Powered By Blogger

24 Nisan 2018 Salı

ZALOĞLU RÜSTEM’İN OĞLU “RÜSTEM İLE SUHRAP” (1978)



Türk filmi olmayan bu film Türk sineması film listelerine eklenmiş: Yönetmen olarak da Yılmaz Duru’nun adı geçmektedir. Yılmaz Duru’nun sevgili eşi Sabah Duru ile yapmış olduğum yazışmada, Filmin Türk filmi olma-dığı, Özbek filmi olduğu hatırlatmıştır. Yılmaz Duru sadece filmin özbek yönetmenine yardımcı olmuştur.


YÜZME BİLMİYORSAN İŞİN NE AĞAÇTA (1978)


Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Aydemir Akbaş
Kamera: Erhan Canan
Yapım: -Rimel Film/Ali Barlık

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Zerrin Egeliler, Tevhid Bilge, Yüksel Gözen, Özcan Özgür

Konu: Bir uşağın beceriksizliğin öyküsü

YÜZ NUMARALI ADAM (1978)




Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Can Film/Fatma Girik, Kemal Sunal

Yönetmen Asistanı: Zafer Par, Arif Erkuş, Kamera Ast: Ali Güvenci, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Prodüksyon Amiri: Adnan Uygur, Set Ekibi: Erdil Demirbaş, Kadir Yılmaz, Necmettin Çobanoğlu, Sami Meriç, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Laboratuvar: Selahattin, İsmet Tomaçgil, Yeni Stüdyoda hazırlanmış ve renklendirilmiştir).

Oyuncular: Kemal Sunal, Oya Aydoğan, Cem Erman, Ali Şen, Reha Yurdakul Orhan Elmas, Oya Akkartal, Leman Akçatepe, Feridun Şavlı, Asım Par, Orhan Çoban, Misafir Oyuncu: Süleyman Turan,

Konu: Bir reklam şirketi TV reklamlarında kullanmak üzere Şaban'la anlaşır. Şaban büyük reklamlarla TV'ye çıkar. Fakat bir süre sonra reklamını yaptığı malların bozuk olduğu anlaşılır. Daha önce halkın çok sevdiği Şaban birden gözden düşmüştür. Duruma el koyar ve halkı aldatanlarla bu kez Şaban mücadele eder. Kemal Sunal'ın en iyi güldürülerinden biri.

► Seden, piyasanın istediğine, belirlenmiş kalıpla kolayca uyan bir sinemacı. Bu konuda hiçbir sıkıntısı, bir direnişi yok "100 Numaralı Adam" nasıl seyircinin beklediği tipik bir "Kemal Sunal fimi" ise "Çilekeş" de seyircinin beklediği tipik bir "Orhan Gencebay filmi". Her şey güvenceye alınmış, hiçbir sürpriz yok. Her 2 film de bunun dışında, Seden'in sinemasının kusurlarını ve erdemlerini taşıyorlar.
"100 Numaralı Adam", kuşkusuz Seden açısından daha önemli. "100 Numaralı Adam", ilginç yanlar taşıyor konu olarak…

► Tüketicinin henüz Batı ülkelerinde olduğu gibi örgütlenmediği, tüketim mallarının gerekli denetimden geçmediği reklamların içeriğinin doğru veya yanlışlığının söz konusu edilmediği bir ülkede, üstelik reklamcıların TV'ye egemen olduğu istemediği programları bile yayınlatmak gücüne sahip olduğu bir ülkede, konu bu yönüyle ilgi çeki-yor. Ancak Seden’in senaryosu bu konulara yüzeysel biçimde yaklaşıyor. 1940'ların TV'de izlediğimiz Frank Capra komedilerinin ana şemasını, iyimserIiğini ve ideolojisini taşıyor film.. İyiler/kötüler arasında, "kötü" üreticiIere karşı tüketicileri koruyan saf Ve iyi yürekli Şaban da, önce kötülerin yanındayken sonunda Şaban'a destek olan reklamcı kız da tipik Capra kahramanları. Buna Kemal Sunal’ın bir çoğu eski Jerry Lewis filmle-rinden alınma buluşlar ve yine tipik Lewis mimikleri de eklenince, filmin özgünlü-ğünden söz etmek zorlaşıyor.

