Powered By Blogger

8 Mart 2020 Pazar

MECNUN (1981)

“YAŞADIM MI BEN” (1981)

Yönetmen: Savaş Eşici
Senaryo: Arda Uskan,
Görüntü Yönetmeni: Taner Öz
Yapım: Nuran Film/Savaş Eşici

Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj: Senkron: Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Renk Uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Selahattin Kaya, Mustafa Yıldız, Ziya Uçak, Set Ekibi: Nizam Ergüden, Bedri Uğur, Mustafa Buvan, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Kamera Asistanı: Erdoğan Ererez, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak,
Yeni lale Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Ercan Turgut, Deniz Uğur, Berhan Şimşek, Baki Tamer, Mehmet Ezici, Yıldırım Gencer, Necdet Kökeş, Nizam Ergüden, Erdoğan Seren, Çetin Tolbas, Ahmet Açan, Hasan Yıldırım,

Not: Film aynı yıl afişteki ismi değiştirilerek, “Yaşadım mı Ben” adıyla seyirci karşısına ikinci kez çıkarılmıştır. 

MAKBER / KADERİMİZ (1981)



Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Sun Film/Erol Şenbecerir

Oyuncular: Burhan Çaçan, Pembe Mutlu, Ünsal Emre, Ahmet Mekin, Emel Tümer,

Konu: Birbirine kavuşamayan zengin kızla, fakir delikanlının öyküsü.

KÜRTAJ (1981)



Yönetmen: Ümit Efekan
Senaryo: Suphi Tekniker
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Uzman Film/Ferit Turgut, Kadir Turgut

Set Ekibi: Engin Aydın, Mecit, İsmail, Işık: Gürcan Küçükerol Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Çalışkan, Senkron Montaj: Osman Koşkan, Ses Mühendisi: Barış Ören, Reji Asistanları: Atilla Artanoğlu, Faruk Turgut, Müzik, Beste Direktörü: Ergun Özer,
Ören Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Yalçın Gülhan, Suna Yıldızoğlu, Yusuf Sezgin, Suna Selen, Efgan Efekan, Nuray Aksoy, Ajlan Altuğ, Füsün Uçar,

Konu: İki erkek arasında kalan bir kadının dramatik öyküsü.


KİMBİLİR (1981)


Senaryo ve Yönetmen: Temel Gürsu
Foto Direktörü: Sertaç Karan
Yapım: Star – Met Film/Işık Toraman,
Turgut Akyüz

Set Çevre Düzeni: Ekrem Çınaroğlu, Sonay Kanat, İsmail Kündem, Naci Erşan, Reji Asistanı: Engin Temizer, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, Makyaj: Mime Türkoğlu (Kibariye Makyajı), Işık Ekibi: Aslan Yıldız, Hayrettin Kara, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Montaj ve Senkron: Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Alaattin Durmaz, Renk Uzmanı: Sebahattin Hoşsöz, Laboratuar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Kamera: Ali Güvence, Asistan: Adnan Kazan, Müzikler-Band Kayıt: Pıolat Tezel (Polat Plak), Yeni Lâle Stüdyo ve Yeni Stüdyoda hazırlanıp seslendirilmiştir

Oyuncular: Kibariye, Fikret Hakan, Eray Erbal, Hulusi Kentmen, Zerrin Egeliler, Nesli Han, Füsun Altay, Coşkun Göğen, Nevzat Öncü, Celal Yonat, Yılmaz Kurt, Madelet Tibet, Giray Alpan, Celal Yonat,

Konu: Bir gazinoda hizmetçilik yaparken ünlü bir şarkıcı olup, şöhretin basamaklarını tırmanan Kibariye'nin öyküsü. ([1])

► Tuvalet temizlerken birden sahneye çıkıp üne kavuşan kör ve yoksul kızlar, ameliyat ettiği İlk hastaya asık olan temiz yüzlü, gencecik doktorlar, iki kardeşi aynı kıza aşık eden "kader", kardeşinin mutluluğu için aradan çekilip göz yaslarını içine akıtan "fedakâr ağabey"ler, delicesine sevip karşılık alamadığı için her şeyi yapmaya kararlı, ağızlıklarla sigara içip kürkler giyen zengin ve kötü kadınlar... Babadan, dededen kalma melodramın en klasik, en temel öğeleri. Yıllar yılı anlatıldığı halde yine de insanın en temel duygularına seslendikleri için eskimeyen, yıpranmaya direnen konular, temalar, entrikalar... Tüm bunlardan fışkıran ve belki bininci kez izlediğiniz halde yine de gözünüzden yaş, getirebilecek dirençli duyarlılıklar... Ama bu duyarlılıkları en beylik kalıplara döken, yeni hiçbir şey getirip söyleyemeyen tüccar - filmlerini yapan tüccar - yazar -yönetmenler... Bu tür filmlerden nasıl nefret ediyorum bu yüzden!..

