın şimdiye dek yönettiği en başarılı film, Olgaç için büyük bir aşama...
Olgaç, aslında iddialı bir yönetmen... Hep çaplı konulara el atan, bu yüzden,
ele aldığı öyküler altında çoğu zaman ezilmiş bir yönetmen... "Açlık"
ta Olgaç, bizce ilk kez, bir öyküyü baştan sona hemen hiç aksamayan bir sinema
diliyle vermeyi başarıyor. Özellikle ilk yanda, bir yandan köyde kadının
evlilik kurumu karşısındaki sessiz, edilgin durumunu verirken, sinema dili
olarak da yalın, sade, ama etkili bir anlatımı tutturmayı başarıyor.
Kötülüklerin iyilik
tarafından yenildiği, öteye, itildiği, iyi, mutlu, güzel bir dünyanın
kuruluşunu ve Meryem'in orda mutluluğu bulmasını anlattığı bölümler, filmin en
başarılı bölümleri...
Kadınca
bir duyarlık taşıyan.. Ancak, bir yerden sonra, filme yerli dramatik kaynaklar
getirme zorunluluğu duyan, bunun için de "kuraklık" ve onun getirdiği
"açlık" tema'larını işin içine sokan Olgaç; bu bölümleri zorlama
olmaktan kurtaramıyor; filmin ilk yarısındaki doğallığı, sade, ama inandırıcı
yanı bulamıyor. Açlık", dürüst, temiz, özenli, dikkate layık bir
çalışma... Türkan Şoray’ın iyi bir oyun verdiği, gerçek bir oyuncu potansiyeli
olan Mehmet Keskinoğlu'nun, özgün bir tiple, TV'deki "Yaşar" tipi
arasında duraksadığı (Korkarız Keskinoğlu'nun “35” duraksaması uzun sürecek),
yılın belli bir çizgiyi aşan yerli filmlerinden...