Osman Seden, kamera denen aygıta tümüyle egemen, sinema dilini kurmuş, anlatacağını en rahat biçimde anlatan bir sinemacı. Ne yazık ki anlattığına pek önem vermiyor. Moda akımların, ticari kuralların, piyasaya uyma kaygısının peşine takıImış giden bir sinema bu... Örnekse, Seden gibi yıllanmış bir sine-macı bir Orhan Gencebay filmi çekti-ğinde artık "Çilekeşli gibi bir öyküyü sinemalaştırmayı kabul etmeli miydi? Seden sinemasının biçimsel ustaIığını bir olgu olarak kabul ettikten sonra, bu eleştiriyi getirmenin de gereği var. Sinemacılar, çağımızda nasıl anlattıklarından çok ne anlattıklarıyla yargılanıyorlar artık ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 168

YÜZ KARASI (1978)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Yalçın Gülhan, Zerrin Egeliler, Karaca Kaan, Tarık Şimşek, İhsan Gedik, Baki Tamer, Ayşen Selvi, Tevhid Bilge, Turgut Özatay

Konu: Kötü yola düşen bir kadınla, onu kurtarmaya çalışan bir komiserin öyküsü

YIKILIŞ (1978)



Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu
Montaj Senkron: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar, Laboratuar: Aslan Tektaş Renk Uzmanı, Fahrettin Sözen, Set Düzeni: Sonay Kanat, Cengiz Öktem, Yadigar Atik, Murat Özlük, Işık: Kâzım Çakır, İlhami Olcay, Yönetmen Yardımcısı: Fikret Tınaz, Kamera: Ömer Atabalcı, Prodüksiyon: Zeki Tezcan, Nihat Cerit, Kunt Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Serdar Gökhan, Perihan Savaş, Yılmaz Köksal, Atilla Ergün, Zeyno Senem, Süheyl Eğriboz, Sevgi Akın, Coşkun, Nejat Özbek, Hasan Ceylan, Çocuk Yıldız: Sezer İnanoğlu (d. 1967),

Konu: Soyguncular, Almanya'da çalışıp dönen bir ailenin tüm parasını çalarlar. Motosikletleriyle kaçarken de ailenin küçük çocuğuna çarpıp sakat kalmasına sebep olurlar. Anne-baba, arabalarını satıp oğlunu tedavi ettirirler. baba sonunda, soyguncuların saklandığı yeri bulup, intikamını alır.

YENGEN (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Cihat Karahan Kamera Asistanı: Hüseyin Arlı, Seslendiren: Kunt Tulgar, Prodüktör: Cihat Karahan,

Oyuncular: Bülent Kayabaş, Necla Fide, Kazım Kartal, Meral Deniz, Enver Çokgör, Sami Tunç, Sami Hazinses, Yüksel Gözen (Kunt Film Stüdyosu’nda hazırlanmıştır )

Konu: Genç kız Necla babasının ölümü ile yıkılmıştır. Babasının vasiyetinde Necla yabancı bir erkek ile evlenmek şartıyla babasının mirasına sahip olabilecektir. Formalite icabı hapishanede yatan azılı bir mahkumla evlenir. Ancak karşılıklı duygular olayı formaliteden çıkartmak üzeredir.


YEDİ YÜREKLİ ŞABAN (1978)


 "Çapkınlar Kralı"

Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Aydemir Akbaş
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Rimel Film/Ali Barlık

Kamera Asistanı: Ender Turgut, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Teknik Ekip: Hüseyin Turan, Bülent Eren, İbrahim Aydın, Işık Şefi: Ergun Şimşek, Laboratuvar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, Recep Çakmak,

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Zerrin Egeliler, Gülşen Gürsoy, Demircan Türkdoğan, Yüksel Gözen, Özcan Öz-gür, Renan Fosforoğlu, Fatma Fırat, Leman Avcı, Hakkı Kıvanç, Celâl Yonat, Ahmet Köse,