Ama zaman zaman bu tür filmlerin kahramanlarını, sözgelimi Kibariye'yi nasıl seviyorum!.. Toplumun en alt katlarından gelen, en ezilmiş, en zavallı kalmış bir insanın, yalnızca ve yalnızca doğa vergisi bir sesle (ve biraz da şansla, kuşkusuz) toplumun üst kesimlerinin "kaymak tabakasının İlgi ve merak odağına gelip yerleşmesi, toplumun hakça bir düzen içinde kendisine vermediklerini en lüks gece kulüplerinin zengin ve gösterişli masalarından toplaması nasıl hoşuma gidiyor!.. Toplumumuzdaki bozuk dengelerin, haksızlık ve sömürülerin, çarpık sınıfsal oluşumun bireysel planda intikamı alınıyor sanki böylece... Yalnız kendi adlarına değil, temsil ettikleri ezilmişler, unutulmuşlar adına da kendilerini birden Tanrıça yapan kesimlerden bir ölçüde intikam alan Kibariye gibilerini seviyorum.

Kimbilir’de Kibariye, geçici bir efsane değil, belli bir kişiliği giderek içten bir oyun yeteneği bile olduğunu kanıtlıyor, Bir halk cevherinin yeni bir kanıtlamasını getiriyor, çevresindeki yıllanmış oyuncular arasında ezilmeyerek, tam tersine ön plana çıkarak.. Kimbilir, Kibariye’ye yakışmıyor, ama onun hatırı için görülebilir de…”Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”




[1]  Kibariye (1960) - Manisa’nın Akhisar ilçesinden İzmir sahnelerine oradan İstanbul’a ve derken tüm Türkiye’ye mal olmuş bir ses bir yorumcu. 1980‘ lerde İzmir sahnelerinde çalışan Kibariye o yıllarda İzmir fuarına gelen tüm sanatçıların dikkatini çeker. Bunlar arasında Muzaffer Özpınar’ da vardır. Ünlü bestekar sanatçıyı o zamanlar İstanbul’da Stardust gazinosunu çalıştıran Turgut Akyüz’ e anlatır. Rahmetli Turgut Akyüz Kibariye’ yi dinlemek ister. İzmir’den İstanbul’a gelen Kibariye’nin kaderi de böylece değişmeye başlamış olur. Gazinocu Turgut Akyüz tarafından çok beğenilen Kibariye Stardust gazinosunda sahne almaya başlar.

Kibariye çok kısa sürede gerek sesi, gerekse yorum her şeyden önemlisi de doğallığıyla tüm meydanın dikkatini çeker. Böylece bir teklif yılbaşı gecesi (1980) TRT Televizyonundan gelir. Kibariye’nin yaşamını birden bire değiştiren yeni hayat başlamış olur. Kibariye 'Kimbilir' adlı parça ile çıkış yakalar ve 1980’lerden 1990’lara 21. Kaset yapmasını sağlar. Halkın Kibariye’ ye gösterdiği yoğun ilgi çeşitli gazinolarda gece kulüplerin de Anadolu ve Avrupa turnelerinde çalışması sağlar. Bu çıkış Özel TV kanallarının da ilgisini çeker. İlk Show Darısı Başınıza isimli evlendirmeyi konu alan eğlence programı ile Kanal 6 ile başlar, daha sonra "Eğlen Coş İşte Kiboş" ismi ile ATV’ de devam eder daha sonra Inter Star’da Kibariye Show ile ve de son olarak TGRT’ de yapılan program ile sona erer.