Konu: Evin hizmetçisine aşık olan bir kabadayının. öyküsü. Çocuğu olmayan bir aile, bir kız çocuğunu kendilerine evlat edinir. Kız büyüyünce durumu fark eder. Ve onlardan hayatta kalmış tek yakını olan ağabeyini bulmalarını ister. Bir süre sonra Şaban (Aydemir Akbaş) adlı ağabeyi bulunur. Çevresinde bir kabadayı olarak tanınan, Şaban, evin düzenine ayak uyduramaz.Evin hizmetçisi (Zerrin Egeliler) ile ilişki kurup, ona aşık olur. O sırada ev-den çalınan mücevherler Şaban'ın üstüne kalır. Ama Şaban gerçek hırsızı ortaya çıkararak, suçsuzluğunu ispatlar.

YAŞAM KAVGASI (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Halit Refiğ
Diyalog: Nezihe Araz
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Oyuncular: Fatma Girik (emine), Can Gürzap (Reşit), Ahmet Mekin (Tahsin), Reha Yurdakul (Cevat Bey, Mümtaz Ener (Vehim Dayı), Zerrin Egeliler (Şükran), Leman Akçatepe (Seher Teyze), Şener Gezgen, Hakkı Kıvanç (Sefer Usta), Gülten Ceylan, İbrahim Uğurlu ve Küçük Yıldız: Zeynep, Çayıroğlu “d:1972” (Zeynep),

Konu: Evli bir maden işçisi Reşit (Can Gürzap), komşusu olan kadınla ilişki kurar. Olayı öğrenen karısı Emine (Fatma Girik) iki çocuğunu alıp evi terk eder ve Reşit'in babasının evine sığınır. Reşit komşu kadınla beraber yaşamaya başlar. Emine, yuvasının devam edebilmesi için fedakârlık yapmanın gerekli olduğunu düşünür ve bir müddet sonra tekrar evine döner.

► Halit Refiğ'in uzunca bir ayrlıktan sonra yönetmen olarak sinemaya dönüşünün ürünü... Zonguldak çevresinde geçen ve yörede çekilen film bir ailenin üçüncü kişiyi oluşturan "hafif meşrep" bir kadın yüzünden çözülüşünü işliyor. Reşit kapı komşuları, kocası Almanya'da olan Şükran'la işi pişirince, karısı Emine evi terk ediyor. İki çocuk ve Reşit'in yaşlı babası için zor günler başlıyor. Reşit, Şükran’ı eve alıyor, işini bırakıyor, vs... Emine, neden sonra kocasına yaptığı işin yanlışlığını kanıtlayacaktır ve acı deneylerden sonra, çift için yeniden mutlu bir yaşam belki de başlayabilecektir.

Halit Refiğ'in yazdığı senaryoya, Nezihe Araz'ın diyalogları, özellikle TV'de şu günlerde izlediğimiz bazı Türk filmleriyle kıyaslanmayacak denli doğal ve gerçek bir hava getiriyor. Kitap gibi değil, gerçek gibi konuşan insanlar var karşımızda... Refiğ'in sinema dili ise, belli bir sinema deneyinin olgunluğunu taşıyor. Zonguldak üstüne yapılan bir panoramikle başlayan film, özellikle dış mekan çekimlerinde (göçüğe toplanan kalabalık, sokaktaki bölümler, vs) belli bir başarıya ulaşıyor. Oyuncu yönetimi başarılı; Fatma Girik'in yanı, çok tatlı bir kompozisyon çizen emektar Mümtaz Ener, Türk sinemasındaki erkek starların tüm tiklerinden sıyrılmayı bilmiş bir Can Gürzap, giderek doğal oyunlar sergileyen küçük oyuncular, işin oyun yönünü çözümlüyor

YARA (1978)


 Senaryo Yönetmen: Ülkü Erakalın
Foto Direktörü: Kenan Kurt
Yapım: Emek Film/Nazmi Özer