japonya'daki bir ses laboratuarında yapılan bilimsel araştırmanın amacı; 'dünyanın en kusursuz sesli sanatçısı'nı seçmekti. laboratuvarda, eserlerden rasgele bölümler alınarak icracıların doğru ses basıp basmadıkları kontrol edildi. aralarında ünlü yunan sanatçısı mikis theodarakis'in de bulunduğu yüzlerce sanatçı testten geçti. theodarakis 10 puan alabildi. sezen aksu, tarkan, burak kut, akrep nalan 30 puanın altında kaldı ve 'bu şarkıcılar şarkı söylerken bağırıyor ve cihazlarımızı bozuyor' yorumu yapıldı. muazzez abacı, muazzez ersoy, adnan şenses, ebru gündeş ise 80 puan alırken kibariye'nin yüzde 100 kusursuz ses çıkardığı bilgisayarlar tarafından onaylandı. aynı araştırma fransa ve A.B.D'de de tekrarlandı. sonuç aynıydı; dünyanın en kusursuz sesi kibariye'ye aitti. (28 Kasım 1996 Milliyet )




KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ (1981)


Yönetmen: Ömer Kavur
Senaryo: Selim İleri, Ömer Kavur
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Alfa Film/Necip Sarıcaoğlu, Ömer Kavur

Yönetmen Yardımcıları: Aslı Selçuk, Mehmet İnhan, Görüntü Yardımcısı: Ali Utku, Set Teknisyenleri Bedri Uğur, Selim Acar, Nusret Yılmaz, Özgün Müzik: Cahit Berkay, Diyaloglar: Selim İleri, Aydınlatma: Aslan Yıldız, Süleyman Çekiç, Hayrettin Kara, Metin Devrim Renk Uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Efektler: Orhan Aykanat, Görüntü Kurgusu: Ömer Kavur, Turgut İnangiray, Eşlemem: Sedat Karadeniz, Negatif Kurgu: Mustafa Kul, Yapım Görevlileri: Zafer Par, Sadık Deveci, Asım Par, Teknik Yönetmen: Zafer Par, (Yeni Lâle stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Kadir İnanır, Hümeyra, Ka-muran Usluer, Neriman Köksal, Halil Ergün, Özlem Onursal, Nezihe Becerikli, Güler Ökten, Orhan Çağman, Reha Kral, Ferdağ Ferda, Osman Çağlar, Orhan Aykanat, Leylâ Altın, Ahmet Açan, Madelet Tibet, Mehmet Esen, Günnur Akay, Gülşen Girginkoç, Nimet Aktaş, Erten Üçgören, Erol Özkök, Kâzım Eryüksel, Çetin Akkoç,

KONU: Fuat (Kadir İnanır), Ayvalık'ın yeni zenginlerinden zeytinyağı tüccar Recep Bey borçlanmış, yağ fabrikası sahibi bir eş ailesinin içki ve kumara düşkün oğludur. Fuat, çıkar ilişkilerine dayalı bu ortam içinde Recep beyin kızı Belgin'le (Özlem Onursal) sevmediği halde nişanlanmak zorunda kalır. İçine kapanık, küskün bir kişiliği olan Fuat, İstanbul'dan Ayvalık'a atanan, edebiyat öğretmeni Aysel'e (Hümeyra) garip bir ilgi duyar. Orta yaşlı öğretmene gösterdiği yakınlık nedeniyle ilk kez kendini mutlu hisseder. Ne var ki yerleşik ahlak kuralları ve çevre baskısı Aysel'i çok sevdiği Fuat'tan koparacak. Ayvalık'ı terk ederken Fuat, boş ve şımarık bir kişiliği olan Belgin'e teslim olmak zorunda kalacaktır.

Ödül:
19. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 9 Ekim 1982)

► ”En iyi üçüncü film",
► Ömer Kavur “En iyi yönetmen",
► Salih Dikişçi "en iyi görüntü yönetmeni",
► Cahit Berkay "en iyi müzik"
► Orhan Çağman "en iyi yardımcı erkek oyuncu" .

Jüri Üyeleri: Bilgin Adalı, Rekin Teksoy, Füruzan, Cihat Çiftçili, Süreyya Duru, Sami Güner, Ekrem Çatay, Önder Ay-dınlı, Ayşe İçli, Erman Şener, Ahmet Gönen, Nazan Akgün.