Mzik Direktörü: Mustafa Sayan, Set Elemanları: İsmail Kündem, İbrahim Öner, Ercan Tümer, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Işık Direktörü: Aslan Yıldız, Renk uzmanı: Hasan Örnek, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Montaj Senkron: İsmail Kalkan, Laboratuvar: Selahattin Kaya, İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Mahmut Doğan, Hüseyin Bulut, Prodüksiyon Amiri: Semih Servidal,
(Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Vahdet Vural, Necla Nazır, Hüseyin Peyda, Sami Hazinses, Tuncay Atalay, Pakize Suda, Necdet Kökeş, Ali Demir, Kamer Baba, Yüksel Gözen, Kayhan Ergül (Kelebek Foto Roman Birincisi)

Konu: Sokaklarda şarkı söyleyen bir genç kızla, ona eşlik eden bir kemancının öyküsü.


YADELLER (1978)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Hulki Saner
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Hulusi Kentmen, Leman Akçatepe, Yüksel Gözen, Ayşin Atav, Cengiz Tekin, Renan Fosforoğlu

Konu: Adana’da mütevazı bir evde Ferdi, anne babası ve küçücük yaşta onlara emanet edilen Leyla ile birlikte yaşamaktadır. İnşaat işlerinde çalışan Ferdi’nin sesi çok güzeldir. İki yakın arkadaşıyla gayet iyi anlaşan, neşeli günler geçiren Ferdi’nin Leyla ile arasında garip bir geçimsizlik vardır. Halbuki hep işine geç kalan Ferdi’nin kahvaltısını Leyla hazırlamakta, hatta ekmeğine yağını bile sürmektedir. Bir gün Leyla’nın amcası gelir ona artık onu İstanbul’a götüreceğini, durumunun iyi olduğunu anlatır. Leyla gitmek istemez. Ama hem Ferdi’nin annesi hem de babası onun artık evine dönmesini, bu mütevazı hayattan bir şey bekleyemeyeceğini anlatırlar. Altın ses yarışması adı altında büyük bir yarışmaya katılmıştır. Ferdi sırası gelince sahneye çıkar. Bir müddet sonra gözü kapıya ilişir, Leyla havaalanına gitmeden onu görmeye gelmiştir. Bir gözü saattedir. Bu Ferdi’ye yeter, bütün içtenliğiyle şarkısını söyler. Leyla el sallar ve gider. Ferdi yarışmanın birincisi olmuştur. Amcası ve yengesiyle beraber yaşayan Saçlarına aklar düşen Ferdi, memlekete dönmüş ve ilk işi oğlunu görmeye gitmiştir. şarkısını söyler. Leyla el sallar ve gider.