* "Kırık Bir Aşk Hikayesi", bir kasaba çevresini betimlemesiyle ilgi çekici ama, bu çevreye yerleştirdiği baş kahramanları, bulanık kadın öğretmen kişiliği ve ulaştığı: bildiriye zayıflık içeren bir öyküye sahip. Kavur'un anlatımı ise tek tek görüntülerin güzelliği (Salih Dikişçi), doğal dekor kullanımındaki başarı, nişan bölümü gibi kalabalık sahnelerin ustalıklı yönetimi yanı sıra, genel ritm yönünden durgun, adeta fotoroman anlatımına yakın durumda. Kamera genellikle hareketsiz çekimler içinde. Bunu yalnızca anlatılan kasabadaki tekdüze yaşamına uygunluk arayışıyla, açıklamak sanırım doyurucu olmaz. Oyuncular, Hümeyra dışında pek aksamıyor. Halil Ergün ve Kamuran Usluer'in değişik kompozisyonlarına Güler Ökten'in oyununa özellikle değinmek gerek. (Nezih Coş, Varlık S: 903, Aralık 1982)

* Olaylar usta işi bir kurguyla akıcılıktan bilerek uzaklaştırılmış. Gereksiz bir gerilimin yerini, insan ilişkilerinden doğup gelişen ve en ince ayrıntılarına dek uzayan bir kişi, bir çevre tanımlaması almış. Bu anlatım sonucu da, izleyen sadece iki kişinin sevda öyküsünü değil, aynı zamanda bu öyküyle bütünüyle ilişkileri olan kişi kişileri de gereğince tanıma olanağını bulmuş (Burçak Evren, Görüntü, S: 19, Haziran 1982)

* Ayvalık'da eşraftan birinin oğlu, ailenin borçlu olduğu diğer bir eşrafın kızı ile evlenir. Halbuki genç, kasabaya gelen Edebiyat öğretmenine ilgi duymaktadır. Yasak aşk sonuç vermez, iki genç zorunlu olarak evlenirler.

Film kasaba çevresini ve varlıklı kasaba ailesinin kadınlarını oldukça başarılı sergilerken, kasabaya yabancı aydın kadının durumunu yeterli biçimde yansıtamamıştır. Filmde gereksiz bir gerilimin yerini, insan ilişkilerinden doğup gelişen ve en ince ayrıntılara dek uzayan bir kişi, bir çevre tanımlaması almış.

Aydın sayılan sevgilisi uğruna koşulları zorlamaya çalışan, fakat sevgilisinin çevre baskılarına karşı çıkamadığını görüp, kendisi de geri adam atarak kaçmayı yeğleyen bir kadın Aysel Öğretmen. Filmde Hümeyra'nın oynadığı Aysel kişiliği, yeterince tutarlı çizilmemiş. Çevre baskısından bağımsız davranmamakla suçladığı sevgilisi gibi, kendisi de özgür kadın imajı yaratamamış. Film, kasaba çevresini ve varlıklı kasaba ailesinin kadınlarını oldukça başarılı sergilerken, kasabaya yabancı aydın kadının durumunu yeterli biçimde yansıtamamıştır. Doç.Dr. Şükran Esen "80'ler Türkiye’sinde Sinema"

* İlerinin romanlarından tanıdığımız, o gerçek bir dostluk, yalansız-dolansız bir ilişki arıyan, dostluk ve aşk sözcüklerini bir yerde birleştirmeye çabalayan, ama arayışları gündelik yaşamın tüm bayağılıkları, yapaylıkları, kabalıkları içinde örselenen, yıpranan, eskiyen kişilerin öyküsü... Selim İleri yalnız bu mu? Değil, kuşkusuz... Aynı zamanda toplumla belli bir uyuşum sağlamaya, toplumcu eylem içinde yerlerini almaya, bireysel arayışlarını, sevgi, dostluk gereksinmelerini toplumun daha üst ve daha genel düzeydeki arayışlarıyla denkleştirmeye çalışan kişilerin öyküsü bu... Bireysel arayışların, birey olduğunu duyumsamanın, bu anlamda bireyci olmanın toplumcu olmakla, toplum için de arayış içinde almakla çelişmeyeceğini düşünen kişilerin...