Ferdi yarışmanın birincisi olmuştur. Amcası ve yengesiyle beraber yaşayan Leyla’ya Baykal bey diye zengin biri talip olmuştur. Adamın üç tane gazin-su vardır. Bunu duyan Leyla evlenmeyi istememekte diretirken, bu gazino lafından sonra çok değişmiş ziyarete gelen Baykal Beyi iltifatlarla karşılamıştır. Amcası ve yengesi de bu işe şaşırırlar. Ferdi Adana’dan elinde ses müsabakasında kazandığı diplomasıyla İstanbul’a hareket eder. İstanbul’u otobüste hayran, hayran seyreden Ferdi sevinç içindedir. Gazinoya ulaşan Ferdi patronun saat 16:00 da geleceğini duyunca aradaki zamanı gidip Leyla’yı görmeye karar verir. İki genç hasretle kavuşurlar. Ferdi diplomayı gösterir. Leyla’nın gözü parada pulda değil Ferdi’dedir. Ferdi de bu arada gazinonun göz bebeği olmuştur. Seyirci onu tutmuştur. Bir akşam Ferdi düğününü gazinoda yapar. Çok mutludurlar. Hayat devam etmektedir. Ferdi işinde yükselmekte, Leyla doğacak bebeğini beklemektedir. Amca ve yenge de çok mutludur. Onlara bir torun gelecektir. Bir bayram günü oğlunun doğduğunu gazinoda sahnede alan Ferdi hastaneye koşar koridorda Doktorla konuşan Ferdi’yi acı hakikat yıkar. Karısının az bir ömrü kalmıştır. Ferdi perişandır belli etmeden Leyla’nın yanına gider. Leyla yine bir rüzgarın sesini duymaya başlamıştır. Bu rüzgar bizi ayıracak Ferdi diye ona sımsıkı sarılır. Son nefesini vermiştir. Ferdi onun hissizleştiğini görür. Hıçkıra, hıçkıra ağlayarak üstüne kapanır. Ferdi Anadolu turnesine çıkar, şehirden şehre dolaşan, en hisli şarkılarını söyleyen Ferdi, boynu bükük, sanki Leyla""sını aramaktadır. Ferdi İstanbul’dan aldığı iş tekliflerini geri çevire, çevire aradan 6 yıl geçmiştir. Organizatörü oğlunun ona ihtiyacı olduğunu, artık hayata dönmesi gerektiğini haykırır ve onu ikna eder. Beraberce oğlunu görmeye giderler Oğluna sarılan Ferdi’den çocuk kaçar, amcasının bacaklarına sarılır. Ferdi üzülür. Ferdi Almanya turnesi gerçekleştirmiş ve seneler takvim yapraklarında birbirini takip etmiştir. Saçlarına aklar düşen Ferdi, memlekete dönmüş ve ilk işi oğlunu görmeye gitmiştir. Gece fırtınada korkan Ferhat, babasının odasına gelir. Rüzgar onu da annesi gibi korkutmuştur. Baba oğul birbirlerine sarılırlar. Artık problem bitmiştir. Fakat Ferdi bir yıldan beri hastadır. Londra’dan test sonuçları gelmiştir. 3-4 ay ömrü vardır. Nuran bunu oğluna kendisinin söylemesini ister. Ferdi oğlu ile konuşur. Çocuk önce onun tekrar turneye gideceğini sanır, sonra Tanrı’ya yalvaralım babacığım, seni almasın deyip ağlar. Ferdi konserlere devam etmektedir. Bir akşam gazinoda bütün aile onu dinlerken Ferdi oğlunu ona eşlik etmesi için sahneye davet eder, oğlu sazıyla ona eşlik eder. Ferdi’nin artık sonu gelmiştir. Leyla’sını ziyarete gider ve artık seni rüzgârlardan ben koruyacağım yavrum diyerek son nefesini verir."

YA ŞUNDADIR YA BUNDA (1978)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Kamera : Dinçel Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Hadi Çaman, Zerrin Doğan, Necla Fide, Kazım Kartal, Tevhid Bilge, Nilgün Ceylan, Nizam Ergüden, Liza Nore

Konu: Hadi evli ama oldukça çapkın bir erkektir. Karısı ise Sürekli Hadi’yi takip edip, şüphelenen kıskanç bir kadındır. Hadi bir gün arkadaşı Kazım’ın sekreteri-ne aşık olur. Erkekler ve kadınlar arasındaki aşk trafiği oldukça karışmaya başlar.


VAHŞİ VE TATLI (1978)


Senaryo ve Yönetmen: Kaya Ererez
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Arkadaş Film/Kadri Yurdatap,
Kaya Ererez

Dublaj Rejisörü: Sudi Yılmaz, Işık Ditrektörü: Aslan Yıldız, Asistan Rejisör: Şahin Gök, Kamera Asistanı: Erdoğan Ererez, (Feza Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir )

Oyuncular: Salih Güney, Arzu Okay, Atilla Ergün, Reha Yurdakul, Hikmet Taşdemir, Zeki Tüney, Nuri Tuğ, Garibe Gündem,

Konu: Eli silahlı ve yaralı bir adam bir köy evinin bahçesinde bayılır. Kendisini tedavi eden kız ile aralarında duygusal bir bağ başlar. Köyün serseri gençleri ise, kızın evine saldırıp, tecavüz ederler. bunun üzerine kaçak ve köy gençleri arasında ölümüne bir savaş başlar.