Kırık Bir Aşk Hikâyesi"nin unutulmaz öğretmen Bedri'si (Kamran Usluer), "eskiyi yadsıyoruz, yerine de yeni bir şeyler kuramıyoruz" diyor... Ege kıyısındaki bu küçük ve güzel kentte, kültürün "içki ve kumardan oluştuğunu" ekliyor... "Eşraftan eski bir ailenin oğlu" Fuat (Kadir İnanır), "yeni zengin bir tüccarın kızı" ile evlenmekten başka çare bulamıyor. Çünkü bu evlilik, eski eşraf ailesine artık sahip olmadıkları rahatlığı getirecektir. Ama o. güzelliğine karşın bir türlü gönül yakınlığı duyamadığı Belgin'dense (Özlem Onursal), yalnızlığını ve zengin iç alemini mesleğiyle birlikte kasabadan kasabaya taşıyan orta yaşlı öğretmen Aysel'i (Hümeyra) seçecektir.

"Kırık Bir Aşk Hikâyesi" de Ömer Kavur'un anlatımının doruğuna ulaştığı, sayısız yan oyuncusuyla, şiirli diyaloglarıyla ve çevre betimlemesiyle değer kazanmakladır. Filmde herkes üstüne düşeni yapmıştır, her oyuncu başarılıdır. Yine de. Antalya'da kazandıkları ödülü hak eden Orhan Çağman, Güler Ökten ve de Kâmran Usluer'e özel bir selam... Hümeyra’nın doğal oyununu övmek İsterim, ama Fuat'la tartışma sahnesinde, İlla da genç adamdan tokat yemek istermişçesine nedensiz bir hırçınlığa, edepsizliğe dönüşen oyununa anlam veremedim. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

* "Sadeliğin altında yatanları bir bilsen" der, ailesinin içinde bulunduğu maddi zorluğu aşabilmesi için eşraftan zengin birinin kızıyla evlenmek zorunda bırakılan Fuat (Kadir İnanır) yakınlaştığı Aysel öğretmene (Hümeyra). Aysel'in birçok şeyi arkasında bırakarak sadelik, sakinlik beklentisiyle geldiği bu sahil kasabasında, hayat göründüğü gibi değildir gerçekten. Kız kardeşi, eniştesi ve annesiyle yaşayan Fuat, evleneceği kız Belgin, onun kendini içkiye, kumara vermiş ağabeyi Yavuz ve diğerleri... Hepsi işlerini, ilişkilerini, evliliklerini kısaca kasaba hayatının içinde kendilerine biçilen toplumsal rolleri bir şekilde sürdürüyor görünmekle, aslında bir yalnızlığı sürdürmek
tedirler.

Bu mutsuzluğa katlanamayan, bir tek Fuat gibidir. Bir de resim öğretmeni Bedri... Onlarınsa birbirleriyle dost olmak dışında bu çemberi kıracak güçleri yoktur. Beraber balık tutmaya çıktıklarında Fuat "sen olmasan çıldırırdım herhalde" der Bedri'ye. Bedri ise daha fazla anlam katamadığı bu hayata geride resimlerini bırakarak kendi eliyle son verir. Fuat için Aysel'e duyduğu aşk, bu sıkıştırılmışlıktan kurtulmak için bir başkaldırı aracı haline gelir zamanla. Hem kendine, hem evleneceği kızın ailesine, onların ekonomik dayatmalarına, sonra da bütün kasabaya meydan okur Fuat. Ama bir yere kadar. Düzen, bireyi kendi içine hapsetmekte gecikmez. Sonra her şey eskisi gibi olur. Fuat Belgin'le evlenir, Aysel başka bir yere gider. Yıllar sonra mutluluğun yanlarından geçtiğini" itiraf edeceklerdir. Çember kalmış, aşk kırılmıştır.

Klasik melodram filmlerine çok yakın duran bu hikâyeyi son derece sade bir dille aktarıyor Ömer Kavur. Selim İleri, romancılığının temel izleklerinden olan aşk arayışındaki yalnız insan tiplerini ve bireysel olanda toplumsalı arayışı senaryosuna da yansıtmış. Toplumsal fonun belirlediği mutsuz sonuna rağmen oyuncularının performansı ve anlatımıyla da etkili olan, insanda buruk tatlar bırakan bir film, Kırık Bir Aşk Hikâyesi. Ömer Kavur'un Yusuf ile Kenan gibi daha toplumsal kaygılar içeren, giderek Gizli Yüz gibi daha bireysele yöneldiği film serüveni içinde bir ara nokta olarak da görülebilir. (İbrahim Türk) “www.europeanfilmfestival.com”



KARDEŞ KURŞUNU (1981)



Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Sevim Tosunoğlu
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: Hayat Film/ Şevki Tosunoğlu

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Mehlika Kenter, Mualla Omay, Yılmaz Köksal, Yusuf Sezgin, Turgut Özatay, Kudret Karadağ, Cemal Akçay, Aram Aktuç, Hüseyin Kaşif, Ajlan Aktuğ, Hüseyin Peyda, Küçük Yıldız: Yıldırım Murat Tosunoğlu

Konu: Suçsuz olduğunu anlayıp, kardeşini idamdan kurtaran bir savcının öyküsü ve bunlara karşı girişilen mücadele.

KARA GURBET (1981)


Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Cumhur Film/Yahya Kılıç

Asistanı: İsmail Güneş, Stüdyo: Ziya Uçak, Selahattin kaya, Mevlut Koçak, Işık: İsmet Yoğurtçu, Dublaj Yönetmeni: Sadettin Erbil, Set: Cengiz Öktem, Hüseyin Kını, Mehmet Senko, Abdullah Menay, Prodüktör: Ekrem Gökkaya, (Yeni Lâle Stüdyosunda Yapılmıştır).

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Oya Aydoğan, Reha Yurdakul, Ekrem Gökkaya, Sümer Tilmaç, Selahattin Fırat, Attila Ergün, Baki Tamer, Muzaffer Nebioğlu, Macit Flordun, Ekrem Gökkaya, Güner Özenok, Şeref Coşkuner, Çetin Tarzan, Metin Ekin, Süheyl Eğriboz, Cevdet Balıkçı, Zeki Alpan, Mehmet Özekiz, Cevdet Arıkan, Apti,

Konu: Fakir Ferdi, zengin bir ailenin yardımıyla okur ve mühendis olur. Cemile ile evlenecektir ancak Cemile'nin kumarbaz olan ağabeyi bir cinayet işler ve suçu Ferdiye yükler. İki sevgili kaçarak kendilerini kurtaracaklarını zannederler.


KARA BAHTIM (1981)





Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Sedat Ülker
Yapım: Ce-Ba Film/Nihat Cerit

Oyuncular: Osman Sezgin, Deniz Akbulut, Yusuf Sezgin, Aliye Rona, Turgut Özatay, Sami Hazinses

Konu: Aynı kıza aşık olup, sonunda kardeş çıkan bir balıkçıyla bir avukatın aşk öyküsü.

KANLI NİGAR (1981)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Orhan Aksoy
Eser: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Müzik KANLI NİGAR: Esin Engin
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Ar Direktör: Niyazi Er, Reji Asistanı: Turgay Aksoy, Yardımcı Yönetmen: Muzaffer Hiçdurmaz, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Kurgu-Eşleme: Mevlût Koçak, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Işık: Ömer Ekmekçi, Recep Biçer, Remzi Biçer, Set Teknisyenleri: Mustafa Cuvan, Mehmet İnci, İbrahim Öner, Dublaj Yönetmeni: Orhan Aykanat, Makyör: Cemal Gonca, Laboratuvar: Selâhattin Kaya, Ziya Uçak, Prodüksüyon Müdürü: Reha Yur-dakul, Fevzi Barlas, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Negatif Montaj: Mustafa Kul, (Yeni Lale Stüdyosunda seslendirilmiş ve renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Kemal Sunal (Abdi-Narçın), Fatma Girik (Nigar), Dinçer Çekmez (Agah), Sümer Tilmaç (İstinyeli Deli Eşref), Bahar Öztan (Lebibe), Pembe Mutlu (Bedide), Merih Fırat (Melike), Necla Soylu (Nadide), Yaşar Güner (Takacı Temel Reis), Nezihe Güler, Niyazi Er, Orfe Özkan,

Konu: Kanlı Nigar, tiyatrolarımızda çeşitli defalar oynandıktan, ve son olarak müzikal hale getirilip sahnelendikten sonra bu sefer de film haline geliyor. Bir zamanların İstanbul'unda randevuevi işleten Cihanyandı Kanlı Nigar'ın erkeklere ettiği oyunlar, kendisini bu yola düşürenlerden aldığı intikam, vs anlatılmakta. Osmanlı döneminin kent yaşamında kadının güç bulunur, zor erişilir bir kişi olması özelliğine dayanan ve bu yapı içinde "hafif kadın" imajına sarılarak bundan güldürü öğesi çıkaran bir oyun.