VAHŞİ GELİN (1978)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Fuat Özlüer, /Osman F. Seden
Eser: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Telesine: Ulusal Video
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu

Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu, Cüneyt Arkın, Tanju Gürsu, Osman Alyanak, Nubar Terziyan, Mümtaz Ener, Cevat Kurtuluş, Nevzer Eker, Mesude Eker, Süheyl Eğriboz, Kudret Karadağ, Kadir Kök, Ata Saka, İbrahim Kurt, Orhan Çoban

Konu: Bir ağa oğlu olan Temel (Tanju Gürsu) üniversite öğrencisi olan genç ve güzel Necmiye (Gülşen Bubikoğlu) ile evlenmek istemektedir. Necmi’ye bu isteği kabul etmese de ailelerinin zorlaması üzerine büyük bir otelde yapılan nişan töreni sırasında otelden kaçar. Temel ve adamları peşine düşerlerse de Necmiye’yi yakalayamazlar. Genç kız bir otele sığınır ve orada saklanır. Bu arada Temel de gazeteye ilan vermiştir. Olaylar genç kızı ödüllü bir yazarla karşılaştırır. Adı Murat (Cüneyt Arkın) olan bu genç adam yalnız yaşayan, yakışıklı ama aynı oranda da çok kaba bir insandır. Otelde çalışan bir görevli gazetede çıkan ilandaki resminden tanıyıp Te-mel’e haber verir. Temel otele gelir. Odaya girdiğinde Murat ile Necmiye’yi bir arada görür. Genç kızın ricası ile Temel’e sevgili olduklarını söylerler. Temel gittikten sonra Murat oteli terk etmiş, kendince şımarık, kaprisli ama çaresiz olan genç kızdan kurtulmuştur. Oysa Necmiye bir fırsatını bulup, Murat’ın arabasına saklanmıştır. Murat kent dışındaki evine gider ve yarım bıraktığı yazılarına devam etmeye başlar. Necmiye ise gizlice eve girer. İkisinin arasında çok zor ve gülünç bir ilişki başlamıştır. Sanki ateşle barut bir araya gelmiştir. Ama sonunda birbirlerine gerçekten aşık olurlar. Bu arada öfkeli ve kıskanç eski nişanlı peşlerine düşmüştür. Yerlerini öğrenir ve adamlarıyla birlikte genç kızı kaçırır. Bu arada Murat’ı da çok kötü döverler. Temel ve Necmiye evlenecekleri sırada Murat çıkagelir ve Necmiye’yi kaçırır. Kovalamaca yeniden başlar. Ama bir uçurumun kenarında zorla güzellik olmayacağının bilincine varan Temel iki sevgiliyi rahat bırakmaya karar verir ve Necmiye’nin kız kardeşiyle evleneceğini açıklar. Bu genç aşıklar için bir mutlu son anlamına gelmektedir..


ÜŞÜTÜK (1978)




Yönetmen : Günay Kosova
Senaryo Recep Filiz “Bulunmaz Pansiyon” isimli bir Fransız oyunundan”
Kamera : Ertunç Şenkay, /Salih Dikişçi
Yapım: Şahika Film/Burhan Şener

 Oyuncular: Bülent Kayabaş, Zerrin Doğan, Tülin Tan, Baki Tamer, Funda Gürkan, Aydemir Akbaş, Tuluğ Çizgen, Sadettin Erbil, Tevhit Bilge, Bilge Zobu

Konu: Aydemir geçim sıkıntısı çeken bir veznedardır. Bir gün çıldırır ve akıl hasta-nesine yatırılır.

UYANIŞ (1978)

“ALEVLİ YILLAR”

Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Yavuz Film/Yavuz Işıklar

Oyuncular: Müjde Ar, Tanju Korel, Salih Kırmızı, Nejat Özbek, Orçun Sonat, Sü-mer Tilmaç, Diler Saraç

KONU: İkinci Dünya savaşı sırasında ge-çen bir kahramanlık öyküsü, Naziler Türkiye’yi işgal edip Rusya’ya kadar ilerlemek istemektedir.