* "Kanlı Nigar’ın film serüveni için ne söylenebilir? Tümüyle bir iş filmi bu... Yani bu oyunu görmüş veya işitmişseniz, hakkında bir şeyler biliyor veya tahmin ediyorsanız, daha önce bir Kemal Sunal güldürüsü izlemişseniz ve Memduh Ün'ün sinemamızda rahat bir anlatıma erişmiş yönetmenlerden olduğunu biliyorsanız, filmden belli bir şeyler beklersiniz. İşte “Kanlı Nigâr" bu beklediklerinizi veriyor, ama yalnızca o kadarını. En küçük bir sürpriz, en ufak bir yenilik yok. beklenenin ötesine geçen... Heyecansız, esinsiz bir film bu... Belli klişelere, ezbere bilinen oyunlara dakikalar öncesinden tahmin edilebilecek gelişmelere dayalı. Fatma Girik'in özlediğimiz oyununu, birkaç yıl aradan sonra perdeye getirmekten başka pek bir özelliği yok...”Atilla Dorsay “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”


KAN BAĞI (1981)


Yönetmen: Yıldırım Gencer
Senaryo: Yavuz Figenli
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Metin Film/Işık Toraman

Laboratuvar: Hüseyin Kuğu, Mehmet Aktaş, Mehmet Aktaş, (Ören Film stüdyosunda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: İsmail Badıllı, Gönül Hancı, Yıldırım Gencer, Kadir Savun, Aliye Rona, Suna Selen, Atilla Ergün, Osman Alyanak, Güner Özonuk,

Konu: Birbirlerine aşık olan ancak bazı nedenlerden dolayı kavuşamayan,ama en sonunda kavuşup evlenen Zeynep ile Murat'ın aşk öyküsü.

KADER ARKADAŞI (1981)


Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo Recep Filiz
Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Metin Film/Işık Toraman

Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Tümay Rızai, Laboratuar: Şemsi Tokgöz, Armağan Köksal, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Selahattin Kılıççeken, Çekim Ekibi: Nizam Ergüden, Hüseyin Ergüden, Prodüksiyon: Cihat Karahan, Adnan Kazan, Yardımcı Yönetmen: Nurettin İrişen, Kamera: Hakan Gürtop, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, (Ar Film stüdyosunda hazırlanmış Kunt Film stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Deniz Akbulut, Yaprak Onur, Levent Çakır, Nilüfer Karataş, Ayfer İdin, Yusuf Çetin, Kudret Karadağ, Yılmaz Kurt, Mehmet Uğur, Recep Filiz, Yılmaz Kurt, İhsan Gedik, Giray Alpan, Erol Taş, Kazım Kartal, Mehmet Uğur

Konu: İnşaat işçisi Yusuf İstemeden bir adamın ölümüne neden olur. Kardeşi aynı acıyı tattırmaya yemin eder ve Yusuf’un peşine düşer... Düşmanlarının elinden kaçmayı başaran Yusuf ağır yaralı halde kader arkadaşı Hasan’ın çiftliğine sığınır. Tedavi edilip iyileştirildiği çiftlikte Hasan’ın kızıyla birbirlerine aşık olurlar. Ancak Hasan’ın karısı da ondan etkilenir ve yakınlaşmaya çalışır. Bunu anlayan Hasan can arkadaşını evden kovar. Yusuf’un ayrılmasından sonra düşmanları önce kız kardeşini kaçırır daha sonra Hasan’ın çiftliğini de basarlar. Artık Yusuf için kanlı bir intikam almak kaçınılmaz olacaktır.


İTİRAZIM VAR (1981)


Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Set Ekibi: Ercan Akyıldırım, Abdullah Menay, Selim Gün, Işık Şefi: Şevket Kıymaz, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Senkron Montaj: Turgut İnangiray, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Negatif Montaj: Sedat Karadeniz, Kamera: Ali Güvenci,
Yeni Lale Film stüdyosunda seslendirilip hazırlanmıştır

Oyuncular: Müslüm Gürses, Serpil Çakmaklı, Yalçın Gülhan, Aynur Beller, Hüseyin Kutman, Şükriye Atav, İhsan Gedik, Aynur Gökçe, Semra Uçar, Kamuran Efe, Ahmet Girgin,

Konu: Bir kolej talebesi genç kızla, kötü yoldan kurtardığı bir kadın arasında kalıp, sonunda kurşunlara hedef olan bir gencin öyküsü.

İNTİKAM YEMİNİ (1981)



Senaryo ve Yönetmen Aykut Düz
Foto Direktörü Sertaç Karan
Yapım Metin Film / Işık Toraman

Prodüksiyon: Cihat Karahan, Adnan Kazan, Yönetmen Yardımcısı: Nurettin İrişen, Muzaffer Karataş, Kamera: Ali Güvence, Şevket Yılmaz Işık Servisi, Set Ekibi: İsmail Kündem, Ömer Bubu, Erdal Sümer, Ses Çekimi: Erkan Aktaş, Negatif Montaj: Nevzat Dişiaçık, Laboratuvar: Adnan Şahin, (Fono Film stüdyosunda seslendirilmiş ve imal edilmiştir )

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Mreral Orhonsay, Hulusi Kentmen, Kâzım Kartal, Nazan Ayas, Ümit Acar, Necla Fide, Abdullah Ataç, Erdoğan Seren, Sırrı Elitaş, Tevfik Şen, Kadir Kök, Mehmet Uğur,,

Konu: eski bir kaçakçı eski yaptığı işlerden pişman olup babasının yanında çalışmaya başlar fakat bu defa da kaçakçının karısına bir adam göz koyar kaçakçının babasını ve kardeşini öldürür kaçakçı intikam yemini eder .

İNSANLIK UĞRUNA (1981)




Yönetmen Kunt Tulgar
Senaryo Yaşar Şener
Görüntü Yönetmeni Ender Turgut
Yapım Ceba Film/Nihat Cerit

Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Kaya Ören, (Kunt Film Stüdyosunda seslendirilmiş ve Kaya Ören stüdyosunda hazırlanmıştır. )

Oyuncular: Bulut Aras (Salih), Güngör Bayrak (Sevgi), Yusuf Sezgin (Suat), Erol Taş (Kenan), Süheyl Eğriboz (yakışıklı), Kudret Karadağ (Kudret), Niyazi Gökdere, Necdet Tok, Sırrı Elitaş, Cevdet Balıkçı, Abdi Algül, Tevfik Şen, Hakkı Kıvanç, Ünal Gürel, Hasan Yıldız, Nejat Gürsoy, Yılmaz Kurt, Ali Demir, Mesut Sürmeli, Ahmet Açan, Küçük Yıldız: Ekrem Cerit


HOR GÖRME GARİBİ (1981)


Yönetmen İsmail Kalkan
Senaryo Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Yapım Gazanfer Dirlik

Set Teknisyenleri: Ekrem Çınaroğlu, Taci Erşan, İbrahim Öner, Işık: Ergun Şimşek, Kameraman: Galip Kızılova, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan, (Yeni Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmış ve Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Hüseyin Altın, Prenses Banu, Güneş Işık, Yılmaz Kurt, Remo Değerli, Levent Çakır,Reha Yurdakul, Küçük Yıldız: Birtanem,

Konu: Arabası arızalanan dansöz Banu (Prenses Banu), benzin istasyonunda işçilik yapan Osman’la (Güneş Işık) tanışır. Banu, Osman’ın yakın ilgisine karşılık olarak onu İstanbul’a davet eder. Osman, Banuya çalıştığı pavyonda bulur. Aralarında bir aşk başlar. Osman, sur kovuklarında tanıdığı hasta bir genç olan Hüseyin’le (Hüseyin Altın), Banu’nun evine yerleşirler. Hüseyin de Banu’ya aşıktır. Bu arada dansözlüğü bırakıp ev kadını olmak isteyen Banu’yu pavyoncular rahat bırakmaz...